Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

ize etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ize etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

[Mayıs/2014] IZE BANGTAN RÖPORTAJI - “BU BİZİM İÇİN SADECE BİR BAŞLANGIÇ”



Geçenlerde çıkışınız 300. gününü kutladınız. Çıkışınızdan beri en çok ne değişti?
Jin: Üyelerin çıkışımızdan öncekiyle şimdiki yüzlerini karşılaştırırsak bence çok değiştiler. Kamera oyunu da olabilir ama hepsi şimdi daha canlı gözüküyor… Bir kişi hariç… Jimin! Onun en güzel hali çıkış zamanındaki haliydi, o zamandan beri görünüşünü korudu.
RM:Yani Jimin’in yakışıklı olmadığını mı söylüyorsun? (gülüyor)
Jin: Hayır, öyle değil. Diğer üyeler çok değişti…
Jimin:Kurtarmaya çalışma… söyledin ve bitti!

Hâlâ alışamadığınız bir şey varsa nedir?
J-Hope: Müzik programları hâlâ zor. Üzerimizde çok baskı var ve kameraların nerede olduğunu anlamamız gerekiyor. Liderimiz sahneye çıkmadan neler yapmamız gerektiğini bize söylüyor ve dans hocalarımızın bize söylediklerini hatırlatıyor.
RM: Bir türlü rahatlayamıyoruz. Bir an rap yapıyorum sonraki an dans ediyorum (gülüyor). Ve hâlâ rookie (*çaylak) olduğumuz için performanslarımızı kısaltıyoruz. Mesela son albümümüzdeki ‘Attack on BANGTAN’ performansımız Çarşamba günü farklıydı, sonra Perşembe günü yine farklıydı. Bü yüzden çok odaklanmamız gerekti.

Şu ana kadar en büyük başarınızı Boy in Luv ile birincilik adayı olarak elde ettiniz. (A/N: BTS, Boy in Luv ile 23 Şubat'ta Inkigayo’da birinciliğe aday gösterilmiştir. Hayran oyları %100 olmasına rağmen üçüncü olmuştur.) Hep istediğiniz şirket yemeğine çıkabildiniz mi?
RM: Daha önce birkaç defa daha şirket yemeğine gitmiştik; ama bu sefer, albüm promosyonlarından önce, Bang Shihyuk PD Garusogil'e götürdü. Albümümüzden çok emin olduğunu, büyük hatalar yapmazsak iyi tepkiler alacağımızı söyledi. Sanırım bunu öngördü. O gün çok fazla et yedik ve bir grup erkeğin gideceği bir yer gibi görülmeyen bir kahve dükkanına gittik.
Jin: Fakat az bir şeyler sipariş edip sakin bir şekilde sohbet etmedik. Bir sürü şey sipariş ettik ve siparişlerimiz gelir gelmez hepsini yiyip daha fazla sipariş verdik.

Daha önce promosyon yaptığınız şarkıların konuları, gençlerin başkaldırışları, endişeleri ve çelişkileriydi; ama bu şarkınız aşk ile ilgili. Yani dünyayla barışmışsınız hissi veriyor (gülüyor)
SUGA: Bu sefer kızla aramız iyi değildi (gülüyor). Ama dünyadaki tüm çiftleri destekliyoruz. Birbirlerini sevmeliler ki bizim şarkılarımızı kullanabilsinler.

Boy in Luv’ın, No More Dream ve N.O’dan geri kalmayan güçlü bir beat (tempo) ve sound (melodisi) var; ama şarkının bir kıza ilan-ı aşk etmekle ilgili olması garip. Şarkının yapım süreci nasıldı?
SUGA: Akılda kalıcı ve eşlik etmesi kolay olması için çalıştık. Sözlerine “Bbarim bbarim bbarim”, “dwegopa” ve “bad bad girl” gibi akılda kalıcı/eşlik etmesi kolay sözler koyduk.
RM: Bunlardan en azından biri insanların aklında kalır diye umduk (gülüyor)! “Senin oppan olmak istiyorum” ve “Yok yere beni kızdırıyorsun, nefessiz bırakıyorsun ve dır dır ettiriyorsun” gibi sözler çocuksu gelebilir, (bu sözlerle) sezgisel hisler vermek istedik. Adımızın dikkat çekmesi için büyük bir atılım yapmamız gerektiğini düşündük ve ‘Okul Üçlememiz’in üçüncü partı olarak ‘aşk’ güzel oldu.

Devam şarkınız Just One Day ile romantik bir performans sergilediniz. Aşkı, sadece koreografiyle değil; aynı zamanda yüz ifadelerinizle de ifade ettiniz. Sizin için nasıldı?
RM: Eski performanslarımızda (konsept gereği) ya kızgın ya da heyecanlı olurduk; ama Just One day için farklı bir konsepte ihtiyacımız vardı. Kamerayı sevdiğimiz kadın gibi düşünmeye çalıştık, özellikle de daha önce hiç böyle şirin/tatlı bir performans sergilemediğimiz için.
Jimin: Ama bu iyi sonuçlanmadı. Ne zaman önümde bir kız olduğunu düşünsem garip garip gülmeye başladım. Hahaha!
RM: Çünkü sen hep müstehcen şeyler düşünüyorsun (gülüyor).
Jin: Çok sevecen baktığımı düşünüyordum; ama bazıları bana neden bu kadar garip baktığımı sordular.

Siz, diğer idol grupların aksine single değil albüm çıkarıyorsunuz. Bu sizin genel duruşunuza daha çok odaklanmanızı mı sağlıyor?
RM: Birçok kişi bizi genel halk arasında daha popüler bir tarz olan Boy in Luv ve devam şarkımız Just One Day ile tanıdı, bu yüzden bizim asıl rengimizi yansıtan Spine Breaker ve BTS Cypher Pt.2: Triptych şarkılarımıza daha çok önem verdik.
SUGA: Rahatça dinlenen şarkıların, bizim rengimiz olan şarkılarla oranı arasında denge kurmaya çalıştık.  Tomorrow’u stajyerken yazdım; çünkü müzik yapmaya başlamamı sağlayan Epic High’ın Fly şarkısına benzer hisleri olan bir şarkı yazmak istiyordum.


Grubun dansçılarından J-Hope’un bu şarkıda daha fazla rap bölümü var ve V merkezde duruyor. Yeni yeteneklerinizi göstermek istiyorsunuz gibi görünüyor.
JH: Arkadaşlarım sayesinde daha çok çalışabildim.
RM: J-Hope eskiden hiç rap yapmamıştı; ama ona bir görev verirseniz yetenekleri hızlı bir şekilde gelişir. Genelde şarkının bridge (geçiş) bölümünü o söylediği için üzülüyordum. Bu yüzden Where Did you Came From şarkısında bridge (geçişi) ben söyledim ve J-Hope’un dinlenmesini sağladım. V’nin de özel bir yeteneği var. Eskiden sahnede farkında olmadan ağzını oynatıyordu; ama şimdi bilerek çekici yönlerini gösteriyor. Onu izleyerek öğrendi.
V: Ah, böyle şeyler duymak beni utandırıyor (gülüyor).

