Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

İBADETİN SÜNNİ MEZHEPLERE GÖRE YORUMU

İBADETİN SÜNNİ MEZHEPLERE GÖRE YORUMU

İbadet nedir ve sünni mezheplerde ne anlama gelir ? : İbadet , sünni mezheplerde tanrıya saygı ve şükran borcunun yerine getirilmesidir . Sünni mezheplerde ibadetin imanı koruduğu ve insanı ahirette ateşten koruyacağı düşüncesi vardır .
İbadet , tanrı nimet verdiği için ona teşekkür etmek ve ona bağlılığı göstermek demektir . Sünni mezheplerde üç tür ibadet vardır :
1.       Bedenle yapılanlar : Namaz , oruç gibi . Bunları sünni mezheplerde başkası yapamaz .
2.       Mal ile yapılanlar : Zekat gibi . Bunlar başkasına yaptırılabilir .
3.       Hem beden hem malla yapılanlar : Hac gibi . Bunlar da başkasına yaptırılabilir . Çok yaşlı veya sakat olanlar başkalarını hacca gönderebilir .
İbadet , sünni mezheplerde yapılmazsa insan imandan uzaklaşabilir . İnsan , imanını korumak için imanı gitmese bile bu mezheplere göre ibadeti yapmak zorundadır . İbadet , insanı cennette yükseltecektir . Ayrıca oruç gibi ibadetlerin bu mezheplere göre sağlığa faydası vardır . Zekatın da sosyal faydaları olduğunu söylemek mümkündür .
İbadet , insanın yaşayacağı bir ahiret hayatının garantörü ve etkenidir .
06.09.2009 19:22

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir düşünür .

İNSAN KAYNAKLARI ÖNEMSİZ DEĞİLDİR

Konu : İnsan kaynakları yönetiminde stratejik kararların önemi

İNSAN KAYNAKLARI ÖNEMSİZ DEĞİLDİR


·        İnsan kaynakları yönetimiyle bir açılış yapalım diyorum . Kabul edenler el kaldırsın !!! :))  Tabii ki ben göremeyeceğim için fazla bir tepki gösteremiyorum .
·        İnsan kaynakları yönetimi , insanı temel alan bir anlayışı anlatır . Klasik yönetim anlayışlarının aksine insan , sadece bir makine değildir . Yani sırf üreten bir varlık değildir insan . Duyguları , düşünceleri , inançları , tutumları olabilen bir varlıktır . Klasik yönetim anlayışlarını terk eden insan kaynakları yönetimi , işgören tatminini esas almayı tercih etmiştir .
·        İşgören veya çalışan , insan kaynaklarında gerek ücret yönetimiyle gerekse güdüleme teorileriyle güdülenmek istenir . Bu , güdü ya da motiv denilen kavram şudur : İnsanın bir işe sevk edilmesi için kullanılan araçların somut etkisi .

·        Güdülemek , insan kaynakları yöneticilerinin temel uğraş alanlarındandır . Çünkü çalışanlar eğer işten memnun olmazlarsa işi terk edebilir , iş sırasında kaytarabilir , amirlerini protesto edebilir , diğer çalışanlara olumsuz etkide bulunabilir , makinelere zarar verebilir . Yani işin verimini düşürebilecek her yola başvurabilir . Bu , psikolojik bir olgu olabilir . Yani işgörenin ailesiyle ilgili bir durum vardır veya işgörenin çevresinden aldığı olumsuz mesajlar yoğun olabilir . Mesela , “ Bu işi bırak , bak şu sektör daha çok para veriyor , oraya geç . “  denilebilir . Böyle bir durum herhalde işletme için parlak sonuçlar doğurmayacaktır .
 ·        İnsan kaynakları yönetimi , insanın önemsendiği bir anlayıştır . Mesela emeklilik durumları iyileştirilmeye çalışılabilir . Veya saat ücretleri yükseltilebilir . İşgörenler için molalar uzatılabilir . Molalarda işgörenlerin etkin olduğu çalışmalar yapılabilir . İşte insan kaynakları yöneticisi , bu ve benzeri işlerin yürütülmesiyle ilgilenmektedir .
·        İşletmenin başarısında insan kaynakları yöneticisinin işgörenlerle ve yönetimle kurduğu iletişim önemli ve gereklidir . Çünkü başarılı bir işgörenin ödüllendirilmesi için İKY yetkilisinin yönetime baş vurması gerekecektir . Veya çalışanın ailevi durumu dolayısıyla örneğin bir ölüm haberi varsa teselli edilmesi gerekebilir . Burada yönetim ve işgören arasında İKY yetkilisi , köprü durumunda olmalıdır .
·        İnsan kaynakları yönetimi , işletmenin sahip olduğu bakış açısından etkilenmektedir . Yani önemsiz görülen bir İKY , başarılı olamayacaktır sonuçta ; öyle değil mi ? !
·        İnsan kaynakları yönetiminin önemsiz görüldüğü bir işletmede ( Burada şunu eklemek isterim tabii ki küçük bir işletmede İKY için bütçe olmayabilir . Bu da doğal olarak İKY nin o işletmede olmamasına neden olacaktır . ) işgörenlerin verimsiz çalışması ve müşteri memnuniyetinin olmaması da büyük olasılıkla meydana gelebilecek durumlardır .
·        İnsan , değerlidir . Duygularıyla , hatta tutkularıyla insan bir bireydir . İKY , işletme için işgören memnuniyetinin ve iş veriminin artmasında bu bakımlardan son derece önemli bir çalışma sahasıdır .

