Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Bibimbap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bibimbap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gaya Restaurant VS Seoul Restaurant

Şöyle doğru dürüst ramen yemeyeli o kadar uzun zaman oldu ki anlatamam. Sanırım 1 yıl kadar oldu. Bu süre zarfında ramen krizlerimi böyle ve saolsun Seul Me nın hediyesi ramenlerle giderdim. Sonra Türkiye'de Leader ramen sıkıntısı baş gösterdi. Müdavimi olduğumuz Seoul Restaurant'a geçici olarak gelen ramen markası da domuz katkılı olduğundan epey uzun bir süre krizler içinde kaldım resmen :D 

Neyse ki Temmuz ayı ortalarında bu sorun çözüldü. Leader ramen Türkiye pazarına tekrar girmiş diye duydum. Zaten bunu Migroslardaki reyonlarda da görebiliyoruz. Ne diyorduk 'ramen krizi'mden bahsediyorduk. O zaman bu zaman derken, araya da ramazan girince ancak bugün kısmet oldu muradıma ermek :)

Gaya Restaurant'a daha önce 2 kez Kore Severler Topluluğunun düzenlediği etkinlik için gitmiştim. Gidip yemek yemek ve Gaya'yı restaurant halinde görmek kısmet olmadı bir türlü. Bir de eskiden Gaya'da ramen satılmıyordu. Ama Kore'ye olan ilginin artması, üst tabaka kesime hizmet veren Gaya'nın menüsüne 'Cumartesi Atıştırmalıkları' başlığı altında ramenin eklenmesini sağladı. 

Gaya Restaurant Taksim'de, meydana yürüme mesafesiyle 5 dakika uzaklıkta. Menüleri tamamen kore yemekleri üzerine. Dolayısıyla Türkiye'de yaşayan iş adamları ve şirket yemekleri için tercih edilen elit yerlerden birisi. Seoul Restaurant'ta da kore yemekleri mevcut ama menülerinde çin yemeklerini de bulmak mümkün. Zaten mekan olarak Seoul Gaya'dan 3 kat daha büyük bir mekan. Fiyat olarak kıyaslarsak genel olarak yakın rakamlar söz konusu. Ama Seoul daha çok turist kafilelerinin tercih ettiği bir mekan. Zaten mekanda yer alan uzun uzun masalar görür görmez insanda bu fikir oluşuyor. 

Fotoğrafların kalitesi için üzgünüm. Telefonumla çekmek zorunda kaldım :(



Sanki bir yerde harf eksiği mi var :D Gaya'nın menüsü çok şık ve göz alıcı. İnsanı kendini iyi hissettiriyor. Güzel koreyi temsil eden nakışlar var üzerinde :)



Kore yemekleri deyince aklımıza en başta tabii ki ramen geliyor. Ama bibimbap, kimbap ve dokbokki de en bilinen diğer yemeklerdir. Seoul'de ramen ve bibimbap var ama diğer ikisi en bilinen çeşitler olmasına rağmen satışı yok. Gaya'da kimbap ve dokbokki satıldığını bugün öğrendim. Menüden hayal için çektiğim fotolar ;) 

Bu sayfa normal menü sayfası. Bu sayfada dokbokki nin fiyatını 45 tl olarak görüyorsunuz. Fiyat bana çok yüksek geldi yaa O.o



Aşağıdaki iki sayfa da  'Cumartesi Atıştırmalıkları' menüsü. Fiyatlar gayet uygun görünüyor. Bu sayfada dokbokki nin fiyatını 18 tl olarak göreceksiniz. Sanırım porsiyon farkı vardır. Yada ne biliyim ya vardır elbet aradaki uçurumun bir sebebi :S




Yukarıda da demiştim Gaya müşterilerine daha üst hizmet sunuyor Seoul'e göre. Tek kattan oluşan restaurantta masalar arasına geleneksel paravanlar koyularak bölümlere ayrılmış. Ben çok beğendim. Fotoğrafını çekmedim ama Gaya'da giriş kısmında sizi kocaman Kore küpleri ve Kore motifleri sizi daha kapıda etkiliyor :) Ve Gaya'nın çok büyük bir artısı mevcut. Seoul'de sizi kapıda girer girmez karşılayan o tuhaf koku Gaya'da yok!!


Rameni kıyaslamaya gelirsek eğer; ben rameni acılı severim. Ağlaya ağlaya yerim :D Gaya'nın rameni Seoul'e kıyasla bir gıdım daha acıydı. Ve Gaya'nın siparişinizin yanında getirdiği çeşitli garnitürler Seoul'ün yanında zayıf kaldı. Mesela kimchi yoktu!! En önemli şey bence. Mevsimsel olabilir diyeceğim sanırım. Çünkü bu sorunla Seoul'de de birkaç kez karşılaşmıştım. Gaya'da Seoul'den farklı olarak meze olarak mısırlı şekerli bir meze daha vardı. Sadece tadına baktım. Diğer mezelerin lezzet olarak bir farkını göremedim.





