Efendim zaman devrilir, zaman kurulur bu devran sürer gider. Bu zaman kavramı içerisinde çınarlar dikilir büyür ve yıkılır. Bu dönemlerde her çınar kendi gölgesini yapar. Burada yaşayanlar bundan faydalanır. Çınar kendi büyüklüğünce gölgesi de o kadar büyük olacaktır. Kendi kültürümüz ulu bir çınar iken
bu kültüre yabancılaşma ve ona küsme çınarın kollarını kırmış dal ve budakları kurumuş eski defterlerde perde perde dökülmüş kalmıştır.
Avrupa Rönesans ve reform hareketleriyle geçmişine sahip çıkarak eski yunan eserlerini düşünce ve ilim adamlarını ön plana çıkarmış, hatta Osmanlıda yetişmiş bir çok bilim adamlarının eserlerini kendi dillerine çevirerek yenileşme yaparken kendi öz kültürü ve bu kültürü besleyen kaynaklardan yararlanmasını bilmiştir. Oysa bizde ise Tanzimatla birlikte kendi öz kültürüne karşı çıkılmalar başlamış yabancı hayranlığı Fransız kültürü ön plana çıkmıştır. Bizim kalkınmamız batılılaşma ile olacak denilirken kendi kimliğimiz kaybedilmiş çınarlar birer birer yıkılmaya başlanmıştır. Öyle ki geçmişe sahip çıkma konusunda Avrupa bizden daha tutucudur.
Örneğin bu gün Avrupa ülkelerinde krallar halen vardır. Ve halk bunlara saygı gösterir. Bu krallar sembolik manada olsa da geçmişe saygı ifadesi olarak önemini korumaktadır. Bu gün dünyada ilerleme kültüre sahip çıkmakla olacaktır. Eskiden top ve tüfekle kazanılan zaferler günümüzde ekonomik zenginliklerle sağlanmaktadır. Bu gün Japon şirketleri dünya markaları haline gelmiş bu sayede dünyada söz sahibi olmuştur. Bunu yaparken de geçmişini unutmadan onu koruyarak geliştirerek yapmaktadır. Alfabesi, yemek kültürü, bunun yanında modern hayatı…
Kendine ait olanı inkâr ederek başkasına kapılanma yönelme. Önce kendisi olamama kendini tanıyamama… Yunus Emre’nin
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ha bir kuru emektir
Dizelerinde dile getirdiği kendin olma kendisi olma önce bunun aşılması gerekiyor. Osmanlı döneminde Nizam-ı Âlem fikri önce bunu sağlamıştır. Kendisine hükmedemeyen başkasına hükmedemez. Osmanlıyı imparatorluk haline getiren bu inanç bu çalışma ve kendin olmadır. Adam olmak önemli değil adam gibi durmak önemlidir. Bu da ancak kendi kültürünü tanıma sahiplenme ve onu geliştirerek yüceltme ile olur.
O halde toplumlar geçmişleri, kültürleri ile ayakta kalacak ve büyüyecektir. Bu konuda Türk toplumu olarak da kendi kültürümüze sahip çıkma geliştirme mecburiyetindeyiz. Sadece belirli günlerde, müzelerde değil hayatın her anında zamanla göstermeliyiz.
Geçmişe ah çekerek değil aşk ile bakmalıyız.
İskender Pala (Zaman 09/12/2005)Ziya Paşa’dan
"Bil illeti kıl sonra müdâvâta tasaddî
Her merhemi her yâreye merhem mi sanırsın"
(Önce hastalığı teşhis eyle; ancak ondan sonra deva için çareler ara
Her merhemi her yaraya iyi gelecek sanırsan aldanırsın….)
mustafa doğru
Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,