Youtube kanalınıza yüklenen videoları izlerken aegyonuzun arttığını görebiliyoruz. En çok hangi üyenin aegyosu arttı?
Herkes: SUGA hyung!
Jimin: Normalde Suga hyung hiçbir yerde aegyo yapmaz; ama artık kalp şekli yapıyor ve güzel bir şekilde (sesini taklit ederek) “SUGA~SUGA~SUGA~” diyor.
SUGA: Çünkü profesyonel olmak zorundayım!

SBS MTV <Rookie King> programında kız kılığına girmek için gerçekten profesyonel olmanız gerekiyordu.
RM: Ah.. Benim de hala Ay Savaşçısı olarak giyinip etrafta uçtuğum fotoğraflar var.
JK: Ama gerçekten kız gibi olmuştu. Seksiydi.
V: Uğur böceği kılığında bir peri olacağım için ben de şok olmuştum. Bence Ay Savaşçısı daha iyi. Ya da belki Rapunzel?
SUGA: Bir hizmetçi gibi giyinmek gerçekten istemediğim için şok olmuştum. Hayranların neden bunu görmek istediğini anlamadığım için bu durum daha da zordu. Biz kızların erkek kılığına girmesini istemiyoruz, neden onlar bizim kız kılığına girmemizi istiyorlar?
Jimin: Herkes kendini gördükten sonra sinir krizine girdi; ama bence ben kız kılığına girsem güzel olurdum. Bir kere okul festivalinde geleneksel kız kıyafeti giymiştim ve birinci olmuştum. Ama bu kız gibi giyinmek istediğim anlamına gelmiyor. Gerçekten!!
SUGA: "BTS Jimin kız kılığına girmeyi seviyor” diye haberler çıkacak.

Maknae Jungkook bu yıl liseye başladı. Giriş programına hep beraber gittiniz.
Jin: Salona baktım ve bence Jungkook en çok dikkat çeken kişiydi.
Suga: Bence aralarındaki en yakışlıklı Jungkook’tu. O gün hepimiz güzelce giyinmiştik.
V: Ama diğer öğrenciler çirkindi demek istemiyoruz! Belki de uzun olduğu için en çok Jungkook dikkat çekiyordu.
JH: Giriş programından sonra, Jungkook bize jjajangmyung ve acı-ekşi domuz ısmarladı. Eskiden ona çok şey alan hyungları için o gün hesabı o ödedi.
JK: Biriktirdiğim parayı harcadım (gülüyor).

Abilerin sana lise hayatı hakkında tavsiye veriyor mu?
Jimin: Ona vizelerinde cevabı bilmiyorsa ikinci veya beşinci şıkkı seçmesini söyledim. Ama ülke çapınca %1’e giren Rapmon hyung dördüncü şıkkı seçmesini söyledi, bu yüzden sanırım Rapmon hyungun tavsiyesine uyacak. Ama bu gibi durumlarda ülke çapınca %1’e giren birini dinlememelisin. Hyung en azından cevabın ne olduğunu düşünerek bir tahmin yürütmüştür; ama ben çoğu kez rastgele seçerdim!




Programlarınızın dışında hayranlarınızla birçok farklı şekilde iletişim halindesiniz. Özellikle Twitter gibi bir sosyal paylaşım sitesinde hata yapmak çok kolaydır; ama sizin tek bir hesabı paylaşmak konusunda bir sıkıntınız yok gibi.
SUGA: Ne yazacağımız konusunda dikkatliyiz. Ve twitterı sadece hayranlarımız çok merak ettiği için günlük hayatımızı onlara göstermek adına kullanıyoruz. Genelde nerede olduğumuzu ya da ne yaptığımızı söylüyoruz/paylaşıyoruz.
V: Başka bir üye tweet atarken çakışma olmasın diye bekliyoruz.
Jimin: Herkes selca paylaşıp hava atmayı seviyor. Son zamanlarda en iyi selcaları maknae çekiyor. Çünkü o çok şirin. Ben en kötü selca çekendim ama çok pratik yaptım ve 6. sıraya yükseldim. SUGA hyung en kötüsü (gülüyor). Stajyerken en çok kimin selcası retweet alacak diye yarış bile yaptık. Belki de sadece ben bunu düşündüm. 6 retweet farkla olsa da, “Ahh.. kaybettim!” diyerek kendi kendime çok hayal kırıklığına uğradım. Ahaha.

Okul Üçlemeniz neredeyse bitti ve birinci yılınız da yaklaşıyor. Ne kadar yol kat ettiğinizi düşünüyorsunuz?
JK: Neredeyse bir yıl olacağı için biraz üzgünüm. Kısa zaman zarfında çok geliştiğimi göstermek istiyordum; ama olmadı. Gösterdiğimden daha çok gösteremediğim şeyler oldu ve kendimi çok geliştirememişim gibi hissediyorum. Bu yüzden başka şeyler de yapmalıyım.
SUGA: Bence daha yeni başlıyoruz. Şu anda rookie/çaylak olduğumuz için yanımıza kalacak şeylerin artık yanımıza kalamayacağı bir durumdayız.
RM: Bazen bu noktaya çok hızlı gelmişim gibi, bazen de daha gidecek çok uzun bir yolumuz varmış gibi hissediyorum. Kendi aramızda iyi yaptığımızı söylüyoruz; ama ödül töreni gibi yerlere gittiğimizde kendimizi çok küçük hissediyoruz.
Jin: Yani her şey çok karışık. Şu an yapılacak en doğru şeyin önümüze bakıp daha çok çalışmak olduğunu düşünüyorum. Ne çok yavaş ne de çok hızlı ilerlemek istiyorum.


Türkçe Çeviri: Golden_v

[MAYIS/2014] IZE JUNGKOOK 10 Soru 10 Cevap


Soru: Çekimdeyken böcekleri öldürmekte iyiydin. Kolayca korkmayan bir tip misin?
JK: Kanatlı böcekler ya da geyik böceği gibi havalı böcekler harici diğer hiçbir böceklerden hoşlanmam. Çocukken, bir geyik böceğim vardı. Ama o hemencecik öldü çünkü ona iyi bakamadım. Dağda yakalayıp, evde bir kabın içine koymuştum. O yaz, dağda 3-4 tane de kerevit yakaladım ve onları da büyüttüm. O zamanlar, hiçbir şey bilmiyordum, o yüzden onları dışarı salıverdim ama öldüler. Hayvanlara isim bile verememiştim, bu yüzden üzüldüm.