23.12.2008 20:21:04
E postam : dussunce@yahoo.com
Yazan : Tarık Tümlü nün lazer çıktısı .

Hukukun diğer sosyal kurallarla ilintisi

Hukukun diğer sosyal kurallarla ilintisi

HUKUK HUKUK DEME !!!

Bir varmış bir yokmuş ! … Evvel zaman içinde kalbur saman içinde hukuk adlı bir prens yaşarmış .
Şakanın dozunu da iyice azıttın sen artık !!! Ne demek hukuk adlı bir prens ? !
Efendim hukuku anlamak adına bir harekettir bu . Bunu anlayamıyorsanız ben n’apiym ?
“ Yani şimdi işimiz gücümüz bitti bir de hukukla mı uğraşacağız ? “ demeyin lütfen .
Benim işim bu . Gıcık oluyorsanız yazının devamını okumayın efendim … Di ‘ mi ?
Şimdi din kuralları var . Görgü kuralları da var . Ahlak kuralları da var . Eeee ! …
Eesi şu : Bu kurallar yetmiyor efendim . İçine biraz karabiber serpelim dedim .
Karabiber de ne karabibermiş be !! İyi hapşırtanından olsun .
Sosyal kural ne demek ?
Ben sosyal kuraldan ne anladığımı bi gösterirsem şimdi !
Okumayın efendim okumayın . Bana ne ! Bu , benim yazım . İster hapşırtırım ister kaşındırırım .
Ne demek ya bu ? Dalga mı geçiyorsun sen bizimle ? !
Hayır . Sadece bir iki kelam edeyim dedim , o kadar …
Sosyal hayatı düzenleyen kurallara sosyal kural denir .
Eeee ?...
Bu yazımı yalnızca sosyologlar okuyorsa bu yazıyı boşuna yazmışım demektir .
Aristo diye bir filozof varmış .
Demiş ki : “ Çayeli ‘ nden öteye giderum yali yali …”

Yalan ! Demiş ki : “ İnsan , sosyal bir hayvandır . “ İnsanları hayvan yaptılar ya , bravo !!! Şu evrim varsayımı amma da etkiliymiş be . Aristo ‘ yu bile etkilemiş hani . Gerçi Darwin , Aristo ‘ dan sonra yaşadı ya , neyse !
Sadede gel sadede !
İnsan sosyal bir hayvan olduğu için sosyal hayat var .
Eeee ? …
Yani ; sosyal yaşamın olması sonucunda birtakım kurallar tesirini gösteriyor .
İşte saydığım din , görgü ve ahlak kuralları da bu kurallar cinsinden .
Bir de hukuk kuralları var .
Hukuk kuralının yaptırımı manevi değil maddi …
Devleti arkasına alıyor . Ve diğerlerininki de manevi …
Bunun için mi bu kadar lafazanlık yaptın sen ! ?
Hukuk , diğer kurallarla iç içedir …
Sıkılan çay molası verebilir .
Diyelim ki görgü kuralı gereği selamlaşmış olalım .
Asker ya da emniyet mensubuysanız üstünüze mecburen selam vereceksiniz demektir .
Borçlar kanununun 19. maddesi ahlaka aykırı eylemleri hukuka aykırı sayar .
20. maddesi de bu tür işlemlerin butlan ya da kendiliğinden geçersiz olduğunu söyler .
Medeni kanunun 2. maddesi bir hakkın kullanılmasında ya da bir borç meselesinde doğruluk ve dürüstlüğü vurgular .
Medeni kanunun 185. maddesi de karı koca arasında sadakat ve bağlılığı öngörür .
Medeni kanunun 364. maddesinde de nafaka yükümlülüğü dile getirilir .
Bunlar hukukun ahlakla yakından ilgili olduğunu gösterir .
Ya da ev sahibi , kiracısını canı istediği gibi çıkaramaz . Çıkarırsa güven duymanın zararını ev sahibi ödemek durumundadır .
Adam öldürme , yaralama , hırsızlık , fuhuş , yalan tanıklık , ..vs. eylemler ahlaken doğru değildir . Ceza kanunu açısından suç teşkil ederler . Borçlar kanunu açısından da birer haksız eylem özelliği taşırlar .
Peki bunlar neyi ifade eder ?
Hukuk kuralları işte bu saydığım sosyal kurallarla iç içedir . Bu saydığım eylemler hukukta da ahlakta de dinde de doğru değildir . Yani bu kurallar birbirini tamamlarlar .
Hukuk kurallarının tek farkı maddi yaptırımlı olmasıdır .
Din , insanın vicdani yönünü vurgular .
Ahlak , toplumun değer yargılarıyla oluşur .
Görgü ya da muaşeret de alışkanlıklardan ötürü toplumda yapılan ve nerede nasıl davranacağımızı belirleyen hareketlerden oluşur .
Görgü kurallarına örnek : Bir toplulukta ulu orta konuşmamak .
Ya da hastayı ziyaret etmek , komşulara ya da misafirlere bir şeyler ikram etmek …
Bunlar gelenekselleşmiştir . Dolayısıyla bu kurallara uymak istemeyen kişinin zorla ya da devlet gücüyle bu kurallara uydurulması söz konusu değildir . Aynı şey diğer kurallar için de geçerlidir . Yalnız bir parantez açayım ; din ya da mezhep kurallarıyla idare edilen sistemlerin hukuk sistemleri bu kurallara uygun olmayan bir yapı gösterir . Örnek : İran .
Ahlak kurallarına örnek : Adam öldürmemek , hırsızlık yapmamak .
Bunlar dinen de yanlıştır .
Dolayısıyla hukuk bütün bu kuralları kucaklamakta ve desteklemektedir .
Bir toplumda bu kuralları , eğer laik bir devlette yaşanıyorsa , uygulamak için mahkemeler vardır .
Bir baba , nafaka yükümlüsü olan çocuğundan nafakasını alamazsa mahkemeye başvurur ve cebri icra ile yani zorla nafakasını çocuğundan ister ve sonunda da alır . Çünkü hukukun yaptırımı yani müeyyidesi ( sosyal kurallara uyulmadığında karşılaşılan tepki ) maddidir . Hukuku anlamak için hukukun abisi olmak gerekmez . Birazcık sabır ve gayret lazımdır bu iş için …

