Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

nasıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nasıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Antrenman Sonrası Kas Ağrısı Nasıl Geçer?

kas gelişimi

Vücut geliştirme ile uğraşan herkes kas ağrılarından muzdariptir. Bu ağrıların oluşması aslında iyi bir şeydir. Acı yoksa kazanç yok. Acılar ve ağrılar kaslarımızı güçlendiren yagane etmendir.

Ancak her antrenmandan sonra ilk günkü kadar ağrı duyuyorsanız burada bir şeylerin yanlış gittiği söylenebilir. Kas liflerimiz yapılan hareketlere ve antrenmanlara çok çabuk adapte olurlar. Bu nedenle tekrar eden antrenman günlerinde ilk günlere oranla daha az kas ağrısı duyarız. Ancak bu işi abartmamak ve ovartraining durumuna düşmemeniz gerekir. Aksi taktirde hem gereğinden daha fazla acı duyulur hem de spora olan ilgi azalır.

Hangi Durumlarda Kas Ağrıları Görülür?

Spora yeni başlayanlarda kaslar alışık olmadığı için 3-4 gün şiddetli ağrı görülür. Halk arasında bu duruma hamlık adı verilir.

Normalde çalışılandan çok daha fazla ağırlıkla antrenman yapılması veya normalden daha hızlı egzersiz yapılması kaslara aşırı yük bindireceği için ağrı oluşabilir.

Antrenman sırasında yeterli nefes alınmaması. (Oksijen azlığı dokulardaki laktik asit birikimini artırır.) Özellikle yüksek ağırlıkla yapılan antrenmanlarda set arası dinlenme çok önemlidir. Bu kısa süreli molalar kasın yeterince oksijen alabilmesini ve oluşan laktik asidin dağılmasını sağlar.

Antrenman programının değiştirilmesi ile daha önce etkin olmayan kas gruplarına birden fazla yük binmesi sonucu ağrı oluşabilir. Isınmadan antrenmana başlamak kas ağrılarına ve hatta sakatlıklara yol açabilir.

Antrenman sonrası en çok çalıştırılan kasların esnetilmesi gerekir. Esneme hareketleri kasın istirahattaki duruma daha kolay geçmesini sağlar.

Antrenman sonrası esneme hareketlerinin ihmal edilmesi kas ağrılarının en önemli nedenlerindendir.

Not : Kas ağrıları gelişme aşamasındaki sporcularda hemen hemen kaçınılmazdır. Ancak ağrıları hayat kalitesini etkilemeyecek düzeylere indirmek önemlidir. Bunun için bazı metod ve yöntemler uygulanabilir.

Not 2 : Ağrıyan kas çalıştırılmaz. Eğer kaslarınız ağrıyor ise beslenme ve dinlenme aşamalırından geçmeli ve daha sonra antrenman yapmalısınız.

Ağrılarının Olmaması İçin Neler Yapılmalıdır?

Spordan sonra ılık duş almak ertesi gün ortaya çıkacak kas ağrısını azaltır.

Her sporcu kendi seviyesine ve yapısına uygun bir antrenman programı belirleyip buna uymalıdır. İnternette bazı fitness modellerin antranman programı bulunup uygulanmaya çalışılmamalıdır.

Antrenman programı değiştirdiğinizde yeni egzersizleri hafif zorlukta yapmalısınız.

Kasları esnetmeden antrenmana başlanmamalıdır. Koşu ve kondisyon antrenmanlarına önce hafif tempoyla başlamalıdır.

Kas ağrısı olmaması için alkolden ve bir takım vücuda zarar veren maddelerden uzak durmak gerekir

Kas ağrısı olmaması için protein bakımından zengin beslenmek gerekir. Çünkü yorulan veya hasar gören kasların daha güçlü olması için ihtiyaç duyulan proteinin kasa aktarılması şarttır.

Antrenman sonrası en çok zorlanan kas gruplarının esnetilmesi gerekir. Bu sayede kas, daha kısa sürede dinlenme haline geçer. Ayrıca esneme hareketleri kasların büyümesini de destekler.

