Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive

Biçimsel namazda kıbleye dönmenin hükümleri nelerdir ?

Kıbleye Yönelmek
    31- Namazda Kabe'ye doğru yönelmek de bir şarttır. Bilindiği gibi Kabe, Mekke şehrindeki bir binadan ibaret değil, asıl olan bu binanın yeridir. Bu mübarek yerin göklere doğru üst tarafı ve derinliklere doğru alt tarafı hep kıble yönüdür. Bunun için Kabe'nin yanında veya içinde bulunanlar, Kabe'nin herhangi bir tarafına yönelerek namaz kılabilirler. Cemaatle namaz kıldıkları zaman da, imam ile cemaatin bir tarafta bulunması gerekmez. İmam Kabe'nin bir yönüne, cemaat da diğer yönlerine yönelerek namaz kılabilirler. Yeter ki imamın bulunduğu tarafta duran cemaat, imamdan daha ileride bulunmuş olmasın. Diğer yönlerdeki cemaatin, imamdan Kabe'ye daha yakın bulunmaları, imama uymalanna engel olmaz. İmam ile yüz yüze gelmemeleri kafidir.
    Kabe dışında uzakta bulunanların tam kıbleye yönelik olarak namaz kılmaları farz değildir; Kabe tarafına yönelmeleri yeterlidir. Bu kadarı farzdır.
    32- Kabe yönü, pusula aleti ile tayin edilir. Mescidlerin ve camilerin mihrabları Kabe yönünü gösterir. Öncekilerden kalma eski bir mihrab varsa, Kabe yönünü araştırmaya gerek kalmaz; çünkü bu mihrablar usulüne uygun olarak yapılmıştır.
    Doğu ülkelerinde bulunanların kıblesi, batı yönü olur.
    33- Namaz için kıbleye yönelince, "döndüm kıbleye" denilmesi gerekmez. Yeter ki kıblenin Kabe olduğu bilinsin. Zayıf bir görüşe göre de, döndüm kıbleye denmesi gerekir.
    34- Bir kimse namazda iken bir özür bulunmaksızın göğsünü kıbleden çevirse, namazı ittifakla bozulur. Sadece yüzünü çevirse, hemen kıbleye dönmesi gerekir; bununla namazı bozulmaz. Fakat harama yakın bir kerahet işlemiş olur.
    35- Bir kimse hasta olup da kıble tarafına dönemediği ve kendisini kıble tarafına çevirecek kimse bulunmadığı zaman gücü yettiği tarafa doğru namazını kılar. Yine hasta olmadığı halde, bir düşman veya bir yırtıcı hayvan korkusundan dolayı kıbleye yönelemeyen kimse, gücü yettiği tarafa doğru namazını kılar; çünkü yükümlülük güce göre olur.
    36- Yerin çamurundan dolayı hayvan üzerinde namaz kılan kimse, arkadaşlarından ayrılmak korkusu bulunmayınca, hayvanını durdurup kıbleye dönerek namazını kılar. Fakat yer çamurlu olmayıp da yalnız ıslanmış bulunsa, hayvan üzerinde farz namaz kılınamaz, yere inilmesi gerekir. Ancak arkadaşlarından uzak kalmak gibi bir tehlike bulunursa, hayvan üzerinde farz namazı kılabilir.
    37- Bir kimse, bir özür sebebiyle farz olan bir namazı yere inmeden hayvan üzerinde kıldığı zaman, gücü yettiği tarafa yönelerek namaz kılabilir. Fakat kıbleye doğru yürümekte olan bir hayvan üzerindeki insanın namazı, o hayvanın kıble yönünden bir rükün yerine getirilecek kadar dönmesi ile bozulur.
    38- Kıble yönünü bilmeyen ve yanında soracak bir adam bulamayan kimse, araştırma yapar. Bazı işaretlere, güneşe ve yıldızlara bakarak kıble yönünü araştırır da kanaat getirdiği tarafa doğru namazını kılar. Namazını tamamladıktan sonra kıble yönünü belirlemede hata ettiğini anlarsa, artık o namazı iade etmez. Fakat namaz içinde iken kıble yönünü bilecek olsa, o tarafa dönerek namazını tamamlar; yeniden kılması gerekmez. Kıble yönü üzerindeki şüphe, ister şehir içinde, ister kırda, ister karanlık gecede ve gündüz vaktinde olsun, durum aynıdır. Böyle bir kimsenin kapıları çalıp kıbleyi sorması gerekmez.
