Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

v etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
v etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

[AĞUSTOS/2013] CECI BANGTAN Röportajı


Rap Monster

Nicki: RapMon, God of Destruction (Yıkım Tanrısı). Dokunduğum her şey kırılır/bozulur. Güneş gözlüklerimin tutacakları kırılır ya da buzdolabının tutacağı elimde kalır. İşte bu yüzden bana God of Destruction ismini taktılar.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Temiz ve sessiz öğrenci.

İdol yaşamına uyum: Bir tek müzik programlarında performans sergilediğim zaman “Artık gerçekten bir şarkıcıyım” diye düşünüyorum.

İdeal tip: Soluk bir ciltle kadınsı görünen biri.

Stajyer olduğun zamanlardan bir anı: Dans etmek bana göre değil. Dans dersi alırken birçok kez kaçmayı düşündüm. Bugünlerde üyeler bana “Dans Dehası” ismini taktı. Tabi, onlar bunu ironik bir şekilde söylüyor.

Bir gün ben de: Bangtan’ın müzik listelerinde birinci olduğu bir gün olacak mı?

Hip-Hop’la nasıl eğlenilir: Zor bir şey olarak düşünmeyin. Bu herhangi birinin tek başına dans edip eğlenebileceği bir tür- İşte bu hip-hop.

Patron Bang Sihyuk: Açık alanlarda iğneleyici konuşmalar yapan birisi, ama iyi ritmli bir müzik dinlediğinde ve övdüğünde çocuksu tarafını gösterir.

Çıkıştan sonraki bir anı: Bir müzik programı sırasında, kulaklığımı düşürdüm bu yüzden girişin birkaç barını kaçırdım (Ç/N: Sözlere biraz geç girdi. Bahsettiği performansı izlemek için TIKLAYIN). Bir sürü azar yedim fakat bu kaza yüzünden, kendimi titizlikle hazırlama ve kontrol etme alışkanlığı kazandım.

Üyelere (mesaj): Uzun bir süre için buluşalım. Bu Dynamic Duo sunbaenim’in bir şarkısının adı fakat düşünürseniz, arkasında iyi bir anlam var. Bu yüzden aklıma bu geldi.

JIN

Nicki: Pembe Prenses. Bangtan üyelerinin profilleri açıklandığında, hayranlar pembe rengi ve yemek yapmayı sevdiğimi öğrendiğimde bana bu adı verdiler.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Her zaman anne babasını dinleyen şirin maknae.

Albenim: Şişkin alt dudağım. Kafamın arkası yuvarlak.

Çekiciliğim: Eğitimdeyken, fotoğraf çekmek için eğitim aldım. Pratik yaparken, sağ çenemin çekici olduğunu öğrendim.

Üyelerin Sırları: Çok yorucu bir günün ardından, oda arkadaşım Jimin yatağından düştü ve çok yüksek bir ses çıktı. İkimiz de çok utandık.

Diğer üyelerden çalmak istediklerim: Jimin'in karın kasları.

Biri bana yakışıklı olduğumu söylediğinde: Bunu duymak beni her zaman mutlu ediyor. Son zamanlarda şirin olduğumu duymayı da seviyorum.

Yakın zamanda beni mutlu eden bir şey: Ben genel olarak çok çalışkan biriyim. Yedimiz birden aynı anda uyanınca kaos oluyor, bu yüzden hazırlanmaya erken başlamak için diğer üyelerden daha erken kalkmak benim için daha rahat oluyor. Bir süre önce (normalde kalktığımdan) iki saat erken kaltım ve bir kase mısır gevreği yedim. Bu beni çok mutlu etti. Sessizlik ve rahatlama hissi.

Çıkış yapmış olmanın en güzel yanı: İlk defa bu kadar mektup alıyorum. Ailemin yolladığı mektuplar hariç. Hayranlar bana çok mektup gönderdiği için çok minnettarım. Hepsini okuyorum ve kendi kendime "Teşekkür ederim." diyorum.

J-HOPE

Nicki: Hope (Umut), Smile Hoya (Gülümseyen Hoya). Adım J-Hope olduğu için bu lakaplarım var.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Dans etmeyi seven tutkulu bir çocuk.

Ben küçükken: Gwangju undergroundda oldukça ünlüydüm. Rap yapmak, dans etmek ve şarkı söylemek benim hayatımdı.

Benim için Bangtan: Diğer ben.

Yağmurlu günlerde dinlenecek bir şarkı: Remy Shand - Rocksteady.

Gergin olduğumda: Gökyüzüne bakarım. Son zamanlarda mutluyum, bu yüzden doğal bir şekilde (gerginliğim) gidiyor.

