Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive

Kurtuluş Savaşı

KURTULUŞ  SAVAŞI
A- HAZIRLIK DÖNEMİ :

                      Kuva-i Milliye Hareketinin Başlaması ve Batı Cephesinin Kurulması  :

Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası işgaller başlamıştır. Osmanlı Devletinin başlayan işgallere tepkisiz kalması sonucu Türk halkı direnme mücadelesi içine girer. Bu amaçla direnme cemiyetleri kurar ve direniş kuvvetleri oluşturulur. Çeşitli yörelerde uyanmaya başlayan direniş hareketlerinin bir ölçüde teşkilatlandırılmasıyla ortaya çıkan güce "Kuva-i Milliye" denilir.
* İlk direniş güneydoğu Anadolu bölgesinde kendiliğinden oluşur. ( Maraş-Urfa-Antep halkı Fransızlara karşı )
* İlk Kuva-i Milliye teşkilatı Batı Anadolu'da Yunan işgaline karşı oluşturuldu.
1919 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Balıkesir ve Alaşehir'de toplanan milli kongrelerde batı Anadolu'daki Kuva-i Milliye birliklerinin insan ve malzeme bakımından desteklenmelerine ve ortak bir cephe oluşturulmasına karar verildi. Bu çalışmaların sonucunda Ayvalık-Soma-Akhisar-Salihli-Nazilli batısından geçen bir hat üzerinde Batı Cephesi oluşturuldu.

Kuva-i Milliye'nin özellikleri   :

*           Düşman işgallerine karşı oluşmuşlardır.
*           Başlangıçta Temsil Kuruluna, TBMM açılınca Milli Savunma Bakanlığına bağlanmışlardır.
*           Askeri bir disiplin ve Hiyerarşiye sahip değillerdir.
*           Düşmana zarar vermiş, ilerlemelerini geciktirmiş ancak düşmanı yurttan atacak güce sahip olamamışlardır.
*           TBMM ye karşı çıkarılan ayaklanmaları bastırmışlardır.
*           Düşman ilerleyişini geciktirmeleri zaman kazandırmış, örgütlenilme süresi kazandırmışlardır.
*           Keyfi davranışları, halka bazen zor kullanmaları halka güven vermemiş ve halkı tedirgin etmiştir.
*           Düzenli ordu kurulunca Kuva-i Milliye birlikleri sona ermiş,ancak Kuva-i Milliye ruhu kesin zafere kadar yaşamıştır.
*           Bazı Kuva-i Milliye şefleri belli bir otorite altına girmek istemediğinden, Düzenli ordu kurulunca katılmamışlar ve isyan etmişlerdir. ( Demirci Mehmet Efe-Çerkez Ethem )



                                        MUSTAFA KEMAL'İN SAMSUN'A ÇIKIŞI
( 19 MAYIS 1919 )
                Mustafa Kemal Samsun'a Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirilerek çıktı.Görevi doğu Karadeniz'de kurulmak istenen Pontus Rum Devletine karşı mücadele eden Türkleri kontrol altına almaktı.Bu yöredeki Türklerin kontrol altına alınması için İngilizler Osmanlı Devletine baskıda bulunmuştu.İstanbul Hükümeti de bölgede karışıklığın sürmesi durumunda 7.maddeye dayanılarak bölgenin işgal edilme tehlikesini önlemek istiyordu.Böyle bir göreve niçin M.Kemal seçilmişti;  Mustafa Kemal'in askeri başarıları kendisine bir güç kazandırmıştı.İstanbul Hükümeti M.Kemal'in etkisinden rahatsızlık duyarak,onu İstanbul'dan uzaklaştırmak istiyordu.M.Kemal bu zor görevi başarabilecek birisiydi, İttihatçı değildi.
              Mustafa Kemal İstanbul Hükümetleri ile kurtuluşun olmayacağını görmüştü.Diğer taraftan Ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtulması için ortaya çıkan görüşlerin geçersiz olduğunu görerek, Anadolu'ya geçip millete
dayanarak bağımsızlık mücadelesi yapmak istiyordu.Bu amaçla başlangıçta Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevi ona birtakım kolaylıklar sağlayacaktı. Komutanlığın merkezi Erzurum'du ve henüz bölge düşman işgalinden uzaktı.15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir paşa Ordusu'nu dağıtmamış ve silahlarını teslim etmemişti.Dokuzuncu ordu müfettişi olarak geniş bir bölge etki alanı içine girecekti, Sivil makamlara da emir verme yetkisine sahipti.
M.Kemal Samsun'a çıkarken parolası " Ya İstiklal ya Ölüm " dür. Çünkü diğer kurtuluş çarelerinin bağımsızlığı sağlamayacağına inanmaktadır.