    39- Bir kimse kıble yönünden şüphelense ve yanında kıbleyi bilen bir adam olduğu halde ondan sormayarak kendi araştırmasına göre bir tarafa yönelerek namaz kılsa, eğer gerçekten isabet etmişse namazı sahih olur; fakat isabet etmemişse namazı sahih olmaz. Gözleri görmeyenin durumu da böyledir. Kıble konusunda güvenilir bir kimsenin sözü, insanın kendi kanaatine uymasa bile, onu tutmak gerekir. Çünkü haber verme, araştırmadan daha kuvvetlidir.
    40- Kıble yönünden şüphe eden kimse, araştırma yapmaksızın bir tarafa doğru namaz kılmaya başladıktan sonra namaz içinde kıbleye isabet ettiğini anlarsa, namazını iade eder. Tam bir inançla kılacağı geri kalmış rekatları, şüphe ile kılmaya başladığı rekatlar üzerine bina edemez; çünkü kuvvetli, zayıf üzerine bina edilmez. Fakat namazını bitirdikten sonra isabetini anlarsa, namazı iade gerekmez; çünkü rekatların hepsi aynı bir halde kılınmış olur.
    İmam Ebû Yusuf a göre, her iki halde de iade gerekmez.
    41- Kıble yönünden şüpheye düşen kimse, araştırma yaptığı halde "kanaatına aykırı" bir tarafa yönelerek namazını kılsa sahih olmaz. Bu durumda kıbleye isabet etmiş bile olsa, namazını iade etmesi gerekir.
    İmam Ebû Yusuf'a göre, kıbleye isabet etmişse, namazı iade etmek gerekmez.
    42- Kıble yönü üzerinde ihtilafa düşen kimseler, yalnız başına olarak namazlarını kılarlar. İmama uydukları takdirde, imamın kanaatına aykın bulunanların namazı sahih olmaz.
    43- Bir gemi içinde namaz kılan kimse gücü yetiyorsa kıbleye doğru kılar; istediği tarafa doğru kılamaz. Gemi her döndükçe, onun da kıbleye doğru dönmesi gerekir.
    44- Bir kimse abdestsiz olduğunu sanarak kılmakta olduğu namazdan ayrıldıktan sonra, mescitten çıkmamış olsa bile, abdestli olduğunu hatırlamış olsa, namazı bozulmuş olur. Fakat bir kimse mescitte namaz kılarken kendisinde abdestsizlik hali olduğunu sanarak kıbleden ayrılsa da, mescidden çıkmadan önce kendisinde abdestsizlik hali olmadığını anlasa, İmam Azam'a göre namazı bozulmuş olmaz; mescidden çıktıktan sonra anlarsa, ittifakla namazı bozulur, çünkü bir özür bulunmaksızın yerin değişmesi namazı hükümsüz kılar.
    45- Nafile namazlara gelince: Bir kimse, nafile bir namazı şehir dışında, bir özür olmaksızın hayvan üzerinde istediği yöne doğru kılabilir. İmam Ebû Yusuf'a göre, şehir içinde de bu şekilde nafile namaz kerahetsiz kılınabilir. İmam Muhammed'e göre ise, şehir dahilinde böyle nafile namaz kılmak kerahetle caizdir.
    Şehir dışından maksad, sefer hükmünün başlamasıyla namazın iki rekat olarak kılınabileceği yer demektir. (Misafir bölümüne bakılsın.)
    46- Bir kimse, kıbleden başka bir tarafa yönelik olarak, bir rekat namaz kılmış olan bir körü, kıble yönüne çevirip de ona uyacak olsa, bakılır; Eğer kör, kıbleyi soracak bir kimse bulunduğu halde sormadan namaza başlamış ise, ikisininde namazı sahih olmaz. Eğer soracak adam yok ise, körün namazı sahih olur, ona uyan adamınki sahih olmaz.
