Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Gong Yoo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gong Yoo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gong Yoo Kokulu Sözler #1




Epeydir bana Gong Yoo' u hatırlatan sözleri hem bir kenara yazıyordum hemde twitterde paylaşıyordum. Bunları bir yazı dizisi yapmaya karar verdim. Biriktikçe burada yazacağım. Bazılarını kimler söylemiş not etmişim bazılarını unutmuşum :) Eee olcek o kadar :)  Bu sözler bana sevdiceğim Gong Yoo'mu hatırlatıyor. Sizde bu sözleri kendi aşkınıza ithaf edebilirsiniz. Nihayetinde; Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin ♥
***


Her gece onu düşünmekten saatim ilerlemez oldu. Kim sorarsa saat kaç diye.. Cevabım hep aynı; O"na doğru . [Cemal Süreya]


***


Dediler ki; Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki; Gönülden giren gözden ırak olsa ne olur. [Mevlâna Celâleddin-i Rûmî ]


***


Dünyanın neresinde olursan ol, bulunduğun yerde değil düşündüğüm yerdesin . [J. Christpohe]


***


Elimden gelen bir şey yoktu, kalbimden geleni yaptım ben de; Sevdim işte, o kadar.


***


Özledim.. Söyleyeceklerim bu kadar, kısa ve derin.


***


Sevmek 'seviyorum' demek değil, yüreğinde hissetmektir. Ve aşk yanında olanı sevmek değil, bazen gelmeyecek birini beklemektir . [C. Yücel]


***


Aşk bazen; Asla sahip olamayacağın birini sevmektir.


***


'Gerçekten' seviyorsan, mesafeler anlamını yitirir! Ne bakabilirsin gözlerine ne de dokunabilirsin; ama hep hissedersin. [C. Dündar]


***


Dikkatli bak, Büyük aşklar ya sonsuzdur yada onsuz. [C. Palahniuk]


***


Başka bir sebebe ihtiyacım yok. Seviyorum o kadar.


***


Senin unutamadığın, daima senden uzakta olandır.


***


Ne zordur hep yakın hissedip aslında ondan uzak olmak.


***


Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik.Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde; ya da biri eksik .[Can Yücel]


***


Aşk gülmekten çok ağlamayı, yaşamaktan çok ölmeyi ister. Ve aşk öyle haindir ki, nerede imkansız varsa gider onu sever. [Özdemir Asaf]


***


İnsan geride bıraktıklarını özler, elinin altındakilerden sıkılır, ulaşamadıklarına tutulur.. ve ulaşılmaz olan hep aşk olur! [Robın Sharma]


***


Arwen'den Gong Yoo Kokulu Günler ♥(^_^)♥

Canım arkadaşım arwen şubat ayının birinde İstanbul'a gelmişti. O soğuk kış gününde Asya kıtasına geçmiş ve senenin ilk kar yağışına da orada şahit olmuştum. Çok az yağıyordu ama beyazdı ve beni mutlu etmeye yetmişti. Buluşma yerimiz dostum LaFea'ya çok uzak bir yerdi. :D  Optimum AVM de buluşup sıcacık bişiler yiyip içeriz dedik. Talihsiz bir tercih yaparak Pizzahut a gitmeye karar verdik. Ufff gitmez olaydık. Ciddi anlamda çalışanları eğitmeyi yada değiştirmeyi düşünmeliler. Yoksa çalışanların bizim orada oturduğumuz yaklaşık bir saatlik süre içinde yaptıkları hatalar şubenin tez zamanda kapanmasına yol açar. Siparişlerimiz unutuldu, yanlış yazıldı, işini sanki zorla yaptırırmışçasına davranan eleman bir sürü tabak kırdı. (zaten siparişimizi de karıştırmıştı)  Yani sözün özü bir daha gidilmeyecek mekanlar listemize 1. sıradan girmeyi başarıyla garantiledi.


Ama bu bizim güzel zaman geçirmediğimiz anlamına gelmez tabii. Özellikle de arwen'in bize hediye ettiği Gong Yoo takvimi :D  Hayatımda aldığım en güzel hediyelerden biriydi. Çookk anlamlıydı çookkk... :)  Tarif edilemez bir güzellik yaptı bize. Eve gelir gelmez başucuma koydum :) :)





Pizzahut dan sonra bizim kahve mekanımız olan Robert's Cafe'ye geçtik. Ben yine bol köpüklü bir kahve ısmarladım. Ama maalesef fotoğraf makinamın ayarları bozulduğundan net ve güzel bir görüntü elde etmeyi başaramadım :(




Arwen cim canım geç oldu biliyorum ama tekrardan çoook ama çok teşekkür ederim. Yüreğine sağlık canım :)

Made By Mydestiny :) Çok Teşekkürler.. (^_^)

