Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Ramen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ramen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Arwen in İstanbul ^^

Blog tanışıklığını-arkadaşlığını sanaldan gerçeğe taşımak için Temmuz ayının ilk haftası uzaklardan Arwen ile buluşmuştuk. Senelik izindi, dönüştü ve başka meselelerdi derken (bu konu için ayrı bir post yazacağım) üzgünüm ama bu buluşmanın yazısını kendimi biraz iyi hissettiğim şu günlerde yazabiliyorum ancak.


Temmuz ayının o sıcak ve bunaltıcı Cumartesi gününde blog camiasının yılmaz-yıkılmaz ekibi yine buluşmak için saat 2'de Sultanahmet Meydanında buluşmak için sözleşti. LaFea'm Arwen'i Asya Kıtasından alıp Avrupa Kıtasına vapurla getirecek ve böylece buluşma sağlanacaktı. Farkettiyseniz -tı eki kullandım çünkü planlarımız her zamanki gibi tutmadı. Canım dostum LaFea'm önce Arwen'i -biraz- beklettikten sonra beni Sultanahmet'te tam 2,5 saat bekletti.... Vaoo yooo seslerini duyar gibiyim... Çooook ama ççççoooookkkkk kızmıştım yeminle Arwen'e söz vermemiş olsaydım (Eeee camiada adımızı çıkardık özümüz-sözümüz bir diye ölmek var dönmek yok bizim kitabımızda) çoktan ilk yarım saatte oradan ayrılmıştım. Ki neredeyse gidiyordum...

Neyse onları beklerken Sultanahmet Camii'sinin önündeki çimenlere uzandım ve sağda solda güzel memleketimi -turistik ziyaret- için gelen insanların cesaretlerini hayranlıkla izledim. Tercümanlı gruplar ne kadar çoksa bireysel olarak dolaşanlarda bir o kadar fazlaydı. Hatta yabancı bir çift fotoğraflarını çekmemi bile istedi. Yüzümden ne kadar iyilik sever bir insan olduğun çok belli oluyor herhalde :P Neyse beklemekten sıkılıp mekanımız Seoul Restaurant'a geçip açlıktan kendi mehter marşını çalmakla meşgul olan mideme artık güzel bir ziyafet çekmenin zamanı olduğuna karar verdim. LaFea ve Arwen gelene dek ben çoktaan ramenimi mideme indirmiştim.

Arwen ve LaFea'da ramenlerini sipariş ettikten sonra güzel hoş bir sohbete daldık. Kurnaz LaFea beni en zayıf noktam olan çikolatadan vurmak istedi. Bana çikolata almış gelirken :D :D Eeee hakkım olan surat asma seasından sonra çikolatalara gizli gizli sevindim. :D Seoul'e gidenlerin yaşadıkları en büyük sıkıntı mutfaktan geldiğine %100 emin olduğumuz ağır bir baharat yada ona benzer bir kokunun mekana hakim olması. Bu koku eğer mekana 354536453 kez gitmediyseniz sizi oldukça rahatsız ediyor. Biz LaFea'mla ilk gittiğimizde az daha kapıdan dönüyorduk. Yani Arwen'de bu konuda sıkıntı yaşadı. Kapıdan girer girmez kokudan rahatsız oldu. Dolayısıyla önüne gelen missss rameni yiyemedi. Bakınız; (boş olan kase benim kasem bu arada :D ) 


Ehuehueheue cidden ilk kez gelenler çok zorlanıyorlar. Şaka bir yana eğer kendi ramenimi önceden yiyip tıka basa doymamış olsaydım kesin Arwen'in ramenini de yerdim. :D Bu arada bu kadar zamandır Seoul'e giderim ilk defa kalabalık bir turist grubuyla yemek yeme fırsatını buldum. Yan masamızda da iki adet Kore'li abimiz yemek yiyordu. Sarmış dört bir yanımızı Kore :D :D Zilyon tane fotoğraf çekmeyi çok isterdim ama fotoğraf makinamı unuttuğum için LaFea'mın makinasıyla idare ettim bende :)

Seoul'den çıktıktan sonra rotamızı her zaman yemek yemesek bile oraya gidip o güzel yüzünü görmeyi hiçbir zaman aksatmadığımız gördüğüm en ateşli Kore Sever Yeşim'i ziyaret ettik. Kendisi o gece Kore'ye gidecekti. Bizde en güzel dileklerimizde birazda kıskanarak ona veda ederek tatlı faslımız için Çiğdem Pastanesi'ne yollandık. Yine aynı sözü diyeceğim Çiğdem Pastanesi'ne bu kadar zamandır giderim mekanı hiç bu kadar boş görmemiştim. Koca mekanda sadece biz vardık.



