İHRACAT artışımız aylar itibarıyla rekorlar kırıyor; bu elbette iyi haber. Bir iyi haber daha var: AB ülkeleri ile vize muafiyeti konusunda yapılan müzakereler de iyi gidiyor.
Bunlar elbette milletçe sevinmemiz gereken haberlerdir; sadece sevinmeyip aynı zamanda analitik gözle de bakmalıyız.
İktisadi analiz ekonomistlerin işi. Ben siyaset ve ideoloji sorunlarına bakmak istiyorum.
EN BÜYÜK PAZARIMIZ
Döviz sorunu dünyada ve hele de Türkiye’de daha bir ciddiyet kazanırken ihracatımızın artması elbette olumludur.
Ocak-nisan döneminde AB dışındaki ülkelere ihracatımız yüzde 2.8 azalırken, AB ülkelerine ihracatımız yüzde 21.1 artmış; toplam ihracat artışımız ortalama 10.4’tür.
Madalyonun bir de öbür yüzü var: İthalatımız daha fazla artıyor, ihracatın ithalatı karşılama oranı geriliyor, döviz ihtiyacımız artıyor.
Görüyor musunuz, en iyi pazarımız Avrupa Birliği ülkeleri... Öyle “Haçlı ittifakı, Batı medeniyeti çöküyor, ekonomimize saldırıyorlar” deniliyor ama gerçek ortada...
Avrupa’daki bir kriz Türkiye’ye zarar verir, Türkiye’de bir ekonomik daralma Avrupa’ya zarar verir; gerçek budur.
VİZEDE İYİ İŞARET
Dışişleri kaynaklarından sızan bilgilere göre AB yetkilileriyle Ankara’da yapılan “Vize Serbestisi Diyaloğu” iyi gidiyor.
Vize muafiyeti için AB’nin bütün ülkelere uyguladığı 72 şart var. Türkiye bunun 65’ini yerine getirdi. Kalan 7 madde için AB Bakanı Ömer Çelik’in inisiyatifiyle 7 Şubat’ta Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Faruk Kaymakçı Ankara’nın 7 madde ile ilgili teklifini AB Komisyonu’na sunmuştu.
İşte bu konudaki teknik görüşmeler iyi gidiyor. Öyle üç-beş ayda sonuçlanması beklenmiyor ama “hukuk devleti” ilkesini de ilgilendiren bu 7 madde konusunda Ankara’nın AB’yle diyaloğunun gelişmesi ve vize serbestisinin daha bir gündeme gelmesi elbette olumludur.
AVRUPA DEĞİLSE...
Şimdi kendimize soralım: Türkiye için vize serbestisi bakımından en önemli ekonomik ve siyasi coğrafya neresidir; Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da?
Sadece turizm değil, işadamlarının ticari temasları, sermaye hareketleri, akademik konferanslar, öğrenci ilişkileri gibi fevkalade önemli konularda Avrupa, Türkiye için birinci derecede önemlidir.
Ve bir soru daha: Hangi ülke ile vize görüşmelerinde “kişisel verilerin korunması, terörle mücadele ve ifade hürriyeti, yolsuzlukla mücadele” gibi hukuk devleti kavramıyla ilgili hususlar müzakere konusu oluyor?
Hatırlayınız, Başbakan Erdoğan AB’ye katılım sürecini “Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra en büyük modernleşme hamlesi” olarak nitelemişti; doğruydu. (2011 Hükümet Programı)
YÜKSELMENİN YOLU
Batı medeniyetinin ciddi sorunları var ama sorunsuz hangi tarih ve coğrafya
vardır ki?
İşte, biz de öncelikle Avrupa ile vizenin kalkmasını istemiyor muyuz? Niye göçmenler Batı’ya koşuyor?
Batı batmıyor; Çin, Hindistan ve Uzakdoğu yükselmekte olduğu için Batı’nın dört asırlık hegemonyası sona eriyor, onun yerine daha rekabetçi bir dünyaya doğru gidiliyor.
Bu canhıraş rekabette hamaset çıkmaz sokaktır.
Asya’nın yükselişi konusunda çok değerli bir eser yazmış olan Singapurlu Müslüman iktisatçı Kishore Mahbubani bu başarıyı Batı’dan aldıkları 7 faktöre (seven pillars) bağlıyor: Serbest piyasa, bilim ve teknoloji, pragmatizm, liyakat sistemi, uzlaşma kültürü, hukuk devleti, eğitim...
Biz de sorunlarımıza bu gibi ilkeler açısından bakmalıyız
0 Comments:
Yorum Gönder