Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

LaFea etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
LaFea etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Fincan LaFea :)

Bu hafta sonu caaanım dostum LaFea'm la Cevahir Alışveriş Merkezi'ndeydik. Uzun zamandır görüşemediğimiz için bibirimizi çok özlemiştik. Aslında buluşmamıza http://whyifeellikeanalien.blogspot.com adlı blogun şeker sahibesi Rüzigar'da gelecekti lakin kendisi bizi UNUTMUŞ!!!! Evet sayın okurlar doğru okudunuz. Blog aleminin enn delikanlı, enn dediği dedik, enn özü sözü bir iki blog sahibesi LaFea ve Miss_Nefertiti unutuldu!!! :D Tabii hem LaFea hemde ben sarıldık cep telefonlarımıza hatunu aramaya. Zor olsada uzun bir süre sonra kendisine ulaştık. Çok pis kıskandırma söylevi çektikten sonra intikamımızın acı olduğunu hayrırarak (tamam haykırma numarası yaparak) kötü kadın kahkalarımızı attık :D :D :D Buradan bir kez daha söliyelim kendisine Rüzigar'ım minik kuşum intikamımız ACI olacak. :D :D


Cancan dostum LaFea'mla beraber Cevahir Alışveriş Merkezi mekanımız olan Sofia'yı tercih ettik. Mekan gerçektende leziz makarnalar yapıyor. Yine harika makarnalar yedik. Menüde adları İtalyanca yazan makarnalarda acemi garsonumuz yardımıyla seçimlerimizi yaptık. Ben ıspanak soslu kremalı parmesan peynirli leziz makarna yerken, LaFea'm domatesli,kıymalı, otlu-soslu başka bir leziz makarnada tercih yaptı. Yalnız şunu söylemeliyim ki mekan gerçekten harika. Hem kaliteli yemek, hemde harika bir mekanda zaman geçirmek istiyorsanız bir de Sofia'yı deneyin derim.


Yemeklerimizi beklerken LaFea'm güzel bir süpriz yaptı bana :) Harika bir kupa almış. Bu satırları yazarken utanmam lazım ama ŞU , BU, O başlıklarında çılgın kıskançlık örneğini gösterdikten sonra LaFea'm kıyamamış bana :D  Çooooooooook  sevindim hem de çoook... Buradan bir kez daha saolasın DOST ;)

Eeeeee buluştunuz da ne ettiniz diyorsunuz değil mi??  Eh aslında süprizi bozmak gibi olcak birascık ama Gong YOOppamız için önümüzdeki dönemde yeni bir proje düşünüyoruz. Tarih henüz belli değil, ana hatlarıyla daha çok 'NE YAPSAK' diye konuştuk. Dürüst olmak gerekirse beyin fırtınası yaptık adeta. Ufak tefek fikirleri bir araya getirdik, ortaya kaba taslak bir plan çıktı. Detayları sormayın hiç canlar kesin olan hiçbir şey yok. Kesin olan tek şey ufukta YOOppamız için bir proje var ve sizde gözlerinizi ufuktan ayırmayın ;)

Eğer hakkında konuşulduğunda kulaklarının çınladığı rivayeti gerçekse bu Pazar günü YOOppa'nın kulakları adeta açık hava konseri vermiş olmalı. Hakkında o kadar çok şeyden bahsettik ki adamın bir donu kalmadı konuştuğumuz diyeceğim ama konuşmuşta olabiliriz emin değilim :D  :D  :D  Mekan rahat olunca eee bizde konuşacak konu çok olunca saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadık. LaFea & Miss_Nefertiti buluşma klasiği tatlı faslımızı favorimiz Sufleden yana kullanmak istesekte hava sıcak olunca ve tıkabasa makarna yediğimizden tercihlerimizi tiremusu ve dondurmalı pastadan yana yaptık. :)

Uzun ve güzel bir günün ardından LaFea'mı Kadıköy otobüsüne bindirip Gong Yoo'nun yaşadığı ASYA kıtasına uğurlarken içimde arkasından mendil sallayamamanın haklı burukluğunu hissettim :D  Ölesiye yorgundum eve gidince de öldüm-bittim moduna geçip kendimi en yakın koltuğa kamikaze uçuşuyla kondurdum :D :D :D

Ne o sizde mi heveslendiniz... Eeee o zaman bir daha ki buluşmalarımıza sizleride bekleriz. ;)

Kısır, Kumpir ve Tavuk Göğsü..En lezzetlisi Dostluk :)



Geçtiğimiz Cuma gecesi canım arkadadaşım LaFea ile msn de yazışıyoruz. 'Özledim bir ara görüşelim' dedi, bende 'Yarın ne işin var kuşum' dedim. Yani sizin anlayacağınız gecenin bir yarısında plansız programsız bir buluşma ayarladık. Ne zaman belli ne de mekan. LaFea'm organizasyonu bana bırak dedi. Çünkü fedakar dostum her buluşmada Avrupa yakasına üşenmeden bıkmadan her seferinde geldi. Bu seferki buluşmamızda sözüm 'ASYA' kıtasına geçmemdi.