10.01.2008 01:45
E –postam  : dussunce@yahoo.com
Yazan : Tarık Tümlü diye bir lafazan …

Hukuka giriş – hukukun dalları konulu – 3. videosunun açılımı

Hukuka giriş – hukukun dalları konulu – 3. videosunun açılımı

HUKUKLA HAŞIR NEŞİR OLACAĞIM !!!

Hukuka girişin 3. açıköğretim videosunu seyretmiş bulunuyorum .

Sunucumuz kim ? Prof . Dr . Turgut Akıntürk elbette …

Yine mavi bir dekor , ak saçlı ve gözlüklü hocamız elinde bir çubukla konu anlatıyor …
Konumuz hukukun dalları …
Hukuk , iki ana kola ayrılıyor :
·        Kamu hukuku
·        Özel hukuk
Kamu hukukunun dallarını şöyle göstereyim :
1 . Anayasa hukuku
2 . İdare hukuku
3 . Ceza hukuku
4 . Yargılama hukuku
a . Medeni yargılama hukuku
aa . İcra iflas hukuku
b . Ceza yargılama hukuku
5 . Devletler genel ( umumi ) hukuku
6 . Vergi hukuku
7 . İş hukuku ( Buradaki hukuk dalı özel hukukla kesişiyor . )
Özel hukukun dallarını şöyle göstereyim :
1 . Medeni hukuk
2 . Ticaret hukuku
3 . Devletler özel hukuku
Şimdi tek tek açıklayayım .
Kamu hukuku : Kişilerle devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarıdır . Yani eşit olmayan kişilere hitap eder .
Özel hukuk : Eşitler arası ilişkileri düzenleyen kurallardır .
Anayasa hukuku : Anayasada yer alan ; temel hak ve özgürlükler , devletin rejimi , yasama , yürütme ve yargı organının çalışma prensiplerini açıklayan kurallardır .
·        Bu gün kullandığımız anayasa 12 Eylül harekatından sonra 1982 ‘ de halk oylamasıyla kabul edilen T.C. anayasasıdır .
·        Daha önceden 1924 anayasası - Teşkilat – i Esasiye Kanunu adıyla -  ve 27 Mayıs harekatından sonra halk oylamasıyla kabul edilen 1961 anayasamız vardı .
·        Anayasamızda devletimizin nitelikleri sayılır . Demokratik devlet ilkesi , gizli oy ve açık sayım esasına ve parlamentolu bir anlayışa bağlı devlet demektir . Laik devlet , din ve devlet işlerinin ayrılması , devletin ibadet özgürlüğünü sağlaması ve inanç zorlaması yapılmaması anlamına gelir . Hukuk devleti , hukukun üstünlüğünü tanıyan , vatandaşın kendi hakkını bu ilkeye dayanarak devletin kendisine karşı mahkemeler yoluyla arayabildiği devlet demektir . Atatürk milliyetçiliğine bağlı , insan haklarına saygılı , sosyal devlet ilkeleri de anayasamızda yer alıyor diyebilirim . Üç tane devlet erki vardır : yasama , yürütme ve yargı . Yasama , TBMM ‘ nindir . Yürütme , Bakanlar Kurulu ‘ na aittir . Yargı ise bağımsız mahkemelerdir .
İdare hukuku : Vatandaş ile devlet idareleri arasındaki uyuşmazlıkları konu alır . İl özel idare kanunu gibi belediyeler , muhtarlıklar ,..vb. idareleri konu alan kanunlar bu hukukta yer alır .

