Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

[TEMMUZ/2013] BTS Mwave Röportajı

~ 1. BÖLÜM~

BTS çıkış yapalı 1 ay olmuş olabilir; ama 7 kişilik idol grup şimdiden K-Pop dünyasında yer edindi ve hatta yabancı hayranların da dikkatini çekmeyi başardı.




-Çıkışınızla ilgili en çok hatırladığınız nedir?

Rap Monster: SBS Inkigayo'ya giderken, yayın binasının önünde bir pankart gördüm. Hayranlar bizi desteklemek (bize tezahürat etmek) için kocaman bir pankart asmışlardı. Çok şaşırmış ve mutlu olmuştum. Afallamıştım çünkü daha çıkışımızı yapalı sadece birkaç gün olmuştu.

JIN: MNet'in M Countdown programında çıkışımızı yaptık. Prova sırasında koreografiyi çok karıştırdığım için çok üzgündüm. Bekleme odasına döndüğümüzde gözlerimde yaşlar vardı. Diğer üyeler benim yüzünden zor anlar yaşayabilir diye endişeliydim. Ama asıl performansta bir sorun yaşamadık ve rahat bir şekilde nefes verebildim.



V: Çıkış yaptığımız hafta mini bir hayran buluşması düzenledik, en çok hatırladığım bu. Açıkçası, yeni çıkış yapan rookieler (çaylaklar) olduğumuz için, "Çok hayran gelir mi?" diye endişeliydim. Endişeliydim; ama beklediğimden daha çok hayran bizim için bekliyordu, bu yüzden çok şaşırdım. (Bu hayran buluşması) Bir saatten az sürdü, konuştuk ve birlikte fotoğraf çekildik.


-Birçok Mwave okuyucumuz BTS imzalı CD bölümünün yorum kısmına, "Grup çıkış yapmadan önceden beri grubun hayranıyız." yazmış ve bunda blogunuzun etkisi büyük gibi görünüyor. Neden blog yazmaya başladınız?


Rap Monster: Çıkış yapmadan önce freestyle rap ve mixtape yapıyorduk. Bunu yaparken, bunun aracılığıyla hayranlarımızla iletişim kurmanın eğlenceli olacağını düşündük. Yaptığımız şarkıları paylaştık. Ayrıca üyeler bireysel ilgi alanlarıyla ilgili şeyler de paylaştı. Örneğin, Jin hyung yemek yapmayı sever. Biz de pişirdiği yemeğin fotoğrafını çekip bloga yükledik. Suga, ses ekipmanlarıyla ilgili görüşlerini yazdı. BTS'nin dans ustası J-Hope, bilgi ve sokak dans videolarını paylaştı.



Jimin: Bir gün boyunca yaptıklarımızı kameraya alır "Bugün işte bunları yaptık" diye hayranlarla paylaşırdık. Başlarda kamerayla tek başına konuşmak gerçekten çok garipti; ama sanırım bu konuda daha iyi olduk.


JIN: Son zamanlar, No More Dream performansımızı izleyip hayranımız olan insanlar, blogumuzu sık sık ziyaret ediyor ve geçmişte paylaştığımız video ve yazılarımızı beğeniyor. Blog, eğitim zamanlarımızdan bu zamana kadar geçmişimizi özenle saklayan, çok değerli bir yer.

-Yabancı hayranlarınız çok fazla. Gitmek istediğiniz bir ülke var mı?


J-Hope: Sadece bir ülke seçmek zor. Blogumuzu açtığımızdan beri, Avustralya, Meksika, İspanya, Japonya ve birçok farklı ülkeden hayranlar bize destekleyici mesaj gönderiyor. Hepsiyle tanışmak istiyorum!


V: Twitterı tüm grup üyeleri kullanıyoruz ve bu çok gariptir ki birçok yabancı hayran bizi takip etmeye başladı. Bizi nasıl duydular ve beğendiler, bu çok ilginç.



~2. BÖLÜM~

BTS’nin şu anda idol dünyasındaki en iyi rookie gruplardan biri olmak konusunda çok hızlı olması hiç de sürpriz olmadı.

