Zaman zaman, hayat akıp geçerken birden o anı farkederiz yolda yürürken, otobüste giderken ya da öylece oturmuş dışarı bakarken...
Aslında herşey her zamanki gibidir, fakat o an birden belirginleşir, hayatın, yaşamın farkına varırız. Üçüncü bir göz olup, dışardan izleriz, herşeyin dışından o an sokaklar, insanlar, arabalar hepsi yabancı gelir ama bir o kadar da tanıdıktır.
Fotoğraf sanatçısı, François – Marie Banier’in fotoğrafladığı “Gerçek Öyküler” bana bu anları hatırlattı. Her bir fotoğrafta her an, her yerde karşımıza çıkan insan manzaralarını izliyoruz. Sokakta yürürken birden karşımıza çıkan yol işçilerinin çalışması, sokak satıcısı, el arabasında tüp taşıyan adam, kapıya yaslanmış piposunu tüttüren kadın... Her biri, oradan oraya yaptığımız koşturmaca içinde, karşımıza çıkan insanlar diğerleri. Bununla birlikte sanatçının bakışı o kadar içerdenki, fotoğraflara bakarken, bu insanlar diğerleri değil de biz oluyor. Hayattan dondurulup alınan bu anlar hayatın kendisini gösteren, içinde pek çok farklı ruh halini barındıran, farkındalığı yaratan fotoğraflar oluyor.
Sanatçı, bazı fotoğrafların doğrudan üzerine yazılar yazarak, müdahalede bulunmuş. Böylece, bu siyah beyaz kareler, sadece anı vurgulayan fotoğraflar olmaktan çıkıp, öyküsünü anlatan çalışmalara dönüşmüş. Onlara sadece bakıp geçemiyor, hikayesini de okuyoruz, hem de kelimenin tam anlamıyla okuyoruz. Böylesi bir mudahale, izleyicinin baktığı manzarada farklı açılımlar sağlıyor. Mekanın öyküsüne, yaşanmışlıkların öyküsüne açılımlar yapıyor.
Teknolojinin son noktasına kadar kullanıldığı günümüz sanat yapıtı üretiminde, Banier’in fotoğraflarına bu şekilde yaptığı müdahaleler, onlara aynı zamanda bir çeşit tarihsellik ve doğallık katıyor.
Fotoğraf sanatçısı François – Marie Banier’in “Gerçek Öyküler” sergisi, İstanbul Modern’de 27 Ağustos’a kadar izlenebilir.
Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,
0 Comments:
Yorum Gönder