Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive

İstanbul Modern'de yaz etkinlikleri/Kültür - Sanat/milliyet blog




Eşim sağolsun, yaz boyu Can için neler yapabiliriz diye hayli uğraştı, planlar, projeler hazırladı. İlkokul üçüncü sınıftan dördüncü sınıfa geçmiş bir çocuk için bu kadar çabaya gerek var mı, elbette var... Türkiye'de ekmek aslanın midesine indi ya, şimdi onu oradan çıkaracak, gerekirse aslanın ciğerini söküp aç kalmamayı başaracak gladyatörler yetiştirmek zorundayız.

Peki, Can bu işe ne diyor? Olaya bu cepheden bakıldığında, çocuğun ilk tepkisi, "Anne ben yaz tatilimin hangi bölümünde dinlenicem?" şeklinde oldu. Çocukların genellikle dinlenmekten anladığı sırtüstü yatıp, hiçbir şeyle uğraşmamak, gerekirse bilgisayar oyunlarının başında sabahlamak, gece yarılarına kadar sokaklarda koşturmak, can sıkıntısından patlayasıya boş durmak herhalde.

Bir de taktik hatası yapıp yaz kursu kelimesini kulağına kaçırmayalım mı? Kurs kelimesi otomatik olarak çocuğun zihninde, dersle ilgili, dersi tamamlayıcı bir şeyler çağrıştırıyor. Oysa bunlara etkinlik demek gerekiyormuş ki, çocuklar yeni ve değişik bir şeylerle karşılaşacaklarını düşünüp heyecanlansınlar.

Allah'tan annesi bunu kısa zamanda farketti de, Can'a bu etkinlikleri yerinde gösterip onun anlamasına ve doğru algılamasına imkân hazırladı ve Can dokuz çeşit etkinlikten önce sadece bir tanesine katılmak isterken, sonra hepsine de girmek istedi.

*****

Oğlumu "Kendi Derginizi Yapın" başlığını taşıyan ilk bölümün ilk dersine bir vesileyle ben götürmek zorunda kaldım. İyi ki de öyle olmuş. Çocukluğumdan beri önünden geçtiğim, ama bir kere bile nasıl bir yerdir görmediğim Tophane'deki eski antropoları gördüm. Şimdi Galataport projesi içinde kalan bir alan burası... Gümrüğün taşınmasından sonra boş ve âtıl kalmış. İstanbul'un göbeğinde Boğazın ve denizin kenarında böyle bir yer, terkedilmiş film platosu gibi garip şekilde âkıbetini bekliyor.

İstanbul Modern Eczacıbaşı'nın önderliğinde, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın bir iktisadî işletmesi olarak işte burada açılmış. Bir sanat müzesi olmanın yanında, ülkemizin modern ve çağdaş sanat alanındaki birikimini, yaratıcılığını, dinamizmini, sahip olduğu evrensel değerleri, çağdaş kültür kimliğini ortaya koymayı, korumayı ve değerlendirmeyi amaçlıyor.

Bir "eğitim ve kültür merkezi" olarak da geniş toplum kesimlerine, gençlere ve çocuklara yönelik programlar hazırlayıp, yeni kuşakların görsel belleklerini zenginleştireceğine, kültürel bilincin oluşmasına ortam sağlayacağına inanıyor.

Çocuklar ülkemizin geleceğini şekillendireceklerinin belki farkında değiller. Bizim onlara sunacağımız ortamlar, yaratacağımız fırsatlar bu sonucu doğuracak. Ne verirsek onu almaya hazır bu verimli ve bereketli topraklara doğru tohumu atmak zorundayız.

Çocuklarımızı birileri "şucu, bucu" yetiştiriyor diye kızmak yerine, onları anne baba olarak kendimiz; doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırdeden, küçüklerine sevgi, büyüklerine saygı göstermeyi ilke edinen, yurdunu, milletini ve bütün insanları seven, ayırım yapmadan herkese hakettiği değeri veren, her gün dünden daha ileride olmak için gayret gösteren, bilgili ve kişilikli bireyler olarak yetiştirmeliyiz.

Bu kanaati paylaşmayacak, ya da bunu tersini savunacak bir anne baba düşünemiyorum.

Öyleyse bu ayrık otları nerede ve nasıl yetişiyor?

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,

Share

0 Comments:

Yorum Gönder