Bir rookie grubunda hiç rastlanılmaz ama çıkış albümleri 2 Cool 4 Skool’un içindeki şarkı sözlerinin hepsini grup üyeleri yazdı.
Daha önce çıkışları ve yurtdışında da çok sevilmeleriyle ilgili sohbetimizden sonra onlara şarkı yazma süreci hakkında sorular sorduk ve bu özel röportajımızda sahne dışında nasıl olduklarını gördük.



-Albümdeki şarkıların sözlerini üyelerin bizzat yazdığını duyduk. No More Dream’in sözlerini nasıl yazdığınızla ilgili biraz konuşabilir misiniz?

Rap Monster: Çıkış şarkımızın sözlerini yazarken çok zorlandım. Suga hyung ve ben daha çıkış yapmadan şarkı sözleri yazıyorduk; ama sanırım daha önce hiç No More Dream’in sözlerini yazarken zorlandığımız kadar zorlanmamıştık. Açıkçası müziğin yapmak istediğim şey olduğuna karar vermeden önce bir hayalim yoktu. Sadece iyi notlar alırsam, övüleceğimi bildiğim için çok çalışırdım ve bu hoşuma giderdi. Benim gibi olanlara “Hayalin ne?” diye sormak istedim.


J-HOPE: Üyelerle bir araya geldik ve hangi konu hakkında yazmamız gerektiğini konuştuk. Yaklaşık 50 farklı konu bulduk. En çok anlatabileceğimiz, kendi deneyimlerimiz olan ve bizimle ilgili olan hikayeyi seçmeye sıra gelince, konu 'okul' ve 'hayaller' oldu.

SUGA: Küçüklüğümden beri hayalim müzik yapmaktı. Ama çevreme arkadaşlarıma baktığımda hayallerinin ne olduğunu bilmeden, okuldan eve git gel yapan bir döngüye girmiş çocuklar gördüm. Bu arkadaşlara, yapmak istediklerinin ne olduunu, hayallerinin ne olduğunu sormak istedim.




-Birçok kişi single'ınızdaki Like şarkısını kendisiyle bağdaştırabildiğini söyledi. Bu şarkı nasıl oluştu?

Jin: Like üyelerin single'ımızda özellikle sevdiği bir parça. Çıkış şarkımız kadar çok seviyoruz. Eğer çıkış şarkımız, dinamik ve güçlü bir şarkıysa; Like BTS'nin şirin çekiciliğini gösteren bir şarkı. İnsanların kendileriyle bağdaştırabilecekleri bir konu ararken Facebooktaki Like/Beğen aklımıza geldi. Eski sevgilisinin facebooktaki paylaşımını beğenip beğenmemek konusunda tereddüt eden herkesin bu şarkıda kendini göreceğini düşünüyorum.


-Grubun imajı hip hop; ama gerçek hayatta en çok hangi üyenin aegyosu var?

Jungkook: Ben grubun maknaesiyim (en küçük); ama en çok Jimin hyungun aegyosu var. Ve SUGA hyungun hiç aegyosu yok; ama o çok muzip/afacan. Şakalaşmayı çok sever.


Jimin: Ben Jungkook'tan iki yaş büyüğüm; ama gariptir ki Jungkook bir maknaenin aksine çok cool. Ben de özellikle şirinlik yapmıyorum; sanırım çok kolay güldüğüm için (en çok aegyoya ben sahibim).





Sizce bireysel çekiciliğiniz nedir?


SUGA: Benim gözlerimle gülmem (eye smile). Bir de sahnedeki imajımla sahne dışındaki imajımın tamamen farklı olduğu gerçeği. Bu farklılığın insanları etkileyeceğini düşünüyorum.


Jimin: Karın kaslarım ve gülüşüm. Benim gözlerimle gülmemin SUGA hyung'unkinden farklı bir çekiciliği olduğunu düşünüyorum. Ayrıca beni sahnedeyken büyük ihtimalle görmüşsünüzdür, karın kaslarım var. Son günlerde (yoğun) programımız yüzünden eskisi kadar egzersiz yapamıyorum, bu yüzden karın kaslarım eriyecek diye hep endişeleniyorum...


