Akarsuların faaliyet sahalarında vadilerin sıralanışları bölgeden bölgeye sıralanışları bölgeden bölgeye değişmektedir.Vadilerin birbirinden farklı oluşturdukları bu ağ sistemini birbirlerine benzerlikleri açısından gruplandırmak mümkündür.Akarsu ağı yada drenaj tipi denilen bu sınıflandırmada akarsuları şu gruplara ayırmak mümkündür:
- Dandritik drenaj ağı
- Ortogonal drenaj ağı
- Radyal drenaj ağı
- Parelel veya yarı paralel drenaj ağı
- Dairemsi drenaj ağı
- Bozulmuş drenaj ağı
- Karışık drenaj ağı
- Örgülü drenaj ağı
- Sentripetal drenaj ağı
IRMAK ADALARI
Adından da anlaşılacağı üzere ırmakların içerisinde oluşmuş olan adalardır.Bu adaları normal adalardan ayıran fark deniz yada göl içerisinde olmamaları ve akarsular tarafından oluşturulup yine akarsular tarafından ortadan kaldırılabilmeleridir.
Bu adaların bir kısmı yağışlı sezonda akarsu tarafından ortadan kaldırılır.Bir kımı ise yıl boyunca varlığını koruyarak üzerinde bitki örtüsü gelişir.
DEV KAZANLARI
Akarsuların şelaleler oluşturarak aktıkları vadi içlerinde başlangıçta suyun yukarıdan düşmesine bağlı olarak, sonradan suyun burgaç vari şekilde dönerek tabanı aşındırmasına bağlı çukurlar oluşur.İlginç şeklinden dolayı dev kazanı olarak adlandırılırlar.
BİRİKİNTİ KONİLERİ
Akarsular dağlık sahalardan ovalara veya düz alanlara doğru inerlerken eğimin fazla olmasının etkisiyle bol miktarda enkaz taşırlar.Dağlık sahalardan düz alanlara geldiklerinde taşıma gücü zayıflayan akarsular getirdikleri enkazı eğimin azaldığı yerlerde bırakarak devam ederler.Akarsuların biriktirdikleri bu yığınlara birikinti konileri denilmektedir.
Dağ İçi ve Dağ Eteği Ovaları
Dağların eteklerinde birikinti yelpazelerinin birbiriyle birleşmesi sonucunda az eğimli olan dağ eteği ovaları oluşur. Örneğin Bursa ovasının güney kesimi bu şekilde oluşmuştur. Ayrıca Bozdağların ve Aydın Dağlarının Gediz ve B. Menderes havzalarına bakan yamaçlarında görülürler.
Dağ içi ovası: Etrafı dağlarla çevrili, az eğimli yerlerde karstik çanaklarda yâda tektonik çöküntülerde alüvyonların birikmesi sonucunda oluşur. Yâda bunlar karşılıklı iki yamaçta bulunan dağ eteği ovalarının zamanla ilerleyerek birleşmesi sonucu oluşular. Örnek: Bolu, Erzincan, Muş ovaları
TARAÇALAR
Taraçalar deniz, göl veya akarsu kenarlarında meydana gelebilirler.Akarsuların her iki kenarında bugünkü vadi tabanına göre yüksekte bulunan düzlüklere taraça veya seki denilmektedir.
KARSTİK ŞEKİLLER
Yapısı kalker, jips, dolomit gibi kolay eriyebilen taşlardan oluşan sahalarda özellikle yağmur sularının teması sonucu özel şekiller meydana gelir.Bu yeryüzü şekilleri karstik şekiller olarak adlandırılır.
KARSTİK ERİME ŞEKİLLERİ
LAPYALAR
Karstik arazilerde, yağışlar sonucunda yeryüzüne düşen sular, kireçtaşlarını aşındırarak oyuklar ve yarıklar oluşturur. Bunlara lapya denir.
Lapyalar en küçük karstik çözünme şekilleridir. Toroslar’da, Bolkar Dağları ile Aladağlar’ın yamaçlarında bu tür şekiller yaygın olarak görülür.
Lapyalar en küçük karstik çözünme şekilleridir. Toroslar’da, Bolkar Dağları ile Aladağlar’ın yamaçlarında bu tür şekiller yaygın olarak görülür.