Klasiğimiz tatlılarımızı afiyetle yerken arka arkaya fotoğraf çekmeyi ihmal etmedik. Birbirinden güzel fotoğraflar çektik. Aşağıda Arwen benim fotoğrafımı çekerken bende onun fotoğrafını çekiyordum. Sarı fotoğraftaki benim :D Eheuehueheue hani tombul parmaklı olan.... :)))))))))))))



Mekandan çıktıktan sonra yürüyerek Eminönü'ne indik. Yol üstündeki birbirinden güzel mağazalara göz atarak. Arwen'i ve LaFea'mı Eminönü İskelesinden beyaz mendilimi arkalarından sallayarak uğurladıktan sonra Yalnız Kovboy olarak Kasabama geri döndüm. Eheuehe.... Bu güzel güne dair LaFea'mın ve Arwen'imin yorumlarına da bir göz atabilirsiniz. ;)

Arwen'in Kaleminden TIK TIK
LaFea'mın Kaleminden TIK TIK

Özel Not: Arwen'im canım geç güncelleme için çok üzgünüm. Beni affetmen için bir dahaki gelişinde gamzeli yanaklarımdan kocaman bir makas alma hakkı veriyorum sana ;)

Bir ‘Tarih’ Yazdık……….

Bu hafta sonu çoook sevdiğim dostlarımla harika bir cumartesi günü geçirdim. LaFea'm, Rüzigar'ım ve Tarih'im le söz verdiğim üzere buluşmak için garip ve mazlum ben işten çıktıktan sonra bir koşturmaca soluğu Sultanahmette aldım. Seoul'e vardığımda LaFeam'ın çok hoş iki arkadaş daha getirdiğini gördüm. Seyhan ' la tanıştım kısa da olsa güzel birkaç konu hakkında konuştuk. Birkaç kare fotoğraf çekildik hoş bir vedanın ardından onları yolcu ettik.

Bir önceki postumda 'Tarih84 ile İzmir’den Seoul’e' demiştim ama planımız istediğimiz gibi olmadı. Tam kurulmuştuk ki o öve öve bitiremediğimiz 'mmmm çookk ama çookk leziz' diye anlattığımız Rameni yemeğe. Sonra Aydın abi bombayı patlattı bize. Ramen kalmadı diye. Ben adeta şoook. Tarih'im taaaa kalkmış İzmir'lerden gelmiş ve biz ona güzel bir Ramen sözü vermişken sözümüzü tutamamakla yüz yüze kaldık. Halbuki bir gün öncesinden Talat Bey'i aramış cumartesi günü için 4 kişilik rezervasyon yaptırmıştım. Çok şaşırdım ve açıkçası çok çok üzüldüm. Daha önceden haber vermeseydik emin olun bu kadar üzülmezdim. Aslında yanımızda Tarih olmasaydı hiç hiç üzülmezdim. LaFea'm la soluğu bir kebapçıda alırdık. Bozulduk haliyle ve söylendik haklı olarak. Çıkışta Talat Bey'e de isyanımızı hafiften hissettirdik. Doğal olarak kendisi -kendince- haklı oldukları mazeretlerini söyledi ama ben şahsım adıma rezervasyonlu olarak gittiğim bir restorandan istediğim yemeği yiyemeden ayrılmış olmaktan dolayı çok sinirliydim. Açıkça da söyledik başka bir Kore yemekleri mekanı olan çok yakında ki Jin Mi kafeye geçtiğimizi. Talat Bey üzüntüsünü 'Uzun bir süre Ramen gelmeyebilir. Gümrükte takıldı.' diyerek açıkladı. Bizde rahatlıkla söyleyebiliriz o zaman 'Zaten bizde uzun bir süre Ramen yemeği düşünmüyoruz'. Belki şu anda sert ve keskin kenarlı kelimeler kullanıyor olabilirim. Ancak dediğim gibi haklı olarak üzgün ve sinirliyim. Özrüm kabahatimden fersah fersah ötede.

Neyse sinirimi ve derdimi paylaştıktan gelelim daha hoş ve günün daha güzel kısmına. Tanıdığım en neşeli Kore sever Yeşim bizi 'kapıda' karşılayarak mekana buyur etti. Jin Mi Cafe Sultanahmet Camii'sini sol cephesinden gören harika bir terasa sahip bir mekan. Hava bu kadar güzel olunca ve sohbete de doyum olmayınca bizde ramenimizi yemek için soluğu terasta aldık.