Soru: Başka hayvan besliyor musun peki?
JK: Evde bir malta köpeğim var. İsmi 'Gureum' (bulut) ve onu çok özlüyorum. Hem ailem işte, hem de abim askerde. Bu yüzden Gureum hep yalnız. Şaka yoluyla hyunglara onu yurtta besleyip besleyemeceğimizi sordum ama hayır dediler. Ortamının iyi olması gerektiğini ama bizim yurdumuzda bir sürü kıyafet ve ayakkabı olduğunu, ona bakacak hiç kimse olmadığını, bu yüzden köpeğimin hemencecik ölebileceğini de söylediler. 

Soru: Geçenlerde lise hayatın başladı. En sevdiğin ders ne?
JK: Beden eğitimi ya da sanat dersleri. Müzik dışında gerçekten hiçbir şeyden hoşlanmıyorum. Spor salonunu seviyorum ve dodgeball veya badmindton oynarken çok eğleniyorum. (Dodgeball bizdeki yakartop. Badmindton da bir tür tenis oyunu.) Ortaokuldan bu yana, topu sert atmakta iyiyim. Bedenimle yaptığım şeyleri öğrenmekte hızlı olduğumu düşünüyorum. Coğrafya cidden zor. Ben bir şeyi yapamazsam, diğer şeylere önem veren biriyim. Bu yüzden daha fazla karışmadan coğrafyadan vazgeçtim.

Soru: Artık 18 yaşına geldin, gelecekle ilgili kararlar vermeye başladın mı?
JK: Çocukken her şeyin sonunda sadece bana geleceğini düşünürdüm. Ama şimdi girişken olmam ve pratik yaparak kendimi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Geçen sene, pratik yapıyordum çünkü yapmak zorundaydım. Ama şimdi bunu kendim isteyerek yapıyorum. Kitap okumaya bile başladım. Adı <1cm+>. Bir hayranımız hediye etmişti. Programım olmadığı zaman veya uyumadan önce okuyorum. Okuduğum zaman, "Eğer okursam, konuşmakta daha iyi olacağım, değil mi?" diye düşünüyorum.

Soru: Hyungların senin vücut geliştirmeye başlamanın onları da çalışmaya ittiğini söylüyor. Seni vücut geliştirmeye iten şey neydi?
JK: Eskiden, hyunglar egzersiz yaparlardı ama ben yapmazdım. Ama bir gün, Taeyang ve Jay Park sunbaenimleri gördüm ve ben de kaslarımın öyle olmasını istediğimi düşündüm. Şimdi hyunglar da benimle beraber egzersiz yapıyor. Ama aramızda bir rekabet söz konusu değil. Ben egzersizlerin bilimsel açıdan yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mesela, 6 kilogramlık ağırlıklar kullanıyorum çünkü 65 kiloyum. Ben pek fark etmiyorum ama etrafımdaki insanlar kaslarımın daha da belirginleştiğini söylüyorlar.

Soru: Şarkıcı sıfatını bir tarafa koy, Jungkook için ne tarz bir erkek havalı bir erkektir?
JK: Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeyen biri havalı değil midir, sizce de? Canının istediği her şeyi yapan bir adam... Şimdi böyle desem de, aslında ben oldukça çekingen biriyim. Bu yüzden bu tanımlama benimle çok zıt. Sıkı çalışırsam, muhtemelen hızlıca havalı bir adam haline gelebilirim. 20 yaşına geldiğimde şık, güzel şarkı söyleyen, iyi şarkı yapıp, sözler yazabilen biri olabilirim.

Soru: Yüklediğin çizimlere bakacak olursak, kendi stilin varmış gibi görünüyor. Ne zaman çizim yapmaya başladın?
JK: Ailemde herkes resim yapmakta iyi, çocukken ben de onları örnek aldım. Babam, harika bir resim çizmişti. Adı <Bebeğim, hadi gidelim.> Park Shinyang'ın resminin aynısını çizmiş ama onu gerçek bir ressam çizdi sanmıştım. Ağabeyim ve annem çok güzel resim yapıyor ve ben ailede en kötüleriyim. Özel olarak üstüne düşmedim, ders almadım. O yüzden çizimelerimde kafamdakini tam olarak yansıtamıyorum. Bazen üyeleri bir kalemle çizmeye çalışıyorum. Çizmesi en kolay üye güneş gözlüğü ve kıvırcık saçları varken Rapmon hyungdu.

Soru: Artık bir yıl daha büyüksün, kendini yaşlanıyormuş gibi hissettiğin zamanlar var mı?
JK: Gözümdeki kırışıklar... aniden artmaya başladı. Çok gülümsediğim için mi? Halbuki göz kremi de kullanıyorum. Bunun dışında önceden her şey hakkında hyunglara şikayet ederdim. Artık diğer üyeler hoşuma gitmeyen bir şey söylediğinde, konuşmadan önce iki kez düşünmem gerektiğinin farkındayım.

Soru: Busan şiveni düzeltemiyor musun ya da istemiyor musun?
JK: Doğru, düzeltemiyorum. Ama çalışmıyorum da. Buna Busanlı bir adamın gururu diyebiliriz sanırım. Bunun gibi bir şey. Konuşurken Busan ve Seul şivesini beraber kullanmak istiyorum. Jimin hyung da Busanlı, Ve V hyung Daegu'lu. Ama bakacak olursak şiveyi onlardan daha az kullanıyorum. Ama konuşma sırasında birden çıkıverdiği anlar da oluyor.

Soru:  Son zamanlarda gitar çalmaya başladığını duydum. Çevrendeki insanlar nasıl tepki veriyor?
JK: Justin Bieber'ın sadece şarkı söylemediğini, ayrıca davul ve gitar da çaldığını öğrendikten sonra, çalışmaya başladım. Çok fazla çalışma yapamıyorum ama yaklaşık bir aydır kitaplara bakarak akustik gitar çalışıyorum. Hyungların pek umurundaymış gibi durmuyor ama sanırım rekabetçi ruhundan dolayı, benim gitar çaldığımı gördükten sonra, V hyung da öğrenmeye başladı. V hyungun yapmak istediği çok şey var, ama o bir şeyle uzun süre ilgilenemiyor. Jimin hyungla bazen bu konu hakkında konuşuyoruz. (güler) Eğer V hyung bunu duyarsa, biraz rahatsız olabilir, değil mi?

Türkçe Çeviri: Taeyaren

[MAYIS/2014] IZE V 10 Soru 10 Cevap

                   

Soru: Lunapark'a gider gitmez, tüm oyuncaklara dokundun. En çok hangisini sevdin?
V: Heyecanlandım çünkü çocukken binemediğim oyuncaklar vardı. Uçabileceğim Squirrel Container gibi oyuncakları seviyorum. Lunaparkları gerçekten çok seviyorum; özellikle, Gyro DropGyro Swing ve roller coaster'ı. Genelde hayaletlerden korkarım, kaba ve çirkin şeylere dokunamam ve yüksekten de korkarım; ama lunaparktaki oyuncaklar farklı. Hem güvende hissettiriyor hem de heyecan veriyor.