Diğer üyelerden çalmak istediklerim: Benim karın kaslarım yoğun programımızdan dolayı gittiği için, Jimin'in çikolata (şeklindeki) karın kasları. Ayrıca RapMon hyungun rap yapma yeteneği ve onun İngilizcesi de iyi?!

Üyelerin Sırları: Hepimizin karın kasları var. Sadece benimki biraz eridi.

Bir gün ben de: Beenzio sunbaenim ve A$AP Rocky (gibi) olacağım. Müzik ve moda konusunda onlardan etkileniyorum.

Eğer bir eğlence programına çıkarsam: Bu konu için en iyisi V. Onun 4D çekiciliği var. Eğer iyi bir şekilde kontrol ederse, bence herkesi güldürebilir. Bunu dört gözle bekliyorum.

V

Nicki: Boş Tae, TaeTae, Vee. Gerçek adım Taehyung. Bazen boş yüz ifadelerim olduğu için, Boş Tae; TaeTae gerçek adımdan türetildi, Vee çünkü bazı kişiler sahne adımı telaffuz etmekte sorun yaşıyor.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Normal, enerjik ve komik bir öğrenci.

Ben küçükken: 7. sınıftan beri saksafon çalıyorum. Babamın tavsiyesi üzerine, şarkıcı olmaya karar verdim.

Çekiciliğim: Gözlerim genelde boş bakabilir; ama ayrıca çok eşsiz bir his veriyorlar.

Bir numaralı aşçı: Suga! O, pirinç kimchi tavayı gerçekten çok güzel yapıyor. ***** Ah! Yemek pişirmekle ilgili bir şey daha var - Jin hyungun, J-Hope hyungun doğum günü için yaptığı yosun çorbası.

Sahne ismimim arkasındaki gerçek: Büyük babam aslında, isim koyma konusunda uzmandır. Bu yüzden, konu isme gelince hassaslaşır. Yapımcı Bang bana V adını önerdi. Bu çok etkileyici güzel bir isim ama henüz büyük babama söylemedim. Kızar diye endişeleniyorum (gülüyor).

Üyeler yurttayken: Yemek püskürtmek, yurdumuzda sürekli olan bir şey ve bu durumlarda pisliği temizleyen J-Hope'tur. Ardımızdan tıpkı bir anne gibi güzelce temizler. Ben ise (evin) oğlu rolündeyim. Bulaşık makinesinden sorumluyum. Kirli bulaşıklarını herkes kendi yıkıyor, Jimin mutfaktan ve RapMon hyung yerleri silmekten sorumlu.

Ortamı neşelendiren: Tabii ki de V. Üyeler farklı düşünebilir. Sanırım onlar SUGA hyungu seçer.

Bu durumlarda çok iyiyimdir: Sahnedeyken. Bunu çekimleri izlerken fark ettim, yakın çekimde sandığımdan daha havalı görünüyorum. Bu tabii ki görevliler sayesinde arşivlendi; ama yine de memnunum.

SUGA

Nicki: SUGA. Gerçek adım Min Yoongi; ama şimdi lakabım ve adım bu.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Müzikle ilgilenmeye 6. sınıfta başladım. Orta okulda klasik şarkı bestelemeyi öğrendim ve sonra her gün şarkı sözü yazmaya başladım.

Tatlı biri miyim?: Hımm. Tatlı olmaktansa, açık sözlü bir Gyeongsangdo erkeğine daha yakınım. Ama hayranlar önünde, tatlı biriyim.

Çekiciliğim: Gülümseyen gözler?

Stresle nasıl başa çıkıyorum?: Deli gibi şarkı sözü yazıyorum. Bu sürekli yaptığım bir şey; ama müzikle stres atmaya alıştım.

Sinirliyken dinlediğim müzik: Ricky Ross - Hold Me Back.

Benim için müziğin anlamı: Her şey! Eğer müziği hayatımdan alırsanız, geriye hiçbir şey kalmaz.

Hip-Hop yeni internet kullanıcılarına (mesaj): Bu kesinlikle zor bir tür değil. Bu popüler bir müzik türü. Hip hop sanatçıların (içten) duygularını hissetmenize imkan verir.

Yurtta üyeler: Programımız olmadığında, menajerimizin emriyle ayrıntılı bir şekilde kendimizi izliyoruz ve her fırsat bulduğumuzda pratik yapıyoruz. Biz pratik yapmak için yaşıyoruz!

Yakın zamanda beni mutlu eden şey: İlk imza günümüz. Ayrıca bugün, çünkü bu bizim ilk fotoğraf çekimimiz.

