Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Gong Yoo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gong Yoo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

BİG ~ Farklı Bir Bakış Açısı

Tamam tamam itiraf ediyorum. Gong Yoo fanı olduğunu iddia eden biri olarak diziyi 8.bölümde bıraktım. Kendimi büyük boşlukta hissetmedikçe yada Gong krizim tutmadıkça da izlemeyi düşünmüyorum. Ama bu demek değildir ki dizide olan bitenden haberdar değilim. Sonuna kadar herşeyi biliyorum ama izlemek isteğimi çoktan kaybettim :(

Ama bazı fanlar var ki diziyi izlerken saniye saniye inceliyorlar. Bende facebookta Angelie unni'nin dikkatli gözlerinden kaçmayan bu kareleri görünce hemen kaydetmiştim. Sizde görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız. Angelie kim diyen varsa aramızda; Angelie global alanda Gong Yoo fanı olan herkesin bir şekilde karşısına çıkan bir isim.

Gong Yoo'nun hayranı olan herkes Biscuit Teacher and Star Candy aka Hello My Teacher dizisini izlemiştir. Peki siz BİG'in çekimlerinde Hello My Teacher  dizisindeki mekanların kullanıldığını biliyor muydunuz?

Hello My Teacher'da karakterimiz Park Tae In'in okuduğu okulla BİG dizisinde öğretmenimiz Gil Da Ran'ın öğretmenlik yaptığı okul aynı.


Hello My Teacher, Dogani ve BİG'de kullanılan ortak mekan. 


Gong Yoo her iki dizisinde de öğretmenlerini motorunun arkasına aldığı gibi kaçıyor hehehe  Hello My Teacher dizisinde öğretmeni Na Bo Ri ve BİG dizisinde öğretmeni Gil Da Ran'ı motoruyla göl kenarında yeşillik bir alana götürüyor.


Hello My Teacher dizisinde Park Tae In'in babasının bir hastanesi vardı. Bu yüzden Park Tae In hasta çocuklarla ilgileniyordu. BİG dizimizde de bedenimizin sahibi Seo Yoon Jae'de çocuklarla ilgilenen bir doktor. İki diziden de ortak bir kare :)


Hello My Teacher dizisinde Pak Tae In'in öğretmeni Na Bo Ri'yi takip ettiği sahneler meşhurdur. BİG dizisinde de Kang Kyung Joon öğretmeni Gil Da Ran'ı takip ediyor. Gong Yoo hiç zorlanmamış olmalı :D


Ve son olarak Gong Yoo 2003 yılında oynadığı 20 Years dizinde BİG dizisinde spor hocası olarak gördüğümüz oyuncu ile beraber rol almış. 


Umarım bu güzel detaylar hoşunuza gitmiştir. Tamam Kore küçük bir ülke ama tesadüfün bu kadarı da diyor insan :) Fanların gözünden hiç bir şey kaçmıyor anacım :D 

Made by Mydestiny ;)

Blogumu açtığımdan beri benim için banner yapan şahane bir insan var =) Mydestiny beni hiçbir zaman kırmayıp şahane ötesi güzel bannerlar yaparak beni çok mutlu etti. 

Geçen hafta mydestiny'den benim için bir banner yapmasını istemiştim. Ama bu sefer sadece Gong olmasın araya birkaç resim daha koyar mısın? ricasında bulunmuştum. Saolsun yine ellerinden şahane bir banner çıktı. Yeni bannerımda Gong, ramen ve kitap var ♥☻ Eee daha ne isterim =) Tekrar ve tekrar çok teşekkür ederim canım ;)

Yeni bannerım ♥



Eski bannerım =)


Gong Yoo İle Reklamlar

Dizilerini, filmlerini ve askerden döndükten sonra da bol bol reklamlarını izledik. Peki Gong Yoo'nun oyunculuk kariyerine reklamlarda oynayarak başladığını biliyor muydunuz? 





1. İşte Gong Yoo'nun ekranla tanışması ve ilk reklamı. Cass Beer reklamlarında oynarken gencecik çıtır bir delikanlı :D 31 saniyelik reklam 2000 yılında çekilmiş.