Soru: Fotoğraf çekimlerinde, rahatça hareket ediyor gibi görünüyordun. Çekimler nasıldı?
V: Model arkadaşlarım, çok hareket edersem fotoğrafların iyi çıkmayacağını söyledi. Onları dinledim ve çok fazla hareket etmedim, böylece fotoğraflar gerçekten daha iyi çıktı. GD ve Gongyoo sunbaelerimin verdiği pozlara bakarak poz vermeyi denedim; fakat daha doğru pozumu bulamadım. Henüz çekimden çıkacak fotoğrafları dört gözle bekleyecek bir konumda değilim.

Soru: Üyelere takılmaya ve onlarla uğraşmaya bayılıyorsun. Üyelerden seninle uğraşmayı seven var mı? 
V: Evet, Suga hyung. Diyelim ki yatıyorum hemen yanıma gelip "Seni serseri, yorgun musun?" diyor. Beni yakalıyor ve rahatsız ediyor. (güler) Bazen rap kısımlarını hazırlarken Rapmon hyung kafiyeli bir şekilde şaka yapmaya başlıyor ve kimse takip edemiyor. Ben deneyince de şöyle çıkıyor "Hyung, şimdi at (*Türkçe'si "at" olan "mal" kelimesi Korece hem "söz/kelime" hem de "at" anlamına geliyor) söyleyeceğim.", "Kılıcını tut ve arkadaşını ara."
(Ç/N: Normalde bunun kelime oyunu olması gerekiyordu ama çevirince garip oldu :D)

Soru: Animeleri seviyorsun, değil mi? Son zamanlarda hangilerini izledin?
V: <One Piece>'i izliyorum. Ama Jin hyung dışında diğer üyeler animeleri sevmiyor. Gerçekten eğer bir kere izleseniz siz de bayılacaksınız diyorum, ama buna rağmen izlemiyorlar. Bazen karakterlerden bazıları ölüyor, bazıları yaşamaya devam ediyor. Ben de bu dokunaklı anları diğer üyelerle paylaşmak istiyorum fakat paylaşamıyorum. Bu da beni üzüyor.  

Soru: Son zamanlarda beste yapıyorsun. Yeteneklerini geliştirdin mi?
V: Bestelerle aramdaki mesafeyi koruyorum. Bir melodi yapıyorum, sonra da sözleri yazmaya çalışıyorum; ama sözler bir türlü gelmiyor. Aklıma gelen sözler sadece "Seni gerçekten seviyorum" ya da "Biliyorum o sensin." gibi. Daha iyisini yapabilmek için bekleyeceğim.


Soru: Japonca çalıştığını duydum. Ne kadar öğrendin?
V: Normal bir diyalog kurabilirim. Kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum çünkü imza günümüze gelen Japon hayranlarla birazcık konuşabiliyorum. 'Komibako' (Çöp tenekesi) ve 'guragura' (titremek) kelimelerini seviyorum. 'Komi' kelimesi çöp anlamına geliyor ama söylemesi güzel, değil mi? Komi... Komi... Komi...(güler) Kolayca dilime dolanıyor. Normalde, Japonca'yı Rapmon hyung ile öğreniyordum; heralde eskiden en iyi %1'in içinde olduğundan, kendine özgü öğrenme yöntemleri var. Karşısına bilmediği bir kelime çıktığında, hemen telefonuna veya bilgisayarına yazıyor. Bazen, yakında eline de yazacak heralde, diyorum. (güler)

Soru: Hobi olarak öğrenmek ya da yapmak istediğin birçok şey var gibi görünüyor. Bir şeyden çabucak soğuyan tiplerden misindir?
V: Evet. 3 yıl saksafon öğrendim. Ama 4 yıl dinlendikten sonra yeteneklerim hiç de iyiye gitmedi ve tekrar denemeye çalıştığımda ağzım acıyor. Eskiden (saksafonumun) kendine özgü bir sesi vardı ama tekrar denediğimde diğerleriyle aynı sesi çıkardığımı fark edince (kendime ait o sesi bulamayınca) devam etmemeye karar verdim. Eagles'ın "Desperado" şarkısını çalarak ödül kazanmıştım. O zamanlar bu şarkıyla rüzgar gibi eseceğimi düşünmüştüm ama sonra herkes aynı şarkıyı çalmaya başladı. Başka şarkı seçmeye karar verdiğimde ise BTS'e seçildim ve bırakmak zorunda kaldım.

Soru: İyi bir moda anlayaşın olduğunu söylüyorsun. Kıyafet seçiminde standartların nelerdir?
V: Dikkatleri tek bir renkte toplamaya çalışıyorum. Mesela tamamıyla siyah bir kıyafet giydim diyelim o zaman renkli bir bandana, o yoksa değişik bir şapka ya da snapback tarzı yuvarlak bir şapkayla görüntümü tamamlıyorum. Taşıyamadığım hiçir kıyafet yok. Benim için hiçbir şey imkansız değil. Diyelim şapka yakışmadı, kıyafetimi tamamen değiştirebilirim. Eğer gözüme güzel gelen bir şapka bulursam sırf ona uyması için yeni pantolon ve ayakkabı alabilirim. Eğer bir kez bu şekilde alışveriş yaparsam, 5 ay boyunca hiç kıyafet satın almıyorum.

Soru: Senin tüm üyeler tarafından sevildiğin söyleniyor. Sırrın ne?
V: Herkese arkadaşımmış gibi davranıyorum, yaşı kaç olursa olsun. Böylece, benden küçükler yanımdayken çekingen hissetmiyorlar, rahatlıkla eğlenebiliyoruz. Çevremdeki insanların beni gerçekten önemsediklerini hissediyorum. Bazen arkadaşlarımın sorunlarını dinliyorum ve onlar da "Bu konuyu anlattığım tek kişi sensin." diyor. Veya bir süre onlarla görüşemediğimde, "Seni özledim, arkadaşım." diye arıyorlar. Geçen doğum günümde, uzun uzun yazılmış 50 tane kutlama mesajı aldım.

Soru: Normalde senin 4D olduğunu biliyoruz. Hiç "Bunu bile düşündüm yaa." dediğin şeyler oldu mu?
V: Bazı garip konular var tabi ama genellikle Iron Man'e dönüştüğümü hayal ediyorum. Çünkü ben de uçmak istiyorum. Eğer uçaktan bir parça alırsam ve jet yakıtı ile doldurursam, işte o zaman uçmamın mümkün olacağını düşünüyorum.