C.tesi gününün kötü saatleri öğlen saatlerine kadar sürsede keyfim kaçmadı. (Kötü olan saatler işte olduğum zamanı kapsıyor :D ) LaFea'mı aradım, msn de konuştuk ne yapsak nereye gitsek, nerede vakit geçirsek diye. Havanın güzel olmasını göz önüne alarak adalara vapurla geçelim dedim. (Not:Bu planları yaparken diğer cancan dostumuz Rüzigar'ın da bizimle olacağını planlıyorduk) Sonra plan değiştirdik cafeye gidip Turkish Cafe içip fal kapatalım dedik. LaFea'mın Kızsal blogunda paylaştığı 'Elemtere fiş kem gözlere şiş :)' konusundan sonra böyle bir ihtimali göz ardı edemezdik :D Sonra ondan da vazgeçtik hem rahatla konuşabileceğimiz hemde kafa dinleyebileceğimiz bir yerde karar kıldık. Daha doğrusu LaFea'm beni evine davet etmek suretiyle bu belirsiz planımızı bir finale bağladı :D

Yalnız davet dialoğumuz süperdi. Bahsetbeden geçemeyeceğim. İşteyim msn den yazışıyoruz. LaFea'm 'Ya Nefertiti bize gelsene ne güzel olur' dedi. Teklifini de cazip kılmak için 'Kısır da yaparım..vb.' şeklinde cezbedici gıdaları saydı. O sırada çalan telefonum üzerine kendisine bir süre sonra cevap yazdım. 'Tamam gelirim' dememle sanki bilgisayarımdan bir OHHHH sesi yükseldi :D :D Aynı anda LaFea'm 'Ciddimisin. Bir an cevap yazmayınca meraklandım' dedi. Ehuehehueheueheuehue canım sen ne istedin de ben yapmadım. Kore'ye gel desen de gelirdim :D :P

Plan program yapıldı. Neşe içinde işten çıkmadan önce LaFea'mdan -YOL- tarifide aldım ve yola koyuldum. Yol kelimesinin büyük yazmamın sebebi LaFea'm canım hiç yol tarif edemiyorsun :D :D :D Şaka şaka.. 'ASYA' kıtasına geçmişliğim olsa da iç kısımları çok iyi bilmem. Ama cancan dostumun süpper yol tarifiyle nerdeyse kendi evim gibi buldum. ;) Metrobüs sağolsun trafiksiz ve az vesaitsiz bir şekilde rahatlıkla Kadıköy'e gittim. Her zaman diyorum LaFea'mda bana gülüyor. Boğaz köprüsünün bitiş noktasında ki sarı tabelada 'WELCOME TO ASIA' diye yazıyor ya ben accayip bi sevindirik oluyorum. Artık biricik YOO'm ile aynı kıtadayım diye :) :) :)

LaFea'mın evinin önünde semt pazarı kuruluydu. Bu sebeple bakına bakına ilerlerken LaFea'm ileriden 'Sevdaaaa' diye çığırmak suretiyle beni buldu. Zaten bizim sarılma-öpücükleşme-selamlaşma üçlü eylemini gerçekleştirmemiz üzerine insanlar dehşetle sağa sola kaçıştı. :D :D :D Beraberce pazarda alışveriş yaptık. Kesinlikle çok eğlenceliydi. LaFea'm biliyor bu aralar çok kötü bir huy edindim. Sağımda solumda insanlar eğer benim duyabileceğim kadar yüksek sesle konuşuyorsalar ve konuşmada bir soru nidası varsa-yada yoksada ben onlara cevap vermeden duramıyorum. Eğlencelimi çoookkkk.. LaFea'm umarım sende benim kadar eğleniyorsundur :D :D :D

Pazar sefamızdan sonra LaFea'm beni aslanlı yoldan geçirerek evine buyur etti. İtiraf etmeliyim ki ben bile bu kadarını beklemiyordum. Bir an kendimi 26 yıllık hayatım boyunca her günümü orada geçirmişim gibi hissettim. İlk defa karşılaştıkları bir insanı evlerine bu kadar güzel bir şekilde buyur eden, etrafında pervane olan başka insanlar varmıdır bilmem ama ben kendimi kesinlikle bir yabancı gibi hissetmedim. LaFea'mın annesi ve babası en içten şekilde karşıladılar beni. Selamlaşma faslından sonra soluğu LaFea'mın odasında aldık. Kendisi nasıl sade, samimi ve sıcacıksa odasıda aynen kendisi gibi. O kadarki insan hiç çekinmeden odadaki kanepeye uzanıp şekerleme yapmak istiyor. LaFea'm kozmetiklerden bahsetmişti ama ben bile bu kadarını beklemiyordum. K'oooocaman bir sepet dolusu :P kırmızının binbir türlü renginde ojesi var. Pembeler,beyazlar,maviler dolu. Ben mavi renge bayıldım ve hemen tırnaklarıma sürdüm. Çok da yakıştı. Blogunda bu konu hakkında çok renkli yazılar mevcut. Ne yoksa siz hala ziyaret etmediniz mi? Buyrun şuradan TIK TIK

