Learning Vacation Spanish on a Cruise
A few years ago I was on 'Lanzarote',
one of the Spanish Canary Islands...,
There I went on a Boat - just like a Mini Cruise
to visit one of the other Islands. Onboard where
almost only Spanish people, and although the tourleader
did also speak several other languages, some times I couldn't hear it
or didn't pay enough attention at the right time, and a lot of
what he told was in Spanish. Luckely I also understand
a little Spanish, otherwise I might have missed
that the departure time had changed.
'Than I would have been at risk
of missing te Boat!'
So you see sometimes it can be helpful to know a little Spanish.
one of the Spanish Canary Islands...,
There I went on a Boat - just like a Mini Cruise
to visit one of the other Islands. Onboard where
almost only Spanish people, and although the tourleader
did also speak several other languages, some times I couldn't hear it
or didn't pay enough attention at the right time, and a lot of
what he told was in Spanish. Luckely I also understand
a little Spanish, otherwise I might have missed
that the departure time had changed.
'Than I would have been at risk
of missing te Boat!'
So you see sometimes it can be helpful to know a little Spanish.
If you need to 'Brush Up' on your Spanish, there is
a video taped presentation on DVD
that learns you 'All The Vacation Spanish You'll Ever Need',
you can check it out at Amazon in the link here below:
EGZAMA BELİRTİLERİ VE EGZAMA TEDAVİSİ
Egzama Nedir ve Egzama Belirtileri nelerdir? Çocukluk döneminde ortaya çıkıp ergenlik ve sonrasında devam eden atopik egzama, çeşitli tedavi yöntemlerine rağmen sık tekrarlayan bir hastalık. Tedavide kullanılan birçok ilaçkortizon içeriyor ve deriye zarar veriyor. Bu noktada hastaların imdadına, yeni geliştirilen ve kortizon içermeyen preparatlar yetişiyor.
Bağışıklık sisteminin dengesiz çalışması birçok hastalığa sebep oluyor. Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve pullanmalara sebep olan Atopik Egzama da bu hastalıklar arasında yer alıyor. Atopik Egzama tedavisi uzun ve zahmetli bir yoldan geçiyor. Üstelik tedavide bugüne kadar kullanılan ilaçların kortizon içeriyor olması da hastaları olumsuz etkilemektedir.
Atopik Egzama Nasıl Bir Hastalık?
Atopik egzama, bebeklik ve çocukluk döneminde oluşan, ancak yetişkinlerde de görülebilen, yinelemelerle karakterize, kronik, kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Hastaların yüzde 90'ından fazlasında, ergenlik dönemi sonrasında da devam eder. Sıklıkla kişisel ve ailesel atopik egzama, alerjik nezle ya da astım hastalığı öyküsü ile birlikte bulunur.
Egzama Belirtileri Nelerdir?
Atopik egzamanın klinik görünümü ve belirtilerin dağılımı hastanın yaşına ve hastalığın şiddetine göre değişiklik gösterir. Akut belirtiler kızarıklık ve kaşıntı şeklindedir. Akut atopik egzama sıklıkla bebeklerde görülür ve yüzü, saçlı deriyi ve kol ve bacakların dış yüzeylerini etkiler. Büyük çocuklar ve yetişkinlerde, deride kalınlaşma ve deri çizgilerinde belirginleşme ile karakterize olur. Belirtiler boyun, göz kapakları, dirsek önü ve diz arka¬sı gibi bölgelerde yoğunlaşır. Hastalığın her döneminde deri kuruluğu mevcuttur. Atopik egzamalı hastalarda virüs, bakteri ve mantar hastalıkları daha sık gelişir. Kaşıntı olmaksızın atopik egzama tanısı konamaz. Kaşıntı gün boyu aralıklı seyrederken, genellikle akşamları ve geceleri daha şiddetlenir. Bu durum hastaların uyku düzenlerinin bozulmasına neden olabilir.
Egzama Bulaşıcımıdır?
Egzama bulaşıcı bir hastalık değildir.
Egzama Nedenleri
Atopik egzamanın ortaya çıkma sebepleri nelerdir?