Mydestiny ile tanışıklığımız blog dünyasında oldu ama meğersem Korea-Fans'ta da tanışıyormuşuz :)  Değerli arkadaşım Mydestiny daha önce blogumun üst tarafında yer alan banneri hazırlamıştı bana saolsun. Kendisi de benim gibi bir Gong Yoo fanıdır. Ama paylaşmayı sevenlerden :) Geçenlerde yine muhabbet ederken sana banner yapayım dedi, bende tabii diye hemen atladım. 'Allah Razı Olsun' dedim :)  Hatta ve hatta sloganım bile hazırdı. Bir önceki bannerımda yazan 'I NEED YOO...I MİSS YOO... I LOVE YOO...' yazısının diğer bir çeşitlemesini hazırlamıştım. Mydestiny saolsun beni kırmadı ve harika bir banner hazırladı.  Ellerine, o güzel yüreğine sağlık canım. Çok çok teşekkür ederim...


Tüm hakları Mydestiny' e aittir. Üzerinde oynayarak başka yerlerde yayınlamaya-kullanmaya  kalkmayınız sakın.



First Love ~ Gong Yoo OST

İzleyin, dinleyin :)  Hem film hakkında bir fikriniz olur hemde Gong Yoo'muzu stüdyoda izleme imkanınız olsun. Ayrıca 00:36 saniyede kameraya bakış atıyor ya... İşte orada ekranımdan elimi sokup yanaklarını mıncırasım geliyor.  Allahım ne şeker şeysin sen öyle... :)




Not: Bu postu yayınladığımda blogu görüntüleyen toplam 9.999 kişi olmuş  :)

Ölürüümmm....

Yorum yok... Sözün bittiği yerdeyim... Ölmek ve dünyaya Gong Yoo'nun sağ elinin işaret parmağı olarak tekrar gelmek istiyorum :)

Bir Fincan LaFea :)

Bu hafta sonu caaanım dostum LaFea'm la Cevahir Alışveriş Merkezi'ndeydik. Uzun zamandır görüşemediğimiz için bibirimizi çok özlemiştik. Aslında buluşmamıza http://whyifeellikeanalien.blogspot.com adlı blogun şeker sahibesi Rüzigar'da gelecekti lakin kendisi bizi UNUTMUŞ!!!! Evet sayın okurlar doğru okudunuz. Blog aleminin enn delikanlı, enn dediği dedik, enn özü sözü bir iki blog sahibesi LaFea ve Miss_Nefertiti unutuldu!!! :D Tabii hem LaFea hemde ben sarıldık cep telefonlarımıza hatunu aramaya. Zor olsada uzun bir süre sonra kendisine ulaştık. Çok pis kıskandırma söylevi çektikten sonra intikamımızın acı olduğunu hayrırarak (tamam haykırma numarası yaparak) kötü kadın kahkalarımızı attık :D :D :D Buradan bir kez daha söliyelim kendisine Rüzigar'ım minik kuşum intikamımız ACI olacak. :D :D


Cancan dostum LaFea'mla beraber Cevahir Alışveriş Merkezi mekanımız olan Sofia'yı tercih ettik. Mekan gerçektende leziz makarnalar yapıyor. Yine harika makarnalar yedik. Menüde adları İtalyanca yazan makarnalarda acemi garsonumuz yardımıyla seçimlerimizi yaptık. Ben ıspanak soslu kremalı parmesan peynirli leziz makarna yerken, LaFea'm domatesli,kıymalı, otlu-soslu başka bir leziz makarnada tercih yaptı. Yalnız şunu söylemeliyim ki mekan gerçekten harika. Hem kaliteli yemek, hemde harika bir mekanda zaman geçirmek istiyorsanız bir de Sofia'yı deneyin derim.


Yemeklerimizi beklerken LaFea'm güzel bir süpriz yaptı bana :) Harika bir kupa almış. Bu satırları yazarken utanmam lazım ama ŞU , BU, O başlıklarında çılgın kıskançlık örneğini gösterdikten sonra LaFea'm kıyamamış bana :D  Çooooooooook  sevindim hem de çoook... Buradan bir kez daha saolasın DOST ;)

Eeeeee buluştunuz da ne ettiniz diyorsunuz değil mi??  Eh aslında süprizi bozmak gibi olcak birascık ama Gong YOOppamız için önümüzdeki dönemde yeni bir proje düşünüyoruz. Tarih henüz belli değil, ana hatlarıyla daha çok 'NE YAPSAK' diye konuştuk. Dürüst olmak gerekirse beyin fırtınası yaptık adeta. Ufak tefek fikirleri bir araya getirdik, ortaya kaba taslak bir plan çıktı. Detayları sormayın hiç canlar kesin olan hiçbir şey yok. Kesin olan tek şey ufukta YOOppamız için bir proje var ve sizde gözlerinizi ufuktan ayırmayın ;)

