Boğazı Kapatmak
AMERİKA’nın Ortadoğu’daki eylemlerini izah etmek için “petrol” faktörüne başvurulması yaygın bir zihin alışkanlığıdır.
Petrol için 19. yüzyılda İngiltere, 20. yüzyılda Amerika şöyle yaptı, böyle yaptı; bunlar doğrudur.
21. yüzyılda da doğrudur ama durum yavaş yavaş değişiyor.
Artık her şeyi petrole bağlayarak olayları izah etmek eski bir şablonun tekrarı olur.
BOĞAZ’I KAPATMAK
Ambargoya karşı İran, ABD’yi “Hürmüz Boğazı’nı kapatırım ha!” diyerek caydırmaya çalışıyor. Bunun anlamı Körfez petrolünün dünyaya sunulamaması demek.
Arapları küplere bindirecek böyle bir eylemi İran göze alabilir mi?
Boğaz’ı kapatmak enerji fiyatlarını fırlatır ama Trump bundan çekinerek geri adım
atar mı?
Sanmıyorum; çünkü ABD artık Ortadoğu petrollerine muhtaç değil.
Araplar üretimi arttırarak ihtiyacı bir ölçüde karşılayabilir.
Petrol ihracatına muhtaç olan İran ne kadar dayanabilir?
Büyük petrol tüketicisi ülkelerin stokları da var...
Daha önemlisi, Amerika’nın kendisi sıvılaştırılmış gaz ve petrol ihracatını arttırabilir, iyi para kazanabilir.
Tüccar Trump, İran’ı sıkıştırırken ABD’nin enerji ihracını arttırmayı düşünmemiş olabilir mi?
AMERİKA ENERJİ SATIYOR!
Enerji uzmanı Selim Kuneralp’in EDAM tarafından yayınlanan “Enerji Piyasasında Dönüşümler ve Türkiye” adlı raporunu okudum; internetten siz de okuyabilirsiniz.
Ortadoğu petrollerine muhtaç sandığımız ABD, petrol ve gaz ihracatçısı haline gelmiş bile.
Yeni keşfettiği kaya gazı ve petrolü sayesinde ABD dünyaya enerji satıyor:
“Şimdiden, ABD günde 10 milyon varil üretimle Suudi Arabistan ve Rusya’yı geçerek dünyanın en büyük üreticisi konumuna sahip olmuştur. Günde 1,5 milyon varil petrol ihraç eden ABD, Asya pazarlarında Suudi Arabistan ve Rusya’ya rakip olma durumuna gelmiştir.”
Trump da bunu daha da geliştirmek için Obama’nın çevre kirliliğini önlemek amacıyla koyduğu sınırlamaları “başkanlık kararnamesi” ile kaldırdı.
Petrol odaklı stratejilerin eskimeye başladığı bir çağa giriyoruz.
AVRUPA FAKTÖRÜ
İran, Hürmüz Boğazı’nı kapatmaktan ziyade, başta Avrupa olmak üzere diplomasi yoluyla Trump karşısında bir ağırlık oluşturabilir.
Tabii Rusya ve Çin de Trump’ın ambargo kararına uymayacaktır, ama Avrupa’nın tavrı daha önemli.
Avrupa askeri cüce ama iktisadi dev; Avro’nun değerini görüyorsunuz.
Trump Avrupa mallarına da gümrük koyacağını söylüyor; Avrupa ve özellikle Almanya ile kavgalı.
Ama AB de “küresel anlamda 294 milyar dolara ulaşan karşı tedbirlere ve ticari misillemelere neden olabileceğini”belirterek Trump’ın artık aklını başına almasını istiyor.
Trump’ı dunyaya meydan okuyor diye alkışlayan Amerikalılar zaman içinde nasıl izolasyona düştükleri görecekler.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye için sarılacağımız dal “bilim” ve “hukuk”tur.
Toplam ihracatımızda yüksek teknoloji ürünlerinin payı bir hesaba göre yüzde 2, başka bir hesaba göre yüzde 3.5’ten ibaret!
Onun için ihracatımızın ithalatı karşılama oranı hep düşük, aynı sebepten cari açığımız 60 milyar dolara, dış borç stokumuz 500 milyar dolara doğru gidiyor.
Dışarıdan yatırım ve uygun kredi almaya ihtiyacımız var, o zaman da “hukuk devleti” sıralamalarında yerimizin düşmüş olması sorunu karşımıza çıkıyor.
İran ne yapar kestiremiyorum ama, biz dış politikada sert tavırlardan sakınarak herkesle diplomasi yapmak, özellikle Batı ile ilişkileri eskisi gibi yüksek düzeylere çıkarmak, hukuk, bilim ve teknolojiye dört elle sarılmak zorundayız
0 Comments:
Yorum Gönder