Atopik egzamanın oluşmasında genetik, immünolojik ve çevresel etkenler rol oynamaktadır. Hastaların yüzde 80'inde ev tozu alerjenleri, polenler, küf mantarları gibi hava yolu ile alınan alerjenlere ve gıdasal alerjenlere karşı antikorlar bulunur. Bakterilerin de atopik egzamanın gelişimine katkıda bulundukları düşünülmektedir.
Egzama İlaçları - Egzamanın Tedavisi
Atopik egzamanın tedavisinde farklı güçte değişik yerel kortikosteroid preparatları yaklaşık yarım yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Bu grup ilaçların deride incelme, deri enfeksiyonları, deri çatlamaları, kılcal damar genişlemeleri, deri içi kanamaları gibi yan etkileri vardır ve geniş yüzeylere sürüldüklerinde deriden emilip kana geçerek sistemik yan etkiler oluşturabilirler.
O nedenle kortikosteroid kremlerinin geniş deri yüzeylerinde, göz çevresinde ve boyun, yüz, koltuk altı ve kasıklar gibi hassas bölgelerde doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Deride enfeksiyon varsa yerel kortikosteroidler uygulanmamalı, kullanım için hekimin direktiflerine dikkatle uyulmalı ve önerilenden daha uzun süre kullanılmamalıdırlar.
Atopik egzama tedavisinde tıbbın her alanında olduğu gibi yenilikler ve yeni tedavi olanakları ortaya çıkmaktadır. Örneğin steroid (kortizon) içermeyen bu nedenle de daha önce bahsettiğimiz yan etkileri bulunmayan yeni ilaçlar geliştirilmiştir. Bu preparatların deriden emilimi çok az olduğundan özellikle bebeklerde ve erişkinlerde hassas bölgeler ve geniş alanlarda bile güvenli bir şekilde kullanılmaktadır.
Hastalığın ilerlemesini önlemek için nelere dikkat etmeli?
İlerlemeyi engellemek için deriyi nemli tutmakta fayda var. Bu nedenle duştan hemen sonra, krem ya da merhem şeklindeki nemlendiriciler uygulanmalıdır. Banyoda ılık su tercih edilmeli, sabun kullanımı sınırlanmalı ya da daha iyisi sabun içermeyen temizleyiciler kullanılmalıdır. Kurulama hafifçe bastırılarak yapılmalı, havlu ile kuvvetli ovarak kurulama işleminden kaçınılmalıdır. Hastalığın alevlenmesine yol açan, sabun ve deterjanlar, kimyasal çözücüler, beyazlatıcılar, boyalar, yün ve sentetik kumaşlar, alkol içeren deri bakım ürünleri, kozmetikler ve parfümler gibi irritanlarla temastan kaçınılmalıdır.
Soğuk havalarda deriyi koruyacak şekilde giyinilmeli, yazın ince ve pamuklu giysiler tercih edilmelidir. Yataklarda, halk arasında ev tozu böcekleri olarak bilinen akarları geçirmeyen kılıflar kullanılmalı, koltuk kanepe gibi özel kılıfla kaplanmayan yerlerde uyumaktan kaçınılmalı, çarşaflar her hafta 65 derecede yıkanmalıdır. 6-12 ayda bir halı, koltuk ve kanepeler için akarları öldüren temizlik ürünleri kullanılmalıdır. Evde hayvan, çiçek, bitki bulundurulmamalı, kuştüyü yastık, yorgan ve yünlü giysiler kullanılmamalıdır.
HİPERTANSİYON YÜKSEK TANSİYON VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tansiyon yüksekliği beraberinde bir çok hastalığı getirir.Hafife alınmayacak bir hastalıktır.Muhakkak tedavisinin hemen yapılması gereklidir.Genellikle baş ağrıları,kulak çınlamaları,görme bulanıkları tansiyon yükselmesiyle birlikte baş gösterir.
