Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

min yoongi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
min yoongi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

[11.11.2015] Suga Twitter Güncellemesi



                                    


Merhaba, ben Suga~

Bu seneki üniversite giriş sınavının yarın olduğunu fark edince sınavdan önceki son günümü hatırladım. (Daegu'dan) Seul'e geleli tam bir yıl olmuştu, birkaç gün sonrasında sınava girdim. Ailemden uzakta olduğumdan bana öğle yemeği hazırlayacak kimsem yoktu hahaha.

Sınava gitmeden önce yanıma biraz kimbap almalıyım diye düşünerek yattım ama uyuyamadım. Seul'e geldiğimde artık derslerden uzaklaşıyorum diye düşünmüştüm ama üniversite sınava giriyordum (Seul'e aslen sınava girmek için değil müzik yapmak için geldi) hahahahaha. 
Saatlerdir yatakta dönüp duruyordum; çünkü uyuyamıyordum. Dışarıdan sesler geliyordu. “Çocuklar (üyeler) yarın için bana öğle yemeği hazırlıyor herhalde” diye düşündüm. Uyanıktım, bayağıdır uyanıktım ve benim için bir şeyler hazırladıklarının farkındaydım. Fakat odadan dışarı çıkmadım. Hatta lavaboya gitmem gerekiyordu ama uyuyormuş taklidi yaptım. Arada gelip uyuyor muyum kontrol ediyorlardı. HAHA gerçekten uyuyormuş gibi gözükmek için elimden geleni yaptım.
Grupta üniversite sınavına girecek ilk kişi bendim ama diğerleri benden daha stresliydiler resmen kıhkıh. Lavaboya gitmem gerektiği için acı çekiyordum gerçekten... Uyuyormuş numarası yapmak daha da zorlaşmıştı haha.

Herneyse, benim için hazırladıkları öğle yemeğini yanıma aldım tam çıkacakken arkamdan (üyeler) "Fighting" diye bağırdılar ve sınav için bana şans dilediler. O zamanlar en büyük üye ben olduğumdan gruptaki herkes benden küçüktü. Kusura bakmayın, yazım yanlışı yapıyorum... Bunları küvette yazıyorum lütfen anlayış gösterin bana~

Sabahleyin erkenden sınav yerime gitmek için yola çıktım. Durduk yere gerilmiştim. Neyseki sınava gireceğim yer mezun olduğum lisenin yakınındaydı, yürüyerek gittim. Atkımı sıcak tutması için iyice sarmıştım boynuma, çıkış yaptığımız ilk zamanlar sürekli taktığım atkı... Çok iyi hatırlıyorum. O atkıyı bana Seul'e gelmeden önce annem almıştı... evvet. Neyse, sınav yerime doğru yürürken zaman o kadar yavaş geçiyor gibiydi ki sanki her şey ağır çekimdeydi. On yedi yaşındaydım, aslında sürekli stüdyoda takıldığımdan okumaya hiç ilgim yoktu ama yine de gergindim işte...

Ben o gün çok gergindim...Bu sene sınava girecekler nasıl hissediyorlar acaba... Sınava girmeden önce size yeşil çay, çikolata ya da şeker falan ikram ediyorlar. Ben fazladan bir tane isteyip öyle girdim. Millet, siz de bir tane daha alıp öyle girin.

Çok fazla yazım yanlışı yapıyorum... Su geçirmez kabım var ama telefonumun ekranı çok fazla buhar yaptı. Ben bir yere tıklayınca o kendi kendine başka bir yere tıklıyor.
Herneyse, üyeler ısrarla yemek kabımı öğle yemeği zamanı gelince açmamı söylediler. Ben de öyle yaptım. Pilav ve tavuk (göğüs) vardı, viyana sosisi ve de omlet rulosu. Sonuçta stajyerdik, nereden para bulsunlar. Yurtta olan malzemelerle bir şeyler hazırlamışlardı işte, yine de hepsini bir güzel yedim. Tavuk artık soğudundan ısırmak zordu ama onu da afiyetle yedim. Yemek kabımın içinde bir de bir A4 kağıdı vardı. Ne olduğunu bilmediğimden merak içinde açtım, mektuptu. Paraları olmadığı için yurttaki A4 kağıtlarından birine yazmışlar. Biraz duygulanmıştım. Ama ağlamadım... gerçekten...

