Rodin, “modern heykelin kurucusu”, “heykelin büyük ustası”, “taşı yoğuran adam”, “tanrıyı oynayan adam”...
Bunların hepsi usta heykeltraş Auguste Rodin(1840-1917) için kullanılan ifadeler.
Yaşadığı dönemde, Paris’te önemli sanatçıların yetişmesinde katkısı olan Ecole des Beaux-Arts okuluna girmeye çalışmış olan sanatçı üç kez reddedilir. O da, farklı heykeltraşların atölyelerinde çalışarak kendini geliştirir ve sonunda yanında, aralarında Camile Claudel’in de bulunduğu, pek çok genç heykeltraşın çalıştığı kendi atölyesini kurar.
Sanatçı, yaşadığı tüm tutkuları heykellerinde ortaya koyar. Oldukça çalkantılı ve renkli bir yaşamı olur. Hatta yaşadığı aşkları ve ilişkileri tüm Paris’te dilden dile, kulaktan kulağa ve çoğu zaman da alanen anlatılır.
Bu renkli ve çalkantılı yaşamın ötesinde, sanatçının yapıtları klasik heykel anlayışının ötesinde bir estetiğe sahiptir. Bu yüzden pek çok eleştirmen onu modern heykelin babası olarak kabul eder. Sadece mükemmel vücutlar, akıl almadık duruş ve hareketlerden oluşmaz onun heykelleri, tutkuları, şehveti, hüzünü kısacası duygularıyla birlikte var olurlar.
Şimdi bu büyük ustanın eserlerini İstanbul’da görmek mümkün.
Benim gibi heykelle biraz ilgilenen, onu biraz seven herkes Rodin’i bilir.
‘Düşünen Adam’
‘Öpüşme’
‘Bronz Çağı’
“Balzac Anıtı’ ve diğerleri...
Heykel ile biraz haşır neşir olup okuyan herkes ordan burdan bu eserleri ve Rodin’i duymuştur, ve yapıtlarına hayran olmuştur... Aslında bu kaçınılmaz bir şeydir.
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, şu günlerde Rodin’in eserlerini ağırlıyor. Sergide oldukça geniş bir koleksiyon yer alıyor. Hatta izleyici, açılışı sergiye girmeden önce köşkün önünde ‘Victor Hugo Anıtı’ ile yapıyor. Açık alanda, yeşillikler arasındaki heykel sizi tüm etkileyiciliği ile karşılıyor.
İçeride ise, sanatçının diğer eserlerinin yanı sıra, kendisine ait antik dönem heykel koleksiyonunu da barındırıyor.
Elbette ki sergi boyunca pek çok eser sizi büyülüyor, fakat ben özellikle sanatçının birleştirmelerinden bahsetmek istiyorum. Rodin atölyesi oldukça yoğun çalışıyor, ve pek çok yapıt defalarca döküp çoğaltılıyor. Sanatçı, döküp çoğaltılan bu çalışmaları parçalayıp, birbirinden çok farklı olan diğer parçalarla birleştirerek, yeni yapıtlar oluşturuyor.
Sakıp Sabancı Müzesi'nde bu yapıtlardan pek çok örneği görmek mümkün. Bu çalışmalar tamamen yepyeni bir anlayış ve estetiğin ürünleri. Bu yapıtların içinde dolaşırken birbirinden bağımsız olarak üretilen farklı parçaların bir arada gösterdiği uyum ve yeni komposizyon heykel alanında bir devrim aslında. Klasik heykel anlayışı içersinde yaşanan bir dönemde yapılan bu çalışmalar pek çok tartışmalara yol açıyor.
Rodin’in kendi yapıtlarından ve antik dönem heykel koleksiyonundan 203 eserin sunulduğu sergi 3 Eylül tarihine kadar gezilebilir ve heykel alanında bu kadar büyük bir ustanın yapıtlarını görmek isteyen herkese açık.
Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,
Kayıtlar
0 Comments:
Yorum Gönder