Tarih çok şeyler öğretiyor insana. Geçmişten günümüze ve geleceğe tarih bilmek önemlidir.
İşte bir örnek. Eski Cumhurbaşkanı ve Başbakan Süleyman Demirel, 27 Mart 2007 salı günü, Bilkent Üniversitesi'nde katıldığı bir söyleşide kendisine sorulan bir soru üzerine özetle:
"ODTÜ'lü öğrenciler nerede?", diyerek gündemde olan bazı sorunlara neden tepkilerini getirmediğini sormuştu.
Bu sorunun yanıtı tarihte var.
10 Ekim 1965 günü genel seçimler yapılmış ve çoğunluğu Adalet Partisi almıştı.
Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı Süleyman Demirel'e hükümet kurma yetkisi verilmiş ve Süleyman Demirel Başkanlığında bir hükümet kurulmuştu.
Duyarlı Türk vatandaşları, yeni kurulan hükümetin dış politikası konusunda ne gibi tavır belirlemesi yönünde görüşlerini belirten bir bildiri yayımladı.
Bildiri 1965 yılında yayımlandı ve o günkü sorunları yansıtıyordu.
Örneğin:
1965 yılında ABD, Vietnam'da soykırım yapıyordu.
2007 yılında ABD, Vietnam'a benzetilen Irak'ta yine soykırım yapıyor.
Turhan Feyizoğlu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne mensup 38 profesör, doçent ve asistan, 28 KAsım 1965 günü, ortak bir bildiri yayınlayarak, Türk dış politikasının, bağımsızlıkları için savaşan ulusların karşısında değil, yanında olması gerektiğini belirtmişler, Vietnam savaşına Türkiye’nin tepki göstermemiş olmasını eleştirmişlerdir.
Bildirinin metni şudur:
“Kıbrıs konusunun Birleşmiş Milletler önünde tartışılmakta olduğu şu günlerde, gelişmekte olan ülkelere karşı Türk dış politikasıyla ilgili aşağıdaki gerçekleri kamuoyuna açıkça bildirmek isteriz.
Batının Uydusu
Herşeyden önce Türkiye, bağımsızlığı için savaşan ulusların karşısında değil, tamamen yanında yer alan bir dış politika izlemelidir. Oysa ilk kurtuluş savaşını vererek bütün esir milletlerin saygısını kazanmış olan memleketimiz, bağımsızlığına kavuşmak için İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana birer birer savaşmağa başlayan uluslara gereken ilgiyi göstermemiş, yavaş yavaş onların saygısını yitirmiştir. Hele kurtuluş savaşlarının özellikle yoğunlaştığı son yıllarda, Türk dış politikası, bu uluslara karşı tamamiyle kayıtsız kalan, yurdumuzu batının bir uydusu gibi gösterecek kadar aşırı batı taraftarı bir dış politika olmuştur.
Kıbrıs ve ABD
Bu politika, ne yazık ki bugün de niteliğinde herhangi bir değişme olmaksızın devam etmektedir. Oysa bugün, bağımsızlığına birer birer kavuşmakta olan bu ülkeler, uluslararası alanda ihmal edilemeyecek bir önem kazanmış bulunuyorlar. Bu ulusların esaretten kurtulma yolundaki savaşlarına Türkiye’nin aslında bir ödev olarak göstermesi gereken anlayış ve destek, aynı zamanda hem kısa, hem de uzun süreli uluslararası haklı davalarımıza, bugünkü müttefiklerimizin verdiğinden daha büyük ve daha etkili bir güç de kazandıracaktır. Örneğin müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri’nin, Kıbrıs sorunu için kendi çıkarlarına daha uygun düşen Enosis çözüm yolunu benimsediği görülmektedir. Bağımsızlıklarına yeni kavuşmuş olan ülkeler ise, Kıbrıs’ın bağımsız, tarafsız, yabancı askeri üslerden arınmış ve iki milli topluluğun haklarını koruyacak federal bir devlet olmasını kolaylıkla destekleyebilirler. Bizce Kıbrıs sorunu için bulunabilecek en iyi çözüm yolu budur ve bu yol, bağımsızlığına yeni kavuşan ülkelerin sevgi ve desteğini kazanabilir. Yeter ki Türkiye, esaretten kurtulma savaşlarında bu uluslardan anlayış ve desteğini esirgemesin.