HAVZA GENELGESİ
( 28 MAYIS 1919 )
*          1. Ordu birliklerine askerin terhis, silahların teslim edilmemesini bildirdi. * Mondros ateşkesine karşı çıkış.
*          2. Anadolu'nun işgaline derhal son verilmelidir.
*          3. Samsun ve Karadeniz yöresinde Rumlar Siyasi isteklerinden vazgeçerlerse güvenlik sağlanabilir.
*          4. Yunanlıların İzmir'i işgale hakları yoktur.Derhal İzmir'i boşaltmalılardır.Bununla ilgili yurdun her tarafında protesto mitingleri düzenlenmelidir.* Ulusal bilincin tepkiye dönüşmesi amaçlanmıştır.

* M.Kemal Havza genelgesiyle görev ve yetki alanının dışına çıkmıştır. Bu nedenle İstanbul'a geri çağrılmış ancak dönmemiştir.
 
AMASYA GENELGESİ
( 22 HAZİRAN 1919 )

Genelgenin esasları :

*           Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
               * Kurtuluş Savaşının gerekçesi açıklanmıştır.
*           İstanbul'daki hükümet üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir.Bu durum milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir
              * İstanbul hükümetine tepki ve tanınmaması.
*           Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
              * İlk defa Ulusal Egemenlik anlayışı var.
              * İlk defa yönetim şeklini değiştirme amacı var.
              * Ulusal bağımsızlığı milletle sağlama düşüncesi var.
*           Milletin durumunu ve davranışını gözönünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için
 her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığı çok gereklidir.
              * Ulusal Parlamento düşüncesi var.
*           Anadolu'nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas'ta milli bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.
 Bunun için bütün illerin her sancağından ; milletin güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk    yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir.  Her ihtimale karşı bu iş milli bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidirler.
              Dikkat: * Kongrenin ve delegelerin güvenliğini sağlama amacı var.
*           Doğu illeri adına Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. O güne kadar diğer il delegeleri de Sivas'a ulaşabilirse Erzurum kongresinin üyeleri de Sivas'ta yapılacak genel toplantıya katılmak üzere yola çıkarlar.

      Genelgenin yayınlanmasından sonra Sivas'ta yapılacak kongreye katılmak amacıyla Yurdun her yerinde seçimler yapılmaya başladı.İtilaf devletleri Anadolu'daki gelişmelerden rahatsız olarak İstanbul Hükümeti üzerine M.Kemal'in geri getirilmesi için baskıda bulunmaya başladılar.İstanbul hükümeti Valilere gizli bir yazıyla M.Kemal'in emirlerine uyulmamasını istedi.Ancak M.Kemal çalışmalarına devam etti.

       ÖNEMİ :   

*            Kurtuluş savaşının amacını, gerekçesini ve yöntemini belirtir.
*           Milli Egemenliğe gidişin ilk adımıdır. ( Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. )
*            Mevcut hükümet tanınmadığından dolayı Anadolu İhtilali Amasya Genelgesiyle başlar.

              Not :  Amasya Genelgesi M.Kemal, Rauf Bey, Refet Bey, Ali Fuat Paşa tarafından imzalanmış, Erzurum'da bulunan Kazım Karabekir tarafından da onaylanmıştır.

ERZURUM KONGRESİ VE ÖNEMİ
( 23 Temmuz- 5 Ağustos l9l9 )

