Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.
Web Siteye Reklam Ver
Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.
Web Sitemizin Yazarı Editörü OL
Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni
Ariana Grande ve Lady Gaga'nın düeti Rain On Me İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi
Rain On Me Üzerime Yağmur Yağdır
I didn't ask for a free ride Bedavaya getirmek istemedim I only asked you to show me a real good time Sadece senden biraz gerçek, güzel zaman göstermeni istedim I never asked for the rainfall Senden asla yağmur istemedim At least I showed up, you showed me nothing at all En azından ben gösterdim, sen bana hiçbir şey göstermedin
It's coming down on me Üzerime düşüyor Water like misery Su, ıstırap gibi It's coming down on me Üzerime düşüyor I'm ready, rain on me Hazırım, üzerime yağmur yağdır
I'd rather be dry, but at least I'm alive Kuru olmayı tercih ederim ancak en azından canlıyım Rain on me, rain, rain Üzerime yağdır, yağdır, yağdır Rain on me, rain, rain Üzerime yağdır, yağdır, yağdır I'd rather be dry, but at least I'm alive Kuru olmayı tercih ederim ancak en azından canlıyım
Rain on me, rain, rain (x4) Üzerime yağdır, yağdır, yağdır
Livin' in a world where no one's innocent Kimsenin masum olmadığı bir dünyada yaşıyorum Oh, but at least we try, mmm Oh, ama en azından deniyoruz, mmm Gotta live my truth, not keep it bottled in Gerçeğimi yaşamak zorundayım, bir şişede gizlemeden So I don't lose my mind, baby, yeah Böylece aklımı kaybetmem, bebeğim, evet
I can feel it on my skin (It's comin' down on me) Bunu tenimde hissediyorum (Üzerime düşüyor) Teardrops on my face (Water like misery) Gözyaşları yüzümde (Su, ıstırap gibi) Let it wash away my sins (It's coming down on me) Bırak da günahlarımı yıkasın (Üzerime düşüyor) Let it wash away, yeah Bırak da yıkasın, evet
I'd rather be dry, but at least I'm alive Kuru olmayı tercih ederim ancak en azından canlıyım Rain on me, rain, rain Üzerime yağdır, yağdır, yağdır Rain on me, rain, rain Üzerime yağdır, yağdır, yağdır I'd rather be dry, but at least I'm alive Kuru olmayı tercih ederim ancak en azından canlıyım Rain on me, rain, rain Üzerime yağdır, yağdır, yağdır Rain (rain) on me Üzerime (yağmur) yağdır
Rain on me, me me (x5) Üzerime yağmur yağdır, üzerime, üzerime
Hands up to the sky Eller gökyüzüne I'll be your galaxy Senin galaksin olacağım I'm about to fly Uçmak üzereyim Rain on me, tsunami Üzerime yağmur yağdır, yakında olacağım Hands up to the sky Eller gökyüzüne I'll be your galaxy Senin galaksin olacağım I'm about to fly Uçmak üzereyim Rain on me (rain on me) Üzerime yağmur yağdır (Yağmur yağdır)
I'd rather be dry, but at least I'm alive (Rain on me) Kuru olmayı tercih ederim ancak en azından canlıyım (Üzerime yağmur yağdır) Rain on me, rain, rain Üzerime yağdır, yağdır, yağdır Rain on me, rain, rain (Rain on me) Üzerime yağdır, yağdır, yağdır (Üzerime yağmur yağdır) I'd rather be dry, but at least I'm alive (At least I'm alive) Kuru olmayı tercih ederim ancak en azından canlıyım (En azından canlıyım) Rain on me, rain, rain (Rain on me, babe) Üzerime yağdır, yağdır, yağdır (Üzerime yağmur yağdır, bebeğim) Rain on me (Rain on me) Üzerime yağdır (Üzerime yağmur yağdır)
I hear the thunder comin' down Fırtınanın indiğini duyuyorum Won't you rain on me? Üzerime yağmur yağdırmayacak mısın? Eh, eh, yeah (Rain on, woo) Eh, eh, evet (Yağmur, evet) I hear the thunder comin' down Fırtınanın indiğini duyuyorum Won't you rain on me? (Me) Üzerime yağmur yağdırmayacak mısın? Rain on me Üzerime yağmur yağdır
Eminem ve Ed Sheeran'ın yeni şarkısı River İngilizce Şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.
River Nehir I've been a liar, been a thief Ben bir yalancıydım, hırsızdım Been a lover, been a cheat Bir aşıktım, bir hileci All my sins need holy water, feel it washin' over me Bütün günahlarımın kutsal suya ihtiyacı var, beni yıkadıklarını hissediyorum Oh, little one, I don't want to admit to something Oh, ufaklık, bir şeyi kabul etmek istemiyorum If all it's gonna cause is pain Bütün bunlar acıya sebep olacaksa Truth in my lies right now are falling like the rain Yalanlarımdaki gerçek şu anda yağmur gibi düşüyor So let the river run Öyleyse nehrin koşmasına izin ver
He's coming home with his neck scratched to catch flack Boynu çizilmiş halde eve geliyor, eleştiriye uğramak için Sweat jackets and dress slacks, mismatch Ceketler ve pantolonlar, birbirine uyumsuz On his breast jacket’s a sex addict Nefesindeki alkol kokusuna bağımlı And she just wants to exact revenge and get back Ve o sadece intikamını almak ve geri dönmek istiyor It's a chess match, she's on his back like a jetpack Bu bir santranç maçı, Jet Paketi gibi onun sırtında She's kept track of all his internet chats Tüm internet sohbetlerini takip etti And guess who just so happens to be moving on to the next? Ve tahmin et kim sadece bir sonraki adıma geçiyor Actually, just shit on my last chick and she has what my ex lacks Aslında son kadınımı terk ettim ve o benim eskiden eksikliğimdi 'Cause she loves danger, psychopath Çünkü o tehlikeyi sever, psikopat karı And you don't fuck with no man's girl, even I know that Ve hiçbir erkeğin kızına bulaşmamalısın, ben bile bunu biliyorum But she's devised some plan to stab him in the back Fakat o onu arkasından bıçaklamak için bazı planlar yaptı Knife in hand, says the relationship's hanging by a strand Elindeki bıçakla, ilişkinin bir iplikle asılı durduğunu söylüyor So she's been on the web lately Yani son zamanlarda bir ağın üzerindeydi Says maybe she'll be my Gwen Stacy, to spite her man Benim Gwen Stacy'im olabileceğini söylüyor, benimde onun Spider-Man'i And I know she's using me to try to play him, I don't care Ve onu oynamaya çalışmak için beni kullandığını biliyorum, umurumda değil Hi Suzanne, but I shoulda' said "Bye Suzanne" after the first night, but tonight I am Merhaba Suzanne, Oysa ilk geceden sonra hoşçakal Susanne demiştim, ama bu gece ben
I've been a liar, been a thief Ben bir yalancıydım, hırsızdım Been a lover, been a cheat Bir aşıktım, bir hileci All my sins need holy water, feel it washin' over me Bütün günahlarımın kutsal suya ihtiyacı var, beni yıkadıklarını hissediyorum Oh, little one, I don't want to admit to something Oh, ufaklık, bir şeyi kabul etmek istemiyorum If all it's gonna cause is pain Bütün bunlar acıya sebep olacaksa Truth in my lies right now are falling like the rain Yalanlarımdaki gerçek şu anda yağmur gibi düşüyor So let the river run Öyleyse nehrin koşmasına izin ver
