Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sezen Aksu - İnce Mevzu (Lyrics | Şarkı Sözleri)



11 Music,Müzik,Sezen Aksu,Sezen Aksu Müzikleri,Sezen Aksu MP3,İnce Mevzu, Lyrics,Şarkı Sözleri, bayramcigerli.blogspot.com, Bayram Cigerli

 

"3 saat ruhu dinlendirici müzik Relaxing Music Evening Meditation Background forYoga Massage Therapy"


Müzik, Dinlendirici Müzik,Relaxing Music,Evening Meditation, Yoga Music, Therapy,bayramcigerli.blogspot.com, Bayram Cigerli

 

"8 Saatlik Gizemli Rahatlatıcı Müzik • Uyku ve Meditasyon için Arp, Flüt, Piyano ve Telli Çalgılar"


bayramcigerli.blogspot.com, Bayram Cigerli, Müzik,Gizemli ve Rahatlatıcı Müzik,Uyku Müzikleri,Meditasyon Müzikleri 

 bayramcigerli.blogspot.com, Bayram Cigerli,

Zevkler ve müzikler tartışılır/Kültür - Sanat/milliyet blog



Beğeni sözcüğü, “güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk” veya “güzeli çirkinden ayırma yetisi, zevk, gusto” şeklinde açıklanıyor.[1]

İnsan tensel ve tinsel bir varlık olduğuna göre, zaman içindeki her ikisi de (tensel-tinsel) değişecek ve gelişecek. Bu gelişme, aynı zamanda zevklerin-hazların da gelişmesidir.

Varolan kültürel değerler ayrı bir şey, bu değerlerin ayrımına varıp kendine özgü değerler oluşturmak ayrı bir şey. Ancak, bununla da kalmayıp, kendi özgün değerlerini üretebilmek gerek.

Klasikler ise, zaten çağlar boyu değerlerini koruyanlardır. Onlara ulaşabilmek için de bile devingen bir yapıya gereksinme vardır.

Halbu ki ‘yaygın kültür-sanat’, sanki bunların hiç biri yokmuş gibi insanları etkiliyor, yaşamlarını belirliyor. Yanıt, sanat psikolojisinde:

“Biyolojik yaşımızla orantılı olarak, hem akıl yaşımız, hem de duyusal algılarımız değişmekte ve gelişmektedir. İçinde yaşadığımız yakın ve uzak çevremiz de gün be gün farklılaşmaktadır. Böylesine devingen bir ortamda, beğenilerimizi durağanmış gibi düşünmek, onun da değişebileceğini hesaba katmamak, yaşamın en büyük yanılgılarından biri olur ve bunun zararını da en çok sanat görür.”[2]

TV’de izlenen kültür-sanat programları, yarışmalar vs. bu kaygıların oldukça uzağında değil mi?

Söze yine sanat psikolojisiyle devam edelim:

“Duygusal gereksinimlerimiz değişir; hem onu uyaran, hem de onu doyuma ulaştıran değişir. Bu bir doğa yasasıdır, ya da doğa yasası gibidir.”[3]

Sanki nedense, duygusal gereksinimlerimiz, hem onu uyaranlar hem de doyuma ulaştıranlar da değişmiyor?

Bu süreçler tarım toplumlarında ağır, sanayi toplumlarında daha mı hızlı ilerliyor?

Bizdeki değişim süreçlerinin ağır ilerlemesi nedenlerinin önemli bir bölümünü, buralarda aramak gerek.

Adını koyarak söylersek, bir türlü tarım toplumundan sanayi topluma geçememiş olmamız veya belki bir oranda kentleşmiş ama kentlileşememiş olmamız asıl neden.neden galiba!

Bir türlü “beğeninin bir görgü, bir bilgi işi olduğu, bir kültür sorunu olduğu…” [4] -bilerek- anlaşılamıyor sanki.