DOLİNLER
Lapyalar zamanla genişleyip birleşerek dolinleri oluştururlar. Derinlikleri birkaç metredir. Çapları ise birkaç yüz metreyi bulabilir. Göller Yöresi’nde, Geyik ve Bolkar Dağları ile Aladağlar üzerinde, İç Anadolu’nun güneyindeki Obruk Plâtosu’nda sayısız örnekleri vardır.
UVALALA VE POLYELER
Karstik sahalarda dolinler zamanla genişleyerek uvala denilen şekilleri oluştururlar. Uvalalar da genişleyip birleşirlerse polye adı verilen şekilleri meydana getirirler.
Ülkemizdeki bazı ovalar polye ovası özelliğindedir. Bunların en önemlileri Muğla, Elmalı, Kestel, Çeltikçi, Suğla, Bozova, Kızılova, Bademağacı, Kızılkaya, Seki ve Gembos polyeleridir.
DÜDENLER
Karstik bölgelerde huni şeklinde ağız kısmı geniş, taban kısmı dar olan ve aşağıya derine doğru gittikçe boşluğu kaybolan şekillerdir.Düdenler yerüstü sularının yeraltına geçmesini sağlayan doğal kuyulardır.
OBRUKLAR
Yer altındaki mağara ve galeri tavanlarının çökmesiyle oluşmuş derin karst kuyularıdır. Obrukların bazılarının tabanlarında sular birikmiştir ve obruk gölleri meydana gelmiştir.
Ülkemizin özellikle Konya Bölümü’nde obruklar yaygın olarak görülür. Bu bölümde Kızılören, Timraş, Kuruobruk ve Çalıdeniz obrukları en çok bilinenlerdir. Ayrıca Akdeniz Bölgesi’nde Akseki’nin doğusunda çok derin obruklar bulunur. Silifke’nin doğusundaki Cennet – Cehennem obrukları turistik açıdan önemlidir.
Ülkemizin özellikle Konya Bölümü’nde obruklar yaygın olarak görülür. Bu bölümde Kızılören, Timraş, Kuruobruk ve Çalıdeniz obrukları en çok bilinenlerdir. Ayrıca Akdeniz Bölgesi’nde Akseki’nin doğusunda çok derin obruklar bulunur. Silifke’nin doğusundaki Cennet – Cehennem obrukları turistik açıdan önemlidir.
MAĞARALAR
Karstik alanlarda yer altı sularının eritmesi sonucu oluşan doğal yer altı boşluklarına mağara denir.Bu mağaralar birer turizm alanıdırlar. En tanınmış olanları Damlataş (Alanya), Karain (Antalya), İnsuyu (Burdur), Dim (Alanya), Zindan (Isparta), Dilek kuyu (Mersin) ve Narlı kuyu (Mersin) mağaralarıdır.
DOĞAL KÖPRÜLER
Akarsular yeryüzünde akışlarını sürdürürken bazen düdenlerden yer altına sızarak kaybolur ve hemen yakında yeniden yer üstüne çıkarak akışını sürdürebilir.Bu tür yeryüzü şekilleri doğal köprü olarak isimlendirilmektedir.
KARSTİK BİRİKME ŞEKİLLERİ
TRAVERTENLER
Karstik alanlardan kaynaklanan suların içerisinde eriyik halde bulunan kireç, buharlaşma ve sudaki karbondioksitin ayrışması sonucu çökelir ve travertenler meydana gelir.Ülkemizde traverten oluşumu en yaygın olarak, Antalya Ovası’ndadır. Bursa’da, Denizli civarında,Pamukkale’de ve Silifke’de de travertenler oluşmuştur.
PAMUKKALE |
SARKIT VE DİKİTLER
Mağara tavanından sarkan kalsiyum karbonat çökelti taşlarına sarkıt, mağara tabanından yükselenkalsiyum karbonat çökelti taşlarına ise dikit adı verilir.
Sarkıt ve dikitler birleşirse sütun adı verilen şekiller oluşur. Akdeniz Bölgesi’ndeki karstik mağaralarda sarkıt, dikit ve sütunlar fazlaca oluşmuşlardır.
Sarkıt ve dikitler birleşirse sütun adı verilen şekiller oluşur. Akdeniz Bölgesi’ndeki karstik mağaralarda sarkıt, dikit ve sütunlar fazlaca oluşmuşlardır.
0 Comments:
Yorum Gönder