Sınav bittikten sonra spor sahasına gidip mektubu tekrar okudum. Okulun sahası bayağı büyüktü, biraz yürüdüm ben de. Sınavdan çıktığımda, benimle beraber sınava giren öğrencilerin aileleri onları almaya gelmişti; bazıları da arkadaşlarıyla toplanmış nereye gitsek diye konuşuyorlardı... Benim de boynuma güzelce sardığım gri atkım vardı, yalnız başıma geri döndüm. O an dünyadaki tek siyah-beyaz şey benmişim gibi hissettim. Dönüşte yol uzamış gibi geldi.

Yurda dönerken farklı farklı duygular içerisindeydim. “12 yıllık öğrencilik hayatım sonunda sona mı erdi?” ya da “Arkadaşlarıyla takılabildikleri için çok şanslılar. Benim gidip çalışmam gerekiyor..." veya “Of, ben de ailemle yemek yemek istiyorum”... Kafamda sürekli bu gibi düşünceler belirip duruyordu.
Yurda yürüdüm, vardığımda üyeler sınavımın nasıl geçtiğini sordu... SİZCE? ... İyi geçti, dedim sadece. O gün (sınava girdiğim gün) de uyuyamadım. İçimde garip bir his vardı, böyle boş bir his... Kafamın içinde dolaşan bir sürü düşünce vardı.

Ben de böyleydim işte, tıpkı sizin gibi. Yani telaş yapmayın. Sadece sakince sınavınızı çözün. Cevabı bilmiyorsanız üçüncü şıkkı işaretleyin. Cidden... biri okulda öğrendiklerimden ne kadarını hatırladığımı sorsa şu cevabı verirdim: hiçbirini. On sekiz yaşıma bastığımda artık lise bir, lise iki yoktu; stajyerliğimin ilk yılı, ikinci yılı vardı. Belki de sınava giderken gergin değil, heyecanlıydım... On sekizime bastıktan sonra okul gezilerine bile gidemedim, hatta pikniğe bile...

Yarın sınavdan çıktıktan sonra, sınavınız iyi de geçse kötü de geçse, iyice eğlenin; stres atın. Artık eğlenmeyi hak ediyorsunuz çünkü on iki senedir yorucu bir savaştasınız. Ama hâlâ reşit olmadığınızdan alkol kullanmayın. Yirmi olunca içersiniz. Ben sınavdan hemen sonra çalışmaya gittim. Ve yurtta çocuklarla yemek yedik.

Sınavdan sonra boşluğa bakarak geçirdiğim birkaç günün ardından yirmi oldum. Yirminci yaşımın ilk gününü (1 Ocak. Ç/N: Kore'de herkes yılbaşında bir yaşına daha giriyor) içki içip kulübe giderek geçirmedim; ailemle birlikte Busan'a gittim. Cidden ilginç bir yerdi... Derin, masmavi denizden başka hiçbir şey yok. Sürgüne gönderilmiş gibiydim... Yirmi yaşıma bastığımda hayatımın bir anda *puf diye* olağanüstü bir hal alacağını düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Üniversite sınavına girmek, yirmi yaşına basmak özel olur diye düşünmüştüm ama sadece gözümde büyütmüşüm. Yani sınav yüzünden strese girmeyin çünkü cidden hiçbir şey değil. Kişisel görüş gerektiren soruların cevaplarını bilmiyorsanız, 0 ya da 1'dir. Galiba ben 0 yapmıştım. Doğru yapmış mıydım onu bile hatırlamıyorum.

