Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Samatya Hastanesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Samatya Hastanesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Ameliyat Güncesi...

Böylelikle blogumda ilk kez kendi fotoğrafımı paylaşmış oldum ^^ Selam :P

Yaklaşık iki ay öncesinden sağ kulağımda başlayan işitme azalması sebebiyle Nisan ayında doktorların kapısını aşındırmaya başlamıştım. Sonrasında testlerdir falan derken doktorlar ameliyat olmama karar verdiler. Tarih de belli 26 Mayıs..

Öyle böyle derken hastaneye yatıldı ve ameliyat günü geldi. Ameliyat için tercihim İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi oldu. Ameliyatıma kadar kulağıma o kadar çok baktılar ki kulağım yol geçen hanına döndü :D :D Bir de geceden sağ kulağın üstünü kazıdılar minyatür Rihanna gibi oldum :D

Ameliyat sabahı hiç heyecanlı değildim. Hatta ameliyat için beni almaya odama geldiklerinde fosur fosur uyuyordum ^^ Neyse mavi ameliyat kıyafetlerini giydik ameliyathanenin yolunu tuttuk.. Bu arada sevgili kuzenim tarafından fotoğraflanıyorum poz veriyorum falan.. Benden yorum: 'Doktora karşı da ağzım uyku kokacak' hehehe 

Hemşireyle ameliyathaneye girdik. Hemşire içeriye sesleniyor 'KBB hasta getirdim' içeriden 'Nasıl hasta?' benim hemşire 'Sıradan bir hasta'... O.o Bana diyor.. benim hakkımda -sıradan- diyor.. Hiiii durur muyum sizce hiç :D Hemen dedim 'Hemşire hanım kendimi hiç bu kadar sıradan hissetmemiştim' Hemşire de şaşırdı hemen 'Yok öyle demek istemedim yani acil hasta değil anlamına geliyor' Ben de 'En azından gamzeli bir hasta getirdim diyeydiniz' didim hehehehe Gülüşmeler aldı başını gitti tabe :D

Neyse içeri alındık böyle buz gibi bir yer bekliyorum ama hiç de öyle değildi. Biraz soğuktu tabii ki ama bu üşüme üstünüzde '0' kıyafet olmasından kaynaklanıyor. Beni böyle bir sürü sedyenin olduğu bekleme alanına aldılar, dosyamı da kucağıma verdiler. Daha önce birçok kez ameliyathaneye hasta verdim ama ilk kez kendim giriyorum. Meraktan uzunları yakmışım hiçbir detayı kaçırmamaya çalışıyorum. Arada da gözlerimdeki çapakları temizliyorum :P

Sedyede bekliyorum benden başka hasta da yok zaten :D Gelen giden hep aynı şeyi soruyor 'Neden geldin sen?' O.o Nasıl yani yaaa??? Ameliyathane değil mi burası? Yoksa yanlış mı geldim yahu? Şaka bir yana bu diyalogların da elbet bir amacı var. Heyecanlanan hastaları sakinleştirmek için sohbet ediyorlar :) Ama benim gibi duyuları %50000000 çalışan biri 'Neden geldin?' sorusuna dik dik bakınca pek bir rahatsız oldular :D Sonra biri daha geldi.. Sorusu şu 'Ameliyat mı olacaksın sen?' Ben 'Evet.Sağ kulağımdan' 'Öyle mi? Nereden?' Ben bir duraksadım.. Acaba ameliyathanede personel arada anestezi mi kokluyor euehuehuehee Ben cevap olarak tane tane 'Sağ kulağımdan' dedim tekrar.. O da anladı zaten dediğini bozuldu falan kös kös gitti.. Sonradan öğrendim ki kendisi ameliyatımı yapan doktormuş euehuehuehe 

Sonra geldiler adımı sordular.. Aldılar beni ameliyathaneye.. Yukarıda olanların tamamı 7-8 dakikada falan oldu. Öyle çok beklemedim. Ameliyathane aynen filmlerde dizilerde gördüğümüz gibi. Ameliyat malzemeleri bir tepside üzeri yeşil örtülerle örtülmüş hazır. Beyaz ışıklı tabelada akciğer röntgenim ve beyin tomografim de hazır. Solumda da kalp monitörü hazırda bekliyor. Masanın tepesinde büyük kocaman bir aydınlatma lambası. Odada o anda 2 kadın bir erkek personel var. Beni hemen ameliyat masasına geçirdiler. Daha daha doğrusu kendim geçtim.

