Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kolesterole İyi Gelen Besinler

fındık içi

Kolesterol hücre yapısının inşa edilmesinde kullanılan, hormon ve enerji üretimine katkıda bulunan  bir yağdır. Vücudumuz, ihtiyacı kadar kolesterol üretebilmektedir, aynı zamanda tükettiğimiz besinlerden de kolesterol alırız. Kolesterol (yüksek kolesterol) vücutta fazla olduğu zaman bir süre sonra damarlarda birikmeye ve plakalar oluşturmaya başlar. Yüksek kolesterol tek başına bir hastalık değildir ancak, damarları etkilemesi nedeniyle başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere hayati tehlike taşıyan bir çok hastalığa sebebiyet verebilir. Bunun gerçekleşmemesi için ise kolesterolü düşüren besinleri sıkça tüketmelisiniz.

Kolesterol İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Yulaf : Kahvaltılık olarak süt ile birlikte tüketebileceğiniz yulaf ezmesi kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Yulafa ek olarak yine besin lifi içeren elma, armut, erik gibi meyveleri yiyebilirsiniz. Bunların her ikisini de sağlayan "Müsli" adındaki kahvaltılıkları da tavsiye ederim.

Fındık : Günde bir avuç fındık kelamını daha önce duymuşsunuzdur. Fındığın faydaları saymakla bitmez. İçerisinde E vitamini, lif ve tekli doymamış yağlar mevcut. Bu da kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor.

Zeytinyağı : Zeytinyağı çok güçlü bir antioksidandır. Aynı zamanda tereyağı, ayçiçek yağı gibi yağlara oranla daha sağlıklı bir yağdır. Yüksek kalorili (1gr=9kcal) olduğu için özellikle kilo vermeye çalışan bireyler çok fazla tüketmemeye özen göstermeli.

Balık : İçerisindeki omega 3 ile balık vücudunuzdaki iyi kolesterolü yükseltir ve kan basıncını düzenleyerek damar tıkanıklığı riskini düşürür. Sardalye, ton balığı, hamsi ve somon balığı tüketebilirsiniz. Sağlığınız için haftada en az bir kere balık yemeyi alışkanlık haline getiriniz.

Tavsiyelerimiz : Doymuş yağ ve trans yağı içeren besinlerden uzak durmaya gayet gösterin.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Saç Dökülmesine İyi Gelen Besinler

erkek kişisel bakım

Saç dökülmesi erkekler ve kadınlar için oldukça önemli bir problem. Saç dökülmesi çoğunlukla kalıtsal nedenlerden dolayı olsa da, yetersiz beslenmeden dolayı da meydana gelebilmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme vücudunuzda vitamin ve mineral eksikliğine, uzun vadede saç dökülmesine ve hatta kelliğe dahi yol açabilir. Unutmayın, ne yerseniz öyle gözükürsünüz. İşte saç dökülmesine iyi gelen besinler;

Saç Dökülmesi İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Yeşil Yapraklı Sebzeler : Saç dökülmesinin sebeplerinden biri de demir eksikliğidir. Demir eksikliğine bağlı saç dökülmelerini yeşil yapraklı sebzeler tüketerek önleyebilirsiniz.

Meyveler : Meyveler antioksidan bakımından zengindir ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir. C vitamini vücudunuzdaki enfeksiyonları önlemeye yardımcı olurken aynı zamanda ısı, güneşin zararlı ışınları ve hava kirliliği nedeniyle yıpranan saçların sağlığını da korur.

Portakal, çilek, greyfurt, karpuz gibi C vitamini içeren meyveler tüketerek saçlarınızın daha sağlıklı olmasını sağlayabilirsiniz.

Kuruyemişler : Saçlarınız uzarken E vitamine, esansiyel yağ asitlerine sülfüre ihtiyaç duyar. Tüm bular kuruyemişlerin içerisinde mevcuttur. Fındık, badem, ceviz, kabak çekirdeği, yer fıstığı gibi yemişler saçlara doğal parlaklık verir ve dökülmesini önler.

Deniz Ürünleri : Haftada en az bir kere balık tüketmek vücut sağlığı ve saç sağlığı için oldukça önemlidir. Karides, midye ve balık çeşitlerini tüketerek saç köklerinizi güçlendiren hormonları dengeleyebilirsiniz.

Fasulye : Hayvansal gıdalar yoluyla alınan protein için daha sağlıklı bir alternatif olan fasulye sağlıklı saçlar için gereken proteini sağlayabilir.

Yoğurt : Saçların uzamasını teşvik eden kalsiyum ve protein bakımından zengin olan yoğurt aynı zamanda sindirime yardımcı olan iyi bakteriler içerir. Beslenme programınıza gönül rahatlığı ile ekleyebilirsiniz.

Tavuk, Hindi : Vücuda yeterli protein almak tüm vücut için önemli olduğu gibi saçlar içinde önemlidir. Tavuk ve hindi protein bakımından oldukça zengin besinlerdir. Kas gelişimde olduğu gibi saç büyümesinde de etkilidir.

Havuç : Gözlere faydası ile bilinen havuç aynı zamanda saç derisini koruyan A vitamini içerir ve saç derisini korur. Saç derisinin sağlıklı olması saçın uzaması, parlak ve dayanıklı olması açısından önemlidir.

Tavsiyelerimiz : Kullandığınız saç şampuanı, kremler ve şekillendiriciler de saç dökülmesine yol açabilir. Saç dökülmesine karşı kaliteli bir şampuan kullanımı, düzenli saç temizliği, şekillendirici kullanmamak ve düzgün beslenmek saç dökülmesini ciddi oranda azaltacaktır.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Astıma İyi Gelen Besinler

nefes darlığı

Astım, dışarıda bulunduğumuz ortamlardan çeşitli alerjenler, sigara dumanı, soğuk havaya maruz kalma gibi tetikleyici faktörlere karşı, havayollarının (bronşların) daralması ile ortaya çıkan ve ataklar ile kendini gösteren kronik bir akciğer hastalığıdır. Beslenme düzeninizi değiştirmek ve belirli yiyeceklere ağırlık vererek tüketmek astımı tedavi edemez maalesef. Ancak bu besinler sayesinde astım ataklarının sayısını ve şiddetini azaltabilirsiniz.

Astım İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Sarımsak ve Soğan : İçerisinde bulunan bir kimyasal, akciğer iltihabına neden olan enzimleri baskı altına alarak atakların sayısının ve şiddetinin düşmesini sağlıyor. Salata ile tüketebilir ve yemeklerinizde bolca kullanabilirsiniz.

Keten Yağı : Omega 3 bakımından zengin olan bu besin keten bitkisinin tohumlarından elde edilmektedir. İçerisindeki yağ asitleri sayesinde iltihaplanmayı azaltarak astım hastalarının daha kolay nefes alıp vermelerini sağlıyor.

Kolin Bakımından Zengin Gıdalar : B kompleks vitamini olan “kolin” astım ataklarını önleyebilir. Kolin içeren gıdalar arasında mercimek, fasulye, süt ürünleri, nohut, yumurta sarısı ve soya fasulyesi gibi besinler sayılabilir.