Eğer hakkında konuşulduğunda kulaklarının çınladığı rivayeti gerçekse bu Pazar günü YOOppa'nın kulakları adeta açık hava konseri vermiş olmalı. Hakkında o kadar çok şeyden bahsettik ki adamın bir donu kalmadı konuştuğumuz diyeceğim ama konuşmuşta olabiliriz emin değilim :D  :D  :D  Mekan rahat olunca eee bizde konuşacak konu çok olunca saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadık. LaFea & Miss_Nefertiti buluşma klasiği tatlı faslımızı favorimiz Sufleden yana kullanmak istesekte hava sıcak olunca ve tıkabasa makarna yediğimizden tercihlerimizi tiremusu ve dondurmalı pastadan yana yaptık. :)

Uzun ve güzel bir günün ardından LaFea'mı Kadıköy otobüsüne bindirip Gong Yoo'nun yaşadığı ASYA kıtasına uğurlarken içimde arkasından mendil sallayamamanın haklı burukluğunu hissettim :D  Ölesiye yorgundum eve gidince de öldüm-bittim moduna geçip kendimi en yakın koltuğa kamikaze uçuşuyla kondurdum :D :D :D

Ne o sizde mi heveslendiniz... Eeee o zaman bir daha ki buluşmalarımıza sizleride bekleriz. ;)

Falımda Gong Yoo çıktı :D ♥♥♥

Az önce sabah sabah canım sakız isteyince açtım Falım paketinden aldım bitane. Pazartesi sabahımı neşelendiren, şenlendiren, yüzümde tatlı bir tebessüm oluşmasını sağlayan resimde gördüğünüz dörtlük çıktı falımda :D :D  Bu kadar mı olur sayın okuyucular :D :D :D :D

Masmavi Hediyeler :)

Şu fani hayatımda hiç bir şey için kimseye bir borcum yoksa da Gong Yoo aşkım sana çok büyük bir borcum var. Senin aşkına çıktığım bu yolda kazandıklarıma inan değer biçemem. Sayende çok ama çok değerli bir insanı tanıdım. Sana göndermek için hazırladığımız mektup projemize Ankara'dan katılan hatta yetinmeyip birde Anıtkabir'de video hazırlayan çok çok değerli Mavi ile tanıştım.

Geçmişimiz bu kadar sanmayın sakın. Bu şeker mi şeker, özü sözü bir şahsiyet mektubumu gönderdim 'Hadi Size Eyvallah' diyenlerden değil. Ankara'da yaşasada kendisi bizi asla unutmadı. Biz belkide Gong Yoo muza hiç ulaşamayacağız ama kazandıklarımız kaybettiklerimizden çok çok fazla. Değerli dostum Lafea 'nın da dediği gibi  "Gong Yoo Bahane Arkadaşlık Şahane"

İşte bahsettiğim gibi yukarıda özü sözü bir dediğim şu şeker insan arkamdan düzenbazlıklar yapıp (bunda ablamında payı var) Ankara'lardan bana hediye gönderme planlar yapmış -yapmışlar-. Yüreği kocaman güzel insan sözüm sana iyi dinle bak;

Bu İstanbul'da yaşayan minimini küçük insan varya Seni Çok Seviyor. Birbirinden değerli harika hediyelerin anlamını tarif etmeye ne satırlarım nede Türkçem yeter. Tek yapabileceğim sana sonsuz teşekkür satırları yazmak olabilir. Ancaaakkk intikamım acı olacak. Eheueheuheueheu (Yalnız bunu kötü kadın gülüşü efektiyle hayal ediniz :D )

Tekrar ve tekrar Sonsuz Teşekkürler.

Ayy çok merak ettik birde biz görseydik diyenler içuunn... (Büyütmek için tık tık)

Harika bir atkı, mükemmel bir renk kombinasyonu. Severek kullanıyorum... :)


Beyaz dizi ve aşk romanlarına olan düşkünlüğümü bildiğinden bana bir AŞK filmi göndermiş :D ( Canımcım hala izleyemedim inan en kısa zamanda izleyeceğim söz )

Ve Cezmi Ersöz' ün kitabı. Şu anda okumakta olduğum kitabı bitirir bitirmez başlayacağım.

Korea-Fans 3. Yıl Özel…

Evet Kore 'Sevda'mı bilmeyen yoktur. Uzun zamandır belkide ilk zamanlarından beri üyesi olduğum Türkiye'de Kore hakkında en geniş paylaşım ortamına, en fazla katılımcıya sahip Korea-Fans ocak ayında kuruluşunun 3. yılı şerefine eski üyeleriyle söyleşi yaptı.

Üyeler arasında beni çok seven ve çok da sevdiğim değerli arkadaşım ji-lee benden bu söyleşide yer almamı rica etti. Önce şaşırsam da -ki bunun sebebi uzun zamandır üye olmama rağmen mesaj sayımın 100 lü sayılarda çırpınmasıdır- :D Ancak ji-lee' yi kırmak istediğim son şey olduğundan bu şeker insanın isteğini geri çevirmedim ve uzun zamandır severek takip ettiğim Korea-Fans Özel Sayısı için bir söyleşi verdim.

