Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

jin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
jin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

[30.04.2015] BTS The Star Dergisi Profilleri -JIN-



İsim(Gerçek isim)/İsminin anlamı & kaynağı: Kim Seok Jin

Doğum günü/ Burcu: 4 Aralık 1992/ Yay

Kan grubu: 0

Ailedeki diğer üyeler: Anne, baba, ağabey

Doğumunu haber veren rüya: Annem rüyasında altın bir sazan gördüğünü söyledi.

Gittiği okullar: (Ailem nerede yaşadığımızı belli etmek istemiyor ㅜㅜ) Keonkuk Üniversitesi  

Kişiliği: Sakin, rahat ve özgür olmak isteyen biri

Hobileri/Yetenekleri: Yemek yemek/ Yeni yemekler pişirmeyi denemek

Alışkanlığı: Açken ve ya stresliyken yüz kaslarım hareket eder

Hayat felsefesi: Acelesiz yaşamak

En iyi olduğu yemek:Kızarmış pirinç ve tavuk göğsü

Şarkıcı olmasına neden olan şey: Sahnedeki insanlar çok havalı duruyorlardı ve bu benim şarkıcı olmak istememe yol açtı

En sevdiği yemek: Pirinç ekmeği ve Cabonara soslu spagetti 

En sevdiği film: Matrix, zombi filmleri

En sevdiği spor: Snowboard

En sevdiği takma ad: Omuz-hyung

Son zamanlarda koleksiyonunu yaptığı şey: Süper Mario figürleri

Yakın ünlü arkadaşları: VIXX'den Ken

Yakın olmak istediği ünlüler: Hepsi

Katılmak istediği varyete şovlar: "Three Meals a Day" Sahip olduklarım ve yapabildiğim şeylerden memnun olarak yaşamak istiyorum.

Genellikle/ En sevdiği giyim stili: Temiz/ düzenli giyinmeyi seviyorum  

İdeal Tipi: Yavru köpek suratı, kişiliği de yavru köpek gibi, beni önemseyen ve yemek yapabilen bir kız.

Yapılacaklar listesindeki 3 şey: 1) Kocaman bir sahnede unutulmaz bir performans sergilemek 
                                                     2)Para hakkında endişelenmeden yaşamak 
                                                     3) Beni seven herkese teşekkür etmek

BTS'in aegyo sıralaması ve nedeni: Jimin > V > Hope > Jin= Suga = Jungkook = Rapmon
Birincinin doğal bir çekiciliği var. Sondakilerin aegyeosu yok. 

Jin'in hayranlara sormak istediği soru: Gerçekten (o kadar) yakışıklı mıyım?


Eng Trans: @bangtanitl
Türkçe Çeviri: Park Yuna
Düzenleme: Zimbiyan @ BTSTurkey
Çevirileri kaynak belirtmeden kullanmayınız!


[12.11.2014 | BANGTAN Blog] Jin'in Yemek Günlüğü

                                                    JIN'IN YEMEK GÜNLÜĞÜ 


                  Gözüme çarpan ilk malzemeleri seçtim: bal kabağı, brokoli, mantar ve et. 


Bugün de, her zamanki gibi, gözüme çarpan basit malzemelerle bir yemek pişirdim.
Gözlerimin altındaki siyah halkalardan kurtulmak için brokoli,
Yüzümün şişliğinin inmesine yardımcı olması için balkabağı,
Diğerlerini alırken gördüğüm için de mantar aldım.
Bir de et aldım, ki kendisini her gün yiyemiyoruz.
Eti aldım çünkü annem "Konu yemek olduğunda asla eli sıkı olmamalısın." der.
Yemeğimizin son malzemesi ise tabi ki peynir.
Yani evet bir de peynir aldım...

Alışveriş bittikten sonra malzemelerimiz:


Balkabağı yemeyi çok seviyorum. Ama bu demek değil ki, ete olan aşkım daha az...
Ahh Et Bey, kesinlikle harikasınız!  



Ahhh~ Şunun renginin güzelliğine bakar mısınız? Et Bey... *ühühüh*

Seni seviyorum.


ET!


Et x 54 (Ç\N: Jin burada aşka gelip üşenmeden 54 kere 'et' yazmış.....)



Balkabağının içini boşaltın. Etlerimizi bu boşluğa dolduracağız.  