Gerçekten büyütülecek bir şey değil hiç, bu yüzden hiç gerilmeyin ve sınav yüzünden stres yapmayın. Sadece elinizden gelenin en iyisini yapıp çıkın. Aileniz sizi sınav yerine bırakmak isterse "peki~" diyip razı olun, yok yere sinirlenmeyin onlara. Sınavınız iyi geçmeyebilir de, sorun değil ama hazır sınava giriyorken yapabildiğinizin en iyisini yapın ve çıkın. Umarım hepinizin sınavı iyi geçer. Yetiştiremezseniz sakın ağlamayın. ODAKLANIN ve işaretleyin. Şimdi de süt içip marul yemenizi söyleyeceğim. Muhtemelen on bir, on iki gibi uyumuş olacaksınız. Biraz süt için, marul yiyin ve uyuyun.

İyi uykular ve inşallah yarın sınavınız iyi geçer. FIGHTING gülegüle.




Not: Fotoğraf, tweetlerden bağımsızdır.



İngilizce Çeviri: BTS_ABS
Türkçe Çeviri: Cimcim @ BTSTurkey

[Mayıs/2014] IZE BANGTAN RÖPORTAJI - “BU BİZİM İÇİN SADECE BİR BAŞLANGIÇ”



Geçenlerde çıkışınız 300. gününü kutladınız. Çıkışınızdan beri en çok ne değişti?
Jin: Üyelerin çıkışımızdan öncekiyle şimdiki yüzlerini karşılaştırırsak bence çok değiştiler. Kamera oyunu da olabilir ama hepsi şimdi daha canlı gözüküyor… Bir kişi hariç… Jimin! Onun en güzel hali çıkış zamanındaki haliydi, o zamandan beri görünüşünü korudu.
RM:Yani Jimin’in yakışıklı olmadığını mı söylüyorsun? (gülüyor)
Jin: Hayır, öyle değil. Diğer üyeler çok değişti…
Jimin:Kurtarmaya çalışma… söyledin ve bitti!

Hâlâ alışamadığınız bir şey varsa nedir?
J-Hope: Müzik programları hâlâ zor. Üzerimizde çok baskı var ve kameraların nerede olduğunu anlamamız gerekiyor. Liderimiz sahneye çıkmadan neler yapmamız gerektiğini bize söylüyor ve dans hocalarımızın bize söylediklerini hatırlatıyor.
RM: Bir türlü rahatlayamıyoruz. Bir an rap yapıyorum sonraki an dans ediyorum (gülüyor). Ve hâlâ rookie (*çaylak) olduğumuz için performanslarımızı kısaltıyoruz. Mesela son albümümüzdeki ‘Attack on BANGTAN’ performansımız Çarşamba günü farklıydı, sonra Perşembe günü yine farklıydı. Bü yüzden çok odaklanmamız gerekti.

Şu ana kadar en büyük başarınızı Boy in Luv ile birincilik adayı olarak elde ettiniz. (A/N: BTS, Boy in Luv ile 23 Şubat'ta Inkigayo’da birinciliğe aday gösterilmiştir. Hayran oyları %100 olmasına rağmen üçüncü olmuştur.) Hep istediğiniz şirket yemeğine çıkabildiniz mi?
RM: Daha önce birkaç defa daha şirket yemeğine gitmiştik; ama bu sefer, albüm promosyonlarından önce, Bang Shihyuk PD Garusogil'e götürdü. Albümümüzden çok emin olduğunu, büyük hatalar yapmazsak iyi tepkiler alacağımızı söyledi. Sanırım bunu öngördü. O gün çok fazla et yedik ve bir grup erkeğin gideceği bir yer gibi görülmeyen bir kahve dükkanına gittik.
Jin: Fakat az bir şeyler sipariş edip sakin bir şekilde sohbet etmedik. Bir sürü şey sipariş ettik ve siparişlerimiz gelir gelmez hepsini yiyip daha fazla sipariş verdik.

Daha önce promosyon yaptığınız şarkıların konuları, gençlerin başkaldırışları, endişeleri ve çelişkileriydi; ama bu şarkınız aşk ile ilgili. Yani dünyayla barışmışsınız hissi veriyor (gülüyor)
SUGA: Bu sefer kızla aramız iyi değildi (gülüyor). Ama dünyadaki tüm çiftleri destekliyoruz. Birbirlerini sevmeliler ki bizim şarkılarımızı kullanabilsinler.