JUNG KOOK

Nicki: Jeon Jungkookie, Golden Maknae, Kookie.

Maknae olmak: Bir artısı, çocukça davranabiliyor olmam.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Oyun oynamaktan ve hip hoptan hoşlanan sıradan bir öğrenci.

Küçükken ben: Sanata büyük ilgi gösteren bir çocuktum.

Şu anda ben: Meraklı 17 yaşında biri. Oyunlar, arabalar, makyaj, resim çizmek. Bir sürü sorum var.** Bu aleti düşündüğünüzde, nasıl kullanıyorsunuz.**

Benim için BANGTAN: Bangtan benim hayatım~!

Başarmayı gerçekten çok istediğim şey: Beste yapmak. Bunun için gerçekten çok çalışıyorum. Sadece temel bir müzik programını üstten incelesem de, hyunglarım gibi harika sözler yazan bir müzisyen olmak istiyorum.

Günün en sevdiğim anları: Dinlenme zamanı, boş zamanlar, yemek molası. Bir tek bu zamanlarda oyun oynayabildiğimi fark ettim (gülüyor). Prova yapmak ve sahnede performans sergilemek de eğlenceli.

Diğer üyelerden çalmak istediklerim: Rap Monster hyungun bildikleri, J-Hope hyungun pozitif oluşu, Jimin hyungun kararlılığı ve efortu, V hyungun doğal yeteneği, Jin hyungun geniş omuzları.

Son günlerde bağımlısı olduğum şeyler: Sadece müzik. Tüm gün kulaklıklarım kulağımdadır ve müzik dinlerim. Sanırım sonsuza kadar böyle olacağım.

JIMIN

Nicki: Ddochi. Orta okuldan beri arkadaşlarım bana yavru köpeğe benzediğimi söyler ve böyle seslenir.

Takımdaki rolüm: Karın kaslarından sorumluyum. Son günlerde egzersiz yapacak vaktim olmadığı için biraz eridiler. Eski haline dönmeleri için egzersiz yapmalıyım.

Çıkış yapmadan önceki imajım: Orta okuldan beri şarkıcı olmak istiyordum. Plan yaptım ve aileme anlattım. Mutlu bir şekilde onay verdiler.

İdeal tip: Şirin ve çekici bir kız.

Benim için BANGTAN: Uzun zamandır sahip olduğum hayalimi gerçekleştirmemi sağlayan bir diğer ailem.



Çekiciliğim: Aslında çekiciliğim karın kaslarım değil; gözlerim.

"Havalı" olduğunu düşündüğüm biri: Bigbang üyesi Taeyang sunabenim, Shinhwa üyesi Minwoo sunbaenim ve Chris Brown'u seviyorum.

Jimin'in Bakışları: Hünüz bakışlarımda karizma göremezsiniz, ben sadece şirinim. Daha kamerayı bile bulamıyorum (gülüyor).

Diğer üyelerden çalmak istediklerim: RapMon hyungun boyu, V'nin yeteneği ve bakışları, J-Hope'un temiz oluşu, SUGA hyungun çeşitli bilgileri.

En seksi olduğum zaman: Sahnedeyken doğru kamerayı bulup, kameraya yoğun bir şekilde baktığım zaman. Bende genelde seksilik bulamazsınız. (Genelde seksi biri değilimdir.) 

10 yıl sonra ben: Başarılı ve halkın tanıdığı bir müzisyen. Ve 10 yıl sonra askerde olmayacak mıyım... Sanırım yalnız ve üzgün olacağım (gülüyor).

Hayranlara (mesaj): Lütfen BANGTAN'ı çok sevin ve Jiminnie'yle çok ilgilenin!

Eng. Trans: @bts-trans
Türkçe Çeviri: BTSTurkey
Scan cr: @bts_noname

[18.07.2013] IZE BANGTAN Röportajı: V

V


Gerçek adı: Tae Hyung.

Doğum Tarihi: 30 Aralık 1995


Üyeler bana 4D diyor. (Ç/N: 4. boyut) Neden böyle söylediklerini gerçekten bilmiyorum. (RapMons: Şimdi olduğu gibi boş bir yüz ifadesi olduğu zaman gerçekten 4D gibi oluyor. / J-HOPE: V'nin, 4D'liği sayesinde eğlence programlarında göstereceği çok çekiciliği olacağını düşünüyorum.