V: Ben yüzümle konuşuyorum!! Bunu albüm fotoğraflarını çekerken ve sahnedeyken fark ettim. Ama yüz ifadelerim çok değişiyor. Hayranların beni çektikleri fotoğraflarına bakınca ben bile şaşırıyorum.


Rap Monster: Bu güçlü bir yön değil ama... ben bir şeyleri kolayca kırıyorum. Bu yüzden üyeler bana 'yok edici/yıkıcı' diyorlar. Garip bir şekilde dokunduğum her şeyi kırıyorum.


Jin: Yemek yapmayı seviyorum. Ama sadece bu, sadece seviyorum. İyi yemek yapamıyorum. Konu yemek yapmak olunca, inişlerim ve çıkışlarım var. İyi günlerde yemeğin tadı iyi oluyor; ama kötü günlerde yemeğin tadı kötü oluyor.


J-HOPE: Bence gerçekten çok pozitif olmam benim güçlü özelliğim.


Jungkook: Benim çekiciliğim... Gerçekten henüz bilmiyorum. Ama hyunglarım her şeyde iyi olduğumu söylüyor; rap yapmada, şarkı söylemede ve dans etmede.


Kaynak/Source: @mwave 1 & 2 
Tükçe Çeviri: Golden_v@BTSTurkey

What I am Grateful For - Bright Memories from the Darkness of Alzheimer's Disease

Several years ago, we learned my father had Alzheimer’s.  We had suspected it for some time; however, the certainty was still upsetting.  The following year, my husband and I decided to move closer to the family.  I wanted to be able to spend time with my father while he still had good years. 

In June 2000, my husband received a job offer in Nashville Tn.  We relocated from Everett WA in August of that year.  I stayed behind to finish the project I was working on in Seattle and moved in November.  I took a few months off from working and then began working part time for a transportation consulting firm that eventually led to a consultant position to the Regional Transportation Authority in Nashville.  

This position offered the flexibility I needed to be able to go to Augusta and see my family.  I could go for about a week at a time.  I was able to work remotely.  The visits in the beginning were mainly just that, to visit.  As my father’s disease progressed, it became more about providing assistance to my mother and being of service to my family. 

These visits offered me some of the fondest memories I have and provided great time for me to share with my father.  On one visit, he needed to buy a small, push mower for the areas of the yard that he could not get to with the riding one.  We shopped and found a mower he believed was priced right and could get the job done.  All this time, my brother assured me that mowers were pre-assembled and all that was needed was to put the handles and wheels on. 

When we got home, we discovered this mower needed major assembly.  Before my father had Alzheimer’s, I don’t believe he had the patience to work with me on such a project.  But this time, I was the project manager and he was the assistant.  It took us all day, but we assembled the mower.  It was a great time to share.  When it came to the very end, something was missing.  I phoned my brother and he came over to check the work.  It appeared that we were missing the final piece.  He and Dad loaded the mower into the truck and took it back.  Because of their trouble, the store exchanged it for the next model up.  That model only needed handles and wheels assembled.  My Dad and I spent all day assembling that mower, and it never ran for us.  I would not trade that day for the finest riding mower in the world.

On another trip, we painted and reupholstered chairs for my sister.  Some trips we would just go grocery shopping, get lunch or lay back and watch the Atlanta Braves.

Another great memory I have is when my husband and I went to spend a weekend with my Dad so my Mom and sister could go to Savannah for a weekend.  My brother had told me that Dad had begun saying that he and John Smoltz (Braves pitcher) went to Greenville High School together.  I had forgotten to warn my husband about this.  After we arrived, we had dinner and settled in to watch the Braves.  John Smoltz came up to pitch and my Dad said “ I believe he and I went to Parker High at the same time”.  My husband looked at me so incredibly confused.  I had to leave the room before I cracked up.  He was so funny.  My Dad stayed on that kick for quite a while. 

After a while, we had to move Dad to a nursing facility because caring for him was getting too much for my mother.  At first he kept asking us “When are they going to let me out of here?”  As the disease progressed, he began to believe that he built the facility and all the people there worked for him.  He used to tell us how busy he had been and how tired he was.  He always seemed to be happy and in good spirits.