2. LG reklamı 2001 yılında çekilmiş. 16 saniyelik reklamda Gong Yoo sadece birkaç saniye görünüyor.


3. SK Telecom reklamı. Korenin ünlü futbol takımı Red Devils ile beraber çekilmiş bir reklam. Eylül 2001 tarihinde yayınlanan 30 saniyelik reklam Gong Yoo'nun solo olarak çektiği ilk reklam olma özelliğinde.


4. 2001 Ekim ayında yayınlanan Joripong-Jolly Pong reklamları. Hem çerez hem de kahvaltılık gevrek olan joripong reklamını izlemek çok keyifli. Birinci youtube partında Gong Yoo'lu sahnelerin toplamı, ikinci partta çekim anları, üçüncü partta ise Gong'nun dans yeteneklerini görmek mümkün. Dailymotion partında ise reklamın orjinali var.


5. 2002 Ocak ayında gösterilen Fanta,Crown Bakery reklamı anladığınız üzere içecek reklamı :) Ben arada sanki Kim Sun Ah'ı gördüm ama benzetmişte olabilirim :)


6. 2003 yılında yayınlanan ramen-ramyon reklamı. Bigcup / Nong Shim Big Bowl markasının reklamı yaklaşık 30 saniye sürüyor. Youtube ve Dailymotion linki aynı istediğinizi izleyin ;)


7. 2004 yılında yayınlanan bir telefon yada telefon hattı reklamı. 001 Blue Mobile reklamında Gong'u yönetmen rolünde izliyoruz.


8. 2005 Mart ayında yayınlanan Gong Yoo ve Lee Wan'ın rol aldığı bir reklam filmi. Hanafos/Hanaro bir telekom firmasının reklamı. Reklam linkleri aynı reklamı değiştirilmiş versiyonları. Kamera arkası ise 5 dakikalık bir video ;)


9. 2005 Nisan ayında yayınlanan diğer bir Hanafos/Hanaro reklamı. Bu sefer Gong Yoo'ya eşlik eden Kim Sun Ah. Aşağıdaki linklerin ikiside aynı reklam, istediğinizi izleyin ;)


10. 2005 Temmuz ayında yayınlanan reklam Demisoda Drink markasının reklamı. Youtube versiyonu 12 saniye Dailymotion versiyonu 30 saniye sürüyor. Bir de dört dakikalık bir yapım aşaması/kamera arkası videosu mevcut ;)



11. 2006 yılında yayınlanan Vidal Sassoon markasının dört bölümlük bir reklam serisi. Koreliler reklamları film gibi çekmeyi seviyorlar. Gong Yoo'nun çektiği reklam arasında, özellikle bu reklam serisi fanlar arasında hiç sevilmiyor.

Vidal Sassoon - Interview

Vidal Sassoon - Paparazzi

Vidal Sassoon - Scandal

Vidal Sassoon - Runaway

12. 2007 yılında yayınlanan Cantata Coffee markasının dört bölümden oluşan reklam serisi. Coffee Prince dizisinin yayınlandığı zamanda çekilen reklamlardan birisidir ayrıca ;)

Cantata Specialty Coffee

Cantata Love Series

Cantata Passion Series

Cantata Freedom Series

Reklamın çekim aşamaları/kamera arkası

13. 2007 Ekim ayında yayınlanan O-Hui For Men (LG Household and Health Care) erkek bakım ürünleri markasının reklamı. Göze hitap eden, izledikçe izlenesi reklamlardan :)


14. Veee Gong Yoo askerden döndükten sonra çektiği ilk reklam filmi. 2010 yılında LG Optimus Z ve Optimus Q markalı telefonların reklamlarında oynadı.

LG Optimus Z

LG Optimus Q

Aşağıdaki videolarda Gong Yoo LG Optimus Q'nun çeşitli özelliklerini anlatıyor.


15. 2010 yılında yayınlanan Skybori içecek markasının reklam filmi. 