Ranzanın üst katında animasyon izlerken, üyeler bana bakıp "Şu bağımlı.." diyorlar. Ama Jin hyung yurda geldiğinde birçok ortak noktamız olduğunu öğrendim. Hyungun prens gibi temiz bir hissi var; ama o da benim gibi animasyon izlemeyi çok sever. (Jin: Temiz olmakla animasyon sevmek birbiriyle bağlantılı değil!) Bu günlerde ne zaman bir animasyon çıksa, beraber izleyelim diye konuşuyoruz. Digimon Adventure, Wolf Children ve The Girl Who Leapt Though Time'ın tüm bölümlerini izledim ve Hosoda Mamoru'nun diğer animasyonları da benim şu anda favorilerim. Tooniverse'deki tüm çizgi filmleri çok seviyorum ve sanırım hepsini izledim.

Danny Jung'ın videosunu izleyince ondan çok etkilendim ve saksafon çalmaya başladım. 3 yıl boyunca saksafon çaldım. Ancak, birden bire dans etmek dikkatimi çekti ve başka bir yolda ilerlemeye karar verdim. Klasik saksafondan caz saksafon sınıfına geçince dersleri bıraktım; bu yüzden eskisi kadar iyi miyim emin değilim. Ama üç yıl önce gerçekten güzel çaldığımı düşünüyorum. Alkış! 

Kendi kendime bireysel bir beceri için çalışmam. Hiçbir şey hazırlamam. Sadece o ana uyan şeyi yaparım ve "Bugün ne yapmalıyım?, Şunu denemeli miyim?" diye düşünürüm. Ama... (yapacak) hiçbir şey bulamadığım zamanlar da oluyor (gülüyor). 

Hiç log çekmediğim için gerçekten çok üzgündüm. (BANGTAN üyeleri çıkış yapmadan önceden beri log çekip bloglarında paylaşıyorlar. Fakat V çıkıştan önce hiç log çekmedi.) Hyunglarımın loglarını hep takip ettim; ama kendi loglarımı hiç blogda paylaşmadım. Kendi başıma oturdum ve "Bugün, 2013'ün şu ayı ve şu günü. Bugün şunu yaptım. Bu blogda yayınlanmayacak, değil mi? Bu çok kötü." şeklinde kendi kendime log çekerdim. Grup logu çektiklerinde de aslında oradaydım ama ekranda görünmüyordum. Çöp kutusunun orada ayakta duruyordum. 

Bangtan üyesi olduğum halka açıklanınca sadece bir tane hayran mektubu aldım. Çok mutluydum. Gündüz 4'e kadar uyumadım ve mektubu 15 kere falan okudum. Sürekli hyunglarıma gösterip durdum. 

No More Dream dansında, gözlüğümü attığım sahnede bir sürü hata yaptım. (Perfromans sırasında) Gözlük fermuarlı arka cebimde duruyor. Bir keresinde ellerimle gözlük yapmak zorunda kalmıştım. Ve birçok kez gözlüğü çok sert atıp performanstan sonra bulamadığım da oldu. 

Film izlerken genelde ağlamam. Ama yakın zamanda Jin hyungla Miracle in Cell No.7 filmini izlerken ağladım. Sanki gözlerimde biri musluk açmış gibi ağladım. 

Henüz hiç ciddi bir ilişkim olmadı. İlk aşkımla evlenmek ve sonsuza kadar onunla beraber olmak istiyorum.

Eng. Trans: Christie@bts-trans
Türkçe Çeviri: BTSTurkey

[Hayran Anlatımı | 07.07.2013] BTS Mokdong İmza Günü





İmza günü etkinliği başlamadan, Suga arkasına doğru eğildi ve yüzünü sol tarafa döndürerek fanlara doğru baktı. Kimse onunla etkileşime geçmeyince yüzünü çevirdi. Suga tekrar yüzünü çevirdi ve ben bu kez elimi sallamaya karar verdim. Ve Suga bana gülümseyip (gerçekten parlak bir gülümsemeyle) bana el salladı. AMAN TANRIM! Gerçekten çok çok çokk mutlu olmuştum çünkü ona el sallayan tek kişiydim! 