One night stand turned into night stayin’ Tek gecelik ilişkiyken, devam eden ilişkiye dönüştü He was calling so might scram, now we hug tight and Çekip gitmek zor olabilir diye arıyordu, şimdi sıkıca sarıldık ve He found out, now she feels deserted and used Olayı çözdü, şimdi kendini terk edilmiş ve kullanılmış gibi hissediyor 'Cause he left, so what? He did it first to her too Gitmesine neden oldu, peki ne oldu? Ona da ilk kadına yaptığını yaptı Now how am I supposed to tell this girl that we're through? Şimdi bu kıza bittiğini nasıl söylemem gerekiyor? It's hard to find the words, I'm aloof, nervous, ensued Kelimeleri bulmak zor, ben ilgisiz biriyim, gerginim And witnessed you hurt but what you deserve is the truth Ve acına tanıklık ettim, ama gerçeği hak ediyorsun Don't take it personal, I just can't say this in person to you Kişisel algılama, sadece bunu sana şahsen söyleyemem So I revert to the studio like Hole In The Wall diners Bu yüzden stüdyoyu ucuz bir yemek dükkanına çevirdim Don't have to be reserved in a booth Bir kabin içinde saklanmak zorunda değilsin I just feel like the person who I'm turnin' into is Dönüştüğüm kişinin geri dönüşü olmayan biri gibi olduğunu hissediyorum Irreversible, I preyed on you like it's church at the pew Kilise sırasındaki insanlar gibi sana dua ettim And now that I got you I don't want you Ve şimdi sana sahip olduğum için seni istemiyorum Took advantage of my thirst to pursue Arzularımı tatmin etmek için senden faydalandım Why do I do this dirt that I do? Yaptığım bu kalleşliği neden mi yaptım? Get on my soapbox and preach, my sermon in speech Sokak kürsüsünün üzerine çık ve anlat, söylerim ve öğütlerim Detergent and bleach is burned in the womb Deterjan ve ağırıtıcı yarayı yakıyor 'Cause now with her in the womb, we can't bring her in this world, Çünkü şu anda rahminin içinde, onu bu dünyaya getiremiyoruz Shoulda' knew to use protection 'fore I bit into your forbidden fruit İlişkiye girmeden önce korunmam gerektiğini bilseydim Fuck! s*ktir
I've been a liar, been a thief Ben bir yalancıydım, hırsızdım Been a lover, been a cheat Bir aşıktım, bir hileci All my sins need holy water, feel it washin' over me Bütün günahlarımın kutsal suya ihtiyacı var, beni yıkadıklarını hissediyorum Oh, little one, I don't want to admit to something Oh, ufaklık, bir şeyi kabul etmek istemiyorum If all it's gonna cause is pain Bütün bunlar acıya sebep olacaksa Truth in my lies right now are falling like the rain Yalanlarımdaki gerçek şu anda yağmur gibi düşüyor So let the river run Öyleyse nehrin koşmasına izin ver
My name's (ooh), my name's (ooh) İsmim (ahh) ismim (ahh) Denver (ooh), river run Denver (ahh) akan nehir Call me (ooh), call me (ooh) Söyle bana (ahh) söyle bana (ahh) River (ooh), we'll let the river run Nehir (ahh), Nehrin akmasına izin vereceğiz
Always the bride's maid, never "The bride, hey!" Daimi nedime, asla '' Gelin '' değil Fuck can I say? If life was a highway Ne sikim diyebilirim ki? Eğer hayat bir otoban olsaydı The seat was an enclave I’d be swerving in five lanes Koltuk yerleşim bölgesi olurdu, bense beş şerit halinde ilerlerdim Speeds at a high rate, like I'm sliding on ice maybe Yüksek hızda süratlanırdım, buzda kayar gibi, belki de That's what I made, that came at you sideways Bu yüzden sana yanlamasına gelmiş olabilirim I can't keep my lies straight, Yalanlarımı düzgün uyduramam What I made, you terminate my baby Seninle bitirmemin nedeni de bu bebeğim This love triangle, left us in a wreck tangled Bu aşk üçgeni bizi batırdı, arap-saçına döndü What else can I say? It was fun for a while Daha başka ne diyebilirim ki? Bu bir süre boyunca eğlenceliydi Bet I really would’ve loved your smile Bahse girerim ki gülümsemeni isterdim Didn't really wanna abort, but fuck it, Çocuğu düşürmeni gerçekten istememiştim ama siktir et what's one more lie to tell an unborn child? Doğmamış bir çocuğa söylemek için bir yalandan daha fazla ne olabilir ki?
I've been a liar, been a thief Ben bir yalancıydım, hırsızdım Been a lover, been a cheat Bir aşıktım, bir hileci All my sins need holy water, feel it washin' over me Bütün günahlarımın kutsal suya ihtiyacı var, beni yıkadıklarını hissediyorum Oh, little one, I don't want to admit to something Oh, ufaklık, bir şeyi kabul etmek istemiyorum If all it's gonna cause is pain Bütün bunlar acıya sebep olacaksa Truth in my lies right now are falling like the rain Yalanlarımdaki gerçek şu anda yağmur gibi düşüyor So let the river run Öyleyse nehrin koşmasına izin ver
Sia yeni şarkısı Rainbow İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi
Rainbow Gökkuşağı
I know you Biliyorum You're a special one Özel birisin Some see crazy, where I see love Sevgi gördüğüm yerlerde bazıları delilik görüyor You fall so long Diplere iniyorsun But soar so high Ama yüksekten uçuyorsun Big dreamer, shoot for open sky Büyük hayalciler açık bir gökyüzü için ateş ediyor So much life in those open eyes By açık gözlerde çok fazla yaşanmışlık var So much depth, you look forward to life Çok fazla derinlik var, ışığı arıyorsun When your wounds open Yaraların açıldığında You will cry Ağlayacaksın Cry, oh no, and you'll question why Haykıracaksın şimdi ve nedenini sorgulayacaksın
I can see a rainbow Bir gök kuşağı görüyorum In your tears as they're fallin' down Düşen gözyaşlarında I can see your soul grow, uoo Ruhumun olgunlaştığını görüyorum Through the pain as they hit the ground Acıların arasından yere düşerken I can see a rainbow bir gökkuşağı görüyorum In your tears as the sun comes out güneş doğarken gözyaşlarında As the sun comes out Güneş doğarken
I am here Buradayım And I see your pain Ve acını görüyorum Through the storms Fırtınalar Through the clouds, the rain Bulutlar ve yağmur boyunca I'm telling you Söylüyorum sana You cannot escape Kaçamazsın You can do it Yapabilirsin Just feel, baby Sadece hisset, bebeğim
I can see a rainbow Bir gök kuşağı görüyorum In your tears as they're fallin' down Düşen gözyaşlarında I can see your soul grow, uoo Ruhumun olgunlaştığını görüyorum Through the pain as they hit the ground Acıların arasından yere düşerken I can see a rainbow bir gökkuşağı görüyorum In your tears as the sun comes out güneş doğarken gözyaşlarında As the sun comes out Güneş doğarken
Here comes the sun İşte güneş doğuyor Smiling down Gülümse Here comes the sun İşte güneş doğuyor Smiling down Gülümse Here comes the sun İşte güneş doğuyor Smiling now Gülümse Smiling now Gülümse
I can see a rainbow Bir gök kuşağı görüyorum In your tears as they're fallin' down Düşen gözyaşlarında I can see your soul grow, uoo Ruhumun olgunlaştığını görüyorum Through the pain as they hit the ground Acıların arasından yere düşerken I can see a rainbow bir gökkuşağı görüyorum In your tears as the sun comes out güneş doğarken gözyaşlarında As the sun comes out Güneş doğarken
I can see a rainbow Bir gök kuşağı görüyorum In your tears as they're fallin' down Düşen gözyaşlarında I can see your soul grow, uoo Ruhumun olgunlaştığını görüyorum Through the pain as they hit the ground Acıların arasından yere düşerken I can see a rainbow bir gökkuşağı görüyorum In your tears as the sun comes out güneş doğarken gözyaşlarında As the sun comes out Güneş doğarken
Sam Smith'in yeni şarkısı Too Good At Goodbyes İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.