Selenyum Bakımından Zengin Gıdalar : Selenyum, astım nedeniyle iltihaplanan ciğerlerin tedavisinde kullanılan bir mineraldir. Bu mineralin sık tüketimi astım ataklarının sayısının ve şiddetinin düşmesine yardımcı olur. Kahverengi pirinç, ton balığı, kepekli tahıllar, yumurta, tavuk ve kırmızıbiber yüksek oranda selenyum içerir.

Not : Astım hastaları tuzlu yiyeceklerden, doymuş yağlardan ve gaza neden olacak besinlerden uzak durmalılar. Ayrıca eğer spor ile uğraşmak gibi bir niyetleri varsa mutlaka bunu doktor kontrolünde ve tavsiyeleri doğrultusunda yapmalılar.

Tavsiyelerimiz : Sigara ve nargile gibi bir takım tütün ürünlerinden uzak durun. Mümkün ise o dumanı soluyacağınız ortamlardan uzak durmaya çalışın. Tabii eğer böyle bir şey mümkün ise.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Astım için bir diyet programı belirlerken mutlaka doktorunuza danışın. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Reflüye İyi Gelen Besinler

karın ağrısı

Reflü, mide asidinin ve midenin içerisinde bulunan materyallerin kusma şekilde mideden yemek borusuna çıkması ve ağız yolu ile vücudu terk etmesi problemidir. Sıklıkla besin tükettikten sonra gerçekleşmektedir. Her 100 kişiden 20'si reflüye yakalanmaktadır. Göğüste yanma, gıcık hissi, kronik öksürük, ağız kokusu ve karında şişkinlik gibi belirtileri vardır.

Reflü şikayetinizi şiddetlendirecek veya etkilerini azaltacak besinler mevcuttur. Kısacası tükettiğiniz besinler reflü sorunu için çok büyük bir önem teşgil etmektedir. Reflüye iyi gelecek gıdaların hangileri olduğunu bilirseniz reflü problemini ve etkilerini büyük oranda azaltabilirsiniz. İşte o besinler;

Reflü İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Bitkisel Protein : Vücudun günlük olarak belli bir miktar proteine ihtiyacı vardır. Bu proteini çoğunlukla hayvansal gıdalardan alırız. Ancak hayvansal gıdalardan alınan proteinlerin sindirimi zor olduğundan bunlara alternatif olarak bitkisel protein kaynaklarına yönelmeniz gerekir. Fasulye, kuru fasulye, mercimek, siyah fasülye gibi gıdalar bitkisel protein kaynakları arasındadır.

Lif İçeren Besinler : Mide salgılarını kontrol altına alma özelliği ile de bilinen lifli besinler reflünün etkilerini azaltmak için kullanılabilir. Beslenme programınıza tam tahıllı gıdalar ve meyveleri ekleyebilirsiniz. Muz, elma, armut, şeftali, çilek ve kavun, esmer pirinç, yulaf ezmesi ve kepekli tahıllar lif bakımından zengin besinler arasındadır.

Not : Portakal , greyfurt ve mandalina tarzı meyveler asit içerdiklerinden reflü şikayeti yaşayanlara tavsiye edilmemektedir.

Sebzeler : Sebzeler vücut için oldukça önemli besin öğeleridir. Beslenme programınıza sevdiğiniz sebzelerden oluşan az yağlı ve sossuz bir salata ekleyebilirsiniz. Bu sayede hem reflünün etkilerini azaltmış, hem de genel sağlığınızı iyileştirmiş olursunuz.

Not : Reflü rahatsızlığı yaşayan kişilere domates önerilmediğinden yapacağınız salatanın içerisine domates eklememeye özen gösteriniz.

Reflü Rahatsızlığı Yaşayanların Tüketmemesi Gereken Besinler

  • Yağlı gıdalar
  • Ekşi gıdalar
  • Baharatlı gıdalar
  • Sarımsak ve soğan
  • Nane
  • Dondurma
  • Likör
  • Çikolata
  • Kızartılmış gıdalar
  • Yağlı et
  • Yağlı kıyma
  • Patates cipsi
  • Koruyucu ve katkı maddesi içeren gıdalar

Reflü Rahatsızlığı Yaşayanların Tüketmemesi Gereken İçecekler

  • Alkol içeren içecekler(bira, şarap, rakı vb)
  • Gazlı içecekler(kola, gazoz, vb)
  • Çay
  • Kahve
  • Muzlu süt
  • Portakal suyu
  • Limon suyu
  • Kızılcık suyu

Tavsiyelerimiz : Tükettiğiniz gıdaların vücudunuzdaki etkilerini iyi öğrenin. Vücudunuza zararı olan yiyecek ve içecekleri az tüketmeye, hatta mümkünse hiç tüketmemeye özen gösterin.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Bir kişi için faydalı olan bir besin başka bir kişi için zararlı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Bronşite İyi Gelen Besinler

üzüntü

Bronşit, alt solunum yollarının çok önemli bir parçası olan, dış etkenler veya herhangi bir sebep ile enfekte olması durumudur. Genellikle kış ve sonbahar aylarında çok daha fazla görülür. Erkeklerde, kadınlara oranla daha fazla rastlanır. Eğer tedavi edilmezse ilk önce kronik bronşite daha sonra ise bronşektaziye çevirebilir. Zayıf insanlarda, kilolu insanlara oranla daha fazla ve sıklıkla görülebilir. Bronşitin yol açtığı etkileri en aza indirebilmek için bazı besinleri daha sık tüketebilirsiniz. İşte o besinler;

Bronşit İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Sarımsak : Sarımsak enfeksiyonları iyileştirmek için kullanılabilecek doğal bir antibiyotiktir. Yediğiniz yemeklerin içine katarak veya direkt olarak tüketebilirsiniz. Bu sayede enfeksiyonun etkilerini en aza indirebilirsiniz.

Nane : Nane bronşit tedavisine direk etkili değildir ancak hastalık nedeniyle yaşanan belirtilerin hafifletilmesi için kullanılabilir. Nane içinde bulunan mentol akciğerlerdeki mukus birikimi kırıp, öksürük yoluyla vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Mantar : Shiitake, reishi ve maitake mantarları doku hasarını en aza indirerek akciğerlerin iyileşmesine yardımcı olabilir. Bu tür mantarlar vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir ve viral hücreleri yok etme becerisini arttırır.

Zencefil : Zencefilin iltihap önleyici bir özelliği bulunmaktadır. Kuru öksürük, balgam gibi şikayetleriniz var ise zencefilli besinler (zencefil çayı) tüketmenizi tavsiye ederim.

C Vitamini : Güçlü bir antioksidan olan C vitamini bronşitten daha kısa sürede kurtulmanızı sağlayabilir. Kırmızı biber, brokoli, brüksel lahanası, maydanoz, kekik, koyu yapraklı sebzeler, kivi, portakal ve çilek gibi besinler C vitamini yönünden oldukça zengindir.