Ceza hukuku : Hangi davranışlar suçtur ve bunların cezaları nedir sorularını cevaplayan kurallardır . Türk Ceza Kanunu bu hukukla ilgilidir .
Yargılama hukuku : Yargılama usullerini içerir . Yani kişiler nasıl yargılanır , nasıl takibat yapılır , nasıl soruşturma açılır gibi soruları cevaplar .
Medeni yargılama hukuku : Medeni hukukla ilgili yargılama usullerini açıklar .
İcra iflas hukuku : İcra ve iflas talepleriyle ilgili işlemleri içerir . Bir tacir , iflas istediğinde ticaret mahkemesi iflas kararı verir ve o kişi  “ müflis “ adını alır . İşte bu konularla ilgili bir daldır bu dal .
Ceza yargılama hukuku : Ceza kanunlarıyla ilgili yargılama esaslarını içerir . Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu bu dalla ilgilidir .
Devletler genel hukuku : Devletler arası ilişkileri düzenler . Örneğin Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki veya ABD ile Almanya arasındaki ilişkiler …
Vergi hukuku : Devletle vergi yükümlüsü arasındaki ilişkileri içerir . Burada şunu söyleyeyim ; vergi , pazarlık konusu yapılacak bir şey değildir . KDV , ÖTV , ..vb. birçok vergi vardır .
·        Vergide genellik : Herkesin vergiye tabi olmasıdır .
·        Vergide adalet : Herkesin gelirine göre vergi vermesidir .
İş hukuku : İşveren ve işçi arasındaki ilişkileri içerir . Kamu hukuku ile de özel hukuk ile de kesişir . 1961 anayasamızdan itibaren sendika kurma hakkı , grev , lokavt kanunları geçerli oldu . Bu gün bu yönüyle iş hukuku kamu hukukuna girer . Çünkü işveren sendikaları , işçi sendikaları - kamu ve özel işveren sendikaları da vardır  - bu eğilimi doğrular . Grevi işçiler sendika kararıyla yapmaktadırlar . Greve Bakanlar Kurulu erteleme kararı uygulayabilmektedir . Ama işçi ve işveren karşılıklı pazarlık ederse o zaman iş hukuku özel hukuk kurallarına tabiidir .
Ceza hukuku ile ilgili olarak :
·        11 yaşına kadar kişiler ceza ehliyeti taşımazlar . 11 yaşından sonra kademeli olarak ceza ehliyeti başlar .
Medeni hukuk : Kişinin doğumu , yaşamı ve ölümünden bir süre sonraya kadar kişiyi kuşatmış kurallardır . Bir kişi öldüğünde miras işin içine girer . Medeni Kanunun 28. maddesine göre kişi ana rahmine düştüğünden itibaren sağ doğmak şartıyla kişilik haklarına sahiptir . Miras ile ilgili “ miras hukuku “ medeni hukuktadır . Medeni hukuk , Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu adlı iki kanunla düzenlenir . Eklemek isterim ; 1927 ‘ den beri yürürlükteki Medeni Kanun , 1 Ocak 2002 ‘ den itibaren yenilenerek yürürlüğe konulmuştur .
Ticaret hukuku : Ticari işletme sahibi olan fabrikatör , otelci , restoran sahibi gibi kişilerin işlerini düzenleyen kurallardır . Bu kişilere “ tacir “ denir . Poliçe , sigorta , denizcilikle ilgili kurallar hep bu hukuk içindedir ve Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenir .
Devletler özel hukuku : Eşitler arası ilişkilere yabancı bir devlet veya yer girerse bu alandaki kurallara bu ad verilir . Örneğin Fransa ‘ da evlenen bir Türkün boşanmak istemesi , bir Romen kamyonunun Türkiye ‘ de bir arabaya çarpması , ..vb. ilişkiler bu hukuktadır . Ve bu konuda hangi kanunlar uygulanacak sorusuna cevap da bu hukuk dalındadır .
Bu hukuk dalları hukuk fakültelerinde bağımsız dersler olarak okutulmaktadır .
24 Kas. 08

E postam : dussunce@yahoo.com  

HUKUKUN ANLAMIYLA İLGİLİ ÖĞELER

HUKUKUN ANLAMIYLA İLGİLİ ÖĞELER


Hukuku sevmek lazımdır bana göre ...
Gerçekten de hukuk sevilmelidir .
Çünkü hukuk , insancıldır .
Hukuk , şirindir .
Sevmiyorsanız bu , hukukun kabahati değildir .
Evet , hukuk sevilmelidir .
Hukuku sevmeyenlerin durumu hukuku ilgilendirmez . Bu , yalnızca o kişileri bağlar .
Hukukun anlamı nedir acaba ?
Doğru , maddi yaptırımlı kuralların bütünüdür hukuk .
Peki , din kuralları , görgü kuralları , ahlak kuralları ne işe yarar ?
Onlar da sosyal hayatın düzenini sağlamada yardımcıdırlar .
Din kuralları , tanrı ve peygamberler ile ulaşmış bulunan kurallardır .
Ahlak kuralları toplumun prensipleriyle ilgilidir .
Görgü kuralları nerede nasıl davranılacağını düzenlerler .
Üçünün de yaptırımı manevidir .
Din kuralları , tanrının vereceği ödül ve cezalarla müeyyidesini ortaya koyar .
Ahlak kuralları , toplumun “ ahlaksız , cani “ gibi tepkileriyle müeyyidesini açıklar .
Görgü kuralları , yine toplumun “ iyi gün dostu , seviyesiz , cahil “ gibi tepkileriyle müeyyidesini belirtir .
Müeyyide veya yaptırım , sosyal kurallara uyulmadığında karşılaşılan tepkidir .
Bu tepkiler manevidir .
Hukuk kuralları ise devleti arkasına alır yaptırımda .
Nafakasını ödemeyen bir çocuğa karşı bir baba dava açarak icra ile nafakasını ondan temin edebilmektedir .
Ya da haksız yere işinden atılan biri işine dönebilmektedir .
İşte bu , hukukun üstünlüğüdür .
Yalnız şunu söyleyeyim ki laik bir devlette din ve devlet ayrıdır . Dolayısıyla bu yaptırım ayrılığı laik bir devlette geçerli olabilir . Ama İran gibi teokratik bir devlette bu ayrımı görmek pek de mümkün değildir .
Hukuk , maddi yaptırımıyla diğer üç kuralı destekler .
Hukuk , her devlette vardır .
Dolayısıyla rasgeleliğin olduğu bir hayatta düzen ve rahat olamaz .
İşte burada hukuk imdada yetişir .
Hukuk olmayınca insaniyet kaybolur .
Borçlar kanununun 19. , 20. maddelerinde “ Ahlaka aykırı işlemler hukukta da muteber değildir . “ denir .
Yani hukuk , ahlaka aykırı değildir .
Bu arada ahlak kurallarını da belirteyim ; sübjektif ve objektif ahlak kuralları vardır .
Sübjektif kendimizle ilgilidir , objektif ise başkalarına karşı yapılması gereken hareketlerdir .
Din , uhrevi ve dünyevi tepkilerini de ortaya koyar . Dünyevi dediğim şey şudur ; insanların vicdani rahatlıklarıdır .
Görgü kuralına örnek ; bir toplantıda ulu orta konuşmamak , hasta arkadaşımıza ziyarete gitmek gibi örnekler  verilebilir . Ahlak kurallarına örnek ; adam öldürmemek , hırsızlık yapmamak , başkalarının dedikodusunu yapmamak gibi örnekler verilebilir . Din de adam öldürmeyin , hırsızlık yapmayın gibi emirler verir .
Ahlaka aykırı işlemlerin hukukta da geçerli olmadığına örnek ; para ile adam öldürtmek , esrar kaçakçılığı yaptırtmak ...
Hukuk , sağlığa benzer . Doğrudur . İnsan işinden atılınca hukuku anmayı fark eder . Ya da malı çalınan birinin durumunda olduğu gibi ...
Bu konuyla ilgili olarak bir açıköğretim videosu seyretmiştim . Prof . Dr . Turgut Akıntürk anlatıyordu . Kendisi 40 seneyi aşkın bir süre öğretim üyeliği yapmış . Ve nice talebeler yetiştirmiş . Bravo ...
Hukuk ile ilgili söyleyebileceğim şeyler şimdilik bu kadar !!!
22.12.2007 21:24:39