Pişiniz lütfen.



Aspiratörün temizlenmesi gerek. (Ç\N: Tencerenin kapağından yansıyor.) 
Hope-ah, Jimin-ah, Jungkook-ah, Taeyung-ah, herhangi biri, lütfen!.. (temizleyiverin!)



Yemeği hazırlarken birer selca çekinin.~ ohhohohohohoho
Gözlerim mi şişmiş benim? Amanııın.... 


Sosu kendi zevkime göre hazırladım. Siz de göz kararı koyun her şeyden, göz kararı... Evet...  


Yemeği pişirenin omuzları, bariz belli ki, geniş... 


Bu arada Balkabağı Bey de pişmek üzere.  


Brokoli ve mantarların hepsini doğrayın. 
Vaahh~ ne kadar da düzenli duruyor. Normalde tembelliğimden bu kadar düzenli değilimdir ama... Bu sefer neden böyle oldu ki... 


Hehhee Jimin-ah, bir fotoğrafımı çek bakalım hehe


Doğradığınız bütün malzemeleri, pişirdiğimiz Et Beylerle karıştırın. Euuahh Et Bey. Seni seviyorum ah ah lütfen aşkımı kabul et.~ 


*çurahraçuraçurapurahçurahpuraçurahçuçopah* (kızarma sesleri)


Bibimbap gibi...
Direk böyleyken mi yesem acaba?


Hehhee Jimin-ah, bir tane daha fotoğrafımı çek bari~



Balkabağının kapağını (kestiğimiz yeri) geri kapatın ve biraz daha pişirin. 


Balkabağının içine sığmayan harcı bibimbab gibi bir şeye çevirin.


Ahhh???? Peynir taşıyor??? 
Peynir Bey siz ne ara girdiniz oraya?


Euahhheuahhh Peynir Bey!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!11



Peynirin yemeği tamamlayan etken olduğunu söyleyebiliriz. Et, peynir ve balkabağının mükemmel uyumu hehe İlk defa bu tarz bir uydurma yemek yaptım.  


Ohh orası da lezzetli burası da!...
Tadı güzel değilmiş gibi durabilir ama güzel. Gerçekten.
Ahh, neyse, baksanıza ne kadar da yakışıklıyım. 
Böyle iyi görünmek nasıl zor bir bilseniz... Endişeleniyorum, gerçekten... 


Şimdi yemeğin kalanını bitirme zamanı. Mmmm nasıl da lezzetli nom nom nom 
Bütün her şeyi yedik hehe 
Bu aralar çok meşgul olduğumdan çok fazla yemek pişiremiyorum ve bu beni biraz üzüyor ㅠㅠ
Yemek yapmak istiyorum ama... vaktim yok....


Not: Anneciğim özür dilerim ama bana verdiğin harçlığı eti almak için harcadım hehe 


Yemeği pişiren: Jin 
Fotoğrafları çekenler: Jin, Jimin
Yardımcılar: Hiç kimse 
Yemeği yiyenler: Jin, Suga



Türkçe Çeviri: Zimbiyan
Eng Trans: Army Base Subs 

[30.09.2014] Hanryu Pai Cath the BTS Vol.9 - Jimin x Suga & Jin ile Mini Röportaj



Sahne Adı: JIMIN
Gerçek Adı: Park Jimin
Doğum Tarihi: 13.10.1995
Kan Grubu: A
Gruptaki Görevi: Vokal & Dans
Öğrenciyken En Sevdiği Dersler: Matematik, Spor ve Görsel Sanatlar
Öğrenciyken En Sevmediği Dersler: Sosyal Bilimler ve Tarih

JIMIN: "Babam sayesinde bugün olduğum kişiyim."


Sahne Adı: SUGA
Gerçek Adı: Min Yoongi
Doğum Tarihi: 09.03.1993
Kan Grubu:  0
Gruptaki Görevi: Rap
Öğrenciyken En Sevdiği Dersler: Sosyal Bilimler, Tarih ve Spor
"Müzik notumsa beklenmedik bir şekilde yalnızca ortalamadaydı."

SUGA Hakkında;
Rap yapmaya 5. sınıfta başlamıştır.

SUGA: "Hayallerinin peşinden gitmeye devam eden bir yetişkin olmak istiyorum."