Boy in Luv’ın, No More Dream ve N.O’dan geri kalmayan güçlü bir beat (tempo) ve sound (melodisi) var; ama şarkının bir kıza ilan-ı aşk etmekle ilgili olması garip. Şarkının yapım süreci nasıldı?
SUGA: Akılda kalıcı ve eşlik etmesi kolay olması için çalıştık. Sözlerine “Bbarim bbarim bbarim”, “dwegopa” ve “bad bad girl” gibi akılda kalıcı/eşlik etmesi kolay sözler koyduk.
RM: Bunlardan en azından biri insanların aklında kalır diye umduk (gülüyor)! “Senin oppan olmak istiyorum” ve “Yok yere beni kızdırıyorsun, nefessiz bırakıyorsun ve dır dır ettiriyorsun” gibi sözler çocuksu gelebilir, (bu sözlerle) sezgisel hisler vermek istedik. Adımızın dikkat çekmesi için büyük bir atılım yapmamız gerektiğini düşündük ve ‘Okul Üçlememiz’in üçüncü partı olarak ‘aşk’ güzel oldu.

Devam şarkınız Just One Day ile romantik bir performans sergilediniz. Aşkı, sadece koreografiyle değil; aynı zamanda yüz ifadelerinizle de ifade ettiniz. Sizin için nasıldı?
RM: Eski performanslarımızda (konsept gereği) ya kızgın ya da heyecanlı olurduk; ama Just One day için farklı bir konsepte ihtiyacımız vardı. Kamerayı sevdiğimiz kadın gibi düşünmeye çalıştık, özellikle de daha önce hiç böyle şirin/tatlı bir performans sergilemediğimiz için.
Jimin: Ama bu iyi sonuçlanmadı. Ne zaman önümde bir kız olduğunu düşünsem garip garip gülmeye başladım. Hahaha!
RM: Çünkü sen hep müstehcen şeyler düşünüyorsun (gülüyor).
Jin: Çok sevecen baktığımı düşünüyordum; ama bazıları bana neden bu kadar garip baktığımı sordular.

Siz, diğer idol grupların aksine single değil albüm çıkarıyorsunuz. Bu sizin genel duruşunuza daha çok odaklanmanızı mı sağlıyor?
RM: Birçok kişi bizi genel halk arasında daha popüler bir tarz olan Boy in Luv ve devam şarkımız Just One Day ile tanıdı, bu yüzden bizim asıl rengimizi yansıtan Spine Breaker ve BTS Cypher Pt.2: Triptych şarkılarımıza daha çok önem verdik.
SUGA: Rahatça dinlenen şarkıların, bizim rengimiz olan şarkılarla oranı arasında denge kurmaya çalıştık.  Tomorrow’u stajyerken yazdım; çünkü müzik yapmaya başlamamı sağlayan Epic High’ın Fly şarkısına benzer hisleri olan bir şarkı yazmak istiyordum.


Grubun dansçılarından J-Hope’un bu şarkıda daha fazla rap bölümü var ve V merkezde duruyor. Yeni yeteneklerinizi göstermek istiyorsunuz gibi görünüyor.
JH: Arkadaşlarım sayesinde daha çok çalışabildim.
RM: J-Hope eskiden hiç rap yapmamıştı; ama ona bir görev verirseniz yetenekleri hızlı bir şekilde gelişir. Genelde şarkının bridge (geçiş) bölümünü o söylediği için üzülüyordum. Bu yüzden Where Did you Came From şarkısında bridge (geçişi) ben söyledim ve J-Hope’un dinlenmesini sağladım. V’nin de özel bir yeteneği var. Eskiden sahnede farkında olmadan ağzını oynatıyordu; ama şimdi bilerek çekici yönlerini gösteriyor. Onu izleyerek öğrendi.
V: Ah, böyle şeyler duymak beni utandırıyor (gülüyor).