Sonra LaFea'm yemekler hazır olana dek 'iştahımın kapanması' için bana üzerine çikolara sosu dökülmüş çilek ikram etti. (Ağzının suları laptopa damlayan kıs efekti) Tabii bu benim daha çok acıkmamdan başka bir sonuca yol açmadı :D Habersiz ve plansız gelmemin sonucu olarak kendilerinin söyledikleri 'Acele bir şeyler hazırladıkları' ifadesiydi. Ancak ben kesinlikle öyle düşünmüyorum. Hepsi birbirinden leziz harika yiyecekler hazırlamışlardı. Kısır, kumpir, simit, tavuk göğsü süper hiper lezizdi. Buradan bir kez daha ellerinize emeğinize sağlık diyorum. Özellikle annene canımcım bir kez daha o kadar koşuşturma arasında bu kadar şey hazırlamakla uğraştığı için bir kez daha teşekkürler. Yemeğimiz sırasında LaFea'mın amcası çok hoş kısa bir ziyaret yaptı mutfağa. Şeker şeker çok samimi insanlar. LaFea'mın babasıyla tarihimize Atatürk'ün inkilaplarına, Trabzona, müzelere, Lenin'e birçok konuda çok harika bir sohbet yaptık. Kesinlikle göründüğü gibi tonton yaşlı bir amca değil. Biraz konuştuğunuzda bilgili ve bilgi veren, sıkmadan eskileri anlatan bir insan olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Rahatlıkla konulara yorum yapabilir, muhalif olabilir konu hakkında uzun uzun konuşabilirsiniz.

LaFea'mla uzun uzun konuştuk, dedikodu yaptık. Evet Evet Rüzigar seni de konuştuk, kulaklarını çınlattık hatta seni telefonla bile aradık ama sana ulaşamadık. :( İntikamımız pis, kötü ve acı olcek haberin ola :D Veda vakti geldiğinde evdekilerle vedalaşıp semt pazarının çılgınlığına attık kendimizi. Gözlük baktık, toka baktık, bandana taktık harika eğlendik. Pazardan Profilo Alışveriş Merkezine kısa bir gezinti yaptık. Watson (ismini yanlış yazmışta olabilirim) mağazasına girip her bir köşesini karıştırıp hiçbişi almadan çıktık. Kişisel satış elemanı gibi LaFea'ma oje konu mankenliği bilem yaptım :) Gezdik, tozduk, güldük, eğlendik..(Not plansız programsız olunca buluşma fotoğrafsız oldu bu post. Lakin yakın dostlar Facebook ta günün neşeli anlarına dair bir kaç foto bulabilir ;) )

Yani sözün özü lafın kısa anlatımı 'İyi ki varsın DOST'. Hep böyle kal. Dürüst, kendin gibi, sözünü esirgemeden sakınmadan söyle, hep böyle sıcacık ol. Bu küçümen insanı hep hayatında tut emi. Seviliyorsun baby. Beni biliyorsun baby herşeyi her detayı yazmayı anlatmayı çok severim ama sanki birşeyleri unuttum. Ama sanırsam bu his bu güzel günü tarif edemememden kaynaklanıyor. Tarifsiz, anlatılmayacak, uzun yıllar sonra keyifle hatırlayacağımız daha nice günler dileğiyle.

BİR DOST. :)

Bir ‘Tarih’ Yazdık……….

Bu hafta sonu çoook sevdiğim dostlarımla harika bir cumartesi günü geçirdim. LaFea'm, Rüzigar'ım ve Tarih'im le söz verdiğim üzere buluşmak için garip ve mazlum ben işten çıktıktan sonra bir koşturmaca soluğu Sultanahmette aldım. Seoul'e vardığımda LaFeam'ın çok hoş iki arkadaş daha getirdiğini gördüm. Seyhan ' la tanıştım kısa da olsa güzel birkaç konu hakkında konuştuk. Birkaç kare fotoğraf çekildik hoş bir vedanın ardından onları yolcu ettik.

Bir önceki postumda 'Tarih84 ile İzmir’den Seoul’e' demiştim ama planımız istediğimiz gibi olmadı. Tam kurulmuştuk ki o öve öve bitiremediğimiz 'mmmm çookk ama çookk leziz' diye anlattığımız Rameni yemeğe. Sonra Aydın abi bombayı patlattı bize. Ramen kalmadı diye. Ben adeta şoook. Tarih'im taaaa kalkmış İzmir'lerden gelmiş ve biz ona güzel bir Ramen sözü vermişken sözümüzü tutamamakla yüz yüze kaldık. Halbuki bir gün öncesinden Talat Bey'i aramış cumartesi günü için 4 kişilik rezervasyon yaptırmıştım. Çok şaşırdım ve açıkçası çok çok üzüldüm. Daha önceden haber vermeseydik emin olun bu kadar üzülmezdim. Aslında yanımızda Tarih olmasaydı hiç hiç üzülmezdim. LaFea'm la soluğu bir kebapçıda alırdık. Bozulduk haliyle ve söylendik haklı olarak. Çıkışta Talat Bey'e de isyanımızı hafiften hissettirdik. Doğal olarak kendisi -kendince- haklı oldukları mazeretlerini söyledi ama ben şahsım adıma rezervasyonlu olarak gittiğim bir restorandan istediğim yemeği yiyemeden ayrılmış olmaktan dolayı çok sinirliydim. Açıkça da söyledik başka bir Kore yemekleri mekanı olan çok yakında ki Jin Mi kafeye geçtiğimizi. Talat Bey üzüntüsünü 'Uzun bir süre Ramen gelmeyebilir. Gümrükte takıldı.' diyerek açıkladı. Bizde rahatlıkla söyleyebiliriz o zaman 'Zaten bizde uzun bir süre Ramen yemeği düşünmüyoruz'. Belki şu anda sert ve keskin kenarlı kelimeler kullanıyor olabilirim. Ancak dediğim gibi haklı olarak üzgün ve sinirliyim. Özrüm kabahatimden fersah fersah ötede.

