Atatürk inkılaplarının tümü bir bütün oluşturur. Birbirini tamamlarlar.Türk inkılabının amacı, Türk halkını çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmaktır.
Saltanat' ın kaldırılması (1 Kasım 1922) :
Nedenleri :
Milli mücadele sırasında İtilafçılarla beraber hareket etmişti,
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” hükmü padişahlıkla çelişiyordu.
Lozan barışı sırasında İtilafçılar sultanı da görüşmelere davet ederek Türk heyetinde ikilik yaratmak istiyordu. Bunun önüne geçilmesi gerekiyordu.
* Bu nedenle saltanat 1 Kasım 1922’te kaldırıldı.
M. Kemal, Erzurum kongresinden itibaren cumhuriyete doğru gidişi ortaya koymuştu. Ancak ülke şartlarının buna elverişli olmaması nedeni ile bu amacını açıkça söylemiyordu. Kurtuluş Savaşı kazanılıp şartlar olanak verince 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet TBMM’nin kabul ettiği bir tasarı ile ilan edilmiştir.
Cumhuriyet'in İlanı (29 EKİM 1923)
Kurtuluş savaşı yıllarında sürekli milli egemenliğin önemi vurgulanmıştır.TBMM’nin varlığı cumhuriyetin ilanını gerektiriyordu.
Ankara’nın başkent olarak ilanının ardından rejim tartışmaları başladı.1923 Ekim’inde Ali Fethi Bey hükümetinin istifasıyla ortaya bir hükümet bunalımı çıktı.
Meclis hükümeti, sistemi yüzünden yeni bir hükümetin kurulması gecikiyordu.
Hükümet bunalımını çözmek ve rejim tartışmalarını sona erdirmek amacıyla Mustafa Kemal Paşa’nın teklifiyle Cumhuriyet ilan edildi.
Ankara’nın başkent olarak ilanının ardından rejim tartışmaları başladı.1923 Ekim’inde Ali Fethi Bey hükümetinin istifasıyla ortaya bir hükümet bunalımı çıktı.
Meclis hükümeti, sistemi yüzünden yeni bir hükümetin kurulması gecikiyordu.
Hükümet bunalımını çözmek ve rejim tartışmalarını sona erdirmek amacıyla Mustafa Kemal Paşa’nın teklifiyle Cumhuriyet ilan edildi.
Sonuçları
Yeni Türk devletinin rejimi belirlendi.
Hükümet bunalımı sona erdi.
Meclis hükümeti sisteminden kabine sistemine geçildi.
1921 Anayasası’na devletin rejimi, dili, dini, başkenti ile ilgili maddeler eklendi.
Mustafa Kemal Paşa – İlk Cumhurbaşkanı
İsmet İnönü - İlk Başbakan
Fethi (Okyar) Bey – İlk TBMM başkanı seçildiler.
İsmet İnönü - İlk Başbakan
Fethi (Okyar) Bey – İlk TBMM başkanı seçildiler.
Halifeliğin Kaldırılması (3 MART 1924)
Nedenleri
Saltanatı kaldırılması ve Cumhuriyetin ilanı ile halifeliğin bir fonksiyonunun kalmaması
Ulusal egemenlikle halifeliğin bağdaşmaması.
Yeni rejime karşı olanların sığınabilecekleri tek makamın halifelik olması
Bazı milletvekillerinin halifeyi TBMM’nin üzerinde görmeleri
Bütün bu gelişmeleri dikkate alan TBMM, 3 Mart 1924’de çıkardığı bir kanunla halifeliği kaldırdı, aynı zamanda;
Şer’iye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı. Yerine daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaleti kaldırıldı. Genel kurmay başkanlığı kuruldu ve siyaset dışı bırakıldı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılarak eğitimde birlik sağlandı.
Osmanlı hanedanı yurt dışına çıkarıldı.
Sonuçları
İnkılapların gerçekleştirilmesi için uygun bir ortam hazırlandı.
Laikliğin gerçekleştirilmesi için önemli bir adım atıldı.
Yeni kurulan rejim güçlendirilerek eski rejime dönüş yolu kapatıldı.
Ulusal egemenliğin pekiştirilmesi sağlandı.