Youtube kanalınıza yüklenen videoları izlerken aegyonuzun arttığını görebiliyoruz. En çok hangi üyenin aegyosu arttı?
Herkes: SUGA hyung!
Jimin: Normalde Suga hyung hiçbir yerde aegyo yapmaz; ama artık kalp şekli yapıyor ve güzel bir şekilde (sesini taklit ederek) “SUGA~SUGA~SUGA~” diyor.
SUGA: Çünkü profesyonel olmak zorundayım!

SBS MTV <Rookie King> programında kız kılığına girmek için gerçekten profesyonel olmanız gerekiyordu.
RM: Ah.. Benim de hala Ay Savaşçısı olarak giyinip etrafta uçtuğum fotoğraflar var.
JK: Ama gerçekten kız gibi olmuştu. Seksiydi.
V: Uğur böceği kılığında bir peri olacağım için ben de şok olmuştum. Bence Ay Savaşçısı daha iyi. Ya da belki Rapunzel?
SUGA: Bir hizmetçi gibi giyinmek gerçekten istemediğim için şok olmuştum. Hayranların neden bunu görmek istediğini anlamadığım için bu durum daha da zordu. Biz kızların erkek kılığına girmesini istemiyoruz, neden onlar bizim kız kılığına girmemizi istiyorlar?
Jimin: Herkes kendini gördükten sonra sinir krizine girdi; ama bence ben kız kılığına girsem güzel olurdum. Bir kere okul festivalinde geleneksel kız kıyafeti giymiştim ve birinci olmuştum. Ama bu kız gibi giyinmek istediğim anlamına gelmiyor. Gerçekten!!
SUGA: "BTS Jimin kız kılığına girmeyi seviyor” diye haberler çıkacak.

Maknae Jungkook bu yıl liseye başladı. Giriş programına hep beraber gittiniz.
Jin: Salona baktım ve bence Jungkook en çok dikkat çeken kişiydi.
Suga: Bence aralarındaki en yakışlıklı Jungkook’tu. O gün hepimiz güzelce giyinmiştik.
V: Ama diğer öğrenciler çirkindi demek istemiyoruz! Belki de uzun olduğu için en çok Jungkook dikkat çekiyordu.
JH: Giriş programından sonra, Jungkook bize jjajangmyung ve acı-ekşi domuz ısmarladı. Eskiden ona çok şey alan hyungları için o gün hesabı o ödedi.
JK: Biriktirdiğim parayı harcadım (gülüyor).

Abilerin sana lise hayatı hakkında tavsiye veriyor mu?
Jimin: Ona vizelerinde cevabı bilmiyorsa ikinci veya beşinci şıkkı seçmesini söyledim. Ama ülke çapınca %1’e giren Rapmon hyung dördüncü şıkkı seçmesini söyledi, bu yüzden sanırım Rapmon hyungun tavsiyesine uyacak. Ama bu gibi durumlarda ülke çapınca %1’e giren birini dinlememelisin. Hyung en azından cevabın ne olduğunu düşünerek bir tahmin yürütmüştür; ama ben çoğu kez rastgele seçerdim!




Programlarınızın dışında hayranlarınızla birçok farklı şekilde iletişim halindesiniz. Özellikle Twitter gibi bir sosyal paylaşım sitesinde hata yapmak çok kolaydır; ama sizin tek bir hesabı paylaşmak konusunda bir sıkıntınız yok gibi.
SUGA: Ne yazacağımız konusunda dikkatliyiz. Ve twitterı sadece hayranlarımız çok merak ettiği için günlük hayatımızı onlara göstermek adına kullanıyoruz. Genelde nerede olduğumuzu ya da ne yaptığımızı söylüyoruz/paylaşıyoruz.
V: Başka bir üye tweet atarken çakışma olmasın diye bekliyoruz.
Jimin: Herkes selca paylaşıp hava atmayı seviyor. Son zamanlarda en iyi selcaları maknae çekiyor. Çünkü o çok şirin. Ben en kötü selca çekendim ama çok pratik yaptım ve 6. sıraya yükseldim. SUGA hyung en kötüsü (gülüyor). Stajyerken en çok kimin selcası retweet alacak diye yarış bile yaptık. Belki de sadece ben bunu düşündüm. 6 retweet farkla olsa da, “Ahh.. kaybettim!” diyerek kendi kendime çok hayal kırıklığına uğradım. Ahaha.