         M.Kemal 26 Haziran'da Amasya'dan ayrılarak 27 Haziran'da Sivas'a oradan da 3 Temmuz'da Erzurum'a
halkın ve ordunun sevinç gösterileriyle girdi.7/8 Temmuz gecesi M.Kemal 'e görevinden kesin olarak alındığını bildiren bir emir geldi.Bunu üzerine M.Kemal hem görevinden hem askerlik mesleğinden ayrıldığını ( İstifa )
bildirdi.Yetkisiz ve sivil olarak görevine devam etme kararı vermişti. Halkının sevgisi ve desteğine güvenmiştir.
15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşa, M.Kemal'e Kolordusuyla hizmetinde olduğunu bildirerek maddi ve manevi bakımdan büyük bir destek sağlamıştır.
" Mondros Ateşkes antlaşmasında "  Altı doğu ilinde ( Vilayet-i Sitte) karışıklık çıkarsa, bu illerin herhangi bir bölümünün işgal hakkını İtilaf devletleri muhafaza ederler " hükmü bulunmaktaydı. Bundaki temel amaç Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulmasını sağlamaktı.İşte bu tehlikeye karşı, yani doğu Anadolu'nun işgal edilmesi ve parçalanması tehlikesine karşı kurulan " Doğu Anadolu Müdafa i Hukuk Cemiyeti "nin girişimi ile kongrenin toplanması sağlanmıştır.Amaç doğu Anadolu'da birliği sağlayarak bir Ermeni devleti kurulmasını engellemektir.

 23 Temmuz'da toplanan Erzurum kongresi şu kararları almıştır :

*           Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür.
* Vatan sınırlarından ilk söz ediş. Sınırlar Mondros Ateşkesinden önce işgale uğramayan yerler ve çoğunluğu Türk olan bölgelerdir. Sınırlar somut olarak Misak-ı Milli'de belirlenecektir.
*           Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümetinin dağılması halinde millet birlikte savunmaya geçecek ve direnecektir.
*          Vatanın ve bağımsızlığın korunmasına ve güvenliğin sağlanmasına İstanbul hükümetinin gücü yetmezse
amacı gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır.
* Amasya genelgesindeki devlet kurma düşüncesi,devlet kurma kararına dönüşmüştür.
*           Kuva-i Milliye'yi etken ve milli irade'yi hakim kılmak esastır.
*           Hristiyan unsurlara ( azınlıklara ) siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez.
*           Manda ve Himaye kabul olunamaz.
* Tam bağımsızlık amaçlanmakta.
*           Milli meclisin hemen toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.
*            Saltanat ve Hilafet makamlarını korumak için ulusal güçleri etkin ve ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.
* Hem saltanat hem de Ulusal Egemenlik fikirlerinin savunulması bir çelişki olmakla birlikte, bunun temel nedeni henüz kamuoyunun bu makamlara karşı çıkılmasına hazır olmamasıdır.

Kongre dağılmadan dokuz kişiden oluşan bir Temsil Heyeti seçmiş ve başkanlığına M.Kemal'i seçmiştir.
* M.Kemal milli mücadelenin lideri konumuna gelmiştir.

ÖNEMİ :

*           Bölgesel nitelikli olmasına rağmen aldığı kararlarla Ulusaldır.
*           Yeni bir devlet kurma düşüncesi ortaya çıkmıştır. (Vatanın ve bağımsızlığın korunmasına ve güvenliğin sağlanmasına İstanbul hükümetinin gücü yetmezse amacı gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır.)
*           Vatanı bir bütün olarak kabul etmiş ve Manda ve Himaye'yi reddetmiştir.
*           Doğu Anadolu'nun bütünlüğünü sağlamıştır.

BALIKESİR  ( 26-30 TEMMUZ 1919 ) VE  ALAŞEHİR KONGRELERİ ( 16-25 AĞUSTOS 1919 )

1919 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Balıkesir ve Alaşehir'de toplanan milli kongrelerde batı Anadolu'daki Kuva-i Milliye birliklerinin insan ve malzeme bakımından desteklenmelerine ve ortak bir cephe oluşturulmasına karar verildi. Bu çalışmaların sonucunda Ayvalık-Soma-Akhisar-Salihli-Nazilli batısından geçen bir hat üzerinde Batı Cephesi oluşturuldu.



SİVAS KONGRESİ
( 4-11 Eylül 1919 )