Sözü yine sanat psikolojisiyle noktalayalım. S. M. Erinç güzel cümleleriyle şöyle açıklıyor, “zevkler de müzikler de tartışılır”ı:

“Zevki mutlakmış gibi düşünmek, olsa olsa bağnazlık olur. Zevk, ancak hazla hoşlanmaya oranla daha uzun ömürlüdür ve onlara oranla daha fazla kişilikle bağlantılıdır. Fakat kişiliğimizde gözlenebilen her değişme, özellikle olumlu her değişme zevkimizi de etkiler ve böylece sanattaki seçiciliğimiz de değişir.”[5]

[1] TDK Sözlük

[2] Sıtkı M. Erinç, Sanat Psikolojisi'ne Giriş, Ankara: Ayraç Yayınevi 1998, s. 73.

[3] A.g.e. s. 73

[4]A.g.e., s. 72.

[5] A.g.e., s. 129.

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,

Paylaşılamayan Müzik/Kültür - Sanat/milliyet blog



Kimi insanın çok hoşlandığı bir ezgi, kimi insana hoş gelmiyor. Eleştiriler, çok zaman kırıcı boyutlarda oluyor. Herkes kendi beğenisinin – hatta, aynı ezginin farklı yorumlarını bile - en güzel olduğunu söyleyebiliyor. İnsanın müzik kültürü nasıl oluşuyor, beğeni neye göre biçimleniyor? Müziği anlamak - müzikten hoşlanmak ne
 demek? Nasıl müzik dinlemeli, dinleyici olma niteliklerimiz neler? Neden müzik dinliyoruz?..

Aristo, kuramında sanat yapıtlarının, aslında bilgi edinmeye yönelik olduğunu söyler. Çünkü izlerken, dinlerken alınan her şey öğrenme amaçlıdır. Öğrenme de insan beyninin en önemli etkinliklerinden biridir. Öğrenme sırasında ulaşılan doyum, aynı zamanda sanat eserini algılarken de duyulur. Sanatın her türünde ve seviyesinde, sanatsal yoğunluk karşısında uyarılan öğrenmek dürtüsü ve güdüsü izleyiciye- dinleyiciye mutluluk verir.

Yaratıcı, yorumcu, dinleyici, izleyici, müzik eğitimcisi, müzik eleştiricisi… müziği oluşturan öğelerdir ve her biri kendi “gücüyle” müziği anlamlandırır. Müziği anlamlandırma gücü de ancak bilginin düzeyi ile gerçekleşir.

“Yapıt bir olgudur. Yaratıcı/sanatçı, dinleyici, eleştirici, bilim adamı başka başka kişilerdir. Her biri yapıtı değerlendirirken, o güne kadar kazandığı bilgi ve önyargılara dayanarak dinleyecek ve değerlendirecektir. Müzik sanatında herkesi doyuracak bir veri ya da yapı bulmak güçtür. Çünkü bilgi düzeyleri farklı olan kişilerin aynı besteciden aynı doyumu sağlamalarını beklemek doğru bir düşünce tarzı değildir. Müziğin duygular üzerinde etkisi düşünülürse pek çok "değerlendirme" yöntemi ve pek çok "sonuç" olacaktır. Birine göre sanat eseri sayılan bir beste bir diğerine göre gürültü sayılabilecektir. Biri eseri sanat yönünden yüksek bulurken, bir diğeri aynı eseri ilkel sayabilmektedir. Birini coşkulandıran bir eser, diğerini üzebilmektedir. (...) Belli bir zaman diliminde kaynaştırma işlevi gören bir beste bir başka zaman diliminde kavga ettirebilmektedir. (...) Herkesi doyuran bir beste olmadığına göre, tek bir yönteme, tek bir üslûba, tek bir felsefeye dayanmak olanaksızdır. Bu nedenle en sağlıklı değerlendirme, değerlendirenin o eser hakkındaki birikimini/bilgisini artırıp, dış etkenlerden arınarak yaptığı değerlendirmedir.”[1]

Eğer ‘beğeni oluşturma’ gibi bir sorun varsa, o da ‘kültür’ sorunudur ve ‘müzik dinleme’den ne anlaşıldığına bağlıdır. Prof. Dr. Ali Uçan dinleyici profillerini –sınırları tam belirli değilse de- şöyle açıklıyor: ‘Müzik dinleyenler’, ‘müzik dinlediğini sananlar’ ve ‘müzik dinler görünenler’.