Bu arada sevgili ji-lee Gong Yoo sevgimi en iyi bilenlerden biridir. Bu sebeple röportajımın arka plan resmini en sevdiğim ve özlediğim insanın resmiyle süslemiş :) Buradan bir kez daha teşekkürler Mummy sever insan ;)
Konuya Korea-Fans sitesinde bakmak isteyenler Dong-Yul/28 Ocak 2010/Özel Sayı başlığına bakabilirler. ;)


Hakkımda daha çok şey öğrenmek isteyenler okumak için resimlere tıklatıveriniz :D



‘KORE’ Aşkına Sanaldan Gerçeğe…….


Sözümüzü tuttuk 13 Mart tarihinde Sultanahmet Seoul Restaurant'ta blogcu ve bloglarımız takip eden sanal arkadaşlarla buluştuk. Sanal arkadaşlığımız hayata geçirdik. Her zaman söylüyorum Lafeam biz her ne kadar projelerimizi kağıt üzerinde 4X4 lük yapsakta konu uygulamaya gelince sınfta kalıyoruz :) Ufak tefek gecikmeler ve anlaşmazlıklar olsada bir araya gelmeyi başarıyla gerçekleştirdik. Ben, Lafea, nilü, pucca91pucca ve ayfer arkadaşımızla toplam 5 kişi Seoul'de muhteşem bir yemek yedik. Seoul' ü seçme nedenlerimizden bir diğeri de yemek seçiminde inanılmaz yardımcı olmaları. Özellikle burdan Aydın abiye bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyorum. Her seferinde tekrar tekrar sormamıza rağmen hep aynı içtenlikle sorularımızı yanıtlıyor.

Ne mi yedik tabiii ki Ramen yedik. Allahım çok lezizdi. Kimchi harikaydı diğer herşey inanılmaz lezizdi. Çok ama çok aç olduğumdan mıdır yada yoksa çok sevdiğimden midir tatsız tuzsuz lapa pilavı pile silip süpürdüm. Bkn:Alttaki foto. Evet evet biliyorum tabakların dolu olduğu anıda görmeliydiniz ama o kadar açtım ki o anda fotoğraf çekmek önceliklerim arasında son sıradaydı. Yenmeden önce nasıl göründüğünü merak edenler için daha önceki buluşmalardan birinde çektiğim fotoyu aşağıya koyuyorum.



Nilü ile daha önce tanışmışlığımız vardı. ayfer ve pucca91pucca ile ilk kez tanıştık. Şahsım adıma ben çok ama çok memnun oldum. Umarım ki onlarda memnun olmuşlardır. Gönül isterdi ki bu tanışmanın mutluluğunu birer kadeh soju içerek kutlayalım. Ama işte maalesef şişesi 30 TL olunca pek içesi gelmiyor insanın :) Güzel yemeğimizin ardından bizi güzel bir şekilde karşılayan ve samimi bir şekilde uğurlayan Talat Bey'e de buradan selamlarımızı iletiyoruz. Ancak ciddi olarak bir anı köşeyi yapmayı düşünmelisiniz gerçekten çok anlamlı olur. :)

Seoul'den çıktıktan sonra ayfer ve pucca91pucca arkadaşımızla vedalaşıp rotamızı JinMi Cafe'ye çevirdik. Aynı gün orada film izleme etkinliği olduğunu biliyorduk. Ama kendi organizzasyonumuzla çakışınca geç olsada uğramaya karar verdik. JinMi Cafe'nin vazgeçilmez öğesi Yeşim bizi candan bir şekilde karşılayıp ağırladı. Organizasyonun Kore'de çok sevilen çocuk tatlılarından birini yaptıklarını anın sonlarına yetişebildik. Mekan inanılmaz leziz adeta pamuk şekeri gibi kokuyordu. Şansıma diyeceğim ama değil içeri girdiğimizde Yeşim'in elindeki belkide son şekeri bana vermesi eminim onun kocaman yüreğinin kapsama alanında olmamdan kaynaklanıyordu. Çok hoş bir tadı olan şekeri Kore'de özellikle çocuklar çok severek yiyiyormuş. Valla doğru söylemek gerekirse ben bile şu yaşımda adeta şekeri sopasıyla beraber yutacaktım. O kadar hoşuma gitti. :D JinMi Cafe nasıl bir yerdir merak edenler için küçük bir kaç detay. Duvarları en sevilen Kore dramaları ve filmlerinin posterleriyle dolu olan, çeşitli Kore hatıra eşyalarıyla döşeli samimi bir ortam.


Güzel hoş sohbetin ardından JinMi Cafe'ye gidenlerin düşünceleri yazdıkları bir köşe yapmışlar. Bizde hazır oradayken kalemlerimizi konuşturalım dedik. Kendi kalemimden;

"KORE Aşkımızı AŞKINIZA Ortak Ettiğiniz İçin Teşekkürler"

Birkaç kare fotoğraf çekildikten ve az bir süre sohbet ettikten sonra Yeşim, oradaki arkadaşlar ve JinMi'nin yeni aşçısı Koreli hanım teyzemiz tarafından samimiyetle uğurlandık. Koreli hanım teyzemiz bizleri samimiyetle kucakladı kapıya kadar geçirip uğurladı. Kendisine ve Yeşim'e içtenlikle bir kez daha teşekkürler.

