(Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre, kayıp Kehribar Odası bulunmuş. Bir mağaradaki değerli kalıntılara ulaşmak oldukça zormuş. Ama hazine avcıları buna çalışacaklarmış. Bir yıl önce detaylı hikayesini yazdığım bu yapıt hakkındaki en taze haber bu...)
St. Petersburg’da, yazlık Katerina Sarayı’nda bir oda vardır. 7.5 mt yüksekliğindeki duvarları tamamen işlemeli kehribarla kaplıdır. Sarayın en ilgi çekici bölümü olan bu oda 2003 yılında turistlerin ziyaretine açıldı. Yıllardır süren restorasyonu o yıl bitmişti. Orijinal yapıt 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yok olmuştur. Ziyarete açılan yer, tarihi eserin günümüz Rus sanatçıları tarafından yapılan bir kopyasıdır. Efsanevi bir sanat eseri olan ‘’Kehribar Odası’’ nı bulma çabası, günümüzde çoksatar bir romana bile konu olmuştur. Etrafında gizem dolu söylencelerle yok olan bu sanat eserini meydana getiren malzeme, rusçası ‘’Yantar’’ olan kehribardır.
Şu anda bir ‘’kehribar ülkesi!’’ndeyim. Bahsettiğim yapıtın tarihçesinde, epeyce yeri olan bu şehir Königsberg’dir. Almanca olan bu isim, şehir 1946 yılında Rusya’nın eline geçtikten sonra Kaliningrad olarak değiştirilmiştir. Baltık kıyısında yer alan bu nadide coğrafya, kehribar’ın hem çıkarıldığı hem işlendiği en büyük merkezdir. Buraya gelip gitmeye başladıktan sonra benim de çok ilgimi çeken bu cevherle ilgili, meraklısına derli toplu bir bilgilendirme notu yazmak istedim. Ayrıca oluşumuna dair Phaeton efsanesi ve Kehribar Odası’nın tarihi hikayesine de yer vereceğim. İlginç bulunacağını sanıyorum.
Kehribarı, biz, genellikle değerli bir tesbih malzemesi olarak biliriz. Son yıllarda artan miktarlarda takılarda da rastlar olduk. Bu takıların menşeinin Rusya olduğunu, görme şansı bulduğum diğer Rus kentlerindeki kehribar takı satışının yaygınlığından anlamıştım. Ama asıl merkez Kaliningrad’ mış. Bu şehirde özel bir Kehribar Müzesi var. Havaalanından başlayarak kehribar hediyelik satan dükkanlarla, büfelerle adımbaşı karşılaşabiliyorsunuz. Ayrıca kehribar işlemeciliği eğitimi veren özel sanat enstitüleri bile var. Bu cevhere ilişkin bazı inanışları da var Rusların…Boynunuzda taşıyacağınız bir kolyenin boğaz ağrıları ve guatra iyi geldiğini söylüyorlar. Sol elde tutulup, ovulacak bir parçasının vücuttaki fazla elektriği alacağına, kasaya konduğunda para çekeceğine inanılıyor. Ayrıca Aslan burcunun uğurlu taşıymış kehribar. Buharıyla meyve olgunlaştırılabilirmiş. Bu kadar özellikleri olan ve sevilen şey ne metal ne de taştır! Öyleyse nedir?
Almancası ‘’bernstein’’, İngilizcesi de ‘’amber’’ olan bu cevher, ağaçlardan sızan reçinenin fosilleşmiş halinden başka bir şey değildir…Baltık kıyılarında geniş alanlar kaplayan yüksek ağaçların milyonlarca yıl önceki atalarından yadigardır. Bu nedenle bilimadamlarının ‘’Zaman Kapsülü’’ adını da verdiği kehribar, 40-50 milyon yıl öncesini, şeffaf görüntüsüyle günümüze taşır. Jurassic Park’taki dinozorlar, bu kapsülde günümüze erişen atalarının fosillerinden elde edilen genlerle oluşturulmuştur.