Now, the only real way you know if he knows you, is, when you go to leave and kiss him and tell him you love him, if says he loves you too.  If he says thanks, then you know has no idea who you are.  I find it endearing that he will not tell a stranger he loves them. 


I am grateful for the quality time I got to share with him before the disease took him away.  I am grateful for the influence he was and still is on my life and my character.   Am grateful that I had the opportunity and skills to get a position that offered the flexibility I needed.  I am grateful the people I worked for understood and supported me in doing what I needed to do. 

The photo below is one my husband took the weekend were there and he thought he was John Smoltz' school mate.

Summer Fun: My Birthday and Beach Trip!

Yesterday I turned 24 years old. I can't believe it. I still cannot believe I even turned 21. Now here I am turning 24. OMG! Where does time go?! I have had a great weekend filled with love, celebration, salty air, and good food. Here is what has been going on:

Friday: Long day at work, but at 5 o'clock it was finally dunzo. I started with a heavy leg work out at the gym and cardio then went home. There was lots of packing to be done! My cat was the best little helper in the world, then he decided to play in the bathtub. I just thought these pictures were cute! :)




Saturday: Marquis and I left for the beach bright and early. We arrived around 2 and had a drink at our hotel bar, toured some condo's, then got ready. We had dinner at our favorite Myrtle spot, "California Pizza Kitchen" then had a lovely evening on the boardwalk: live music, arcade games, shopping, and maybe a cocktail or two! 
Vodka tonic at our oceanside hotel bar!
Beautiful beach view from the bar!

Sunday: We spent the day at the pool and ocean soaking up the sun! When we were all pooped out from the sun, we showered and went to Planet Hollywood for an early dinner and cocktail, then saw "Wolverine" in 3D at the awesome theater at "Broadway at the Beach". By the time the movie was over we went back to our hotel for a drink at the hotel. It was such a beautiful night. The breeze was perfect and there is nothing like having a drink by the ocean. The bartender even turned on "True Blood" for me on the bar outside!

My beach bum!
Planet Hollywood
Planet Hollywood
Planet Hollywood
Drinks at Planet Hollywood in our souvenir cups!
Ready for an evening out!
Monday: We woke up bright and early and toured more condo's (we have been looking for a while) and finally placed an offer on an awesome ocean front condo at "Ocean Reef Resort" this place is amazing. It was a bowling alley in it, water park, general store, Starbucks, restaurant/exclusive bar, and tons of indoor/outdoor pools. The rest of the day was spent being beach bums again, but it was interrupted by a huge storm around 4 PM. We decided to go back to the room and get ready, then went to Encounters: UFO Museum. I love the paranormal and UFO's so I was really excited about it, but very disappointed. Afterwards we had dinner at Margaritaville. 

Gorgeous view
Soaking up the sun!
Poolside kisses
Cheese!
Encounters: UFO Museum
Encounters: UFO Museum
Encounters: UFO Museum
Encounters: UFO Museum
Encounters: UFO Museum
Encounters: UFO Museum
Listening to real 911 calls about UFO's in Encounter's
Encounters: UFO Museum
Tuesday: It was my birthday and time to leave the beach and head home. I spent the afternoon of my birthday grocery shopping, unpacking, prepping food, cleaning, and getting ready to be back on my grind. Marquis is prepping for his next bodybuilding show in October so we are back on our grind. We did take a little break last night for some birthday cake, though. My o my, it was amazing! I had a fantastic birthday and I welcome "24" with open arms!

Cake batter ice cream cake for my birthday!
My first picture at "24" - let's do this! :)

[THE STAR MAGAZINE] BANGTAN Üyelerinin Profilleri


İsim: Rap Monster (Kim Namjoon)
Doğum Tarihi: 12.09.1994
Kan Grubu: A
Takma Adları: RapMon (Kısaltma), Leader Mon (Çünkü ben liderim), God of Destruction (*TR: Yıkım Tanrısı: Dokunduğum her şey kırılır/bozulur).
Ailesi: Baba, anne, küçük kız kardeş.

En Sevdiği Yemekler: Et, Korean knife noodles. 
En Sevdiği Renk: Siyah
En Sevdiği Eşyası: Kıyafetler, bilgisayar, kitaplar.