~Rap Monster~



Ben: *Rap Monster'a doğru yürüdüm ve diz çöktüm* Merhaba ben Tay fan!
Rap Monster: Vaaaooov! Tayland'a KBS Konseri için gideceğiz. Bizi izlemeye geleceksin, değil mi?
Ben: Evet! Çoktan bileti aldım!
Rap Monster: Görüşeceğimize söz veriyor musun?
Ben: Tabii ki!  Ön sıradan bilet aldım! *Rap Mon ile serçe parmağıyla söz yaptım*
Ben: ...... (Artık onunla ne konuşacağımı bilmiyorum, çok heyecanlıyım)
Rap Monster: Önereceğin Tay yemeği nedir?
Ben: Pad-thai ve Som-tam
Rap Monster: Ah! Ben Pad-thai'yi biliyorum! Denedim, lezzetliydi! Noddle'ın biraz baharatlı türündendi.
Ben: Evet! Ayrıca karpuz da lezzetli.
Rap Monster: (Ne dediğimi duymadı) Ne?
Ben: KARPUZ!!!
Rap Monster: Ah! Bir meyve suyu çeşidi mi?
Ben: HAYIR HAYIR... Bu bir meyve!
Rap Monster: Deneyeceğim.
Ben: Tayland'ı ziyaret etmek ister misin?
Rap Monster: Tabii ki! İsterim!
Ben: Tay fanlar hakkında ne düşünüyorsun? Onları seviyor musun?
Rap Monster: EVET! HİÇ ŞÜPHESİZ! *hi-five/çak bir beşlik yapıyor*
Ben: .....
Rap Monster: *kartı okuyor* (Aegyo/şirinlik yapar mı diye sordum) *bana baktı*
Ben: ....
Rap Monster: Yapamam... *Elleriyle garip bir booing booing yapıyor* (Hemen hemen B.A.P Yongguk'a benzedi bunu yaparken)
Ben: *Ona kocaman bir gülümseme verdim* Tayland'da görüşürüz!
Rap Monster: Görüşürüz!



NOT: İngilizce'si çok iyi çünkü onunla gerçekten uzun konuştum. Aksanı harika. Ben ne konuşacağımı bilmezken de yeni bir konu açtı.


~JIN~



Jin: Anyonghaseyoooo

Ben: Anyonghaseyo ben Tay bir hayranım.
Jin: Vay! Çok uzaktan gelmişsin! Adın ne? (İngilizce)
Ben: *Tayca yazdığım kartımı gösterdim*
Jin: *Aklı karıştı ve kafasını yazamıyorum anlamında salladı*
Ben: *İngilizce yazdığım kartımı gösterdim*
Jin: *Adımı yazdı ve imzaladı. Sonra diğer kartımı okudu. (Kartta 'Resmimi çizmer misin?' yazıyordu)*
Ben: İngilizce biliyor musun?
Jin: Evet!Biliyorum!
Ben: *Gülümsedim*
Jin: *Çizimine odaklanırken bir yüzüme bir kağıda baktı*
Ben: *Bir yüzük göstererek*Bu arkadaşımın hediyesi.
Jin: Oh! *sol elini uzattı*
Ben: *serçe parmağına yüzüğü taktım ve ona bir mektup verdim*
Jin: Teşekkürler!
Ben: Bye bye

Oh Jin beni kedi mi sandın?! Ama gözler... tamam bana benziyor!! Tek göz kapaklı.



~SUGA~



SUGA: *Daha ona dönmeden hemen başını eğdi ve yüzünde büyük bir gülümsemeyle "Anyonghaseyoooo" dedi.*

Ben: Anyonghaseyo
SUGA: *Güzel bir gülümsemeyle* adın ne?
Ben: *Yazdığım kartı göstererek* Arkadaşım için.
SUGA: Arkadaşın burada yok mu?
Ben: Evet yok. Senin için bir yüzüğüm var.
SUGA: Ah!! *sol elini uzattı*
Ben: *Yüzük parmağına yüzüğü taktım*
SUGA: Teşekkür ederim! *Gülümsedi*
Ben: Benim değil... Arkadaşımın hediyesi.
SUGA: Aahhh.. *Güldü* Teşekkür ederim!
Ben: O gün M!Countdown'a geldim ve içeri giremeyen hayran bendim. Ağlayan eller yaptığını gördüm, çok şirindin!
SUGA: *Korece bir şey söyledi duymadım*
Ben: Tayland'da görüşmek üzere!
SUGA: Bye bye *iki elimle de Hi-five (Çak bi beşlik) yaptı*

NOT: Kartta arkadaşımın SUGA'ya sorusu: "Benimle evlenir misin? Eğer kalbini istesem ne kadarını verebilirsin?" Suga'nın cevabı: ♥ x100000000


SUGA'yla genel olarak İngilizce konuştum. İngilizcesi çok iyi değildi ama yine de onunla iletişim kurabildim. Yüzü hep çok parlak bir şekilde gülüyordu ve çok kibar bir kişiliği var.