E - postam : dussunce@yahoo.com


Yazan : Tarık adlı Tümlü soyadlı bir zatı muhterem .

HORMONAL SİSTEMDE BİR GEZİNTİ

Konu : Tiroksin hormonu , tiroid bezinden salgılanır . Tiroksin hormonunun vazifesi , vücudun metabolizmasını arttırmaktır . Paratiroid bezinden salgılanan paratirin hormonu da kalsitoninle zıt etkide çalışarak kandaki kalsiyum miktarının ayarlanmasını sağlarlar . İnsülin hormonu , pankreastan salgılanır . Vazifesi , kandaki glikoz miktarını düşürmektir . Tok olduğumuzda insülin devreye girer .

HORMONAL SİSTEMDE BİR GEZİNTİ

Hormonal sisteme endokrin sistem de denir . Endokrin bezler , iç salgı bezleridir . İç salgı sistemi de denilir endokrin sisteme .
Endokrin sistemi çalıştıran şeyler hormonlardır .
Hormonlar , merkezi sinir sisteminin etkisiyle motor nöronlardan gelen tepkilere göre salgılanırlar .
Hormonların yaşamımız için önemi büyüktür . Büyüme hormonu , eksikliğinde nanizm ( cücelik ) hastalığı ortaya çıkar .
İç salgı sistemi olmasaydı , homeostasi sağlanamazdı .
Merkezi sinir sistemi beyinle omurilikten oluşur .
Duyu nöronlarıyla gelen uyartılar merkezi sinir sisteminde değerlendirilip tepki verilir .
En basit merkezi sinir sistemi planaryada ( toprak solucanı ) görülür .
Tiroksin hormonu , tiroid bezinden salgılanır .
Kalsitonin ve paratirin hormonları karşılıklı olarak kandaki kalsiyum miktarını ayarlarlar .
İnsülin , kan şekerini düşürmeye yarar .
İnsülin ile glukagon zıt çalışırlar . İkisi de pankreastan salgılanırlar .
Glukagon , kan şekerini yükseltmeye yarar .
Aynı şekilde kortizol hormonu da kan şekerini yükseltmeye yarar .
Merkezi sinir sistemi , istemli hareketleri yönetirler .
Omurilik , refleks denilen doğuştan gelen tepkileri yönetir .
Homeostasi ( İç denge ) vücudun iç yapısının kararlı bir yapıda olması demektir .
Tiroksin hormonu , kalp atışını hızlandırır .
Vücut metabolizmasını hızlandırıcı etkiye sahiptir tiroksin hormonu .
Paratiroid bezleri , tiroid bezinin üstünde yer alırlar .
Kalsitonin , kandaki kalsiyum miktarını ayarlamada görev alır .
İnsülin , tok olduğumuzda kan şekerinin düşmesini sağlar .
Hormonlar , motor nöronlarından gelen tepkiye göre şekil alırlar . Örneğin adrenalin , hızlı hareket edildiğinde kan basıncını arttırır , kalp atım hızını yükseltir ve korku ve heyecan durumlarına karşı kendimizi korumamızı sağlar .
Testesteron ( Androjen ) hormonu , erkeklerde sakal bıyık çıkması , sesin kalınlaşması , ikincil erkeklik karakterlerinin olmasını sağlar .
İnsülin ve glukagon hormonları , pankreasın langerhans adacıklarından salgılanırlar .
Glukagon alfa hücrelerinden , insülin ise beta hücrelerinden salgılanır .
22.04.2011 16:29
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir biyolojist

E – posta : dussunce@yaho.com

HORMONLARLA BİR SÖYLEŞİ

Konu : Midedeki pepsin enzimi endokrin sistemde bezler tarafından salgılanmayan tek enzimdir . Testesteron hormonu , erkeklerde kıl ve bıyık çıkmasını sağlar . Folikül uyarıcı hormon ( FUH ) da kadınlarda süt gelişimini sağlar .