İdeal Kız Tipi: Güzel sesi olan, yeterince uzun, soluk tenli ve beyaz tişört + kot pantolon + kırmızı Converse ile güzel görünen biri.


Alışkanlıkları: Omuzlarımı yuvarlamak, No More Dream (performansına çıkmadan önce) ses alıştırması yapmak.


Beni tanımlayan bir kelime: Rapper, gag (şaka)

Rol Modellerim (Örnek aldığım insanlar): West, A$AP Rocky. 

10 yıl içinde ben: Zengin bir rapper olacağım.


İsim: Jin (Kim Seokjin)
Doğum tarihi: 04.12.1992
Kan Grubu: 0
Takma Adları: Pembe prenses, Prenses Jin. Pembeyi sevdiğim için, hayranlar bana bu takma adları verdi.
Ailesi: Anne, baba, abi.

En Sevdiği Yemekler: Istakoz, et, naengmyeon (soğuk noodles), tavuk, yağlı yemekler.
En Sevdiği Renk: Pembe.
En Sevdiği Eşyaları: Maple Stroy oyuncakları, Super Mario oyuncakları, Nintengo oyunları.

İdeal Kız Tipi: İyi bir eş, yemek yapmakta iyi ve nazik biri.
Alışkanlıkları: Acıktığım zaman sol gözümü kırpmak.


Beni Tanımlayan Bir Kelime: Doraemon'dan Hidetoshi (Kore'de Youngmin diye okunur). V bana benzeyen bir karakter buldu.


Rol Modelleri (Örnek aldığı insanlar): Big Bang'den T.O.P. Sunbae.

10 yıl içinde ben:  Çavuş Kim Seokjin ㅠ.ㅠ Ve Bangtan olarak başarılı olunca, annelerin televizyonda izlemeyi sevdiği Jin olacağım.


İsim: SUGA (Min Yoongi)
Doğum tarihi: 09.03.1993
Kan Grubu: 0
Takma Adları: Hareketsiz Min (Çünkü boş günlerimde hiçbir şey yapmam), Baba (Ben yurtta tipik bir  Gyeongsangdo'lu babayım).
Ailesi: Baba, anne, abi (Sizi özledim, sizi seviyorum ♡)

En Sevdiği Yemekler: Et, et, et.
En Sevdiği Renk: Beyaz.
En Sevdiği Eşyaları: Fotoğraf makinesi, elektronik aletler, aksesuarlar.

İdeal Kız Tipi: Müziği ve hip-hop'u seven biri. 
Alışkanlıkları: Sıradan olaylara kafiye uydurmak, aşırı şaka yapmak, nasıl tweetler atacağımı düşünmek, gerginken şiveli konuşmak, sub sub ve ağlamak ㅠ.ㅠ Eungkyakya gibi gülme sesleri.

Beni Tanımlayan Bir Kelime: Glutinous pirinç keki. Şeker (Ben gerçek hayatta çok soluk tenliyim). Tembel (Müzikle ilgili bir şey yaparken ve sahnedeyken tembel değilimdir!!!) Yorucu (Yorucu olan hiçbir şeyden hoşlanmam!!!)

Rol Modelleri (Örnek aldığı insanlar): Kanye West, Lupe Fiasco, Lil Wayne, Hit Boy. 

10 yıl içinde ben: Müzikle dünyaya hakim olacağım! Tüm dünyaya müziğimi dinletmek istiyorum.


İsim: Jungkook (Jeon Jungkook) 
Doğum tarihi: 01. 09.1997
Kan Grubu: A
Takma Adları: Jeon Jungkookie. Suga hyung bana hep böyle seslenir.
Ailesi: Anne, baba, abi.

En Sevdiği Yemekler: Ekmek, pizza, unlu mamuller. 
En Sevdiği Renk: Kırmızı, siyah, beyaz.
En Sevdiği Eşyaları: Ayakkabılar, makyaj malzemeleri.

İdeal Kız Tipi: Boyu en az 168 cm ama benden kısa olan biri, iyi bir eş, güzel yemek pişiren, zeki biri, bacakları güzel olan biri ve kibar biri.

Alışkanlıkları: Burun çekmek (Bende burun iltihaplanması *rinit* var), parmaklarımı kıtlatmak.

