Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçarslan, Danışmendlilere saldırmıştı. Bunun üzerine Nureddin, Haçlı ve Batıni tehlikesi mevcutken kendi kardeş devletine saldıran Kılıçarslan’ın üzerine ordusuyla hareket etmişti. Kılıçarslan barış teklif ettiğinde Nureddin Zengî barış
için şunları şart koşmuştur:
“Senden şu üç şeyi istiyorum, birincisi Müslümanlara saldırdığın için tevbe edeceksin ve bizden de özür dileyeceksin. Ayrıca tecdid-i iman yapacaksın. Zira yaptıkların Müslüman bir devlet adamına hiç yakışmıyor. İkincisi, Allah İslam topraklarının büyük kısmını sana nasip etmiş fakat sen Bizans ve diğer İslam düşmanlarıyla mücadele etmeyi bırakıp başka işlere yönelmişsin. Şu halde tekrar cihada başlayacaksın ve haçlılara karşı ihtiyaç duyduğumda bana destek olacaksın. Üçüncüsü kızını yeğenim Seyfettin Gazi ile evlendireceksin.”
Kılıçarslan bu şartlara hayret etmiş ve artık Nureddin’in daimi dostu olmuştur. Bu birleştiriciliğinin ardında hep Şeriata bağlılığı vardı. Yine Emiru’l-Adil Şehid Nureddin Mahmud Zengi bir gün Haçlılara karşı Hasankehf beyini yardıma davet etmişti. Fahrettin, kendi açısından zûl, Nureddin Zengi açısından şeref sayılan şu cümleyi söylemiştir: “Bu Nureddin’in başına çok namaz kılıp oruç tutmak vurmuş. Hem kendini hem adamlarını tehlikeye atıyor.” Ama Cenab-ı Hakk, Emir Fahrettin’in yardım göndermediği o zor durumda Nureddin’ni muzaffer kılmıştı.
0 Comments:
Yorum Gönder