Türkçe Çeviri: Taeyaren

[MAYIS/2014] IZE JIMIN 10 SORU 10 CEVAP


Soru: Çekimlerdeyken şort giyip bacaklarını gösterirken rahatsız oldun. Tenini göstermeye utanıyor musun?
Jimin: Vücudumu göstermek benim için sorun değil; çünkü çıkış yaptığımızda karın kaslarımı çok kez gösterdim. Hayranlar karın kaslarımın şu an ne durumda olduğunu merak ediyor; ama hepsi gitti... Fakat maknae ile yeniden egzersizlere başladım! Promosyonlarımız süresince çok fazla zamanımız olmuyor; fakat her gün programımız bittikten sonra egzersiz yapıyorum, saat çok geç olsa bile.

Soru: Çok kalın eyeliner çeken üyelerden birisi de sensin. Eyeliner ve güvenin arasında nasıl bir ilişki var?
Jimin: Eyeliner benim hayatım gibi. Eyeliner sürmediğim zaman utanıyorum ve hip hop dansını yapamam gibi hissediyorum. Bazen, pratik odasında eyeliner olmadan dans ederken yüzümle güçlü ifadeler yapamadığımı hissediyorum. Çünkü aynada çok basit görünüyorum.(güler). Ama gerçekten eyelinerı nasıl çekiyorlar? Bu beni çok şaşırtıyor. Bu yüzden sık sık makyajımızı yapan noona'yı seyrediyorum. Yine de kendi başıma yapabileceğimi sanmıyorum.

Soru: Bir süredir siyah saçlısın, saç şeklini ya da rengini değiştirmeyi istiyor musun?
Jimin: Son zamanlarda elbiseler ilgimi çekiyor, birilerinin  bana "müthiş görünüyorsun," demesini istiyorum; ama saç şeklim hakkında düşünmedim. Bazen saçımın modelini değiştiriyorlar; bunu görünce beğeniyorum. Basitim, değil mi? (güler) Küpelere ilgi duyuyorum. Yakın zamanda kıkırdağımı deldirirken bir hata yaptım. Bu yüzden kulak memem şişti. Kulak memem iyileştiğinde tekrar deneyeceğim. Suga hyung gibi çok piercing istemiyorum, toplamda 4 tane istiyorum.Sadece bir taneye daha ihtiyacım var.

Soru: 20 yaşına yeni giren biri olarak, genç erkek ve adam arasındaki fark sence nedir?  
Jimin: Henüz  bir adam olamadım.... Adam olmak için iki şeyin gerekli olduğunu düşünüyorum. Birincisi, kuvvetli olmalı, sadece dururken bile. Ve bir erkek, güzel bir vücudu olduğunda erkeksidir. (güler) Bu yüzden vücudum ve karizmam üzerine çok çalışıyorum. En iyisi olduğumu düşünmem gerek. Aslında böyle düşünmekte kötüyüm; bu yüzden çok çalışıyorum.

Soru: Süper kahramanları sevdiğini duydum. Favori karakterin hangisi?
Jimin: <Avengers> filminden Hulk'ı seviyorum. Çoğu insan Iron Man'ı sever, değil mi? Fakat Hulk'ın seçici olmadan her şeyi parçalamasını seviyorum. Sinsi olmayı denemiyor, sadece önünde ne varsa hükmediyor.

Soru: İnsanlar üyelerin seni kızdırmaktan hoşlandığını söylüyor. Sence neden böyle söylüyorlar?
Jimin: Tepkilerimin komik olduğunu söylüyorlar. Geçenlerde, ilk kez 4D film izlemeye gittiğimizde, etkilendiğim için "Hyung! Bunun altyazısı ortasında!" dedim. Benden utanıp benimle alay ettiler. Maknae'ye ve J-Hope'a takılmayı deniyorum; ama sonunda hep kaybediyorum. (Jungkook); "Ah, hyung, yapabildiğin en iyisi bu mu?" diyor ve konu konuşmaya geldiğinde her zaman kaybeden ben oluyorum. Bu yüzden bunu kabul ettim. Benimle şimdi alay ettiklerinden daha fazla alay etmezlerse mutlu olurum.

Soru: Oldukça utangaçsın; ama kızları ayartmanın senin hobin olduğunu söyleyen dedikodular var (güler).
Jimin: Bu kesinlikle doğru değil. Üyelerin önünde göz gülümsemem (eye smile) ile tüm bayanları ayartabileceğimi söylüyorum; fakat kızlarının önünde hiçbir şey yapamam. Orta okul ve lisedeyken, karma bir okula gittim ve hem kızlarla hem de erkeklerle  oyun oynadım. Ben de neden böyleyim bilmiyorum. Bence ben utangaç bir Busan erkeğiyim.

Soru: Maknae Jungkook görsel sıralamada (yakışıklılık sıralamasında) seni her zaman son sıraya koyuyor. Eğer seçebilseydin, birinci ve sonuncu olarak kimleri seçerdin?
Jimin: Maknae her böyle dediğinde canım acıyor. Ama birinci sıra bence Jin'in. Sonuncu da... (uzaktan Rapmon'a bakıyor) şey, son zamanlarda daha yakışıklı oldu, hadi Suga hyung diyelim. (güler) Doğrudan söyleyince kötü hissettim.

Soru: Diğer insanlar seni, senin kendini düşündüğün şekilden daha farklı mı görüyor?
Jimin: Bence insanlar beni çok aegyo'lu (şirin) bir çocuk olarak görüyor. Aegyo'yu bilmem; ama ben havalı olmak istiyorum. Çocuk gibi göründüğümün farkındayım, fotoğraflarımı gördükten sonra gerçekten bir çocuk gibi göründüğümü anlıyorum. Sahnede havalı görünmeye çalışırken bile sevimli görünüyorum.

Soru: Her zaman pratik yaptığını duydum. Praktik yapmak dışında hobilerin neler?
Jimin: Son zamanlarda ülke dışına çıktığımda resim çiziyorum. Fark etmemiştim ama yabancı ülkelerde uyumadan önce resim çizmeyi seviyorum. (güler) Aslında çizimlerimden oldukça memnunum. Geçenlerde, fancafe'ye çizdiğim bir resmi yükledim, ve tepkiler; "Çizmede iyisin. Oojjoojjoo!" idi. Ama  bu sadece bir hobi, yani insanların "wow" demelerini duymama gerek yok.



Türkçe Çeviri: Taeyaren

[MAYIS/2014] IZE J-HOPE 10 SORU 10 CEVAP


Soru: Merry-go-round çekimlerdeyken, hemen atlara doğru gittin.
J-Hope: Yüzümün uzun olmasından dolayı takma adım "J-Horse. Sizce de bir at (Kendisinden bahsediyor) başka  bir atı (koştuğu attan bahsediyor) tanımaz mı? Ahahaha. Küçüklüğümden beri merry-go-round'u severim. Bu çok bir şey değil; ama ailemle gelip ata bindiğimi ve eğlendiğimi hatırlıyorum. Atı görür görmez, çocukluğuma dönmüş gibi hissettim.

