Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Zaman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zaman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Tiyatroda 1 Zamanlar.../Kültür - Sanat/milliyet blog



Hepimizin hayatı kotarma isteğinin açığa çıktığı, dünyaya zaman aşımına uğramayan izler bırakma çabasının yansıdığı, insanda kendini gerçekleştirme duygusu uyandıran heyecan yüklü bir mucize: Tiyatro. Bu mucize uzun zamandır süregelen tartışmalarla her gün farklı bir hava soluyor. Artık parası kadar konuşuluyor, rakamlarla değerlendiriliyor.

Oysa tiyatro "iki kalas bir heves" macera değil midir? Bunca zaman işin sırrının yetenek ve çalışmanın ötesinde tutku olduğuna inanmıyor muyduk? Bu tutku hayatın tüm zorlamalarına, telaşına rağmen ısrarla sürüyordu. Yıllardır ustaların tiyatro serüvenlerini dinlerken, hayatla yoğrulmuş duyguları sahnede tutkuyla tekrar tekrar pişirdiklerine tanık oluyorduk. Hatta tiyatrocular kendilerini yarı deli saymıyorlar mıydı? Bu cesur delilere şimdi ne oldu da kendilerini paralı pullu bir tartışmanın içerisinde buldular. Sıfırların azaldığını düşünen ve hayıflananlar alkışların da azalacağını mı düşündüler acaba?

Şehir tiyatrolarının bilet fiyat uygulamasını, bu uygulamayı destekleyenleri ve eleştirenleri basından takip etmişsinizdir. Kendi adıma basında sanatın, tiyatronun bu şekilde bile olsa yer almasından dolayı memnuniyetimi dile getirmek istiyorum. Tanrım! İşte tiyatrodan söz ediliyor nihayet. Para nedeniyle olsa bile... Sonunda tiyatro da gündem yarattı, ne mutlu bizlere… Çünkü bu tarz tartışmalar tiyatroyu sanatın objektifinden uzaklaştırsa da insanları yaklaştırıyor.

Çoğu kişi düşük fiyat uygulamasından hala habersiz ve bu tartışmalar süregelip demeçlere yenileri eklenirken bazıları silkeleniyor ve meraklanıp sanat için bir başlangıç oluşturabiliyor. Diğer taraftan tiyatroya ömrünü adamış, her solukta sahneyi düşünen Ali Poyrazoğlu ve Hadi Çaman gibi sahne devlerinin eleştirilerini anlamaya ve kendi içimde ortak bir payda bulmaya çalışıyorum.

Evet tiyatro, her sanat dalı gibi ülkemizde zor icraa edilen, değeri pek de bilinmeyen; hayata kapalı yollarda yürüyen insanların rol ve ahkam kestiği, hayat damarlarının sökülüp atıldığı bir sanat. Tamamen tutku işi çünkü yaşam tuzaklarla dolu ve çok daha fazla para kazanıp, rahat yaşamak varken sahneyi, perdeyi, alkışları tercih etmek çılgınlık gibi geliyor biz izleyenlere, ama hayata bunca zaman önyargılardan uzak, korkusuzca bakan; yaşadığı ülkenin ve insanlarının dokusunu da en iyi bilen onlar, yani akıllı deliler değil midir? Onların endişelerini, sıkıntılarını anlıyor ve adanmış ömürlerinin huzurunda saygıyla eğiliyorum.

Fakat, şu eleştiriye de bir yorum getirmek istiyorum. Bu uygulamaya karşı olanlar, tiyatro ucuzlarsa oyunlar da ucuzlar sanıyorlar. Kalitesiz seyircinin salonları dolduracağı ve tiyatro emekçilerine haksızlık yapılacağı yönünde eleştiriler var. Ne var ki telaşa gerek yok. Mutlaka ki toplanan bir liralarla tiyatrocuların emeği karşılanamaz, zaten o emeğin değeri de ölçülemez. Ayrıca müdavim kesim zaten oyunlara gitmeye devam edecektir, parası azaldı diye gelenler de, bakarsınız tiryaki olur zamanla, belli mi olur? Çünkü tiyatro öyle büyülü öyle ışıltılı ki mutlaka görmeyen gözlerin bile bakmasını sağlar. Bir liralık oyunların kalitesiz olduğu yönünde görüşlere de bıyık altından bir gülücük fırlatabilirsiniz. Kanımca bunu söyleyenler henüz o oyunları izlememişler. Kimse merak etmesin, tiyatrocular, gerekeni hep gerektiği gibi yaparlar.