“Her insan, içinde yaşadığı toplumsal-kültürel çevrede-ortamda, az-çok, müzikle ilişki içindedir, ilişki içinde olduğu müzikten veya müzikli ortamdan etkilenir, etkilendiği müzikten veya müzikli ortamdan hoşlanır veya hoşlanmaz ya da öyle görünür. Her insan müzik dinler, dinlediği müziği algılar, algıladığı müziği anlar veya anlamaz ya da öyle görünür, anladığı müzikten hoşlanır veya hoşlanmaz, ya da öyle görünür. Birçok kişi müziği, anlamak için değil, hoşça vakit (zaman) geçirmek, müzikle zaman geçirmek, müzikle zaman doldurmak için dinler. Birçok kişi müziği anlayarak dinlemenin "nesnesi" olarak değil veya öyle olmaktan çok, ‘geri-plan’, ‘arka-plan’ öğesi olarak kullanır. Bunlar belki de müziği ‘dinleyenler’ değil ‘dinlediğini sananlar’ ya da ‘dinler görünenler’dir.

Öyleyse insanlar ‘müzik dinleyenler’, ‘müzik dinlediğini sananlar’ ve ‘müzik dinler görünenler’ olmak üzere üç kümeye ayrılabilir. Ancak, ne var ki insanları bu özellikleriyle ayırdedebilmek, birbirinden ayırabilmek çoğu zaman kolay değildir. Dinleti (konser) alanlarını, dinleti yerlerini, hatta dinleti salonlarını dolduran büyük yığınları oluşturan insanların birçoğu için orada müzik dinlemek, müziği anlama çabası içinde olmaktan, veya bilişsel, sezişsel, devinişsel ve duyuşsal bir estetik gereksinimi gidermekten çok, belki de (sadece) bir vakit geçirmektir. Sözü edilen ortamlarda insanlardan hangilerinin söz konusu üç kümeden hangisine girdiğini belirlemek kolay mıdır? Aynı durum, kuşkusuz, ‘müzikten anlama’ konusunda da geçerlidir, ya da geçerli olmak gerekir. Müzik dinleyen insanları da müzikten ‘anlayanlar’, ‘anladığını sananlar’ ve ‘anlar görünenler’ olmak üzere üç kümeye ayırmak olanaklıdır.”[2]

Müzik beğenisi oluşturabilme ‘müziği anlama’yla olası. Anlama ise, duygular da işe koşulunca genellikle “hoşlanma” ile karışıyor. Hoşlanma, belirli bir çaba gösterilmeden kendiliğinden de gelişebilen bir şeydir. Anlama ise, o konu ile ilgili bilgi-birikim-deneyim yani ‘bilme’ gerektirir. ‘Bilme’ için öğrenmek, öğrenmek için de programlı eğitim süreçlerine ihtiyaç vardır.

“Hoşlanma, ‘insanın kendine özgü bir yaşam içgüdüsü’dür. Her insan, yapısı ve yaradılışı gereği doğal olarak bir şeylerden hoşlanır. Hoşlanma işgüdüsünün nesnesi ‘müzik’ olduğunda bu, ‘müzikten hoşlanma’ya dönüşür. Genel olarak hoşlanma, ‘doygunluk veren, ılımlı ve sürdürülebilir coşkulanma’ diye tanımlanabilir. (…)