Okul Üçlemeniz neredeyse bitti ve birinci yılınız da yaklaşıyor. Ne kadar yol kat ettiğinizi düşünüyorsunuz?
JK: Neredeyse bir yıl olacağı için biraz üzgünüm. Kısa zaman zarfında çok geliştiğimi göstermek istiyordum; ama olmadı. Gösterdiğimden daha çok gösteremediğim şeyler oldu ve kendimi çok geliştirememişim gibi hissediyorum. Bu yüzden başka şeyler de yapmalıyım.
SUGA: Bence daha yeni başlıyoruz. Şu anda rookie/çaylak olduğumuz için yanımıza kalacak şeylerin artık yanımıza kalamayacağı bir durumdayız.
RM: Bazen bu noktaya çok hızlı gelmişim gibi, bazen de daha gidecek çok uzun bir yolumuz varmış gibi hissediyorum. Kendi aramızda iyi yaptığımızı söylüyoruz; ama ödül töreni gibi yerlere gittiğimizde kendimizi çok küçük hissediyoruz.
Jin: Yani her şey çok karışık. Şu an yapılacak en doğru şeyin önümüze bakıp daha çok çalışmak olduğunu düşünüyorum. Ne çok yavaş ne de çok hızlı ilerlemek istiyorum.


Türkçe Çeviri: Golden_v

[MAYIS/2014] IZE SUGA 10 Soru 10 Cevap


Soru: Çekimler sırasında yeni kıyafetler önerdin. Modaya meraklı mısındır?
Suga: Meraklıyımdır. Kıyafetler daha önceden çok sıcak olacak gibi hazırlanmış; bu yüzden değiştirdim. Gerçekten pahalı kıyafetler almayı sevmem; fakat aksesuar alırken çok dikkat ederim. Küpe, kolye, bilezik, yüzükler- Hepsini de seviyorum. Son zamanlarda, ilkokuldan beri sevdiğim basketbol ayakkabılarını topluyorum. Yalnızca bir yıl çalıştıktan sonra kalbim boş, bu yüzden boşluğu doldurmak için bunu yapıyorum.

Soru: Sana ne enerji verir? 
Suga: Basketbol. Okuldayken birçok yarışmayı kazandım ve stajyerken her Pazar Han Nehrinde basketbol oynardım ve üniversiteli bir takım tarafından keşfedildim. Fakat şimdi çıkış yaptığım için oynamaya zamanım yok. Pozisyonum oyun kurucu ya da şutördü ve ayaklarım çok hızlıdır; bu yüzden savunmadansa saldırıda daha iyiyimdir. Fakat uzun zamandır oynamadığım için bazı yeteneklerimi kaybettim. Eskiden üç puanlık atışlar benim için bu kadar uzak/zor değildi... *(güler)

Soru: Günün en sevdiğin anı nedir, hiç kimsenin bilmediği?
Suga: Kendi başıma müzik yaptığım (şarkı yazdığım) zaman. Genellikle, gece yarısından saat 6'ya kadar en stresli zamanlardır; fakat bunu sevmiyor değilim. Kalabalık ve gürültülü yerleri gerçekten sevmiyorum. Herkesin kendini yenilemesi için belirli bir süreye ve yere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Soru: Underground rapper Min Yoongi ve Min Suga arasında en büyük değişiklik ne olmuştur?
Suga: Bu konuda son zamanlarda endişelerim var. Geriye bakıyorum ve bu süre zarfında çok şey öğrendim ve gördüm. O zamanlar yaptığım her şeyin en iyisi olduğunu düşünüyordum, müziklerim dahil, bu yüzden çok büyüğümü (olgunlaştığımı) düşünüyorum. Fakat eskisi kadar sert/keskin olmadığım için endişeleniyorum. Yani orijinal rengimi kaybettiğim konusunda endişeleniyorum.