Ağaçlardan aşağı, denize doğru akan bal kıvamındaki reçinenin içerisinde tarih öncesi zamanların sinek, böcek ve yaprak parçaları hapsolup günümüze kadar bozulmadan kalmaktadır. Belki de böyle bir özelliğinden dolayı eski Mısır’da mumyalama işlemlerinde de kullanılıyormuş. Tarihin çok eski çağlarından beri bilinen bu cevhere, Yunancada ‘’Elektron’’ adı verilmiş. Rusya’da ‘’Güneş Taşı’’ da derlermiş, ışığı yansıtmasından dolayı…
Sanatçıları kışkırtacak kadar çok rengi ve dokusu vardır. Siyah, kırmızı, kahverengi, sarı, bej renklerinin pek çok tonu yanısıra nadiren yeşil ve mavisine de rastlanmaktadır. Soğuk Baltık denizine ulaşınca donup katılaşan balın şeffaf görüntüsünden başka içinde çeşitli renk damarları barındıran masif kütleler de var. Buralarda altın gibi belli değerlendirmelere bağlı alışverişi yapıldığını söylüyorlar. Amorf külçeler olarak da satılıyor. Parça büyüdükçe birim değeri artıyor.. İçerisinde gerçek hayvan fosili bulunması ayrıca değeri yükseltiyor. Ama en büyük değeri sanatçının eli katıyor. Takı ve eşya tasarımı yarışmaları katalogları bile bulunabiliyor. Şehirde sık sık kehribar hakkında fuar, festival ve seminerler düzenleniyor. Hediyelik dükkanlarında, burada yer verdiğim fotoğraflarda da görüleceği üzere, küçük hayvan biblolarından, takılara, tablolardan, pipolara, anahtarlıklara, tesbihlere, mücevher kutularına varıncaya kadar pek çok obje satılmaktadır. Küçük şekilsiz kütlecikler halinde de tezgahlarda satılmaktadır ki, hiçbir parça diğerine benzemez. Kente yolu düşenler muhakkak bu objelerden edinmektedir.
Daha önceleri sadece takı malzemesi olarak beni cezbeden bu nadide madde, yakından tanıdıkça beni daha derinden etkiliyor. Doğal olması, tarihin derinliklerini avucunuzda tutuyor hissi vermesi, neredeyse tatlımsı ve sıcak görüntüsü, sürekli değişken hali, tarihi şahsiyetleri de etkisi altına almış. En büyük eser de bir kralın ısmarlaması olarak yapılmış, bir imparatoriçe sahip çıkmış, yüzlerce yıl dayanmış ama yeryüzünün gördüğü en büyük savaşta bir anda ortadan kaybolmuş. Bu hikayeyi ve kehribarın oluşumuna dair trajik Phaeton efsanesini, bu yazının ikinci bölümünde anlatacağım.
‘’Kehribar’’ başlıklı galerimde bu konu için kendi derlediğim görüntüleri verdim. Fotoğrafların büyük kısmı eşimin de katkılarıyla bana aittir. Yantarni Komnata (Kehribar Odası)’a ait görüntü internetten alınmadır. Bizim gezdiğimiz sırada fotoğrafa izin verilmiyordu. Birkaç görüntü de yazıda bahsettiğim çağdaş sanatçı katalogundan alınmıştır. ‘’Ağaçlı görüntü’’ müzedeki canlandırma maketinden, hediye tezgahları ise havaalanındaki dükkanlardandır. Yantarni Müze girişi fotoğrafı da görüntüler arasındadır. Ama yazısı kiril alfabesiyle oldukça da süslü olduğundan bizim için anlaşılmazdır. Kolye ve küpeler evde güneş ışığında alınmış görüntülerdir.
Kaynakça…Kehribar Müzesi, Kehribar Odası-Steve Berry, Kaliningradlılar.
Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,
0 Comments:
Yorum Gönder