Too Good At Goodbyes Hoşçakal demek konusunda çok iyi
You must think that I'm stupid Aptal olduğumu düşünüyor olmalısın You must think that I'm a fool Budala olduğumu düşünüyor olmalısın You must think that I'm new to this Bu işte yeni olduğumu düşünüyor olmalısın But I have seen this all before Ama bunların hepsini daha önce gördüm
I'm never gonna let you close to me Seni kendime hiç yaklaştırmayacağım Even though you mean the most to me Bana hayatta en fazla şeyi ifade eden sen olsan da 'Cause every time I open up, it hurts Çünkü sana kendimi açtığım her an canım acıyor So I'm never gonna get too close to you Bu yüzden sana hiç çok fazla yaklaşmayacağım Even when I mean the most to you Sana hayatta en fazla şeyi ifade eden kişi olduğumda bile In case you go and leave me in the dirt Gidip beni pislik içinde bırakırsın diye
Every time you hurt me, the less that I cry Beni her incittiğinde daha az ağlıyorum And every time you leave me, the quicker these tears dry Ve beni her terkedişinde gözyaşlarım daha hızlı kuruyor And every time you walk out, the less I love you Sen her dışarı çıktığında seni daha az seviyorum Baby, we don't stand a chance, it's sad but it's true Bebeğim, hiç şansımız yok, üzücü bir durum ama bu doğru
I'm way too good at goodbyes Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) I'm way too good at goodbyes Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) No way that you'll see me cry Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin (No way that you'll see me cry) (Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin) [I'm way too good at goodbyes (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim)
I know you're thinking I'm heartless Biliyorum kalpsiz olduğumu düşünüyorsun I know you're thinking I'm cold Biliyorsun soğuk olduğumu düşünüyorsun I'm just protecting my innocence Sadece masumiyetimi koruyorum I'm just protecting my soul Sadece ruhumu koruyorum
I'm never gonna let you close to me Seni kendime hiç yaklaştırmayacağım Even though you mean the most to me Bana hayatta en fazla şeyi ifade eden sen olsan da 'Cause every time I open up, it hurts Çünkü sana kendimi açtığım her an canım acıyor So I'm never gonna get too close to you Bu yüzden sana hiç çok fazla yaklaşmayacağım Even when I mean the most to you Sana hayatta en fazla şeyi ifade eden kişi olduğumda bile In case you go and leave me in the dirt Gidip beni pislik içinde bırakırsın diye
Every time you hurt me, the less that I cry Beni her incittiğinde daha az ağlıyorum And every time you leave me, the quicker these tears dry Ve beni her terkedişinde gözyaşlarım daha hızlı kuruyor And every time you walk out, the less I love you Sen her dışarı çıktığında seni daha az seviyorum Baby, we don't stand a chance, it's sad but it's true Bebeğim, hiç şansımız yok, üzücü bir durum ama bu doğru
I'm way too good at goodbyes Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) I'm way too good at goodbyes Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) No way that you'll see me cry Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin (No way that you'll see me cry) (Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin) [I'm way too good at goodbyes (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim)
No way that you'll see me cry Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin (No way that you'll see me cry) (Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin) [I'm way too good at goodbyes (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) No Hayır No, no, no, no, no Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) No, no, no, no Hayır, hayır, hayır, hayır No, no, no Hayır, hayır, hayır (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim) (No way that you'll see me cry) (Beni bundan sonra asla ağlarken görmeyeceksin) (I'm way too good at goodbyes) (Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim)
'Cause overtime you hurt me, the less that I cry Çünkü beni her incittiğinde daha az ağlıyorum And every time you leave me, the quicker these tears dry Ve beni her terkedişinde gözyaşlarım daha hızlı kuruyor And every time you walk out, the less I love you Ve sen her dışarı çıktığında seni daha az seviyorum Baby, we don't stand a chance, it's sad but it's true Bebeğim, hiç şansımız yok, üzücü bir durum ama bu doğru I'm way too good at goodbyes Hoşçakal demek konusunda çok iyiyim
Miley Cyrus'un yeni şarkısı Younger Now İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi ile karşınızda.
Younger Now Şimdi Daha Genç
Feels like I just woke up Yeni uyanmış gibi hissediyorum Like all this time I've been asleep Bunca zaman uyuyormuş gibiyim Even though it's not who I am Öyle bile olsa bu ben değilim I'm not afraid of who I used to be Eski halime dönmekten korkmuyorum
No one stays the same (oh, oh) Hiçbir şey aynı kalmıyor You know what goes up must come down (oh, oh) Bilirsin her çıkışın bir inişi vardır Change is a thing you can count on (oh, oh) Değişmek diye bir şey olduğunu hesaba katabilirsin I feel so much younger now (oh, oh) Şimdi çok daha genç hissediyorum
Feels like I've been living in a dream Bir rüyada yaşıyor gibiyim But never make it to the end Fakat asla sonunu getirme My eyes open when they feel the light Onlar ışığı hissettiklerinde uyanıyorum It's always right before I'm about to scream Çığlık atmamdan önce her şey yolundaymış
No one stays the same (oh, oh) Hiçbir şey aynı kalmıyor You know what goes up must come down (oh, oh) Bilirsin her çıkışın bir inişi vardır Change is a thing you can count on (oh, oh) Değişmek diye bir şey olduğunu hesaba katabilirsin I feel so much younger now (oh, oh) Şimdi çok daha genç hissediyorum
What goes up must come down Her çıkışın bir inişi vardır What goes up must come down Her çıkışın bir inişi vardır What goes up must come down Her çıkışın bir inişi vardır What goes up must come down (yeah) Her çıkışın bir inişi vardır (evet)
No one stays the same (oh, oh) Hiçbir şey aynı kalmıyor You know what goes up must come down (oh, oh) Bilirsin her çıkışın bir inişi vardır Change is a thing you can count on (oh, oh) Değişmek diye bir şey olduğunu hesaba katabilirsin I feel so much younger now (oh, oh) Şimdi çok daha genç hissediyorum I feel so much younger now (oh, oh) Şimdi çok daha genç hissediyorum I feel so much younger now (oh, oh) Şimdi çok daha genç hissediyorum
Just stop your crying Sadece ağlaması durdur It’s a sign of the times Bu zamanın bir işareti Welcome to the final show Final gösterisine hoş geldin Hope you’re wearing your best clothes Umarım en iyi giysilerini giyiyorsundur You can't bribe the door on your way to the sky Gökyüzüne giden yolun kapısını kandıramazsın You look pretty good down here Aşağıdan güzel gözüküyorsun But you ain't really good Ama aslında değilsin
If we never learn, we been here before Eğer hiç öğrenmeseydik, önceden burada olurduk Why are we always stuck and running from Neden her zaman kaçmaya takılı kalıyoruz The bullets? Mermiler? The bullets Mermiler We never learn, we been here before Eğer hiç öğrenmeseydik, önceden burada olurduk Why are we always stuck and running from Neden her zaman kaçmaya takılı kalıyoruz The bullets? Mermiler? The bullets Mermiler
Just stop your crying Sadece ağlaması durdur It’s a sign of the times Bu zamanın bir işareti We gotta get away from here Buradan kaçmamız gerekiyor We gotta get away from here Buradan kaçmamız gerekiyor Just stop your crying Sadece ağlaması durdur It will be alright İyi olacak They told me that the end is near Bana bunun yakında biteceğini söylediler We gotta get away from here Buradan kaçmamız gerekiyor
Just stop crying Sadece ağlamanı durdur Have the time of your life Hayatının zamanını yaşa Breaking through the atmosphere Atmosferi kırıyoruz And things are pretty good from here Ve işler buradan güzel gözüküyor Remember everything will be alright Hatırla her şey iyi olacak We can meet again somewhere Bir yerde tekrar buluşacağız Somewhere far away from here Buradan uzak bir yerde
If we never learn, we been here before Eğer hiç öğrenmeseydik, önceden burada olurduk Why are we always stuck and running from Neden her zaman kaçmaya takılı kalıyoruz The bullets? Mermiler? The bullets Mermiler We never learn, we been here before Eğer hiç öğrenmeseydik, önceden burada olurduk Why are we always stuck and running from Neden her zaman kaçmaya takılı kalıyoruz The bullets? Mermiler? The bullets Mermiler
Just stop your crying Sadece ağlaması durdur It’s a sign of the times Bu zamanın bir işareti We gotta get away from here Buradan kaçmamız gerekiyor We gotta get away from here Buradan kaçmamız gerekiyor Just stop your crying Sadece ağlaması durdur Baby it will be alright Bebeğim iyi olacak They told me that the end is near Bana bunun yakında biteceğini söylediler We gotta get away from here Buradan kaçmamız gerekiyor
If we never learn, we been here before Eğer hiç öğrenmeseydik, önceden burada olurduk Why are we always stuck and running from Neden her zaman kaçmaya takılı kalıyoruz The bullets? Mermiler? The bullets Mermiler We never learn, we been here before Eğer hiç öğrenmeseydik, önceden burada olurduk Why are we always stuck and running from Neden her zaman kaçmaya takılı kalıyoruz The bullets? Mermiler? The bullets Mermiler
We don't talk enough Yeteri kadar konuşmuyoruz We should open up Telafi etmeliyiz Before it's all too much Bunlar fazla olmadan önce Will we ever learn? Hiç öğrendik mi? We've been here before Önceden buradayık It's just what we know Bu bildiğimiz tek şey
Stop your crying baby Ağlamanı durdur bebeğim It’s a sign of the times Bu zamanın bir işareti We gotta get away Kaçmamız gerekiyor We gotta get away Kaçmamız gerekiyor We gotta get away Kaçmamız gerekiyor We gotta get away Kaçmamız gerekiyor We gotta get away Kaçmamız gerekiyor We got to, we got to Gerekiyor, gerekiyor We got to, we got to Gerekiyor, gerekiyor
Noah Cyrus'un yeni şarkısı Stay Together İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.