HORMONLARLA BİR SÖYLEŞİ

Hormonlar olmasaydı hayat dururdu …
Evet , hormonlar olmasaydı hayat sona ererdi .
Mesela tiroksin hormonu vücutta eksiği olmaması gereken bir hormondur . Tiroit bezleri vücuda yeterinde iyot alınmadığı zaman şişer . Bu bakımdan iyotlu tuz kullanmak faydalıdır .
Midedeki pepsin enzimi vücutta bezler tarafından salgılanmayan tek hormondur .
Testesteron hormonu , erkeklerde kıl ve bıyık çıkmasını sağlar . Cinsellik dediğimiz olgu da bu hormonla yakından ilişkilidir .
Folikül uyarıcı hormon da kadınlarda süt gelişimini sağlayan bir hormondur .
Büyüme hormonu olmasaydı ne olurdu ?
Büyüme hormonunun eksikliğinde cücelik , fazlalılığında ise devlik denilen bir olgu ortaya çıkar .
Hipofiz bezi beyindeki küçük bir bezdir . Fakat en önemli hormonların salgılanmasını bu bez sağlar .
Endokrin bezlere iç salgı bezleri de denir . Tükürük de bir çeşit endokrin bez salgısıdır .
Hormonların hayat için önemini kelimelerle anlatmak kolay değildir .
19.03.2012 22:54
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilim insanı .

E – postam : dussunce@yahoo.com

HATAY ‘ IN YAŞADIĞI ZORLUKLAR

HATAY ‘ IN YAŞADIĞI ZORLUKLAR


HATAY ‘ IN ÇİLESİ SÜRER Mİ ?


 Hatay , Hatay !!! Memleketim değil ama !... Olsun o şehir de bir vatan evladı .


 Düşünüyorum da Hatay ‘ ın bağımsız olma mücadelesi pek de yeni değil . Atatürk , yaşarken Hatay ‘ ın vatana katılması konusunda çok çalışmış . Ama ömrü ne yazık ki yetmemiş . Daha sonradan Hatay kendi bağımsızlığını kazanarak halkoylamasıyla Türkiye ‘ ye katılma kararı almış . Şimdi bunun bir anlamı olmalı , değil mi ? Biz , sanırım Fransızlarla , bir anlaşma yaptığımız için Hatay ‘ ın Suriye ‘ de kalmasına rıza göstermişiz . Ve orasını da hemen alma durumunda olmadığımızdan dolayı da bir süre beklemek zorunda kalmışız . Aslında Hatay , kendi halkının bu yöndeki isteğini zaten biliyordu . Ancak bir vatan sınırı çizilirken ciddi olunması gerekliliğinden ötürü Hatay da gereken adımı hemen atamadı . Bu , Hatay ‘ ın bir suçu muydu ? Hayır . Ancak ülke güvenliğinden ötürü bu tür adımlar hemen atılamayacağından ötürü Hatay ‘ ın yaşam mücadelesi epey bir süre sürmek zorunda kalmıştır .
 Hatay ‘ ın milli sınırlar içerisine dahil olması , Hatay halkını sevindirmiş . Fakat bu sevinci Atatürk görememiş . Bunun İsmet İnönü zamanında gerçekleştiğini görmek mümkün . İsmet İnönü , 2. Dünya Savaşı çıkmasına az kala yurttaki bütün yiyecek depolarını devletin tekeline geçirir ve “ Karne ile ekmek dağıtma “ günleri başlar . Yani savaş için stok yapmıştır İsmet İnönü . Fakat ne yazık ki savaş bittikten sonra da stoklardaki yiyecekler bozulmuştur . Bilmiyorum acaba Atatürk yaşasaydı böyle bir durumda ne yapardı ?

 Hatay , bir petrol boru hattının geçtiği bir kenttir . Sanırım Yumurtalık boru hattı deniliyordu . Bir de Güneydoğu ile ilgili bir sorundan bahsetmek istiyorum . Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde barajlar yaptığımız için Suriye su sıkıntısı çekeceğini iddia ediyor . Bu yüzden de Suriye ile aramız birazcık bozuk . Suriye ‘ nin ekonomik yapısını tam incelemedim . Ancak yine de Suriye ‘ nin bu konuda Türkiye ile bir anlaşma çerçevesinde hareket etmesi lazım . Suriye  teröre destek veriyor mu bilmiyorum ama bence her konu uzlaşma ile çözülmelidir . Bülent Arınç ‘ ın dediği gibi : “ Sıkılı yumruk ile el sıkışılmaz . “

 Hatay ‘ ın sıcak bir iklime sahip olması her zaman olağandır . Çünkü Akdeniz iklimi hakimdir o yörede . Ekvator ‘ a yakın yerler her zaman için sıcak ve kurak bir iklime sahiptir . Kışları ise ılık ve yağışlı geçer . Antalya ‘ ya bile kar yağdığı nadiren görülür . Hele Kıbrıs felaket sıcaktır . Ve kumarhaneler oraya taşındığından beri de Kıbrıs ‘ ın içinde tatil yapanlar çoğunluktadır . Kıbrıs ‘ ı iki cumhuriyete ayırıyorlar : KKTC VE GRK . Yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Rum Kesimi . Bu ayırım ne zaman biter bilmiyorum . Rauf Denktaş şunu söylüyordu : “ İki devlet ve iki halktan başka çıkar yol yok . “ Keşke kardeşçe yaşayan insanların olduğu bir memleket olsaydı da bu devlet cumhuriyetle yönetilseydi . Bütün halkların temsil edildiği bir cumhuriyet … Eğer böyle , Yunanistan ile Türkiye sanki bir maç yapar gibi bu hikaye sürecek olursa daha bu mesele onlarca yıl gündemde kalmak zorunda olur . Bilmem siz ne düşünüyorsunuz ? !

