Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Korea etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Korea etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Seul Me'den Hediye Var =)



Kore'de eşiyle birlikte yeni bir hayata başlangıç yapan sevgili arkadaşım Seul Me bana bir paket gönderdi. Bir süre postayla göndereceğim diye düşünse de mayıs ayında annesinin Kore'ye gidecek olması sebebiyle paketi annesinin boşalan bavuluyla göndermeyi tercih ettik. Hem posta ücretinden de tasarruf etmiş oldu. 

Bahar'ın annesi Kore'den döneli bir süre oldu ama ben bir fırsat yaratıp bir türlü gidemedim. Halbuki sonradan öğrendim ki gerçekten çok yakın oturuyormuşuz :) Hafta sonu güzel bir ziyarette bulundum Bahar'ın ailesine. Çok cana yakın çok sevecen insanlar. Annesine sordum kore nasıl diye? Cevapları güzeldi. Koreliler soğuk dedi :D Ama sokaklar caddeler her yer tertemizmiş =) O kadar çok şey anlattı ki aklıma gelmiyor hiçbiri şimdi. 

Bahar'cım gönderdiğin harika şeyler için çok çok teşekkür ederim. Kozmetikleri nerelerde nasıl kullanacağımı yazarsan eğer mutlaka hepsini kullanacağım =) 

Eee hediye dedin nerede derseniz eğer işte geliyor bol fotoğraflı bir post ;)

Öncelikle piyasaya ramenleri sürüyorum :) Rameni ne kadar sevdiğim tüm cihan tarafından biliniyor zaten. Bahar koreden ne istersin deyince ben hemen 'ramen' dedim :) Saolsun 2 paket ramen yollamış. Soldaki paketi akşam pişirip yedik ablamla beraber. Bayıldık tadına çok güzeldi valla =) 




Bunlarda minik cüzdanlarım :) bayıldım renklerine ♥



Bunlarda çeşitli şekerlemeler sanırım. Sanırım diyorum çünkü tatlı görünüyorlar :D Sağ alttaki şekerlemeyi akşam yedim. Unlu hafif şekerli bir tadı var. İlk ağzınıza aldığınızda hafif şekerli bir tat yoğun un tadı alıyorsunuz. Yedikçe şeker tadı yoğunlaştı gibi geldi bana :)



Bunlarda telefon süslerim. Sol üstteki kore parası şeklinde, sağ üstteki ise tırnak makası. Elinde yelpaze tutan koreli bir namja var süsü olarak :D Alttaki ise yine bir telefon süsü. Çok şeker ve sevimli :D 



Gong Yoo sevdamı Bahar bile öğrendi hehe Saolsun iki tane çorap göndermiş. İkisi de birbirinden güzel. Hemde benim ayaklarıma oluyor :D Neden derseniz ben minik ayaklıyım 34 numara giyiyorum :D Tam oluyorlar ayağıma hehe



Gong Yoo dedik değil mi =) Bahar bana bir de Gong Yoo'lu bir dosya göndermiş :D İki tarafında da farklı Gong fotoğrafı var :D ♥♥



Bunlarda bayıldığım hep istediğim chopsticklerden. Kılıfı olsun desenleri olsun herbişeyine bayıldım resmen :) Kullanımı ahşap çubuklara göre zahmetli biraz ama olsun kullanması çok keyifli :)



Bahar bana bir sürü kozmetik malzemesi numuneler gönderdi. Eğer bana hangisi ne işe yarıyor ne zaman kullanılacağını yazarsan hepsini deneyip kullanacağım inşallah :D







Bunlar da yüz maskeleri. Hani dizilerde yüze yapıştırdıkları kağıt şeklinde olanlardan hehe




Şimdi gelelim fasulyenin faydalı kısmına. Şimdi yukarıda gördüklerinizin tamamı Bahar'ın kalbinin güzelliğinin eseri. Bazıları görgüsüz, yalaka ve içten pazarlıklı olduğumu düşünebilir. Umrumda değil açıkçası kimin ne düşündüğü. 

Ben Bahar ile yüz yüze hiç görüşmedim. Ama mail yoluyla, twitter aracılığıyla uzun sohbetlerimiz, konuşmalarımız oldu. Ben ona derdimi anlattım o bana derdini anlattı. Sanırım konunun özü olarak söylemek istediğim ben Bahar'ı yüz yüze görüşmeden sevdim diyebilirim. Güzel mevlamın iziyle yakın zamanda tanışma fırsatım da olacak inşallah. Allah hepimizin karşısına bizlere destek olacak insanlar çıkarsın. Kıskanç ve fesat insanları hem yüreğimizden hem kaderimizden uzak tutsun rabbim.

