Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sanat sevgisi insan sevgisidir./Kültür - Sanat/milliyet blog



"Sanat" insanın ürettiğinden, yine insanın haz alması olduğuna göre: Yaşadığımız doğal ortam bir sanat eseri gibi düzanlenmemiştir.

"Kâinat" denen bütünün, küçük bir noktasında yaşar, diğer kısmını ise ancak hayal ederiz.

Yaşadığımğız noktaya dokunuşumuzla, sanatı başlattık. Bu dokunuşlar insan zekâsının doğaya egemen olmasını sağladı. Doğal
 ortamı, yaşam için yeterli bulmayıp, onu ihtiyaçlarımız doğrultusunda (sınırlı) değiştirmeyi başardık.

Kuşların cıvıltısı, sineklerin vızıltısı, derelerin şırıltısı ve dalgaların kayalarla vuruşmasını , izlemekle yetinmedik:

Güzel sözleri dengeleyerek "ŞİİR"
Sesleri düzenleyerek "MÜZİK"
Çizgi, renk ve biçimleri bir araya getirerek "RESİM" yaptık.

Bu çalışmaları yaparken elbette doğadan yararlandık, fakat doğaya boyun eğerek değil, ona hükmederek çalıştık. Bir örnekle devam edelim:

Ressam, belleğinden veya doğadan edindiği izlenimlerle resme başlar. Doğadan bir çalışma yaptığımızı varsayalım: Çalışma aşamasında estetik arayışlar gereği, doğadan uzaklaşılır. Daha güzel olsun diye, belki herşey değiştırilip, yeniden yaratılır. Amaç, güzel resim yapmaktır. Doğadaki elemanlar, bizim zevkimize göre yerleştirilmediklerinden, onları resme alırken (özgürce) değiştirebiliriz. Öyle bir an gelir ki; Doğa bırakılır. Gerekli dengeyi kurmak için hesaplaşmeyı tual üzerinde sürdürürüz. Sonuçta ortaya güzel bir resim çıkar. Böyle bir resimde, konu edindiğimiz doğanın değil , ressamın yorumları egemendir.

Karşımızda duran resim, bir insan tarafından tamamen "İNSANİ" duygularla yapılmıştır.

Ressamın dışındaki izleyiciler, böyle bir resmi ( konusu ile mukayese etseler dahi) daha çok severler. Çünkü, onda insanca bir yorum saklıdır. Esere duyulan hayranlıkta, en büyük pay sanatçıya aittir. Doğa gitmiş, onun yerine, yepyeni bir eser gelmiştir. Bu eserin kaynağı, ressamın iç dünyasıdır. Esere duyulan sevgi ve hayranlık, aynı anda iki adrese birden gider.Bunlardan biri eserin kendisi, diğeri ise, onu üreten sanatçının iç dünyasıdır.İşte bu nedenlerle:

"SANAT SEVGİSİ İNSAN SEVGİSİDİR"

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,

Sevgi üzerine bir demet/Kültür - Sanat/milliyet blog




Sevgi ve saygı kelimeleri üzerine yığınlarca yaprak harcanmış, düşünceler ortaya konulmuştur. Sevgi üzerine düşünceler insanlar arsındaki bağı düğümleyen ilmiklerdir. Her ilmik, bağı kuvvetlendirmiştir. Yaşanabilir bir dünya için, içinde insan sevgisi olan bir hayat çemberi gereklidir. İskender Pala’nın “sevginin varlığı insanın içini kapladığı zaman sevgiliden başkasına karşı şuuru kaybolur, akıl fena bulur… gün geçtikce maddeleşen dünyada açık tutmamız gereken gönüllerimizi birkaç kat sevgi ile örmemiz gereklidir demektedir.(1)

Geçmiş dönemlere baktığımızda Anadolu insanı bunu sevdiğinde göstermiştir. Sevdiği kimi zaman eşi, çocuğu, ailesi olmuş kimi zaman yaşadığı çevre, evi, işi, hayatı olmuştur.en önemlisi Allah sevgisi olmuştur.