*           Kongrenin toplanma amacı Vatanın bütünlüğü ile Milletin bağımsızlığının nasıl sağlanacağını kararlaştırmaktır.
*           İstanbul hükümeti Sivas kongresine engel olmaya çalışmıştır.Sivas valisine M.Kemal ve Rauf beyi tutuklama emri verilmiştir.
*           İtilaf devletleri kongre toplandığı takdirde Sivas'ı işgal edecekleri tehdidinde bulunmuşlardır.
*           M.Kemal 2 Eylül 1919 ' da halkın sevgi gösterileriyle Sivas'a gelmiştir.* M.Kemal'in coşkulu karşılanması,
*          Milli mücadele'nin halka dayandığının bir göstergesidir.
*           M.Kemal'in kongre başkanlığına seçilmesini bazı temsilciler engellemeye çalışmış ancak yapılan gizli oylamayla M.Kemal kongre başkanlığına seçilmiştir.
*           Sivas kongresi Erzurum Kongresinde alınan kararları aynen kabul etmiştir.
*           Ali Fuat Paşa ( Cebesoy ) , Batı Anadolu Genel Kuva-i Milliye komutanlığına atandı.Amaç Kuva-i Milliye
*          birliklerinin bir merkezden yönetilmesini sağlamaktır. * Heyet-i Temsiliye bir yürütme organı gibi çalışmaktadır.

ÖNEMİ :

*           Toplanışı ve aldığı kararlarla Milli ( Ulusal ) bir kongredir.
*           Manda ve Himaye fikri kesin olarak reddedilmiştir.
*           Yurtta bulunan bütün Milli Cemiyetler " Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti " adı altında birleştirilmiştir. Böylece bölgesel mücadele ulusal mücadeleye dönüştürülmüştür.
*           Meclis-i Mebusan'ın biran önce toplanması kararlaştırılmıştır.
*           Kongre sonucu oluşturulan " Temsil Heyeti " başkanlığına M.Kemal seçilmiştir.Temsil Heyeti T.B.M.M. açılıncaya kadar, milli irade adına ülkenin geleceğiyle ilgili kararlar alan ve uygulayan tek yetkili organ olacaktır.
*           * M.Kemal yurdun tamamına emir verebilecek konuma gelmiştir.
 AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 Ekim 1919)

İstanbul'da yeni kurulan Ali Rıza Paşa uzlaşmak durumunda olduğunu görmektedir.Bu amaçla Bahriye Nazırı Salih Paşa'yı Sivas Temsil Heyeti başkanı Mustafa Kemal'le görüşmek üzere Amasya'ya gönderdi. Bu görüşme sonrasında kabul edilen kararlar şunlardır:

*              İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi kararlarını aynen kabul edecektir.
*              İstanbul Hükümeti Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni yasal bir kuruluş olarak tanıyacaktır.
*              Azınlıklara siyasi ve ekonomik ayrıcalıklar verilmeyecektir.
*              Meclis-i  Mebusan'ın bir an önce toplanması sağlanacaktır.
*              Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerin işgaline izin verilmeyecektir.
*              İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerinde Temsil Heyeti'nin uygun göreceği kişilerin bulunması  sağlanacaktır.
Bu kararlar dışında taraflar arasında gizli kalması kararlaştırılan bir protokol de imzalanmıştır.

Amasya Görüşmeleri'nin Önemi :

*              İstanbul Hükümeti temsilcisi  Erzurum ve Sivas kongresi kararlarını kabul etmekle Anadolu'da ki ulusal mücadeleyi hukuksal olarak tanımış oluyordu.
*             Anadolu'nun haklılığı ulusal mücadeleye katılımı artırırken itilaf Devletleri de Türk ulusunu diledikleri
gibi yönlendiremeyeceklerini anlamaya başladılar.

NOT :  İstanbul Hükümeti Amasya Görüşmeleri'nde alınan Meclis-i Mebusan 'ın açılması kararı dışında hiç bir karara uymadı.
 TEMSİL HEYETİ'NİN ANKARA'YA GELİŞİ
(27 Aralık 1919)

Amasya Görüşmeleri gereği Osmanlı Mebuslar meclisi toplanacaktı. Bu amaçla tüm yurtta seçimler yapıldı. Yeni milletvekilleri belirlendi. Mustafa Kemal'de Erzurum milletvekili olarak seçildi.
Mustafa Kemal'in Mebus an Meclisi’nin Anadolu’da her türlü işgal ve denetimden uzak bir yerde toplanması isteği, Kanun-i Esasiye'ye aykırıdır gerekçesiyle reddedilmiştir. Meclis İstanbul’da çalışmalarına başlayacaktı. Bu durum üzerine Mustafa Kemal meclis çalışmalarını yakından izlemek amacıyla, 27 Aralık 1919 ' da Temsil Heyeti ile Ankara'ya geldi. Ankara'yı tercih etmesinin diğer nedenleri:

*           işgallerden uzak korunaklı bir bölge oluşu.
*          Haberleşme ve ulaşım olanaklarının elverişliliği,
*           Batı cephesi'ne yakınlığı
*          Ankara halkının Ulusal mücadeleyi başından beri desteklemesi .