Ve cümlemi bağlarken kapanışa; Sevgili Bahar gönderdiğin herşey için çok çok teşekkür ederim. Basit bir teşekkürden başka birşey gelmez şimdilik elimden ama kısa zaman sonra sana bir süpriz yapmayı planlıyorum :)

Cana Can Katanlar ♥

Hafta sonu sevgili dostlarım LaFea ve Arwen ile buluşup küçük bir doğum günü kutlaması yapmaya karar verdik. Buluşmamızı diğer blogger arkadaşlara da bildirdik ama yoğunluk, verilmiş sözler vs. bir araya gelemedik. Ama dediğim gibi biz zaten buluşacaktık, diğer arkadaşların duyup da 'bize de söyleseydiniz keşke' diyeceklerini düşünerek onları da davet ettik.

Aslında biraz utanç verici birşey. Diğer taraftan bakınca da öyle değil. LaFea ve Arwen'in amaçları hem buluşmak hem de bana doğum günü hediyelerimi vermekti. Diğer arkadaşları davet ederken de kendimi kötü hissettim açıkçası. İnsanları mecburiyete sokmak gibiydi. 

Neyse canım dostlarım bana güzel bir gün yaşattılar, beni hiç kırmadılar ne dediysem yaptılar ♥ Bana birbirinden şahane, inanılmaz değerli güzel hediyeler aldılar. Çok çok çok teşekkür ederim canlarım ♥  Yedik, içtik, eğlendik, paylaştık. Çok şahane bir gündü ama en çok dostluğun tadı damağımda kaldı. Doyamadım resmen. İstedim ki zaman dursun biz birbirimize doyana, kanana kadar hiç akmasın.

Arkadaş demek dost demek dürüstlük demek benim kitabımda. O yüzden LaFea ile dostluğumuz hep dürüstlüğe dayalı oldu. Doğum günü hediyemi taaaa Ağustos ayında seçtim ve istedim. Bize göre hediye alınırken karşı tarafın istediği yada ihtiyacı olan birşeyi almak daha önemli. Bu yüzden LaFea ve Arwen in aldığı hediyeler daha çok benim istediğim şeyler oldu. 


Arwen'imin hediyesi. Kitap bir seri diğer kitapları arşivimde vardı. Bu kitabı alma fırsatım olmamıştı. Canım benim ricamı kırmadı ve Julia Quinn'in Sonsuz Sevgilerimle kitabını bana aldı. Çok çok çok teşekkürler canım.


Bu Kore kolyesi LaFea'mdan ♥ Bayıldım ve hemen boynuma taktım =)


Bu da Kore kupam :D Buna da bayıldım. Üzerinde ne mi yazıyor...


=)))


Bu Kore bayrağı temalı tişörtüm =) Şahane... ☻


=)) ♥

Halbuki ben sadece tişört istemiştim =)) Kupa ve kolye LaFea'nın duble süprizi oldu bana ♥


***

Yemek için Gelik Restoranta gittik. Döner menü lezizdi. Yalnız mantarlı pilav diye yedirdikleri resmen bezelyeli baharatlı pilavdı. Ayrıca içine koydukları dereotu tadını çok kötü yapmıştı bence.


Tatlılarımızı City Brasserie'de yedik. Ben ve Arwen sufle yerken LaFea browni ve çay içti. Doğrusunu söylemek gerekirse mekana ve sunuma bayıldık. Ayrıca diğer masalardan gördüğümüz yemeklerde gayet şahane görünüyordu. Bir daha gittiğimizde yemeklerimizi City Brasserie da yemeye karar verdik.


Sufle şahaneydi. İçindeki çikolata sos tam kıvamındaydı. 


Diğer bir açıdan =)


LaFea'nın brownisi.  Leziizzz... =)

***


Her yıl yaptığım gibi bizim tanışmamıza, şahane bir dostluğu paylaşmamıza, bir arada bulunmamıza aracı olan insana teşekkürlerimi sunuyorum. Gün gelir sevgi biter aşk gider. Ama sana olan minnettarlığım, dostlarım yanımda oldukça benimle yaşayacak. Her yıl doğum günümü senin doğum günün gibi kutluyorum. İyi ki varsın Gong Yoo. 



Gitmeden önce son bir satır daha yazayım. Teşekkürler ve sevgi ifadeleri çok hoş çok güzel. Ama en değerlisi ne biliyor musunuz? Sevilmek ve değer verilmek. LaFea ve Arwen ikinizi de çok çok seviyorum. Siz de beni hep sevin emi. Hiç unutmayın, hiç kızmayın hem ama hep yüreğinizde saklayın beni. Tıpkı benim yaptığım gibi.