~J-HOPE~



J-Hope: Anyonghaseyo

Ben: Anyonghaseyo. Ben Taylı bir hayranım.
J-Hope: Tayvan?
Ben: Hayır! Taylı hayran. (Korece)
J-Hope: Ahh... Taylı hayrab! *Gülümsedi* Adın ne?
Ben: Guzjung! *Adımı yazdığım kartı gösterdim*
J-Hope: *Adımı yazdı ve albümümü imzaladı*
Ben: İngilizce biliyor musun?
J-Hope: Hayır.... T_T (Çok üzgün bir yüz ifadesiyle cevap verdi ve ona yazdığım kartı okudu. 'Kendi resmini çizer misin?')
J-Hope: Kendi resmimi mi çizeyim?
Ben: Evet :D
*Karta resmini çizdi* (J-Hope kendi resmini çizerken, Suga'ya mektumumu vermeyi unuttuğumu fark ettim. Suga'ya döndüm ve ona mektubumu verdim. Suga çok şaşırdı, başını eğerek"Ah!!? Teşekkür ederim" dedi. Ben de ona gülümsedim)
Ben: Teşekkür ederim :D
J-Hope: Anyong! *Gülümsedi*
~V~


gif cr: romanticvirus.tumblr

V:
 Anyonghaseyo! *Başını eğerek selam verdi*

Ben: Anyonghaseyo! *Başımı eğerek selam verdim* Ben Tay hayranım!
V: Sa-was-dae-krub (Tayca 'Merhaba' demek)
Ben: Ah!! Sawasdeekaaa!
V: Adın ne?
Ben: *Tayca yazdığım kağıttaki adımı gösterdim*
V: *Yazdığımı yazmaya çalıştı; ama çok komik oldu. Bir harfi unuttu ve sonradan okla ekledi*
Ben: *Gülümsedim*
V: *"Lütfen aegyo yap" yazan kartımı okudu.*
V: *Buing buing yaptı ve utangaç bir şekilde gülümsedi.* Bunda iyi değilim. Üzgünüm.
Ben: Sorun değil.
V: Bir sonraki sefere daha iyi yapacağım.
B: Söz mü?
V: Evet! Söz veriyorum! *serçe parmağıyla söz verme hareketini yaptı*
Ben: Anyong
V: Anyong

V ile aramda geçen tüm konuşmalar Koreceydi. Onunla İngilizce konuşmadım.



~JIMIN~


Jimin'le sadece Korece konuştum;  İngilizce konuşmadım
Jimin: Merhaba! *gülüş*
Ben: Merhaba! Ben Tay fan!
Jimin: Efendim? Duyamıyorum? *kulağını bana doğru yaklaştırdı çünkü ne dediğimi duyamıyordu*
Ben: Ben Tay fan!
Jimin: Ah….. Anladııımm *büyük bir gülümseme verir* Adın?
Ben: *Kart üzerine yazdığım adımı işaret ettim*
Jimin: Guzjung?
Ben: Eveeeeet ^O^
Jimin: *ismimi yazıp imzaladı ve yazdığım diğer yazıyı okudu ''Seni çok seviyorum, benimle evlenir misin?'' ve Jimin postun üzerine cevabını yazdı*
Jimin: (Korece bir şeyler söyledi ve ben bunu anlamadım)
Ben: Bu bizim çift yüzüğümüz! *yüzüğü ve sol elime taktığım aynı yüzüğü ona gösterdim*
Jimin: OH?!!!! *utangaç şekilde gülümsedi ve sol elini verdi*
Ben: *yüzüğü yüzük parmağına taktı*
Jimin: bunu iyice saklayacağım :)
Ben: Bay bay
Jimin: Görüşürüz! :D

Jimin'in cevabı: ''Ailene sor/ailenden izin al''. Auuuuuu Çok tatlı >O< ve imza günü sonuna kadar yüzüğü taktı. Parmağındaki tek yüzük!! Fakat bence, Jimin yüzüğü, yüzük parmağından çıkartıp serçe parmağına taktı. Etkinlik sonrası, arkadaşıma Jimin ile nasıl iletişim kurduğunu sordum çünkü onun Korecesi ve İngilizcesi iyi değildi. Kart üzerine Korece yazdığı yazıyı Jimin'in okuduğunu söyledi ve Jimin ona 'Korece konuşamıyor musun?' (Korece olarak) diye sormuş. O da "Hayır" diye cevap vermiş. Bu yüzden Jimin İngilizce olarak cevaplamış 'I'm ok.' 
I'm ok' (*Sorun yok) NE!!?!?! JIMIN İNGİLİZCE BİLİYOR MU?!!!!!! ONUNLA İNGİLİZCE KONUŞMAMLIYDIM!!!