    Müslümanların, namazlarını kılarlarken en eski ve en mukaddes mabed olan Kabe'ye yönelmeleri, aralarındaki birliği canlandırmak, düzeni sağlamak ve gönüllerini müşterek bir ibadet duygusu ile ferahlandırmak, ibadet nuru ile aydınlatmak gibi hikmetlere dayanmaktadır.
Alıntı : Ömer Nasuhi Bilmen / Büyük İslam İlmihali
Yorum :
Biçimsel namazda Kabe ‘ ye yönelmek bir şarttır . Kabe , Mekke ‘ deki binadan ibaret değildir . Asıl olan bu binanın yeridir . Bu bakımdan Kabe ‘ nin içinde veya yanında olanlar biçimsel namazlarını istedikleri yöne yönelerek kılabilirler . İmam ile biçimsel namaz kılarken de imam bir yöne , cemaat ayrı yöne yönelebilir . İmamdan farklı yönde kılan cemaatin imamdan daha önde olmamaları gerekir ( Aynı tarafta olanların ) . Cemaatin Kabe ‘ ye imamdan daha yakın olmasının bir sakıncası yoktur . Yeter ki imamla yüz yüze gelinmesin .
Kabe ‘ nin yönü pusula gibi araçlarla bulunur . Mescid veya camilerin mihrapları da kıbleyi gösterir .
Doğu memleketlerinde kıble batı yönünde olur .
Kıbleye yönelen bir kişinin “ Döndüm kıbleye “ demesine gerek yoktur . Döndüğü yönün Kabe olduğu bilinsin yeter …
Biçimsel namazda bir özür olmaksızın göğüs tarafı kıbleden dönse ittifakla biçimsel namaz bozulur . Yalnızca yüzü dönse namaz bozulmaz . Ama dinen doğru olmayan bir iş işlenilmiş olur .
Kıble yönünden şüphelenen bir kişi araştırma yapar . Kuvvetli kanaatine göre namazını kılar . Namazını bitirdikten sonra kıbleye yönelmediğini anlasa bile namazını iade etmez .
Yanında kıbleyi bilen biri olan kişi ise bu bilen kişiye göre hareket etmek durumundadır . Çünkü haber  verme , araştırmadan daha kuvvetlidir .
Bir cemaat , kıble yönünde anlaşamazsa herkes kendi yönüne dönerek namazı kılar . İmama uyulduğu takdirde farklı yöne dönmek caiz olmaz .
Araştırma yapan biri kendi kanaatine aykırı namaz kılamaz . Şayet aykırı olarak kıldı ve kıbleye isabet ederse namazı iade etmez . Fakat başka yöne kıldıysa o zaman namazını iade etmesi gerekir . İmam Ebu Yusuf ‘ a göre her iki halde de iade gerekmez .
Namaz sırasında abdestsiz olduğunu sanarak mescitten ayrılan birinin namazı ittifakla bozulur .
Bir körü biçimsel namazı sırasında kıbleye yönlendiren bir kişi köre uyarsa şöyle bir durum olur ; kör , namaza bir kimseye sormadan başladıysa ikisinin de namazı sahih olmaz . Yok sorarak başladıysa o zaman körünki sahih olur , uyanınki olmaz .
Hayvan üzerinde , farz olan bir biçimsel namaz arkadaştan uzak kalma tehlikesi varsa kılınabilir . Hayvan üzerinde farz namaz gücü yettiği yöne doğru yönelerek kılınabilir . Fakat kıbleye yürüyen bir hayvan , kıbleden bir rükün miktarı dönecek olsa  o kişinin namazı bozulur .
Şehir dışında nafile namazlar hayvan üzerinde kılınabilir . İmam Ebu Yusuf ‘ a göre şehir içinde de bu namazlar kerahetsiz kılınabilir . İmam Muhammed ‘ e göre ise kerahetle caizdir .
Gemi üzerinde namaz kılan kişi de kıbleye yönelir . Geminin her dönüşünde kıbleye dönmek şarttır .
Gücü yetmeyen bir kişi kıbleye dönemezse özür sahibidir ve istediği yöne doğru biçimsel namazını kılabilir . 
Share

0 Comments:

Yorum Gönder