Neyse sinirimi ve derdimi paylaştıktan gelelim daha hoş ve günün daha güzel kısmına. Tanıdığım en neşeli Kore sever Yeşim bizi 'kapıda' karşılayarak mekana buyur etti. Jin Mi Cafe Sultanahmet Camii'sini sol cephesinden gören harika bir terasa sahip bir mekan. Hava bu kadar güzel olunca ve sohbete de doyum olmayınca bizde ramenimizi yemek için soluğu terasta aldık.


Ancak her ne kadar bulunduğumuz mekana göre uygun hareket eden insanlar olsak da LaFea'm ve ben dürüstlüğümüzden asla taviz vermedik. Bir dost gibi güzelliğini yüzene söylerken kötü yönünü asla arkandan söylemeyenlerdeniz. Çıkışta Yeşim'e de söyledik bunu zaten. Her ne kadar -müşterilerini- 'misafirleri' gibi ağırlasalarda hizmet konusunda kendilerini epeyce geliştirmeleri gerekiyor. Özellikle servis ve sipariş alımı konusunda biraz daha titiz olunmalı. Mekanın bakımı ve temizliğine biraz daha dikkat edilmeli. Ancak bu hafif rahatsızlık veren konular kesinlikle kötü amaçlı değil. Yıkıcı değil yapıcı olmak amacımız. Sözün özünü söyledikten sonra sözümüzü tutmanın verdiği rahatlıkla Kore usulü Ramenlerimizi sipariş ettik. Bol bol sohbet ettik. Gong Yoo'muzu bol bol andık, dizilerden, sinemalardan bahsettik. Güzel hoş sohbetimiz dumanı üzerinde gelen Ramenlerimiz le kesildi.


İtiraf etmeliyim ki eğer yemeğimiz biraz daha gecikseydi midemin gurultusunu tüm İstanbul duyacaktı. O kadar acıkmıştım ki ramen kaselerini görünce neredeyse kocaman bir 'YİHHHUUUUU' çekecektim :D Zaten yemeklerin masaya konduğu andan ve doyduğumu hissettiğim ana kadar geçen sürede sohbete sadece Evet/Hayır/Hmmm/Bencede/Kesinlikle şeklinde katılımlarda bulundum :) Gerçekten ama gerçekten çok acıkmıştım. Evet evet itiraf ediyoruz silip süpürdük resmen. Fotoğraftaki kaselerde kanıtımız. Sağ üst köşedeki kase benimki, karşısındaki Tarih'in, alt soldaki LaFea'mın ve sağ alttaki de Rüzigar'ın. Gördüğünüz gibi bir tek onun kasesinde biraz kaldı. Ama zaten Rüzigar'ım hep az yer. ;)


Yemeklerimiz yedik ye Yeşim tarafından güzel bir şekilde kapıya kadar uğurlandık. Buradan Yeşim'e de candan ağırlaması için bir kez daha teşekkürler. Sonra kararlaştırdığımız üzere tatlı yemek üzere Çiğdem Pastanesine doğru yollandık. Havanın harika olmasını bilen İstanbullular soluğu Sultanahmet'te almıştı. Belediyenin ektiği muhteşem laleler mekanı adeta büyülü bir hale getirmiş. Aşık olmamak elde değil, mükemmel bir güzellik adeta bir şaheser. Zaten fotoğraf çekmeyi çoook çoook seven ben sarıldım hemen makinama ve birbiri ardına fotoğraf çekmeye başladım. LaFea'mın bu konu hakkında özgün bir yorumu var. Bloguna kısa bir ziyaret yapmanız menfaatinizedir :D ;) TIK TIK






Rüzigar'ım laleleri fotoğraflamaya çalışırken bende onun bu güzel çabasını fotoğrafladım. Bir sen anladın beni güzelim :)


Çiğdem Pastanesi'ne fotoğraf çekiminden :D sonra nihayet ulaşabildik. Mekanın adı çilekli turtalarla biliniyor. Mekan küçük ama gayet hoş. Tatlıları her daim taze. Bizde keyifle yedik :)


Tatlılarımızı yedikten sonra LaFea'mızı ikna edip Kadıköy İskelesine kadar çok güzel bir yürüyüş yaptık. Güneşin batması, geceyle kavuşması geç saatlere kalırken bizde bu fırsatı değerlendirip harika bir gün geçirdik. Eğer daha fazla zamanımız ve enerjimiz olsaydı daha neler neler yapmak isterdik. Gün sona ererken LaFea'mı, Rüzigarı ve Tarih84 ü Kadıköy İskelesinden vapura bindirip arkalarından beyaz mendilimi salladım :D

P.S: LaFea'm o hıçkırık sesleri bana ait değildi :D



Gönül isterki daha kalabalık olsaydık ve aranan dostlarımızda aramızda olsaydı. Mavicim, nilü'm canlar bir gün hep beraber buluşmaktır dileğim. Tarih canım umarım sende bizim kadar eğlenmiş, güzel vakit geçirmiş ve bizleride artık bir dost bilerek İzmir'e kalbinde götürmüşsündür. Dostlarla geçirilmiş bir günden daha güzel ne olabilir ki...