Toplumları ayakta tutan değerlerden biri ve en önemlisi de kültürdür. Bizim kültürümüzün özelliği insanımızın, sevdiklerine içindeki sevgilerini sunmalarıdır.bakın geçmişin izlerine, kültürel zenginliğimize, evlerimize. Eski evlerdeki el işçiliğine mimarisine, içinin özenle döşenişine, düzenine… her biri içindeki sevgi ve estetiği özel alanına yaymış ve yansıtmıştır. Bir kapı kolundaki sanat, çeşmeler pencereler , önlerindeki çiçeklikler, çay içme takımları, işlemeler ve daha neler neler. Bunun yanında idman ilişkileri daha estetik daha mükemmel, gösterişten uzak, birbirini kucaklayan samimi bir yapı. Böbürlenme, kibirlenme olmayan güzellik ve bunları besleyen kaynak sevgi ve sayı bir Yunus, bir Mevlana, bir Hacı Bektaş-ı Veli olgusu… gözlere zarar vermeyi hor görüp çevreyi temiz tutma alışkanlığını hoş görme, televizyonun sesini kısarak izleme ve dinleme, derste arkadaşını derste rahatsız etmeme tedirginliği hep sevgi ve saygı ölçüsü içinde olacaktır. Toplumumuzda “Aferin oğlum ne kadar terbiyeli, yardımsever” sözleri sevgi ve saygı anlayışının, düşüncesinin dışarıya yansımasının bir sonucu değimlidir.

Mevlana’nın;

Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol

Hoşgörülükte deniz gibi ol

Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol

Sözlerinde sevgi ve saygı kelimelerinin içini dolduran öğütler vardır. Son yıllarda iyice yozlaşan toplumumuzda bu kelimeleri özler olduk.sözde güzelliklerin değil özde güzelliklerin yaşanacağı bir dünya içinde sevgi ve saygı demetlerinin birer birer açılması gerekmektedir.

Geçmişine sevgi ve saygı duymayan, kültürüne sahip çıkmayan toplumlarda sosyal sorunlar, aile içi şiddet hızla artacaktır. Toplumda ekonomik değerlerin ön plana çıkarak halkın sosyal statüsünün önüne geçmesi, geri dönülmez yaralar ortaya çıkarmıştır. Bunu telafi edecek eğitim ve insana sevgidir. Sevgi ve saygının olmadığı yerde şiddet ve terör hızla büyüyecektir.

Mevlana Sen sen ol testileri sevgi uğruna hele bir kır, sular oradan yol tutup gelecektir. Senin testinin içinde ne varsa dışarıya o sızacaktır diyor

Lale devrinde Şair Nedim bir şiirinde diyor ki ey sevgili sana hediye ettiğim gülün dalında yaprağıyla beraber dikenleri de varya onların sana gölge olmalarından korkuyorum sen benim için o kadar değerlisin sana bir zarar gelmesini istemiyorum diye düşünen bir zihniyet arıyoruz insanlara zarar verecek düşüncelerden dahi sıyrılmış aklı ve kalbi iyiliklerle dolu bir dünya. Çok mu zor insanoğlundan bu sevgiyi istemek. Herhalde istemek değil de sevgiyi oluşturmak, korumak, yaşatmak daha zor. O halde yaşatmak için zahmet çekmek gerektir. Kerem ile Aslı Leyla ile Mecnunlar daha çok olmalıdır bu ülkede. Sevgi için açan kalpler yorulmamalıdır. Her birimiz Mevlana gibi Yunus Emre gibi olmalıdır. İyilikler deryasında yüzen gemiler gibi olmalıdır. İyilikle kalkıp iyilikle yatmalıdır. Yolunun açık kalbinin sevgi dolu olması dileğiyle..

Mustafa DOĞRU

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,