Bu postu yaklaşık yirmi gündür hazırlamaya çalışıyorum. Reklamları Gong Yoo'nun askerden döndükten sonra çektiği ilk iki reklamda bıraktım. Zaten  ondan sonraki gelişmeleri gayet güzel takip ettik :D Unutmadan; videoları ben yüklemedim. GongYooLove blogundan alıntıladım.


Kaynak/Special Thanks: http://gongyoolove.wordpress.com/ sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Upload yapan arkadaşlara ayrıca teşekkürler.

Yârimin Cemâli

Ve aslından en uzak ve aslına en yakın hayâl: bana ışığı vuran yârimin cemâlidir...
Nazım Hikmet Ran


Halvete Girilecek Oppalar ^^

Ortada dolaşan, milletin hayallerini süsleyen yakuşuklu opplardan harem düşüncesi bana da LaFea tarafından paslandı :D Eeee madem böylesine iç açıcı, ağız sulandıran ve hayal gücünü zorlayan bir mim var karşımda yazmamak olmazdı.


1. Park Si Hoo

Kendisini The Princess Man dizisinde keşfedip haremime ekledim. Kesinlikle gözden kaçmayacak ve takibine devam edilecek bir oyuncu. 



2. Song Seung Heon


Nam-ı diğer Honey Honey kesinlikle ama kesinlikle unutulmaması gereken oppalardan birisi. Haremin olmazsa olmazı bence. Hele My Princess dizisinde cömertçe sergilediği, adeta fan servis yaptığı vücuduyla haremin gözdelerinden birisi :)



3. Alexander Skarsgård

Bu sarışın devi True Blood dizisinde izledim ve hayran kaldım. Canlandırdığı Eric Nortman karakterine şaheser gibi can veren başarılı bir aktör. Viking genlerine, şahane mavi gözlerine ve iki metre boyuna hayran olmamak elde değil. 




4. Kang Ji Hwan

Kang Ji Hwan'ı önce Hong Gil-Dong dizisinde gördüm ve beğendim. Ama listeye girmesini sağlayan Lie To Me dizisindeki güzel performansıdır. Ses tonu biraz sinir bozucu olsa da harika bir gülümsemeye sahip olduğu inkar edilemez.



5. Bi Rain

Sebebe gerek yok. Ama düşündüm ki ben Rain'in sadece Full House dizisini izlemişim :D Başarılı bir şarkıcı ve yetenekli bir iş adamı. Yeteneklerini sonuna kadar kullanmaktan ve elinde olanları paylaşmaktan yada sergilemekten çekinmiyor :D



6. Justin Hartley

Smallville dizisinde karşımıza Oliver Queen yani Green Arrow olarak çıkan oyuncu hem yakışıklı yüzünü hemde güzel vücudunu dizide bol bol sergiliyor. Dizide beyaz atlı prens yada beyaz oklu prens :D edalarıyla dolaşan başarılı aktörü beğenmemek elde değil. 



7. Joe Manganiello


True Blood dizisinde kurt adam Alcide olarak karşımıza çıkan bu şahane adama hayran olmamak ne mümkün. Kendisi beyaz atlı prens kategorisine Beyaz Kurt olarak teşrif ediyor :)




8. Cha Seung Won

Greatest Love ve City Hall dizilerinde izleyip oyunculuğuna hayran olunası kişidir. 40 yaşındaki oyuncu ilerleyen yıllara meydan okuyarak dizilerin ve filmlerin başrollerini almaya devam ediyor. Seviyoruz kendisini :)




9. Lee Seo Jin


İlk izlediğim kore dizilerinden Lovers'ın mafya babası rolüyle karşıma çıktı. 2006 yapımı bir dizi olmasına rağmen 'gerçek' öpüşme sahneleri içermesi diziyi öne çıkaran özelliklerinden birisiydi. Aynı dizideki patlak gözlü salak kızla uzun süren beraberliği olduğunu öğrenince soğumuştum kendisinden. Ama doğru yolu bulmuş ve o kızdan ayrılmış. Yaşı 40 olan aktör göreni çarpan gamzeleri, etkileyici vücudu ve oyunculuğuyla haremde yerini garantiledi.