Ancak her ne kadar bulunduğumuz mekana göre uygun hareket eden insanlar olsak da LaFea'm ve ben dürüstlüğümüzden asla taviz vermedik. Bir dost gibi güzelliğini yüzene söylerken kötü yönünü asla arkandan söylemeyenlerdeniz. Çıkışta Yeşim'e de söyledik bunu zaten. Her ne kadar -müşterilerini- 'misafirleri' gibi ağırlasalarda hizmet konusunda kendilerini epeyce geliştirmeleri gerekiyor. Özellikle servis ve sipariş alımı konusunda biraz daha titiz olunmalı. Mekanın bakımı ve temizliğine biraz daha dikkat edilmeli. Ancak bu hafif rahatsızlık veren konular kesinlikle kötü amaçlı değil. Yıkıcı değil yapıcı olmak amacımız. Sözün özünü söyledikten sonra sözümüzü tutmanın verdiği rahatlıkla Kore usulü Ramenlerimizi sipariş ettik. Bol bol sohbet ettik. Gong Yoo'muzu bol bol andık, dizilerden, sinemalardan bahsettik. Güzel hoş sohbetimiz dumanı üzerinde gelen Ramenlerimiz le kesildi.


İtiraf etmeliyim ki eğer yemeğimiz biraz daha gecikseydi midemin gurultusunu tüm İstanbul duyacaktı. O kadar acıkmıştım ki ramen kaselerini görünce neredeyse kocaman bir 'YİHHHUUUUU' çekecektim :D Zaten yemeklerin masaya konduğu andan ve doyduğumu hissettiğim ana kadar geçen sürede sohbete sadece Evet/Hayır/Hmmm/Bencede/Kesinlikle şeklinde katılımlarda bulundum :) Gerçekten ama gerçekten çok acıkmıştım. Evet evet itiraf ediyoruz silip süpürdük resmen. Fotoğraftaki kaselerde kanıtımız. Sağ üst köşedeki kase benimki, karşısındaki Tarih'in, alt soldaki LaFea'mın ve sağ alttaki de Rüzigar'ın. Gördüğünüz gibi bir tek onun kasesinde biraz kaldı. Ama zaten Rüzigar'ım hep az yer. ;)


Yemeklerimiz yedik ye Yeşim tarafından güzel bir şekilde kapıya kadar uğurlandık. Buradan Yeşim'e de candan ağırlaması için bir kez daha teşekkürler. Sonra kararlaştırdığımız üzere tatlı yemek üzere Çiğdem Pastanesine doğru yollandık. Havanın harika olmasını bilen İstanbullular soluğu Sultanahmet'te almıştı. Belediyenin ektiği muhteşem laleler mekanı adeta büyülü bir hale getirmiş. Aşık olmamak elde değil, mükemmel bir güzellik adeta bir şaheser. Zaten fotoğraf çekmeyi çoook çoook seven ben sarıldım hemen makinama ve birbiri ardına fotoğraf çekmeye başladım. LaFea'mın bu konu hakkında özgün bir yorumu var. Bloguna kısa bir ziyaret yapmanız menfaatinizedir :D ;) TIK TIK






Rüzigar'ım laleleri fotoğraflamaya çalışırken bende onun bu güzel çabasını fotoğrafladım. Bir sen anladın beni güzelim :)


Çiğdem Pastanesi'ne fotoğraf çekiminden :D sonra nihayet ulaşabildik. Mekanın adı çilekli turtalarla biliniyor. Mekan küçük ama gayet hoş. Tatlıları her daim taze. Bizde keyifle yedik :)


Tatlılarımızı yedikten sonra LaFea'mızı ikna edip Kadıköy İskelesine kadar çok güzel bir yürüyüş yaptık. Güneşin batması, geceyle kavuşması geç saatlere kalırken bizde bu fırsatı değerlendirip harika bir gün geçirdik. Eğer daha fazla zamanımız ve enerjimiz olsaydı daha neler neler yapmak isterdik. Gün sona ererken LaFea'mı, Rüzigarı ve Tarih84 ü Kadıköy İskelesinden vapura bindirip arkalarından beyaz mendilimi salladım :D

P.S: LaFea'm o hıçkırık sesleri bana ait değildi :D



Gönül isterki daha kalabalık olsaydık ve aranan dostlarımızda aramızda olsaydı. Mavicim, nilü'm canlar bir gün hep beraber buluşmaktır dileğim. Tarih canım umarım sende bizim kadar eğlenmiş, güzel vakit geçirmiş ve bizleride artık bir dost bilerek İzmir'e kalbinde götürmüşsündür. Dostlarla geçirilmiş bir günden daha güzel ne olabilir ki...