Oradan da ayrıldıkran sonra rotamız bu sefer harika bir tatlı yemek için Çiğdem Pastanesi oldu. Bu güzel günü güzel bir tatlı yiyerek kapamak istedik. Ben mevyeli, nilü çikolatalı pasta yerken Lafea da çilekli turta istedi :D


Tatlılarımızı yerken her işte usta olan ben caaanım dostum Lafea nın arka masadaki yakuşuklu grubu kestiğini hemencik anladım. Ehuehuehheee kendisi daha ne olduğunu anlamadan ben arka arkaya espirikleri patlatarak dikkatini dağıtıp tehlikeli mahlukların bizden uzaklaşmasını seyrettim :D Şaka bir yana dostlarımla bir arada olduğumda ve mutlu olduğumda bazen gerçekten dozumu aşabiliyorum. Nilü canım senin ahlakını biraz bozduk ve pastanı yerken az daha boğulmana da neden oluyorduk yani oluyordum. Bir daha ki buluşmalara gelmezsen seni anlayışla karşılarız. :D Bu iki kaçık UNNİ seni çok sevdi umarım sende bizi sevmişsindir. (PS: Fotoları en kısa zamanda istiyorum. Yoksa elimdeki fotoları kötü emellerime alet edeceğim :D )

En sonunda gün çuvala girerken birbirimizle Sultanahmet Tramvay durağında gürültülü bir şekilde vedalaştık. Lafea mı Kadıköy vapuruna bindirip arkasından mendil salladıktan :D sonra bende Sirkeci tran garına yollandım. Sabahın 7 sinden beri ayakta olmanın ve tüm gün koşturmanın yorgunluğu tüm hücrelerimde çifte telli oynasada mutlu bir şekilde evime döndüm.

Bir daha ki buluşmada görüşünceye kadar canlar kendinize çoook iyi bakın. pucca91pucca ve Nilü derslerinize sıkı çalışın, ayfercim Kore'li komşularını bir gün bizimle tanıştır lütfen, Lafea canımcım sende kocaman yüreğinle sadece beni sev tamam mı.

Ben de hepiniz adına Gong Yoo yu seveceğim. SÖZ. :D :D

Gong Yoo’nun Bana Doğum Günü Hediyesi :P

Çok değerli dostlarımla iyisiyle kötüsüyle bir yaş daha eskimemin :P kutlamasını yaptık bugün bir kez daha ve ailemle de. Tüm gün kutlama mesajından kutlama mesajına koştum. Hepsine cevap yazdım hepsine geri döndüm. Eğer unuttuğum birileri var ise affınıza sığınıyorum Doğumgünü Şımarık Çocuğu olarak :D

Herşey bir yana biricik sevdiceğim Gong Yoo üşenmemiş geçmiş kamera karşısına uzak diyarladaki bu küçümen insana bir doğum günü hediyesi göndermiş :D Ehueheue Şaka bir yana 2010 yılı sonbahar katalog çekimleri için Ming Bridge ile anlaşma imzalayan Gong Yoo teskere günü söylediklerinin arkasında durmadı ve kamera karşısına geçti. İyi ki de geçmiş. Özelliklede bugün basına dağıtılan fotoların doğum günüme denk gelmesi kaderin cilvesi mi desem, şans mı desem bilemiyorum. Doğumgünü Şımarık Çocuğu olma hakkımı kullanıp tercihimi Gong Yoo'nun Bana Olan Aşkından şıkkını seçeceğim :D Ama öyle bir şık yoktu diyenleri duyar gibiyim :) Eheuehueheuehuee

Fazla söze gerek yok İyiki Seni Tanıdım, İyiki Varsın, İyiki Doğdum ve İyiki Seni Sevdim :)


Hoşgeldin Hayalim... Gong Yoo

Derin bir nefes alıyorum ve artık yazmaya başlıyorum. Bu yazmaya başladığım ve sildiğim sanırım beşinci taslak. Dünden beri bunun için uğraşıyorum. Dün o kadar karmaşık duygular içindeydim ki yazdığım satırların anlamsızlığı beni bile şaşırttı. İşte o zaman anladımki bu kadar duygu yoğunlu içindeyken yazdıklarımdan hiçbir hayır gelmez.



Hoşgeldin Güneşim. Aslında biten bu hasretin beni çok mutlu etmesi gerekiyordu ancak sadece çok mutlu değilim ayrıca üzgünümde. Anladım ki bir kez daha senin askerde olman seni görememek anlamına gelsede diğer bir yandan kimseyle paylaşmama anlamına da geliyormuş ayrıca. Bunu da anladım teskere gününde hayranlarının karşısında onlara gülümserken. Adını mutluluk koyduğum bu his peki neden bu kadar hüzün verici oldu aynı zamanda çözemedim bir anda bu duyguyu. Sonradan düşündükçe anladım ve mecburen sindirdim.