BANGTAN Temmuz'da ikinci Japonya single'ı ‘Boy In Luv’ı yayınladı ve harika bir popüleriteye sahip oldu. BANGTAN, belli bir süre için Amerika'da kalıyorken hip hop artisti Warren G ile bir araya geldi. Aktiviteleri yavaş yavaş dünya çapında genişlemeye başladı. Bu röportaj genelde nasıl insanlar olduklarını gösterme odaklı. Bu ayın ana karakterleri Jimin ve Suga.

İnatçı Suga ve sersem Jimin


SUGA: Merhaba biz Mini Mini'yiz.
JIMIN: Hey hey hey, dur! Bugün ikimiz de MC'yiz! Her şeye beraber karar vermeliyiz (güler).
SUGA: Ahaha. Ama önce grup ismimize karar vermemiz gerekmez mi? Gruptaki en kısa üyeler olduğumuz için Mini Mini nasıl?
JIMIN: Bu üzücü, aklıma gelen ilk ortak noktamız bu (iç çeker).

SUGA: Ortak noktamız olan bir başka şeyse ikimizin de Gyeongsang doğumlu oluşu.
JIMIN: Acaba ikimiz de Gyeongsanglı olduğumuz için mi... ikimiz de çok meraklıyız.
SUGA: Bu yöresel bir şey mi? Öyleyse benimle satoori (şiveli) konuşmayı bırakabilir misin? (güler) Jimin'le konuştuğumda standart (şivesiz Seoul Korecesi) dili kullanmak için çok çabalıyorum.

JIMIN: Fark etmez. Suga'yla birlikteyken memleketimi anımsıyorum. Ailemi özlemeye başlıyorum. Hey neyse, eğlence sektörüne gireceğini söylediğinde ailen sana ne dedi?
SUGA: Yarım yıl kadar şiddetle karşı çıktılar. Babam çok otoriter bir insandır. Ailem çok sıkıntı çektiği için, çocuklarının da kendileri gibi bu sıkıntıları çekmesini istemediler. Çocuklarının memur olmasını ve sıkıntı çekmeden yaşamasını istediler. Ama şimdi "Kendi hayallerini gerçekleştirme iradesine sahip olan bir çocuk; gurur duymaya değer bir çocuktur." diyorlar. Artık beni en çok destekleyen kişi ailem.

JIMIN: Benim ailem bu isteğime karşı çıkmadı; bu yüzden onlara minnettarım. Annem daima "Sevdiğin işi yap." düşüncesine sahip olmuştur. Sanırım babam benim bir hakim ya da avukat olmamı istiyordu; ama lisedeyken ona müzik yapmak istediğimi söylediğimde bunu onayladı. Hatta (şirket) seçmelerine beni o götürdü. Bugün olduğum kişi için babama ne kadar teşekkür etsem azdır. Peki ya öğretmenlerin?

SUGA: Onlar da tıpkı ailem gibi karşı çıktı; özellikle de lisedeki ilk yılımda dersime giren ve otoriter biri olan Matematik öğretmenim. Bu öğretmen öğrencilik yıllarında bir bateristmiş yani geçim yolu olarak müzik yapmanın ne kadar zor olduğunu biliyordu. Dolayısıyla bu isteğime şiddetle karşı çıkmıştı. Ben erkek okulunda okudum dolayısıyla saçımızı gerçekten de çok kısa kestirmemiz gerekiyordu. "Seçmelere katılacağım için saçımı kestirmek istemiyorum." dediğimde ciddi bir şekilde azarlanmıştım. Çok otoriter bir öğretmen olmasına rağmen ondan çok şey öğrendim.

JIMIN: Ben öğretmenlerimden çoğunlukla iyi dilekler aldım. Ortaokul 3. sınıftaki dershane öğretmenim hala beni desteklediğini hatırlar. "Ölene kadar müziğini yapmayı sürdürmelisin." Öğretmenimin bu sözlerini hala hatırlıyorum.
SUGA: Çok kıskandım. Ben yalnızca "Başarılı olamayacaksın," "Bu yolda devam edersen gelecekte ne olacaksın," gibi sözler duydum. Ama bu sözler daha da hırslanmama neden oldu ve "Ne kadar zor olursa olsun, müzikte başarılı olacağım." dedim. Belki de şu an olduğum yeri bu küçümsemelere borçluyumdur.