Sağlıcakla kalın dostlar...

Tarih84 ile İzmir’den Seoul’e… :)


Blog dünyasının hızından geçilmeyen buluşmaların tadı tuzu :P LaFea ve Miss_Nefertiti yeni buluşma organizasyonlarını duyurmaktan gurur duyar. :) LaFea'mın duyurusu için TIK TIK ;)

Çoook sevdiğimiz ve değer verdiğimiz dostumuz Tarih84 bu hafta İstanbul'un tozunu toprağına katmak için geliyor :) Tabii biz bugüne dek verdiğimiz her sözün arkasında durduk. Yine duracağız.. 24 Nisan'da Kore yemekleri için tercih ettiğimiz mekan olan Sultanahmet Seoul Restaurant'ta buluşuyoruz.

Güzel bir gün geçirmek ve eğlenmek isteyen dostlarımızı bekliyoruz. Tarih84 sana bol acılı Ramen ve Kimchi sözümüz var. Ayrıca LaFea'm ve benim mümkün olduğunca her buluşmada gerçekleştirmeye çalıştığımız bir de tatlı faslımız..

Güzel bir yemek, güzel bir tatlı ve daha da önemlisi birbirinden güzel insanlarla geçirilecek güzel saatler... Paşa gönlüm daha ne ister... :)

‘KORE’ Aşkına Sanaldan Gerçeğe…….


Sözümüzü tuttuk 13 Mart tarihinde Sultanahmet Seoul Restaurant'ta blogcu ve bloglarımız takip eden sanal arkadaşlarla buluştuk. Sanal arkadaşlığımız hayata geçirdik. Her zaman söylüyorum Lafeam biz her ne kadar projelerimizi kağıt üzerinde 4X4 lük yapsakta konu uygulamaya gelince sınfta kalıyoruz :) Ufak tefek gecikmeler ve anlaşmazlıklar olsada bir araya gelmeyi başarıyla gerçekleştirdik. Ben, Lafea, nilü, pucca91pucca ve ayfer arkadaşımızla toplam 5 kişi Seoul'de muhteşem bir yemek yedik. Seoul' ü seçme nedenlerimizden bir diğeri de yemek seçiminde inanılmaz yardımcı olmaları. Özellikle burdan Aydın abiye bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyorum. Her seferinde tekrar tekrar sormamıza rağmen hep aynı içtenlikle sorularımızı yanıtlıyor.

Ne mi yedik tabiii ki Ramen yedik. Allahım çok lezizdi. Kimchi harikaydı diğer herşey inanılmaz lezizdi. Çok ama çok aç olduğumdan mıdır yada yoksa çok sevdiğimden midir tatsız tuzsuz lapa pilavı pile silip süpürdüm. Bkn:Alttaki foto. Evet evet biliyorum tabakların dolu olduğu anıda görmeliydiniz ama o kadar açtım ki o anda fotoğraf çekmek önceliklerim arasında son sıradaydı. Yenmeden önce nasıl göründüğünü merak edenler için daha önceki buluşmalardan birinde çektiğim fotoyu aşağıya koyuyorum.



Nilü ile daha önce tanışmışlığımız vardı. ayfer ve pucca91pucca ile ilk kez tanıştık. Şahsım adıma ben çok ama çok memnun oldum. Umarım ki onlarda memnun olmuşlardır. Gönül isterdi ki bu tanışmanın mutluluğunu birer kadeh soju içerek kutlayalım. Ama işte maalesef şişesi 30 TL olunca pek içesi gelmiyor insanın :) Güzel yemeğimizin ardından bizi güzel bir şekilde karşılayan ve samimi bir şekilde uğurlayan Talat Bey'e de buradan selamlarımızı iletiyoruz. Ancak ciddi olarak bir anı köşeyi yapmayı düşünmelisiniz gerçekten çok anlamlı olur. :)

