Ay' ın insanlar üzerinde belki de gerçekten bir etkisi vardır... Katı toprakla koca deniz, Ay' ın çekiminden etkilendiğine göre, bizim vücudumuz niçin etkilenmesin?
Bütün evrene enerji dağıtan ve her türlü canlı varlığa hayat veren güneşin de, belli bir ölçüde, vücut ve ruh sağlığımız üzerinde etkisi olabilir. Örneğin güneş lekeleri yerküremizin dengesini iyice sarsmakta ve birçok şeyi altüst etmektedir. Bizim bu karışıklıkların dışında kaldığımızı zannetmemiz için ortada hiçbir sebep yoktur.
Lâkin şurası muhakkak ki Ay, güneş ve belki diğer gökcisimlerinin etkileri dünyaya ulaştığı zaman bu etki bir tek insanı değil, yeryüzündeki bütün insanları kapsar.
Oysa astroloji bunun tam tersini iddia eder...
Astrologlar, ya da daha bilinen adıyla, yıldız falına bakan kimseler, bir insanın kaderinin, doğum günü, güneş doğduktan sonra gökyüzünde görünen takımyıldızı veya gezegen tarafından çizilmiş olduğuna bizi inandırmaya çalışır. Onlara göre bir insanın geleceği, doğduğu sırada yıldızların durumuna bağlıdır. Hattâ gazete ve dergilerde, burç kuşağının (Zodyak) sembollerine göre düzenlenmiş zayiçeler (yıldız falları) yayınlanır ve o gün filan burçta doğmuş bir insanın ne yapması, nelerden kaçınması gerektiği yazılır.
Bu zayiçeler, insanları, doğum tarihlerine uyan burç işaretlerine göre 12 kısma ayırmıştır. Kimi "Aslan" burcunda doğmuştur, kimi "Yengeç", kimi "Balık", kimisi de benim gibi "Kova" burcunda. Her burç işareti, o burçta doğan insanlara yapacaklarını öğütlemekle, onlara kaderlerini önceden bildirir!
Sadece zayiçeleri okumak dahi yıldız falının ne denli boş, temelsiz, saçma inançların ürünü olduğunu açıkça ortaya koyar. Bu zayiçeleri dolduran cümlelerin hiçbiri kesin değildir; havada kalan, her türlü yoruma açık olan saçma sapan görüşlerdir.
Örnek birkaç cümleyle hadise daha anlaşılır olacak sanırım...
"Kararlarınızı iyice düşünerek verin. Günlük programınızı iyi düzenlemişseniz de, bunu daha mükemmelleştiremez misiniz? Eğer yapabilecekseniz, derhâl harekete geçin!"
"İyi bir yoldasınız. Düşünceli hareket ederek, tedbirli davranırsanız çok daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Size verilen her öğüde kulak asmayın."
Evet, bence de kulak asmayın, en başta da yıldız falı lâkırtılarına...
Eğer bu örnekler astrolojinin ne kadar ipe sapa gelmez inançlarla dolu olduğunu göstermeye yetmiyorsa, o zaman astronominin bize öğrettiklerini hatırlamakta yarar görüyorum.
Bu konuda akla ilk gelen şey, astrolojiye temel olan takımyıldızların, yâni burç kuşağı işaretlerinin gökyüzünde bulunmadığıdır. Bunlar tamamıyle uydurmadır. İnsanın hayâl gücü, gökyüzündeki her biri yıldız olan parlak ışıklardan yararlanarak istediği şekli çizebilir. Bakarsınız, iki takımyıldız bir tane olmuş ya da ikiye, üçe bölünmüş.
Bunun yanı sıra, astroloji eskiden kullanılan burç işaretlerine ve tarihlere bağlı kaldığı hâlde, Yer' in ekseni çok uzun süreler içerisinde çok hafif salındığından, biz bu işaretleri sözde meydana getiren yıldızların gökyüzündeki yerinin değiştiğini biliyoruz. Demek ki eski burç kuşağına bağlı kalmış astrologların sözlerinden daha yanlış bir şey olamaz.
Aslında gerçek olan şey, Yer' in ve onun üzerinde yaşayan bütün canlıların, hep birlikte aynı kozmik güçlerin etkisi altında kaldığıdır. Bunun dışında herkes kendi kaderini kendisi çizer, kendine istediği yolu seçer. Bu kişisel bir irade, cesaret, sebat ve inanç meselesidir. Yoksa; astrolojinin ve geleneksel yıldız falının bu konuyla hiçbir alâkası yoktur.
Yazılarımız,Makaleler,Özel Günler,Hayattan Kesintiler, Astroloji, Burçlar,Rüyalar,Tarot,Fal,
bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,
0 Comments:
Yorum Gönder