Sağlıcakla kalın dostlar...

Tarih84 ile İzmir’den Seoul’e… :)


Blog dünyasının hızından geçilmeyen buluşmaların tadı tuzu :P LaFea ve Miss_Nefertiti yeni buluşma organizasyonlarını duyurmaktan gurur duyar. :) LaFea'mın duyurusu için TIK TIK ;)

Çoook sevdiğimiz ve değer verdiğimiz dostumuz Tarih84 bu hafta İstanbul'un tozunu toprağına katmak için geliyor :) Tabii biz bugüne dek verdiğimiz her sözün arkasında durduk. Yine duracağız.. 24 Nisan'da Kore yemekleri için tercih ettiğimiz mekan olan Sultanahmet Seoul Restaurant'ta buluşuyoruz.

Güzel bir gün geçirmek ve eğlenmek isteyen dostlarımızı bekliyoruz. Tarih84 sana bol acılı Ramen ve Kimchi sözümüz var. Ayrıca LaFea'm ve benim mümkün olduğunca her buluşmada gerçekleştirmeye çalıştığımız bir de tatlı faslımız..

Güzel bir yemek, güzel bir tatlı ve daha da önemlisi birbirinden güzel insanlarla geçirilecek güzel saatler... Paşa gönlüm daha ne ister... :)

Takip Etmeyenin Ojesi Bozulsun :D

http://kizsalmevzular.blogspot.com



















Bilenler bilir ancak bilmeyenlere bu güzel blogu tanıtmayı önce kendime sonra canım arkadaşım LaFea'ma borç bilirim.

Hepimiz hayatlarımızda her zaman süslü püslü olamıyoruz. Özellikle buna zamanı, fırsatı,imkanı yada isteği olmayan arkadaşlarımız var. Ben sanırım 'zamanı+isteği' olmayanlar katagorisindeyim. :D Elime rimelimi bile almaya üşendiğim günlerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur emin olabilirsiniz. Ama zaten her şeyin doğalı güzeldir :P  Yoksa değil midir??

İşte bu şeker insan blogunda yazdığı yazılarla 'Kızsal Mevzularımıza' samimi bir bakışla güzel yazılar yazıyor. Okuması zevkli, izlemesi zevkli, yorumlaması daha bir zevkli. Yani diyeceğim o dur ki sizde takip listenize mutlaka eklemelisiniz.

P.S. : LaFea'm hani o Kittyli çamaşır takımı varya gözüm kaldı yemin ederim. Bak eğer bana bir güzellik düşünmüyorsan çok pis bozuşacağız seninle heeee :D

Eyvahhh Mimlendimmmm!!!!!!!


Tamam relax relax... Panik yok... Kötü, kaka, pis bişi değil bu mim :D Blog dünyasına katıldım katılalı -çok uzun bir süre olmasa gerek- ilk mimimi sevgili LaFea'm dan aldım. Bu değerli göreve beni seçtiğiniz için teşekkürü borç bilirim :D :D :D

“Yaşadığını Hissettiren En Az 10 Şey” konulu mim üzerine neler söylenir, daha kimler seçilip özenli cevaplar alınır bilmem ama bu ilk mim'ime şöyle güzel cevaplar veriyim dimi... :)

Ancaaaakkkk LaFea'm sebeblerim arasında Gong YOO olamaz demiş. Tamam olur :)  zaten YOO'm benim sebeplerim arasında değil 'amaçlarım' listesinde :D O zaman en az 10 tane madde sayalım bakalım.
  1. Hafta sonu (en azından pazar günü) işe gitmemek. Sımsıcak yorganımın içinde birbirinden güzel rüyarlar görerek gündüz geç saatlere kadar uyumak.
  2. En azından son altı aydır vakit buldukça Seoul Restaurant'ta arkadaşlarımla Ramen yemek. Gerçekten ama gerçekten çok leziz. Yaşadığımı hissettiren bir yemek olduğunu söylemek yanlış olmaz. :D 
  3. Annemle beraber Kore ve Japon dizileri izlemek. Tepkilerini ve uzak doğuluların yemek-yaşam kültürlerine her seferinde böylesine şaşırması gerçekten hoşuma gidiyor. Onu da alıştırdık alt yazılı yapımları izlemeye. Gong YOO mu ve diğer aktörleri ayırt edebiliyor. :)
  4. Kitap okumak. Gerçekten ve gerçekten çok severek aldığım kitapları bitene kadar elimden bırakmam. Ancak dönem romanlarını ayrı bir severim. ;)
  5. Yağmurlu günlerde araba yolculuğu. Her ne kadar tehlikeli olduğunu düşünsemde yolcu koltuğunda ön cama vuran damlalarla sileceklerin amansız savaşını izlemek çok dinlendirici.
  6. Tatil demek şart oldu artık. Temmuz ayını dört gözle bekliyorum. Havuz kenarında kokteylimi yudumlamak ve Ipodumda Gong YOO mun 'Norul Saranghae' şarkısı dinlemek. :D
  7. Kış mevimi diyorum. Genelliyorum çünkü hem kar yağışını hemde yağmuru izlemeyi seviyorum. Hele yağmurdan sonra toprak kokusu. Hmmmm...
  8. Evet evet burada ilk kez itiraf ediyorum. Ben bir Formula 1 severim. Yağmurlu havada yapılan bir Formula1 yarışından daha zevkli ne olabilir ki... Sanırım o da -Start- anı oluyor :)
  9. Hayal kurmak... Beni tanıyan herkes hayal gücümün genişliği karşısında hayrete düşüyor. Seviyorum hayal kurmayı.
  10. Veeee tabii kiii hayallerimi gerçekleştirmek. Geçtiğimiz yıl bir tanesinin gerçekleştiğini mutlulukla gururla izledim. Hayatın 'İMKANSIZ' olmadığını gördüm. Hayallerimizle ve onları gerçekleştirmek arzusuyla hayatlarımızı 'Yaşama İSteğiyle' doldurmak. Sanırım en çok sevdiğim madde bu. Koltuğumda geri yaslanmak ve bu duyguyu hissetmeyi. Yani BAŞARMAYI.