Antrenman sonrası görülen kas ağrılarının geçmesi için en faydalı yol uyumaktır. Uyku anında tüm kaslar gevşer ve dinlenir. Bu da kasların kendini daha çabuk yenilemesini ve ağrıların geçmesini sağlar.

İlaçsız yapılabilecek bir diğer yöntem ise ağrı olan bölgeye sıcak su torbası veya sıcak havlu uygulamaktır. Sıcak uygulamaları kasları gevşetir.

Not : Dayanılamayacak seviyede ağrılar için doktor tavsiyesi ile kas gevşetici haplar alınabilir.

Dünya Nasıl Oluştu?




DÜNYA NASIL OLUŞTU?
Ortalama 4.6 milyar yıl önce oldukça sıradan bir galaksinin spiral kollarından birinin kıyısında bir miktar uzay molozu yavaş bir çekimser dansla dönmeye başlar. Bu kaya ve gazlar uzun zaman önce patlayan bir dizi yıldızın artığıdır. Belki de 100 milyon kadar sonra bu uzay çöpleri yerçekimi kuvveti ve muazzam çarpışmalarla ortaya çıkan enerjilerin etkisiyle bir araya gelmeye başlar. Asteroitler kiminin parçalandığı kimilerinin birleştiği çarpışmalar geçirir. Bu asteroitlerden biri dünya olacaktır. Sürekli afet benzeri bombardımanlara maruz kalır ve ışık saçan erimiş bir topa dönüşür.
Dünyanın biçimlenmeye başlamasından yaklaşık 100 milyon yıl sonra bir değişim olur. O dönemde adeta dünyanın kaymağı ve eriyik magma kürenin en hafif bölümü olan lav soğumaya başlar. Şimdilik kabuk erimeye devam edecektir ama bu bir başlangıçtır. Sonra gerçekten dikkate değer bir şey olur. Dünyanın kraton adı verilen hafif yapı taşları yüzeye fırlar ve birleşirler. Böylece dünyanın kalıcı kabuğunun temelleri de atılmış olur. Bu sırada dünyanın ilk kabuğundaki lav, su buharı ve başka gazlar püskürtmektedir. Sonunda atmosfer su buharına öyle doyar ki lavları neredeyse 1 milyon yıl boyunca ara vermeden yıkayacak bir yağmur oluşturur.
Bu dönemde dünyaya tepeden bakarken alacalı bir göğün altında yatan volkanlar ve küçük kara parçaları içeren engin gri bir okyanus görüyoruz. Manzaranın aksine yaşam daha o zamanda ilk adımın atmaya başlamış olabilir.  Okyanuslar ve onlarda oluşan yaşama elverişli şartlar suyu buharlaştıran meteor bombardımanlarının azalması sayesinde doğmuş olabilir.
Dünya artık son şeklini almaya başlamıştı. O zaman bir basketbol büyüklüğünde olsaydı, kağıttan daha ince bir kabuğu olurdu. Kabuğun altında ise son derece yavaş kaynayan ve yarı eriyik yarı katı olan manto vardı. Merkezde ikili bir çekirdek yapısı bulunuyor ve bu çekirdeğin dışınıı manyetik bir alan oluşturarak bizleri ölümcül güneş rüzgârlarından koruyan sıvı demir bir yapı oluşturuyordu. İç çekirdekte ise katı halde demir ve nikel vardı. Bu ana kadar tektonik levha hareketleri de oluşmuştu. Yine de tam olarak ne zaman ve nasıl başladıklarını bilmiyoruz.
Sıradaki aşama için emniyet kemerlerinizi takmak isteyebilirsiniz. Sarsıntılı bir seyahat olacak. Şunlar olmuş olabilir;
Başta Kraton ve Ur adında tek kıta gezenin tek sahipleriydi. Bundan yaklaşık yarım milyar yıl sonra Arktika biçimlendi. Nerdeyse bir yarım milyar yıl sonra kadar da Atlantika oluştu. Bu antik kıtalar birbirinde ayrıydı. Ta ki Atlantika 1.8 milyon önce şimdiki Doğu Antarktika ile çarpışıp Nena’yı oluşturana dek. Sonra 1 milyar yıl önce Nena, Atlantika ve Ur çarpışarak Rodinya adında süper kıtayı oluşturdu. Ortalama 300 milyon sonra bu üç kıta bir kez daha ayrıldı ve Pangea adında yeni bir çatının altında tekrar birleşti.
Pangea da bölündü. Pangea ayrıştığında Ur ve Atlantika da bölündü. Sizin de kafanız karıştı demi. Dünyanın da kafası karışmış gibi. Tüm bu hareketler hala devam ediyor ve sahibimizi güvenilmez kılıyor. Güney Amerika’nın doğu kıyıları bir zamanlar Şili ile omuz omuzaydı. Kaliforniya Avusturalya ile komşuydu. Hatta iç içe olabilirlerdi. Brezilya ise Nijerya’ya çok yakın yada onunla iç içeydi. Dünyanın zaman makinesi ters yöne çalıştırarak bunu görebiliriz.