Sıcak ve acı birleşince hayatım resmen 'kulaklarımın' önünden geçti. Size olur mu bilmem ama ne zaman acı yesem hep burnum akar benim. Burnumu sile sile, yana yana yedim valla. Çok sevdim çok beğendim. Gördüğüm kadarıyla da koreye ilgisi olanlar da kore yemeklerini tatmaya çalışıyor. Ben gittiğimde mekanda 6 kişi vardı. Sonra dan 2 kişi daha geldi. Hepsi de bizden yani koreye yada yemeklerine ilgi duyanlardı :D Ön masamda 4 bayan oturuyordu. Sojuya kadar epey çeşit sipariş ettiler. Umarım yiyebilmişlerdir. Çünkü bayağı bir karışık şeyler istediler. Ben çıkarken de takım elbiseleriyle koreli iş adamları geldi mekana. Birbirlerine kart vermeler, selamlamalar, 'pangasimida' (memnun oldum demek hatırladığım kadarıyla) demeler falan. Bir an korede sandım kendimi. Mutlu oldum ^^

Eğer siz de bu lezzetleri tatmak, en azından gidip görmek istiyorsanız Gaya misafirlerine oldukça hoş görülü davranıyor. Kendilerine çok hoş bir de internet sitesi yapmışlar. http://www.korerestauranti.com/ Güzel ve detaylı bir site. Gitmeden önce göz atmanızı tavsiye ederim ;)

Ama ben bir de Seoul Restauranta gideyim kendi gözlerimle göreyim, tecrübe edeyim derseniz; restaurantın facebook sayfası mevcut ve sorulara cevap veriyorlar genelde Seoul Restaurant Facebook ve tabii internet siteleri de mevcut http://www.seoulrestaurant.org/

Her iki restaurantın da iletişim bilgileri internet sitelerinde mevcut. Ve gidip tatmak isteyenlere son bir söz. Beğenmek tamamen damak zevkine göre değişiyor. En azından dünya gözüyle bir kere gidip deneyin bence :D Ben ramenimi yiyip gün batımında evime doğru yol aldım. Aşağıdaki fotoğrafı da o zaman çektim. Herkese bol lezzetli günler diliyorum.

Sevgiler ♥



SonKanka ~ LaFea ve Harika Dostlarla Değerli Bir Gün

Eylül'19 'da uzak diyarların blogırlarından SonKanka İstanbul'daydı. Bu Blogır+KoreSever buluşmasının güncellemesini değerli dostum LaFea'nın şu harika yazısında belirttiği gibi 100 yıl sonra olmasa da 1 ay sonra yazmayı başardım :) Şimdi sizlere -birmilyonton- bahane sıralayabilirim ama yapmayacağım. Gerçekten zamanında yapmak isterdim ama araya bir sürü olay girdi ve işte bu zamana kısmetmiş.



O gün paylaştığımız harika şeyleri sizlere ballandıra ballandıra anlatmayı çok isterdim. Ama onu da yapmayacağım. Tüm gerçekleri tüm çıplaklığıyla yazacağım. Blog aleminde bizi tanıyanlar sözümüzde durduğumuzu her dediğimizi yaptığımızı bilirler yalnız SonKanka'nın şansızlığımı desek aksilikler mi desek ne desek bilemiyoruz ama verdiğimiz sözlerimizi bu seferlik tutamadık.

Rüzigar ve arkadaşımız Zeynep'in de katılımıyla mekanımız Seoul Restaurant'ta güzel bir başlangıç yaptık. Seoulde yüklü bir hesap ödeyip kalkmış olsakta gönül isterdi ki misss ramenleri lüpletmek. Ama olsun dedik değişik tatlara SonKanka'nın moral destek çalışmasıyla yelken açtık. Sayesinde Bibimbap ın tadına baktık ve hani o Kore dramalarında filmlerinde minnacık bardaklarda hüüppp diye götürdükleri arkasında 'ıhhhaahhhgggkkk' diye bir ses çıkardıkları adına Soju dedikleri ulusal Kore içkisinin tadına baktık. Şimdi ne zaman bir dizi yada filmde soju içtiklerini görsem ağzıma hafif acı-yakıcı tat geliyor, sanki o an bende içmişim gibi hissediyorum. Gerçekten Kore sevdasına kapılmış bir şekilde mutfağına da ilgisi olanlar mutlaka tadına baksınlar. Gerçi ben o gün rahatsız olduğum ilaç almış olduğumdan sadece ufak birkaç yudum içtim ama hasta olmasaydım daha fazla içerdim kesinlikle. Alkolle arası olmayanlara tadı biraz acı gelebilir ama içeriğindeki alkol oranı düşük olduğundan adam akıllı sarhoş olmak için birkaç şişe içmeniz ve Türkiye'deyseniz eğer kesenizin dolu olması lazım. Zira aşağıda resmini gördüğünüz iki minik şişeyi SonKanka 30 TL'ye satın aldı. Şişeler minnacık ve eğer SonKanka almasaydı biz almayı asla aklımıza getirmezdik. Kesene bereket SonKanka ;)