Ameliyat masası kocaman insan bedeni şeklinde. Kollar beden ve ayaklar var. Ve onları sabitlemek için de bağlar. Ben uzandım masaya, beden kısmında bitti benim boy eueheuhee.. Ayak kısımlarına eremedim :D Sonra ameliyat önlüğümün kol kısımlarını çıkarttıp koluma kafam kadar bir tansiyon aleti taktılar. Takılır takılmaz şişmeye başladı alet.. Ama nasıl sıkıyor kolumu kopacak sanki. Zaten ameliyat sonrası baktım hep çizgi çizgi kan oturmuş koluma :/

Yanıma bir bayan anestezi doktoru geldi.. Kalp zımbırtıları yapıştırdı göğsüme bağrıma.. Sol yanımda duran monitör başladı bip bip kalp atışlarımı yakalamaya.. Baktım kalp atışı 82 tansiyon 12/8 oooo iyi gayet normal :D Bayan doktor başladı damar yolu açma çalışmalarına.. Aman yarabii... damar yolu açmıyor elimin üstünden ciğerimi delmeye çalışıyor sanki.. Birinci deneme... Olmadı... ayyy ölcem... hemen yanında başka damar deniyor.... O da olmadı.. ayyy gidiyorum... Dayanamadım 'Sağ elimden deneseniz', doktor 'Sol olması gerek ilaç ve monitör tarafında ve anestesi doktorunun oturduğu bölmede olması gerek. Dikkatimi monitöre verdim. Haklı monitörün iki yanında anestesi doktorlarının oturması için bar taburesine benzeyen iki yüksek tabure var.. Offf Sık dişini Sevda :/ 

Bayan doktor el üstünde açacak damar bulamadı öylece elimi bırakıp sol ayak üstünden damar aramaya başladı. Bu arada açtığı damar yollarından kanlar akıyor. Tam o sırada yeşil gözlü erkek anestezi doktoru gelip lap diye kan akan elimin üstüne sıkıca bastırdı. Amannnn ne acımak.. Hiiiiiiiiiii dedim bir kere.. 'Çok acıttın' dedim hemen.. Cevap 'Aman aman çok da kıymetli canımız var'..... Narsist yanım harekete geçti tabii hemen 'Kıymetli tabii ben bi taneyim!' doktorda ufak çaplı bir şaşkınlık.. 'Tabii ki öylesiniz.. Tüm hastalarımız bizim için bir tanedir' yok yok sinir oldum ya altta kalamam 'Siz bilmezsiniz ben farklıyım' ^^ Doktor gülümsedi bu arada benim de sinirim geçer gibi oldu.. 

Bu arada diğer bayan doktor hala ayağımda damar yolu arıyor.. Deneme yapacak hazırlanıyor.. Eş zamanlı olarak erkek olan da eline aldı damar yolunu yine sol elimin üstünden damar yolu arayacak.. Nefesler tutuldu 1-2-3... Aman Allahımm... Nasıl bir acıdır o...Gözlerim karardı.. Yemin ediyorum ameliyattan sonra bile böyle acı çekmedim ben.. İkisi de aynı anda damar yoluna girince acıdan bayılacaktım.. Zarla zorla 'Ayyyyy ikisi birdennnn!' dedim.. Artık sesim nasıl çıktıysa arkamdan bir yerlerden bir bayan 'Biriniz bırakın hemen' dedi.. Ayağımı bıraktılar hemen, aynı anda da elimin üstündeki damar yolu açıldı.. Ama nasıl kötü oldum anlatamam.. Çok acıdı yaaa yok ötesi.. :( 

Nihayet damar yolu açıldı.. Elimin üstüne bişiler yapıştırdılar. O sırada acıdan kolumla gözümü kapatmıştım.. Çok acıdı diye söyleniyordum.. 1-2 dakika sonra erkek olan elimi aldı 'Haydi bakalım artık seni gönderelim' dedi. Elinde içinde süt beyazı sıvı olan bir enjektör var.. İğneyi damar yoluna taktı.. Doktorla göz gözeyim (hmm hiç de fena değilmiş :P ) dedi ki; 'Bize döndüğünde derin nefes almayı unutm......' Cümlenin devamı yok çünkü çoktan gitmişim hehe Doktor cümlesine başladığında eş zamanlı olarak şırıngayı da enjekte etmeye başladı.. O sırada da arkamdan bir yerden yüzüme siyah bir maske geldi.. Şırınganın daha yarısı gitmeden.. KÜTTTT... Nasıl bir ilaçtır yahu o.. Tak diye götürüyor adamı O.o tıpkı filmlerdeki gibi.. kapkaranlık gerisi yok.. 