Soru: Gruptaki sorumluluğun "Umut." Ne tür bir çocuktun?
J-Hope: "Bir öğrenciyken~" serseriydim (güler). Orta okulumda kantin yoktu; bu yüzden bir kere çite tırmanmıştım. Ama her zaman derslere giderdim. Lisedeyken babam öğretmendi. Bu yüzden arka sıralarda oturursam bile, yerinde duramayan (*şımarık) çocuklardan değildim. Ama iyi notlar da almazdım.

Soru: Hayranlarının bilmediği bir yönün var mı?
J-Hope: Gerçekten melodram izlemeyi seviyorum ve çok duygusalımdır. Babam filmleri çok severdi; bu yüzden küçükken DVD izlediğimizi hatırlıyorum. Çok eski filmleri açardı ve ben izlerken "Bunlar ne söylüyor?" derdim (güler). Ama bu deneyimler bana şarkı sözü yazmamda yardımcı oldu. En son izlediğim en hüzünlü film <Pain> idi. Hiç tek başıma sinemaya gitmedim; ama fırsatım olursa tek başıma gidip bir melodram izlemeyi isterim.

Soru: Yeni şeyler denemeyi sever misin?
J-Hope: Çoğu insan yeni şeyleri denemekte tereddüt etmez mi? Ben onlar gibi değilim (güler). Son zamanlarda müzik çalışmanın yanında yabancı dil öğrenmeyi de istiyorum. Özellikle Japonca ve Çince. Bu Asya pazarı için önemli, öyle değil mi? Ahahaha. Bu yüzden çalışmakla ilgili plan yaptım. Kitaplardan kendi kendime öğrenmek zor olacak; fakat bu ülkelerin kültürlerine kendimi alıştırmayı deniyorum.

Soru: SBS MTV'nin <Rookie King BTS - Channel Bangtan>da (8 bölümlük programın Türkçe altyazılı oynatma listesine ulaşmak için TIKLAYINIZ) tavuk savaşı yaparken dişini kırdın. (3. bölüm 2. part) Normalde rekabetçi misindir?
J-Hope: Bir şeye kafayı taktığımda her şeyimle denerim. Ama BTS'e katıldıktan sonra, bütün üyeler rekabetçi olduğu için rekabetçiliğim kötüleşti. Uzun zaman önce dans yarışmalarında yarışırdım ve kaybedersem bunu deneyim olarak kabul ederdim. Ama şimdi çok farklıyım. Üyelerle oyun oynarken bile hırslanıyorum; fakat bu promosyonlarımızı yaparken bana yardımcı oluyor.

Soru: Her zaman enerji dolusun. Sakin olduğun zamanlar da var mı?
J-Hope: Stüdyoda olduğum zamanlar sakinim. Dün sabah şarkı sözü yazdım, (sözler) gözden geçirildi ve reddedildi (güler) Genelde içe dönük olup kendim hakkında yazı yazmak istiyorum; ama endişelenmeye başladım. Son zamanlarda diğer üyelerden geride kalmış gibi hissediyorum. Çekingenim; bu yüzden kendi kendime "acı" çekmeliyim.

Soru: Yakın zamanda doğum günün için sana bir kamera şakası yaptılar. Eğer üyelerden birine kamera şakası yapabilseydin, bu hangi üye olurdu?
J-Hope: Kesinlikle Suga hyung. Bütün üyeler aynı şeyi düşünüyordur muhtelemen. Bu hyung çevresindekilerinin bilincinde; bu yüzden gizli kamera/kamera şakasını hemen anlıyor. Ona bir kereliğine eziyet etmek istiyorum. Eğer Suga hyungu kandırmak istiyorsam, geniş çaplı ve ayrıntılı olmalı.

Soru: Debutunla yani maske taktığın zamanla kıyasla tarzın hakkında şimdi  ne düşünüyorsun?
J-Hope: Son zamanlarda, sivilce benim için büyük bir sorun. Yüzümü güzelce yıkıyorum ve cildime iyi gelen makyajları kullanmayı deniyorum; ama hiçbir faydası olmuyor. Ben "Honey skin/Tatlı cilt" istiyorum (güler). Hayatımda ilk defa saçımı boyamam benim için yeni bir deneyim oldu. Saç rengimin kıyafetlerimle uyumlu olmasını ve farklı bir şekilde giyinmek istiyorum; çünkü canlı hisler vermeyi seviyorum.

Soru: İkinci Kwanghee olarak çağırılıyorsun. (ZE:A grubunun üyesi olan Kwanghee çok eğlenceli ve komik biri olarak ün kazanmıştır). Katılmak istediğin bir eğlence programı var mı?
J-Hope: <Infinity Challenge> gibi vücudunu kullanıp konuşabileceğin programları seviyorum. Konuşarak insanlara diss atabileceğin <Radio Star> gibi programları ya da <Weekly Idol> programı. No Hongchul sunbaenimin olduğu bir programa katılmak istiyorum! Senaryoları takip etmektense, özgürce gülebileceğim bir programa katılmak isterim.

Soru: Sadece bir günlüğüne kendine ait zamanın olsaydı en çok ne yapmak isterdin?
J-Hope: Bir geziye çıkıp bir sürü fotoğraf çekmek isterdim. Çocukken çok fazla geziye gidemedim; bu yüzden geziye gitme düşüncesi bile beni çok heyecanlandırıyor (güler). Ülke dışına ilk defa çıkış yaptıktan sonra çıktım. Japonya'ya gittik ve ilk defa o zaman uçağa binip uçak yemeği yedim. Kendi başıma bir seyahate çıksam Suga hyung'un yaptığı gibi yanımda kamera taşıyamazdım; yemek, manzara ve selca çekmek için cep telefonumun kamerasını kullanırdım. Fotoğrafların anımızı saklamanın en iyi yolu olduğunu söylerler.


Türkçe Çeviri: Taeyaren

[MAYIS/2014] IZE JIN 10 SORU 10 CEVAP


Soru: Daha önce, çilekli ekmekten bir ısırık aldın ve durdun. BTS'in resmi şefi olarak, yorumun nedir?
Jin: Şahsen çilekleri severim; fakat çilek aromalı olan şeyleri sevmiyorum.Bu tıpkı çikolatayı sevmesem de çikolata aromalı şeyleri yapmam gibi. Yemek yapıp üyelere vermemin sebebi de bu. Ama Suga'nın yorumları çok detaylı oluyor... O benim yemeklerimin tadının ucuz restorandaki yemekler gibi olduğunu söylüyor. Ama bu kalbimi kırmıyor. Yemek istediğim yemekleri yapmaktan mutluyum ben.