Offf maddeleri tamamlarken çok zorlandım. Demek ki kendime 'Yaşadığımı Hissettiren' birkaç sebep bulmam lazım. Birde fazladan uzatmışım sanki maddeleri. Neyse ben böyle beğendim. İlk mim'imi sona erdirirken geleneksel olanı ilk kez gerçekleştirmenin heyecanı içindeyim. O zaman geçtiğimiz sene hayallerimden birini gerçekleştiriken kendi hayalini bizimkine ortak eden Mavi seni seçtim... Hadi bakalım çalıştıralım parmakları.. :)

Masmavi Hediyeler :)

Şu fani hayatımda hiç bir şey için kimseye bir borcum yoksa da Gong Yoo aşkım sana çok büyük bir borcum var. Senin aşkına çıktığım bu yolda kazandıklarıma inan değer biçemem. Sayende çok ama çok değerli bir insanı tanıdım. Sana göndermek için hazırladığımız mektup projemize Ankara'dan katılan hatta yetinmeyip birde Anıtkabir'de video hazırlayan çok çok değerli Mavi ile tanıştım.

Geçmişimiz bu kadar sanmayın sakın. Bu şeker mi şeker, özü sözü bir şahsiyet mektubumu gönderdim 'Hadi Size Eyvallah' diyenlerden değil. Ankara'da yaşasada kendisi bizi asla unutmadı. Biz belkide Gong Yoo muza hiç ulaşamayacağız ama kazandıklarımız kaybettiklerimizden çok çok fazla. Değerli dostum Lafea 'nın da dediği gibi  "Gong Yoo Bahane Arkadaşlık Şahane"

İşte bahsettiğim gibi yukarıda özü sözü bir dediğim şu şeker insan arkamdan düzenbazlıklar yapıp (bunda ablamında payı var) Ankara'lardan bana hediye gönderme planlar yapmış -yapmışlar-. Yüreği kocaman güzel insan sözüm sana iyi dinle bak;

Bu İstanbul'da yaşayan minimini küçük insan varya Seni Çok Seviyor. Birbirinden değerli harika hediyelerin anlamını tarif etmeye ne satırlarım nede Türkçem yeter. Tek yapabileceğim sana sonsuz teşekkür satırları yazmak olabilir. Ancaaakkk intikamım acı olacak. Eheueheuheueheu (Yalnız bunu kötü kadın gülüşü efektiyle hayal ediniz :D )

Tekrar ve tekrar Sonsuz Teşekkürler.

Ayy çok merak ettik birde biz görseydik diyenler içuunn... (Büyütmek için tık tık)

Harika bir atkı, mükemmel bir renk kombinasyonu. Severek kullanıyorum... :)


Beyaz dizi ve aşk romanlarına olan düşkünlüğümü bildiğinden bana bir AŞK filmi göndermiş :D ( Canımcım hala izleyemedim inan en kısa zamanda izleyeceğim söz )

Ve Cezmi Ersöz' ün kitabı. Şu anda okumakta olduğum kitabı bitirir bitirmez başlayacağım.

‘KORE’ Aşkına Sanaldan Gerçeğe…….


Sözümüzü tuttuk 13 Mart tarihinde Sultanahmet Seoul Restaurant'ta blogcu ve bloglarımız takip eden sanal arkadaşlarla buluştuk. Sanal arkadaşlığımız hayata geçirdik. Her zaman söylüyorum Lafeam biz her ne kadar projelerimizi kağıt üzerinde 4X4 lük yapsakta konu uygulamaya gelince sınfta kalıyoruz :) Ufak tefek gecikmeler ve anlaşmazlıklar olsada bir araya gelmeyi başarıyla gerçekleştirdik. Ben, Lafea, nilü, pucca91pucca ve ayfer arkadaşımızla toplam 5 kişi Seoul'de muhteşem bir yemek yedik. Seoul' ü seçme nedenlerimizden bir diğeri de yemek seçiminde inanılmaz yardımcı olmaları. Özellikle burdan Aydın abiye bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyorum. Her seferinde tekrar tekrar sormamıza rağmen hep aynı içtenlikle sorularımızı yanıtlıyor.

