Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

belirti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
belirti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

EGZAMA BELİRTİLERİ VE EGZAMA TEDAVİSİ


Egzama Nedir ve Egzama Belirtileri nelerdir? Çocukluk döneminde ortaya çıkıp ergenlik ve sonrasında devam eden atopik egzama, çeşitli tedavi yöntemlerine rağmen sık tekrarlayan bir hastalık. Tedavide kullanılan birçok ilaçkortizon içeriyor ve deriye zarar veriyor. Bu noktada hastaların imdadına, yeni geliştirilen ve kortizon içermeyen preparatlar yetişiyor.
Bağışıklık sisteminin dengesiz çalışması birçok hastalığa sebep oluyor. Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve pullanmalara sebep olan Atopik Egzama da bu hastalıklar arasında yer alıyor. Atopik Egzama tedavisi uzun ve zahmetli bir yoldan geçiyor. Üstelik tedavide bugüne kadar kullanılan ilaçların kortizon içeriyor olması da hastaları olumsuz etkilemektedir.


Atopik Egzama Nasıl Bir Hastalık?
Atopik egzama, bebeklik ve çocukluk döneminde oluşan, ancak yetişkinlerde de görülebilen, yinelemelerle karakterize, kronik, kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Hastaların yüzde 90'ından fazlasında, ergenlik dönemi sonrasında da devam eder. Sıklıkla kişisel ve ailesel atopik egzama, alerjik nezle ya da astım hastalığı öyküsü ile birlikte bulunur.
Atopik egzamanın klinik görünümü ve belirtilerin dağılımı hastanın yaşına ve hastalığın şiddetine göre değişiklik gösterir. Akut belirtiler kızarıklık ve kaşıntı şeklindedir. Akut atopik egzama sıklıkla bebeklerde görülür ve yüzü, saçlı deriyi ve kol ve bacakların dış yüzeylerini etkiler. Büyük çocuklar ve yetişkinlerde, deride kalınlaşma ve deri çizgilerinde belirginleşme ile karakterize olur. Belirtiler boyun, göz kapakları, dirsek önü ve diz arka¬sı gibi bölgelerde yoğunlaşır. Hastalığın her döneminde deri kuruluğu mevcuttur. Atopik egzamalı hastalarda virüs, bakteri ve mantar hastalıkları daha sık gelişir. Kaşıntı olmaksızın atopik egzama tanısı konamaz. Kaşıntı gün boyu aralıklı seyrederken, genellikle akşamları ve geceleri daha şiddetlenir. Bu durum hastaların uyku düzenlerinin bozulmasına neden olabilir.
Egzama Bulaşıcımıdır?
Egzama bulaşıcı bir hastalık değildir.
Egzama Nedenleri
Atopik egzamanın ortaya çıkma sebepleri nelerdir?
Atopik egzamanın oluşmasında genetik, immünolojik ve çevresel etkenler rol oynamaktadır. Hastaların yüzde 80'inde ev tozu alerjenleri, polenler, küf mantarları gibi hava yolu ile alınan alerjenlere ve gıdasal alerjenlere karşı antikorlar bulunur. Bakterilerin de atopik egzamanın gelişimine katkıda bulundukları düşünülmektedir.