The Princess Man ~ Ölümüne Sevdiler Onlar

Diziyi Aralık ayının başında annemle beraber izleyip bitirdik. Hem annem hem de ben inanılmaz beğendik ne yalan söyleyeyim. Annem Kore dizilerinde eski zamanlarda geçen dizileri daha çok sever. Muhteşem Kraliçe ve Denizler İmparatoru'nun etkisi çok büyük tabii. Ben de bu dizinin çok övüldüğünü görmüştüm. Hem bölüm sayısının az olması (24 bölüm) hem de sevdiğim oyuncuların oynaması diziye başlamamız için büyük etken oldu.




Dizimizin konusu kısaca; Prens Soo Yang'ın kızı ile Kim Jong Seo'nun oğlu arasındaki trajik aşk hikayesini konu almaktadır. Kim Jong Seo'nun oğlu Kim Seung Yoo soylu, yakışıklı ve bilgili bir erkektir. Prens Soo Yang'ın kızı Prenses Se Ryung neşeli, hayat dolu, meraklı ve cesur bir karaktere sahiptir. Prenses Se Ryung ve Kim Seung Yoo, birbirine aşık olur ancak aileleri ezeli iki düşmandır. Aşkları "Romeo ve Juliet"in Chosun Hanedanlığı versiyonudur.


 KARAKTERLERİMİZ



Kim Seung Yoo (Park Shi Hoo): Eski general şimdiki kralın baş yardımcısı yani başbakan olan Kim Jong Seo'nun oğlu. Eğitimli, başarılı, kendinden emin, yüzünden gülümsemesi eksik olmayan, dostlarına sadık dizimizin baş kahramanı. Taht kavgalarından habersiz, sarayda prensesin eğitimi için göreve başlamasıyla hem kendisinin hem de sevdiği herkesin kaderi değişecektir.





Kim Jong Seo (Lee Soon Jae)Kim Seung Yoo'nun babası, kralın ikinci adamı. Eski general yaşı ilerlese de cesaretinden ve gücünden hiçbirşey yitirmemiştir. Hayatını kralı ve veliaht prensi korumaya adamış, bu uğurda hayatını seve seve vermeye hazırdır.



Kral Munjong (Jung Dong Hwan): Krallığını erkek kardeşinin baskılarına rağmen yönetmeye çalışmaktadır. Tek korkusu öldüğünde veliath prensin, erkek kardeşi tarafından bertaraf edilerek kral olmasına engel olunmasıdır. En yakın yardımcısı ve dostu Kim Jong Seo ile beraber veliaht prensi korumak için Prenses Kyung Hye ile oğlu Kim Seung Yoo evlendirmeyi kararlaştırırlar.

Prenses Kyung Hye (Hong Soo Hyun): Kral Munjong'un tek kızı. Büyük amcası Prens Sooyang'ın kızı Lee Se Ryung ile yakınlar. Sarayda aldığı derslerden sıkılması ve hocalarına işkence etmesi ile bilinir. Kuzeni Lee Se Ryung ile yeni hocası Kim Seung Yoo'nun nişanlanacağı haberleri üzerine kuzeni ile bir defalığına yer değiştirmek üzere anlaşıyorlar. Kendisi saray dışına gezmeye giderken kuzeni onun yerine derse girmeye gidiyor. Böylelikle kaderlerini baştan çizecek bir karara imza atmış oluyorlar.

Prens Sooyang (Kim Young Chul): Kralın en büyük erkek kardeşi ve tahtta veliaht prensten sonra geçebilecek ikinci kişi. Tek istediği, uğruna her şeyini feda edebileceği tek şey tahta geçmek. Türlü entrikalar çevirerek büyük kızı ile kralın ikinci adamı Kim Jong Seo'nun oğlunu evlendirerek, Kim Jong Seo kendi tarafına çekmek ister. Ancak Kim Jong Seo'nun oğlunu Prenses Kyung Hye ile evlendireceğini öğrenince planlarını değiştirir. Taht yolunda önüne gelen herkesi harcayacak, tahta giden yolu kana bulayacak planlar yapmaya başlar.