Not: Bu metin yukarıdaki videodan alınmıştır.



Sosyal ağlardan takip ederek güncellemelerden haberdar olabilirsiniz
            


1 Ayda Evde Plaj Vücudu, kas yapma ve yağ yakma programı 1.gün antrenmanı

Evde Uygulayabileceğiniz Plaj Vücudu Antrenman Programı 1. Gün





REİKİ NEDİR REİKİ NASIL YAPILIR

Biraz daha olumlu düşünebilmek, aklımızı kontrol etmek, sağlıklı bir hayat istiyorsanız. Belki de çözümREIKI'de...
Reiki kelimesi Japonca'da "Evrensel Hayat Enerjisi" anlamına geliyor. Bireyin kişisel farkındalığının artması, enerjisini doğru kullanması ve sezgilerinin güçlenmesi üzerine kurulu bir şifa yöntemi. Her şeyin merkezinde de hayat enerjisi var.

Reiki'de kişi evrensel hayat enerjisine kanal oluyor. Ne kadar çok uygulama yaparsa da kendi enerjisi artıyor, daha dengeli, kendiyle uyumlu bir birey haline geliyor.
Reiki'nin prensipleri neler?
.Minnettar olacağım.
.Kızgınlık hissetmeyeceğim.
.Dürüst olacağım.
.Herşeye ve herkese saygılı olacağım.

