İYİMSER ADAM
Çocukken sineklerin kanadını koparmadı
teneke bağlamadı kedilerin kuyruğuna
kibrit kutularına hapsetmedi hamamböceklerini
karınca yuvalarını bozmadı
büyüdü
bütün bu işleri ona ettiler
ölürken başucundaydım
bir şiir oku dedi
güneş üstüne deniz üstüne
atom kazanlarıyla yapma aylar üstüne
yüceliği üstüne insanlığın
Usta şair Nâzım Hikmet 20 Kasım 1901'de Selanik'te doğdu ve 3 Haziran 1963'te Moskova'da öldü. Doğumu da ölümü de çok sevdiği Anadolu'dan ve memleketinden uzakta oldu. Hayatını uzun uzun anlatmaya gerek var mı, dünya tanıyor zaten. Kişiliği, fikirleri, aşkları ve kadınları da yeterince gündeme geliyor ve irdeleniyor. Sevenleri de çok sevmeyenleri de bu pencerelerden bakılırsa. Sadece bir penceresi vardır ki, herkes oradan baktığında aynı fikirdedir ve aynı güzellikleri görür. O da şiir penceresidir. Seven- sevmeyen, laik, anti-laik, sağcı-solcu farketmez, eğer biraz şiir seviyorsa, edebiyatla ilgili ise. Muhteşemdir onun şiirleri; destansı, akıcı ve yakıcı. Ve ben yine iddia ediyorum ki sanatkar olan sanat ruhu taşıyan, sanat icra eden kişilerden insanlara, vatanına, yurduna ve ulusuna
asla zarar gelmez. Yanılgılar haksızlıklar nasıl olsa bir gün su yüzüne çıkar. Nazım'da olduğu gibi.
Gençliğimizde pek tanıyamadık onu, şiirlerini okuyamadık bangır bangır yüksek sesle. Adını anmak bile yeterdi, okuldan atılmaya, eğer devler memuru isen sürgün olmaya. O güzelim şiirleri okudu diye çok canlar yanmıştır maalesef.
Şükür şimdilerde geç de olsa anlaşıldı değeri ve zararsız olduğu. Artık yaşam öyküsü, aşkları, fikirleri ve kadınları özgürce konuşulup tartışılabiliyor. Hatta blog konusu bile yapılabiliyor, değil mi?
3 Haziran onun ölüm yıldönümü. Saygı ve rahmetle anıyoruz! Vatanından uzakta olsa bile toprağı bol olsun!
Bakü, 6 Aralık 1958
CENAZE MERASİMİM
Bizim avludan mı kalkacak cenazem?
Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan?
Asansöre sığmaz tabut,
merdivenlerse daracık.
Belki avluda dizboyu güneş ve güvercinler olacak,
belki kar yağacak çocuk çığlıklarıyla dolu,
belki ıslak asfaltıyla yağmur.
Ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi.
Kamyona, yerli gelenekle,
yüzüm açık yükleneceksem,
bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden : uğurdur.
Bando gelse de, gelmese de çocuklar gelecek yanıma,
meraklıdır ölülere çocuklar.
Bakacak arkamdan mutfak penceremiz.
Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla.
Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar.
Avludaşlarım, uzun ömürler dilerim hepinize...
Nazım Hikmet Ran
( 1902 - 1963 )
( 1963 Nisan, Moskova )
Nazım Hikmet tam adıyla Nazım Hikmet Ran, (d. 15 Ocak 1902, Selanik-ö.3 Haziran 1963, Moskova)Türk şair ve oyun yazarı.Türkiye'de serbest nazmın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin öncüsü.Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20.yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır. Eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir.
Ve onun için söylenmiş bir söz;
"Vefalı dost, yiğit militan, insan düşmanlarının amansız düşmanı, her yerde hizmet etmek ama hiçbir şeyi görmezden gelmek istemiyordu. (...)
"Durup dinlenmeden nöbet tutan bir insanın eserleri, ölümünden sonra da, sizin için aynı işi yapıyor." ("Nâzım Hikmet'e Saygı" başlıklı yazısından.)
Jean-Paul Sartre (1905-1980)
Resim Alıntıdır:
Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,
0 Comments:
Yorum Gönder