Egzama İlaçları - Egzamanın Tedavisi

Atopik egzamanın tedavisinde farklı güçte değişik yerel kortikosteroid preparatları yaklaşık yarım yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Bu grup ilaçların deride incelme, deri enfeksiyonları, deri çatlamaları, kılcal damar genişlemeleri, deri içi kanamaları gibi yan etkileri vardır ve geniş yüzeylere sürüldüklerinde deriden emilip kana geçerek sistemik yan etkiler oluşturabilirler.
O nedenle kortikosteroid kremlerinin geniş deri yüzeylerinde, göz çevresinde ve boyun, yüz, koltuk altı ve kasıklar gibi hassas bölgelerde doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Deride enfeksiyon varsa yerel kortikosteroidler uygulanmamalı, kullanım için hekimin direktiflerine dikkatle uyulmalı ve önerilenden daha uzun süre kullanılmamalıdırlar.
Atopik egzama tedavisinde tıbbın her alanında olduğu gibi yenilikler ve yeni tedavi olanakları ortaya çıkmaktadır. Örneğin steroid (kortizon) içermeyen bu nedenle de daha önce bahsettiğimiz yan etkileri bulunmayan yeni ilaçlar geliştirilmiştir. Bu preparatların deriden emilimi çok az olduğundan özellikle bebeklerde ve erişkinlerde hassas bölgeler ve geniş alanlarda bile güvenli bir şekilde kullanılmaktadır.
Hastalığın ilerlemesini önlemek için nelere dikkat etmeli?
İlerlemeyi engellemek için deriyi nemli tutmakta fayda var. Bu nedenle duştan hemen sonra, krem ya da merhem şeklindeki nemlendiriciler uygulanmalıdır. Banyoda ılık su tercih edilmeli, sabun kullanımı sınırlanmalı ya da daha iyisi sabun içermeyen temizleyiciler kullanılmalıdır. Kurulama hafifçe bastırılarak yapılmalı, havlu ile kuvvetli ovarak kurulama işleminden kaçınılmalıdır. Hastalığın alevlenmesine yol açan, sabun ve deterjanlar, kimyasal çözücüler, beyazlatıcılar, boyalar, yün ve sentetik kumaşlar, alkol içeren deri bakım ürünleri, kozmetikler ve parfümler gibi irritanlarla temastan kaçınılmalıdır.
Soğuk havalarda deriyi koruyacak şekilde giyinilmeli, yazın ince ve pamuklu giysiler tercih edilmelidir. Yataklarda, halk arasında ev tozu böcekleri olarak bilinen akarları geçirmeyen kılıflar kullanılmalı, koltuk kanepe gibi özel kılıfla kaplanmayan yerlerde uyumaktan kaçınılmalı, çarşaflar her hafta 65 derecede yıkanmalıdır. 6-12 ayda bir halı, koltuk ve kanepeler için akarları öldüren temizlik ürünleri kullanılmalıdır. Evde hayvan, çiçek, bitki bulundurulmamalı, kuştüyü yastık, yorgan ve yünlü giysiler kullanılmamalıdır.

AZGIN TEKE SENDROMU NEDİR BELİRTİLERİ NELERDİR


Aldatmada aldatan mı yoksa aldatılan mı sorumludur? Azgın teke sendromu nedir? Cinsellik, aile ve evlilik konularında toplumu bilgilendirmeyi ve farkındalığı arttırmayı amaçlayan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED); aldatma ve azgın teke sendromu konusunda çok çarpıcı bir basın açıklaması yaptı.
Aldatmalar her geçen gün artıyor
Aldatmanın artık toplumun her kesiminde yaşanan bir durum olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Yasaklar her dönemde insanlara cazip gelmiştir. Yeni bir insan, yeni bir beden, yaşanılan heyecan duygusu belki de kişiye uzun zamandır unutmuş olduğu duyguları tattırabilir. Ancak toplumsal açıdan bakıldığında aldatma kabul edilebilir bir durum değildir ve hem aldatana hem de aldatılana zarar verir.’’ dedi. Varolan ilişkiyi bitirip, yeni bir ilişkiye başlamak varken, neden bazı insanlar aldatmayı tercih ediyor?’’ sorusunun her dönemde farklı yanıtlarının olabileceğini ve aldatmanın partnerin başka bir partner olduğunu fark ettiği noktada çiftin hayatını olumsuz etkilemeye başladığını söyleyen Dr. Keçe; “Genel olarak temelde var olan bir ilişkiyi geliştirebilmek, üretebilmek ve yaşamı paylaşabilmek becerisini geliştirememiş kişilerin kendilerini yeniden ifade etme, dürtüsellikteki anlık hazların sürekliliğini sağlama ve sonsuz bağlanma arayışlarına aldatma diyebiliriz. Aldatma; belki de insanlık tarihinin en eski zamanlarından bu yana değişmeyen bir gündem maddesidir ve son yıllarda aldatma sosyal bir yara haline gelmiştir.’’ dedi.

Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri farklıdır
İnternette sohbet ve paylaşım sitelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte aldatmalar çoğalmıştır.
Aldatmanın genellikle duygusal ve cinsel ihtiyaçlardan kaynaklandığını söyleyen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Aldatma birçok ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkabilir. Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle/partnerle yaşanan iletişim sorunları, vb. nedenler kişinin eşini/partnerini aldatmasına neden olabilir. Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri de birbirinden farklıdır. Erkek daha çok cinsel ihtiyaçlarını karşılamak, farklı heyecanlar yaşamak ve skor yapmak için aldatırken, kadın ise duygusal olarak eşi tarafından ihmal edildiğini düşündüğünde, duygusal boşluğu doldurmak, ilgi ve sevgi görmek, beğenilmek, kendini güzel, hoş, çekici ve değerli hissetmek için aldatır.’’ dedi. Aldatma denildiğinde akla önce erkeğin geldiğini ve aldatmanın toplumda erkeğe özgü bir davranış olarak algılandığını da belirten Psk. Bacanak; “Toplumda erkeğin aldatması beklendik bir durum olarak görülür ve açıkçası doğal karşılanır. Kadın aldattığında ise toplumdan gördüğü tepki daha şiddetlidir. Ancak son dönemde kadınların da en az erkekler kadar eşlerini/partnerlerini aldattıklarını görüyoruz. Özellikle son dönemde internette sohbet ve paylaşım sitelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte aldatmalar da çoğalmıştır. Evde eşinden beklediği ilgi ve sevgiyi göremeyen ya da kendini ifade edemeyen kişilerin, internet ortamında daha rahat hareket ettiklerini ve kolayca duygusal anlamda birilerine bağlanabildiklerini görmekteyiz. Ancak aldatma gerçek de olsa, sanal da olsa aldatmadır ve sonrasında olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.’’ dedi.
Azgın teke sendromu nedir?
Aldatmanın ileri yaşlarda da ortaya çıktığını belirten CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Ortalama 50 yaşından sonra belirginleşen zihinsel fonksiyonlarda düşüş, huysuzluk, kıskançlık ve çapkınlık gibi alışılmamış davranış şekillerinin dikkat çektiği dönem orta yaş krizi olarak adlandırılabilir. Orta yaş krizine giren, cinsel isteğinde yalancı bir artış yaşayan, yemeye içmeye düşen, evini, karısını, işini veya sosyal çevresini terk etmeye teşebbüs eden, kıskançlığı artan, çapkınlık yapan ve keyfine düşkün olan erkeklere halk arasında azgın teke, bu durumun yaşanmasına da azgın teke sendromu denir. Her erkekte görülecek diye bir kural olmasa da, orta ve ileri yaş içinde olan erkekler; yaşamlarını gözden geçirip kendileri için ne yaptıklarını sorgulamaya, genç bir partner aramaya ve kayıplarını fark etmeye başlayabilirler. Bu nedenle azgın tekeler estetik ameliyat, botoks yaptırma, ciltteki lekeleri temizletme, yaşlılık belirtileri olan dudak ve alın çevresindeki kırışıklıların düzeltilmesi gibi yollara başvurarak ilişkilerinde kendilerine güvenlerini arttırmaya çalışabilirler. Çok sık yapılan bir başka yanlış da, orta yaş krizine giren erkeğin veya tutkulu bir aşk ya da çok daha fazlasının yaşaması halinde bu sıkıntılı dönemin aşılacağı yanılgısıdır. Bu soruna doğru tanı koyamazsak ve doğru çözümler üretemezsek evini terk eden erkeklere; kendine güven duygusunu yitirmiş, bir paçavra gibi bir kenara atılmış hissini yaşayan umutsuz ve mutsuz kadınlar eklenecektir. Çünkü azgın teke sendromunda sorun her ne kadar hormonsal gibi algılansa da psikolojiktir. Kişi yaşlandıkça yaşlananın ruhu değil bedeni olduğu ve ruhun gıdasını vermek kaydıyla her yaşın kendine göre güzellikleri olabileceği gerçeğini anlayamaz ise; huzursuzlaşır, kendini kötü hisseder ve anlamsız bir var olma çabası içine girebilir, azgın teke olabilir. Basında daha çok erkekler yer alsa da, ister kadın ister erkek olsun, durum fark etmez ve var olan partnerin ve evin dışında mutluluk aranmaya başlanır. Kısaca hayata renk katamama ve duygusal ihmaller azgın teke sendromu yol açabilir.’’ dedi.
Aldatan mı yoksa aldatılan mı sorumludur?
Aldatılmanın üzücü ve kabullenilmesi zor bir durum olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dnş. Fatma Ayrık; “Böyle bir durum yaşandığında bir suçlu aramak yerine olaya holistik olarak yaklaşmak ve aldatmaya yol açan nedenin ve koşulların ne olduğunun farkına varmak gereklidir. Aldatma bazen kişinin kendini ya da eşini cezalandırması ya da varoluşsal bir tepki olarak da ortaya çıkabilir. Adatmadan aldatan kadar, aldatılan da sorumludur. Eğer çiftin sevgi, saygı ve güven bağı güçlüyse bu sorunun üstesinden gelinebilir. Herkes kendi sorumluluğunun farkına varmalı ve ortak çaba ile yapıcı bir yol üstlenmelidir. Tabi ki aldatmak ilişkide bir iz bırakır, bu durumda çiftin evlilik terapisine başvurması faydalı olacaktır.’’ dedi.