Müzikten hoşlanabilmek için ondan olumlu etkilenebilmek gerekir. Müziğin etkisi, kısaca, ‘müziğin verdiği izlenim’dir. Buna göre müzikten etkilenmek, ‘müzikten izlenim edinmek’ veya ‘müzikten izlenimlenmek’ demektir. Genel olarak müzik, insanı, ‘varlığı’ ve ‘niteliği’yle etkiler. Öyleyse müziğin insan üzerindeki etkisini, temelde, ‘varlık etkisi’ ve ‘nitelik etkisi’ olmak üzere ikiye ayırmak olanaklıdır. Müziğin bir insan üzerindeki etkisi sadece ‘varlık etkisi’yle sınırlıysa ve o insan müzikten sadece bu etkiye bağlı olarak hoşlanıyorsa, müziğin sadece ‘varlığında hoşlanıyor’ demektir. Müziğin sadece varlığından hoşlanan bir insanın ‘müzikten anlama’sı (pek) söz konusu olamaz. Böyle bir durumda insan ‘müzikten’ ya da ‘ortamdaki müzikten’ değil, (daha çok) ‘müzikli ortamdan’ ya da ‘müzikli ortamın niteliğinden’ anlıyor demektir.”[3]

Günümüzün ‘yaygın genel müzik algılaması’, müziğin alabildiğine –hatta zorlamayla- ticarileştirilip yaygınlaştırıldığı alanlardadır. Müzik diye algılanan da ‘müzikli ortam’ oluyor.

Yazının ilk paragrafındaki soruların yanıtları, birçok yerde aranabilir. Aranacak yerlerin başında ‘insan, toplum, kültür sanat, müzik’ ilişkisi gelmeli, sonra da ‘eğitim/eğitimsizlik sorunu’. Eğitimin yetersiz olduğu yerde kargaşa olması doğal bir gelişme. Ülkemizde de müzik, bu kargaşa ortamından yeterince payını alıyor ve herkesin müziği ‘en güzel’ oluyor. Müzik ‘paylaşılamıyor’.

[1] Ayten Kaplan, Kültürel Müzikoloji, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2005, s. 65.

[2] Prof. DR. Ali Uçan, MÜZİK EĞİTİMİ Temel Kavramlar-İlkeler-Yaklaşımlar ve Türkiye'deki Durum, Evrensel Müzikevi, Ankara, 2005 (3. Basım), s. 118.

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,

Seyirlik müzik/Kültür - Sanat/milliyet blog



Uzun süredir -haber kanalları dışında- televizyon izleyemiyorum. Hissettirmeden “Öldüren Eğlence”[1], gerçekten öldürüyor (!) galiba.

Müzik-eğlence ve magazin programları, dizi filmler, klipler vs… ve hepsi birbirine iyice benzedi. Yaşam alanlarımızı sarmaladı,
 onlardan kaçmak mümkün değil. Televizyon kanallarının sınır tanımayan ‘ticari kaygılar’ı daha fazla zamanlarımıza egemen oldu, yeni ‘müzik kültürü’müzü belirledi. ‘Söz’e dayalı olan ‘müzik kültürümüz’ 1980’lerden sonra, iyice görselleşti. Popüler kültür, müziği hızlı tüketimin içine aldı. Toplum müziği dinliyor; el çırpıyor, eğleniyor. Hatta, en hüzünlü ezgilerde bile eğleniyor!

Klipleri yapılan şarkılar her yaş grubuna sesleniyor. Hem görsel, hem de işitsel olarak algılanması çok kolay olan bu şarkıları, yetişkinler kadar çocuklar da bu hoşlanarak, dinliyor-izliyor.

İzleyici / dinleyiciler bu kargaşada, müziğin düzeyini sorgulamıyor-sorgulayamıyor. Sıtkı M. Erinç, kültür endüstrisinin ticari anlayışını şöyle açılıyor:

“Kültür endüstrisi, hoşluk yaratan her şeyi sanat sayar, sanat diye piyasaya sunar, fakat sanat alanının esas sorusuna; 'Ne Kadar Sanat' sorusuna hiç eğilmez, hatta bu soruyu örtbas eder, akıllardan silmeye uğraşır. Başarır da... Kültür endüstrisi için kazanç sağlanabilecek her yol mubahtır.”[2]

Hal böyle olunca, yetişkinlerin ve çocukların ‘beğenileri’ ve ‘beğeni düzeyleri’ sığlaşıyor.