 Evet , kısaca konuyu toparlamak istiyorum . Hatay ‘ ın yaşadığı yılların önemli olduğu hakikattir . Gerek Atatürk gerekse İsmet İnönü bu konu üzerinde çalışmışlar ama Atatürk bu konuda emeğinin karşılığını hayatında görememiştir . Hatay ‘ ın milli mücadele yıllarının bir anısı olarak da olsa bizde bir izi olduğu muhakkak . Gerek Atatürk diplomatik çabalarıyla gerekse İsmet İnönü ciddi mücadelesiyle bu konuda hassas olduğumuzu tüm dünyaya duyurmaya çalışmışlardır . Umarım bu konu gibi Kıbrıs ve Ege Denizi ile ilgili meselelerde de durum demokratik mücadelelerle çözülür .

13.04.2007 17:43

E – postam : dussunce@yahoo.com

Yazan : Tarık adlı bir filozof .

Hanefi mezhebindeki bir kişinin bilmesi gerekenler

Hanefi mezhebindeki bir kişinin bilmesi gerekenler :
1.       Tanrı birdir .
2.       Alemin intizamı buna bir kanıttır .
3.       İhlas suresinde ilk ayet bunu ifade eder .
4.       Amelde mezhepler 4 tanedir : Hanefi , Şafii , Hanbeli , Maliki
5.       Matüridiyye mezhebi itikattaki mezheptir .
6.       Peygamberler 25 tanedir . Bunların isimleri Kur ‘ an ‘ da geçer : İsmail , İlyas , Elyasa , Süleyman , İsa , Muhammed , İbrahim , İshak ,..vb.  Zekeriya ve iki  kişinin ismi daha peygamber olarak Kur ‘ an ‘ da söylenilebilir .
7.       Peygamber olan kişi Hz. Muhammet ‘ tir .
8.       Hz. Muhammet ‘ in isimlerinden dördü önde gelen isimlerdir : Muhammet , Mahmut , Ahmet , Mustafa . Muhammet ve Mustafa en çok kullanılanlarıdır .
9.        32 farz içerisinde namazın , guslün , abdestin , teyemmümün , imanın ve islamın farzları mevcuttur .
10.   Günde 40 rekat namaz kılınır .
11.   Regaib kandili , Kadir gecesi , Mirac kandili , ..vb. toplam 5 tane kandil vardır .
12.   Kandil , hayırla geçirilmesi gereken kutsal gecelerdir .
13.   İmam – ı Azam Ebu Hanife ameldeki mezhep imamıdır .
14.   Teyemmümün 2 farzı vardır : Niyet ve elleri ve yüzü kollarla beraber toprağa sürüp mesh etmek
15.   Hz. Muhammet , Rebiulevvel ayında onikisinde doğmuş ve ölmüştür . Doğum tarihi 571 , ölüm tarihi 632 ‘ dir .
16.   Hz. Muhammet ‘ in babasının adı Abdullah , annesinin adı Amine , süt annesinin adı Halime Hatun ‘ dur .
17.   Abdestte dört farz vardır : Yüzü , ellerle beraber kolları , ayakları yıkamak ve başı mesh etmek .
18.   Namazların rekatları : Sabah 4 , öğle 10 , ikindi 8 , akşam 5 , yatsı 13 rekattır .
19.   Bu rekatlar içinde farzlar da sünnetler de vardır .
20.   İslam ‘ ın şartları : Şahadet cümlesini söylemek , namaz , oruç , zekat , hac .
21.   İmanın şartları : Tanrıya , meleklere , peygamberlere , kitaplara , ahiret gününe , kadere , hayır ve şerrin tanrıdan geldiğine inanmak .
22.   Yaratıcı bir tanrıdır ve insan onun bir kuludur .

Bu söylenenler Alevilik gibi mezheplerde benzer ve farklı noktalara sahip bulunmaktadır .
06/09/2009
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir profesör
E – postam : dussunce@yahoo.com

Hukuka giriş – hak ve türleri – 5. videosunun bendeki izleri

Hukuka giriş hak ve türleri 5. videosunun bendeki izleri

HAKLA İLGİLİ BİRKAÇ SÖZ


Evet , hukuka girişle ilgili bir açıköğretim videosu seyretmiş bulunuyorum .
Dersimize hak nedir sorusu ile başlayalım.
Dersimizi Prof. Dr. Turgut Akıntürk sunuyor .
Hak nedir ? : Hukuki anlamda kişilerin korunan menfaatleri demektir . Yani kişilerin hukuk düzeni tarafından korunan ve kişilere tanınan yetkilerdir demek mümkündür . Hukuk düzeni insanları niye korur , di mi yani ? ! …
Hukukun süjesi ya da sahibi kişilerdir . Gerçek kişi olarak yalnızca insanlar kişidir .
Turgut Akıntürk de siyah giyinmiş videoda , yakışmış kendisine giydiği …
Mavi bir dekor var stüdyoda . Hocamız , elinde bir çubuk , anlatıyor konuları .
Hak nedir sorusuna cevap verdik diyelim , iş bitti mi ? Hayır …
İnsanların hakları yenilmiş olabilir . Hak sözcüğüne hukuki anlamda verilen anlam yukarıda söylediğim şeydir …
Turgut Akıntürk , gözlüğüyle çıkıyor anlatmaya genelde derslerde .
İnsanların hakları nelerdir ? Şimdi bu soruya gelelim …
Şimdi şöyle bir göstereyim :
  1. Kamu hakları : Kişisel haklar , siyasi haklar , sosyal ve ekonomik haklar …
  2. Özel ( medeni ) haklar
Kamu hakları , kamu hukukundan doğan haklar … Örneğin anayasa hukuku ile ilgili haklar  …
Siyasi haklara örnek : Seçme ve seçilme , memur olma , siyasi partilere girme hakkı …