Ne mi yedik tabiii ki Ramen yedik. Allahım çok lezizdi. Kimchi harikaydı diğer herşey inanılmaz lezizdi. Çok ama çok aç olduğumdan mıdır yada yoksa çok sevdiğimden midir tatsız tuzsuz lapa pilavı pile silip süpürdüm. Bkn:Alttaki foto. Evet evet biliyorum tabakların dolu olduğu anıda görmeliydiniz ama o kadar açtım ki o anda fotoğraf çekmek önceliklerim arasında son sıradaydı. Yenmeden önce nasıl göründüğünü merak edenler için daha önceki buluşmalardan birinde çektiğim fotoyu aşağıya koyuyorum.



Nilü ile daha önce tanışmışlığımız vardı. ayfer ve pucca91pucca ile ilk kez tanıştık. Şahsım adıma ben çok ama çok memnun oldum. Umarım ki onlarda memnun olmuşlardır. Gönül isterdi ki bu tanışmanın mutluluğunu birer kadeh soju içerek kutlayalım. Ama işte maalesef şişesi 30 TL olunca pek içesi gelmiyor insanın :) Güzel yemeğimizin ardından bizi güzel bir şekilde karşılayan ve samimi bir şekilde uğurlayan Talat Bey'e de buradan selamlarımızı iletiyoruz. Ancak ciddi olarak bir anı köşeyi yapmayı düşünmelisiniz gerçekten çok anlamlı olur. :)

Seoul'den çıktıktan sonra ayfer ve pucca91pucca arkadaşımızla vedalaşıp rotamızı JinMi Cafe'ye çevirdik. Aynı gün orada film izleme etkinliği olduğunu biliyorduk. Ama kendi organizzasyonumuzla çakışınca geç olsada uğramaya karar verdik. JinMi Cafe'nin vazgeçilmez öğesi Yeşim bizi candan bir şekilde karşılayıp ağırladı. Organizasyonun Kore'de çok sevilen çocuk tatlılarından birini yaptıklarını anın sonlarına yetişebildik. Mekan inanılmaz leziz adeta pamuk şekeri gibi kokuyordu. Şansıma diyeceğim ama değil içeri girdiğimizde Yeşim'in elindeki belkide son şekeri bana vermesi eminim onun kocaman yüreğinin kapsama alanında olmamdan kaynaklanıyordu. Çok hoş bir tadı olan şekeri Kore'de özellikle çocuklar çok severek yiyiyormuş. Valla doğru söylemek gerekirse ben bile şu yaşımda adeta şekeri sopasıyla beraber yutacaktım. O kadar hoşuma gitti. :D JinMi Cafe nasıl bir yerdir merak edenler için küçük bir kaç detay. Duvarları en sevilen Kore dramaları ve filmlerinin posterleriyle dolu olan, çeşitli Kore hatıra eşyalarıyla döşeli samimi bir ortam.


Güzel hoş sohbetin ardından JinMi Cafe'ye gidenlerin düşünceleri yazdıkları bir köşe yapmışlar. Bizde hazır oradayken kalemlerimizi konuşturalım dedik. Kendi kalemimden;

"KORE Aşkımızı AŞKINIZA Ortak Ettiğiniz İçin Teşekkürler"

Birkaç kare fotoğraf çekildikten ve az bir süre sohbet ettikten sonra Yeşim, oradaki arkadaşlar ve JinMi'nin yeni aşçısı Koreli hanım teyzemiz tarafından samimiyetle uğurlandık. Koreli hanım teyzemiz bizleri samimiyetle kucakladı kapıya kadar geçirip uğurladı. Kendisine ve Yeşim'e içtenlikle bir kez daha teşekkürler.

Oradan da ayrıldıkran sonra rotamız bu sefer harika bir tatlı yemek için Çiğdem Pastanesi oldu. Bu güzel günü güzel bir tatlı yiyerek kapamak istedik. Ben mevyeli, nilü çikolatalı pasta yerken Lafea da çilekli turta istedi :D


Tatlılarımızı yerken her işte usta olan ben caaanım dostum Lafea nın arka masadaki yakuşuklu grubu kestiğini hemencik anladım. Ehuehuehheee kendisi daha ne olduğunu anlamadan ben arka arkaya espirikleri patlatarak dikkatini dağıtıp tehlikeli mahlukların bizden uzaklaşmasını seyrettim :D Şaka bir yana dostlarımla bir arada olduğumda ve mutlu olduğumda bazen gerçekten dozumu aşabiliyorum. Nilü canım senin ahlakını biraz bozduk ve pastanı yerken az daha boğulmana da neden oluyorduk yani oluyordum. Bir daha ki buluşmalara gelmezsen seni anlayışla karşılarız. :D Bu iki kaçık UNNİ seni çok sevdi umarım sende bizi sevmişsindir. (PS: Fotoları en kısa zamanda istiyorum. Yoksa elimdeki fotoları kötü emellerime alet edeceğim :D )

En sonunda gün çuvala girerken birbirimizle Sultanahmet Tramvay durağında gürültülü bir şekilde vedalaştık. Lafea mı Kadıköy vapuruna bindirip arkasından mendil salladıktan :D sonra bende Sirkeci tran garına yollandım. Sabahın 7 sinden beri ayakta olmanın ve tüm gün koşturmanın yorgunluğu tüm hücrelerimde çifte telli oynasada mutlu bir şekilde evime döndüm.

Bir daha ki buluşmada görüşünceye kadar canlar kendinize çoook iyi bakın. pucca91pucca ve Nilü derslerinize sıkı çalışın, ayfercim Kore'li komşularını bir gün bizimle tanıştır lütfen, Lafea canımcım sende kocaman yüreğinle sadece beni sev tamam mı.