Veee işte final...
Tahmin edenler yanılmadı...
Haremin son sırasında Gong Yoo yer alıyor :)


Aslında son anda listeye girmeyi başaran 'cezalı' harem üyelerinden birisi. Askerden geleli iki yıl oldu hayranlarına sadaka verir gibi iki tanecik film çekti :( Dizi istiyoruz dizi... Kendisi İspanya senin Japonya benim gezerken biz buralarda hasretten kıvranıyoruz. Gong Yoo yeni dizi çekene kadar cezalı euehuehue



Bu harem yazısı çok yordu beni. Sebebi fotoğraf seçme derdi :D Çok zor beğenen biriyim napıyıımmm =) Neyse bir mimin daha sonuna geldim. Sanırım bu mimi blogrolumdaki tüm arkadaşlar yazdı. Bu yüzden tekrar paslamaya gerek yok. Ama illa ben de yazmak isterim diyen varsa üzerine alınıp yazabilir ;)

Cana Can Katanlar ♥

Hafta sonu sevgili dostlarım LaFea ve Arwen ile buluşup küçük bir doğum günü kutlaması yapmaya karar verdik. Buluşmamızı diğer blogger arkadaşlara da bildirdik ama yoğunluk, verilmiş sözler vs. bir araya gelemedik. Ama dediğim gibi biz zaten buluşacaktık, diğer arkadaşların duyup da 'bize de söyleseydiniz keşke' diyeceklerini düşünerek onları da davet ettik.

Aslında biraz utanç verici birşey. Diğer taraftan bakınca da öyle değil. LaFea ve Arwen'in amaçları hem buluşmak hem de bana doğum günü hediyelerimi vermekti. Diğer arkadaşları davet ederken de kendimi kötü hissettim açıkçası. İnsanları mecburiyete sokmak gibiydi. 

Neyse canım dostlarım bana güzel bir gün yaşattılar, beni hiç kırmadılar ne dediysem yaptılar ♥ Bana birbirinden şahane, inanılmaz değerli güzel hediyeler aldılar. Çok çok çok teşekkür ederim canlarım ♥  Yedik, içtik, eğlendik, paylaştık. Çok şahane bir gündü ama en çok dostluğun tadı damağımda kaldı. Doyamadım resmen. İstedim ki zaman dursun biz birbirimize doyana, kanana kadar hiç akmasın.

Arkadaş demek dost demek dürüstlük demek benim kitabımda. O yüzden LaFea ile dostluğumuz hep dürüstlüğe dayalı oldu. Doğum günü hediyemi taaaa Ağustos ayında seçtim ve istedim. Bize göre hediye alınırken karşı tarafın istediği yada ihtiyacı olan birşeyi almak daha önemli. Bu yüzden LaFea ve Arwen in aldığı hediyeler daha çok benim istediğim şeyler oldu. 


Arwen'imin hediyesi. Kitap bir seri diğer kitapları arşivimde vardı. Bu kitabı alma fırsatım olmamıştı. Canım benim ricamı kırmadı ve Julia Quinn'in Sonsuz Sevgilerimle kitabını bana aldı. Çok çok çok teşekkürler canım.


Bu Kore kolyesi LaFea'mdan ♥ Bayıldım ve hemen boynuma taktım =)


Bu da Kore kupam :D Buna da bayıldım. Üzerinde ne mi yazıyor...


=)))


Bu Kore bayrağı temalı tişörtüm =) Şahane... ☻


=)) ♥

Halbuki ben sadece tişört istemiştim =)) Kupa ve kolye LaFea'nın duble süprizi oldu bana ♥


***

Yemek için Gelik Restoranta gittik. Döner menü lezizdi. Yalnız mantarlı pilav diye yedirdikleri resmen bezelyeli baharatlı pilavdı. Ayrıca içine koydukları dereotu tadını çok kötü yapmıştı bence.


Tatlılarımızı City Brasserie'de yedik. Ben ve Arwen sufle yerken LaFea browni ve çay içti. Doğrusunu söylemek gerekirse mekana ve sunuma bayıldık. Ayrıca diğer masalardan gördüğümüz yemeklerde gayet şahane görünüyordu. Bir daha gittiğimizde yemeklerimizi City Brasserie da yemeye karar verdik.