~Jungkook~



Jungkook: *Daha ben ona dönmeden, başını eğdi* Anyonghaseyo! (*Korece 'Merhaba' demek)

Ben: *Başımı eğerek* Anyonghaseyo! Ben Tay hayranım!
Jungkook: Oh!? *Güldü* Adın ne?
Ben: Namthip
Jungkook: Namgin?
Ben: Hayır T_T *Tayca yazdığım kağıttaki adımı gösterdim*
Jungkook: *Yazamadığı için başını salladı*
Ben: *İngilizce yazdığım kağıttaki adımı gösterdim*
Jungkook: *Adımı İngilizce yazı ve yanına   koydu ve imzasının yanına da kocaman bir  koydu.*
Jungkook: Yazdığım notu okudu, 'Lütfen göz kırp ve benim için aegyo (*şirinlik) yap'* Göz mü kırpayım?
Ben: Evet.
Jungkook: *Göz kırptı ve aegyo yaptı*
Ben: Anyong (Korece 'güle güle')
Jungkook: Anyong! *Hi-five (çak bir beşlik)*

Ower of the F.A.s: nukutzaa @ tumblr 

Türkçe Çeviri: BTSTurkey

[28.06.2013] SportsSeoul BANGTAN Röportajı 2. Bölüm



Tatlı suratlar ve karın kasları ?.. Kalp çarpıtıcı!
 
Henüz çıkış yapalı 1 ay bile olmamasına rağmen onlar şimdiden "çaylak olmayan çaylaklar" şeklinde anılıyor. Bangtan Boys (Rap Monstar, Jin, Jimin, Suga, J-Hope ve Jungkook) ve hikayeleri .
   
Bu çok yetenekli çaylaklar alçak gönüllülükle ama kendilerine güvenerek ‘Rekabet etmiyoruz. Sadece kendi yolumuzda yükselmek için çalışıyoruz’ dediler.



-Lütfen bize kendinizi tanıtır mısınız?
 
Ben lider Rap Monster (Kim Namjoon), canavar gibi rap yaparım. Ben takımda imha etmekle görevliyim (kahkahalar). Ben bu takma adı aldım çünkü dokunduğum her şeyi kırıyorum.
 
Ben Jin (Kim Seokjin), bana grupta ‘Temizlikçi anne’ diyorlar. Benim işim Rap Monster ortalığı dağıttıktan sonra ortalığı toplamak.
  
Ben SUGA (Min Yoongi) açık tenli ve tatlı görünen kişiyim (kahkahalar). Utandım. Ben dırdır etmekle ve disiplinden sorumluyum, bu yüzden diğer üyeler bana ‘baba’ diyor. Benim özelliğim tipik bir baba gibi sorumluluk almak.
  
Bence ben takımdaki en iyi isime sahibim. Ben J-Hope (Jung Hoseok), ve ismim Pandora’nın Kutusu hikayesinden geliyor. Bana gruptaki en ‘umut dolu varlık’ diyebilirsiniz, aynı adım gibi.

Merhaba, ben V (Kim Taehyung). Bana ismimi Bang Sihyuk başkan verdi. İlk önce, ‘Veu-i’ mi ‘Vwee’ diye mi telaffuz edileceğinden emin olamadığımız için kafa karıştırıcıydı (kahkahalar). Ben bölgesel şivelerden sorumluyum.
  
Merhaba, ben Jimin (Park Jimin), ben grubun karın kaslarından sorumlu üyeyim (kahkahalar). Ben tatlı bir surat ve sıkı karın kaslarımla, "ironik" bir cazibeye sahibim.
    
Merhaba, ben Jungkook (Jeon Jungkook), ben yalnızca takımımda en küçük değilim ayrıca bütün müzik piyasasında da en küçüğüm. Bu yüzden kendime tatlı olmakta güveniyorum . (kahkahalar)
     

-Grup adınız alışılmadık. "Bangtan Boys" adı altında çıkış yapmanızın nedeni nedir?
      
Kısaca, bu isim sevgi ve nefret dolu. Tanıdıklarımız ve arkadaşlarımız bizimle çok alay etti. Bize birçok defa ‘Gerçekten bu isimle mi çıkış yapacaksınız?’ diye sordular. Hatta ailelerimiz bile bununla alay ettiler (kahkahalar). Biz buna alıştık. Şirketimiz çıkış yapmadan önce bile, bizi her zaman ‘Bangtan Boys’ olarak çağırırdı. Bu ismi zamanla sevdik ve biz bu isme bağlandık. Eğer gerçek anlamını söylememiz gerekirse, hayatın "kurşunlarını" engellemek anlamına geliyor (kahkahalar). Bu ismin geç neslimizin düşüncelerini temsil ettiğini söyleyebilir miyiz? Üzgünüm. Bu biraz klişe, değil mi ? (kahkahalar)
   
-Lütfen ‘No More Dream’ hakkında bilgi verin.
       