‘Beğeni’ sözcüğünü TDK Sözlüğü “Güzeli çirkinden ayırma yetisi…’ olarak tanımlıyor. Güzel-çirkin ayrımına varabilmek için de ‘bilgi-birikim’ gerek. Bu da uzun ve zahmetli bir süreç gerektiriyor. İşin çok daha kolayı bir yolu var ‘hoşlanmak’.

Artık, anlık hoşlanmalar ‘beğeni’ olarak kabul görüyor-gördürülüyor.

Anlık zamanlarda hafızalara kazınan işitsel ve görsel ‘hoşlanma kalıpları’, giderek bireylerin-toplumun ‘müzik kültürü’ oluyor.

Artık müzik seyirlik bir şey!!!

*****

[1] Neil Postman, Öldüren Eğlence, Ayrıntı Yayınları, Çev: O. Akınhay, İstanbul, 1994.

[2] Sıtkı M. Erinç, Kültür Sanat Sanat Kültür, Ütopya Yayınları, Ankara, 2004, s. 74.

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,

bcmusicblog.blogspot.com banner images, template images




Agar Tu Hota Full Video Song | BAAGHI | Tiger Shroff, Shraddha Kapoor | Ankit Tiwari |T-Series" videosunu izleyin


Music, Müzik,Hint Müzikleri, Indian Music, Dance, Dans, Bayram Cigerli, Song, T-Series, bayramcigerli.blogspot.com,


Agar Tu Hota ,Full Video Song ,BAAGHI ,Tiger Shroff, Shraddha Kapoor ,Ankit Tiwari |T-Series" videosunu izleyin


Girl I Need You Song Full Video | BAAGHI | Tiger Shroff, Shraddha Kapoor | Arijit Singh, Meet Bros" videosunu izleyin


Music, Müzik,Hint Müzikleri, Indian Music, Dance, Dans, Bayram Cigerli, Song, T-Series, bayramcigerli.blogspot.com,


Girl I Need You ,Song Full Video ,BAAGHI , Tiger Shroff, Shraddha Kapoor ,Arijit Singh, Meet Bros" videosunu izleyin


Get Ready To Fight Full Video Song | BAAGHI | Tiger Shroff, Grandmaster Shifuji | Benny Dayal" videosunu izleyin


Music, Müzik,Hint Müzikleri, Indian Music, Dance, Dans, Bayram Cigerli, Song, T-Series, bayramcigerli.blogspot.com,


Get Ready To Fight ,Full Video Song ,BAAGHI , Tiger Shroff, Grandmaster Shifuji ,Benny Dayal" videosunu izleyin


BAAGHI : Agar Tu Hota Video Song | Tiger Shroff, Shraddha Kapoor | Ankit Tiwari | T-Series" videosunu izleyin


Music, Müzik,Hint Müzikleri, Indian Music, Dance, Dans, Bayram Cigerli, Song, T-Series, bayramcigerli.blogspot.com,

BAAGHI , Agar Tu Hota, Video Song , Tiger Shroff, Shraddha Kapoor ,Ankit Tiwari | T-Series" videosunu izleyin

BAAGHI Bloopers| Tiger Shroff, Shraddha Kapoor, Sabbir Khan | T-Series" videosunu izleyin


Music, Müzik,Hint Müzikleri, Indian Music, Dance, Dans, Bayram Cigerli, Song, T-Series, bayramcigerli.blogspot.com,

BAAGHI Bloopers,Tiger Shroff, Shraddha Kapoor, Sabbir Khan , T-Series" videosunu izleyin

Agar Tu Hota Full Song with Lyrics | Baaghi | Tiger Shroff, Shraddha Kapoor | Ankit Tiwari" videosunu izleyin


Music, Müzik,Hint Müzikleri, Indian Music, Dance, Dans, Bayram Cigerli, Song, T-Series, bayramcigerli.blogspot.com,


Agar Tu Hota, Full Song with Lyrics ,Baaghi , Tiger Shroff, Shraddha Kapoor , Ankit Tiwari" videosunu izleyin



[Herşey Dahil 190 tl ] Müzik ile İlgili Hazır Web Siteler - 05417962368

Murat Ceylan Kimdir?