Ankara'nın Başkent Olması ( 13 EKİM 1923 )
Milli mücadelenin bütün çalışmaları burada yapılmıştı,
TBMM, burada açılmış ve çalışmıştı,
Ulaşım, haberleşme ve bütün diğer imkanlar açısından Türkiye’nin tüm bölgeleriyle bağlantılıydı. Ülkeyi buradan kontrol etmek daha olanaklı idi.
TBMM, burada açılmış ve çalışmıştı,
Ulaşım, haberleşme ve bütün diğer imkanlar açısından Türkiye’nin tüm bölgeleriyle bağlantılıydı. Ülkeyi buradan kontrol etmek daha olanaklı idi.
Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri
İlk TBMM’de Gruplar
İlk TBMM’de bütün milletvekillerinin ortak amacı vatanın işgalden kurtarılması olduğu için partileşmeye gidilmedi.
İlk TBMM’de Islahat Grubu, İstiklal Grubu, Tesanüt Grubu gibi gruplar vardı.
Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu kuruldu.
Mustafa Kemal Paşa taraftarlarına I. Grup, karşı olanlara ise II. Grup dendi. II. Grup saltanat ve hilafet taraftarı idi.
Halk Partisinin Kuruluşu ( 9 Ağustos 1923 )
Kurtuluş Savaşı sırasında siyasi partiler yoktu. Herkes ülkenin kurtarılmasını istiyordu. Ancak savaştan sonra ve özellikle saltanatın kaldırılmasının ardından mecliste muhalifler arttı ve kendiliğinden iki grup oluştu. Seçimler yaklaşınca M. Kemal Cumhuriyet Halk Fırkası’nı kurdu
Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk grubu temel alınarak kuruldu.Parti 1923-1950 yılları arasında tek başına iktidarda kaldı.
Bu süre içinde;
Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk grubu temel alınarak kuruldu.Parti 1923-1950 yılları arasında tek başına iktidarda kaldı.
Bu süre içinde;
Mustafa Kemal Paşa 1923-1938 İsmet İnönü 1938-1950 yılları arasında hem cumhurbaşkanlığı hem de genel başkanlık yaptılar.
Yapılan inkılaplar parti programına dayanarak gerçekleştirilmiştir.
Halk partisi ekonomide devletçiliği savunmuştur.
Yeni Türk Devletinin kurulan ilk siyasi partisidir.
(Halk partisi 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimleri kaybetti ve yönetimi Demokrat Parti aldı.)
Ordunun Siyasetten Ayrılması ( 10 Aralık 1924 )
I.ve II. TBMM döneminde milletvekilliği ile komutanlık aynı kişide bulunabiliyordu.Mustafa Kemal Paşa ittihatçılarda gördüğü ordu-politika ilişkisinin Cumhuriyet döneminde de devam etmesini istemiyordu.1924 yılı Ekim ayı sonlarında Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa gibi komutanlar birliklerinin başından ayrılarak Ankara’ya geldiler. Bu gelişmeler üzerine milletvekilliğiyle askerliğin aynı kişide bulunamayacağına dair kanun kabul edildi.
Böylece ordu siyasetten ayrıldı.
Böylece ordu siyasetten ayrıldı.
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi ( 17 KASIM 1924 )
Partinin genel başkanı Kâzım Karabekir Paşa’dır.
Kurucuları milli mücadelenin önde gelen isimleridir. Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Refet (Bele) Paşa, Adnan (Adıvar) Bey gibi
Türkiye’de Halk partisinden sonra kurulan ikinci parti, Cumhuriyetin ilanından sonra kurulan ilk partidir.
İlk muhalefet partisidir.
Ekonomide liberal düşünceyi savunmuştur.
Dini inançlara saygılı olmayı ilke olarak kabul etmiştir.
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin muhafazakar ve dini inanç!ara saygılı bir siyaset izlemesi yeni rejime karşı olanların bu partide yer almalarına neden oldu.
Terakkiperver Cumhuriyet partisi Şeyh Sait isyanı ile ilgisi olduğu gerekçesiyle kapatıldı. (5 Haziran 1925)
Çok partili hayata geçişte ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
Terakkiperver Cumhuriyet partisi Şeyh Sait isyanı ile ilgisi olduğu gerekçesiyle kapatıldı. (5 Haziran 1925)
Çok partili hayata geçişte ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
Şeyh Sait İsyanı ( 13 ŞUBAT 1925 )
Sebepleri
Şeyh Sait’in yeni rejime karşı olması
İngilizlerin kışkırtmaları-(Türkiye ile Musul arasında tampon oluşturmak)
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin kurulması
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda toplananlar, saltanatın ve halifeliğin yeniden tesisi için çalışıyorlardı.