Stay Together Birlikte Kalmak
I drink straight to my head Kafamı dağıtmak için içiyorum I went outside to smoke a cigarette Bir sigara içmek için dışarı çıktım And I shattered my phone on the cement Ve betonda telefonumu kırdım But I don’t give a fuck Ama bir b*k vermem Now I’m not making sense Şimdi anlayamıyorum I’m laughing at a joke that I don’t get Anlamadığım bir şakaya gülüyorum I’m acting like these strangers are my friends Ben bu yabancı arkadaşlarım gibi rol yapıyorum But I don’t give a fuck Ama bir b*k vermem Yelling at the DJ, “Bro, your shit is boring” Dj’ye sesleniyorum ”Kardeşim b*kun sıkıcı ” Doing things that I will not regret until the morning Sabaha kadar pişman olmayacağım şeyler yapıyorum Imma make it rain down, another round is on me Ben yağmur yağdırıyorum , üzerimde başka bir tur I’m just here for fun and I don’t care about the money Ben sadece eğlence için buradayım ve parayı umursamam (Hey, hey)
Whoa, oh oh oh Whoa, oh oh oh Nothing lasts forever Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez But wouldn’t it be nice to stay together for the night? Ama geceleri birlikte kalmak hoş değil miydi ? Whoa, oh oh Whoa, oh oh oh We can do whatever Her ne olursa yapabiliriz As long as we’re together then we’re gonna be alright Biz birlikte olduğumuz sürece sonrasında da iyi olacağız Don’t leave, just wait Ayrılma , sadece bekle You can tell your friends that you’re staying out late, singin’ Arkadaşlarına söyleyebilirsin ki sen dışarıda geç saate kadar kalıp , şarkı söyleyebilirsin Whoa, oh oh oh Whoa, oh oh oh Nothing lasts forever Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez But wouldn’t it be nice to stay together for the night? Ama geceleri birlikte kalmak hoş değil miydi ?
Alright, alright, finish your G & T Tamam , tamam, senin G&T’ni bitiriyoruz The Uber’s here, so now it’s time to leave Üstünlükler burada, bu yüzden şimdi ayrılma zamanı Hey, driver could you pass the AUX to me? Hey, sür benim için Aux’ları geçebilir misin? Go ahead and turn it up Öne git ve sesini aç Head out of the window Pencereden dışarı You could call me shameless Sen bana utanmaz diye seslenebilirsin Waving to my people now I’m acting like I’m famous İnsanlara el sallıyorum şimdi ünlüymüşüm gibi davranıyorum Tell him take the long way Uzun yol alacağımı ona söyle We could see the sunrise Gün ışığını görebilirdik Damn, you look so pretty when that sunlight hits your blue eyes Lanet olsun, gün ışığı mavi gözlerine vurduğunda çok hoş görünüyorsun
Whoa, oh oh oh Whoa, oh oh oh Nothing lasts forever Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez But wouldn’t it be nice to stay together for the night? Ama geceleri birlikte kalmak hoş değil miydi ? Whoa, oh oh Whoa, oh oh oh We can do whatever Her ne olursa yapabiliriz As long as we’re together then we’re gonna be alright Biz birlikte olduğumuz sürece sonrasında da iyi olacağız Don’t leave, just wait Ayrılma , sadece bekle You can tell your friends that you’re staying out late, singin’ Arkadaşlarına söyleyebilirsin ki sen dışarıda geç saate kadar kalıp , şarkı söyleyebilirsin Whoa, oh oh oh Whoa, oh oh oh Nothing lasts forever Hiç bir şey sonsuza kadar sürmez But wouldn’t it be nice to stay together for the night? Ama geceleri birlikte kalmak hoş değil miydi ?
(For the night, for the night, oh yeah) (Geceler için, geceler için, oh evet) I drink straight to my head Kafamı dağıtmak için içiyorum I went outside to smoke a cigarette Bir sigara içmek için dışarı çıktım And I shattered my phone on the cement Ve çimento üzerimdeki telefonumu kırdım But I don’t give a fuck Ama bir lanet vermem (Hey) Whoa, oh oh oh Whoa, oh oh oh Nothing lasts forever Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez But wouldn’t it be nice to stay together for the night? Ama geceleri birlikte kalmak hoş değil miydi ? Whoa, oh oh Whoa, oh oh oh We can do whatever Her ne olursa yapabiliriz As long as we’re together then we’re gonna be alright Biz birlikte olduğumuz sürece sonrasında da iyi olacağız Don’t leave, just wait Ayrılma , sadece bekle You can tell your friends that you’re staying out late, singin’ Arkadaşlarına söyleyebilirsin ki sen dışarıda geç saate kadar kalıp , şarkı söyleyebilirsin Whoa, oh oh oh Whoa, oh oh oh Nothing lasts forever Hiç bir şey sonsuza kadar sürmez But wouldn’t it be nice to stay together for the night? Ama geceleri birlikte kalmak hoş değil miydi ?
Clean Bandit ile Zara Larsson'ın yeni şarkısı Symphony İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.
Symphony Ahenk
I’ve been hearing symphonies Ahenkler duyuyorum Before all I heard was silence Önceden duyduğum tek şey sessizlikti A rhapsody for you and me Senin ve benim için heyecan And every melody is timeless Ve her melodi hiç bitmez Life was stringing me along Hayat boyunca beni sarstı Then you came and you cut me loose Sonra sen geldin ve beni vazgeçirdin Was solo singing on my own Tek başıma şarkı söylüyordum Now I can’t find a key without you Şimdi sensiz bir anahtar bulamıyorum
And now your song is on repeat Ve şimdi senin şarkın yinelemede And I’m dancin' on to your heartbeat Ve ben senin kalp atışında dans ediyorum And when you’re gone, I feel incomplete Ve sen gittiğinde tamamlanmamış hissedeceğim So if you want the truth Eğer gerçeği istiyorsan
I just wanna be part of your symphony Senin ahenginin bir parçası olmak istiyorum Will you hold me tight and not let go? Beni sıkıp tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi? Symphony Ahenk Like a love song on the radio Radyodaki aşk şarkısı gibi Will you hold me tight and not let go? Beni sıkı tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi?
I’m sorry if it’s all too much Eğer bu çok fazlaysa üzgünüm Every day you’re here I’m healing Burada olduğun her gün iyileşiyorum And I was runnin' out of luck Ve ben şansızdım I never thought I’d find this feeling Asla bu hissi bulacağımı tahmin etmezdim 'Cause I’ve been hearing symphonies Çünkü ben ahenkler duyuyorum Before all I heard was silence Önceden duyduğum tek şey sessizlikti A rhapsody for you and me Senin ve benim için heyecan (A rhapsody for you and me) (Senin ve benim için heyecan) And every melody is timeless Ve her melodi hiç bitmez
And now your song is on repeat Ve şimdi senin şarkın yinelemede And I’m dancin' on to your heartbeat Ve ben senin kalp atışında dans ediyorum And when you’re gone, I feel incomplete Ve sen gittiğinde tamamlanmamış hissedeceğim So if you want the truth Eğer gerçeği istiyorsan
I just wanna be part of your symphony Senin ahenginin bir parçası olmak istiyorum Will you hold me tight and not let go? Beni sıkıp tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi? Symphony Ahenk Like a love song on the radio Radyodaki aşk şarkısı gibi Will you hold me tight and not let go? Beni sıkı tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi?
Ah, ah, ah, ah Ah ah, ah Ah, ah, ah, ah Ah ah, ah And now your song is on repeat Ve şimdi senin şarkın yinelemede And I’m dancin' on to your heartbeat Ve ben senin kalp atışında dans ediyorum And when you’re gone, I feel incomplete Ve sen gittiğinde tamamlanmamış hissedeceğim So if you want the truth Eğer gerçeği istiyorsan
I just wanna be part of your symphony Senin ahenginin bir parçası olmak istiyorum Will you hold me tight and not let go? Beni sıkıp tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi? Symphony Ahenk Like a love song on the radio Radyodaki aşk şarkısı gibi Symphony Ahenk Will you hold me tight and not let go? Beni sıkıp tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi? Symphony Ahenk Like a love song on the radio Radyodaki aşk şarkısı gibi Will you hold me tight and not let go? Beni sıkıp tutup gitmeme izin vermeyeceksin dimi?