  
SON OSMANLI MEBUSLAR MECLİSİNİN TOPLANMASI
( 12 OCAK 1920 )

*           Amasya görüşmesinde kararlaştırılan seçimler yapıldı.* İtilaf devletleri seçimleri engellemediler, çünkü toplanacak meclis ve kurulacak hükümetin kendi önerilerini kabul edeceklerini düşünüyorlardı.Böylece amaçlarına uğraşmadan ve hukuki dayanak oluşturarak ulaşabilirlerdi.
*           M.Kemal meclisin İstanbul dışında toplanmasını istiyordu.* İstanbul gibi işgal tehdidi, ve baskı altında bulunan
bir şehirde toplanacak meclisin özgür kararlar alamayacağını düşünüyordu.
*           Üyelerin çoğunluğunun isteği üzerine meclis İstanbul'da açıldı. * M.Kemal muhalifleri ,onun İstanbul'a gidemeyeceğini bildiğinden daha rahat çalışabilirlerdi.
*           M.Kemal İstanbul'a gidemese bile kendisinin meclis başkanı seçilmesini istedi; * Anadolu hareketi aleyhine karar alınmasını engellemek. - Her koşulda bağımsızlık mücadelesi verileceğini göstermek - Anadolu'nun gücünü göstermek.
*           Meclis'te Müdafaa-i Hukuk gurubu kurulmasını istedi.* Ancak mecliste bu gurup oluşturulmadı.Bunun yerine Felah-ı Vatan gurubu oluşturuldu. Misak-ı Milli kararlarını bu gurup aldırdı.
           * M.Kemal'in başkan seçilmemesinin ve Müdafaa-i Hukuk gurubunun kurulamamasının nedeni, üyelerin baskılardan korkmaları ve saltanat yanlısı olmalarıdır.
  
MİSAK-I  MİLLİ   ( ULUSAL YEMİN )
( 28 0CAK 1920 )
 Esaslarını M.Kemal'in hazırladığı kararlar :

*           Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş , çoğunluğu Türk olan yerler parçalanamaz.
*           Kars, Ardahan, Artvin ve Batı Trakya'da halk oyuna başvurmalıdır. * Bu bölgelerde Türk nüfus çok olduğu için tercihe başvurmada sakınca görülmemiştir.
*           Müslüman Arapların oturduğu ve İtilaf devletlerince işgal edilen yerlerin geleceğinin belirlenmesi için,halkoyuna başvurulmalıdır.
*           İstanbul ve Çanakkale boğazları ile, Marmara denizi her türlü tehlikeden uzak tutulursa, boğazlar dünya ticaretine açılabilir.
* Wilson ilkelerinin boğazlarla ilgili hükmüne cevap
*           Azınlıkların hakları çevre ülkelerde Müslümanlara tanınan haklar oranında güvenlik altına alınacaktır.
*           Siyasi, adli ve mali gelişmemizi engelleyen sınırlamalara karşıyız. * Kapitülasyonları ret.

ÖNEMİ :

*           M.Kemal'in Ulusal bağımsızlık konusundaki düşünceleri Osmanlı Parlamentosu tarafından kabul edilmiştir.Böylece düşünceler yasallaşmıştır.
*           Ulusal sınırlar kesinleştirilmiştir.
*           Tam bir bağımsızlık bildirisidir.
*           Bildiri Osmanlı Mebusan meclisince kabul edilmiş, yaşama geçirilmesini TBMM sağlamıştır.

MİSAK-I MİLLİ'NİN İLANININ SONUÇLARI

*           İtilaf devletleri İstanbul Hükümetleri üzerinde, kararların geri alınması için baskıda bulundular.A.Rıza paşa ve Salih paşa kabineleri bu baskılara boyun eğmediler, İstifa ettirildiler.Damat Ferit Kabinesi kuruldu.
*           İtilaf devletleri İstanbul'u 16 Mart 1920 ' de fiili olarak işgal ettiler.
*           Osmanlı Mebusan Meclisini basıp, dağıttılar.*Amaç Milli iradeyi yok etmekti..* Ankara'da TBMM nin açılmasına yol açtı
*           Bazı mebuslar tutuklanıp, Malta'ya sürgüne gönderildiler.
*           Padişah ve hükümete dokunulmadı. * Amaç kendi çıkarları yönünde kullanmak.
*           İstanbul'dan Anadolu'ya çok sayıda katılım oldu.* Fevzi Çakmak gibi.
*           Ulusal mücadelenin haklılığını dünya'ya duyurmak amacıyla Anadolu Ajansı kuruldu.