Yüksek tansiyonun tanımı, sistolik basıncın 160 mm civa (veya üzerinde olması) ve diyastolik basıncın 95 mm civa”dan yüksek olmasıdır. Bu düzeyler arasındaki basınçlar ile normal değerler arasındaki değerler (140 mm civa”nın üzerinde olan bir sistolik basınç ve 90 mm civa”nın üzerinde olan bir diyastolik basınç) “sınırda yüksek tansiyon” olarak kabul edilir.
Başta dolgunluk hissi, başın arka tarafından ağrı, kulak çınlaması, görme bulanıklığı, bulantı gibi belirtiler bulunabilir veya hiçbir belirti de olmayabilir.
Yüksek tansiyonunuz varsa günlük kan basıncı ölçümü hayatınızın bir parçasıdır. Kan basıncının ölçümünde kullanılan mekanik, civalı ve elektronik tipte aletler vardır. Kullanımları pratik olmakla birlikte bu aletleri kullanırken bazı noktalar dikkate etmek gerekir. Mesaneniz doluysa ya da kısa bir süre önce kahve veya sigara içmişseniz kan basıncınız yüksek çıkabilir. Kan basıncı ölçümünden önce 5 dakika sakin bir şekilde oturmak gerekir. Ölçüm sırasında kolunuz bir masa veya sandalyenin kolu üzerinde ve kalp hizasında olmalıdır.
Sağ kolunu kullananlarda tansiyon sol koldan, sol kolunu kullananlarda ise sağ koldan ölçülmelidir. Aletin manşonu (şişen bölümü) üstkola takılır, manşonun alt kenarı dirsekten 2.5 cm kadar yukarıda olmalı ve kola iyi oturmalıdır. Aletle birlikte kullanılan ve nabız seslerini dinlemeye yarayan stetoskopun tamburu, kolun içyüzünde bükülmüş dirseğin üzerinde manşonun hemen altına yerleştirildikten sonra aletin manşonu şişirilir ve göstergeye bakılarak ibre hızlı olarak, beklenen sistolik basınç değerine 30 mmHg yukarısan kadar yükseltilir. Balonun ucundaki vida açılarak basınç saniyedi 2-3 mmHg düşecek şekilde yavaş yavaş söndürülür. Basınç düşerken nabız sesleri dinlenir ve seslerin ilk duyulduğu nokta sistolik basıncı, atımların son duyulduğu nokta ise diyastolik basıncı gösterir. Ölçümü doğrulamak için bu işlem bir kez daha tekrarlanır.
Yüksek tansiyonu olan bir kişiye için ilk tavsiye, yaşam tarzını değiştirmesi olacaktır. Tedavinin ilk adımı fazla kiloların verilmesi, yemekle alınan tuz miktarının kısıtlanması, varsa alkol ve kahve tüketiminin kısıtlanması ve fiziksel egzersizin arttırılmasıdır. Bu önlemlerle tansiyon 3-6 ay içinde normale inmemişse ilaç tedavisi gerekebilir.
Tuz, yüksek tansiyonda önemli bir faktördür çünkü fazla tuz, dolaşımdaki sıvı miktarını, dolayısıyla kalbin yükünü arttırır. Günlük ihtiyacın karşılanması için yarım çay kaşığı tuz yeterlidir. Oysa ortalama olarak yemeklere günde 3-4 çay kaşığı tuz alınmaktadır. Bu bakımdan tuzlu besinlerden kaçınmanın yanı sıra yemeklere sofrada tuz konulmamalı, tuzsuz ekmek yenilmelidir. Hazır gıdaların peynirlerin, pastırma, sucuk salam gibi besinlerin, ketçap ve benzeri sosların içinde bol miktarda tuz olduğu hatırlanmalıdır. Tansiyon normal olsa bile tuz kısıtlaması, yüksek tansiyondan koruyacaktır. Tuz kısıtlaması basit ve kolay bir önlemdir. Kilo verilmesi kalbin yükünü hafifletir ve ilaç kullanılmadan tansiyonun düşürülmesini sağlayabilir. Bedensel egzersiz yapılması, yani hareket ve yürüyüş hem kilo verilmesi hem de kalbin çalışmasını düzenleyerek yüksek tansiyonu düşürümeye katkıda buluncaktır. Ancak bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız gerekir
Yüksek tansiyonun tanımı, sistolik basıncın 160 mm civa (veya üzerinde olması) ve diyastolik basıncın 95 mm civa”dan yüksek olmasıdır. Bu düzeyler arasındaki basınçlar ile normal değerler arasındaki değerler (140 mm civa”nın üzerinde olan bir sistolik basınç ve 90 mm civa”nın üzerinde olan bir diyastolik basınç) “sınırda yüksek tansiyon” olarak kabul edilir.