No More Dream 90’ların gangster rapini 2013 anlayışıyla yeniden yorumluyor. Şarkının yapım aşamasında hepimiz rol aldık. Gençlere ‘Senin hayalin ne?’ diye sorduk. Şarkının konseptine, koreografisine ve kıyafetlere üyeler arasında tartıştıktan sonra karar verdik. Ne de olsa bu, çok bağlı olduğumuz bir şarkı.



-Sizin uzun bir eğitim döneminden geçtiğinizi duyduk.
      
Rap Monster: Ben, SUGA ve J-Hope 3 yıldan fazla eğitim gördük. Diğer üyeler bize katıldı ve eğitim için 1 yıldan fazla birlikte yaşadık.
    
-Öyle görünüyor ki  çok (zor) şeyler yaşamışsınız. Bu zor değil miydi?
     
SUGA: Hiç sormayın. Rap Monster, J-Hope ve ben uzun süre eğitimde kaldık. Yeni üyeler eklenmiyordu, bu yüzden endişeli ve huzursuzdum. İnsanlar sürekli ‘Ne zaman çıkış yapacaksınız?’ diye soruyorlardı.
    
Tekrarlanan ve bitmek bilmeyen provalar ve çalışma rutinlerinden gerçekten usandım ve bu yüzden şikayet etmek için Bang Sihyuk başkana gittim. Bırakacağımı söyledim; ama yanlızca başıma büyük bir bela almıştım ve sonradan (bunu) çok gereksiz gördüm (kahkahalar). Bu süre içinde, Bang Sihyuk başkana gücendim; çünkü bizi seçildikten sonra ihmal ettiğini düşündüm. Fakat çıkışımızdan sonra fark ettim ki bu yalnızca özgürce kendi müziğimizi yapmak için verilen zamanmış.
  
-Çaylak gruplar genellikle BTS’i rakipleri olarak anıyor.
  
Gerçekten mi? (kahkahalar) Gerçekten minnettarım. Böyle şeyler duyduğumda ne yapacağımı bilemiyorum. Sadece daha çok çalışmalıymışım gibi hissediyorum. Bizim özellikle rakip olarak gördüğümüz bir grup yok. Hepsi bireysellikle dolup taşıyor gibi görünüyor, fakat bizim onları takip etmek için boş vaktimiz yok, kendi *pirinç kaselerimizle* ilgileniyoruz (kahkahalar). (Not: ‘kendi pirinç kasemiz’ deyim olarak kullanılmış bizdeki ‘eve ekmek getirmek’ tarzı bir şey. Kısaca para kazanıp karnımızı doyurmaya bakıyoruz diyor.)



-Üyeler arasında  son derece yetenekli rapçi ve dansçılar var. Peki neden özellikle idol olarak çıkış yaptınız?

SUGA: Çok fazla bu tarz sorularla karşılaştık (kahkahalar). Bazı hayranlar hayal kırıklığına uğradı. Bunun hakkında çok düşündük. Düşünüp taşındıktan sonra, müzisyen veya idol adı altında müziğimizi en çok dinleyiciye ulaştırma yolunun bu olduğuna karar verdik. Bence en önemli nokta asla müzik kökenimizi kaybetmemek. Benim sorumluluğum gelecekte çok çalışıp bulunduğum yeri korumak.

Ben uzun zaman underground rap yaptım. Benim hedefim var. Ana müzik akımı (stream music) ve underground Hip Hop asasında köprü olmak istiyorum. Onlar (iki müzik türündeki insanlar) bir birlerine çamur atmakla çok meşgul. Büyük ihtimalle onları birleştirmek istediğimi söylemem için çok erken. Çok gösterişli gözüküyorum, değil mi ? (gülüşmeler). İyi müzik yapabildiğim sürece, rapçi veya idol olmam önemli değil.

-2013 için kısa vadeli idealiniz nedir ?
      
Bu çok basmakalıp bir cevap, fakat tabii ki ‘Çaylak Ödülü’(Rokie Adwars)! Çaylak olarak sadece bir kere alabileceğiniz bir şey olduğu için, bu her çaylağın rüyası değil midir? Ama benzersiz olmak iyi olduğu için, başka bir söz (teminat) vereceğim. Eğer Çaylak ödülünü kazanırsak bütün üyeler karın kaslarını gösterecek, sadece Jimin değil (kahkahalar). Egzersiz yapmaya başlamalıyız.

Eng. Trans: Juliana @bts-trans
Türkçe Çeviri: BTSTurkey