**

Sonrasında ilk hatırladığım şey bana seslendikleri.. 'Sevda Hanım..' diye sesleniyorlar.. İki kere seslendiler... Ama cevap veremiyorum.. Üçüncü seferde omuzumdan tutarak sarsıp söylediler.. Hemen gözümü açtım. Açmamla kapamam bir oldu.. Çünkü çok parlak bir ışık vardı.. Sonrasında sedyem şiddetli bir şekilde takırdadı.. Sanırım beni bir yerden bir yere aktardılar.. Sonrası karanlık.. Odama götürmüşler.. 

Kapı önünde bekleyen ablam, kuzenim ve babamın anlattıkları çok eğlenceli.. Güldükleri için onlara kızamadım bile.. Çünkü cidden o kadar komikmişim ki :D Ameliyathaneden çıktığımda ağlıyormuşum.. Nasıl canım yanıyorsa artık.. Ameliyat yaklaşık 3 saat sürmüş.. Sonra yatağıma geldiğimde anestezi etkisiyle konuşmam değişmiş. Bildiğiniz dünya üzerinde olmayan bir dil konuşuyorum.. O kadar komik ki.. Kuzenim sağ olsun o anları telefonu ile kaydederek ölümsüzleştirdi.. Ablam benimle her konuştuğunda yakınıyorum. İşaret parmağım havada, kimsenin anlamadığı bir dille bir şeyler anlatıyorum.. hahaha Tam olarak ayılmam yaklaşık 20 dakika sürdü. Mide bulantısı, kusma vs hiçbir yan etki hissetmedim-yaşamadım. Tabii ki bunda sigara kullanmamanın etkisi çok büyük. Tak diye uyandım. Kurduğum ilk anlamlı cümle 'Abla..çok acıyor' oldu.. 

Sonrası hemen toparladım.. Ve yukarıda yaşadıklarımı anlattım onlara.. Masal gibi dinlediler.. Ameliyat sırasında entübe ettiklerinden yani solunum makinasına bağladıklarından boğazım ve dudaklarım tahriş olmuştu. Dudağım hemen şişti. Kocaman oldu. Boğazım tahriş olduğundan sesim şarkı söyleyen öküzler gibi çıkıyordu. Akşam doktorlar vizit yaparken doktorum bir şikayetim olup olmadığını sordu; ben 'Doktor bey ameliyat yaparken sesimi bozdunuz galiba. Sesim travesti gibi çıkıyor. Naaptınız kulağımı ameliyat ederken boğazıma mı geçtiniz?' ..tepki.. doktorlar gülüşürler hehehe

Haa bu kadar anlattın ne yaptılar kulağına, rahatsızlığın neydi derseniz eğer; en başta dediğim gibi duyu azalması şikayetiyle gittim ben. Teşhis kulak zarı çökmesi..Yapılan operasyon kulak zarı yaması ve şimdi adını bile telaffuz edemediğim bir zımbırtı :D 

Şimdi neredeyse bir ay olmak üzere ve çok şükür bir sorun yaşamadan bu ameliyatı atlattım. Rabbim kimseye dert verip derman aratmasın, devasız hastalıklarla hastane kapılarına düşürmesin. Hani derler ya Allah ne düşürsün ne de eksik etsin aynen öyle. Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim; her ne kadar devlet hastanesi olsa da doktorlar da hemşireler de son derece ilgililer. Geçti gitti inşallah.. 

Ama bu ameliyat bana çok büyük bir koz verdi.. Şimdi ne zaman bir konu hakkında bilgiçlik, ukalalık yapsam 'Eeeee kulağı kesik derler bana' diye söyleyebiliyorum.. euehueheuheuhee 

Hastalıklarla mücadele eden ve şifa arayan herkesin Rabbim yardımcısı olsun..

Sevgiler

Not: Sevgili okuyucu buraya kadar okuduysan alnının çatısından öptüm seni :D Fark ettim biraz uzun bir yazı oldu ama yazmasam olmazdı ^^

Son Zamanlarda Neler Oldu?

Son zamanlarda neler oldu neler. Tam diyorum her şey yolunda artık biraz blogcanımla ilgileneyim, hep bir şanssızlık oluyor. Geçtiğimiz Mart ayında annemin aniden rahatsızlanmasıyla ev-iş düzenimiz hastane-ev-iş düzenine dönüştü. Yakın dostlar, twitterden takip edenler biliyor gelişmeleri. Ama bilmeyenler için kısaca bir de ben anlatayım. Annem aniden rahatsızlanınca hemen Samatya Hastanesine kaldırdık. Yani eski adıyla öyle yeni adı Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi oldu. Breh yazması bile yoruyor adamı :)  Hastaneye 9 Mart sabahında yattık. Tetkikler sonunda annemin beyninde tümör olduğu ve alınması gerektiği ortaya çıktı. Bundan sonraki süreç ise tam bir macera. Hastanenin büyüklüğüyle kıyaslanınca yoğun bakım küçük olunca ameliyatımız 2-3 kez ertelendi. Öyle böyle derken Mart'ın 25 ine kadar hastanede kaldık, ki ne kalış.