Lorde'nin yeni şarkısı Green Light İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi ile karşınızda.
Green Light Yeşil Işık
I do my makeup in somebody else's car Başkasının arabasında makyajımı yaparım We order different drinks at the same bars Aynı barlarda farklı farklı içkiler sipariş ederiz I know about what you did and I wanna scream the truth Ne yaptığını biliyorum ve gerçeği haykırmak istiyorum She thinks you love the beach, you're such a damn liar Kumsalı sevdiğini sanıyor, pislik bir yalancısın
Those great whites, they have big teeth Şunlar mükemmel beyazlar, büyük dişlere sahipler Hope they bite you Umarım seni ısırırlar Thought you said that you would always be in love Her zaman aşık olacağını söylediğini düşündüm But you're not in love no more Ama artık aşık değilsin Did it frighten you Seni korkuttu mu; How we kissed when we danced on the light up floor? Işıklı zeminde dans ederken nasıl öpüştüğümüz? On the light up floor Işıklı zeminde
But I hear sounds in my mind Ama aklımda sesleri duyuyorum Brand new sounds in my mind Özel yeni sesler aklımda But honey I'll be seein' you 'ever I go Ama tatlım gittiğim her yerde seni göreceğim But honey I'll be seein' you down every road Ama tatlım her yolda sana eşlik edeceğim I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum
'Cause honey I'll come get my things, but I can't let go Çünkü tatlım eşyalarımı alıp geleceğim ama bırakamıyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum Oh, I wish I could get my things and just let go Keşke eşyalarımı alıp gelebilseydim ama henüz bırakabildim I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum
Sometimes I wake up in a different bedroom Bazen farklı bir yatak odasında uyanıyorum I whisper things, the city sings 'em back to you Bir şeyler fısıldıyorum, şehir dönüp onları sana söylüyor
Those great whites, they have big teeth Şunlar mükemmel beyazlar, büyük dişlere sahipler Hope they bite you Umarım seni ısırırlar Thought you said that you would always be in love Her zaman aşık olacağını söylediğini düşündüm But you're not in love no more Ama artık aşık değilsin Did it frighten you Seni korkuttu mu; How we kissed when we danced on the light up floor? Işıklı zeminde dans ederken nasıl öpüştüğümüz? On the light up floor Işıklı zeminde
But I hear sounds in my mind Ama aklımda sesleri duyuyorum Brand new sounds in my mind Özel yeni sesler aklımda But honey I'll be seein' you 'ever I go Ama tatlım gittiğim her yerde seni göreceğim But honey I'll be seein' you down every road Ama tatlım her yolda sana eşlik edeceğim I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum
'Cause honey I'll come get my things, but I can't let go Çünkü tatlım eşyalarımı alıp geleceğim ama bırakamıyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum Oh, honey I'll come get my things, but I can't let go Çünkü tatlım eşyalarımı alıp geleceğim ama bırakamıyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum Yes, honey I'll come get my things, but I can't let go Evet, tatlım, eşyalarımı alıp geleceğim ama bırakamıyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum Oh, I wish I could get my things and just let go Keşke eşyalarımı alıp gelebilseydim ama henüz bırakabildim I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum
I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum I'm waiting for it, that green light, I want it Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum
Lana Del Rey'in Yeni şarkısı Lust For Life İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.
Lust For Life Hayat Arzusu
Climb up the H of the Hollywood sign, yeah Hollywood tabelasının H'sine tırman, evet In these stolen moments Bu çalınan anlarda The world is mine Dünya benim There's nobody here Burada kimse yok Just us together Sadece biz, birlikte Keepin' me hot Beni sıcak tutuyorsun Like July forever Sanki daima temmuzmuş gibi
'Cause we're the masters of our own fate Çünkü biz kendi kaderlerimizin efendileriyiz We're the captains of our own souls Biz kendi ruhlarımızın kaptanlarıyız There's no way for us to come away Uzaklaşmamızın bir yolu yok 'Cause boy we're gold, boy we're gold Çünkü oğlum biz altınız, oğlum biz altınız And I was like... Ve ben şöyleydim...
Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all of your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar They say only the good die young Derler ki, sadece iyiler genç ölür That just ain't right Bu doğru değil 'Cause we're having too much fun Çünkü biz çok eğleniyoruz Too much fun tonight, yeah Bu gece çok eğleniyoruz, evet
And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor
Then, we dance on the H of the Hollywood sign, yeah Sonra Hollywood tabelasının H'sinde dans ediyoruz, evet 'Til we run out of breath Nefesimiz tükenene dek Gotta dance 'til we die Ölene dek dans etmeliyiz My boyfriend's back Erkek arkadaşım geri döndü And he's cooler than ever Ve daha önce hiç olmadığı kadar havalı There's no more night Daha fazla gece yok Blue skies forever Sonsuza kadar mavi gökyüzü
'Cause we're the masters of our own fate Çünkü biz kendi kaderlerimizin efendileriyiz We're the captains of our own souls Biz kendi ruhlarımızın kaptanlarıyız There's no way for us to come away Uzaklaşmamızın bir yolu yok 'Cause boy we're gold, boy we're gold Çünkü oğlum biz altınız, oğlum biz altınız And I was like... Ve ben şöyleydim...
Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all of your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar They say only the good die young Derler ki, sadece iyiler genç ölür That just ain't right Bu doğru değil 'Cause we're having too much fun Çünkü biz çok eğleniyoruz Too much fun tonight, yeah Bu gece çok eğleniyoruz, evet
And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor
My boyfriend's back Erkek arkadaşım geri döndü And he's cooler than ever Ve daha önce hiç olmadığı kadar havalı There's no more night Daha fazla gece yok Blue skies forever Sonsuza kadar mavi gökyüzü I told you twice in our love letter Sana aşk mektubumuzda iki kere söyledim There's no stopping now Artık durmak yok Green lights forever Sonsuza dek yeşil ışıklar And I was like... Ve ben şöyleydim...
Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar Take off, take off Çıkar, çıkar Take off all of your clothes Bütün kıyafetlerini çıkar
And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu And a lust for life, and a lust for life Ve bir hayat arzusu, ve bir hayat arzusu Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor Keeps us alive, keeps us alive Bizi hayatta tutuyor, bizi hayatta tutuyor
Sia'nın yeni şarkısı Never Give Up İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karışınızda.
Never Give Up Asla Vazgeçme
I've battled demons that won't let me sleep Uyumama izin vermeyecek şeytanlarla savaştım Called to the sea but she abandoned me Denize seslendim ama o beni terk etti
But I won't never give up, no, never give up, no, no Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim No, I won't never give up, no, never give up, no, no Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim
And I won't let you get me down Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim I'll keep gettin' up when I hit the ground Yere düştüğümde ayağa kalkacağım Oh, never give up, no, never give up no, no, oh Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır I won't let you get me down Beni alt etmene izin vermeyeceğim I'll keep gettin' up when I hit the ground Yere düştüğümde ayağa kalkacağım Oh, never give up, no, never give up no, no, oh Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
Oh yeah, I'm haunted by the distant past Uzak geçmişimin laneti üzerimde Called to the skies but she was she overcast Gökyüzüne seslendim ama o bulutluydu
But I won't never give up, no, never give up, no, no Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim No, I won't never give up, no, never give up, no, no Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim
And I won't let you get me down Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim I'll keep gettin' up when I hit the ground Yere düştüğümde ayağa kalkacağım Oh, never give up, no, never give up no, no, oh Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır I won't let you get me down Beni alt etmene izin vermeyeceğim I'll keep gettin' up when I hit the ground Yere düştüğümde ayağa kalkacağım Oh, never give up, no, never give up no, no, oh Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
Never give up, never give up Asla vazgeçme, asla vazgeçme Never give up, never give up Asla vazgeçme, asla vazgeçme No, no, oooh Hayır, hayır
And I won't let you get me down Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim I'll keep gettin' up when I hit the ground Yere düştüğümde ayağa kalkacağım Oh, never give up, no, never give up no, no, oh Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır I won't let you get me down Beni alt etmene izin vermeyeceğim I'll keep gettin' up when I hit the ground Yere düştüğümde ayağa kalkacağım Oh, never give up, no, never give up no, no, oh Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
Noah Cyrus'un Make me adlı şarkısının ingilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi
Make Me (Cry) Ağlatıyor Beni
I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never hated you like I do right now Senden hiç şimdiki gibi nefret etmemiştim 'Cause all you ever do is make me... Çünkü yaptığın tek şey beni ben yapmaktı
Gave you up 'bout 21 times Senden neredeyse 21 kez vazgeçtim Felt those lips, tell me 21 lies, yeah O dudakların bana 21 yalan söylediğini hissettim You'll be the death of me Sen benim ölümüm olacaksın Sage advice Bilgece bir öğüt Love-lovin' you could make Jesus cry Seni sevmek İsa'yı ağlatabilirdi
When I hear you're sayin' "Darling, Sevgilim dediğini duyduğumda Your kiss is like an antidote." Öpücüğün bir panzehir gibi I'm fightin' like I'm Ali, Ali'ymişim gibi savaşıyorum But you got me on the ropes Ama sen beni köşeye sıkıştırıyorsun
I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never hated you like I do right now Senden hiç şimdiki gibi nefret etmemiştim 'Cause all you ever do is make me... Çünkü yaptığın tek şey beni ben yapmaktı.