Boşlukta hissediyorum şu anda kendimi. Sana dair, senin olan ve sana ait herşeyi sevdiğim gibi seni özlemeyi, sana hasret duymayı, yolunu beklemeyi ve günlerini saymayı da sevmişim aynı zamanda. Teker teker silinirken takvim yaprakları hayatımızdan inan bana şu son iki yıl giden, eksilen hiçbir güne üzülmedim. Çünkü eksilen her gün sana ulaşan, sana giden yoldu aynı zamanda benim için.

Neden diye soran birçok kişi var etrafımda. Neden? Neden? Neden? Nedenini bende bilmiyorum aslında bu sadece bir his. Soranlara merak edenlere tarif edemiyorum. Peki Kimdir? diyenlere de tarfi edemem seni. Daha önce hep söyledim hep söylüyorum. Seni anlatmaya, sana dair hislerimi tarif etmeye benim Türkçem yeterli değil. Yılmaz Erdoğan'ın bir şiirinde dediği gibi "Heybemde Sana Benzeyecek Kadar Güzel Bir Şey Yok". Ne kadar yazarsam yazayım içimde hep birşeylerin eksik kaldığına dair yada yeterince iyi tarif edemediğime dair o his hiç gitmiyor kaybolmuyor. Yeterince iyi yazamadığımdan değilmiş bu sonunda onu da anladım. İnsan kendisi için mükemmel olanı tarif edemiyormuş.

İçimde hiç pişmanlık yok şu hasret dolu günler bittiğinde. Hep elimden geleni değil elimden gelenin fazlasını yaptım. Belki bugünden sonra 'Senin İçin' daha fazla birşey yapamam. Sana bu uzak güzel ülkemden ulaşabileceğim yakınlaşabileceğim en son sınıra geldim. Sana bir mektup gönderdim. Adrese ulaştığından eminiz ama eline aldın mı alacakmısın bilmiyorum. Ama sadece ve sadece yaptıklarımızın sonuçlarının senin yaşadığın nefes aldığın o topraklarda olduğunu bilmek bile yeterli geliyor şu anda.

Güneşim dedim yazıma başlarken. Senin ışığın içimizi ısıtıyor sevgili Yoo. Sımsıcak sıcacık hissediyoruz, hissediyorum sana bakınca. Çok şey öğrendik askerliğin süresince. Beklemeyi, unutmamayı, sadakati, yılmamayı, sebepsiz sevmeyi, zamansız sevmeyi, mekansız sevmeyi. Ancak şu anda farkediyorum ki senin sayende öğrendiklerimiz henüz bitmemiş. Şimdi de öğreneceğimizi tecrübe edeceğimizi farkettiğim şey ise hala sevmeye devam etmek.

Ve satırlarımın sonuna gelirken aynı his yine yüreğime çöktü. Hissettiklerimi yeterince iyi tarif edemedim yine. Sana kavuşmanın mutluluğu, seni sevmenin mutluluğu, senden vazgeçmemenin mutluluğu sanırım bunları tarif edecek cümle henüz kimse tarafından ifade edilemedi. O zaman bu tarifsiz mutluluğu bana yaşattığın için çok teşekkürler. Dilerim 2010 yılında ve daha sonrasında birbirinden başarılı yapımlarda yer alırsın. Hayatta da aynı başarıyı yakalarsın umarım. Ve umarım bende bunları görebilirim, duyabilirim ve hissedebilirim.

Unutulmayacak, vazgeçilmeyecek ve silinmeyecek Gong Yoo dolu yıllar dileğince....

Hayallerin Adımları

Çok çok değerli Gong Yoo Mektup Projemizin adresine ulaştığını mutlulukla sizlere bildiriyorum. Hayırlısı olsun ve dilerim Yoo' muzun eline ulaşsın :)

Gong Yoo’ya Mektup Göndermek ve Hayallerin Gerçekleşmesi


Evet arkadaşlar iyi-kötü niyayet Türkiye'de ilk defa gerçekleşen Uzak Doğulu bir sanatçıya fanları arasında mektup gönderme projesi başlatan ve bunu sona erdirme başarısını gösteren kişiler olarak Lafea ve ben Miss_Nefertiti yaptığımız işle sonsuz gurur duyuyoruz.

Yaşanan aksilikler olsun, beklenmeyen kayıplar olsun, istenmeyen atışmalar-tartışmalar olsun, gereksiz gerginlikler olsun, Lafea ve benim bu proje boyunca yaşadığımız ardı arkası kesilmeyen aksilikler olsun bizi yolumuzdan çevirecek her şey olmasına rağmen yüreğimizden azıcık bile Gong sevgisi azalmadı. Size en başında da dediğimiz gibi sizlerden hiçbirşey talep etmedik biz bu preje boyunca. Çünkü biz gücümüzü sadece ve sadece Gong Yoo sevgimizden aldık.