Tavsiyelerimiz : Bulunduğunuz ortama bir buhar makinesi alabilir veya evinizin peteğinin üzerine bir kase su koyabilirsiniz. Bu sayede bronşitin etkilerini biraz olsun azaltabilirsiniz.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Bronşit için bir diyet programı belirlerken mutlaka doktorunuza danışın. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Ülsere İyi Gelen Besinler

mide bulantısı

Ülser, onikiparmak bağırsağı veya midenin sindirim sırasında mide asidi ve pepsin gibi sindirime yardımcı olan sıvıların sindirim sisteme zarar vermesi ve tahrip etmesi sonucu yaşanan doku kaybıdır. Çoğunlukla kişilerde onikiparmak ülseri görülmektedir. Erkeklerde daha fazla görünen bu rahatsızlık genellikle 30 ila 50'li yaşlarda meydana gelmektedir. Karın ağrısı, baş ağrısı, kusma ve mide bulantısı gibi etkileri vardır.

Ülserin etkilerini tükettiğiniz besinler ile azaltabilir veya arttırabilirsiniz. Bu nedenle tükettiğiniz besinlerin içeriğini bilmeli ve ona göre beslenmelisiniz. İşte ülsere iyi gelen besinler;

Ülser İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Lif İçeren Besinler : Lifli besinler sindirim sisteminin çalışması ve besinlerin parçalanması için salgılanan asitleri kontrol altında tutarak bu asitlerin ülseri azdırması ve tahriş olmasını engeller. Lif bakımından zengin besinler arasında ilk olarak sebze, meyve, tam tahıllı ekmek ve yulaf gelmektedir.

K Vitamini : K vitamini bakımından zengin gıdalar ülser tedavisi için ihtiyacımız olan besinler arasında ilk sırada gelmektedir. K vitamini açık yaraların kanamasını önler ve yaraların iyileşmesinde yardımcı olur.

Midedeki ve mide zarındaki yaraları da iyileştirdiği için K vitamini bakımından zengin olan avokado, lahana, ıspanak, kuşkonmaz, soya, yonca ve çavdar unu gibi gıdaları beslenme programınıza eklemenizi tavsiye ederiz.

Flavonoidler : Flavonoid içeren besinler ülseri önleme ve yaraların iyileşmesine yardım edebilir. Sarımsak, elma, kereviz ve soğan gibi besinlerin içerisinde bolca flavonoid bulunmaktadır.

Not : Sarımsak ve soğan bazı insanlarda mide rahatsızlığına neden olabilir. Bu nedenle tüketirken tedbirli olunmalı ve herhangi bir rahatsızlık durumunda kesinlikle tüketilmemelidir.

Tavsiyelerimiz :
Yağlı yiyeceklerden, alkolden kafein içeren gıdalardan uzak durun. Ayrıca asit içerikli gıdalardan (gazoz, kola vb.) uzak durmanızda fayda var. Bunların yerine yukarıda örneklerini vermiş olduğumuz besinleri gün içerisine yayarak tüketirseniz mide asitlerinizi kontrol altında tutabilirsiniz.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Bir kişi için faydalı olan bir besin başka bir kişi için zararlı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Bağırsaklara İyi Gelen Besinler

hazımsızlık

Bağırsaklar sindirim sisteminin önemli bir parçasıdır. Mideden anüse kadar uzanır. İnsanlarda ince ve kalın olmak üzere iki bağırsak bulunur. İnce bağırsak dar ve kıvrımlı bir yapıya sahiptir. Kalın bağırsak ise geniş ve kese gibi bir görünüme sahiptir. İnce bağırsakta sindirim ve emiliş görevi gerçekleşir. Kalın bağırsağın görevi ise ezilmiş besin posalarını ve inorganik tuzları emmektir. Sağlıklı bir insanın gün içerisinde bir kez bağırsaklarının çalışması gerekir.

Bağırsak İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Bakliyat : Yüksek oranda lif içeren fasulye, bezelye ve mercimek gibi baklagiller sağlıklı bir bağırsak hareketine yardımcı olabilir. Aynı zamanda bakliyatlar protein ve demir açısından da oldukça zengindir. 1 bardak haşlanmış bezelye 16 gram, 1 bardak pişmiş mercimek ise 15 gram lif içerir ve bu miktar günlük lif ihtiyacının neredeyse yarısını karşılamaya yeter.

Kepekli Tahıllar : Kepekli tahılları sabah kahvaltılarınızda gevrek olarak sütle birlikte tüketebilirsiniz. Gün içinde ise yüksek kalorili atıştırmalıklar yerine, bir avuç kepekli tahıllardan üretilen kahvaltılık gevrek yemek boş ve faydasız kalori alımına sağlıklı bir alternatif olacaktır.

Taze Meyveler : Meyveler lif bakımından zengindir ve günlük ihtiyacınız olan vitamin ve minerallerin çoğunu almanıza yardımcı olur. Kabuklu elma (vitamini kabuğunda : ), portakal, muzu ve çileği sıralayabiliriz.

Kuru Meyveler :  Kuru kayısı, kuru incir ve kuru erik gibi besinler hem lif açısından zengin, hem de bağırsaklar için oldukça faydalı besinlerdir. Atıştırmalık olarak tüketebilirsiniz.

Sebzeler : Enginar, brokoli, şalgam, mısır, brüksel lahanası ve patates bağırsaklara iyi gelen sebzeler arasında başı çekmektedir.

Su : Gıdalar yoluyla alınan liflerin sindirilmesi, bağırsakların daha kolay çalışması için gün boyu alınan sıvı miktarı önem taşımaktadır. Sağlıklı bir insan günde 1,5 ile 2 litre arasında saf su tüketmelidir.

Tavsiyelerimiz : Sıvının kahve ve çay gibi içecekler yerine su olarak alınması gerekmektedir. Yetersiz su tüketimi bağırsakların sertleşmesine ve tuvalete çıkmada zorlanmaya neden olabilir. Su dışında tükettiğiniz sıvılar suyun yerini tutmaz.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Şekere İyi Gelen Besinler

şeker ölçme aleti kullanımı

Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen bir hastalıktır. Vücutta yeterince insülin bulunamayınca şeker hücre içine girerek glikojen olarak depolanamaz ve bu da kandaki şeker miktarını arttır. Bu da kan şekerinin yükselmesine yol açar. Kan şekeri uzun süre yüksek kaldığı zaman vücuttaki birçok doku ve organda hasara yol açar.

Bu nedenle tükettiğiniz besinlerin içerisindeki şeker miktarlarını, neyi tüketip tüketmeyeceğinizi bilmeniz ve günlük olarak o besinleri tüketmeniz sağlığınız açısında daha iyi olacaktır. İşte kan şekerinizi kontrol altında tutacak besinler;

Şeker İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Bakliyat : Lif içeren baklagiller şekerin kana karışma sürecini zamana yayarak vücuttaki kan şekerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Bezelye, fasulye ve mercimek gibi lif içeren besinler glisemik indeksinizi düşürerek diyabetin etkilerini azaltır.