Özel haklar , özel hukuktan doğarlar . Örneğin medeni hukuktan veya ticaret hukukundan doğanlar …
Burada şu ayrıntıları söyleyeyim ; mülkiyet hakkı bir eşya üzerinde kişiye tanınan bir haktır . Malın sahibine “ malik “ denir . Malik sahibi olduğu malı kullanır , ondan yararlanır , o mal üzerinde tasarruf hakkını kullanır . Her biri malik için bir haktır . Şöyle ki ; kullanma hakkı , örneğin bir evin sahibinin bizzat o evde kalması durumunda olur . Yararlanma hakkı ; o evi ev sahibi ya da kiralayan , kiracıya bir kira sözleşmesiyle verdiğinde ve oradan bir gelir elde ettiğinde olur . Tasarruf etme hakkı ise örneğin sahibi olduğumuz kalemi hediye ettiğimizde veya yanmayan bir çakmağımızı çöpe attığımızda olur .
Kullanma hakkıyla ilgili bir detay : Ev sahibi evini boş bırakabilir . Evini depo gibi kullanabilir . Bu da mülkiyet hakkıyla ilgilidir .
Özel hakları gruplandıralım .
1.       İleri sürülebilmesine göre : Mutlak haklar , nisbi haklar
2.       Maddi veya manevi oluşuna göre : Malvarlığı hakları , kişilik hakları 
3.       Devredilebilmesine göre : Devredilebilen , devredilemeyen haklar
4.       Yenilik doğurmasına göre : Yenilik doğuran haklar , alelade haklar
Mutlak hakları da gruplandıralım .
  1. Mallar üzerinde
    1. Maddi mallar ( eşyalar ) üzerinde
    2. Maddi olmayan mallar ( eserler ) üzerinde
  2. Kişiler üzerinde
Şimdi teker teker inceleyelim .
Mutlak hak , herkese karşı ileri sürülebilen haklardır . Örneğin mülkiyet hakkı . “ Kimse benim tarlamdan geçemez . “ diyebilir bir malik . Ya da malına zarar verilmemesini isteyebilir . Yani herkesten saygı bekleyebildiğimiz haklardır .
Nisbi haklar ise yalnızca ilişkide olduğumuz kişiye karşı ileri sürebildiğimiz haklardır . Örneğin kiralayan , kiracısının verdiği kira ücretini kiracının ailesinden isteyemez . Sorumlu olan kişi kiracıdır ve bu ücret yalnızca ondan istenebilir .
Maddi veya manevi oluşlarına göre dediğim grupta , malvarlığı hakları şöyle anlatılabilir : Kişinin kişiliğine sıkı sıkıya bağlı olmayan , ölümden sonra başkalarına geçen , maddi özellikli haklardır . Kişilik hakları ise kişiye sıkı sıkıya bağlı , kişinin ölümüyle sona eren , manevi içerikli haklardır . Örneğin kişinin sırları , onuru , resmi , …vb. ile ilgili haklardır .
Devredilebilen haklar ise başkalarına sözleşmeyle geçebilen haklardır . Mülkiyet hakkı örnek olabilir . Bir başkasına borçlar kanununa göre alacak hakkımızı devredebiliriz . Alacak hakkı istemeye yetkili olduğumuz hakkı belirtir . Bu devir işlemine “ alacağın temliki “ denir . Bir şey ekleyeyim ; bir başkasına narenciye , portakal mesela , bahçemizden yararlanma hakkımızı verebiliriz .
Devredilemeyen haklar ise başkalarına sözleşmeyle geçemeyen haklardır . Aile hukuku ile ilgili haklar böyledir . Karı koca , aile hukuku ile haklarını devredemezler .
Yenilik doğuran haklar ; yeni bir durum ortaya çıkaran , var olan durumu değiştiren ya da kaldıran haklardır . Mesela fesih hakkı … İşveren ya da işçi iş sözleşmesini feshedebilirler . Ya da kiracı veya kiralayan ( ev sahibi ) kira sözleşmesini bitirebilirler .
Alelade haklar bu tür hakların dışından kalan haklardır .
Mutlak haklar ile ilgili olarak :
Maddi mal ( eşya ) üzerindeki haklar : Uzayda yer kaplayan , beş duyuyla anlaşılan varlıklar eşyadır . Medeni hukuktaki eşya hukuku deyimi yerine maddi mal hukuku deyimi kullanılmaz . Bu haklara ayni ( ayn , eşya demektir . ) haklar da denilir .
Maddi olmayan mallar üzerindeki haklar : Bir beceri ürünü olan bu mallara “ eser “ denir . Bu haklara da “ eser ( yazar , telif ) “ hakları da denir . Eserler ; kitap , beste , heykel ,..vb. olabilir .
Kişiler üzerindeki mutlak haklar : Kişi , hakkın sahibidir . Ama iki farklı durum vardır . Biri , velayet diğeri de vesayet hakkıdır . Velayet hakkı ana babaya medeni hukukun tanıdığı mutlak haklardır . Çocuğu kaçırılan biri onun geri getirilmesini isteyebilir . Vesayet hakkı da ( Bu hakkın sahibine vasî denir . ) 19 yaşını doldurmuş kişilerin akıl hastalığı gibi durumlarda korunması için  hakim tarafından tayin edilen birine tanınan mutlak haktır . Bu kişiler mallarını korumak isteyen birine tanınan haklara sahiptirler .

24.11.2008 03:35:14
E postam : dussunce@yahoo.com
Yazan : Tarık Tümlü nün fakstaki tezahürü …