Örnek olarak Eskişehir'i göstermek istiyorum, şu an gösterimde olan oyunlar 2 yıldır sahnede. Bu uygulama olmadan da salonlar doluydu, bilet bulunmuyordu yine öyle. Demek ki paranın hükmü kalmamış!

Kalite kısmına gelince: "Karmakarışık" isimli bir oyunun yönetmen ve uyarlayanı Haldun Dormen, bunun yanı sıra "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım", Moliere'in “Tartuffe" ve "Kıyamet Suları" gibi güzel, yerli ve yabancı bir çok oyun seyirciyle buluşuyor. Yani kalitede herhangi bir düşüş söz konusu değil.İzleyenler az parayla da çok güzel işler yapılabileceğini görüyor ve paranın eksikliğini alkışları sayesinde aratmıyorlar.

Bu uygulama özel tiyatroları zor durumda bıraksa bile hepsi aynı denize dökülen nehirlerdir. Ben de oyuncu olsaydım şehir tiyatrolarında, bir liraya oynardım. Tutku, parayla ölçülemez çünkü.

Oyun biletleri ucuzlarken oyunlar kalitesini koruyor.
Gönlünüzü ferah tutun...

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,


Zaman devrilir/Kültür - Sanat/milliyet blog Zaman devrilir




Efendim zaman devrilir, zaman kurulur bu devran sürer gider. Bu zaman kavramı içerisinde çınarlar dikilir büyür ve yıkılır. Bu dönemlerde her çınar kendi gölgesini yapar. Burada yaşayanlar bundan faydalanır. Çınar kendi büyüklüğünce gölgesi de o kadar büyük olacaktır. Kendi kültürümüz ulu bir çınar iken
 bu kültüre yabancılaşma ve ona küsme çınarın kollarını kırmış dal ve budakları kurumuş eski defterlerde perde perde dökülmüş kalmıştır.

Avrupa Rönesans ve reform hareketleriyle geçmişine sahip çıkarak eski yunan eserlerini düşünce ve ilim adamlarını ön plana çıkarmış, hatta Osmanlıda yetişmiş bir çok bilim adamlarının eserlerini kendi dillerine çevirerek yenileşme yaparken kendi öz kültürü ve bu kültürü besleyen kaynaklardan yararlanmasını bilmiştir. Oysa bizde ise Tanzimatla birlikte kendi öz kültürüne karşı çıkılmalar başlamış yabancı hayranlığı Fransız kültürü ön plana çıkmıştır. Bizim kalkınmamız batılılaşma ile olacak denilirken kendi kimliğimiz kaybedilmiş çınarlar birer birer yıkılmaya başlanmıştır. Öyle ki geçmişe sahip çıkma konusunda Avrupa bizden daha tutucudur.

Örneğin bu gün Avrupa ülkelerinde krallar halen vardır. Ve halk bunlara saygı gösterir. Bu krallar sembolik manada olsa da geçmişe saygı ifadesi olarak önemini korumaktadır. Bu gün dünyada ilerleme kültüre sahip çıkmakla olacaktır. Eskiden top ve tüfekle kazanılan zaferler günümüzde ekonomik zenginliklerle sağlanmaktadır. Bu gün Japon şirketleri dünya markaları haline gelmiş bu sayede dünyada söz sahibi olmuştur. Bunu yaparken de geçmişini unutmadan onu koruyarak geliştirerek yapmaktadır. Alfabesi, yemek kültürü, bunun yanında modern hayatı…

Kendine ait olanı inkâr ederek başkasına kapılanma yönelme. Önce kendisi olamama kendini tanıyamama… Yunus Emre’nin

İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Ha bir kuru emektir

Dizelerinde dile getirdiği kendin olma kendisi olma önce bunun aşılması gerekiyor. Osmanlı döneminde Nizam-ı Âlem fikri önce bunu sağlamıştır. Kendisine hükmedemeyen başkasına hükmedemez. Osmanlıyı imparatorluk haline getiren bu inanç bu çalışma ve kendin olmadır. Adam olmak önemli değil adam gibi durmak önemlidir. Bu da ancak kendi kültürünü tanıma sahiplenme ve onu geliştirerek yüceltme ile olur.