Couldn't hear the thunder Fırtınayı duyamadım But I heard your heart race Ama kalbinin hızlı attığını duydum Couldn't see the rain Yağmuru göremedim We're too busy makin' hurricanes, yeah Kasırgalar yaratmakla çok meşguluz
Love ain't easy when it ain't my way Aşk kolay değil eğer benim istediğim gibi değilse But it gets hard, when you ain't here makin' me crazy Ama sen burada olmayıp beni delirtmezken zorlaşıyor
Baby, say the word, darlin' Bebeğim sevgilim sözcüğünü söyle You know just how to hold the sucker down Bir salağı alt etmeyi çok iyi biliyorsun So I see you in the morning Yani sabah görüşürüz I can't watch you walk out Gitmeni seyredemem
I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never hated you like I do right now Senden hiç şimdiki gibi nefret etmemiştim 'Cause all you ever do is make me... Çünkü yaptığın tek şey beni ben yapmaktı
Cry Ağlamak Cry Ağlamak Cry Ağlamak
Hear the thunder Fırtınayı duy See the rain Yağmuru gör Yeah Evet Keep on makin' me cry Beni ağlatmaya devam et Yeah Evet Hey, hey, yeah Keep makin' me scream and holler Beni bağırtmaya ve çığlek attırmaya devam et Keep on makin' me cry Beni ağlatmaya devam et You don't know what you're doin' to me Bana ne yaptığını bilmiyorsun Hey, hey, yeah Evet Yeah
I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never needed you like I do right now Sana hiç şimdiki kadar ihtiyacım olmamıştı I never hated you like I do right now Senden hiç şimdiki gibi nefret etmemiştim 'Cause all you ever do is make me... Çünkü yaptığın tek şey beni ben yapmaktı
The Weekend'in yeni albümü Starboy'un çok beğenilen şarkılarından biri olan M A R I A 'nın İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karışınızda
M A N I A
The reasons I can't have you Sana sahip olamama nedenlerimi Are so easy to fix Düzeltmek çok kolay I didn't really plan to Gerçekten planlamadım But Imma do it for this Ama bunun için yapacağım
The reasons I can't have you Sana sahip olmama nedenlerim Isn't so complicated Çok karışık değil Baby if you let me I won't hesitate Bebeğim bana izin verirsen tereddüt etmem
All I know (all I know, all I know, all I) Tüm bildiğim (tüm bildiğim, tüm bildiğim) All I know is this Tüm bildiğim bu All I know (all I know, all I know, all I) Tüm bildiğim (tüm bildiğim, tüm bildiğim)
I ran outta tears when I was eighteen On sekiz yaşına geldiğimde göz yaşlarım tükendi So nobody made me but the main streets Yani beni kimse değil bu caddeler yarattı Cause too many people think they made me Çünkü çok fazla insan beni yarattığını düşünüyor Well if they really made me, than replace me Peki beni gerçekten onlar yarattıysa, değiştirsinler beni Homeless, to Forbes* list, these niggas bring no stress Evsiz, Forbes listesine, bu zenciler stres yapmıyor I feel like I'm Moses, I feel like I'm chosen Kendimi Musa gibi hissediyorum, seçilmiş gibi hissediyorum And if you're with my nigga then your girls single to me Ve eğer benim zencimleysen, o zaman kızların bana bekar I don't give a damn if a nigga said you knew me Bir zenci beni tanıdığını söylediğinde, umurumda bile değil Grew up with no father so nobody ever son me Baba olmadan büyüdüm, bu yüzden kimse bana değil My flow too sick Kevin Costner couldn't touch me Akıntı çok dengesiz Kevin Costner bana dokunamadı I know you wished that nobody ever loved me Kimsenin beni sevmediğini dilediğini biliyorum I feel useless when I'm never makin money Hiç para kazanamadığım zaman işe yaramaz hissediyorum Well this is the life we always fantasized Hep hayalini kurduğumuz hayat bu Rich folk problem through a queen street nigga's eyes *** Every time you see me pull up in that aventadors Beni her gördüğünde bu aventadorları kaldır Just know we be grinding on them sidewalks Onların kaldırımlarına aşındığımızı bilelim
Sidewalks saved my life Kaldırımlar hayatımı kurtardı They don't know ever lie Hiçbirinin yalan olmadığını bilmiyorlar Show me all the sides Her iki tarafı da göster bana They don't let me down Beni hayal kırıklığına uğratmıyorlar
Everybody here wants you Burada herkes seni istiyor My love, my love Aşkım, aşkım And I know that you want him too Ve ben de onu istediğinizi biliyorum My love, my love Aşkım, aşkım I ask you what your heart desires Kalbin ne istediğini soruyorum My love, my love Aşkım, aşkım You tell me I'm the only one Söyle bana bir tanen miyim My love, my love Aşkım, aşkım It's a lie, a lie Bu bir yalan, bir yalan I catch you every time Seni her seferinde yakalarım In your lies, your lies Yalan söylerken, yalan söylerken Every time you close your eyes Hepsinde de gözlerini kapattın I hear the secrets that you keep Sakladığın sırları duyabiliyorum When you're talkin in your sleep Uykunda konuştuğunda I hear the secrets that you keep, keep Sakladığın sırları duyabiliyorum When you're talk, talkin, talkin Uykunda konuştuğunda I hear the secrets that you keep Sakladığın sırları duyabiliyorum When you're talkin in your sleep Uykunda konuştuğunda I hear the secrets that you keep, keep Sakladığın sırları duyabiliyorum When you talk, talkin, talkin Konuştuğunda, konuştuğunda I'm find ways to articulate the feeling I'm going through Geçmekte olduğum hissi ifade etmenin yollarını bulurum I just can't say I don't love you Sadece senin sevmediğimi söyleyemem Cause I love you Çünkü seviyorum It's hard for me to communicate the thoughts that I hold Düşüncelerimi aktarmam benim için çok zor But tonight I'm going to let you know Ama bu gece sana haber vereceğim Let me tell the truth Bana gerçeği söyleyeceksin Baby let me Tell the truth, yeah Bebeğim bana gerçeği söyleyeceksin, evet You know what I'm thinking Ne düşündüğümü biliyorsun I see it in your eyes Bunu gözlerinde görüyorum You hate that you want me Beni istemenden nefret ediyorum Hate it when you cry Ağlamandan nefret ediyorum Your scared to be lonely Yanlız kalmaktan korkuyorsun Especially in the night Özellikle gece I'm scared that I miss you Seni özlemekten nefret ediyorum Happens every time Her seferinde olan şey I don't want this feeling Bu duyguyu istemiyorum I can't afford love Aşkı göze alamam I tried to find me some Kendimi bulmaya çalıştım To pull us apart Bizi parçalara ayırmak için It ain't working cause your perfect İşe yaramıyor çünkü sen mükemmelsin And I know that your worth it Ve biliyorum ki sen buna değersin I can't walk away Uzaklaşamam I'm good I'm good I'm great İyiyim, iyiyim, harikayım Know it's been a while now I'm mixin up the drink Biliyorsun biraz zaman geçti şimdi içkimi karıştırıyorum I just need a girl who gonna really understand Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var I just need a girl who gonna really understand Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var I'm good I'm good I'm great İyiyim, iyiyim, harikayım Know its been a while now I'm mixin up the drink Biliyorsun biraz zaman geçti şimdi içkimi karıştırıyorum I just need a girl who gonna really understand Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var I just need a girl who gonna really understand Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var And I seen her get rich on the pole? Ve onun direk (dansıyla) zenginleşmesini gördüm I seen her I knew she had to know Onu gördüğümde bilmek zorunda olduğunu biliyordum I seen her take down that tequila Onu tekilla çakarken gördün Down by the litre Litreyle içiyor I knew I had to meet her Onunla tanışmak zorunda olduğumu biliyordum Ooo she mine Ooo O benim Ooo girl bump and grind Ooo kızım bastır ve çalkala (kucak dansı) Ooo she mine Ooo O benim Ooo girl bump a line Ooo kızım bastır ve çalkala (kucak dansı) Angelina Lips like Angelina Angelina gibi dudaklar Like Selena Selena gibi Ass shaped like Selena Selena gibi şekilli kalça Im like Ben gibiyim