Beni Tanımlayan Bir Kelime: GoldMak (Golden Maknae  *Altın Maknae*)

Rol Modelleri (Örnek aldığı insanlar): G-Dragon Sunbaenim (v)

10 yıl içinde ben: Bir ördek eti restoranı sahibi veya dövmeci.


İsim: Jimin (Park Jimin) 
Doğum tarihi: 13. 10.1995
Kan Grubu: A
Takma Adları: Park Jiminnie (Suga hyung bana böyle seslenir, nedenini bilmiyorum), Dooly (Yanaklarımı şişirince ona benzediğimi duydum) 
Ailesi: Baba, anne, küçük erkek kardeş.

En Sevdiği Yemekler: (Domuz, sığır, ördek, tavuk) eti, meyveler, güveç (kimchi jjigae)
En Sevdiği Renk: Mavi, siyah.
En Sevdiği Eşyaları: New Era (şapkaları), bandanalar.

İdeal Kız Tipi: Nazik ve şirin kızlardan gerçekten çok hoşlanırım. Benden küçük olmalı.

Alışkanlıkları: Dans etmek / Nerede olursam olayım müzik eşliğinde hareket etmek.

Beni Tanımlayan Bir Kelime: Bangtan'ın yakışıklı üyesi, şirin.

Rol Modelleri (Örnek aldığı insanlar): Big Bang üyesi Taeyang sunbae. Onu takip etmek (onun gibi olmak) istiyorum ve ona saygı duyuyorum.

10 yıl içinde ben: Sahnede (performans sergilemekten) keyif alan havalı bir sanatçı.


İsim: V (Kim Taehyung) 
Doğum tarihi: 30.12.1995
Kan Grubu: AB
Takma Adları: TaeTae (Söylemesi kolay olduğu için arkadaşlarım bana TaeTae~ diye seslenir), Blank (Donuk/Boş) Tae (Çünkü hep donuk/boş bir yüz ifadem var.) 
Ailesi: Anne, baba, küçük kız kardeş.

En Sevdiği Yemekler:  Japchae, her tür et.
En Sevdiği Renk: Siyah, yeşil, beyaz.
En Sevdiği Eşyaları: Bilgisayar, büyük oyuncaklar, kıyafetler, ayakkabılar, aksesuarlar, benzersiz olan her şey.

İdeal Kız Tipi: Gün be gün daha da güzel olan ♡, sadece benimle ilgilenen ♡, sadece beni seven ♡, dışarıdan şık olan ama bana sıcak çikolata yapan ve çok aegyosu olan biri.

Alışkanlıkları: Tırnaklarımı yemek, ağzımı açmak, şirin olan her şeye dokunmak, ve sık sık "Anne?" ve "Bu (canımı) acıttı" demek.

Beni Tanımlayan Bir Kelime: Maymun. Küçükken hayvanat bahçesinde bir şempanze bana tükürdü ve bu olaydan sonra, arkadaşlarım şempanzenin rakibi yani bir maymun olduğumu söylemeye başladı.

Rol Modelleri (Örnek aldığı insanlar): Babam. Kendi babam gibi, çocuklarına iyi bakan, dedikleri her şeyi dinleyen, gelecek planları konusunda onlara öğüt veren ve onları cesaretlendiren ve karısı tarafından çok azarlanan bir baba olmak istiyorum.

10 yıl içinde ben: Çocuklarım, Taekwon (erkek, 2 yaşında) ve Taegeuk'ı (kız, 7 aylık), hayvanat bahçesine götüreceğim ve güvercinleri karides krakeriyle besleyeceğiz.  



İsim: J-Hope (Jung Hoseok)
Doğum tarihi: 18.02.1994
Kan Grubu: A
Takma Adları: Umut. Her şeyden önce adım umut dolu. Aynı zamanda çok parlak bir kişilliğe sahibim. Ben umutlu biriyim.
Ailesi: Anne, baba, abla

En Sevdiği Yemekler: Geleneksel Kore yemekleri, kralyet yemekleri, kimçi.
En Sevdiği Renk: Yeşil.
En Sevdiği Eşyaları: Kıyafetleri, ayakkabıları, legolar ve Apple ürünleri ㅎ ㅎ

İdeal Kız Tipi: Beni seven, iyi yemek yapan ve beni düşünen bir kız.