Lee Se Ryung (Moon Chae Won)Prens Sooyang'ın büyük kızı. Dürüst, sözünü esirgememesi, cesareti ve zekasıyla dizimizin baş kadın karakteri. Babasının planlarından habersizi Kim Seung Yoo ile evlendirileceği haberleri üzerine Prenses Kyung Hye'i bir defalığına yerine geçerek onun yerine derse girmeyi, böylelikle evleneceği adamı görmek ister. Ancak prensesin kötü ününü duyan Kim Seung Yoo ilk derste otoritesini kurmak niyetiyle prenses ile aralarındaki perdeyi kaldırır ve Lee Se Ryung'u görür. Böylelikle hikayenin düğümü çözülmeyecek şekilde atılır. 

Uff spoiler vermeden karakterleri anlatmak ne zormuş. Valla nette hiçbir yerde yok. Elcağızlarımla yazdım valla :D 


Dizi öncelikle bildiğiniz dönem dizilerine benzemiyor. Aşk, nefret, intikam, sadakat, ihanet sonuna kadar dolu dolu yaşanıyor. Özellikle baş karakterlerimiz Lee Se Ryung ve Kim Seung Yoo arasındaki 'süründürmeyen' aşk diziyi izlememizi, 24 bölümü 1 hafta gibi kısacık sürede bitirmemizi sağlamıştır. 

Dizimiz prenses ile kuzeninin yer değiştirmesiyle arap saçına dönecek hikayenin ilk adımını atıyor demiştik karakterlerimizi tanıtırken. Se Ryung prensesin yerine geçerek derse girer ve Seung Yoo otorite kurmak amacıyla aradaki perdeyi kaldırır. Aslında Se Ryung'un amacı evleneceği adamı kendi gözleriyle görmektir. Ama Seung Yoo'nun planlarından habersizdir.




Evet evet o gördüğünüz ruj izi. Baş erkek karakterimiz biraz hovarda. Ginseng evlerinden hiç çıkamayan zampara :D Derse geç kaldığından kılık kıyafetini toparlamaya fırsatı olmuyor. Zaten Se Ryung'un gözünden kaçmıyor bu durum. Peki ne oluyor da bu prenses sanma işi devam ediyor. Se Ryung, Seung Yoo ile saray dışında da karşılaşıyor doğal olarak. Çünkü sarayda yaşamıyorlar. Seung Yoo'a sürekli saraydan gizlice çıktığı yalanını atıyor, derslere gelince Prenses Kyung Hye'nin işine geldiğinden Se Ryung derslere girmeye devam ediyor. 



Dışarıda her karşılaştıklarında onları birbirine yakınlaştıran şeyler oluyor. Ata binmek, salıncakta sallanmak, gizli saklı buluşmak. Heyecanla yaptıkları bu hareketlere kalplerinin ritimleri de katılınca, yaptıkları herşey daha bir anlamlı her bakış daha manalı oluyor.

Aslında uzun ve bol spoilerli bir yazı yazdım. Sonra vazgeçtim. Çünkü ne yazarsam yazayım dizinin heyecanı kaçıyor. İstiyorum ki bu yazıyı okuyan herkes bu diziyi izlesin merak etsin. O yüzden sadece baş karakterlerimizin ilişkilerinin başlangıcını yazdım sadece. Dizi bol entrika, bol bol ekşın içeriyor. Tam diyorsunuz ki bu karakter ölmez, bir dakika sonra çat gidiveriyor. Süprizler de var yani. İzleyin kesin beğeneceksiniz. Benden söylemesi.

Yazımın sonunu karakterlerimizin birbirlerine aşklarını itiraf ettikleri bölümü yazarak getiriyorum. İzlediğim en güzel aşk itiraflarından biriydi.



Seung Yoo, Se Ryung' a soruyor; "Kalbim kalbinle yer değiştirip derin anılar bıraksın."

Se Ryung'un cevabı; Kalbimi senin kalbinle değiştirecek olsaydım, seni nasıl özlediğimi ancak o zaman anlardın.

Se Ryung, Seung Yoo'a soruyor; "Bu dünyaya aşkın ne olduğunu sor.", "Birlikte yaşayan insanlar aynı anda ölebilir mi?" 

Seung Yoo'nun cevabı; Aşk nedir diye bütün dünyaya sordum. Ben cevap vereyim. Bizler, hiç tereddüt etmeden ölüm bizi ayırana dek birbirimizi sevmeye söz veriyorsak bunun adı aşktır.

Ama yukarıda yazdıklarımın hiçbiri sizin için yeterli değilse sırf Park Si Hoo'nun şu sahnesi için bile izlenir :D

Kaynak:Fotoğraflar dramabeans.com adresinden alınmıştır.