Got up thanked the lord for the day Gün için Lord'umuza teşekkür ettim Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım (woke up by a girl I don't even know her name) (Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım)
Got up thanked the lord for the day Gün için Lord'umuza teşekkür ettim Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım (woke up by a girl I don't even know her name) (Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım) Paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid Paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, But I see something in ya Ama sende bir şey görüyorum Paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid Paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, But I see something in ya Ama sende bir şey görüyorum
Got up thanked the lord for the day Gün için Lord'umuza teşekkür ettim Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım (woke up by a girl I don't even know her name) (Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım) Got up thanked the lord for the day Gün için Lord'umuza teşekkür ettim Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım Woke up by a girl I don't even know her name Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım (woke up by a girl I don't even know her name) (Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım)
You're paranoid Sen paranoyaksın Tell me what you really like Gerçekten ne istediğini söyle bana Baby I can take my time Bebeğim zamanım var We don't ever have to fight Hiç kavga etmek zorunda değiliz Just take it step by step Sadece adım adım anlat I can see it in your eyes Bunu gözlerinde görebiliyorum Cause they never tell me lies Çünkü Onlar bana asla yalan söylemez I can feel that body shake Vücut sarsıntını hissedebiliyorum And the heat between your legs Ve bacaklarının arasındaki sıcaklığı
You've been scared of love Aşktan korktun And what it did to you Ve sana ne yaptı You don't have to run Kaçmak zorunda değilsin I know what you've been through Neler yaşadığını biliyorum Just a simple touch Sadece basit bir dokunuş And it can set you free Ve bu seni özgür bırakabilir We don't have to rush Acele etmek zorunda değiliz When you're alone with me Benimle yalnızken I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming Geliyor hissediyorum I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim
You've been scared of love Aşktan korktun And what it did to you Ve sana ne yaptı You don't have to run Kaçmak zorunda değilsin I know what you've been through Neler yaşadığını biliyorum Just a simple touch Sadece basit bir dokunuş And it can set you free Ve bu seni özgür bırakabilir We don't have to rush Acele etmek zorunda değiliz When you're alone with me Benimle yalnızken I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming (I feel it coming) Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum) I feel it coming baby (I feel it coming baby) Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim) I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim I feel it coming baby Geliyor hissediyorum bebeğim
Forbes: İş dünyası ve finans ile ilgili konuları içeren aylık amerikan dergisi
Bruno Mars'ın Yeni şarkısı Versace on The Floor İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.
Versace on The Floor Versace yerde
Let's take our time tonight, girl Bugün bütün günümüz senin kızım Above us all the stars are watchin' Üstümüzdeki bütün yıldızlar izliyor There's no place I'd rather be in this world Dünyada başka bir yerde olmayı tercih etmem Your eyes are where I'm lost in Senin gözlerin benim içimde kaybolduğum yer Underneath the chandelier Avizelerin altında We're dancin' all alone Hepimiz yalnızız,dans ediyoruz There's no reason to hide Saklanmak için bir sebebimiz yok What we're feelin' inside İçimizden hissediyoruz Right now Şuan
So baby let's just turn down the lights Bebeğim hadi ışığı kısalım And close the door Ve kapıyı kapatalım Oooh I love that dress Oooh bu elbiseyi seviyorum But you won't need it anymore Ama senin başka bir şeye ihtiyacın olmayacak No you won't need it no more Hayır,daha fazlasına ihtiyacın olmayacak Let's just kiss 'til we're naked, baby Hadi çırılçıplak olana kadar öpüşelim bebeğim
Versace on the floor Versace yerde Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl Oooh benim için çıkar,benim için,benim için,şimdi kızım Versace on the floor Versace yerde Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl Oooh benim için çıkar,benim için,benim için,şimdi kızım
I unzip the back to watch it fall Ben sırtını hallederim düşüşünü izle While I kiss your neck and shoulders Senin boynunu ve omuzlarını öperken No don't be afraid to show it off Hayır bunu göstermek için korkak olma I'll be right here ready to hold you Ben seni tutmak için buradayım Girl you know you're perfect from Kızım biliyorsun sen mükemmelsin Your head down to your heels Başından aşağı topuklarına kadar Don't be confused by my smile Gülüşüme şaşırma 'Cause I ain't ever been more for real, for real Çünkü ben daha fazla bu kadar gerçek için bulunmadım
So baby let's just turn down the lights Bebeğim hadi ışığı kısalım And close the door Ve kapıyı kapatalım Oooh I love that dress Oooh bu elbiseyi seviyorum But you won't need it anymore Ama senin başka bir şeye ihtiyacın olmayacak No you won't need it no more Hayır,daha fazlasına ihtiyacın olmayacak Let's just kiss 'til we're naked, baby Hadi çırılçıplak olana kadar öpüşelim bebeğim
Versace on the floor Versace yerde Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl Oooh benim için çıkar,benim için,benim için,şimdi kızım Versace on the floor Versace yerde Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl Oooh benim için çıkar,benim için,benim için,şimdi kızım Dance Dans
It's warmin' up Bu heyecanlandırıcı Can you feel it? Hissediyor musun? It's warmin' up Bu heyecanlandırıcı Can you feel it? Hissediyor musun? It's warmin' up Bu heyecanlandırıcı Can you feel it, baby? Hissediyor musun, bebeğim It's warmin' up Bu heyecanlandırıcı Oh, seems like you're ready for more, more, more Oh,daha fazlasına hazır gibi görünüyorsun,fazlasına,fazlasına Let's just kiss 'til we're naked Hadi sadece çırılçıplak olana kadar öpüşelim
Versace on the floor Versace yerde Hey baby Hey bebeğim Take it off for me, for me, for me, for me now, girl Benim için çıkar,benim için,benim için,kızım Versace on the floor Versace yerde Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl Oooh,benim için çıkar,benim için,benim için,kızım
Versace on the floor Versace yerde Floor Yerde Floor Yerde
Sia'nın Yeni şarkısı Confetti İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi
Confetti Konfeti
We had love so strong my heart couldn't take it Çok güçlü bir aşkımız vardı,kalbim buna dayanamadı You took it in your hands and resuscitated Sen onu ellerine aldın ve yeniden hayat verdin You said, me and you against the world Dedin ki , sen ve ben dünyaya karşı You said, you and me forever girl Dedin ki , sen ve ben sonsuza dek kızım I felt every cell fall in love with you but Aşkını her hücremde hissetim ama
I watched you slip, slip away, no explanation Açıklama olmadan , kaçıp gidişini izledim , kaçışını You on your phone, your laptop and your Playstation Sen telefondayken, laptop ve Playstation'la I stared at the diamond on my finger and I waited Ben gözlerimi parmağımdaki elmasa diktim ve bekledim But the truth never came, but I know her name, so see you later Ama gerçek şu ki gelmedin, fakat o kadının adını biliyorum,bu yüzden sonra görüşürüz