Bu projenin ilk başında bu kadar değişik duygular hissedeceğimi hiç düşünmezdim. Çok ama çok değerli bir dost kazandım bu projede. Bu proje sayesinde bende Lafea'da hayatlarımızda ilk kez bir Kore lokantasına gidip o çok sevdiğimiz kültüre ait bir şeyleri tattık. Yetmedi projemizi duyurma konusunda bizlerden desteğini esirgemeyen Sinemasia ekibi ile buluştuk kaynaştık çok çok değerli insanlarla tanıştık.

Nihayetinde sizin anlayacağınız değerli Gong Yoo severler o çok uzak diyarlarda yaşayan o güzel insan burada yani Türkiye'mde benim ve Lafea'nın hayatında birçok değişikliğe ve yeniliğe sebep oldu.

Ve tabii ki özür dilememiz gereken arkadaşlar. Üzgünüz, Üzgünüz ve Üzgünüz. Yaşanan gecikmelerin tamamı elimizde olmayan sebeplerden gerçekleşti. Fazla söze gerek yok sanırım Lafea gereken herşeyi açıklamış. Bize düşen sadece Gong Yoo sevgisini içinde barındıran o güzel kalbinizin bizi affetmesini istemek. Ve dilemek.

Kargomuzun adım adım takibini yapıyoruz. Ben şu satırları yazarken değerli paketimizin PTS kargonun Atatürk Havalimanı aktarma merkezine ulaştığını görebiliyorum. An ve an gelişmeleri takip ediyoruz ve edeceğiz. Ve tüm detaylarıda hak ettiğiniz gibi sizlerle paylaşacağız.

Bu projeye gerçekten çok ama çok emek verdik. Belki de bu sebeple fazlasıyla kendimize ait hissediyoruz Gong Yoo' u. Ancak ben her zaman şunu söylerim ve savunurum 'Sevgide Bencil Olmamalı İnsan'. İste bu sebeple tek başıma mektup gönderme düşüncesinden BİZ olma yolunu seçtim. İstedimki herkes ulaştırsın yüreğinde hissettiklerini. Herkes sevsin biricik Yoo'muzu herkes tanısın herkes hayran kalsın istedim.

Yüreğinizdeki Gong Yoo sevgisi hiç azalmasın sevgili dostlar. Dilerim ki bu güzel proje güzel bir sona bağlanır. Yüreğinizin sözlerine kalem olan bu güzel mektuplar sahibine ulaşır dilerim. Ve son söz...

THE END derken hiç pişmanlık, hayal kırıklığı ve üzüntü yok içimde. Bir kez daha anladım ki hayallerinin peşinde koşmayınca insan hiçbirşey elde edemiyor sonunda. Biz kendi sonumuza geldiğimizde elimizde hayallerimize ait somut bir kanıt tutuyoruz şu anda. Hayellerinizi somutlaştırın, gerçekleştirin ve ne olursa olsun hayallerinizden vazgeçmeyin.

Sevgiler.

Miss_Nefertiti

Gong Yoo ♥♥♥♥ Sımsıcak, Sıcacık

Uzun bir aradan sonra nihayet artık birşeyler yazarak blogda yayınlamalıyım diye düşündüm. Ne yayınlasam, nereden başlasam diye düşünürken aslında düşünmekten hiç bıkmadığım tek şey hakkında yazmalıyım dedim kendi kendime. Şaşırtıcı olmamalı aslında Gong Yoo çook uzun zamandır hakkında düşünmekten, konuşmaktan bıkmadığım tek şey. Nasıl oldu, ne ara oldu bilmiyorum bu sımsıcak gülümseyen şeker adam kalbimi çalıverdi :)

Kimdir ki bu Gong Yoo diyen var ise eğer her ne kadar burun kıvırmak istesemde kendilerine kısaca bahsetmeyi görev bilirim kendime.





İşte yukarıda arzı endam eden bu yakışıklı genç adamın adı Gong Yoo'dur. Daha detaylı bilgilerine gelirsek 10 Temmuz 1979 doğumlu aktörün gerçek adı Gong Ji Cheol (Kong Ji Chul diye okunuyor). Güney Kore doğumlu aktör Kyung Hee Üniversitesi'nden mezun olmuş. Annesi, babası ve bir de kendisinden büyük bir kız kardeşi olan aktör gençlik yıllarının başından itibaren birçok yapımda yer alarak aktör olarak başarı basamaklarını yavaş ama emin adımlarla tırmandı. Amatör olarak şarkıda söyleyen yakışıklı aktör bu yeteneğini Coffee Prince dizisinde de gösterme imkanı buldu. (Bkn:Norul Saranghae - Gong Yoo..Coffee Prince Harika bir ses tonuna sahip olan genç aktör profosyonel olarak kendisine birçok teklif gelmesine rağmen kariyerini aktörlük çizgisinde devam ettirme kararı almış. İyi ki de öyle yapmış :)