Başta dolgunluk hissi, başın arka tarafından ağrı, kulak çınlaması, görme bulanıklığı, bulantı gibi belirtiler bulunabilir veya hiçbir belirti de olmayabilir.
Yüksek tansiyonunuz varsa günlük kan basıncı ölçümü hayatınızın bir parçasıdır. Kan basıncının ölçümünde kullanılan mekanik, civalı ve elektronik tipte aletler vardır. Kullanımları pratik olmakla birlikte bu aletleri kullanırken bazı noktalar dikkate etmek gerekir. Mesaneniz doluysa ya da kısa bir süre önce kahve veya sigara içmişseniz kan basıncınız yüksek çıkabilir. Kan basıncı ölçümünden önce 5 dakika sakin bir şekilde oturmak gerekir. Ölçüm sırasında kolunuz bir masa veya sandalyenin kolu üzerinde ve kalp hizasında olmalıdır.
Sağ kolunu kullananlarda tansiyon sol koldan, sol kolunu kullananlarda ise sağ koldan ölçülmelidir. Aletin manşonu (şişen bölümü) üstkola takılır, manşonun alt kenarı dirsekten 2.5 cm kadar yukarıda olmalı ve kola iyi oturmalıdır. Aletle birlikte kullanılan ve nabız seslerini dinlemeye yarayan stetoskopun tamburu, kolun içyüzünde bükülmüş dirseğin üzerinde manşonun hemen altına yerleştirildikten sonra aletin manşonu şişirilir ve göstergeye bakılarak ibre hızlı olarak, beklenen sistolik basınç değerine 30 mmHg yukarısan kadar yükseltilir. Balonun ucundaki vida açılarak basınç saniyedi 2-3 mmHg düşecek şekilde yavaş yavaş söndürülür. Basınç düşerken nabız sesleri dinlenir ve seslerin ilk duyulduğu nokta sistolik basıncı, atımların son duyulduğu nokta ise diyastolik basıncı gösterir. Ölçümü doğrulamak için bu işlem bir kez daha tekrarlanır.
Yüksek tansiyonu olan bir kişiye için ilk tavsiye, yaşam tarzını değiştirmesi olacaktır. Tedavinin ilk adımı fazla kiloların verilmesi, yemekle alınan tuz miktarının kısıtlanması, varsa alkol ve kahve tüketiminin kısıtlanması ve fiziksel egzersizin arttırılmasıdır. Bu önlemlerle tansiyon 3-6 ay içinde normale inmemişse ilaç tedavisi gerekebilir.
Tuz, yüksek tansiyonda önemli bir faktördür çünkü fazla tuz, dolaşımdaki sıvı miktarını, dolayısıyla kalbin yükünü arttırır. Günlük ihtiyacın karşılanması için yarım çay kaşığı tuz yeterlidir. Oysa ortalama olarak yemeklere günde 3-4 çay kaşığı tuz alınmaktadır. Bu bakımdan tuzlu besinlerden kaçınmanın yanı sıra yemeklere sofrada tuz konulmamalı, tuzsuz ekmek yenilmelidir. Hazır gıdaların peynirlerin, pastırma, sucuk salam gibi besinlerin, ketçap ve benzeri sosların içinde bol miktarda tuz olduğu hatırlanmalıdır. Tansiyon normal olsa bile tuz kısıtlaması, yüksek tansiyondan koruyacaktır. Tuz kısıtlaması basit ve kolay bir önlemdir. Kilo verilmesi kalbin yükünü hafifletir ve ilaç kullanılmadan tansiyonun düşürülmesini sağlayabilir. Bedensel egzersiz yapılması, yani hareket ve yürüyüş hem kilo verilmesi hem de kalbin çalışmasını düzenleyerek yüksek tansiyonu düşürümeye katkıda buluncaktır. Ancak bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız gerekir
İNSAN VUCUDU SERGİSİ BODY WORLDS İSTANBUL
body worlds istanbul
Dünyaca ünlü BODY WORLDS Orijinal Vücut Dünyası-Yaşam Döngüsü sergisi, 11 Haziran 2010 tarihinde ilk kez İstanbul'da açılıyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında gerçekleşen sergi, THEPARTNERS ile serginin bilimsel ve tıbbi danışmanlığını yapan İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle sunuluyor.
İnsan vücudunun zarif formunu keşfedip, stres altında ve hastalık zamanında nasıl kırılgan olduğunu ve sağlıklıyken de nasıl müthiş bir güce ulaştığını gösteren BODY WORLDS sergisi, ziyaretçilerin insan bedeninin iç alanlarını ve dış oluşumunu keşfetmesini sağlıyor. Alman bilim adamı Gunther von Hagens tarafından "plastination" denilen bir yöntem ile çürümez hale getirilmiş olan 200'den fazla insan bedeni parçasının sergileneceği BODY WORLDS'te kaslar, damarlar ve organlar, yaşayan vücudun içinde olduğu gibi, bozulmamış haliyle sunuluyor.
İlk kez 1995 yılında sergilenen BODY WORLDS, bugüne kadar 60'tan fazla ülkede, 30 milyondan fazla ziyaretçiye ulaştı. Andre Agassi'den Jennifer Aniston'a, Nicole Kidman'dan Tina Turner'a kadar birçok ünlünün, dünyanın farklı şehirlerinde izlediği bu sergi, benzersizliği ile diğer sergilerden farklı olarak insanın kendi vücuduna bakış açısını değiştiriyor. İnsanın kendiyle karşı karşıya kalmasını sağlayan unutulmaz bir deneyimi ortaya koyan BODY WORLDS sergisi, vücutlarını bağışlayan kişilerin bedenlerinin ve iç organlarının halka sunulduğu tek insan anatomisi sergisi niteliğini taşıyor.
İnsan vücudunun zarif formunu keşfedip, stres altında ve hastalık zamanında nasıl kırılgan olduğunu ve sağlıklıyken de nasıl müthiş bir güce ulaştığını gösteren BODY WORLDS sergisi, ziyaretçilerin insan bedeninin iç alanlarını ve dış oluşumunu keşfetmesini sağlıyor. Alman bilim adamı Gunther von Hagens tarafından "plastination" denilen bir yöntem ile çürümez hale getirilmiş olan 200'den fazla insan bedeni parçasının sergileneceği BODY WORLDS'te kaslar, damarlar ve organlar, yaşayan vücudun içinde olduğu gibi, bozulmamış haliyle sunuluyor.
İlk kez 1995 yılında sergilenen BODY WORLDS, bugüne kadar 60'tan fazla ülkede, 30 milyondan fazla ziyaretçiye ulaştı. Andre Agassi'den Jennifer Aniston'a, Nicole Kidman'dan Tina Turner'a kadar birçok ünlünün, dünyanın farklı şehirlerinde izlediği bu sergi, benzersizliği ile diğer sergilerden farklı olarak insanın kendi vücuduna bakış açısını değiştiriyor. İnsanın kendiyle karşı karşıya kalmasını sağlayan unutulmaz bir deneyimi ortaya koyan BODY WORLDS sergisi, vücutlarını bağışlayan kişilerin bedenlerinin ve iç organlarının halka sunulduğu tek insan anatomisi sergisi niteliğini taşıyor.
Gunther von Hagens'ın BODY WORLDS Orijinal Vücut Dünyası-Yaşam Döngüsü sergisi, 11 Haziran-17 Aralık 2010 tarihleri arasında İstanbul'da Antrepo 3'te sergilenecek. Serginin biletleri Antrepo 3 gişelerinden ya da www.biletix.com web sitesinden satın alınabilecek.
Sergiyle ilgili detaylı bilgi için: www.bodyworlds-istanbul.com