murat ceylan kimdir

Estetik vücudu ve yakışıklılığı ile ön plana çıkan Murat Ceylan 1991 yılında İstanbul'da doğmuştur. Küçüklüğünden beri spor ile iç içe büyüyen Murat, liseden sonra bir süre yurt dışında yaşamıştır. Orada Endüstriyel Tasarım bölümünde okuyan Ceylan daha sonra kendisinin müziğe daha yatkın olduğunu düşünerek İstanbul'a dönmüş ve eğitimine orada devam etmiştir.

murat ceylan kaslarıHayatının büyük bir bölümünü spor ve müzik oluşturuyor. Başta fitness olmak üzere bir çok spor dalı ile ilgilenmiş. Bunun yanı sıra Yeni Nesil adında bir single çıkarmış ve çeşitli dizi-film projelerinde oyunculuk yapmıştır.

Oynadığı dizilerden biri olan Familya'da Ateş karekterini canlandırmıştır. Müzik ve spordaki yeteneğine aşikar olduğumuz Murat, dizide oyunculuğu ile ön plana çıkmayı başarmıştır.

Murat Ceylan'ı hafızalara kazıyan ve onu büyük bir kitlenin önüne çıkaran proje hiç şüphesiz ki Survivor adlı yarışma programıdır. Yarışmada efendiliği ve gösterdiği üstün performansla ön plana çıkmıştır.

Survivor yarışması bittikten sonra Tv8'de yayınlanan Para Bende adlı programda Almeda Abazi ile birlikte sunuculuk yapmıştır.

Murat Ceylan'ın Survivor'da en yakın arkadaşı olan Hilmi Cem İntepe'nin biografisine gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Murat Ceylan 184 cm boya ve 82 kilo vücut ağırlığına sahiptir. Boy kilo oranın oldukça iyi olmasının yanı sıra yağ oranı da oldukça düşüktür.

Kişisel Yorumum : "Adam hem vücuduyla, hem sesiyle, hem oyunculuğuyla, hem de çeşitli yarışmalarda gösterdiği üstün performansıyla akıllarda kalıcı bir isim olmayı başarmış. Fitness modellik yapanlara taş çıkartacak da bir fiziğe sahip olduğunun altını çizmek isterim."

Müzik kültürlere göre değişir mi ?

Müzik kültürlere göre değişir mi ?
Müzik , her toplumda bütün ritüellerde , törenlerde , düğünler olduğunda , askeri  marşlar olarak bütün hayatımızı kuşatmış bir sanattır .
Tasavvuf müziği bile bir şeyler anlatıyor . İnsanın soyut olarak belirlediği şeyleri ses aracılığıyla belirli bir düzene sokmasından ibarettir müzik .

Bir müzik eserinin ifade ettiği şey çok önemlidir . Besteci , müzikte ilhamını doğadan ve toplumdan alır . Dilin gelişiminden sonra çıkmıştır müzik .

Selçuk Balcı - Deniz Üstünde Fener

Selçuk Balcı'nın eseri olan Deniz Üstünde Fener şarkısı son zamanlarda büyük ilgi gördü. Benim İçin Üzülme adlı karadeniz dizisinde kullanılması şarkıya olan ilgi dahada artmaya başladı. Şimdi sizleri Selçuk Balcı'dan "Deniz Üstünde Fener"le baş başa bırakıyorum. İyi dinlemeler :)

Deniz üstünde fener bir yanar bir de söner.
Deniz üstünde fener bir yanar bir de söner.
Bu gaybana sevdaluk ne yana olsa döner.
Bu gaybana sevdaluk kırk tarafa da döner.

Gel kaçalum sevduğum dağlarin arkasindan.
Yandum da eleceğum bu yurek yarasindan.
Gel kaçalum sevduğum dağlarin arkasindan.
Yandum da eleceğum bu yurek yarasindan.

Duman gelur dereden kapatur daği taşi.
Duman gelur dereden kapatur daği taşi.
Sevduğumun yuzinden durmaz gözumun yaşi.
Sevduğumun yuzinden durmaz gözumun yaşi.