İran'a Ambargo
ABD Başkanı Donald Trump Amerikan imparatorluğunu ihyaya çalışan bir popülist... Amerikan basını onu yerden yere vuruyor, Amerikan yargısı onun hakkında soruşturma açıyor...
Fakat etik ve siyasi kıratı ne olursa olsun, ABD gibi bir süper gücün başında.
ABD ile yaşamakta olduğumuz sıkıntılar ve bunun TL’yi nasıl olumsuz etkilediği malum. İran’a ambargonun başlaması Türkiye için yeni sıkıntılara yol açabilecek.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ
Obama’nın amacı İran’ın sahip olduğu nükleer kapasitenin nükleer silaha dönüşmesini engellemek ve İran’ın ılımlılaşmasına yol açmaktı. Bu amaçla 2015’te bir anlaşmaya varılmış, P5+1 denilen ülkeler (ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya) imzalamıştı.
İran’a bu yüzden konulmuş olan ambargo da kaldırılmıştı; terörizm ve insan hakları gerekçesiyle konulan ambargo devam ediyordu.
Trump nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildi, ambargoyu tekrar yürürlüğü koydu. İran’a dolar kazandıran hiç bir ticaret yapılmayacak...
Ambargonun finans ve enerji bölümü ise kasımda başlayacak.
Dün Trump “İran’la iş yapanlar ABD’yle iş yapamayacak” diye bir tweet attı.
Yani Türkiye de İran’la ticaret yapamayacak, petrol ve doğal gaz alamayacak mı?!
TÜRKİYE NE YAPABİLİR?
Bu soruyu EDAM Başkanı diplomat Sinan Ülgen’e sordum. Uzun izahatının özeti şu:
“Türkiye Obama dönemindeki ambargo sırasında İran’dan petrol ve gaz alımı için belli bir muafiyet elde etmişti. Şimdi Trump yönetiminden de böyle bir muafiyet elde etmesi gerekecek. Ambargo kararında bunun için Türkiye’nin pazarlıkta kullanabileceği bir marj da var.”
Evet diplomasi...
Obama ile başlangıçta ilişkilerimizin çok iyi olduğunu hatırlamalıyız.
Bugün ABD ile bunca sorun yaşayan Türkiye’nin ticari “muafiyet” sağlamak ve ambargodan olabildiğince az etkinlenmek için sıkı bir diplomasi yapması gerekiyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile sorunlarda meydan okuma değil, diplomasi dili kullanıyor; dün Sedat Ergin yazdı bunu.
AVRUPA FAKTÖRÜ
Avrupa Trump’ın ambargo kararına karşı. AB’yle birlikte Almanya, Fransa ve İngiltere ortak açıklama yaparak “İran nükleer anlaşmaya uyduğu sürece İran’la ticarete devam edeceklerini” ilan ettiler.
AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini “nükleer taahhütlerine sadık İran ile ticaretin arttırılmasını teşvik ettiklerini”açıkladı.
Belli ki Trump’ın “İran’la iş yapanlar ABD’yle iş yapamayacak” şeklindeki fermanının etkisi sınırlı kalacak.
Rusya ve Çin zaten uymazlar.
Ama Türkiye ekonomisi “kırılgan” bir süreçten geçiyor, çok dikkatli olmamız lazım.
Dün ekonomist İbrahim Kahveci’de okudum: “60 milyar dolara dayanan cari açık, 100 milyar liraya giden bütçe açığı ve 500 milyar dolara ramak kalan bir dış borç stoku” var Türkiye’nin.
Dolar bu yüzden dur durak bilmiyor.
DİPLOMATÇA DIŞ POLİTİKA
Ankara’nın ABD ile sorunlarını diplomasi ile çözmeye çalışması elbette isabetli.
Rusya ile gelişen ilişkiler ve Çin piyasasında kredi aramak da iyi, ama yetmez.
Avrupa ile ilişkilerimiz özellikle önemli.
Kudüs meselesi dahil bir çok konuda ABD’den daha yakın duran, dış yatırımların yüzde 70’ini ve dış pazarlarımızın yarısını sağlayan Avrupa ile ilişkilerimizi mutlaka eski iyi düzeye getirmeliyiz. Tabii bunun için demokrasi ve hukuk sorunlarımızı iyileştirmemiz gerekecek.
Bu topraklar daima yüksek diplomasi gerektirir. Kanuni Süleyman bile Fransa ile ittifak ihtiyacı duymuştu; şimdi hem süper güç değiliz hem küresel bir dünyada yaşıyoruz
0 Comments:
Yorum Gönder