Alışkanlıkları: Müzik duyduğumda dans etmek, etrafımda ne var ne yok temizlemek.

Beni Tanımlayan Bir Kelime: hope (umut), @-@

Rol Modelleri (Örnek aldığı insanlar): A$AP Rocky, J. Cole, Beenzino, G.D

10 yıl içinde ben: Uluslararası ünlü grup Bangtan'dan J-Hope. Ve... orduda? ㅠ.ㅠ (Askere gideceğinden bahsediyor.)

Tr Trans: @BTSTURKEY 
Eng Trans: @BTS_Trans

The Rest of the Year

I haven't really talked about this because I have been slacking, but one of my goals this year was to sign up for a 50 mile race. So I did. I signed up for the Dick Collins Firetrails 50. So I already accomplished my goal, right? Just kidding; the goal is actually to RUN a 50 mile race.

I would like to say that I found an easy training plan, printed it out and have been sticking to it ever since, but I would be lying. I did find a training plan. It ranges from 20 - 60 miles a week and includes 5 days of running a week. But following it? Not so much. It's like everything caught up to me all at once and I am having trouble keeping up. It's totally my fault and it's fun things, not hard ones. For instance, I joined a softball team. One night a week until October, we play, and there are possible once a week practices as well. I have also been going hiking with a friend once a week. Then there are weekend trips and all of a sudden, 5 days of running gets harder and harder.

Last week I was supposed to run 48 miles. I barely ran 30. Actually I ran 31.5. And yes, I am totally counting the point five. In two weeks, I will have to run that many miles in one go. Am I ready? I don't know. I have a race in two weeks and a few other races on the schedule which hopefully I will be ready for, as I did do a lot of training over the last few months. However, lately I don't feel like it is enough. Why is it that we as runners always doubt our training when it comes down to race time?

Here is what is coming up over the next several months.

1. Squamish 50k: I am really excited about this because I will be meeting up with Amber on her home turf. It will be good to finally meet her and I am also really proud of her because this is her first 50k! She is going to do awesome and I am really looking forward to joining her and running in a really beautiful area!

2. Headlands 50k: This race is very close to me and is on another of my favorite local running trails in the Marin Headlands. Even though it's in August, the weather here is usually (knock on wood) not too hot, since there is the marine layer and the fog and all. This will be a great training run for the 50 mile!

3. Firetrails 50 Mile: This is literally in my backyard! Okay, it's a few miles away, but it really is on the trails I always run on and I can run to them right from my house! I am excited to run on familiar trails, as sometimes when you don't know the area, the course can seem longer than you would like.

4. Marine Corps Marathon: It seems like so long ago that I signed up for this! I am running it with a couple of guys who I ran The Relay with; one is from Texas and the other is from Philly and we are going to meet up and make a weekend of it. It should be a lot of fun, as I haven't seen them since the race and they were really fun to hang out with then so I am sure it will be a repeat of that (minus the stinky van and the baby wipes).

So I am trying not to slack, but it's been hard, and it's also been difficult figuring out a schedule with long runs and taper and races all together. I know I can do it but sometimes I just get nervous about things.

Do you write to do lists or make schedules? If so, do you always follow them to a T? What's your strategy for fitting it all in?

HOW TO TRACK STOLEN CELL PHONES



Cell phones are  most indispensable technological equipment for all of our daily lives. Without them we are missing, we feel restless and insecure. Of course, for us it's too valuable to risk losing our cell phones at any given moment but again of course  loss or theft is one of the most likely events to happen to everyone's cell phone.

To be prepared for this type of unfortunate events  will help to minimize any damage.

To track a stolen cell phone by using the phone's GPS to find where it is not a difficult task at all. First of all
to eliminate the risk of losing your mobile phone you need to move in advance and download one of suitable cell phone tracker software to your phone. After succesfull installation you will have no worries about tracking and finding your cell phone.

The major cell phone tracker applications are  listed on this website, so you can check and compare them each other by features and prices one by one to find which is suitable for you

Sang Jo

Sang Jo
Modeling 2010