Tahıllar : Glisemik indeksi düşük olan kepekli tahıllar vücut tarafından yavaş işlenerek kan şekerindeki ani dalgalara yol açmadan direk sindirilir ve ihtiyacınız olan enerjiye dönüşür. Kepekli makarna ve tam tahıllı - kepekli ekmekler tüketebilirsiniz.

Omega 3 : Özellikle diyabet nedeniyle oluşabilecek kalp ve damar rahatsızlıklarını engellemek için omega 3 tüketimi oldukça önemlidir. Keten tohumu, ceviz ve tuzlu su balıkları omega 3 bakımından zengin gıdalara arasındadır.

Yağsız Et : Protein bakımından da oldukça zengin olan et, kolesterol seviyenizi düşük tutmanız ve sağlığınız için yağsız tüketilmelidir. Somon, sardalye, alabalık, ton balığı, tavuk ve hindi eti gibi besinleri tüketerek kanınızdaki şekeri kontrol altında tutarak ihtiyacınız olan protein miktarını alabilirsiniz.

Limon ve Elma Sirkesi : Asitli limon ve elma sirkesi yüksek karbonhidratlı yemeklerle birlikte tüketildiğinde glisemik indekslerinin düşmesine yardımcı olur.

Zeytinyağı : İyi kolesterolü yükselterek damar tıkanıklığına karşı koruma sağlayan zeytinyağını yediğiniz yemeklere katabilirsiniz. Zeytinyağı insülin direncini azaltarak kan şekerini sabit tutmaya yardımcı olur.

Sebze ve Meyve : Her derde deva olduğu gibi diyabet içinde sebze ve meyveler oldukça faydalı. Vitamin ve mineral bakımından zengin olan sebze ve meyveler aynı zamanda lifli yapıları sayesinde kan şekerinin sabit kalmasında yardımcı olur. Bunun yanı sıra içerisindeki antioksidanlar sayesinde bağışıklık sisteminizi güçlendirerek genel sağlığınızı yükseltir.

Çilek, böğürtlen, portakal, ıhlamur, şalgam, brokoli, turp, ıspanak, lahana ve karalahana diyabet için tavsiye ettiğimiz sebze ve meyvelerin başında gelmektedir.

Tavsiyelerimiz : Gün içerisinde bol sıvı tüketimi ve basit şekerlerden uzak durmak yaşam kalitenizi yükselterek diyabet etkilerini minimuma indirin. Günde en az 2 litre su içmek ve tükettiğiniz çaya şeker atmamak gibi alışkanlıklar edinmeye çalışın.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Basura (Hemoroid) İyi Gelen Besinler

mide bulantısı

Halk arasında basur olarak ta bilinen hemoroid, daha çok toplardamar ağırlıklı submüközvenlerin genişleyerek dışarı sarkmasıyla oluşur. 50 yaş üzeri yetişkinlerin neredeyse yarısı basur rahatsızlığı yaşamaktadır. Anüste kanama, anüs çevresinde şişlikler, tuvalete çıkarken zorlanma veya acı nedeniyle çıkamama ve anüs bölgesinde kaşıntı en sık görülen belirtiler arasında yer almaktadır.

Kronik kabızlık ve ishal, kötü beslenme alışkanlığı, tuvalet ihtiyacını ertelemek, tuvalette uzun süre oturmak, yaşlılık ve hamilelik de basurun oluşmasına sebep olabilir.

Basur (Hemoroid) İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Sıvılar : Basur belirtilerinden ve oluşumundan korunmak için bol miktarda sıvı tüketmelisiniz. Su dışında sindirimi kolaylaştıran bitkisel çaylar, lif içeren sebze ve meyve suları içebilirsiniz. Ayrıca sağlıklı bir insanın günde 1,5 ila 2 litre arasında su içmesi gerektiğini de lütfen unutmayalım.

Yoğurt ve Kefir : Bağırsaklarda bulunan ve besinlerin sindirimi sırasında kullanılan iyi huylu bakterilerin (probiyotikler) oluşmasına sebep olduğu için basuru olanlara önerilen yiyecekler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bağırsaklardaki iyi huylu bakteriler arttığında midede tam olarak  sindirilmeden bağırsaklara gelen gıdaların parçalanması kolaylaşır ve kabızlık ihtimali azalır.

Tahıllar : Kepekli tahıllar, zengin besin değerleri dışında lif ve protein içerikleri ile sindirimi kolaylaştırarak basurun neden olduğu sorunların azaltılmasına yardımcı olarak kullanılabilir. Sağlıklı bir sindirim sistemi ve düzenli olarak tuvalete çıkmak için uzmanların önerdiği günlük tüketilmesi gereken lif miktarı yaklaşık 20-35 gramdır. Lif bakımından zengin olan yulaf ezmesi, kahverengi pirinç, kepek ekmeği veya tam buğday ekmeği tüketebilirsiniz.

Meyve ve Sebzeler : Kabızlık çekerken tuvalete çıktığınız zaman (veya çıkmaya çalıştığınızda) zorlanmaya bağlı olarak damarlar normalden fazla baskıya maruz kalır, bu nedenle basur ağrıları şiddetlenebilir ve kanama görülebilir. Taze meyve ve sebzeler bağışıklık sistemini güçlendirirken, lifli (posalı) yapıları ile sindirim sistemine destek olarak kabızlığı önlemeye yardımcı olur. Elma, armut, avokado, enginar, bezelye, brokoli, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve fasulye tüketebilirsiniz.

Tavsiyelerimiz : Kişisel temizliğinize özen gösterin. Dar iç çamaşırlar ve sıkı giysiler giymeyin. Kullandığınız tuvalet kağıdını seçerken özen gösterin.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Gastrite İyi Gelen Besinler

mide bulantısı

Gastrit midenin iç yüzünde bulunan mukoza tabakasının iltihap kapması sonucu oluşur. Toplumda sık rastlanan bir mide rahatsızlığıdır. Belirti vermeden de görülebilen bir hastalık olduğundan bu hastalığa sahip kişilerin bir çoğunun rahatsızlıklarından haberi dahi yoktur. Mide iltihabı, kusma, şişkinlik, iştahsızlık ile kendini belli eder. Bireye gastrite tanısı konulabilmesi için mutlaka uzman bir doktora gidilmelidir. Eğer sizde gastrite var ise aşağıda vermiş olduğumuz besinler sizin için faydalı olacaktır.

Gastrit İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler : Gastriti olan insanlar koyu yeşil ve yapraklı sebze tüketmeleri gerekir. Çünkü bu tür sebzeler A,C,K vitaminleri ile folat, demir ve kalsiyum yönünden oldukça zengindir. Bu vitaminler ve mineraller midenin kendi kendini tedavi sürecine destek olur.

Not : Bunun yanı sıra hastalığın tekrar etmemesi içinde brüksel lahanası, brokoli, kuşkonmaz, lahana, kara lahana, ıspanak, bezelye ve yeşil fasulye gibi sebzeleri sıkça tüketebilirsiniz.

Flavonoidler İçeren Yiyecekler : Parlak renkli meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunan flavonoidler gastrite neden olan bakteriler ile savaşarak gastrite etkilerini hafifletir ve yayılmasını  engeller. Kereviz, kızılcık, elma, yeşil çay, yaban mersini, kiraz, kabak ve biber flavonoidler bakımından oldukça zengin besin öğeleri arasındadır.

