Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive

Tutumun insani değeri

Tutumun insani değeri
TUTUM SAHİBİNİN BİR DERDİ VAR !


 Siz tutumu hiç irdelediniz mi ?

 Ben irdeledim .


 Evet . Tutum , insanın kendine has bir özelliğidir . Her insanın bir tutumu vardır . Ben Ahmet ‘ i seviyorsam bu ,  bir tutumdur . Çevremdekilere karşı kibarsam bu yine bir tutumdur . Çünkü tutum , insanın bir varlık parçasıdır . Bir bebeğin sinirlenmesi belki bilinçli olmasa da bir tutum sayılabilir . Bebeğin sinirli olması eğer farkındalık söz konusuysa tam anlamıyla bir tutumdur . Çünkü bu durum bir istemli hale dönüşmüştür . Eğer bebeğe karşı bir yanlış hareket yapılır da o tutum onda kalıcı olarak bulunursa bu bir kalıcı tutumdur . Ya da değiştirilmesi zor bir tutumdur . Mesela çok küçük yaşta ırzına kast edilen bir bebek ya da çocuk evlenmeye ömür boyu soğuk bakabilir . Bu kalıcı tutumlara bir örnek teşkil eder .
“ Tutumlu “ denilince akla  “ tasarruf eden “ kimse gelebilir . Ancak tutum sahibi anlamındaki “ tutumlu “ kelimesi bu olgudan birazcık farklıdır . Tutum , insanların kendi yaşantıları sonucu edindikleri duruşlardır . Ömür boyu evlenmeyen bir kız ; bu tutumu , yaşadığı olumsuz deneyimlerden almış olmalıdır . Yoksa sadece bir fikrin söylenmiş olması ile tutum oluşması mümkün değildir .
“ Tutumsuz “ kelimesi de “ harcadığına , tükettiğine dikkat etmeyen “ anlamında kullanılsa da  “ tutum sahibi olmayan “ insan anlamında da kullanılabilir . Çünkü ortada Türkçe ‘ ye aykırı bir kullanım söz konusu yoktur . “ Tutum – suz “ şeklindeki yapı  “ tutum sahibi olmayan “ anlamında da kullanılabilir . Burada “ – suz “ yapım eki olumsuzluk anlamı kattığı için  “ tutumun olmaması “ anlamını da verebilir .
  Her birey kendi deneyimleriyle bir tutumu oluşturmaya çalışır . Gerçi tutum , istemsiz de oluşur . Ancak soru sorarak ve düşünerek oluşturulan tutumlar bireyin yaşamı için olumlu bir durum arz eder . Yapılan işlerde tutumun etkisi kaçınılmazdır . Çünkü “ Ariel “ marka deterjanı seven bir şahıs sonuçta bu deterjanı alırken tutumunun etkisiyle bu işi yapmaktadır . Mehmet ‘ e aşık olan bir kız da ona karşı olan davranışlarında bu tutumuyla hareket edecektir .
 Bireyler , tutum oluşturmada serbesttirler . Michael Jackson ‘ ı sevip sevmemek bireyin kendi seçimidir . Yine Ahmet Özhan ‘ ı dinlemek ve sevmek de bireyin kendi kararına dayanacaktır . Hiç sevmediğiniz ya da sevmek konusunda kararsız kaldığınız biri olursa kendi seçiminizi ortaya koymuş olursunuz . Çünkü kararsız kalmak da sonuçta tercih yapamamak ya da tercihini bu yönde kullanmakla ilgili bir durumdur .

 İnsanlar tutumlarıyla hareket ederler . Ak Parti ‘ ye oy verip vermemek tutumların bir sonucudur . Ya da Almanya ‘ da yaşayan birinin Türk milletvekili için oy kullanıp kullanmaması tutumların sonucunda oluşacaktır . Tutumun etki etmediği bir davranış olamaz . Savaş olduğunda orduya katılmak da bir tutum sonucudur . Eğer kişinin tutumu olumsuzsa o kişi , ordudan ya da askerlikten kaçmaya ya da uzaklaşmaya çalışacaktır .
Yaptığınız bir alışveriş dahi bir tutum sonucu oluşan bir iştir . Sahte rakılar imal eden kişiler ahlaki yozlaşmalarını olumsuz tutumları sonucunda elde etmişlerdir . Reklamlarda da ürünü alakasız anlamlarla tanıtan reklam yapımcıları ya da firmalar kendi olumsuz tutumlarını sergilemiş olmaktadırlar . Müşterilerini dinlemeyen satıcılar da önemsiz buldukları durumlar karşısında yine söz konusu tutumlarıyla hareket etmektedirler .

 Tutum değişimi gerçekleşir mi ? Evet , gerçekleşir ama uzun bir dönemin sonunda gerçekleşir . Mesela Ak Parti ‘ nin 2002 seçimlerinde büyük bir oy ile iktidara gelmesinin işte bu uzun dönemle ilgisi büyüktür . Çünkü şartlar ve durumlar kitleleri bu partinin bir oy potansiyeli haline getirebilmiştir . Yine Ak Parti ‘ ye oy verip de basının yayınlarıyla oy vermeme kararına varan kitleler de yine tutum değişikliğini yaşamış olanlardır .

 Pazarlama anlamında tutum değişimi ise iknaya hazır ya da dirençli olan insanların özellikleriyle ilgili bir durumdur . Çünkü iknaya direncin , ikna edilmek istenen kitle üzerinde bir duvar oluşturduğunu söylemek de mümkündür . Yalnız şunu söylemeli ki direncin boyutu hiçbir zaman ön yargı seti haline gelmemelidir . Çünkü ön yargılarla ancak bir başkasının yönlendirdiği kimseler haline dönüşmüş oluruz . Önemli olan şey , bireyin iknaya karşı “ Olabilir de olmayabilir de . “ şeklinde bir tavır alabilmesidir . Yani fikirlere karşı mesafeli olmak gereksinimi söz konusudur .

 Tutumlarını değiştiren insanlar her şey pahasına tutumlarını değiştirmemelidirler . Mesela para için mahkemede ağız değiştiren ve görünüşte olumsuz tutum sergileyen kimseler kendi ahlaki çöküşlerini hızlandırmaktadırlar . Bir anda bir tutumu komple değiştirmek ancak sıradan insanların yapacağı bir iştir . Tutumunu değiştiren insan bunu bir zaman dilimine yayarak yapmalıdır .

24.03.2007 16:25

E – postam : dussunce@yahoo.com

Yazıp düşünen : Tarık adlı bir şahıs .
Share

0 Comments:

Yorum Gönder