Nereden çıktı bu Reiki?
Reiki, kökleri çok eskilere dayanmakla beraber
ilk defa Japon rahip Mikao Usui tarafından bir iyileştirme yöntemi olarak kullanıldı.
Reiki tıbbi
tedavileri reddetmiyor, tam tersine tamamlıyor. Pozitif düşünce ve rahatlama ile vücudun gerginliğini alıyor, sakinleştiriyor. Yani fiziksel anlamda pozitif etki yaratıyor. Reiki'nin bırakın ağrı sızılara iyi gelmesini, kanser, tansiyon gibi daha ciddi hastalıklara da olumlu etki yarattığı, bağışıklık sisteminigüçlendirdiği söyleniyor.
Reiki'nin yararları sadece fiziksel değil. Düzenli-Reiki yapan kişi dinginleşiyor, doğru noktalara odaklanabiliyor, sakinleşiyor. Duygusal karmaşaların daha
kolay üstesinden gelebiliyor. Daha olumlu, yapıcı ve yaratıcı oluyor. Kendinde iyi olanı görüyor. Daha algıları açık, dinç oluyor.
Bunların sonucunda da Reiki'nin psikolojik sorunlara da iyi geldiği söyleniyor. Depresyon, fobi, paranoya gibi sorunlar başta olmak üzere, daha hafif durumlara da olumlu sonuçları oluyor.
Reiki eğitimi
Reiki
eğitimi aşama aşama. Biri tamamlanmadan diğerine geçilemiyor. Sabır istiyor, inanç istiyor.
Eğitimleri Reiki
Master denilen özel eğitmenler veriyor.1.Aşama
ilk aşamada Reiki'nin teorisi öğretiliyor, yani işin felsefesi. Bir veya iki gün süren eğitimde Reiki'nin ne olduğu ve nasıl işlediği öğreniliyor. Buna ek olarak, enerjiye kanal olmak için ne yapılması gerektiği, vücutta hangi bölgelerden enerji akımının sağlandığı da bu aşamada yer alıyor. Bu bölgeler ise vücuttaki çakralar oluyor.
Aralarında
kalp, alın ve mide de olan yedi temel bölgede bulunan çakralar aracılığıyla enerji aktarımı nasıl yapılır öğreniliyor. Aktarım için ise avuç içleri kullanılıyor. Eller bu bölgeler üzerinde tutuluyor ve enerji aktarılıyor.
Sonra bu bilgiler uygulanıyor.
Bu ilk eğitimi alan kişi artık Reiki için kanal oluyor ve dokunarak veya çok yakından enerji akımını sağlayabiliyor. Yani "uyumlanma" sağlanmış oluyor, ilk aşamadan sonra 21 günlük bir arınma süreci var. En az 21 gün boyunca Reiki uygulanıyor ve kişi uygulamayı iyice öğreniyor.2.Aşama
ikinci aşamanın en önemli başlığı uzaktan enerjiye kanal olma yöntemleri. Bu yöntemleri uygulamak için de
Güç, Uzaklık ve Mental olmak üzere özel Reiki sembolleri kullanılıyor. Bu semboller öğretiye saygıdan gizli tutuluyor.3.Aşama
Bu son aşama ile Reiki
Master olunuyor. Bir önceki aşamada olduğu gibi, kişi bu aşamaya hazır olmalı ve yeterince uygulama yapmış olmalı deniyor. En önemlisi de, bu aşamaya gelen kişiler için Reiki bir yaşamfelsefesi, hayatın ana öğretisi oluyor."Ben de bu eğitimi almak istiyorum!" diyorsanız...•Sabırlı olmanız gerektiğini en baştan bilin.
•Biraz araştırın ve bu öğretinin size
uygun olduğuna emin olun.
Bol bol uygulama yapmanız gerekeceğini unutmayın.

ZONA NEDİR ZONA HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASILDIR


ZONA HASTALIĞININ NEDENİ NEDİR ?


Tıp dilinde herpes zoster olarak isimlendirilmiş olan bu cilt hastalığı halk arasında zona, kuşak hastalığıveya gece yanığı olarak bilinmektedir. Bu hastalıkla ilgili olarak hastaların en çok sorduğu sorularla birliktehastalığı tanımanıza yardımcı olacak temel bilgileri içeren bir yazı hazırladık. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli konu doktorunuza danışmadan kendi hastalığınız ait teşhis ve tedavi yaklaşımlarından kesinlikle sakınmanız gerektiğidir.

Su çiçeği geçiren herkes zona hastalığına yakalanabilir.
Çünkü bu iki hastalığa sebep olan virüs aynıdır. Bu virüs insan vücuduna ilk girişinde su çiçeği hastalığına sebep olur. Su çiçeği geçiren kişilerdeki virüs sinir hücrelerinin köklerinde yerleşir. Uzun yıllar hiçbir belirti ve rahatsızlık yapmadan sinir köklerinde kalabilir. Uygun ortam bulduğunda virüs aktive olarak zona hastalığını yapar.
ZONA HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Zona hastalığı bir kaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Verilen tedavinin amacı hastanın bu süreyi rahatgeçirmesi ve başka istenmeyen hastalıkların gelişmemesidir. Ağrı kesiciler, sulu pansumanlar hastayırahatlatmak için kullanılmaktadır. Sulu pansumanlar kabarcıkların hızla kurumasına yardımcı olur. Bazıhastalarda ağızdan alınan asiklovir veya valasiklovir içeren kapsüllerin kullanılması doktor tarafından önerilebilir. Bu ilaçların kullanımında tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı o kadar iyi olur. Yaygınhastalığı olanlarda, göz tutulumu olanlarda ve ağrısı fazla olanlarda kortizol içeren ilaçlar kullanılabilir.
Zona sonrası ağrısı gelişen hastalarda antidepresan ilaçlar ve ağrı kesiciler kullnılabilinir.
ZONA HASTALIĞI BULAŞICI MIDIR?
Zona geçiren bir hastanın kabarcıkların içindeki sıvı ile temas eden kişiler eğer su çiçeği geçirmemişler isesu çiçeği hastalığına yakalanırlar. Su çiçeği ve ya zona geçirmiş kişiler başka hastalardan bulaşma yolu ile virüs alınmasına karşı dirençlidirler.
ZONA HASTALIĞI ESNASINDA BANYO YAPABİLİR MİYİM?