Az Yağlı Protein Kaynakları : Protein hasarlı hücrelerin onarılmasını sağlayan çok önemli bir besin maddesidir. Gastrit rahatsızlığı olan insanlar mide zarını ve sindirimi zorlayan yağlı protein kaynakları yerine daha az yağlı besinleri tercih etmelidir.

Örnek : Yağlı süt - Az yağlı süt, Yağlı et - Yağsız et

Tavsiyelerimiz : Alkol ve kahveden, rafine gıdalardan ve baharatlı yiyeceklerden uzak durun. Fazla acı tüketmeyin. Midenize rahatsızlık veren ve hazımsızlığa yol açan diğer tüm besinlerden de uzak durun.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Beyne İyi Gelen Besinler

ceviz ve akıl sağlığı

Beyin vücudumuzun en önemli organıdır. Kaslarımızı geliştirdiğimiz gibi beynimizi de okuduğumuz kitaplar ile geliştirebiliriz. Bunun yanı sıra bazı gıdalar beyin ve hafıza için oldukça yararlıdır. Özellikle sınav zamanlarında beynimizden tam kapasitesi ile çalışmasını isteriz. Bu gibi zamanlarda daha sık tüketmemiz gereken bir kaç besin var. İşte o besinler;

Beyin İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Yumurta : Yumurtanın kolesterolü arttırdığı yönünde kötü bir ünü olmakla birlikte düzenli yumurta tüketiminin beyin fonksiyonlarını geliştirdiğine dair bazı araştırma sonuçları bulunmaktadır. Aynı zamanda iyi bir protein kaynağıdır.

Yeşil Çay : Yeşil çayda bulunan bazı maddeler Alzheimer hastalarında beyinde plak oluşumuna neden olan protein üretimini baskı altına almaktadır. Unutkanlık için bire bir.

Yaban Mersini : Yaban mersinin yaşla birlikte zayıflayan hafızayı güçlendirmek için kullanılabilir.

Balık : Omega 3 ve omega 6 yağ asitleri normal büyümenin yanı sıra beynin gelişimi ve normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi açısından önemlidir. Beyin bu yağ asitlerini kendi üretemediğinden yediğimiz besinler yolu ile almak zorundadır. Somon, sardalye, tuna balığı tüketerek beyin gelişiminiz için gerekli maddeleri vücudunuza almış olursunuz. Haftada en az bir kere balık tüketmek uzmanlar tarafından da tavsiye edilmektedir.

Folat Bakımından Zengin Gıdalar : Bir B vitamini olan folat, vücudun yeni hücreler üretmesine ve var olan hücrelerin yapısının korunmasına yardımcı olur. Fasulye, bezelye, ıspanak, şalgam, limon ve portakal gibi besinlerin içerisinde folat maddesi bolca bulunmaktadır.

B-1 Vitamini Bakımından Zengin Gıdalar : B1 vitamini özellikle beyin ve sinir sisteminin sağlığını korumak açısından önem taşımaktadır. B1 vitamini eksikliği depresyon, unutkanlık ve sinirlilik haline neden olabilir. Sakatatlar, tam tahıllı pirinç, baklagiller ve şeker pekmezinin içerisinde B1 vitamini bol miktarda bulunmaktadır.

B6 Vitamini Yönünden Zengin Gıdalar : B6 vitamini beyin ve sinirler arasındaki iletişimi sağlayan nörotransmitterlerin oluşumu için gereklidir, bu nedenle sağlıklı bir beyin gelişimi ve işlevi için önem taşımaktadır. B6 vitamini eksikliğinin belirtileri arasında dikkat eksikliği ve kısa süreli hafıza kaybı gibi direk beyni ilgilendiren sorunlar bulunmaktadır. Süt, peynir, somon, karides, tavuk, hindi, dana karaciğeri, esmer pirinç, mercimek, fasulye, ıspanak gibi gıdaların içerisinde B6 vitamini bolca bulunmaktadır.

Esansiyel Yağ Asitleri : Beyin gelişimi için bu yağ asidleri de oldukça önemli bir yer teşgil etmektedir. Ceviz, keten tohumu ve keten tohumu yağı gibi gıdaları tükettiğiniz besinlerin arasında ekleyerek sizin için gerekli olan yağ asitlerini alabilirsiniz.

Tavsiyelerimiz : Aptal olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınıza bu yazının linkini atabilirsiniz.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Astım için bir diyet programı belirlerken mutlaka doktorunuza danışın. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Depresyona İyi Gelen Besinler

küsen çocuk

Depresyon günümüz gençleri başta olmak üzere bir çok insanın sorunu haline gelmiştir. Umutsuzluk, üzüntü ve ağlama nöbetleri şeklinde kendini gösterir. Hayattan soğuyan bu insanlar kendilerini depresyondan çıkaracağını düşündüğü bir takım besinler tüketerek depresyon belirtilerinin daha da artmasına sebebiyet verebilir. Bunun yerine depresyon belirtilerini azaltacak ve vücudunuzun mutluluk hormonu üretmesini sağlayacak bir kaç besin mevcut. İşte o besinler;

Depresyon İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Meyve ve Sebzeler : Vitamin, mineral, lif ve antioksidan bakımından zengin olan meyve ve sebzeler depresyonun belirtilerinin azalmasına yardımcı olur .Çilek, narenciye, muz, kavun, domates, brüksel lahanası, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, kuşkonmaz fiziksel ve ruhsal sağlığınız için tüketebileceğiniz meyve ve sebzelerden birkaçı. Bizim tavsiyemiz ise burada saydığımız meyvelerden oluşan güzel ve enfes bir meyve tabağı.

B Vitaminleri : B vitamini yönünden zengin besinler genellikle serotonin(mutluluk hormonu) üretimini teşvik eder. Kahverengi pirinç, buğday tohumu, kepekli tahılları sabah kahvaltısında tüketerek güne enerjik bir başlangıç yapabilirsiniz.

E Vitamini : Vücuttaki E vitamini eksikliği depresyona sebebiyet verebilir. Badem, ayçiçeği çekirdeği, fıstık ezmesi, yer fıstığı, ıspanak ve brokoli gibi besinleri düzenli olarak tüketerek vücudun ihtiyaç duyduğu miktarda E vitamini alabilirsiniz.

Balık : Balığın içerisinde bulunan omega 3, merkezi sinir sisteminin gelişimine katkıda bulunuyor. Bu da depresyon belirtilerinin azalmasını sağlıyor. Haftada en az bir gün balık tüketmenizi tavsiye ederim.

Not : Balık yağı kapsülü de kullanabilirsiniz. Ancak kullanmadan önce doktorunuza danışmanızı tavsiye ederim.