Bunlar Diyarbakır ve Elazığ çevresinde Şeyh Sait İsyanı’nı çıkarmıştı. Diyarbakır’da başlayan isyan çok geniş bir alana yayıldı. İsyanı bastıramayan Fethi (Okyar) Bey hükümeti istifa etti, yeni hükümeti İsmet Paşa kurdu.Alınan tedbirlerle Şeyh Said isyanı bastırıldı.
Bunlar Diyarbakır ve Elazığ çevresinde Şeyh Sait İsyanı’nı çıkarmıştı. Diyarbakır’da başlayan isyan çok geniş bir alana yayıldı. İsyanı bastıramayan Fethi (Okyar) Bey hükümeti istifa etti, yeni hükümeti İsmet Paşa kurdu.Alınan tedbirlerle Şeyh Said isyanı bastırıldı.
Sonuçları
Takrîr-i Sükun Kanunu çıkarıldı. (4 Mart 1925) Kanunu uygulamak için İstiklal Mahkemeleri kuruldu
Bu kanunla basına sınırlama getirildi.
Hükümetin eleştirilmesi yasaklandı.
Bu kanun 1929’a kadar yürürlükte kaldı.
İsyan bölgelerine İstiklal mahkemeleri gönderildi.
Yeni rejime yönelik ilk isyandır.
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi kapatıldı.
İlk demokrasi denemesi başarısızlıkla sonuçlandı.
İngiltere Musul konusunda önemli bir avantaj elde etti.
Mustafa Kemal Paşa'ya Suikast Girişimi ( 16 HAZİRAN 1926 )
M. Kemal’i, saltanat ve halifeliğe dönüş için engel olarak görenler onu öldürmeyi tasarlamıştı. Ancak suikastçileri kaçıracak olan motorcunun bu amacından vazgeçip haber vermesi üzerine amaçlarına ulaşamadılar.
Eski ittihatçılarla yeni rejime karşı olanlar Mustafa Kemal Paşa’ya bir suikast düzenleyerek iktidarı ele geçirmeyi planladılar. Suikast yeri olarak İzmir seçildi.Suikast gerçekleşmeden ortaya çıkarıldı.
Olayı planlayanlar İzmir İstiklal mahkemesinde yargılanarak ağır cezalara çarptırıldılar. Mustafa Kemal Paşa “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştir.
Eski ittihatçılarla yeni rejime karşı olanlar Mustafa Kemal Paşa’ya bir suikast düzenleyerek iktidarı ele geçirmeyi planladılar. Suikast yeri olarak İzmir seçildi.Suikast gerçekleşmeden ortaya çıkarıldı.
Olayı planlayanlar İzmir İstiklal mahkemesinde yargılanarak ağır cezalara çarptırıldılar. Mustafa Kemal Paşa “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştir.
Serbest Cumhuriyet Partisi ( 12 AĞUSTOS 1930 )
1929’da bütün dünyada başlayan ekonomik bunalım Türkiye’yi de etkiledi.İktidardaki Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı tepkiler artmaya başladı.İktidar partisinin denetlenebilmesi ve demokrasinin tam olarak yerleşebilmesi için yeni bir partiye ihtiyaç duyuldu. Mustafa Kemal Paşa’nın isteğiyle Fethi (Okyar) Bey’in başkanlığında Serbest Cumhuriyet Partisi kuruldu.Serbest Cumhuriyet Partisi ekonomide liberalizmi savunuyordu. Zamanla partiye inkılap karşıtları girmeye başladı.Fethi Bey kontrolü kaybedeceğini anlayınca partiyi feshetti. (17 Kasım 1930)
Menemen Olayı ( 23 Aralık 1930 )
Menemen olayı, cumhuriyete karşı olanların halkın dini, duygularını kullanarak çıkardıkları bir ayaklanmadır. Derviş Mehmet liderliğinde başlayan ayaklanmayı bastırmak isteyen Öğretmen Asteğmen Kubilay, asilerce başı kesilerek şehit edildi.Ayaklanma daha sonra bastırıldı.Olayı çıkaranlar İstiklal mahkemelerinde yargılanarak ağır cezalara çarptırıldılar.