JIMIN: Belki de bunu seni teşvik etme amacıyla kasten söylemişlerdir.
SUGA: Kim bilir (güler).


JIMIN:  Nihayet 20 yaşındayım! Buna hala inanamıyorum. Yeni yetişkin olan bana, hiç tavsiyen var mı?

SUGA: Ben yetişkin olmayı sevmiyorum. Nasıl söylesem… Yetişkinler gerçekleri yavaş yavaş (zor) anlıyor. Rahat bir yaşam sürmek için azar azar kendi hayallerini unutuyorlar. Yani yaşım yetişkin olsa da bir yetişkin olduğumu düşünmüyorum. Yetişkin olsam da, daima hayallerinin peşinden koşmaya devam eden bir yetişkin olmak istiyorum. Jimin-ah, umarım çok çok büyük hayallere sahip olan, saf/temiz bir yetişkin olursun. Umarım erişilmesi zor hayaller kurar ve bu hayallere ulaşmak için çok çalışırsın. Yani büyük hayal kur ve hep temiz/saf ol.
JIMIN: Hiç endişem yok, bu Suga! Havalı tavsiyen için teşekkür ederim!

JIN ile yemekler üzerine kısa bir röportaj

Sahne Adı: JIN
Gerçek Adı: Kim Seokjin
Doğum Tarihi: 04.12.1992
Kan Grubu: 0
Gruptaki Görevi: Vokal

Jin Hakkında

Jin BTS'in en büyük üyesidir; ama ailesinde en küçüktür. Hosoda Mamoru, Hayao Miyazaki ve Super Mario'nun çok büyük fanıdır..

S2: Yemeklerinin daha lezzetli olması için özellikle yaptığın bir şey var mı?
Jin: Biraz süt ekleyince çok lezzetli olur. Ağzınıza bir kaşık dolusu alın ve çiğneyin!

S2: En sevdiğin Kore yemeği ne?
Jin: Soğuk rameni severim. Çiğnenen yemekleri çok severim.


Türkçe Çeviri: Dusty@BTSTurkey
Eng Trans: yoogamin & newnumbyeah
Scanned by: bonnieple


[Mayıs/2014] IZE BANGTAN RÖPORTAJI - “BU BİZİM İÇİN SADECE BİR BAŞLANGIÇ”



Geçenlerde çıkışınız 300. gününü kutladınız. Çıkışınızdan beri en çok ne değişti?
Jin: Üyelerin çıkışımızdan öncekiyle şimdiki yüzlerini karşılaştırırsak bence çok değiştiler. Kamera oyunu da olabilir ama hepsi şimdi daha canlı gözüküyor… Bir kişi hariç… Jimin! Onun en güzel hali çıkış zamanındaki haliydi, o zamandan beri görünüşünü korudu.
RM:Yani Jimin’in yakışıklı olmadığını mı söylüyorsun? (gülüyor)
Jin: Hayır, öyle değil. Diğer üyeler çok değişti…
Jimin:Kurtarmaya çalışma… söyledin ve bitti!

Hâlâ alışamadığınız bir şey varsa nedir?
J-Hope: Müzik programları hâlâ zor. Üzerimizde çok baskı var ve kameraların nerede olduğunu anlamamız gerekiyor. Liderimiz sahneye çıkmadan neler yapmamız gerektiğini bize söylüyor ve dans hocalarımızın bize söylediklerini hatırlatıyor.
RM: Bir türlü rahatlayamıyoruz. Bir an rap yapıyorum sonraki an dans ediyorum (gülüyor). Ve hâlâ rookie (*çaylak) olduğumuz için performanslarımızı kısaltıyoruz. Mesela son albümümüzdeki ‘Attack on BANGTAN’ performansımız Çarşamba günü farklıydı, sonra Perşembe günü yine farklıydı. Bü yüzden çok odaklanmamız gerekti.