Tavsiyelerimiz : Aşırı şeker içeren (çikolata, tatlı vb.) besinler size kısa süreli bir enerji sağlar. Ancak daha sonra aniden düşen kan şekeri yorgunluğa ve halsizliğe yol açarak depresyon belirtilerini daha fazla arttırır. Aynı zamanda alkolde vücutta ve sinir sistemindeki etkisi nedeniyle depresyon belirtilerinin artmasına yol açar. Bu nedenle bu tarz gıdalardan uzak durmanızı tavsiye ederim.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Depresyon belirtileri çok fazla ise bir psikoloğa görünmenizi tavsiye ederim.

Kansızlığa (Anemi) İyi Gelen Besinler

kan hücreleri

Anemi(kansızlık) kana kırmızı rengini veren madde olan hemoglobin miktarının, yaş ve cinsiyete göre sağlıklı bir bireydeki normal değerlerin altında kalması durumudur. En sık rastlanan anemi türleri demir eksikliğine bağlı anemi, folik asit eksikliğine bağlı anemi ve vitamin B-12 eksikliği anemisidir. Vücudumuzda eksik olan bu maddeleri dışarıdan besin yolu ile alabilirsiniz.

Anemi (Kansızlık) İçin Tüketilmesi Gereken Besinler

Kuzu Eti : 100 gram kuzu eti günlük B12 vitamini ihtiyacının %39’unu ve demir ihtiyacının %9’unu karşılar. İyi bir protein kaynağı olan kuzu eti kas gelişimi içinde oldukça faydalıdır.

Kuzu Ciğeri : 100 gram kuzu ciğeri günlük demir ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılar ve B12 vitamini ihtiyacının 12 katı kadar B12 vitamini içerir. Haftada bir kere tüketilmesi tavsiye edilir.

Beyaz Peynir : B12 bakımından oldukça zengin olan beyaz peynir (100 gr günlük ihtiyacın %28’ini karşılar) aynı zamanda günlük ihtiyacın %4’ünü karşılayacak kadar demir içerir.

Yumurta : 1 adet orta boy günlük demir ihtiyacının %5’ini ve B12 ihtiyacının %11’ini karşılaya yeter. Kolesterol problemi olanlar yumurtayı haşlayarak ve sadece beyaz kısmını kullanabilir. Ayrıca yumurta protein açısından da oldukça zengin bir besin öğesidir.

Brokoli : Tam bir mineral deposu olan brokoli fosfor, selenyum, kalsiyum, magnezyum ve A, C, K  B6 vitaminlerini içerir. 100 gram brokoli günlük demir ihtiyacının %4’ünü karşılar.

Uskumru : 100 gram uskumru balığı günlük B12 ihtiyacının 3 katı kadar B12 içermektedir. Uskumru dışında ton balığı, sardalye ve somon kansızlığa iyi gelen yiyecekler arasındadır. Haftada en az bir gün balık yemenizi tavsiye ederiz.

Tavuk : Kırmızı ete oranla daha az kolesterol içeren tavuk etinin 100 gramında 1 mg demir (günlük ihtiyacın %6’sı), 0.3 mcg B12 vitamini (günlük ihtiyacın %6’sı) B12 bulunur. Tavuk eti ayrıca protein açısından da oldukça zengin bir besin öğesidir. 100 gr tavuk etinde yaklaşık 23 gr protein bulunmaktadır.

Ispanak : Temel Reis yemeği olarak da bilinen ıspanak, 100 gramında günlük demir ihtiyacının %15’ini karşılar. Manganez, çinko, potasyum, kalsiyum ve bakır mineralleri bakımından da oldukça zengindir.

Muz : 1 adet orta boy muz günlük demir ihtiyacının %2’sini karşılar. Aynı zamanda besin lifi, C vitamini, potasyum, B6 vitamini, manganez bakımından iyi bir kaynaktır.

Tavsiyelerimiz : Farkı vitamin ve mineralleri aldığınızdan emin olabilmek için sürekli farklı besinler tüketin. Vitamin ve minerallerin emilimini olumsuz yönde etkileyen kahve, sigara, alkol gibi alışkanlıklarınızı azaltmaya ve mümkünse bırakmaya çalışın.

İyi Gelen Besinler kategorimizdeki diğer yazılara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önemli Uyarı : Burada vermiş olduğumuz bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalığınızın veya rahatsızlığınızın sebepleri farklı olabilir. Doktorunuza danışmadan hareket etmeyiniz.

Orta Yaşlılar İçin Fitness Tavsiyeleri

yaşlanınca spor yapmak

Yaş kemale erdikçe artık günlük aktiviteleriniz sizin için çok daha zor bir hale gelebilir. "Yaş 35 yolun yarısı" demiş Cahit Sıtkı Tarancı. Eğer bir spor geçmişiniz yok ise ve günlük hayatınızda vücudunuzu aktif olarak çalıştırmıyor iseniz bu durum yaşınız ilerledikçe sağlık açısından sorunlara sebebiyet verebilir. Masa başı veya ona benzer vücudunuzun fazla efor sarf etmediği bir işte uzun yıllar çalışmış olabilirsin. Bu da zamanla sizin vücut performansınızı düşürür. Hatta o kadar düşürür ki sürekli asansör kullanan ayaklarınız birden merdiven görünce ne yapacağını şaşırır ve her katta mola vererek merdivenleri çıkabilirsiniz.

Tabii ki kimse böyle bir durum istemez. Ama unutmayın, çalışan demir pas tutmaz. Eğer git gide performansınızın düştüğünü hissediyorsanız ve bu durum sizi rahatsız ediyorsa yazımda bahsettiğim tavsiyelere bir göz atın. Daha sonra ise beslenme ve antrenman kategorilerimizi tıklayarak yavaştan fitness'a giriş yapın.

Antrenman Yapın

Düzenli antrenman yapmak kemik erimesini önler, insülin direncini azaltır, kilo almayı önler ve ideal kilonuza kavuşmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda düzeli olarak yapılan kardio egzersizleri ise kalp damar sağlığınız için oldukça yararlı olacaktır.

Antrenman Yaparken Nelere Dikkat Etmelisiniz

1.Vücudunuz uzun süredir spor yapmadığından eklemleriniz yıpranmış olabilir. Bu nedenle çok ağır kilolara girmemeli ve hareketleri doğru yapmalısınız. Bilmediğiniz bir hareketi yaparken muhakkak spor salonu görevlilerine danışın.

2.Zamanla vücudunuzun esnekliği azalmış olabilir. Bu durum uyguladığınız hareketlerde kendini belli edecek ve performansınızı düşürecektir. Bunun önüne geçmek için ise esneme ve ısınma hareketlerini es geçmemelisiniz.

3.Vücudunuz hamlaşmış olabilir. Bu nedenle yaptığınız egzersizlere vücudunuzun alışması zaman alacaktır. Bu zaman diliminde vücudunuzu fazla zorlamayın ve olabildiğince hafif kilolar ile çalışarak kaslarınızın yaptığınız hareketlere ve kullandığınız ağırlıklara alışmasına izin verin.

Düzenli Beslenin

Vücudunuzu belli bir beslenme düzenine alıştırın. Zararlı maddelerden(Sigara-alkol) şekerden, unlu ve yağlı içeceklerden uzak durun. Aynı zamanda fast-food tüketmeyin. Kısacası sağlıklı beslenin. Beslenme ile ilgili bir çok makalem mevcut sitede. Yazılarımı inceleyebilirsiniz.

