Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive

DOĞAL KAYNAKLARIN DEĞERİ VE KULLANIMININ DEĞİŞİMİ LİSE 11.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 3.SINIF

DOĞAL KAYNAKLARIN DEĞERİ VE KULLANIMININ DEĞİŞİMİ LİSE 11.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 3.SINIF
Doğal kaynakların insan için önemi, zaman ve mekâna göre değişmektedir. Doğal
kaynakların insan için öneminin, zaman ve mekâna göre değişiminde insanın zaman
içinde değişen ihtiyaçları, doğal kaynakların kalitesi ve tüketim hızları
etkilidir. Örneğin, su, ilk dönemlerde sulama amaçlı kullanılırken günümüzde
enerji üretimi, turizm, sanayi ve teknolojinin gelişmesinde önemli rol
oynamaktadır. Dolayısıyla ülkelerin sanayi ve teknolojideki gelişmişlikleri,
sahip oldukları doğal kaynakların değerleri için belirleyici olmaktadır.
İnsanın Neolitik Çağda toprağı ekip biçmeye başlamasıyla tarım toprakları doğal
bir kaynak olarak önem kazanmaya başlamıştır. Tarım arazilerinin bu önemi,
nüfusun artmasına paralel olarak giderek büyümüştür. Artan ihtiyaç ve teknolojik
imkânlar ilkel tarımdan sulu tarıma geçişle birlikte ziraat faaliyetlerinde
modern tarım tekniklerinin kullanılmasını gerekli kılmıştır.
Doğal kaynakların en önemlilerinden biri de ormanlardır. Ormanlar önceleri
çoğunlukla tahrip edilerek kullanıyordu. Günümüzde orman tahribi olan sahalarda
ağaçlandırma yapılması ya da ormanların koruma altına alınması gibi
uygulamalarla ormanlardan faydalanılmaya çalışılmaktadır.
Doğal kaynaklara olan talep gelişen teknolojiye ve ihtiyaçlara bağlı olarak
zaman içinde değişmiştir. Doğal kaynaklara esas önemini kazandıran faktörler
dünya nüfusunun artışı ve çağdaş sanayideki teknik gelişmelerdir.
Taş kömürüne yöneliş,XIX. yüzyılda Batı ülkelerine yayılan (Avrupa,
Anglo-Amerika ülkeleri) yüksek fırınlar ve gelişen demir-çelik sanayisi ile
başlamıştır. Demir-çelik endüstrisi, öncelikle demir cevheri ve maden kömürü
kaynaklarına gerçek ekonomik değerini kazandırmıştır.Maden kömürü yatakları Batı
sanayi uygarlığının gelişmesinin temelini oluşturan ve büyük ölçekte kullanılan
ilk yakıttır.
Demir-çelik sanayisindeki gelişmeler, maden kömürü üretimini de teşvik
etmektedir. Demir cevheri yaklaşık XVIII. yüzyıl başlarına kadar Batı
ülkelerinde odun kömürü enerjisinden yararlanılarak ergitiliyordu. Bu nedenle de
cevher işleme atölyeleri ABD, İngiltere, İsveç ve diğer Batı ülkelerinde orman
bölgeleri ve yakınlarındaki demir cevheri yatakları çevresinde toplanmıştı.Odun
kömürünün enerji kaynağı olarak kullanılmasının ormanların alabildiğine tahrip
edilmesi gibi sakıncaları vardı.Demir-çelik sanayisindeki gelişmeler önce
İngiltere'de daha sonra bazı Avrupa ülkeleri ve ABD'de demir cevherini maden
kömürü ile ergitme denemelerinin başlamasına yol açmıştır.
İlk yüksek fırın, 1745 yılında İngiltere'de kurulmuştur. Bu tarihten sonra maden
kömürü giderek demir-çelik endüstrisinin vazgeçilmez bir enerji kaynağı durumuna
gelmiştir. XX. yüzyıl başlarında petrol, elektrik (beyaz kömür) ve nükleer
enerji, sanayi faaliyetlerinin kömüre bağımlı olmasını önlemiştir. Örneğin,
demir-çelik endüstrisinde başta gelen ülkelerden olan İsveç, demir madeni
yatakları yönünden zengindir. İsveç'te kömürün bulunmaması nedeniyle demir-çelik
endüstrisinde yüksek fırınların çalıştırılmasında elektrik enerjisi
kullanılmaktadır. Bundan dolayı İsveç'te çelik üretimi pahalıya mal olmaktadır.
İçten yanmalı ve içten patlamalı motorların icadı,petrolün termik güç olarak
önemini artırmıştır. 1937'de jet motorunun icadı ile jet yakıtına olan ihtiyaç,
petrolün daha da değerlenmesine yol açmıştır. Zamanla dizel motorlar ve gaz
türbinleri ile elektrik üretilmiştir.
Kömürün sanayideki önemli rolü bugün bile devam etmektedir. Dünya'daki kömür
üretiminin % 69'u elektrik üretimi amacıyla kullanılmaktadır. Gelecekte elektrik
üretiminde kömürün payının azalacağı, doğal gazın payında ise önemli artışların
olacağı tahmin edilmektedir. Buna karşın kömürün elektrik üretiminde en çok
kullanılan yakıt olma niteliğinin değişmeyeceği öngörülmektedir.
Bölge ya da ülkelere göre maden kömürünün kullanımı değişiklikler gösterir.
Örneğin, enerji elde etmede katı yakıtlar, petrol alanı olan Orta Doğu (%1,5) ve
Latin Amerika'da (%5,4) en düşük orana, Çin (%7,5) ve Asya'nın geri kalan
kesimlerinde (%43,7) ise en yüksek orana ulaşmaktadır. Günümüzde Çin, Hindistan,
Güneydoğu Asya ve Güney Amerika'da metal sanayisinin gelişmesi kömür tüketimini
arttırmıştır.
Share

0 Comments:

Yorum Gönder