Ben de hepiniz adına Gong Yoo yu seveceğim. SÖZ. :D :D

13 Mart Seoul deyiz..



Gönül isterdi ki yazımın başlığı gerçek anlamını anlatsın. Ancaak maalesef biz bu hafta sonu Sultanahmet'teki mekanımız Seoul Restorant'ta blogcu arkadaşlarla Kore yemekleri yemeye gidiyoruz. Nasıl acaba nasıl gelecem gibi sorularınız varsa;


Gelmek isteyenlere tek şartımız Kore yemeklerini sevmeleri yada en azından yemek istemeleri. Olmadı damak tadınıza hitap etmezse hani o dramalarda hep gördüğümüz Ramenleri höpürdeterek yiyeceğiz. Benim tabirimle Permalı Makarna yiyeceğiz :D

Cumartesi görüşmek üzere... :)

Sadece Biraz Zaman… Ve Daha Çok UYKU!!!

















Bugün canım arkadaşım LaFea adeta isyan ederek aynen şu ifadelerle "Güncelle kızım artık şu blogunu" dedi.

Evet, evet biliyorum bu aralar mutlaka bir güncelleme yapmam gerek. Ancak şu ara hayat benim için o kadar hızla gidiyor ki kendimi bir hız treninde seyahat ediyor gibi hissediyorum. Olan biten çok şey var ve ben ne zaman "Aaa bu çok ilginçmiş" dediğimde o artık çoktan hızla tarih olmuş oluyor. İstediklerimi yapabilmem için zaman yetmiyor sanki şu ara bana. Ne zaman Şubat ayının 18 i oldu anlamış değilim.

Yapmam gereken çok şey var ve ben sadece uyumak istiyorum. Her zaman uykuyu çok sevmişimdir ancak şimdi ihtiyaç duyuyorum. Sessizce, derin, uzun ve sakin bir uyku istiyorum sadece.

Umarım, dilerim, inşallah, en kısa zamanda ve tez olarak bir güncelleme yapabilirim. O zamana kadar kendinize çook iyi bakın canlarım.

İyiki Doğdun LaFea’m

Sözlerin kifayetsiz kaldığı anlardan biri daha. Dostluğunun güzelliğini tarif edemiyorum. Hep böyle kal... Sadece kendin gibi...Dostum gibi... İyi ki Varsın İyi ki Doğdun...


Bugün çok değerli dostum LaFea'mın doğum gününü kutladık. Aslında kendisinin doğumgünü dündü. Ancak çalışmamın verdiği saatlerin uyuşmaması sebebiyle bugün ASYA kıtasında buluştuk. Artık kendisini de değer verdiklerim arasıdna saydığım Rüzigar'da biricik Lafea'mızı bu güzel ve özel gününde yalnız bırakmayanlardandı. Önce güzel sakin bir kafede tıkındıktan sonra hediyelerimizi verdik :D gülüştük eğlendik. Sonrada LaFea & Miss_Nefertiti buluşma klasiği olan çikolatalı Suflelerimizi bir güzel mideye indirdik. Artık Rüzigar'ı da aramıza katıp geleneksel buluşma etkinliklerimize alıştırmaya, vazgeçemeyeceği şeyler arasına katmayı kendimize görev bildik :D

Çok eğlendik, çok güldük, çok güzel şeyler paylaştık, anlattık, dertleştik, Kore'yi konuştuk, Kore'lileri konuştuk, Gong Yoo için kavga ettik :D , sonra anlaştık orta yolu bulduk, dedikodu yaptık, hayallerimizden, ideallerimizden ve içimizden gelen herşeyi paylaştık.

Ve artık yepisyeni yaşına basan güzel insan... Yüreğinle istediğin tüm güzellikler senin olsun. En çok istediğin Gong Yoo' yu sana verebilmeyi gerçekten isterdim. (Tamam belki o kadar da çok istemezdim :P ) Verebileceğim tek şey içten bir dostluktur ancak sana. Belki paha biçilemez bir şey değil ama bence bir insan için elde edebileceği her şeyden daha değerli. Yeni yılın sana kalıcı dostluklar, sevgiler, mutluluklar getirmesini dilerim.. Tekrar İyi ki Doğdun İyi ki Varsın... :)

İyiki DOĞDUM :D

Bugün yarın olacak olan doğum günümün kutlamasını yaptım çok değerli dostlarımla. Hepsi birbirinden değerli ve özel dostlarımla çok önceden planladığımız KORE aşkına buluşma planımız benim doğum günü kutlamama dönüştü. Yarının doğum günüm olduğunu bilen dostlarım armağan getirirken bilmeyen dostlarım sadece orada olarak bile bana çok güzel bir doğum günü hediyesi verdiler. İşte şu anda en zengin, en mutlu insan benim. Çünkü değer verdiğim insanlarla, benim için çok değerli bir anı olarak kalacak çok güzel bir gün geçirdim.

Lafea, toruko, Sema*, Tuba, Rüzigar, Dilşah ve Ablacım

Tekrar buradan bir kez daha söylüyorum canlarım İyiki Varsınız, İyiki Sizleri Tanımışım, İyiki Doğmuşum... :) :)