Politik arenada sıcak gelişmelerin yaşandığı ve daha da sıcak bir biçimde kendini hissettireceği bir mevsime girerken, Kürt sanatçılar da sanatsal güzellikleri sevenleriyle paylaşıyor. Sanatsal çalışmaları ile “inadına dengbêjlik” diyen Delîl Dilanar’ın 4’üncü albümü ‘Zeriyê’ sevenleriyle buluşuyor. Dilanar ve Nizamettin Ariç’in geçen yıl Köln, Frankfurt ve Berlin’de gerçekleştirdikleri ortak konserin ana sloganı ‘Stranê Sewên Zwistanê’ (Kış gecelerinin şarkıları) idi.
İzleyenleri büyüleyici bir duygu deryasına götüren, Kürt müziğinde kendi dalında başarılı iki kuşağın da buluşma simgesi olan bu konserlerin yarattığı sıcaklık bir önemli etki yaratmıştı. İşte mevsim yine sonbahar ve önümüz ise soğuk kış geceleri. Ama, bu kez Delîl Dilanar yeni albümü ‘Zeriyê’ ile yanı başımızda olacak. Dilanar’ın müzik serüveni, Dengbêj Şakiro’nun ‘Neçirvano’ adlı klamıyla aynı adı taşıyan albümle başladı. Bir yandan bağlama, gitar ve ritimlerin kendine özgü yeni bir harmonizasyona kavuşturulma biçimi, diğer yandan da klasik dengbêji yorumlama biçimiyle‘Neçirvano’, Delîl Dilanar’in müzikal formunu en iyi tarif edecek bir eser olarak tanındı.
‘Sere Tarxan’ın ortasında bulunmak
Dilanar, dengbêjliğinin ilk mamostesi ve amcası ünlü Dengbêj Husêno anısına yaptığı ikinci albümü, aynı zamanda Kürt dengbêjliğinde önemli bir yere sahip olan Husêno’nun şahsında diğer tüm dengbêjlerin emeklerine gösterilen bir vefa borcu olarak yorumluyor. Yeni albüm ‘Zeriyê’, kuyruklu bir piyanodan dökülen küçük yağmur tanelerini andıran akorlarla başlıyor. Ardından iki keman, bir viola ve cellodan oluşan batı yaylı dörtlüsünün büyüleyici tınılarıyla bir yağmur sağanağına dönüşen melankolik melodiye Kürt meyinin ‘Erivani’ çığlığı karışıyor. Adeta fırtına öncesi bir sessizliği de andıran bu girişten sonra gerçek fırtınaya film sahnelerinden de hatırlayabileceğimiz tarzda sarsıcı ritimleri dinliyorsunuz.
Delîl Dilanar’ın sesiyle kendinizi bir anda ‘Serê Tarxan’in ortasında buluveriyoruz. Ölümün ve çaresizliğin soğuk yüzünün olduğu kadar kahramanlığın ve gururun da adeta mütevazi bir senfoniyle bütünleştiriyor bu klam . Şakiro’nun yorumladığı Serayê adlı klamla yine aynı adı taşıyan ‘Seraye’ albümü de Dilanar’ın üçüncü albümünün olmasının yanında, ‘Neçirvano’yla başlayan farklı müzik tarzının bir deneme-yanılma serüveninin ötesinde, bilinçli ve kararlı bir şekilde yapılan müzikal bir tarz olarak kendisini kabul ettiriyor.
Dilanar ‘inadina dengbêji’ diyor
Başta Serê Tarxan olmak üzere ‘Zeriyê’, Delalo ve yine Sevave olmak üzere toplam dört dengbêji eser yorumlanmış bu albümde. Dilanar’ın her albümünün bir Dengbêji klamının adını alması dikkatimizi çekiyor. Bunu Dilanar’a sorduğumuzda: “Bizden önceki kuşağın ve her birisi kendi dalında birer ekol olmuş büyük dengbêj ustalarımızın yarattıklarına baktığımda yüreğimde tarif edilmesi güç bir vefa duygusu taşıyorum. Amcam Husêno ile yaşadım, ondan çok şeyler öğrendim ama Seroyê Biro’yu tanıyamadım. Duygu dünyam ve yorumlama tarzım üzerinde büyük etkisi olan Seroyê Biro’yu çok tanımak, onunla çalışmak, onun öğrencisi olmayı çok isterdim. İçimdeki bu özlemi yıllar sonra Seroyê Biro’nun adeta nefes borusu olan Mamoste Egidê Cimo’nun yanında iki yıl kalarak, ondan hem Kürt meyini öğrenerek hem de başta Seroyê Biro olmak üzere diğer dengbêjlerle yaşadıklarını sorarak, bir nevi sonradan hisederek öğrenmeye çalıştım” Dengbêj Seroyê Bîro’nun ünlü Zeriyê kılamıyla aynı adı taşıyan 4.albümle beraber Dilanar, artık Kürt müzik tarihinde kendisine özgün bir alan açtığının güçlü bir iddasını da görebiliyoruz.
Zeriyê albümünde Dilanar ilk defa Nazdar ve Hey Benin adlı iki Sorani eserini de yorumluyor. Zeriyê, Ali Baran’ın yorumladığı, babası Mahmut Baran’a ait olan Medina Mi stranı, Hespê Begzade, Her Qizeki Me Weki Cinarê, Neqse olmak üzere toplam 10 eserden oluşuyor.
En güçlü aday
‘Zeriyê’, hem müzik prodüktörlüğü, hem de aranjmanı Delîl Dilanar ve Neçirvano albümünden beri birlikte çalıştığı Hakan Akay tarafından paylaşılmış. Aynı zamanda albümün tonmeisteri de olan Hakan Akay da, Dilanar’la gerek sahnede ve stüdyoda ve gerekse de sahne dışında uzun yıllara dayanan dostluklarının oluştuğunu ve bu dostluğu en verimli bir şekilde Zeriyê albümüne yansıttıklarının inancında. “Adına Kürtlük, Kürt duygusu dediğimiz olgular bence dengbêj klamlarında kodlanmış bir şekilde saklı duruyor. Kahramanlıkların olduğu gibi, ihanetlerin, aşkların olduğu gibi en büyük kıskançlıkların, kin ve nefretin de gizemli bir şekilde saklı olduğu bu klamların sırrı çözülmediği sürece Kürt müzik dünyası hep aksak bir şekilde yürüyecek ve doğru bir edebi temel üzerine oturamayacak” diyen Hakan Akay, “Delîl, işte bu kodları gerek meyi ve gerekse de sesiyle anlayabilecek hem bir yeteneğe, hem de cesarete sahip en güçlü bir adaydır” diyor. Zeriyê albümünde mey ve kavalı Delîl Dilanar, bağlama, tar ve lavtayı Hakan Akay, gitarları Klaus Bittner, Drums’ta Florian Bungert, percussionu İnan Akay çalıyor. Baş gitarda Philipp Bardenberg, Piano ve Rhodesda Lars Duppler, dafda Reza Samani ve yaylı dörtlü ise Constanze, Nadine, Felicia ve İryna’dan oluşan Kaj-Kaj Quarteti eşlik etmiş.
Albüm tanıtım konseri 8 Kasım’da
Köln’de 8 Kasım’da Bürgerzentrum Ehrenfeld’de albüm tanıtım konserinin tüm hazırlıklarının yapıldığını da söyleyen Dilanar, dinleyenleri için özel bir program hazırladıklarını ve gazetemiz yoluyla da kendilerini konsere davet ettiklerini ekliyor.
ERDAL ALIÇPINAR
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA |
0 Comments:
Yorum Gönder