Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive

Tiyatroda 1 Zamanlar.../Kültür - Sanat/milliyet blog



Hepimizin hayatı kotarma isteğinin açığa çıktığı, dünyaya zaman aşımına uğramayan izler bırakma çabasının yansıdığı, insanda kendini gerçekleştirme duygusu uyandıran heyecan yüklü bir mucize: Tiyatro. Bu mucize uzun zamandır süregelen tartışmalarla her gün farklı bir hava soluyor. Artık parası kadar konuşuluyor, rakamlarla değerlendiriliyor.

Oysa tiyatro "iki kalas bir heves" macera değil midir? Bunca zaman işin sırrının yetenek ve çalışmanın ötesinde tutku olduğuna inanmıyor muyduk? Bu tutku hayatın tüm zorlamalarına, telaşına rağmen ısrarla sürüyordu. Yıllardır ustaların tiyatro serüvenlerini dinlerken, hayatla yoğrulmuş duyguları sahnede tutkuyla tekrar tekrar pişirdiklerine tanık oluyorduk. Hatta tiyatrocular kendilerini yarı deli saymıyorlar mıydı? Bu cesur delilere şimdi ne oldu da kendilerini paralı pullu bir tartışmanın içerisinde buldular. Sıfırların azaldığını düşünen ve hayıflananlar alkışların da azalacağını mı düşündüler acaba?

Şehir tiyatrolarının bilet fiyat uygulamasını, bu uygulamayı destekleyenleri ve eleştirenleri basından takip etmişsinizdir. Kendi adıma basında sanatın, tiyatronun bu şekilde bile olsa yer almasından dolayı memnuniyetimi dile getirmek istiyorum. Tanrım! İşte tiyatrodan söz ediliyor nihayet. Para nedeniyle olsa bile... Sonunda tiyatro da gündem yarattı, ne mutlu bizlere… Çünkü bu tarz tartışmalar tiyatroyu sanatın objektifinden uzaklaştırsa da insanları yaklaştırıyor.

Çoğu kişi düşük fiyat uygulamasından hala habersiz ve bu tartışmalar süregelip demeçlere yenileri eklenirken bazıları silkeleniyor ve meraklanıp sanat için bir başlangıç oluşturabiliyor. Diğer taraftan tiyatroya ömrünü adamış, her solukta sahneyi düşünen Ali Poyrazoğlu ve Hadi Çaman gibi sahne devlerinin eleştirilerini anlamaya ve kendi içimde ortak bir payda bulmaya çalışıyorum.

Evet tiyatro, her sanat dalı gibi ülkemizde zor icraa edilen, değeri pek de bilinmeyen; hayata kapalı yollarda yürüyen insanların rol ve ahkam kestiği, hayat damarlarının sökülüp atıldığı bir sanat. Tamamen tutku işi çünkü yaşam tuzaklarla dolu ve çok daha fazla para kazanıp, rahat yaşamak varken sahneyi, perdeyi, alkışları tercih etmek çılgınlık gibi geliyor biz izleyenlere, ama hayata bunca zaman önyargılardan uzak, korkusuzca bakan; yaşadığı ülkenin ve insanlarının dokusunu da en iyi bilen onlar, yani akıllı deliler değil midir? Onların endişelerini, sıkıntılarını anlıyor ve adanmış ömürlerinin huzurunda saygıyla eğiliyorum.

Fakat, şu eleştiriye de bir yorum getirmek istiyorum. Bu uygulamaya karşı olanlar, tiyatro ucuzlarsa oyunlar da ucuzlar sanıyorlar. Kalitesiz seyircinin salonları dolduracağı ve tiyatro emekçilerine haksızlık yapılacağı yönünde eleştiriler var. Ne var ki telaşa gerek yok. Mutlaka ki toplanan bir liralarla tiyatrocuların emeği karşılanamaz, zaten o emeğin değeri de ölçülemez. Ayrıca müdavim kesim zaten oyunlara gitmeye devam edecektir, parası azaldı diye gelenler de, bakarsınız tiryaki olur zamanla, belli mi olur? Çünkü tiyatro öyle büyülü öyle ışıltılı ki mutlaka görmeyen gözlerin bile bakmasını sağlar. Bir liralık oyunların kalitesiz olduğu yönünde görüşlere de bıyık altından bir gülücük fırlatabilirsiniz. Kanımca bunu söyleyenler henüz o oyunları izlememişler. Kimse merak etmesin, tiyatrocular, gerekeni hep gerektiği gibi yaparlar.

Örnek olarak Eskişehir'i göstermek istiyorum, şu an gösterimde olan oyunlar 2 yıldır sahnede. Bu uygulama olmadan da salonlar doluydu, bilet bulunmuyordu yine öyle. Demek ki paranın hükmü kalmamış!

Kalite kısmına gelince: "Karmakarışık" isimli bir oyunun yönetmen ve uyarlayanı Haldun Dormen, bunun yanı sıra "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım", Moliere'in “Tartuffe" ve "Kıyamet Suları" gibi güzel, yerli ve yabancı bir çok oyun seyirciyle buluşuyor. Yani kalitede herhangi bir düşüş söz konusu değil.İzleyenler az parayla da çok güzel işler yapılabileceğini görüyor ve paranın eksikliğini alkışları sayesinde aratmıyorlar.

Bu uygulama özel tiyatroları zor durumda bıraksa bile hepsi aynı denize dökülen nehirlerdir. Ben de oyuncu olsaydım şehir tiyatrolarında, bir liraya oynardım. Tutku, parayla ölçülemez çünkü.

Oyun biletleri ucuzlarken oyunlar kalitesini koruyor.
Gönlünüzü ferah tutun...

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,


Share

0 Comments:

Yorum Gönder