Söz söz dedik ama Çiğdem Pastanesinin o ünlü çilekli turtasından da yediremedik misafirimize. Mevsim değişikliğinden turtaları üzümlü yapmaya başlamışlar Böğğğğkkkk hiç sevmem. Zaten bizde pasta falan yedik ağzımızı tatlandırdık. Tabii bu arada bol bol fotoğrafta çektik. İşte aşağıda bi tanesi... ;)


Oradan çıktıktan sonra Gülhanenin hemen karşısında ara sokakta bulunan adı Montana olan bir cafe+restoranımsı yerde oturmaya karar verdik. Şansımıza hava çok güzeldi ve mekanında dış mekanı bize hoş geldi. İçecekler ısmarladık ve bol bol sohbet ettik. Dizilerden bahsettik, filmleri tartıştık, unnilerin güzelliklerini kıyasladık ve opplara gelince orada kalakaldık. LaFea'mı ve beni şoka sokan acı gerçeği öğrendik. SonKanka arkadaşımız bizim yaşama amacımız olan :P Gong Yoo'muzu bilmiyordu. Yok yok şaka değil gerçekten ciddi. Hatırlamıyordu demiyorum, bilmiyordu. Böyle harika, şahane, muhteşem ve tapılası adamın varlığından nasıl haberi olmaz anlamış değiliz. Hala şoklardayız. Ama tabii boş durmadık kendisine biii sürü ödev verdik. Bir daha ki gelişinde onu sınav yapacağız. Coffee Prince dizisini izleyecek ve Gong Yoo'nun biyografisini hatmedicek :P :)

LaFea'mın blogunda bahsettiği gibi biri değilim asla :) İnanmayın. Yüce bilgilerle dolu gezgin bir bilginim sadece :D :D Hem o kadar da hızlı konuşmuyorum değil mi?? Yoksa öğle mi?? Neyse önemli değil tanıyanlar kısa zamanda alışıyorlar zaten. SonKanka da alışmıştır eminim. Alışmış mıdır? :D Ara ara LaFea'm ile bana şaşkın bakışlarını yakaladık :D Demişsindir bu kadar değişik iki insan nasıl böyle anlaşabilir. Bizi yeni tanıyanlar başta bizim en ufak şeyde kavga eden ikili olduğumuzu düşünebilirler ama bizim dostluğumuz düşüncelerimizi açıkça söylemeye dayanıyor. Yani ben LaFea'm ile bir konuda aynı fikirde değilsem -ki bu çok ender olur :D - gönül rahatlığıyla onun fikrine muhalif olabiliyorum. Kırılma yok, gücenme yok, dayatma yok. O fikrini söylüyor ve bende kendiminkini. Güzel, hassas, dengeli ve çok harika bir paylaşım bu. Böyle dostluklar bulmanızı dilerim. Yani sonuçta demek istediğim SonKanka birbiriyle didişen boyuna posuna bakmadan muhalif olan bu küçük insan gücünü dostundan alıyor.

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Çoook değerli dostumuz Rüzigarımızı biz yaşlanıp hasta birer birey olduğumuzda bize doktorluk yapması için Trabzon'a eğitim almaya uğurladık. Oralarda bizi unutma emi kuşum. İstanbul kokulu öpücükler :D :D İlerleyen saatlerde sevgili dostumuz Nilü üzerinde memleketinin havasıyla esti geldi yanımıza yanında sevimli arkadaşıyla. Vakit geç olduğundan saatte ilerlediğinden uzun süre oturamadık ama onun o capcanlı havası bize yetti de arttı. Unutmayın bize borçlusunuz. Bir daha ki buluşmaya gelmeye mecbursunuz (Zuhahahahahaha kötü kadın gülüşü)

Ortam bir ara o kadar güzel oldu ki harikaydı. Yani demek istediğim bahsettiğimiz konular ortak, sevilen özlenen şeyler ortak ve hayaller de ortak. Sanki eskiden yıllar önce aynı üniversitede okumuş yıllar sonra buluşmuş gruptan bir insan gibi hissettim kendimi. Nasıl desem sanki yıllar geçti de biz o eski arkadaşlık ortamını yeniden bulduk ve sohbetimiz de kaldığı yerden devam etti. Sanırım anlatamadım ama özünde demek istediğim şey sonunda uzaklarda bir yerlerde bizi tanıyan güzel bir arkadaş daha edindik kendimize. Belki olur belki olmaz ama ne zaman tekrar buluşursak birbirine çok şey anlatacak bir sürü konusu olan arkadaşlar gibi derin bir sohbet bizi bekliyor olacak.

Bu güzel günde emeği geçen başlıca LaFea ve Nefertiti'ye saygılarımı sunar :P............ Mezuniyet konuşması gibi bitti yaaa... Sonradan okuyunca farkettim :P Hani yazıma başlarken demiştim ya bugünü ballandıra ballandıra anlatmayacağım diye üzgünüm ama yapamadım. Acı gerçek şu ki çok harika bir gündü ve süpper zaman geçirdik. Darısı buluşmaya gelmeyi düşünen ama cesaret edemeyenlerin başına..