Sufle şahaneydi. İçindeki çikolata sos tam kıvamındaydı. 


Diğer bir açıdan =)


LaFea'nın brownisi.  Leziizzz... =)

***


Her yıl yaptığım gibi bizim tanışmamıza, şahane bir dostluğu paylaşmamıza, bir arada bulunmamıza aracı olan insana teşekkürlerimi sunuyorum. Gün gelir sevgi biter aşk gider. Ama sana olan minnettarlığım, dostlarım yanımda oldukça benimle yaşayacak. Her yıl doğum günümü senin doğum günün gibi kutluyorum. İyi ki varsın Gong Yoo. 



Gitmeden önce son bir satır daha yazayım. Teşekkürler ve sevgi ifadeleri çok hoş çok güzel. Ama en değerlisi ne biliyor musunuz? Sevilmek ve değer verilmek. LaFea ve Arwen ikinizi de çok çok seviyorum. Siz de beni hep sevin emi. Hiç unutmayın, hiç kızmayın hem ama hep yüreğinizde saklayın beni. Tıpkı benim yaptığım gibi.

Gong Yoo Kokulu Sözler #2



İlk yazıyı 31 Mayıs'ta yazmışım. Aradan epey zaman geçti. İkincisini de yazayım artık. İlk yazıyı okumak isteyenler Gong Yoo Kokulu Sözler #1 başlığına bakabilir. :) Sevdiceğinize hediye etmeyi unutmayın ;) 


***

Ey gönlümün sol yarısı. Aklıma koydum seni, aklım almadı. Yüreğime bıraktım, Sana doymadı..! [Mevlâna Celâleddin-i Rûmî]

***

Çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile...uzak kalamam gözlerine... [Sunay Akın]

***

Aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye senden başlamasaydım... [Can Yücel]

***

Aklıma bile gelmiyorsun artık. O kadar kalbimdesin ki. [Cemal Süreyya]

***

Bana "susacak kadar ben, konuşacak kadar sen lazım" diyorum. Sen olmuyorsun, ben 'sus' kalıyorum. Yoksun...Yok oluyorum... [Kahraman Tazeoğlu]

***

Yokluğunun iki yakasını bir araya getirip, varlığını ilikler misin ömrüme?[Sunay Akın]

***

Birini adam gibi sevmek; aldanmayı, ağlamayı hatta yalnız kalmayı göze almak demektir. [Murathan Mungan]

***

Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda, birbirine sarılarak uyuyordur. [Özdemir Asaf]

***

Ey alfabemin en güzel harfi yâr! Gönlüm seni gözümden, gözüm seni gönlümden istiyor. [Mevlâna Celâleddin-i Rûmî]

***

Hem ben sana bişey söyleyim mi yavrum: " ben aslında seni görmek filan değil, düpedüz seni istiyorum! " [Can Yücel]

***

Nur içinde yat kalbim, ben katilini çok sevdim... [Murathan Mungan]

***

Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben. [Oğuz Atay]

***

Bakarken kıyamamak mı, yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk? ( Özdemir Asaf )

***

Erkek, ulaşamadığı kadını lanetler. Kadın, ulaşamadığı erkeğe "Aşk" der. [Dostoyevski]

***


Var olan bir şey varsa, o da yokluğun senin. [Can Yücel]

***

Uzun Aradan Sonra...

Uzun bir aradan sonra nihayet bloguma 3-5 satır yazı yazmaya geldim. Annemin rahatsızlığı sebebiyle hastanede geçirdiğimiz 2,5 aylık süreden sonra çok şükür artık evimizdeyiz. Geçtiğimiz çarşamba günü taburcu olduk. Şimdi iyileşme ve toparlanma sürecini geçirmek için evimizdeyiz. Bu zor ve sıkıntılı dönemi sevgili ablam çok ayrıntılı bir şekilde yazdı. Onun kaleminden okumanız en iyisi.