Kariyerinde birçok yapımda yer almasına rağmen TV sektörü hızlı ve hareketli olan Güney Kore'de adını duyurabilmesi 2005 yılında rol aldığı She’s on Duty filmi ve arkasından aynı yıl çevrilen Hello My Teacher dizisi sayesinde oldu. Daha öncesinde yan rollerde ve bazı küçük rollerde yer alan Yoo 2005 yılında yapımcıların ilgisini çekmeyi başardı. Yeteneğini gösterme fırsatını yakalayan Yoo 2006 yılında One Fine Day adlı dizide Suh Gun rolüyle artık Güney Kore'de yapımcılardan çok genç kızların ilgisini çekti. Nasıl çekmez ki :D




Artık Güney Kore'de gözde oyuncular arasında yer alan Gong Yoo 2007 yılına geldiğimizde kariyerinde zirve yaptığı ve adını dünyaya duyuran yapım olan Coffee Prince dizisinde rol almaya karar verdi. Sadece ülkesinin değil kendi kariyerininde sınırlarını aştığı bu yapımla birçok ödül kazanan ünlü aktör artık kendi hayranları, fanları olan bir yıldız haline geldi. Coffee Prince dizisinde diğer bir ünlü aktrist olan Yoon Eun Hye ile rol alan Yoo adeta yaşayarak can verdiği Choi Han Kyul karakterini başarıyla canlandırdı. Güney Kore'de 2007 yılında En İyi Çift ödüllerini toplayan bu ikili için Coffe Prince dizisi adeta kariyerleri için bir sıçrama tahtası oldu.




Bu kadar tanıtımdan sonra bir süre önce arkadaşlarımın bloglarında Gong Yoo hakkında yazığım kendi yazımı buraya koyayım aynen. ;)


Dünyalar yakışıklısı içimizi taaa Kore’den ısıtan, izleyeni göreni önce bir şaşırtan sonra hayran bırakan, etkisi gelip geçici değil kalıcı olan, öyle ki 2 yıl şafak saydıran. (Sizi bilmem ben şafak sayıyorum. şu gün itibari ile 35 gün kalmış) ayıltan, bayıltan, izlerken gülümseten, gülümsetirken özleten, sımsıcak gülen, içten bakan yaradanın belkide yarattığı en güzel insanlardan biri olan Gong Yoo…



Haksız mıyım? Hiç sanmıyorum. O kadar şey yazdım-yazdık ama insanda hep eksik tasvir etmiş hissi yaratıyor bu iç gıcıklayıcı adam. Öyle hayran olmuşuz ki sevgimizi anlatırken kullandığımız engin Türkçe dağarcığımız yetmiyor gibi geliyor insana. Hep bir eksiklik hissi bırakıyor insanın üstünde.

Dizilerinde, filmlerinde her rolü adeta yaşayarak oynayan bu adam askerde bulunduğu süre boyunca hayranlarına radyo programı ile sesini duyuruyor. Lafea’nın da dediği gibi Korece bilmek sanırım burada bir ayrıcalık oluyor. Ayrıca özel yaşamına ait kesitler için kamera arkası fotoları, fotoğraf çekimleri için stütyoda bulunduğu sürede çekilen videolar, askere giderken yerlere kapanarak hayranlarına veda etmesi, radyo programındaki mütavazi konuşmaları, imza günlerinde yüzlerce imza dağıtırken önüne gelen her hayranına adını ututturan bir gülümsemeyle bakması sanırım özelde Gong Yoo ya dair bir şeyler anlatıyor. Bu güzel gülümseyen adamın ayrıca çok ta ÖZEL bir insan olduğu anlaşılıyor.
Evet askerde olan yakışıklı Yoo'muz 8 Aralık 2009'da askerliğini bitirerek sivil hayata tekrar merhaba diyecek. Gözümüz yolda dört gözle belkiyoruz. Ama elimiz boş değil Türkiye'de ki fanları arasında fikir annesi olduğum :D bir mektup projesi başlattık. İnşallah mektubu önümüzdeki hafta göndereceğiz. Bu konu ile ilgili daha detaylı bir güncelleme yapacağım. Çünkü yeterince uzun olduğunu düşündüğüm ilk güncellemede sizleri sıkmamalıyım diye düşündüm. Sözlerin kifayetsiz kaldığı -Allah'ım Boş Zamanında Yaratmış- dediğim bu güzel insanın iki adet resmini yükleyerek bu güncellememin sonuna geliyorum.

Şimdi çok şey yazmışım gibi görünsede daha öncede dediğim gibi Gong Yoo'u anlatırken, hakkında yazarken sürekli bir şeyleri eksik bıraktım yada unuttum hissi yine yüreğime çöktü. :) Neyse resimlere bakarak sevap işleyebilirsiniz. Bu da benim size kıyağım olsun ;)