M.KEMAL'İN İSTANBUL'UN İŞGALİNE KARŞI ALDIĞI TEDBİRLER

*           Anadolu’ya yönelik bir işgal hareketini önlemek için Geyve ve Ulukışla'da demiryolları tahrip edildi.
*           Anadolu'nun İstanbul ile haberleşmesi yasaklandı.
*           Anadolu'dan İstanbul'a gidecek her şeye el kondu.
*           Anadolu'daki bazı itilaf devletleri subayları tutuklandı.
*           Ankara,Afyon ve Eskişehir’den düşman askerleri uzaklaştırıldı.
*           Ankara'da yeni toplanacak meclis için seçimlerin yapılması duyuruldu.


TBMM'NİN AÇILMASI
(23 Nisan 1920
)

Son Osmanlı Mebus an Meclisi'nin İtilaf Devletleri tarafından dağıtılması ile Türk ulusal iradesi yok edilmiş oluyordu. Ulus adına karar alıp uygulayacak bir kurula gereksinim vardı. Bu boşluğu yeni bir meclis dolduracaktı. Bu amaçla Mustafa Kemal in yayınladığı bildiri sonucu seçimlerin yapılabildiği yerlerde kazanan delegeler Ankara'da toplanmaya başladı. Meclis-i Mebusan'ın dağıtılmasıyla Anadolu'ya geçen eski milletvekilleri de yeni meclise katıldı. 23 Nisan 1920'de Meclis açıldı.

TBMM’nin Açılmasının Önemi:

*    Egemenliğin kaynağı değişmiş oldu, Padişahtan halka geçti.
*    Yönetim merkezi İstanbul’dan Ankara'ya geçti.
*    Temsil Heyeti'nin hukuksal varlığı sona ererken ulusal egemenliği savunan yeni bir devlet kurulmuş oluyordu.
*    TBMM’nin ilk hedefi ulusal bağımsızlık savaşını kazanmaktı.
*    Ulus egemenliğine dayanan yeni devletin çalışma yöntemlerini belirlemek için Mustafa Kemal 24 Nisan'da TBMM'ye bir önerge verdi.
 Bu önergeye göre:

*          Hükümet kurmak zorunludur.
*           Geçici kaydıyla bir hükümet başkanı tanımak ya da padişah vekili atamak uygun değildir.
*           Mecliste beliren ulusal iradenin, yurt kaderine doğrudan doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir.
*            TBMM’nin üstünde bir güç yoktur.
*           TBMM yasama, yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır. Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul,
hükümet işlerine bakar Meclis Başkanı bu kurulun da başkanıdır.
*          Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman meclisin düzenleyeceği yasaya uygun durumu alır.

TBMM bu önergeyi kabul etti. Böylece ; ulus egemenliğine dayanan yeni Türk devletinin temelleri atılmış oldu.
Mustafa Kemal meclis başkanlığına seçildi. 26Nisan 1920'de Sovyet Bolşevikleri île ilişki kuruldu.
29 Nisan 1920'de TBMM varlığına yönelik tehditleri önlemek için " Hiyanet-i Vataniye " Yasası çıkartıldı.
Onbir bakandan oluşan TBMM Hükümeti 2 Mayıs 1920'de kuruldu

I. TBMM 'nin Özellikleri:
23 Nisan 1920'de açılan I.TBMM, 1 Nisan 1923 tarihine Kadar görev yapmıştır. Çalışma süresince;