O halde toplumlar geçmişleri, kültürleri ile ayakta kalacak ve büyüyecektir. Bu konuda Türk toplumu olarak da kendi kültürümüze sahip çıkma geliştirme mecburiyetindeyiz. Sadece belirli günlerde, müzelerde değil hayatın her anında zamanla göstermeliyiz.

Geçmişe ah çekerek değil aşk ile bakmalıyız.

İskender Pala (Zaman 09/12/2005)Ziya Paşa’dan

"Bil illeti kıl sonra müdâvâta tasaddî

Her merhemi her yâreye merhem mi sanırsın"

(Önce hastalığı teşhis eyle; ancak ondan sonra deva için çareler ara

Her merhemi her yaraya iyi gelecek sanırsan aldanırsın….)

mustafa doğru

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,

Zamanla ilgili güzel sözler, Günün sözü


Hayatta en değerli olan zamandır kime hediye ettiğine dikkat et 

Orucun zamanı hakkında neler söylenebilir ?

Orucun zamanı
Orucun zamanı ikinci fecirden başlar ve güneşin batışına kadar devam eder . İkinci fecirin aydınlığının dağılması anına kadar beklenebilir .
Orucun başlangıç zamanı hakkında şüpheye düşen kişiler için şu söylenebilir : İkinci fecrin aydınlığının dağılmasına kadar sahur yapabilir . Bu ana kadar yiyip içse bir sakınca olmaz . Fakat hemen oruca başlamak da ihtiyaten uygundur .
Orucun bitiş zamanı hakkında şüpheye düşenler için : Güneşin batışı hakkında kuvvetli bir zanna sahip olan kimsenin hemen iftar etmemesi uygundur . Gerçek anlaşılmazsa kaza gereken bir durum meydana gelebilir . Kaza , güneşin batışından önce yenilirse gerekir . Gerçek anlaşıldığı halde iftar eden kimse için keffaret gerekmez .
Oruç için araştırma yapan kimse için : Kuvvetli zannına göre sahur eder ve iftar yapar . Sahuru geciktirmemek ve iftarı erkene almamak ihtiyaten uygundur .

Davul , top sesi veya kandille sahur yapmak için bunların güvenilir olması gerekir . Ayrıca düzenli olmalıdır . Saatlerin de düzenli çalıştığı kontrol edilmelidir .

Sadece Biraz Zaman… Ve Daha Çok UYKU!!!

















Bugün canım arkadaşım LaFea adeta isyan ederek aynen şu ifadelerle "Güncelle kızım artık şu blogunu" dedi.

Evet, evet biliyorum bu aralar mutlaka bir güncelleme yapmam gerek. Ancak şu ara hayat benim için o kadar hızla gidiyor ki kendimi bir hız treninde seyahat ediyor gibi hissediyorum. Olan biten çok şey var ve ben ne zaman "Aaa bu çok ilginçmiş" dediğimde o artık çoktan hızla tarih olmuş oluyor. İstediklerimi yapabilmem için zaman yetmiyor sanki şu ara bana. Ne zaman Şubat ayının 18 i oldu anlamış değilim.

Yapmam gereken çok şey var ve ben sadece uyumak istiyorum. Her zaman uykuyu çok sevmişimdir ancak şimdi ihtiyaç duyuyorum. Sessizce, derin, uzun ve sakin bir uyku istiyorum sadece.

Umarım, dilerim, inşallah, en kısa zamanda ve tez olarak bir güncelleme yapabilirim. O zamana kadar kendinize çook iyi bakın canlarım.