Şu ana kadar en büyük başarınızı Boy in Luv ile birincilik adayı olarak elde ettiniz. (A/N: BTS, Boy in Luv ile 23 Şubat'ta Inkigayo’da birinciliğe aday gösterilmiştir. Hayran oyları %100 olmasına rağmen üçüncü olmuştur.) Hep istediğiniz şirket yemeğine çıkabildiniz mi?
RM: Daha önce birkaç defa daha şirket yemeğine gitmiştik; ama bu sefer, albüm promosyonlarından önce, Bang Shihyuk PD Garusogil'e götürdü. Albümümüzden çok emin olduğunu, büyük hatalar yapmazsak iyi tepkiler alacağımızı söyledi. Sanırım bunu öngördü. O gün çok fazla et yedik ve bir grup erkeğin gideceği bir yer gibi görülmeyen bir kahve dükkanına gittik.
Jin: Fakat az bir şeyler sipariş edip sakin bir şekilde sohbet etmedik. Bir sürü şey sipariş ettik ve siparişlerimiz gelir gelmez hepsini yiyip daha fazla sipariş verdik.

Daha önce promosyon yaptığınız şarkıların konuları, gençlerin başkaldırışları, endişeleri ve çelişkileriydi; ama bu şarkınız aşk ile ilgili. Yani dünyayla barışmışsınız hissi veriyor (gülüyor)
SUGA: Bu sefer kızla aramız iyi değildi (gülüyor). Ama dünyadaki tüm çiftleri destekliyoruz. Birbirlerini sevmeliler ki bizim şarkılarımızı kullanabilsinler.

Boy in Luv’ın, No More Dream ve N.O’dan geri kalmayan güçlü bir beat (tempo) ve sound (melodisi) var; ama şarkının bir kıza ilan-ı aşk etmekle ilgili olması garip. Şarkının yapım süreci nasıldı?
SUGA: Akılda kalıcı ve eşlik etmesi kolay olması için çalıştık. Sözlerine “Bbarim bbarim bbarim”, “dwegopa” ve “bad bad girl” gibi akılda kalıcı/eşlik etmesi kolay sözler koyduk.
RM: Bunlardan en azından biri insanların aklında kalır diye umduk (gülüyor)! “Senin oppan olmak istiyorum” ve “Yok yere beni kızdırıyorsun, nefessiz bırakıyorsun ve dır dır ettiriyorsun” gibi sözler çocuksu gelebilir, (bu sözlerle) sezgisel hisler vermek istedik. Adımızın dikkat çekmesi için büyük bir atılım yapmamız gerektiğini düşündük ve ‘Okul Üçlememiz’in üçüncü partı olarak ‘aşk’ güzel oldu.

Devam şarkınız Just One Day ile romantik bir performans sergilediniz. Aşkı, sadece koreografiyle değil; aynı zamanda yüz ifadelerinizle de ifade ettiniz. Sizin için nasıldı?
RM: Eski performanslarımızda (konsept gereği) ya kızgın ya da heyecanlı olurduk; ama Just One day için farklı bir konsepte ihtiyacımız vardı. Kamerayı sevdiğimiz kadın gibi düşünmeye çalıştık, özellikle de daha önce hiç böyle şirin/tatlı bir performans sergilemediğimiz için.
Jimin: Ama bu iyi sonuçlanmadı. Ne zaman önümde bir kız olduğunu düşünsem garip garip gülmeye başladım. Hahaha!
RM: Çünkü sen hep müstehcen şeyler düşünüyorsun (gülüyor).
Jin: Çok sevecen baktığımı düşünüyordum; ama bazıları bana neden bu kadar garip baktığımı sordular.

Siz, diğer idol grupların aksine single değil albüm çıkarıyorsunuz. Bu sizin genel duruşunuza daha çok odaklanmanızı mı sağlıyor?
RM: Birçok kişi bizi genel halk arasında daha popüler bir tarz olan Boy in Luv ve devam şarkımız Just One Day ile tanıdı, bu yüzden bizim asıl rengimizi yansıtan Spine Breaker ve BTS Cypher Pt.2: Triptych şarkılarımıza daha çok önem verdik.
SUGA: Rahatça dinlenen şarkıların, bizim rengimiz olan şarkılarla oranı arasında denge kurmaya çalıştık.  Tomorrow’u stajyerken yazdım; çünkü müzik yapmaya başlamamı sağlayan Epic High’ın Fly şarkısına benzer hisleri olan bir şarkı yazmak istiyordum.