Dinlenin

Bu işin en kolay ve zevkli kısmı. Antrenmandan sonra zorlanan vücudunuzun kendini toparlaması ve gelişmesi için kaslarınızı dinlendirin. Çok fazla çalışmak hiç çalışmamaktan daha kötüdür. Antrenman sonrasında yorucu aktivitelerden uzak durun. Çalıştırdığınız kas gruplarını ve bölgeleri fazla zorlamamaya özen gösterin. Unutmayın, kas dinlenirken gelişir.

Bütün bunları birleştirdiğiniz zaman vücudunuz eski formuna geri dönecek ve kendinizi 10 yaş dinç hissedeceksiniz.

Not : Burada vermiş olduğum bilgileri uygulamaya geçirmeden önce doktorunuza/antrenörünüze danışın. Spor yapabilir durumda değilseniz bu spora hiç başlamayın. Başlayabilir durumda iseniz çok yüksek ağırlıklara girmeyin ve sporun sağlıklı yaşam için yapılması gerektiğini unutmayın.

Metabolizmanızı Hızlandıracak Bir Kaç Öneri

sağlıklı besin seçimi

Bir çok insan "ne kadar yersem yiyeyim kilo alamıyorum" diyen insanlara imrenerek bakarlar.Peki bu insanlar neden çok fazla yemek yedikleri halde kilo alamıyorlar. Cevabı çok basit.

Çünkü bu kişilerin metabolizmaları hızlı.

Her insanın metabolizma hızı farklıdır fakat bunu arttırmak veya azaltmak bizim elimizdedir. Yediğimiz yemekler ile ve yaptığımız egzersizlerle metabolizma hızımızı değiştirebiliriz.

Bu yazımızda metabolizmamızı nasıl hızlandıracağımıza dair birkaç önerim olacak sizlere;

Egzersiz : Egzersiz yaptığınız zaman metabolizmanız hızlanır ve bu hızlanma gün boyu devam eder.Yani düzenli olarak egzersiz yapmak sizin metabolizmanızı hızlandırır ve daha hızlı yağ yakmanıza yardımcı olur.

Su : Günde 8 bardak su içmek, toksinlerin ve metabolize edilen yağın vücuttan daha hızlı atılmasına yardımcı oluyor.Özellikle sabah kalktığımız zaman içilen su, metabolizmanıza takılan bir nitro etkisi gösterecektir.Tecrübe ile sabittir.

Kaloriyi Kademeli Azaltmak : Vücudunuza günlük aldığınız kalori miktarını belirleyin ve onu kademeli olarak azaltın.Diyete başlamadan önce günde ortalama 2500 kalori alırken diyete başladığınız gün bu kaloriyi 1500 düşürürseniz kilo kaybetmeye başlamak için uzun bir süre beklemeniz gerekebilir.

Çünkü günlük 2500 kaloriye alışık olan vücudunuz aniden 1500 kaloriye düştüğünüzde kendini korumak için “açlık” moduna geçer. Açlık modunun ilk adımı ise metabolizmayı yavaşlatarak ihtiyaç duyulan enerjinin azaltılmasıdır. Bunu önlemek için diyete başladığınız ilk hafta normal beslenme şeklinizden 100-150 kalori kesin. Düzenli egzersizle birlikte bu şekilde daha kalıcı ve sağlıklı kilo verebilirsiniz.

Kahvaltıyı Atlamayın : Kahvaltıyı atlamanın diyetinize 2 önemli zararı var. Birincisi kahvaltı etmediğiniz için metabolizmanız gün boyu normal hızının altında çalışır, ikincisi ise öğle yemeğine kadar şekeriniz düşeceği için yemeniz gerekenden daha fazla yemek yersiniz. Sabah kalktığınızda evden çıkmadan önce mutlaka bir şeyler atıştırın ve metabolizmanın yeni güne hızlı başlamasını sağlayın.Ayrıca sabah kahvaltısı günün en önemli öğünüdür.Bütün gece uyku modunda iken aç kalan vücudumuza bir an önce besin takviyesi yapmamız kas gelişimi için çok önemlidir.

Az ve Sık Öğünler : Yemek yedikten sonra, sindirim sırasında vücut önemli miktarda enerji harcar. Sindirimden sonra ise metabolizma hızı yavaş yavaş düşmeye başlar. Metabolizma hızının devamını sağlamak için gün içinde 3 ana öğün yerine 4-5 ara öğün yiyebilirsiniz. Bu yöntemle daha az kalorili yemeklerle daha uzun süreli tokluk hissi sağlayabilirsiniz.

Nadir Rastlanan En İlginç 10 Fobi

Örümcekler, dişçiler, uçak ve diğer sıradan örneklerin hepsi anlaşılabilir ve çok da nadir görülmeyen fobiler; ancak yanlış anlaşılan veya hiç anlaşılmayan fobilere sahip insanlar da var.

İşte bu nadir rastlanan ilginç fobiler...


10. Ablutophobia




Banyo fobisi olarak bilinse de genel olarak herhangi bir şeyin yıkanıp temizlenmesine karşı duyulan korkudur.


9. Ergophobia






Tembellik ya da mazeret uydurma sanabilirsiniz ama aslında çalışma korkusu diye bir şey var.


8. Tetraphobia




4 rakamı korkusu. Bazı insanların 4 rakamından ölümüne korktukları doğru. 4'üncü ay ya da 4'üncü kat onlar için dünyadaki en korkutucu şeyler.


7. Hippopotomonstrosesquipedaliophobia




Su aygırı korkusu. Kendisinden daha korkutucu olansa ismi herhalde :)


6. Oikophobia




Ev eşyaları korkusu. Evdeki ve etrafındaki eşyalardan korkan kişilerin sayısı çok da az değil.


5. Phobophobia




Fobi fobisi. Bir şeylerden korkmaktan korkma anlamına gelen bu fobi biraz kafa karıştırıcı.


4. Xanthophobia




Sarı korkusu


3. Trichophobia




Kıl korkusu. Bu korku sahipleri asla hayvan sahibi olamazlar.


2. Turophobia





Peynir korkusu.


1. Nomophobia




Ulaşılamama korkusu. 21'inci yüzyılın getirdiği bir korku. Yapılan bir araştırmaya göre insanların %50'si telefonları kapalı olduğunda ya da çekmediğinde kendilerini tedirgin hissediyorlar.



