Hastalık döneminde banyo yapmanın bir sakıncası yoktur. Ancak sıcak banyolar ağrıyı artırabilir, banyo sonrası kabarcıkların mikrop kapma riski artabilir. Bu nedenle banyo sonrası antiseptik solüsyonlarlapansuman yapılması önerilir.


ZONA HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASILDIR?

Zona genellikle birkaç haftada iyileşir, nadiren tekrar eder. Ağrı kesici ve soğuk pansumanlar faydalı olur.Eğer erken tanı konulup, ilaçlar erken dönemde başlanırsa, virüsün yayılımı azalır, bulgular daha çabuk iyileşir. Bu ilaçlar baş ağrısı, mide rahatsızlığı yapabilirler. Tedavinin erken başlanması önemlidir. Bu ilaçların kullanımı zona sonrasında ağrı gelişimini engellemez, fakat ağrılı dönemin kısalmasını sağlarlar.
Şiddetli enfeksiyonlarda, göz tutulumunda ve şiddetli ağrı olan hastalarda antiviral ilaçlarla birlikte kortizon verilebilir.
Zona sonrasında görülen ağrı kesici tabletlerin gündüz ve gece alımı ile azaltılabilir. Bazen tedavidedepresyon ilaçları ağrıyı azaltmak amaçlı kullanılabilir. Günde 3-4 kez kurutucu pansumanlarınuygulanılması ağrıyı azaltır.



Zona nın tanısının erken dönemde konması çok önemlidir. Bu konuda, doktorlar kadar halkın da bilinçlenmesi gerekmektedir. Erken dönemde virüsün sinirde yapacağı tahribat ne kadar az olursa ağrının kalıcı olması ihtimali de o kadar az olur. Bu yüzden;
1- Hastalığın ilk 3-4 gününde, başlanabilirse antiviral ilaçlar kullanılmalıdır. İlk 3 gün içinde tedavi başlanırsa ağrının kalıcı olmasını engellemede önemli bir adım atılır.
2- Sinir blokları ile erken dönemde müdahale edilirse hem hasta rahatlar hem de ağrının kalıcı olması ihtimali çok azalır.
3- Bu tür ağrılarda kullanılan özel anti-depresan ve anti-epileptik ilaçlar kullanılabilir.
4- Bölgesel uygulamalar yapılabilir (TENS, soğuk uygulama, yüzeyel kremler, bantlar) ama bunların etkileri sınırlı ve geçicidir.


Post Herpetik Nevralji geliştikten sonra tedavi çok daha zordur. Çeşitli ilaçlar ve sinir blokları tedavide uygulanır ama hangi hastada hangi yöntemin daha faydalı olacağı hastadan hastaya büyük farklar gösterir. Çoğu zaman da tedaviyeyanıt alınamayabilir.TÜM BU SEBEPLERDEN DOLAYI ZONA, ERKEN DÖNEMDE HER TÜRLÜ İMKANIN DEĞERLENDİRİLİP, KALICI HALE GELMEDEN TEDAVİ EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIKTIR.