-
Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol
Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.
-
Web Siteye Reklam Ver
Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.
-
Web Sitemizin Yazarı Editörü OL
Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni
Photored Template

TEMPLATE FEATURES
Photored Template was made by Panjz Online and I think this template suitable for gallery content. There's no specific feature in this template. It's a white, black and red color with 3 column blogger in there, easy loading and SEO friendly with elegant looks, 1 right sidebar, 4 columns footer, navigation menu, ads ready, pagination for blogger ready, clean design template, and more. This template based from several templates that was made by Creating Website, and the designer combined to make it for better result. You can use it for any gallery content for your blog. If you have any question about this template, visit directly to the designer in the bottom.
Template Name : Photored Template
Author : Panjz Online
Url Author : Panjz Online
Designer : Panjz
Url Designer : panjz-online.blogspot.com
Template Name : Photored Template
Author : Panjz Online
Url Author : Panjz Online
Designer : Panjz
Url Designer : panjz-online.blogspot.com
I suggest you to save any javascript in this template with your own Google Code or another file hosting for better result. Read this tutorial to save Javascript in to your own Google Code.
Cara Gampang Template

TEMPLATE FEATURES
Cara Gampang template was made by Aa Sholah, he modified this template based on Black Beuaty template from Creating Website. This is a free magazine style blogger template for any content blog with many feature, such as :
Template Name : Cara Gampang Template
Author : Aa Sholah
Url Instruction : Creating Website
Designer : Cara Gampang
Url Designer : www.caragampang.com
- 3 column blogger template with right sidebar
- Magazine style blogger template with green color
- Automatic featured slider, ads ready,
- Pagination for blogger ready
- Navigation dropdown menu
- Related post ready in the bottom of every post, and many more.
- Static page ready
- And many more
Template Name : Cara Gampang Template
Author : Aa Sholah
Url Instruction : Creating Website
Designer : Cara Gampang
Url Designer : www.caragampang.com
I suggest you to save any javascript in this template with your own Google Code or another file hosting for better result. Read this tutorial to save Javascript in to your own Google Code.
Deniz Suyu Neden Tuzludur?
Doğrusunu söylemek gerekirse, hiç yoktur; denizde erimiş halde bulunan, çökeltildiğinde biraraya gelerek tuzu oluşturan ve deniz suyuna tuzlu bir tat veren kimyasallar vardır sadece. Şimdiye kadar deniz suyunda 72 ayrı element saptanmıştır; dünyadaki hemen her doğal elemente denizin bir köşesinde rastlamak olasıdır. Ancak, en bol olanlar klor (yaklaşık yüzde 55,3) ve sodyum (yaklaşık yüzde 30,8) iyonları, yani sofra tuzunu oluşturan elementlerdir. Diğer görece yaygın iyonlar magnezyum (yüzde 3,7), kükürt (yüzde 2,6), kalsiyum (yüzde 1,2) ve potasyumdur (yüzde 1,1). Deniz suyunu “tuzlu” yapan bu altı elementtir.
Deniz suyunun ortalama tuzluluk oranı yaklaşık binde 35′tir. Bu çok büyük bir orandır -bir bardak suda bir çay kaşığı suya denktir. Okyanuslardaki toplam su hacminden hareketle, denizdeki su miktarının 50 katrilyon ton gibi ilginç bir miktara ulaştığını çıkarabilirsiniz – okyanuslardaki bütün bu tuz çıkarılacak olursa, yeryüzü 150 metre kalınlığında bir tuz örtüsünün altında kalır!

Tuz derişimi yerden yere değişir -bunu çoğunlukla William Dittmar’ın 1884′te Challenger adlı İngiliz korveti ile dünya çapında yürüttüğü bir dizi kimyasal testten biliyoruz. Oran Kızıldeniz ve Basra Körfezi’nde en yüksek, Baltık Denizi ve Kuzey Buz Denizi’nde en düşük düzeydedir. Bu değişkenlik bize tuzun niçin öncelikle denizde bulunduğuna ilişkin bir ipucu verir. Saf suyun buharlaşması ile geride tuzun kaldığı ve tuz içeriğinin arttığı ılık denizlerde düzey yüksektir; eriyen buzların ve nehirlerin sürekli saf su eklediği daha serin denizlerde ise düşüktür.
Okyanuslar muhtemelen bir zamanlar sıcak yeryüzünün büyük bir bölümün kaplayan erimiş kayaçlardan “gaz olarak kaçan” su buharının oluşturduğu bulutların dünyadaki soğuma sürecinde yağmur olarak düşmesiyle ortaya çıktı. Başlangıçta okyanus suları büyük ölçüde “tatlı“ydı; ama üç ana kaynaktan gelen tuz ile birlikte tuz içeriği gittikçe arttı -denizlere akan nehirler, deniz tabanındaki hidrotermal delikler ve denizaltı yanardağları.
Karalara (ve okyanuslara) düşen yağmur büyük ölçüde saf sudur; erimiş atmosfer gazlarından dolayı biraz asitlidir. Nehirlerin, tuzlu sudan ziyade tatlı su taşımasının sebebi budur. Ancak sularının genellikle tatlı olmasına karşın, nehirler tamamen katışıksız değildir. Aksine, az miktarda tuz ve başka katı maddeler barındırırlar – bunlardan bazıları ufalanmış kayaç parçaları, diğerleri suyun toprak içinde sızarak nehre karışması sırasında kireçtaşı gibi hassas kayaçları doğrudan eriterek kaptığı parçalardır.
Her yıl dünyanın çeşitli yerlerindeki nehirlerden denizlere 4 milyar ton kadar tuz taşındığı tahmin edilmektedir. Böyle bir miktarla okyanusların mevcut tuz içeriğine kavuşması yaklaşık 200-300 milyon yılı almış olsa gerek. Nehirlerden gelen tatlı su okyanustaki tuz içeriğini seyreltmez; çünkü aynı anda okyanus yüzeyinde sürekli tatlı su buharlaşır. Tuzluluk oranının genelde nehirlerin sürekli tatlı su taşıdığı okyanus kenarlarında en düşük, okyanus ortalarında ise en yüksek düzeyde olmasının sebebi budur. Peki, daha fazla tuzun katılmasına ve suyun buharlaşmasına karşın, okyanuslar niçin ittikçe daha tuzlu hale gelmez? Okyanusların tuz içeriğini kararlı düzeyde tutan bir dengeye ulaştığı sanılmaktadır. Her yıl aşağı yukarı nehirlerin kattığı miktarda tuz okyanus tabanını çökelmektedir.
İşin ilginç tarafı, “tatlı su” nehirleri genelde denizdeki “tuzlu su“ya oranla çok daha fazla kalsiyum, bikarbonat ve silis taşır. Deniz suyu ise çok daha fazla sodyum ve klorür barındırır. Bunun sebeplerinden biri okyanusların kimyasal dengesinde deniz canlılarının oldukça önemli bir rol oynamalarıdır. İskelet ve kabuk yapımı için kalsiyum kullanan yumuşakçalar, kabuklular, delikliler ve mercanlar gibi çok sayıda canlı, deniz suyundan epeyce kalsiyum alır. Diyatomlar denizden silis çeker. Başka canlılar kimyasal bileşimi daha incelikli yollarla etkiler; sözgelimi salyangozlar kurşun alırken, denizhıyarları vanadyum salgılar.
Deniz suyunun ortalama tuzluluk oranı yaklaşık binde 35′tir. Bu çok büyük bir orandır -bir bardak suda bir çay kaşığı suya denktir. Okyanuslardaki toplam su hacminden hareketle, denizdeki su miktarının 50 katrilyon ton gibi ilginç bir miktara ulaştığını çıkarabilirsiniz – okyanuslardaki bütün bu tuz çıkarılacak olursa, yeryüzü 150 metre kalınlığında bir tuz örtüsünün altında kalır!

Tuz derişimi yerden yere değişir -bunu çoğunlukla William Dittmar’ın 1884′te Challenger adlı İngiliz korveti ile dünya çapında yürüttüğü bir dizi kimyasal testten biliyoruz. Oran Kızıldeniz ve Basra Körfezi’nde en yüksek, Baltık Denizi ve Kuzey Buz Denizi’nde en düşük düzeydedir. Bu değişkenlik bize tuzun niçin öncelikle denizde bulunduğuna ilişkin bir ipucu verir. Saf suyun buharlaşması ile geride tuzun kaldığı ve tuz içeriğinin arttığı ılık denizlerde düzey yüksektir; eriyen buzların ve nehirlerin sürekli saf su eklediği daha serin denizlerde ise düşüktür.
Okyanuslar muhtemelen bir zamanlar sıcak yeryüzünün büyük bir bölümün kaplayan erimiş kayaçlardan “gaz olarak kaçan” su buharının oluşturduğu bulutların dünyadaki soğuma sürecinde yağmur olarak düşmesiyle ortaya çıktı. Başlangıçta okyanus suları büyük ölçüde “tatlı“ydı; ama üç ana kaynaktan gelen tuz ile birlikte tuz içeriği gittikçe arttı -denizlere akan nehirler, deniz tabanındaki hidrotermal delikler ve denizaltı yanardağları.
Karalara (ve okyanuslara) düşen yağmur büyük ölçüde saf sudur; erimiş atmosfer gazlarından dolayı biraz asitlidir. Nehirlerin, tuzlu sudan ziyade tatlı su taşımasının sebebi budur. Ancak sularının genellikle tatlı olmasına karşın, nehirler tamamen katışıksız değildir. Aksine, az miktarda tuz ve başka katı maddeler barındırırlar – bunlardan bazıları ufalanmış kayaç parçaları, diğerleri suyun toprak içinde sızarak nehre karışması sırasında kireçtaşı gibi hassas kayaçları doğrudan eriterek kaptığı parçalardır.
Her yıl dünyanın çeşitli yerlerindeki nehirlerden denizlere 4 milyar ton kadar tuz taşındığı tahmin edilmektedir. Böyle bir miktarla okyanusların mevcut tuz içeriğine kavuşması yaklaşık 200-300 milyon yılı almış olsa gerek. Nehirlerden gelen tatlı su okyanustaki tuz içeriğini seyreltmez; çünkü aynı anda okyanus yüzeyinde sürekli tatlı su buharlaşır. Tuzluluk oranının genelde nehirlerin sürekli tatlı su taşıdığı okyanus kenarlarında en düşük, okyanus ortalarında ise en yüksek düzeyde olmasının sebebi budur. Peki, daha fazla tuzun katılmasına ve suyun buharlaşmasına karşın, okyanuslar niçin ittikçe daha tuzlu hale gelmez? Okyanusların tuz içeriğini kararlı düzeyde tutan bir dengeye ulaştığı sanılmaktadır. Her yıl aşağı yukarı nehirlerin kattığı miktarda tuz okyanus tabanını çökelmektedir.
İşin ilginç tarafı, “tatlı su” nehirleri genelde denizdeki “tuzlu su“ya oranla çok daha fazla kalsiyum, bikarbonat ve silis taşır. Deniz suyu ise çok daha fazla sodyum ve klorür barındırır. Bunun sebeplerinden biri okyanusların kimyasal dengesinde deniz canlılarının oldukça önemli bir rol oynamalarıdır. İskelet ve kabuk yapımı için kalsiyum kullanan yumuşakçalar, kabuklular, delikliler ve mercanlar gibi çok sayıda canlı, deniz suyundan epeyce kalsiyum alır. Diyatomlar denizden silis çeker. Başka canlılar kimyasal bileşimi daha incelikli yollarla etkiler; sözgelimi salyangozlar kurşun alırken, denizhıyarları vanadyum salgılar.
İNANILMAZ İNSANLAR VİDEOSU
Bazı insanlar gerçektende öyle şeyler yapıyorlarki insan görse dahi inanmakta zorluk çekiyor.İşte bu insanlardan bazılarını açağıdaki videoda izleyebilirsiniz.27 ci saniyede röportaj yapan adamın topu yakalayışına bayıldım.