Sağlıkta reform - 1 -

Hedef : Sağlıkta ücretsiz hizmetlerin arttırılması
Çözüm :  Sağlıkçılar üzerlerinde ilaç firmalarının reklamlı tişörtlerini giyecekler . Firmalardan bu yolla elde edilen geliri devlet , sağlık hizmetlerini ücretsiz ulaştırmada kullanacak .
Gerekçesi : Sağlıkta parası olan kişiler daha fazla olanağa sahipler .
Gerçekleşmesi kesin olan hali : Sağlıkta ücretsiz ve herkese eşit bir uygulamanın yokluğu karşısında devlet , bahsettiğim yöntemle muayene ücretlerinin alınmaması gibi uygulamalara gidebilecek .
Gerçekleşme süreci nasıl olacak ? : Sağlıkta ücretsiz hizmete duyulan ihtiyaç belirginleşecek . Ve de toplumda bu ihtiyaç bir fikir birliğine dönüşecek . Ve de devlet , bir yasayla bunu uygulamaya koyacak .
Gerçekleşmesi kesin olan zamanı : 2017-2021 arası

Orucun sıhhatini gerektiren şartlar nelerdir ?

Orucun sıhhati için şartlar
Orucun farz olması için İslam , akıl ve büluğ şarttır . Akıl sahibi mümeyyiz bir İslam çocuğunun tuttuğu nafile bir oruç sahih olur .
Sağlık ve ikamet de ayrı şartlardır . Hasta olana ve yolcu bulunana oruç farz değildir . Bu kişiler daha sonra oruçlarını kaza ederler .

Niyet de oruç için şarttır . Hayız ve nifas halinden temizlenmek de ayrı şartlardandır . Bu kişiler daha sonra oruçlarını kaza ederler .

DİZ KİREÇLENMESİ DİZ AĞRISI NEDENLERİ EKLEM TEDAVİ YÖNTEMLERİ



Osteoartrit (kireçlenme) ağırlık taşıyan eklemlerin yaşlanmaya bağlı olarak yozlaşmasıdır. Kireçlenme kıkırdaktan başlar, kıkırdak altındaki kemiği, eklem kapsülünü ve eklem çevresindeki bağları etkiler. Hatta ağrıdan dolayı kullanılamayan kaslarda incelmeler ve sertleşmeler olur.



Diz vücudun en fazla ağırlık taşıyan ve dolayısıyla kireçlenmeden en fazla etkilenen eklemlerinden biridir. Diz ekleminde üç adet kemiğin eklem yüzeyi vardır. Femur (baldır kemiği), tibia (kaval kemiği) ve patella (diz kapağı kemiği). Tibia femurla, femur patella ile eklem yapar. Tibia ve femur arasında iç ve dış eklemler vardır. Kireçlenme daha çok iç femorotibial eklemlerden başlar ve diğer eklemleri etkiler. Ancak genellikle dizdeki üç eklem birlikte etkilenir.

Diz eklemlerinin içinde iki adet bağ vardır (ön ve arka çapraz bağlar ). Ayrıca eklemin iç yanında ve dış yanında kuvvetli bağlar vardır. Eklem yüzlerinin uyumunu sağlamak için iki adet menisküs vardır. Diz hareketlerini başlıca iki kas grubu sağlar, dizi doğrultan ekstansör kaslar ( quadriseps ) ve büken fleksör kaslar ( harmstringler).


Gonartroz (diz kireçlenmesi ) kimlerde görülür? Gonartroz orta ve ileri yaşlarda görülür. 50 yaşın üzerinde kadınlarda daha sık görülür. Hastalık daha erken yaşlarda da görülebilir. Hastalar genellikle kiloludurlar. Daha önce geçirilen eklem operasyonları, travmalar, spor yaralanmaları, iltihaplı romatizmalar, doğuştan gelen bazı bozukluklar en önemli sebepleridir.




Gonartozlu bir dizde neler olur?

Gonartrozda en erken değişiklik eklem kıkırdağında olur. Kıkırdakta incelme sonucu eklem aralığı daralır. Kıkırdak altındaki kemiklerde de incelmeler ve yıpranmalar olur. Ayrıca eklem kenarlarında kemiksi çıkıntılar (osteofit ) oluşur. Eklem kalınlaşmış olarak görülür. Eklem çevresi kaslarında ağrı sebebiyle kullanılmamaya bağlı atrofiler (incelmeler) olur. Ayrıca eklemin iç yanında pannikülit adı verilen yağ lobülleri vardır. Bunlar çoğu zaman ağrılıdır. Ayrıca zaman zaman eklemlerde iltihaplanma olabilir (sıvı toplanması ).

Hastanın şikayetleri nelerdir ?


Eklemlerde ağrı ve tutukluk hastalığın ilk belirtisidir. Hastalık bazen hiçbir belirti vermeden ilerleyebilir. Bazen de hastalık belirtileri olduğu halde röntgen filmleri normal olabilir. Hastalık ilerledikçe eklem hareketleri kısıtlanır yürümek ve merdiven inmek-çıkmak zorlaşır. Bazen topallama olabilir. Eklemin düzeni bozulur, bacaklarda eğilmeler olabilir. Eklem içinde, dizin arkasında ve eklemin ön tarafında bursalarda iltihaplı şişkinlikler olabilir. İlerlemiş ve rehabilite edilmemiş dizlerde dizi doğrultmak, ya da bükmek zor ve ağrılı olabilir.

Muayenede neler bulunur ?


Eklemde sürtünme sesi, şişlik, kaslarda erime, pannikülit, eklem hareket kaybı, en sık rastlanan muayene bulgularıdır. Ayrıca değişik derecelerde deformiteler olabilir

Nasıl teşhis edilir ?


Hastanın ifadesi, muayene ve röntgen filmleri genellikle yeterlidir. Bağlar ve menisküslerin durumunu değerlendirmek için MR gerekebilir.

Tedavide neler yapılmalıdır?




Hekimin görevi hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, ağrıyı dindirmek ve hastayı fonksiyonel halde tutmaktır. Ağrı kesiciler, kas gevşeticiler kullanılabilir. Topikal ilaçlar diz kireçlenmesinde faydalıdır.

Kireçlenmenin fazla ilerlemediği ve kıkırdağın kısmen korunduğu hastalarda kıkırdak besleyici eklem içi enjeksiyonlar yapılabilir (viskosüplemantasyon). Deformiteleri ( şekil bozuklukları ) gidermek için diz korseleri kullanılabilir. Artroza bağlı oluşan şişkinliklerde (sinovit) bu sıvı boşaltılır ve soğuk (buz) uygulaması yapılır. Eklem içi kortizon enjeksiyonu gerekebilir.




Tedavide önemli unsurlardan biri de diz koruma prensiplerinin uygulanmasını ve günde en az iki defa 10′ar dakika hekim ve fizyoterapist kontrolünde yapılan egzersizlerdir. Bütün bu tedavi metodlarına rağmen hastanın şikayetleri devam ediyorsa cerrahi tedavi metodları uygulanır.


Diz koruma prensipleri:
Hareket ediniz
Fazla kilolarınızı veriniz.
Çömelirken ve doğrulurken, bir yere otururken ve kalkarken kollarınızı kullanın dizlerinizi fazla kırmamaya çalışın.
Ağır yük taşımayın.
Uzun süre yürümek ve ayakta durmaktan kaçının.
Yumuşak tabanlı ve düz topuklu ayakkabı giyin.
Bacak kaslarınızı düzenli olarak çalıştırın.
Diz egzersizlerini mutlaka yapın.
Dizlerinizi sert zeminler üzerine koymayın.