Grubun dansçılarından J-Hope’un bu şarkıda daha fazla rap bölümü var ve V merkezde duruyor. Yeni yeteneklerinizi göstermek istiyorsunuz gibi görünüyor.
JH: Arkadaşlarım sayesinde daha çok çalışabildim.
RM: J-Hope eskiden hiç rap yapmamıştı; ama ona bir görev verirseniz yetenekleri hızlı bir şekilde gelişir. Genelde şarkının bridge (geçiş) bölümünü o söylediği için üzülüyordum. Bu yüzden Where Did you Came From şarkısında bridge (geçişi) ben söyledim ve J-Hope’un dinlenmesini sağladım. V’nin de özel bir yeteneği var. Eskiden sahnede farkında olmadan ağzını oynatıyordu; ama şimdi bilerek çekici yönlerini gösteriyor. Onu izleyerek öğrendi.
V: Ah, böyle şeyler duymak beni utandırıyor (gülüyor).

Youtube kanalınıza yüklenen videoları izlerken aegyonuzun arttığını görebiliyoruz. En çok hangi üyenin aegyosu arttı?
Herkes: SUGA hyung!
Jimin: Normalde Suga hyung hiçbir yerde aegyo yapmaz; ama artık kalp şekli yapıyor ve güzel bir şekilde (sesini taklit ederek) “SUGA~SUGA~SUGA~” diyor.
SUGA: Çünkü profesyonel olmak zorundayım!

SBS MTV <Rookie King> programında kız kılığına girmek için gerçekten profesyonel olmanız gerekiyordu.
RM: Ah.. Benim de hala Ay Savaşçısı olarak giyinip etrafta uçtuğum fotoğraflar var.
JK: Ama gerçekten kız gibi olmuştu. Seksiydi.
V: Uğur böceği kılığında bir peri olacağım için ben de şok olmuştum. Bence Ay Savaşçısı daha iyi. Ya da belki Rapunzel?
SUGA: Bir hizmetçi gibi giyinmek gerçekten istemediğim için şok olmuştum. Hayranların neden bunu görmek istediğini anlamadığım için bu durum daha da zordu. Biz kızların erkek kılığına girmesini istemiyoruz, neden onlar bizim kız kılığına girmemizi istiyorlar?
Jimin: Herkes kendini gördükten sonra sinir krizine girdi; ama bence ben kız kılığına girsem güzel olurdum. Bir kere okul festivalinde geleneksel kız kıyafeti giymiştim ve birinci olmuştum. Ama bu kız gibi giyinmek istediğim anlamına gelmiyor. Gerçekten!!
SUGA: "BTS Jimin kız kılığına girmeyi seviyor” diye haberler çıkacak.

Maknae Jungkook bu yıl liseye başladı. Giriş programına hep beraber gittiniz.
Jin: Salona baktım ve bence Jungkook en çok dikkat çeken kişiydi.
Suga: Bence aralarındaki en yakışlıklı Jungkook’tu. O gün hepimiz güzelce giyinmiştik.
V: Ama diğer öğrenciler çirkindi demek istemiyoruz! Belki de uzun olduğu için en çok Jungkook dikkat çekiyordu.
JH: Giriş programından sonra, Jungkook bize jjajangmyung ve acı-ekşi domuz ısmarladı. Eskiden ona çok şey alan hyungları için o gün hesabı o ödedi.
JK: Biriktirdiğim parayı harcadım (gülüyor).

Abilerin sana lise hayatı hakkında tavsiye veriyor mu?
Jimin: Ona vizelerinde cevabı bilmiyorsa ikinci veya beşinci şıkkı seçmesini söyledim. Ama ülke çapınca %1’e giren Rapmon hyung dördüncü şıkkı seçmesini söyledi, bu yüzden sanırım Rapmon hyungun tavsiyesine uyacak. Ama bu gibi durumlarda ülke çapınca %1’e giren birini dinlememelisin. Hyung en azından cevabın ne olduğunu düşünerek bir tahmin yürütmüştür; ama ben çoğu kez rastgele seçerdim!