Belki Güney Kore'ye Giderim (DİYE)

Ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama ucuiyagi şu yazısında Kore izlenimlerini ve Kore'ye gitmeden önce Kore Turizm Bilgi Merkezi'nden temin ettiği Kore rehberinden bahsetmişti. Bende şubat ayı başında aklıma gelen bu yazı sonrasında  http://english.visitkorea.or.kr/enu/index.kto  sitesinden önce üye oldum, sonra da broşür için başvuru yaptım.

Broşür başvurusu aşağıdaki linkten yapılıyor ;)

http://english.visitkorea.or.kr/enu/GK/GK_EN_2_7_5.jsp

Kore'ye belki hiç gidemeyeceğim ama yine de bunu yapmak istedim. O broşürü elime almak sanki 'gitmek' için hayallerimi itiklemek gibi birşey olmuştu. 16 şubatta postacının minnacık posta kutumuza sıkıştırarak bıraktığı paket elime ulaştı. Paketimi heyecanla açtım. Çok güzeldi. İçinde Kore'nin başlıca merkezlerinin haritası vardı kocaman. Seoul, Busan, Jeju Adası, Seoul metro hatlarının haritası vardı. Sanki gidecekmiş gibi metro hatlarını bile inceledim :)  İçinden birde  İngilizce  bir de broşür çıktı. Nerede kalınır, nasıl gidilir, ulaşım nasıl yapılır, nerede ne yenir gibi aklınıza gelebilecek soruların tamamının cevabı vardı.

Ben oralara gidip yaşama hayali hiç kurmadım. Ama bir turist olarak zaman kısıtlaması olmadan gezmek istediğim yerlerin başında geliyor. Nasıl desel hayal gibi birşey. Bu yaptığımda hayallerime atılan bir olta gibi birşey. Kim bilir hayat denizinden kendi payıma ne düşecek. Haydi dostlar rastgele ;)

Top Tens and Beer

First, here are a few Top Ten Lists that I have written that you may enjoy. These are all travel related.

You can also find these and other info on my Travel Tips page.

Top 10 Essentials For Your Pack
10 Things You Will Be Glad You Lugged Around
10 Things You Want to Do Before Kicking The Bucket
10 Weird Things We Saw Abroad
10 Reasons Nepal Is Better Than India: A Guest Post

Also, althought Kim hasn't posted her linky already, she is the host of: Grab a Beer and Look What I Did Last Week. So, pull up a chair, grab a beer and tell me: How was your week? (PS even if I don't get a chance to formally link up with Kim, I am here! I have a beer in hand and am waiting to hear what you did this weekend!)

- My week, as I think I also mentioned here, was very relaxing. I spent the week in Bali, scuba diving, getting ripped off, snorkling and relaxing.

I have a couple of things to say about that.

(1) I love diving. I am going to write a whole post about where you should go if you do want to dive, because there are cheap places, expensive ones, ones with clear water, ones where you are basically swimming in dirt. Okay, well -- enough. I will save it for a future post. However, Bali is an A-OK in my book. Even the snorkling was great!

(2) It was HOT. I mean HOT. 90+ degrees the entire time with no wind and a humidity of, oh, I don't know, maybe 97%. So, if you do go, maybe don't go when it is summer time. Or spring time. Or Fall. I don't know. Or just be ready to sweat your ass off, becuase there is no AC and it is hot!

- Other than that, we had a long ass (sorry about all the A words, g-ma!!!) flight from Bali to Seoul. Actually the flight itself was not long but the entire journey was a pain in the -- (here I go again). We were supposed to take a shuttle at 4:30 (the last one to the airport) which didn't leave until 6:30, so we sat in the car (in the aformentioned heat) waiting to leave for two hours. Then we got to the airport around 8 and our flight was not until...get this...

3:30 am.

So we couldn't check in until midnight, so we sat OUTSIDE the airport waiting for check in. Finally we checked in, then sat INSIDE the airport waiting for the flight to board. So. Finally we got to Korea and then it is Immigration and another bus into the city, which was an additional hour and a half. So from city to city with all the buses, it was 20 hours. Not the worst ever, and LUCKILY only a one hour time difference, but I am pretty cracky today, let me tell you!

One good thing (I know, you guys are going to laugh) is that it is 40 degrees in Korea (as opposed to a bajillion degrees in Bali). I put on pants. I never thought I would be happy about that. Also, we are back (still?) in the land of items on sticks. Hurrah!!! Today I had four sausages and a weird rolled up rice ball of fried fish tasting stuff on a stick! Sweet!

So, I hope you all had a great week and weekend! I know my family got snow at their house in Northern California! Is March going out like a lamb for you?