Hastanede kalmak tam bir askeri kampa benziyor. Hasta ve refakatçileri sabah 05:45 de uyandırmak personelin sanırım zevkle yaptıkları tek iş. İtinayla yapıyorlar. Yoksa ne mümkün beni o saatte kaldırmak :D  O saatten sonra ise gelenin gidenin haddi hesabı yok. Odalarda bulunan minnacık tuvaletleri 13543643 kişi temizliyor. Yok lavaboyu yıkayan ayrı, tuvaleti yıkayan ayrı, yeri silen ayrı...vb. sürüp gidiyor. Yani saat altıdan sonra uyumak gibi bir imkanınız maalesef olmuyor. Ama beni özellikle sinir eden, sabrımın son sınırlarını zorlayan bir hadise var ki sorun da anlatayım.

Doktorların vizit saati geldiğinde ki bu da saat 09:00 ile 10:00 arasında bir zamana denk geliyor, refakatçileri dışarı çıkarıyorlar. Eee ne var diyeceksiniz?? Benim sinir olduğum nokta dışarı çıkarılmak değil zaten doktorlara gösterilen tavır. Vizite gelenler sanki beyin cerrahı doktorları değilde Superman anasını satayım. Sanki altın kaplama gibi 'Refakatçiler dışarı. Birazdan doktorlar gelecek' anam öyle bir söyleyişleri var ki sanarsınız biz doktor yiyen tehlikeli tür 'refakatçileriz'. Belki hastanede birkaç gün kalsanız pek fazla takılmazsınız ama 20 gün kalınca insan ister istemez gıcık oluyor. Hele bir de odaya gelen hemşire, doktor, görevli, temizlikçi..vs. gibi insanların odadan çıkarken kapıyı kapatmamaları var. İşte o tam delirmelik. Kapısız evde mi yaşıyorlar anlamadım gitti.

Ama söz doktorlara ve hemşirelere geldiğinde bir devlet hastanesine göre gayet ilgili ve alakalılar. Ama ilgi ve alakanın dozu doktorları gıcık+sinir etme kapasitenizle eş değerde seyrediyor. Uyumlu ve sevimli (bkz: nefertiti) bir insansanız sorun yaşamadan hastanede zaman geçirebilirsiniz. :D  Ayrıca hastaneler bazen güzel arkadaşlıklar kurulmasına da vesile olabiliyor. Şimdi Gelibolu'da yaşayan, düzenli olarak mesajlaştığım Filiz adında bir arkadaşım var. Ki bu da tamamen yukarıda bahsettiğim Uyumlu+Sevimli maddesiyle alakalı oluyor :D :D

Nihayetinde annem ayın 25 inde ameliyat oldu. Çok şükür ameliyatımız güzel ve sorunsuz geçti. Kısa bir süre yoğun bakımda tutulduktan sonra yine kısa bir süre sonra taburcu edildik. Şimdi iyileşme sürecindeyiz. Bu süreçte hastaneye sık sık (ki bu hafta toplam 3 kere gittik) gitmemiz gerekecek. Güzel mevlamın bana doktor+hemşire+personel katili olmadan bu tedavi sürecini tamamlamamız için bana sabır ihsan eylemesi için dua ediyorum. :) :) :)

♥♥♥

Eğer annem rahatsızlanmamış olsaydı canım arkadaşlarımın şu ve  bu yazılarında ballandıra ballandıra anlattıkları buluşmaya katılacaktım. Ama napalım kısmet değilmiş. Artık önümüzdeki maçlara bakacağız (^_^)

♥♥♥

Bu kadar şeyin arasında 3-4 Nisan'da AÖF ara sınavlarının olduğunu unutmuştum. Ehe hiç çalışmadan gittim sınavlara. Sallamasyon yaptım. Ama soruları okuyarak. Sınav sonuçları iyi çıkarsa belkim buradan sizlere söylerim. Ama sesim çıkmazsa siz anlayın sonuçlar felaket :D :D

♥♥♥

Daha bir sürü şey yapacaktım. Ama şu anda ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. Ama çok da önemli değil, kendime yapacak şey bulmakta zorlanmıyorum. Son zamanlarda diğer blogdaşlarımı pek ziyaret edemedim. Bu sebeple bana mim gönderen varsa haberim yok.  Daha önce mim sözü verdiklerim sizlerde bir hatırlatma geçerseniz bana süpper olacak :) :)

Kocaman kocaman öpücükler..

Sevda ♥