Soru: Çok temiz olduğunu duydum. Yurt dağıldığında üyelerle nasıl bir anlaşma yapıyorsun?
Jin: Artık temizlemiyorum. Pes etmeyeceğim. Çocuklar bulaşıkları yıkamıyor, ben de ne olacağını görsünler diye yıkamıyorum; ama bu çok rahatsız edici. Tahta çubukların kokusunu sevmiyorum; bu yüzden metal çubuk kullanıyorum. Yine de onları özgürce kullanamadığım için üzgünüm. Çocukların rahatsız olduğunu sanmıyorum bu yüzden kendimle savaş veriyorum. Sonraları, ev kirlediği zaman, dikkatlice onlara bulaşıkları yıkamalarını söylemem gerekiyor.

Soru: BTS'in en büyük olanı sensin. Nelerden korkarsın?
Jin: Böceklerden ve hayaletlerden. Böcek görmekten değil; böceklerin vücuduma girmesinden gerçekten korkarım. Korku filmlerini izlemekte cidden kötüyüm. Lisenin ilk yıllarında, aramız garip olan bir çocukla korku filmi izledim ve film farkına varmadan ona sarılmamla bitti. Gelecekte eğer özel korku çekimleri yaparsam, bayılabilirim.

Soru: Supermario hayranı olduğunu duyduk. McDonalds'ın yakınlarda oyuncaklarla özel bir etkinliğinin olacağını biliyor muydun?
Jin: Haziran ayında çıkacağını söylediler. Arkadaşlarım çok farklı oyuncak türleri olduğunu ve benim için yemek yiyip oyuncakları toplayacaklarını söylediler. Hamburgerleri sevmiyorum; bu sebeple oyuncakları kendim yiyerek toplayamam.

Soru: Animasyonların büyük bir hayranı olduğun hakkında söylenti var. Son zamanlarda izlediğin bir şeyler var mı?
Jin: Animasyon filmlerini severim;, ama bu karakterleri sevdiğim anlamına gelmiyor. Mamoru Hosoda ya da Hayao Miyazaki filminde insanların ifade edemeyeceği şeyler var. İnsanların oyunculuğunu izlediğim zaman, analiz yapıyorum. "Ah, bu kişi karakteri bu şekilde ifade etmeye çalışıyor." diye düşünürüm ve dizinin modu (*dizinin hissini) bozuluyor.

Soru: Yurtta, en büyüksün; ama evde, en küçük olansın. (Ailen için) Ne tür bir çocuksun?
Jin: Uzun zaman önce, benden 2 yaş büyük abim evin merkeziydi. Fakat şimdi "en popüler" olan benim. Teyzem beni aradı ve evin gururu olduğumu söyledi. Son zamanlarda anneme; "Ben yeterince ilgi odağıyım, biraz da abimle ilgilenin" diyorum. (güler)

Soru: Çoktan ilk çocuğun için isim seçtin. Aile planlamanı şimdiden yaptın mı?
Jin: İlk çocuğum kız, ikinci çocuğum erkek olacak. Oğlumun bir ablası olmasını gerçekten çok istiyorum. İdeal bir abla imajını kafamda çizdim. Ablası olan çoğu kişi, ablanın erkek kardeşinin cebindeki cüzdana para koyduğunu söylüyor. Ama benim abim benim cebimden para alıyor! Ve uzun bir zaman önce, arkadaşım ablasının ona yemek yapmak için eve gittiğini söylediğinde travma geçirdim.  Bir ablanın küçük kardeşine yemek yapacağını hiç düşünmemiştim. Oğlumun adı, aile ortak hecesini taşıyacak ve Yoosun olacak, bu ismi Yoobi'nin oğlundan aldım. Benim adımın aile ortak hecesine göre olmadığını öğrendiğimde üzülmüştüm.

Soru: Güzel yüzünün aksine vahşi yanının ortaya çıktığı zamanlar var mı?
Jin: Henüz yok; ama SBS'in <Laws of the Jungle> (Bizdeki Survivor gibi bir program) gibi bir programa gidersem olacağını düşünüyorum. Yerli kabilelerin yemeklerini denemek istiyorum. Titiz biriyim; ama dışarıda uyuyabilirim. Bu beklenmedik bir şey, değil mi?

Soru: Muhtemelen okuldaki derslerine çok sık gidemiyorsun. Kendini ne tür öğrenci olarak görüyorsun?
Jin: Sınavlara giriyorum. Pazarları <Laws and the Legal Mind> adlı ders için 8 saat çalışıyorum. Ama konuyu hiç anlamıyorum. Belki de şimdi 3. ve 4. sınıf öğrencileri olduğu içindir, arkadaşlarım çok yorgun görünüyor. Ben sadece OT gibi eğlenceli şeyleri hatırlıyorum; ama arkadaşlarım iş bulmak konusunda çok stresliler.

Soru: Eğer şu an kaçsaydın, en çok ne yapmak isterdin?
Jin: Gitmek istediğim bir restoran buldum. Anneme, benimle yemeğe çıkmasını söylerdim. Yemek yediğimde, mutlu hissediyorum ve herkes melek gibi görünüyor. Ah, ama bu sadece istediğim yemekleri yediğim zaman geçerli. Geçenlerde, tvN'nin <Let's Eat> dizisini izledim ve canım acayip noodle çekmeye başladı. Bu yüzden bir restorana gittim; ama pişman oldum. Restoranda yapılan noodleların suni aromaları çok güçlü oluyor.



Türkçe Çeviri: Taeyaren

[18.07.2013] IZE BANGTAN Röportajı: V

V


Gerçek adı: Tae Hyung.

Doğum Tarihi: 30 Aralık 1995


Üyeler bana 4D diyor. (Ç/N: 4. boyut) Neden böyle söylediklerini gerçekten bilmiyorum. (RapMons: Şimdi olduğu gibi boş bir yüz ifadesi olduğu zaman gerçekten 4D gibi oluyor. / J-HOPE: V'nin, 4D'liği sayesinde eğlence programlarında göstereceği çok çekiciliği olacağını düşünüyorum.

Ranzanın üst katında animasyon izlerken, üyeler bana bakıp "Şu bağımlı.." diyorlar. Ama Jin hyung yurda geldiğinde birçok ortak noktamız olduğunu öğrendim. Hyungun prens gibi temiz bir hissi var; ama o da benim gibi animasyon izlemeyi çok sever. (Jin: Temiz olmakla animasyon sevmek birbiriyle bağlantılı değil!) Bu günlerde ne zaman bir animasyon çıksa, beraber izleyelim diye konuşuyoruz. Digimon Adventure, Wolf Children ve The Girl Who Leapt Though Time'ın tüm bölümlerini izledim ve Hosoda Mamoru'nun diğer animasyonları da benim şu anda favorilerim. Tooniverse'deki tüm çizgi filmleri çok seviyorum ve sanırım hepsini izledim.