Soru: Şarkı sözü yazmak ile sahnede performans sergilemek arasında nasıl bir fark var?
Suga: Ben ünlülerin temelde entertainer olduklarını düşünüyorum, bu yüzden etkili bir şeyler göstermek zorundalar. İyi şarkı sözü yazmak ve rap yapmak önemlidir; fakat "görsellik" yönü bunu bastırıyor. Yine de ben sadece iyi bir gösteri sunmak istemiyorum; bu yüzden içeriden şeylerle ilgili de çalışıyorum. Çünkü ihmal edilen ve abartılan bazı şeyler var. Elbette, her şeyde iyi olmak güzel olurdu.

Soru: Isısız bir adada 3 yıllığına yaşamak zorunda olsaydın, hangi üyeyi yanında götürürdün?
Suga: Jimin. Böylece ona patronluk taslayabilirim. (güler) Sadece şaka yapıyorum. Ben çok konuşmam ve eğlenceli değilimdir; fakat Jimin girişken (cana yakın) ve olgun, bu yüzden iyi uyuşuyoruz.

Soru: Komik bir kişiliğin olmayabilir; fakat komik bir karaktersin. Açgözlü/doyumsuz biri gibi görünmüyorsun; ama hırsları olan birisin.
Suga: Şovmen olmak konusunda bir hırsım yok; fakat söz konusu müzik olunca çok hırslıyım. Küçükken, kitaptan okuyarak öğrenmektense deneyerek öğrenmeyi tercih ederdim ve kültürümüzü şekillendiren, yani bir klipten performansa kadar her şeyi yöneten biri olmak isterdim. Başarıp başaramayacağımı bilmiyorum ama hayallerim büyüktür.


Soru: Eğer bir kereliğine tüm şansları toplayabilseydin ne yapmak isterdin ve nasıl kullanırdın?
Suga: Herhangi bir konuda her şeyimi veren biri değilimdir; fakat bana bir şans verilseydi, şimdi yaptığım çalışmaları her şeyimle yapmak isterdim. Hayat uzun, ama benim müzikle zirveye ulaşmak için hırsım var.

Soru: Sevmediğin bir şeyi yapmak zorunda kalsan nasıl uzlaşırdın?
Suga: Bir fan bana bir seferinde: "Önceliğin ne- ne yapmak istersin, ya da yapman gereken ne?" diye sormuştu ve bence önceliğin yapmak istediğin şey olmalı. Ben "Bunu yapamam!" diyeceğim bir konumda değilim veya sadece gururumu incitmemek için "Bunu yapmam!" da diyecek kadar katı değilim. Ama pes etmeyeceğim tek bir şey var- müziğimle dürüst olmak. Ben sadece yaşadığım şeyleri yazıyorum.

Soru: Dünyaya karşı tavrını nasıl ifade edersin?
Suga: Başkalarını kafaya takmam. Bazen şarkı sözlerimde ortaya çıkıyor- "Umurumda bile değil." Gerçekten de başkalarının benim hakkında ne düşündüğü umurumda değil. Bu yüzden yapabilirsem bu endişeyi önlemek isterim. Sadece şimdiye kadar nasıl yaşadıysam öyle devam etmek istiyorum.


Türkçe Çeviri: Taeyaren

[#BTSFESTA2014] BTS FESTA Benim BTS Profilim – SUGA



Gerçek Adı: Min Suga
Memleketi: Daegu
Selamlaşma: Merhaba~
Gruptaki Pozisyonu: Rap
Kan grubu: 0
Doğum Tarihi: 9 Mart 1993
En Sevdiği Lakapları: Min PD (Yapımcı Min)
Boyu: 176 cm.
Kilosu: 58 kg.
Özelliği: Rap, şarkı yazmak, bestelemek ve düzenlemesi yapmak
Hobileri: Basketbol oynamak, fotoğraf çekmek
Alışkanlıkları: Tırnak yemek