Programlarınızın dışında hayranlarınızla birçok farklı şekilde iletişim halindesiniz. Özellikle Twitter gibi bir sosyal paylaşım sitesinde hata yapmak çok kolaydır; ama sizin tek bir hesabı paylaşmak konusunda bir sıkıntınız yok gibi.
SUGA: Ne yazacağımız konusunda dikkatliyiz. Ve twitterı sadece hayranlarımız çok merak ettiği için günlük hayatımızı onlara göstermek adına kullanıyoruz. Genelde nerede olduğumuzu ya da ne yaptığımızı söylüyoruz/paylaşıyoruz.
V: Başka bir üye tweet atarken çakışma olmasın diye bekliyoruz.
Jimin: Herkes selca paylaşıp hava atmayı seviyor. Son zamanlarda en iyi selcaları maknae çekiyor. Çünkü o çok şirin. Ben en kötü selca çekendim ama çok pratik yaptım ve 6. sıraya yükseldim. SUGA hyung en kötüsü (gülüyor). Stajyerken en çok kimin selcası retweet alacak diye yarış bile yaptık. Belki de sadece ben bunu düşündüm. 6 retweet farkla olsa da, “Ahh.. kaybettim!” diyerek kendi kendime çok hayal kırıklığına uğradım. Ahaha.

Okul Üçlemeniz neredeyse bitti ve birinci yılınız da yaklaşıyor. Ne kadar yol kat ettiğinizi düşünüyorsunuz?
JK: Neredeyse bir yıl olacağı için biraz üzgünüm. Kısa zaman zarfında çok geliştiğimi göstermek istiyordum; ama olmadı. Gösterdiğimden daha çok gösteremediğim şeyler oldu ve kendimi çok geliştirememişim gibi hissediyorum. Bu yüzden başka şeyler de yapmalıyım.
SUGA: Bence daha yeni başlıyoruz. Şu anda rookie/çaylak olduğumuz için yanımıza kalacak şeylerin artık yanımıza kalamayacağı bir durumdayız.
RM: Bazen bu noktaya çok hızlı gelmişim gibi, bazen de daha gidecek çok uzun bir yolumuz varmış gibi hissediyorum. Kendi aramızda iyi yaptığımızı söylüyoruz; ama ödül töreni gibi yerlere gittiğimizde kendimizi çok küçük hissediyoruz.
Jin: Yani her şey çok karışık. Şu an yapılacak en doğru şeyin önümüze bakıp daha çok çalışmak olduğunu düşünüyorum. Ne çok yavaş ne de çok hızlı ilerlemek istiyorum.


Türkçe Çeviri: Golden_v

[MAYIS/2014] IZE JIN 10 SORU 10 CEVAP


Soru: Daha önce, çilekli ekmekten bir ısırık aldın ve durdun. BTS'in resmi şefi olarak, yorumun nedir?
Jin: Şahsen çilekleri severim; fakat çilek aromalı olan şeyleri sevmiyorum.Bu tıpkı çikolatayı sevmesem de çikolata aromalı şeyleri yapmam gibi. Yemek yapıp üyelere vermemin sebebi de bu. Ama Suga'nın yorumları çok detaylı oluyor... O benim yemeklerimin tadının ucuz restorandaki yemekler gibi olduğunu söylüyor. Ama bu kalbimi kırmıyor. Yemek istediğim yemekleri yapmaktan mutluyum ben.

Soru: Çok temiz olduğunu duydum. Yurt dağıldığında üyelerle nasıl bir anlaşma yapıyorsun?
Jin: Artık temizlemiyorum. Pes etmeyeceğim. Çocuklar bulaşıkları yıkamıyor, ben de ne olacağını görsünler diye yıkamıyorum; ama bu çok rahatsız edici. Tahta çubukların kokusunu sevmiyorum; bu yüzden metal çubuk kullanıyorum. Yine de onları özgürce kullanamadığım için üzgünüm. Çocukların rahatsız olduğunu sanmıyorum bu yüzden kendimle savaş veriyorum. Sonraları, ev kirlediği zaman, dikkatlice onlara bulaşıkları yıkamalarını söylemem gerekiyor.

Soru: BTS'in en büyük olanı sensin. Nelerden korkarsın?
Jin: Böceklerden ve hayaletlerden. Böcek görmekten değil; böceklerin vücuduma girmesinden gerçekten korkarım. Korku filmlerini izlemekte cidden kötüyüm. Lisenin ilk yıllarında, aramız garip olan bir çocukla korku filmi izledim ve film farkına varmadan ona sarılmamla bitti. Gelecekte eğer özel korku çekimleri yaparsam, bayılabilirim.