Vietnam Savaşı
Örneğin bu uluslardan biri, bütün varlığıyla bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için savaşmakta, fakat karşısında Amerika Birleşik Devletleri’nin en korkunç silahlarını bulmaktadır. Bu ulus, Vietnam ulusudur. 1954’te Fransız sömürgesi olmaktan kurtulan Vietnam’ın tarafsız, bağımsız ve ne Sovyetler Birliği’nin, ne Amerika’nın ve ne de Çin’in uydusu olmayan bir devlet haline getirilmesi yolundaki Cenevre Konferansı kararlarını Amerika Birleşik Devletleri kabul etmemiş, Güney Vietnam’daki Katolik azınlığı, Budist köylü çoğunluğa karşı desteklemiştir. Katolik azınlıkla Vietnam halkı arasındaki savaşa Amerikan askerleri aktif bir şekilde katılmış, böylece bu tarihten beri bu ülke barış yüzü görmemiştir. Güney Vietnam ile Kuzey Vietnam arasındaymış gibi gösterilmek istenen savaşa Amerika Birleşik devletleri artık resmen de katılmış, bu ülkedeki Amerikan askerlerinin sayısı 200.000’e yaklaşmıştır. Amerikan uçakları, savaşı ülkenin kuzey kesimine bulaştırarak burayı dört aydan beri insafsız bir şekilde bombardıman etmiştir. Onbir yıldanberi süregelen Vietnam savaşları, hesabı bilinmeyen ölçüde insan hayatına, tasavvurların ötesinde acıya ve gözyaşına sebep olmuştur. Bize göre Vietnam’da savaş derhal durdurulmalı, Vietnam halkının temsilcileriyle, ilgili devletler arasında yapılacak görüşmelerle 1954 Cenevre Antlaşmaları’nda öngörülen biçimde bir çözüm kabul edilmeli ve bundan sonra Vietnam’da hiç bir yabancı müdahalesine müsaade edilmemelidir.
Aydın Çevreler
Geçmişte kurtuluş savaşı veren Mısır, Cezayir ve Dominik gibi ülkelerdeki saldırılara karşı bütün uygar toplumlarda tepki gösterildiği ve son olarak Amerika’nın Vietnam’da üzerine aldığı rol, başta Amerikan toplumunun kendisi olmak üzere her yerde şiddetli tenkid ve protestolara yol açtığı halde, Türkiye’de ne hükümetler, ne de aydın çevreler bu konularda öğünülebilecek bir tutum göstermemişlerdir. Haberlerini çoğunlukla Amerika ve Avrupa haber ajanslarından edinerek halka duyuran yayın kaynakları, örneğin Vietnam sorununu hâlâ komünist tecavüzüne uğrayan bir ülkenin savunulması şeklinde göstermektedirler.
Gerçekleri Halka Duyurmak
Oysa bugün kurtuluş savaşı yapmakta olan uluslara Türkiye’nin göstereceği ilgi ve yakınlık bütün az gelişmiş toplumlar gözünde Türkiye’nin hakkı olan itibar ve saygıyı sağlayacak, ülkemizin kendi haklı uluslararası davalarını bu uluslara daha güçlü bir şekilde anlatmasına imkân verecektir.
Bizler, Üniversiteler kanunu gereğince, ‘gerçekleri halka yaymak’ görevi ile hareket eden üniversite mensupları olarak, az gelişmiş ülkelerle yurdumuz arasındaki ilişkileri yakından ilgilendiren bu sorunları kamuoyuna açıkça bildirmeyi ödev sayıyoruz.”
İMZALAR
Bildiride şu imzalar bulunmaktadır:
Orta DOğu TEknik Üniversitesi (ODTÜ) mensupları: Doç. Dr. Yorgi DEMİREL.
ODTÜ Asistanları: Şadi CİNDORUK, Ergin GÜNÇE, Metin HEPER, Selim İLKİN, Turgut VAR, Dr. Yaşar GÜRBÜZ, Hasan ÇELİK, Haluk ERLAK, Fikret GÖRÜN.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) mensupları: Prof. Bahri SAVCI, Prof. İbrahim YASA.
Ankara Üniversitesi SBF Doçentleri: Mümtaz SOYSAL, Tuncer BULUTAY, Ruşen KELEŞ, İsmail TÜRK, Haluk ÜLMAN.
Ankara Üniversitesi SBF Asistanları: Alparslan IŞIKLI, Güney AKALIN, Üren ARSAN, Vahdet AYDIN, Erdoğan GÜÇBİLMEZ, Çelik KURDOĞLU, Bilsay KURUÇ, Oğuz ONARAN, Özer OZANKAYA, Oral SANDER, Duygu SEZER ile Dr. Ahmet DEMİR, Dr. Sait DİLİK, Dr. Gündüz ÖKÇÜN, Dr. Mehmet SELİK, Taner TİMUR, Mete TUNCAY.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mensupları: Asistan Ahmet GÖKDERE, Ahmet KUMRULU, Yıldırım ÜLER, Doğu PERİNÇEK.