Varlık İçinde Yokluk Çeken Devlet Hastaneleri


Kader denilebilir, şansızlık denilebilir, olmuşla ölmüşe çare bulunmaz da denilebilir ama sessiz kalınamaz. Ben ve ailem bu konuda ihmali bulunanlar hakkında gerekli yerlere şikayetlerimizi yaptık. Umarım hak ettikleri cezayı bulurlar.

Bu zorlu, üzücü, yıkıcı ve yıpratıcı süreçte yanımızda olan, desteğini, moral verici sözleri ve yazılarıyla destek olan herkese çok çok teşekkürler. Mesajlarıyla ve telefonlarıyla bizi yalnız bırakmadılar. :)

Peki ben bu süreçte neler yaptım hastanede. Şimdi Çapa Tıp Fakültesinde Fatih Belediyesinin sağladığı kablosuz internet ağı mevcut. Ama sinyal gücü o kadar düşük ki internet 30 sn de bir kopuyor. Bu yüzden iki denemeden sonra bilgisayarımı hastaneye götürmekten vazgeçtim. Geriye yapılacak iki şey kalıyordu televizyon izlemek ve kitap okumak. Yeni bir kanal vardı 'Doktorlar' adında reklamlarda Show Tv yi yayınlıyordu :D onu seyrettik :) Akşamları da genelde kitap okudum.

Kitap okudum demişken öyle böyle değil yani epey okudum. Peki kimin sayesinde :) Cana can katan, akşamları saatlerce telefonda konuştuğum, ellerimiz telefonu tutmaktan uyuşana kadar konuştuğum, A dan Z ye her konuda her zaman yanımda olan can dostum LaFea sayesinde tabii ki :)




Aslında bir kitap daha vardı. Çok beğendiğim için okuması için LaFea'ma vermiştim. Şu yazısında da anlatmıştı hatta :) Kitap bana geri geldi, kitaplığımda ait olduğu yerde şimdi. Jane Green kitapları, Tavuk suyu çorbası :P ve Satılık Aşk kitabı LaFea'ma geri dönecek. Çünkü bu kitaplar kendisinin zengin kitaplığına ait. Diğerlerini de benim için satın altı. Aslında hediye alıyor sözde ama biz telefonda anlaşıyoruz 'Yok yok onu alma konusu kötü' - 'yok yok onu beğenmedim' şeklinde. Bir bakıma kendi hediyelerimi kendim seçiyorum :) Kitaplara da fırsat buldukça blogumda yorumlayıp yer vermek istiyorum. Ama söz vermiyorum :D

Üşenmeyip bu kitapları bana getirdiğin için, telefondaki gevezeliklerime katlandığın için, zor durumda yanımda olduğun için, Gong Yoo haberlerini dakikasında ilettiğin için ve en önemlisi de dostum olduğun için tekrar tekrar teşekkür ederim :)

Gong Yoo's Birthday Project 2011



Aslı'nın blogunda görünce çok heyecanlandım. Hemen haritada ekledim. kendimi. Tüm Gong Yoo sever arkadaşlardan, kore camiasına gönül verenlerden destek bekliyoruz. Ne dersiniz gerçek olur mu? 

Proje Açıklaması (İngilizce) : Gong Yoo's Birthday Project 2011 

Haritanın Sayfası : UMapper 

Projeye Katılım:  Harita linkini tıklayınca açılan haritada “edit map”i  tıklayın. İstanbul’u bulup pembe balon ekleyin. Notunuzu yazın… “submit” edin… sonra da “save” edin ;)  işte bu kadar ;)   kayıt vs. gerekmiyor  ;)

önemli not: haritada etiketleme yaptıktan sonra sağ üstte “exit editor” var… ona tıklayıp çıkın… yoksa siliyor balonu… 

Aslı bu yazısında çok güzel açıklamıştı. Ben de oradan alıntıladım.  Balon ekleme sayısı sınırsız sanırım. Ben şimdiden iki tane ekledim bile ^^

Sır Dolu Bir MİM (^_^)V

Blogumun bannerında daimi imzası bulunan arkadaşım mydestiny bana bugün bir mim gönderdi. Takip edebildiğim kadarıyla mim önce mavi ye, sonra hayal le, sonra mydestiny ye ve en son da bana ulaştı. Eee madem mimlenmişiz bana da cevaplamak düşer. Hakkımda merak edinlere bir de ben  cevap vereyim :D

Hayalindeki meslek nedir?