*           Olağanüstü yetkilere sahip kurucu meclis niteliğindedir.
*           Geçici başkan veya padişah vekili kabul etmemekle sürekliliğini ifade etmiştir.
*           Yasama ve yürütme yetkisini kendinde toplaması cumhuriyet yönetimine geçişin en kesin belirtisidir.
*           l. TBMM "Güçler birliği" ilkesine göre çalışmakla,  hem yasaları çıkaran hem de yasaları bizzat uygulayan durumdaydı.
*           Meclise karşı ayaklanmaları önlemek amacıyla istiklal Mahkemeleri (11 Eylül 1920) kuruldu.
*        TBMM'nin bu çalışma yönteminin amacı devlet otoritesini gerçekleştirmeyi hedeflemesidir. Yaşanan ortam çabuk karar vermeyi ve verilen kararları derhal uygulamaya koymayı gerektiriyordu.
*        Ulusal birliğin sağlanması için vatanın kurtuluşunu ön planda tutmuş, padişahlık ve halifelik kurumlarına dokunmamıştır.
*        1. TBMM düzenli orduyu kurmuş, Kurtuluş Savaşını kazanmış ve saltanatı kaldırmıştır.
 1) TEŞKİLAT-I ESASİYE (1921 Anayasası)  (20 Ocak 1921)
           Yeni Türk devletinin ilk anayasası olan, 20 Ocak1921'de kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye'nin özünü Mustafa Kemal'in 24 Nisan - 13 Eylül 1920'de TBMM'ye sunduğu bildiriler oluşturmuştur. Zaman ve birikim yokluğundan dolayı daha kapsamlısı yapılamadığından Teşkilat-ı Esasi maddeleri ile çelişmeyen Kanun-u Esasi maddeleri de yürürlükte kalmıştır.
Bu Anayasa'ya göre;

*           Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.
*          Yasama, yürütme ve yargı yetkileri TBMM'ye aittir.
*          Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
*           Şeriat hükümlerini uygulama görevi TBMM'ye verilmiştir.
*           Meclis Hükümeti sistemi geçerlidir.
*           Hükümet meclis tarafından denetlenir.
*           Seçimler 2 yılda bir yenilenir. Seçmen yaşı 18 dir.

Önemi:

*       Egemenliği Türk ulusuna veren ilk Türk anayasasıdır.
*       Güçler birliği ilkesini benimsemiştir.
*        Din meclis kontrolüne alınmış olup laik bir anayasa değildir.
*       Bireyin hak ve ödevlerine yer verilmemiştir.

TBMM'nin Açılmasına Karşı istanbul Hükümeti'nin Yaptığı Engellemeler:

*           Yurdun her yerinde TBMM'ye karşı ayaklanmalar çıkarıldı,
*           İtilaf Devletleri ile barış görüşmelerinin bir an önce yapılması sağlandı.
*           Şeyhülislamdan alınan ve düşman uçaklarıyla yurdun her taratma dağıtılan fetva ile Mustafa Kemal ve arkadaşları dinsiz ve vatan haini ilan edildi,
*          TBMM'nin halk üzerindeki otoritesini yok etmek için vergilerin affedildiği ve askerliğin kaldırıldığına dair propagandaya girişildi.
*          Damat Ferit, İstanbul'da kurduğu düzmece bir mahkemede Mustafa Kemal ve arkadaşlarını kendileri yokken (gıyabında) yargılayarak ölüm cezasına çarptırdı (24 Mayıs 1920).
2) TBMM'NİN AÇILMASINA karşı ÇIKAN AYAKLANMALAR

Bu ayaklanmalar doğrudan TBMM'ye ve onun kurduğu düzene bir tepki olarak ortaya çıkmıştır, istanbul Hükümeti ve ingiliz propagandaları,, savaştan bıkan Anadolu halkının bir tepkisi ve Kuva-i Milliye güçlerinin disiplinsiz davranışlarının sonucunda çıkmıştır.
Bu ayaklanmalar dört gruba ayrılır.

a- Doğrudan İstanbul Hükümeti'nin Çıkardığı Ayaklanmalar:
Bu grupta iki ayaklanma vardır ve Kuva-i Milliye güçleri tarafından bastırılmıştır. Bunlar;
*           Kuva-i İnzibatiye (Hilafet Ordusu)
*           Anzavur Ahmet Ayaklanması
Her ikisinin de amacı boğazların doğusunda Kuva-i Milliye güçlerinin ulaşamayacağı tampon bölge oluşturmaktır.