Menemen olayı rejime yönelik ikinci harekettir.
Serbest Cumhuriyet Partisi’nin feshedilmesindeki haklılık anlaşılmıştır.
1946’ya kadar çok partili hayata geçilmesi gecikmiştir.
Menemen olayı rejime yönelik ikinci harekettir.
Serbest Cumhuriyet Partisi’nin feshedilmesindeki haklılık anlaşılmıştır.
1946’ya kadar çok partili hayata geçilmesi gecikmiştir.
Çok Partili Hayata Geçiş 1946
II. Dünya savaşından sonra bir çok ülkede demokrasi hakim olmaya başladı. Savaşı kazanan ülkeler de demokrasi ile yönetilen ülkelerdi, Dünya barışını korumak için savaştan sonra Birleşmiş Milletler kuruldu. Türkiye’nin de dünya devletleri içerisinde yerini alabilmesi için çok partili hayata geçmesi gerekiyordu.
1946’da Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılan Adnan Menderes, Celal Bayar, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü Demokrat Parti’yi kurdular.
1946’da “açık oy, gizli sayım” sistemine dayalı yapılan seçimi Cumhuriyet Halk Partisi kazandı.14 Mayıs 1950’de “gizli oy, açık sayım” sistemiyle yapılan seçimi Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla kazandı.Demokrat Parti 1950-1960 yılları arasında Türkiye’yi idare etti.
Bu dönemde Cumhurbaşkanı ; Celal Bayar, Başbakan ; Adnan Menderes TBMM Başkanı ; Refik Koraltan dır
1946’da Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılan Adnan Menderes, Celal Bayar, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü Demokrat Parti’yi kurdular.
1946’da “açık oy, gizli sayım” sistemine dayalı yapılan seçimi Cumhuriyet Halk Partisi kazandı.14 Mayıs 1950’de “gizli oy, açık sayım” sistemiyle yapılan seçimi Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla kazandı.Demokrat Parti 1950-1960 yılları arasında Türkiye’yi idare etti.
Bu dönemde Cumhurbaşkanı ; Celal Bayar, Başbakan ; Adnan Menderes TBMM Başkanı ; Refik Koraltan dır
. HUKUK ALANINDA İNKILAP HAREKETLERİ
Hukuk, vatandaşların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen yazılı kuralların bütünüdür.
Hukuk alanında yapılan inkılaplar:
1-Anayasanın Kabulü (20 Ocak 1921) ( Teşkilat-ı Esasiye Kanunu )
Anayasanın Önemli Hükümleri:
Egemenliğin millete ait olduğu,
Kuvvetler birliği (Yasama, yürütme ve yargının TBMM’nde toplanması).
TBMM’nin devleti yönetecek en üstün organ olduğu,
29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı üzerine anayasanın 1. maddesi “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” şeklinde düzenlendi. 1924’te günün şartlarına göre 2. anayasa yapılmıştır.
20 Ocak 1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) olağanüstü bir dönemin ihtiyaçlarına göre düzenlendiğinden kısıtlayıcı ve ihtilalci bir anayasaydı, Şartlar değiştiğinden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulmuştur. Hazırlanan 1924 Anayasası, çeşitli değişikliklerle 1961 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
20 Ocak 1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) olağanüstü bir dönemin ihtiyaçlarına göre düzenlendiğinden kısıtlayıcı ve ihtilalci bir anayasaydı, Şartlar değiştiğinden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulmuştur. Hazırlanan 1924 Anayasası, çeşitli değişikliklerle 1961 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
1924 Anayasasının Özellikleri ve Yapılan Düzenlemeler
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Devletin yönetim şekli Cumhuriyet; dili Türkçe, başkenti Ankara ve dini İslam’dır.
Egemenliğin tek temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
Bu anayasada kuvvetler ayrılığı esası benimsenmiştir,
Meclis Hükümeti sistemi yerine Kabine sistemi getirilmiştir.
1928’de “Devletin dini İslam’dır.” ibaresi anayasadan çıkarılmıştır.