Hayalimdeki meslek? İlk önceleri yani lise dönemimdeyken Coğrafya Öğretmeni olmak istemiştim. Ki bunda coğrafya öğretmenimi çok sevmemin etkisi vardı. :D Sonraları yani iş hayatına atıldığımda mesleğimi ilk başlarda seviyordum. Yani muhasebeciliği. Ki o zamanlar bu meslek değerliydi. Sonraları çalıştığım yerler ve çalıştığım insanlar mesleğimden soğuttu beni. :( O zaman tekrar hayal kurmaya başladım. Hayalimdeki meslek ne diye. Bu sefer farklı sonuçlar buldum karşımda. Soğukkanlı ve katıydım yani çok harika doktor olabilirdim. Zira çevremdeki herkes benimle aynı kanıda. Haddinden fazla sabırlı ve şekerdim yani öğretmen olabilirdim. Çok güzel fotoğraf çekerim ve de çok da severim yani fotoğrafçı olabilirdim. El becerilerim fazla gelişmiş ve tamir yeteneğim var yani erkek olsam tamirci olabilirdim. Euehueee liste böyle gidiyor. Şu zamanlarda en çok doktor yada hemşire olmak isterdim. Son zamanlarda hastanelerde fazlasıyla vakit geçirmenin etkisi olsa gerek. Bunlar elimizdeki hamurla elde edeceğimiz hayali meslekler. Eğer güzel bir sesim ve harika bir müzik yeteneğim olsaydı o zaman şarkıcı olmak isterdim. Hala devam ediyorum. Yani hayal kurmaya :)


Yazın sürmeyi en sevdiğin parfüm?


Genelde parfüm kullanmıyorum. Ama kullandığım bir deodorant ve parfüm var. Deodorantımı çok seviyorum ve uzun zamandır da kullanıyorum. Rexona Deo Fresh Pudrasız kullanıyorum. Çok da memnunum. Kokusunun feraflatıcı olmasına bayılıyorum. Elimde bulunan diğer parfüm ise Cecile. Deorantıyla beraber ismi lazım değil kişisi tarafından bir doğum günü hediyesi olarak verilmişti. Kullanmıyorum. Ancak kırk yılda bir düğün dernek yada önemli bir etkinlik olursa kullanıyorum.  Sonuçta sorunun cevabı yaz kış vazgeçilmezim: Rexona Deo Fresh Pudrasız.









En önemli makyaj hileniz?


Hmmm bu konuda bir yazı yazmıştım ben :D  Şurada da okuyabilirsiniz. Ennn yeni ve ennn çok sevdiğim makyaj hilem Missha BB Cream. Şahane demek isterdim ama değil. Şahane ötesi çünkü. Mükemmel ve şahanenin birleşimi hatta = MÜŞAHANE :D





Çay mı kahve mi? Şekerli/şekersiz,Sütlü/sütsüz?


Nescafe desem :D Çayı sadece kahvaltıda içerim, türk kahvesini de biri yapıp getirirse içerim ama nescafeye bayılırım. Uzun yıllar masa başı işte çalışmanın etkisi olsa gerek. Nescafemi de bol kremalı ve bol şekerli içerim. ;)


Tam şu anda kucağınıza bir cin düşseydi ve 3 dilek hakkiniz olduğunu söyleseydi, ne olurdu?


Ahh ne güzel olurdu varya. Şu ara en çok ihtiyacım olan şey.


1. Sihirli bir elim olsun isterdim. Sihir derken öyle değil. Paraya ihtiyacım olduğunda, elimi cebime her sokuşumda cebimden yada cüzdanımdan para çıkartan sihirli bir el. Sınırsız, ihtiyacın olduğu kadar. ;)


2. Ömrümün son gününe kadar sevdiklerimin sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşadıklarını görmek.