b- İstanbul Hükümeti ve İşgalci Güçlerin Birlikte Çıkardıkları Ayaklanmalar:
Halkın din duygularının sömürülmesi ve bölgesel çatışmaların körüklenmesi sonucu çıkan ayaklanmalardır. En yaygın olanıdır. Bu gruptaki ayaklanmalar; - Adapazarı, Bolu, Düzce, Hendek, Yozgat, Afyon (Çopur Musa), Konya (Delibaş Mehmet), Urfa (Milli Aşiret)

     c- Azınlıkların Çıkardığı Ayaklanmalar
Karmaşa ortamından yararlanılarak azınlıklarcabağımsızlık kazanmak ya da başka bir devletle bir-
leşmek amacıyla çıkarılmıştır. Örnek: Ermeni ve Pontusçu Rumların ayaklanmalarıdır.

     d- Kuva-i Milliye Liderlerinin Ayaklanmaları

TBMM'nin otoritesi altına girmek istemeyen ve düzenli ordunun kuruluşuna karşı çıkan Kuva-i Milliye güçlerinin çıkardığı ayaklanmalardır. Bunlara; - Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem Ayaklanmaları örnek gösterilebilir.
3) TBMM'NİN AYAKLANMALARA KARŞI aldığı ÖNLEMLER

Ayaklanmalar yalnızca düşmanın işine yaradı,oların ilerlemesini kolaylaştırdı. Bu nedenle TBMM varlığına yönelik bu tehdide karşı gerekli önlemleri aldı. Bu önlemler:

*           29 Nisan 1920'de Hiyanet-i Vataniye Yasası ( Vatana İhanet Edenler Kanunu )çıkardı.
*           İstiklal Mahkemeleri kurdu. ( 11 Eylül 1920 )
*          İstanbul Hükümeti ile tüm ilişkiler kesildi.
*           İstanbul'dan gelen her türlü evrak geri çevrilerek yaptığı her türlü işlem yok sayıldı.
              * Böylece TBMM Osmanlı Saltanatını yok saymış oluyordu.
*                      Şeyhülislam’ın fetvasına karşılık, Ankara Müftüsü Rıfat BÖREKÇİ başkanlığındaki kurula fetva hazırlattı.
*           Sevr Antlaşmasını tanımadığını duyurdu.Antlaşmayı imzalayanlar vatan haini ilan edildi.

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)


Sevr I.Dünya Savaş'ını bitiren son antlaşmadır. Gecikmesinin nedenleri; itilaf Devletlerinin kendi aralarında Osmanlıyı paylaşamamaları, işgallere karşı Türk halkının direnmesidir.
İtilaf devletleri İtalya’nın  San Remo kentinde bir konferans toplayarak barış antlaşmasının koşullarını belirlediler. OsmanIı Devleti'ni barış konferansına davet ettiler
Paris'e giden heyet Sevr Antlaşmasi'nı imzaladı.

Antlaşmaya göre;

*          Istanbul, Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak, antlaşma hükümlerine uyulmazsa elinden alınacaktır.
*           Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak Türklerin hiç etkisi olmayan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecektir.
*           İzmir Türklerde kalacak; ancak egemenlik hakları Yunanlılara verilecektir.
*                     Trakya'da Midye-Büyükçekmece hattının batısında kalan topraklar Yunanlılara verilecektir.
*           Adana, Malatya, Sivas dolaylarım birleştiren bölge ile Suriye ve Lübnan Fransa'ya verilecektir.
*           Doğu'da bağımsız Ermenistan Devleti kurulacaktır.
*           Kürtler ayrı bir devlet kurmak isterse ve Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilirse Osmanlı Devleti buna uyacaktır.
*           Antalya, Konya bölgeleri italyanların nüfuzu altına girecektir.
*           Arabistan ve Irak (Musul dahil) ingiltere'ye bırakılacaktır.
*           Oniki Ada İtalya'ya, diğer Ege adaları Yunanistan'a verilecektir.
*           Kapitülasyonlar her devlete tanınacak ve genişletilecektir.
*           Zorunlu askerlik olmayacak. Osmanlı ordusundaki asker sayışı 50.700'ü geçmeyecektir.
*           Azınlıklara Türklerden daha fazla haklar verilecek, Müslümanlardan azınlık oluşturulacaktır.

Önemi:

*          Türk ulusuna yaşam hakkı tanımayan ve Türk vatanının parçalanmasını öngören bir antlaşmadır.
*          Osmanlı Meclisince onaylanmadığı için Osmanlı anayasasına aykırıdır.

*          TBMM Antlaşmayı imzalayan ve onaylayanları vatan haini ilan etmiş ,antlaşmayı tanımadığını ilgili devletlere bildirmiştir. 
Share

0 Comments:

Yorum Gönder