Hayat Felsefesi: I don't give a shit (A/N: Yukarıdaki fotoğrafta da görebileceğiniz üzere Suga bu kısmı İngilizce yazmış. Kibarca "Hiçbir şey umurumda değil!" diye Türkçeleştirebiliriz :D)

Çekicilikleri: Benim böyle bir şeyim var mı… (sob sob)
Sevdiğim 3 şey: Uyumak, sessiz yerler, kimsenin olmadığı yerler
Sevmediğim 3 şey: Dans etmek, gürültülü yerler, bir sürü insanın olduğu kalabalık yerler
Son zamanlardaki En Büyük İlgim: Basketbol ayakkabıları, müzik ekipmanları, kamera
Bana en çok benzeyen üye: Kimse
En Azından Şu Konuda İyiyim: Tembellik yapmak
En Azından Şu Konuda Çaba Sarf Edeceğim: Müzik!
Hayatımda İzlediğim En İyi Film: ‘Slam Drunk’
Size önermek istediğim bir şarkı: BTS- Tomorrow
Uyuyamadığın Zaman Ne Düşünürsün? Gelecek hakkında endişelerimi
Seni anlatan fotoğraf ve videolar: Min SUGAAAAAAAAAA ~~~ Televizyon programı 60 Saniye'deki röportajda. (A/N: MTV The Show Türkçe altyazılı izlemek için TIKLAYINIZ)



Benim için BANGTAN sıralaması: Jin = Suga > Rapmon > J-Hope > Jeongguk > V »»»»»»» Jimin (*Yukarıdaki fotoğrafta Jimin'i ne kadar dışladığını daha rahat görebilirsiniz :D)
Kendime 100 üzerinden (70) veriyorum: Açıkçası, yüzüme bakınca çirkin olduğumu düşünüyorum.
Vücudunda en çok güvendiğin yer: Ses telim
Kendini Öv: En azından yaşamak için çok çalışıyorsun
Amacım: Müziğin kralı olan kişi (olmak)

Diğer Üyelerin Gözünden SUGA


SUGA: Bir şeyler üzerinde fazla durmam. "Hoşlanmak" gibi kelimeleri severim, "Hoşlanmıyorum" gibi kelimeleri ise sevmem. Genelde tembellik yapsam da keyif aldığım şeyleri yapmak konusunda hiç tembel değilimdir. Genelde insanların arkalarından konuşmaktansa onlarla yüzleşirim.


JIN: Yatağına bağlı kalmayı seviyor. Çeşitli konularda bilgi sahibidir ve bu bilgilerle her zaman (başkalarına) yardım eder. Bu garip bilgileri nereden edindiğini merak ediyorum.


J-HOPE: O havalı biri. Kendi düşüncesine göre kişiliği oldukça güçlü. Bazen aslında umursasa da umurunda değilmiş gibi davranır. Çok dağınık (düşünceli) gibi görünse de aslında oldukça dikkatlidir. O, böyle bir kişiliğe sahip. (Ah!! Sadece güçlü yönlerini gösteren bir karakteri var keke)


V: Gerçekten çok bilgili. Sahnede oldukça havalı. Havalı ve harika. Uyuşukluğuna söyleyecek bir şeyim yok.


Jungkook: Büyük baba gibi. Ama müziğe olan tutkusu çok büyük! Ayrıca çok bilgili. Ama o yine de bir büyük baba.


RM: bir şeylere tahmin ettiğinizden daha çok takılır. Onu tanıyınca gerçekten çok çekingen (olduğunu anlıyorsunuz.) Bir sürü rastgele bilgiye sahip. Büyük baba. Havalı gibi görünse de - asla.. hayır... hayır... O sevilmek istiyor. Müziği sever. Çok tutkulu ve inatçı. İstediğini söyler ve her şeyi (herkesin) önünde güzelce söyler. Tarz biri.


Jimin: Çok konuşuyor. Hiç çekinmez. Ve hatta, bu benim kişisel görüşüm ama, üyeler tarafından sevilmek hoşuna gidiyor kekekeke

Türkçe Çeviri: Jimin's Girl & Golden_v
Eng. Trans: yasuis.tumblr