Marmaris’te son zamanlarda meydana gelen depremlerin ”büyük bir depremin habercisi mi olduğunu ya da bir yanardağdan mı kaynaklandığını” tespit etmek için harekete geçen bilim insanlarından oluşan ekip, araştırmalarını sürdürüyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve serbest Jeofizik Yüksek Mühendisi Hakan Beyaz ile deniz suyu sıcaklığıyla ilgili ölçümler yapan Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, titreşim ölçen cihazı, volkan bacası olabileceğini tahmin ettikleri yere yakın kurduklarını söyledi.
Denizdeki sıcaklık değişimlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan, Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Doğal Afetler ve Yer Bilimleri Araştırma Birimi Koordinatörü Ecevitoğlu, ”İlk günkü çalışmada deniz suyu sıcaklığı ölçümlerinin bir kısmını gerçekleştirdik. Hakikaten su tabanına yayılan bir magma varsa, onun oluşturduğu etkileri görmeye çalışıyoruz. Ayrıca gaz çıkışını da tespit etmeye çalışıyoruz. Çünkü bu tip magma tabana yayıldığı zaman içinde sıkışmış olan gazı serbest bırakıyor. Onların oluşturduğu etkileri görmeyi ümit ediyoruz. Tabi bunların hepsi şu an için varsayım, kesinleşmiş bir şey yok” diye konuştu.
Deprem açısından bölgede ciddi bir hareketlilik olduğuna işaret eden Ecevitoğlu, sarsıntıların normal depremden farklı bir yayılım gösterdiğini anlattı.
‘YANARDAĞ BÖLGE İÇİN ALIŞILMAMIŞ DEĞİL’
Aktif olmayan yanardağların yeniden harekete geçebileceğine dikkati çeken Ecevitoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Yaklaşık 10 kilometrelik bir daire içinde ciddi bir yoğunlaşma var. Onun incelemesini yapıyoruz. Bu incelemede bir volkan bacasının silueti çıkıyor. Bunlar bizi şüpheye düşürüyor. Batı tarafına baktığımızda Gökova Körfezi’nin girişinde 3 Yunan adası var ve bunların yanardağ olduğu biliniyor. Bizde ise Isparta’nın güney batısında Gölcük Yanardağı var. Bu yanardağ zincirinde 12 ada var. Atina’dan başlıyor ve bir yay yaparak Isparta’ya kadar geliyor. Bundan dolayı yanardağ bölge için hiç de alışılmamış bir şey değil. Bozburun ve Sömbeki Adası arasında da bir yanardağın olması, yeniden harekete geçmesi veya yeni bir yanardağ oluşumu mümkün. ‘Bunun için acaba bir tedbir alabilir miyiz’ düşüncesiyle araştırma yapıyoruz. Ancak öncelikle yanardağ olduğundan emin olmamız gerekiyor.”
Yanardağlara ”öldü” gözüyle bakılmaması gerektiğini vurgulayan Ecevitoğlu, uyur haldeki yanardağlarda tekrar hareketlenme olabileceğini bildirdi. ”Türkiye’de aktif yanardağ yok” diye bu konularla ilgilenmemenin yanlış bir düşünce olduğuna değinen Ecevitoğlu, ”Her an olma riski var ve bunu görüyoruz. Yakınımızdaki Yunan adalarında bu risk var” ifadelerini kullandı.
‘DENİZ İÇİNDE YANARDAĞ OLASILIĞI’
Prof. Dr. Ahmet Ercan ise yaptıkları ölçümlerde deniz suyu sıcaklığının 55 ile 67 fahrenhayt arasında değiştiğini söyledi.
İlk günkü araştırmada ”Yanardağ düşüncesinin doğru olabileceği” yönünde bilgi sahibi olduklarını anlatan Ercan, ”Değişik sıcaklık değerleriyle karşılaşmış olmamız, yanardağ kuşkumuzu destekler nitelikte oldu. Ancak sonuca varıcı nitelikte bir şey söylemek için çok erken” dedi.
Aynı bölgede 2009 yılında deniz içinde kaynamalar görüldüğünü ifade eden Ercan, ”Deniz fokur fokur kaynamış ve fışkırmalar var. Denizin üstünde bir buğu oluşmuş, gaz kokusu gelmiş. Bütün bunlar yanardağ tezini destekliyor. Son depremde Sömbeki Belediye Başkanı, ‘Adada deniz yükselmesi oldu’ diyor. Demek ki bir iç püskürme oldu ve deniz ondan dolayı yükseldi” diye konuştu.
Ercan, 4.8’lik bir depremin deniz dibinde yapacağı yarığın boyunun 3 kilometreyi bulabileceğine dikkati çekerek, buradaki olayın sadece tektonizmadan ibaret değil, aynı zamanda yanardağ bileşiminden kaynaklandığı kanısını taşıdıklarını belirtti.
Bir iç püskürme ve yayılma olduysa bunun deniz yükselmesi yapacağına işaret eden Ercan, ”Bunlar çok önemli kanıtlar. Halkla konuştukça daha farklı kanıtlar da gelecektir. Jeofizik açısından da bunun kanıtlanması gerekiyor. Bilim daime kuşkuya dayanır. Dolayısıyla ölçümlerimiz devam edecek” dedi.
Türkiye’de ilk kez ”deniz içinde yanardağ olasılığı” araştırması yapıldığını vurgulayan Ercan, bunu bir afete dönüşmeden önemsemek gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bölgedeki ilk çalışmaların bir hafta süreceğini, daha sonra belirli dönemlerde tamamlayıcı nitelikte çalışmalar yapılacağını sözlerini ekledi.