No I won't miss you, I won't cry, I don't regret it Hayır seni özlemeyeceğim,ağlamayacağım,pişman değilim No I won't stand for it, no I don't need confetti Hayır buna katlanmayacağım,konfetiye ihtiyacım yok And you can treat another to your lies, you'll never get it Ve yalanlarından başka bir şey değilsin,olamazsın I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone, I'd rather walk alone Yalnız yürümeyi tercih ederim,yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim
You hurt my pride, part of me died, but all of that's ego Gururumu incittin,bir parçamı öldürdün,ama bütün bunlar ego And the house we lived in had no doors, and it had no windows Ve yaşadığımız evin ne kapısı ne penceresi vardı You said, "I'm hangin' with the boys", you said "Workin' late to pay our bills" "Arkadaşlarla takılıyorum" dedin,"Faturaları ödemek için geç saatlere kadar çalışıyorum" dedin But I found lipstick on your collar, wasn't my color Ama yakandaki ruj izini gördüm,benim rujumun rengi değildi
I watched you slip, slip away, no explanation Açıklama olmadan , kaçıp gidişini izledim , kaçışını You on your phone, your laptop and your Playstation Sen telefondayken, laptop ve Playstation'la I stared at the diamond on my finger and I waited Ben gözlerimi parmağımdaki elmasa diktim ve bekledim But the truth never came, but I know her name, so see you later Ama gerçek şu ki gelmedin, fakat o kadının adını biliyorum,bu yüzden sonra görüşürüz
No I won't miss you, I won't cry, I don't regret it Hayır seni özlemeyeceğim,ağlamayacağım,pişman değilim No I won't stand for it, no I don't need confetti Hayır buna katlanmayacağım,konfetiye ihtiyacım yok And you can treat another to your lies, you'll never get it Ve yalanlarından başka bir şey değilsin,olamazsın I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim
No I won't miss you, I won't cry, I don't regret it Hayır seni özlemeyeceğim,ağlamayacağım,pişman değilim No I won't stand for it, no I don't need confetti Hayır buna katlanmayacağım,konfetiye ihtiyacım yok And you can treat another to your lies, you'll never get it Ve yalanlarından başka bir şey değilsin,olamazsın I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone, I'd rather walk alone Yalnız yürümeyi tercih ederim,yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim
I'd rather walk alone, I'd rather walk alone Yalnız yürümeyi tercih ederim,yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone, I'd rather walk alone Yalnız yürümeyi tercih ederim,yalnız yürümeyi tercih ederim I'd rather walk alone than let them throw dirty confetti Onların kirli konfetileri yerine yalnız yürümeyi tercih ederim
Lady Gaga'nın yeni şarkısı A-YO İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi
A-YO
A-YO, here we go A-yo, işte başlıyoruz
I can't wait to smoke them all Hepsini içmek için sabırsızlanıyorum Whole pack like Marlboro Marlboro paketinin hepsini gibi Blow it in your face, blow it in your face Üflüyorum suratına, üflüyorum suratına (dumanı) Blow it in your, blow it in your face Üflüyorum, üflüyorum suratına
I can't wait to rev you up Seni hızlandırmak için sabırsızlanıyorum Faster than you can say "Ferrari" Senin "Ferrari" demenden daha hızlı Tearin' up the gravel, watching you unravel Taşı parçalıyorum, senin aydınlanmanı izliyorum Now it's a party Şimdi bu bir parti
Hey, I can't wait to cast my spell Hey, büyülemek için sabırsızlanıyorum Which one you'll never tell Hiçbirini anlatamayacaksın 'Cause I got it covered, city babies lovin' Çünkü üstünü örttüm, şehir bebekleri bayılıyor Got you trippin' like no other Senle diğerleriyle yapmadığın gibi hafif dans ediyoruz
Get up, fallin', my body's got you peelin' Kalk ayağa, düşüyorum, vücudum seni soyuyor Light me up, I'm breathin' Aydınlat beni, nefes alıyorum Mirror on the ceiling Tavandaki ayna I'm fallin', my body's got you peelin' Kalk ayağa, düşüyorum, vücudum seni soyuyor Light me up, I'm breathin' Aydınlat beni, nefes alıyorum Mirror on the ceiling Tavandaki ayna A-YO, A-YO We smokin' 'em all Hepsini içiyoruz A-YO, A-YO We smokin' 'em all Hepsini içiyoruz A-YO, A-YO We smokin' 'em all Hepsini içiyoruz A-YO, A-YO
I can't wait to place four wheels Dört tekerleği köşeye çekmek için sabırsızlanıyorum Tracks burns like covered bills Yollar alev aldı deste banknotlar gibi Spin it in your face, spin it in your face Döndür (banknotu) yüzünde Play it in your, play it in your face Oynat onu yüzünde
Can't wait to get you shook up Seni şaşırtmak için sabırsızlanıyorum Faster than you can try to hate it Senin nefret etmeyi denemeden daha hızlı You can try to hate it, you can try to fake it Nefret etmeyi deneyebilirsin, numara yapmayı deneyebilirsin But, baby, I laced it Ama bebeğim bağladım
Get up, fallin', my body's got you peelin' Kalk ayağa, düşüyorum, vücudum seni soyuyor Light me up, I'm breathin' Aydınlat beni, nefes alıyorum Mirror on the ceiling Tavandaki ayna I'm fallin', my body's got you peelin' Düşüyorum, vücudum seni soyuyor Light me up, I'm breathin' Aydınlat beni, nefes alıyorum Mirror on the ceiling Tavandaki ayna A-YO, A-YO Mirror on the ceiling Tavandaki ayna (We smokin' 'em all) (Hepsini içiyoruz) A-YO, A-YO Mirror on the ceiling Tavandaki ayna (We smokin' 'em all) (Hepsini içiyoruz) A-YO, A-YO Mirror on the ceiling Tavandaki ayna (We smokin' on 'em all) (Hepsini içiyoruz) A-YO, A-YO Look at the mirror on the ceiling Tavandaki aynaya bak
Get up, fallin', my body's got you peelin' Kalk ayağa, düşüyorum, vücudum seni soyuyor Light me up, I'm breathin' Aydınlat beni, nefes alıyorum Mirror on the ceiling Tavandaki ayna I'm fallin', my body's got you peelin' Düşüyorum, vücudum seni soyuyor Light me up, I'm breathin' Aydınlat beni, nefes alıyorum Mirror on the ceiling Tavandaki ayna A-YO, A-YO Mirror on the ceiling Tavandaki ayna (We smokin' 'em all) (Hepsini içiyoruz) A-YO, A-YO Mirror on the ceiling Tavandaki ayna (We smokin' 'em all) (Hepsini içiyoruz) A-YO, A-YO Mirror on the ceiling Tavandaki ayna (We smokin' on 'em all) (Hepsini içiyoruz) A-YO, A-YO Look at the mirror on the ceiling Tavandaki aynaya bak
A-YO, A-YO We smokin' 'em all Hepsini içiyoruz A-YO, A-YO We smokin' 'em all Hepsini içiyoruz A-YO, A-YO We smokin' 'em all Hepsini içiyoruz A-YO, A-YO
Sorry! The content you were looking for does not exist or changed its url.
Please check if the url is written correctly or try using our search form.
Bigger Archive Portal
Other portals
World War I , Africa ,United States of America ,Anime and manga ,Ankara ,Anthropology ,Military • Astronomy • Asia • European Union • Azerbaijan • Azerbaijan (Iran) • BBC • Beşiktaş • Science • History of science • Biography • Byzantine Empire • Bosnia -Herzegovina • Jazz • Sexuality • Geography • China • Language • Religion • Literature • Energy • Armenia • Eurovision • Evolutionary biology • Philosophy • Feminism • Fenerbahçe • Palestine • Physics • France • Football • Galatasaray • South Korea • Georgia • Harry Potter • Aviation • Hinduism • Christianity • Iraq • England • Human rights • Internet • Iran • Islam • Istanbul • Scouting • Izmir • Japan • Kazakhstan • Cyprus • Kuwait • North Korea • North Macedonia • Culture • Lady Gaga • LGBT • Liberalism • Madonna • Mathematics • Media • Mexico • Michael Jackson • Mustafa Kemal Atatürk • Music • Middle East • Middle World • Ottoman Empire • Automobile • Free software • Pakistan • Psychology • Russia • Art • The Simpsons • Cinema • Politics • Socialism • Soviet Union • Sports • Syria • History • Technology • Television • Terrorism •Medicine • Theater • Society • Turkish Armed Forces • Turkish history • Turkey • Video games • Judaism • Stargate