3. Hayatımın son gününe dek beli ölesiye sevecek, ölesiye seveceğim, hayatımın son gününe dek bana sadık kalacak, sadık kalacağım, mutlu huzurlu bir hayat süreceğim, bana hayırlı evlatlar verecek, bir hayat arkadaşı isterdim. Şekli şemali önemli değil. Gün gelecek hepsi yok olacak nasılsa. Güzellik geçicidir ama mutluluk kalıcıdır.


Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve tatli. Bu öğünlerden ömrünüz boyunca yalnızca bir tanesini seçmek zorunda kalsanız,hangisi olurdu? 


Akşam yemeği demek istiyorum. Ama erken saatte yenen bir akşam yemeği. Mesela 4-5 gibi :) Yoksa ölürdüm açlıktan :D


Eğer Hello Kitty olsaydınız, kurdelanız ne renk olurdu?


Sanırım mavi olsun isterdim. Mavi rengi çok severim. Bana huzuru anlatan tek renk.


Eğer ömrünüz boyunca yalnızca bir tane takı takma seçeneğiniz olsaydi bu ne olurdu?


Bileklik derdim. Zaten şu anda kullandığım sade gümüş bir bilekliğim var. Küpe ve zincir de severim ama bileklik her zaman ilk tercihimdir.





Sahip olmak istediğiniz bir yetenek?


Zamanda yolculuk yapabilmek isterdim. Yaşamak ve görmek. İlk gitmek istediğim yer Hz.Muhammed (sav) efendimizin zamanı olurdu. Sonrasında antik mısır zamanı, kitaplarda okuduğumuz filmlerde gördüğümüz İngiliz zamanları, Osmanlı Devletinin görkemli tarihi. Hepsini hepsini görmek isterdim.


Bitince almaya devam edeceğiniz bir kozmetik ürünü?


2. soruda yazmıştım ama tekrar yazayım. İmkanım oldukça almaya devam edeceğim seni Missha BB Cream. :)





Eğer geleceği görme şansınız olsaydı, görmek ister miydiniz? Evetse tam olarak neyi görmek isterdiniz?


Aslında bu soruya evet cevabı vermek istiyorum. Ama eklemek istiyorum. Kendi seçtiğim bir şeyin geleceğini görebilmek isterdim. Yoksa rastgele olacak şeyleri görmek büyük bir sorumluluk. Düşünsenize büyük bir felaket olacak ve siz bunu gördünüz. Sonra herkese anlatmaya inandırmaya çalıştınız. Ama olmadı ve felaket gerçekleşti. Onca ölüm ve yıkım. Bunlar büyük sorumluluk istiyor. Eğer böyle olacaksa istemezdim. Ama dediğim gibi olacaksa yani istediğim şeyin geleceğini görebileceksem eğer sadece hayatım boyunca gireceğim bütün sınavların sorularını görmek isterdim. tarih im anlar beni :)


Gizli ünlü aşkınız kim?


Gizlisi saklısı kalmadı artık :D Gong Yoo tek aşkımdır ♥


Neden blog tutmaya başladınız?


Neden? Hmmm sanırım canım dostum LaFea (m) yüzünden. Beni gaza getiren, bir blog açmalısın diyen ilk ve tek kişi o oldu. Ben taaa o zamanlar demiştim. Ben blogumu sık sık güncelleyemem, çok pis üşengecimdir diye. LaFea(m)da bana kime ne canım yaa orası senin dünyan ister yazarsın içindekileri, ister içindeki sesleri dinlerken bırakırsın blogunu sessizlik içinde dedi. İyi ki de bana yol gösterdi. :) Teşekkürler canım LaFea(m)


Fotoğrafları cep telefonumla çektim. Görüntü kaliteleri bu yüzden düşük :) Gün mim postalama günüdür. Bu güzel mimi bana gönderen mydestiny canım çok teşekkür ederim. Geldik en sevdiğim kısma. Bu mimi LaFea(ma), tarih(ime) ve winpohu ya postalıyorum. Dökülün bakalım incilerinizi. Sırlarınız artık sır kalmasın euehuehuehee