Danny Jung'ın videosunu izleyince ondan çok etkilendim ve saksafon çalmaya başladım. 3 yıl boyunca saksafon çaldım. Ancak, birden bire dans etmek dikkatimi çekti ve başka bir yolda ilerlemeye karar verdim. Klasik saksafondan caz saksafon sınıfına geçince dersleri bıraktım; bu yüzden eskisi kadar iyi miyim emin değilim. Ama üç yıl önce gerçekten güzel çaldığımı düşünüyorum. Alkış! 

Kendi kendime bireysel bir beceri için çalışmam. Hiçbir şey hazırlamam. Sadece o ana uyan şeyi yaparım ve "Bugün ne yapmalıyım?, Şunu denemeli miyim?" diye düşünürüm. Ama... (yapacak) hiçbir şey bulamadığım zamanlar da oluyor (gülüyor). 

Hiç log çekmediğim için gerçekten çok üzgündüm. (BANGTAN üyeleri çıkış yapmadan önceden beri log çekip bloglarında paylaşıyorlar. Fakat V çıkıştan önce hiç log çekmedi.) Hyunglarımın loglarını hep takip ettim; ama kendi loglarımı hiç blogda paylaşmadım. Kendi başıma oturdum ve "Bugün, 2013'ün şu ayı ve şu günü. Bugün şunu yaptım. Bu blogda yayınlanmayacak, değil mi? Bu çok kötü." şeklinde kendi kendime log çekerdim. Grup logu çektiklerinde de aslında oradaydım ama ekranda görünmüyordum. Çöp kutusunun orada ayakta duruyordum. 

Bangtan üyesi olduğum halka açıklanınca sadece bir tane hayran mektubu aldım. Çok mutluydum. Gündüz 4'e kadar uyumadım ve mektubu 15 kere falan okudum. Sürekli hyunglarıma gösterip durdum. 

No More Dream dansında, gözlüğümü attığım sahnede bir sürü hata yaptım. (Perfromans sırasında) Gözlük fermuarlı arka cebimde duruyor. Bir keresinde ellerimle gözlük yapmak zorunda kalmıştım. Ve birçok kez gözlüğü çok sert atıp performanstan sonra bulamadığım da oldu. 

Film izlerken genelde ağlamam. Ama yakın zamanda Jin hyungla Miracle in Cell No.7 filmini izlerken ağladım. Sanki gözlerimde biri musluk açmış gibi ağladım. 

Henüz hiç ciddi bir ilişkim olmadı. İlk aşkımla evlenmek ve sonsuza kadar onunla beraber olmak istiyorum.

Eng. Trans: Christie@bts-trans
Türkçe Çeviri: BTSTurkey

[18.07.2013] IZE BANGTAN Röportajı: JIMIN

JIMIN



Gerçek Adı : Park Jimin.
Doğum Tarihi : 13 Ekim 1995

Aslında ben nasıl bir sahne adı almam gerektiğini bulmak için bakındım. Bazı seçenekler, Baby J, Baby G ve Young Kid idi; fakat biz gerçek adımı kullanmayı tercih ettik. (SUGA: Hepimiz Jimin’nin en iyisi olduğu konusunda hem fikirdik.

Her gün yüzümü gördüğümden yüzümün biraz değiştiğini düşündüm fakat çevremdeki insanlar çok fazla kilo verdiğimi söyledi. Ailem beni yılda birkaç kez gördüklerinden çok endişelendiler, düzgün yemek yiyip yemediğimi sordular. Diyetten sonra daha yakışıklı olduğumu düşünüyorum… Hayranlar güzel fotoğraflarımı çekebilir mi? (Gülüyor) 

Diğer üyelerle aynı şeyleri yiyorum fakat ben daha fazla egzersiz yapıyorum. İlk kez karın kası çalışırken bir şey hissetmedim ama ilk kez sahneye çıktığımızda insanların tepkileri iyiydi bu sebeple daha sonra bu konu hakkındaki görüşlerim değişti.  (Jin: Jimin’nin vücudu tanıştığımızdan beri iyiydi.) Bunun hakkında konuşmadım çünkü utanç verici. (Gülüyor) 

No More Dream koreografisi sırasında, bütün hyunglarım ayakta bir çizgi yapıp, benim onları tekmelediğim kısımda, onları çok sert tekmelediğim için çok üzgün hissettim. Bir keresinde Rap Monster hyungu çok sert tekmeledim ve o bir süre ‘kayboldu’ (düştü). Koreografinin diğer kısmını yaparken sadece ‘Çok üzgünüm. Ne yapmalıyım? Çok canı yanmış mıdır?’ diye düşündüm. (Jungkook: Aslında tekmenin sesini siz bile duyabilirsiniz.

8. sınıftan beri poping dansı yapıyorum, ve bu konuda kariyer yapmaya Rain sunbeaenimin performansını gördükten sonra karar verdim. Bunlardan sonra, ‘Busan Sanat Okulu’ modern dans bölümüne kayıt oldum, buraya (okula) geldikten sonra dans öğretmenim bir eğlence şirketine başvuru yapmamı tavsiye etti. Modern dans yaptığım sırada, bir keresinde arkadaşlarımızla TVXQ sunbeaenimlerin ‘Mirotic’ şarkısında dans ettik ve tepkiler çok iyiydi. Bu şekilde ilerledim… Kesinlikle başarılı olmam gerektiğini hissettim. (Gülüyor) (Jungkook: Hyung soyunma odasının dışında kızların onu beklediğini söyledi.) Bu benim ilk ve son hatıram. 

İlk logumu çekerken, gözlerimi zar zor açık tutabiliyordum. Dans derslerimi bitirdikten hemen sonraydı, yüzüm dağılmıştı ve odada 8 kişi daha vardı ve gerçekten garip hissetmiştim. Eğer yalnız olsaydım daha rahat çekebilirdim. Gruba son eklenen kişi bendim bu yüzden çok sıkı çalıştım. (Jin: Jimin boş vakitlerinde bile pratik yapıyordu; pratik yapmaya bağımlı olmuştu. Günde yalnızca 3 saat uyuyordu, o kadar çok pratik yapıyordu ki pratik yaparken ölecek diye endişeleniyordum.

Bir keresinde şarkı sözü yazdım ve SUGA hyunga gösterdim ve o bana ‘Sen buna şarkı sözü mü diyorsun?" dedi. O, bana gerçekten şarkıda kullanabileceğimiz sözler getirmemi söyledi. (SUGA: Yazdığı sözler çocuk şarkısı sözleri gibiydi.

Cilt bakımıyla ilgili çok fazla şey biliyorum. Cildimi temizlemem uzun sürüyor, yüzümü yıkadıktan sonra düz bir şekilde nemlendiriciyi sürüyorum. Buradaki önemli nokta yüzünüzü havluyla kuruladıktan 3 saniye sonra nemlendiriciyi sürmeniz.

Eng. Trans: Christie@bts-trans
Türkçe Çeviri: BTSTurkey