Seoul'den çıktıktan sonra ayfer ve pucca91pucca arkadaşımızla vedalaşıp rotamızı JinMi Cafe'ye çevirdik. Aynı gün orada film izleme etkinliği olduğunu biliyorduk. Ama kendi organizzasyonumuzla çakışınca geç olsada uğramaya karar verdik. JinMi Cafe'nin vazgeçilmez öğesi Yeşim bizi candan bir şekilde karşılayıp ağırladı. Organizasyonun Kore'de çok sevilen çocuk tatlılarından birini yaptıklarını anın sonlarına yetişebildik. Mekan inanılmaz leziz adeta pamuk şekeri gibi kokuyordu. Şansıma diyeceğim ama değil içeri girdiğimizde Yeşim'in elindeki belkide son şekeri bana vermesi eminim onun kocaman yüreğinin kapsama alanında olmamdan kaynaklanıyordu. Çok hoş bir tadı olan şekeri Kore'de özellikle çocuklar çok severek yiyiyormuş. Valla doğru söylemek gerekirse ben bile şu yaşımda adeta şekeri sopasıyla beraber yutacaktım. O kadar hoşuma gitti. :D JinMi Cafe nasıl bir yerdir merak edenler için küçük bir kaç detay. Duvarları en sevilen Kore dramaları ve filmlerinin posterleriyle dolu olan, çeşitli Kore hatıra eşyalarıyla döşeli samimi bir ortam.


Güzel hoş sohbetin ardından JinMi Cafe'ye gidenlerin düşünceleri yazdıkları bir köşe yapmışlar. Bizde hazır oradayken kalemlerimizi konuşturalım dedik. Kendi kalemimden;

"KORE Aşkımızı AŞKINIZA Ortak Ettiğiniz İçin Teşekkürler"

Birkaç kare fotoğraf çekildikten ve az bir süre sohbet ettikten sonra Yeşim, oradaki arkadaşlar ve JinMi'nin yeni aşçısı Koreli hanım teyzemiz tarafından samimiyetle uğurlandık. Koreli hanım teyzemiz bizleri samimiyetle kucakladı kapıya kadar geçirip uğurladı. Kendisine ve Yeşim'e içtenlikle bir kez daha teşekkürler.

Oradan da ayrıldıkran sonra rotamız bu sefer harika bir tatlı yemek için Çiğdem Pastanesi oldu. Bu güzel günü güzel bir tatlı yiyerek kapamak istedik. Ben mevyeli, nilü çikolatalı pasta yerken Lafea da çilekli turta istedi :D


Tatlılarımızı yerken her işte usta olan ben caaanım dostum Lafea nın arka masadaki yakuşuklu grubu kestiğini hemencik anladım. Ehuehuehheee kendisi daha ne olduğunu anlamadan ben arka arkaya espirikleri patlatarak dikkatini dağıtıp tehlikeli mahlukların bizden uzaklaşmasını seyrettim :D Şaka bir yana dostlarımla bir arada olduğumda ve mutlu olduğumda bazen gerçekten dozumu aşabiliyorum. Nilü canım senin ahlakını biraz bozduk ve pastanı yerken az daha boğulmana da neden oluyorduk yani oluyordum. Bir daha ki buluşmalara gelmezsen seni anlayışla karşılarız. :D Bu iki kaçık UNNİ seni çok sevdi umarım sende bizi sevmişsindir. (PS: Fotoları en kısa zamanda istiyorum. Yoksa elimdeki fotoları kötü emellerime alet edeceğim :D )

En sonunda gün çuvala girerken birbirimizle Sultanahmet Tramvay durağında gürültülü bir şekilde vedalaştık. Lafea mı Kadıköy vapuruna bindirip arkasından mendil salladıktan :D sonra bende Sirkeci tran garına yollandım. Sabahın 7 sinden beri ayakta olmanın ve tüm gün koşturmanın yorgunluğu tüm hücrelerimde çifte telli oynasada mutlu bir şekilde evime döndüm.

Bir daha ki buluşmada görüşünceye kadar canlar kendinize çoook iyi bakın. pucca91pucca ve Nilü derslerinize sıkı çalışın, ayfercim Kore'li komşularını bir gün bizimle tanıştır lütfen, Lafea canımcım sende kocaman yüreğinle sadece beni sev tamam mı.

Ben de hepiniz adına Gong Yoo yu seveceğim. SÖZ. :D :D

13 Mart Seoul deyiz..



Gönül isterdi ki yazımın başlığı gerçek anlamını anlatsın. Ancaak maalesef biz bu hafta sonu Sultanahmet'teki mekanımız Seoul Restorant'ta blogcu arkadaşlarla Kore yemekleri yemeye gidiyoruz. Nasıl acaba nasıl gelecem gibi sorularınız varsa;


Gelmek isteyenlere tek şartımız Kore yemeklerini sevmeleri yada en azından yemek istemeleri. Olmadı damak tadınıza hitap etmezse hani o dramalarda hep gördüğümüz Ramenleri höpürdeterek yiyeceğiz. Benim tabirimle Permalı Makarna yiyeceğiz :D

Cumartesi görüşmek üzere... :)