Soru: Supermario hayranı olduğunu duyduk. McDonalds'ın yakınlarda oyuncaklarla özel bir etkinliğinin olacağını biliyor muydun?
Jin: Haziran ayında çıkacağını söylediler. Arkadaşlarım çok farklı oyuncak türleri olduğunu ve benim için yemek yiyip oyuncakları toplayacaklarını söylediler. Hamburgerleri sevmiyorum; bu sebeple oyuncakları kendim yiyerek toplayamam.

Soru: Animasyonların büyük bir hayranı olduğun hakkında söylenti var. Son zamanlarda izlediğin bir şeyler var mı?
Jin: Animasyon filmlerini severim;, ama bu karakterleri sevdiğim anlamına gelmiyor. Mamoru Hosoda ya da Hayao Miyazaki filminde insanların ifade edemeyeceği şeyler var. İnsanların oyunculuğunu izlediğim zaman, analiz yapıyorum. "Ah, bu kişi karakteri bu şekilde ifade etmeye çalışıyor." diye düşünürüm ve dizinin modu (*dizinin hissini) bozuluyor.

Soru: Yurtta, en büyüksün; ama evde, en küçük olansın. (Ailen için) Ne tür bir çocuksun?
Jin: Uzun zaman önce, benden 2 yaş büyük abim evin merkeziydi. Fakat şimdi "en popüler" olan benim. Teyzem beni aradı ve evin gururu olduğumu söyledi. Son zamanlarda anneme; "Ben yeterince ilgi odağıyım, biraz da abimle ilgilenin" diyorum. (güler)

Soru: Çoktan ilk çocuğun için isim seçtin. Aile planlamanı şimdiden yaptın mı?
Jin: İlk çocuğum kız, ikinci çocuğum erkek olacak. Oğlumun bir ablası olmasını gerçekten çok istiyorum. İdeal bir abla imajını kafamda çizdim. Ablası olan çoğu kişi, ablanın erkek kardeşinin cebindeki cüzdana para koyduğunu söylüyor. Ama benim abim benim cebimden para alıyor! Ve uzun bir zaman önce, arkadaşım ablasının ona yemek yapmak için eve gittiğini söylediğinde travma geçirdim.  Bir ablanın küçük kardeşine yemek yapacağını hiç düşünmemiştim. Oğlumun adı, aile ortak hecesini taşıyacak ve Yoosun olacak, bu ismi Yoobi'nin oğlundan aldım. Benim adımın aile ortak hecesine göre olmadığını öğrendiğimde üzülmüştüm.

Soru: Güzel yüzünün aksine vahşi yanının ortaya çıktığı zamanlar var mı?
Jin: Henüz yok; ama SBS'in <Laws of the Jungle> (Bizdeki Survivor gibi bir program) gibi bir programa gidersem olacağını düşünüyorum. Yerli kabilelerin yemeklerini denemek istiyorum. Titiz biriyim; ama dışarıda uyuyabilirim. Bu beklenmedik bir şey, değil mi?

Soru: Muhtemelen okuldaki derslerine çok sık gidemiyorsun. Kendini ne tür öğrenci olarak görüyorsun?
Jin: Sınavlara giriyorum. Pazarları <Laws and the Legal Mind> adlı ders için 8 saat çalışıyorum. Ama konuyu hiç anlamıyorum. Belki de şimdi 3. ve 4. sınıf öğrencileri olduğu içindir, arkadaşlarım çok yorgun görünüyor. Ben sadece OT gibi eğlenceli şeyleri hatırlıyorum; ama arkadaşlarım iş bulmak konusunda çok stresliler.

Soru: Eğer şu an kaçsaydın, en çok ne yapmak isterdin?
Jin: Gitmek istediğim bir restoran buldum. Anneme, benimle yemeğe çıkmasını söylerdim. Yemek yediğimde, mutlu hissediyorum ve herkes melek gibi görünüyor. Ah, ama bu sadece istediğim yemekleri yediğim zaman geçerli. Geçenlerde, tvN'nin <Let's Eat> dizisini izledim ve canım acayip noodle çekmeye başladı. Bu yüzden bir restorana gittim; ama pişman oldum. Restoranda yapılan noodleların suni aromaları çok güçlü oluyor.



Türkçe Çeviri: Taeyaren