1924 Anayasası’nda yapılan değişikliklerle kadınlara; 1930’da belediye seçimlerine katılma hakkı, 1933’te muhtar olma hakkı, 1934’te de milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
1935 yılında yapılan seçimlerde TBMM’ye 18 kadın milletvekili girmiştir.
1937’de laiklik ilkesiyle beraber altı ilke anayasaya eklenmiştir.
1924 Anayasası, 1 Ekim 1945’te içeriği değiştirilmeden dili Türkçeleştirilerek yeniden kabul edilmiştir.
1924 Anayasası, 1961’de yeni anayasanın kabulüyle yürürlükten kaldırılmıştır.
2-Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Türk Ticaret Kanununun Kabulü:
Medeni Kanun’un Kabulü (17 Şubat 1926)
Evlenme, boşanma ve miras haklarını belirleyen aile hukukuna medeni kanun denir. Medeni hukukla ilgili işlemler Osmanlı döneminde İslam hukukuna göre düzenlenmiştir.
Osmanlı Medeni Kanunu,Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında oluşturulan Mecelle denilen kanun ile geliştirilmiş ve sistemli hale getirilmiştir. Bu kanun İslam hukuk sistemi ve günün ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanmıştır.
17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu,Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenlenerek Meclis’te kabul edilmiştir.Türk Medeni Kanunu 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girmiştir.
Medeni Kanun’un Türk Kadınına Tanıdığı Haklar
Tek eşli evlilik kabul edilmiştir.
Resmi nikah zorunluluğu getirilmiştir. Resmi olmayan nikahın hukuki açıdan geçersiz olduğu kabul edilmiştir.
Boşanmada erkeğe tanınan haklar kadına da tanınmıştır.
Boşanma durumunda kadının ve çocuğun haklarını güvence altına alacak hükümler getirilmiştir,
Kadın erkek eşitliği ilkesi getirilmiştir.
Mirasta kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.
Evlenmede eşlerin isteği esas alınmıştır.
Evlenmede kadın ve erkek için yaş sınırı getirilmiş, küçük yaştaki evlilikler kaldırılmıştır.
Velilerin kızları adına evlilik akdi yapma ve temsilci yoluyla evlilik usulünden vazgeçilmiştir.
Medeni Kanun’un Kabul Edilmesinin Sonuçları
Kabul edilen kanunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına uygulanır hale gelmiş, böylece ülkede hukuk birliği sağlanmıştır,
Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma yetkileri sona ermiştir.
Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışması engellenmiştir.
Hukuk ve şahitlik alanlarında kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.
Boşanma hakkı düzenlenmiş, kadınlara da bu konuda haklar tanınmıştır.
Tek eşle evlilik esası getirilerek Türk ailesi modern bir yapıya kavuşturulmuştur.
Resmi nikah zorunluluğu getirilmiş, böylece evlilik devlet kontrolü altına alınmıştır.
Kadınlara istedikleri işte çalışma hakkı tanınmıştır.
Mirasta kız ve erkek çocukların eşit pay almaları sağlanmıştır.
Hukuk alanında laiklik sağlanmıştır.
Hukuk Alanındaki Diğer Düzenlemeler
Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumsal alanın dışındaki diğer alanlarda da laik hukuk sistemini yerleştirmek amaçlanmıştır. Bu amaçla Avrupa’da uygulanmakta olan hukuk sistemleri incelenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti için uygun olanlar belirlenerek, düzenlemeler yapıldıktan sonra Türk Hukuk Sistemi’ne kazandırılmıştır.
İsviçre’den 1926’da Ticaret Kanunu, 1928’de Borçlar Kanunu, 1932’de icra ve iflas Kanunu,
Almanya’dan 1929’da Deniz Ticaret Kanunu ve Ceza Mahkemeleri Kanunu,
İtalya’dan 1926’da Ceza Kanunu alınarak uygulamaya konulmuştur.
Genel Sonuç
Bütün bu inkılaplarla birlikte Türk hukuk sistemi çağdaş Avrupa hukuk sistemleriyle eşit düzeye getirilmiştir.
Azınlık mahkemeleri ve Avrupa devletlerine bağlı mahkemeler kapatılmıştır.
Bu gelişmeler sonucunda Türk hukuk sistemi ülke genelinde uygulanmaya başlamıştır.