Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Süzmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Süzmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gez, güzellikleri gör, gerçekleri sez/Kültür - Sanat/milliyet blog



Atalarımız, “Çok okuyan değil, çok gezen bilir” demişlerdir. Gezelim ama bilinçli gezelim. Gezip dolaşacağımız yer hakkında önceden bilgi edinelim, kitap, broşür karıştıralım, yoksa boşuna zaman kaybederiz;

Oraya mı gideyim, burayı mı göreyim derken saatler geçer, gezimiz hiçbir işe yaramaz. Gezeceğimiz yerin özelliklerini, güzelliklerini iyi bilmeli, ona göre gezmeliyiz. Turistler bilinçli gezdikleri için bizi bizden daha iyi biliyorlar ne yazık ki. Bu yazıyı yazdıktan bir süre sonra Didim’e gideceğim. Oradan Bodrum’a, Marmaris’e uzanmak istiyorum. Didim deyince aklıma geldi. Didim’de yazlığı olan kişilere sordum. Yollarının üstündeki harabeleri, Apollon mabedini gezmemişler, merak etmemişler. Yine o civardaki Milet, Efes gibi tarih kokan yerlere okul gezilerinde gitmişler ancak. Oysa oraları her mevsim turist kaynıyor!..

Bir de şu var: Avrupalılar yurdumuza gelince tarihi, turistik yerlere akın ederler, bizimkiler Avrupa’ya gidince alışveriş etmeye koşarlar. Avrupa malı diye Türk malı alıp gelenlere ne dersiniz?

Ne olursa olsun severiz biz gezmeyi, eğlenmeyi. Gezmek kökünden gezenti, gezgin, gezinti gibi sözcükler türetmişizdir. Kendimiz gezdiğimiz gibi göz gezdirmek de isteriz! “Gez dünyayı, gör Konya’yı” deriz. Bir de “tebdili mekânda hayır var”, deniliyor. Yani üzüntülerden, dertlerden kurtulmak için gezip dolaşmak öneriliyor. Eskiden padişahlar tebdili kıyafet ederek(kıyafet değiştirerek) gezip dolaşırlar, halkın düşünce ve duygularını bilip öğrenmek isterlermiş Günümüzde de politikacılar seçim gezisi yapıyorlar. Başbakanımız da gezmeyi çok seviyor. Dünyada gezip dolaşmadığı ülke kalmadı gibi.

Gezmek çeşit çeşit. Hayal dünyasında gezmek daha çok romantik kişilerin, şair ve yazarların işi. Siz hiç gönlünüzün bahçesinde gezindiniz mi? Bir şarkıda şöyle deniliyor:

“Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim/ Sana baktım ay kadar, güneş kadar güzeldin.”

Aval aval gezenleri, boşta gezenleri, boş gezenin boş kalfalarını da unutmayalım. Şu maniye kulak verin de ona göre gezin: “Lale sümbül ezdirir/ Tatlı candan bezdirir/ Sevip sevilmeyenler/ Bir kuru can gezdirir.”

Halk ozanları diyar diyar gezerler, her gittikleri yerde ayrı bir güzellik bulurlar. Karacaoğlan gezgin bir ozandır. Bir koşmasında bu özelliğini bakın nasıl dile getiriyor:

“Çıktım seyreyledim Niğde’yi Bor’u

gezsem ala gözlüm var m’ola

Acep Güzeller durağı Tokat Engürü

Acep gezsem ala gözlüm var m’ola

Hey geri de deli gönül hey geri

Adana İlbeyi Göksün Tekiri

Otuz iki sancak Diyarbekiri

Acep gezsem ala gözlüm var m’ola”

Tekke şairi Yunus Emre, görüşlerini yaymak, kendisi gibi hak âşıklarıyla bir arada olmak için gezip dolaşır, gezdiği yerlerde kendisi gibi garip olan kişileri arar:

“Acep şu yerde var m’ola

Şöyle garip bencileyin

Bağrı başlı gözü yaşlı

Şöyle garip bencileyin

Gezdim Urum ile Şam’ı

Yukarı illeri kamu

Çok istedim bulamadım

Şöyle garip bencileyin”

Ne kadar gezip dolaşsa aradığını bulamaz ve şiirini şöyle bitirir:

“Hey Emre’m Yunus biçare

Bulunmaz derdine çare

Var şimdi gez şardan şara

Şöyle garip bencileyin”

Namık Kemal, Vatan Kasidesi’nde vatanı yaralı ve inleyen bir aslana benzeterek, “Kilâb-ı zulme(zulüm köpeklerine) kaldı gezdiğin nâzende sahralar” diyor.

Köroğlu kendini, “Ben bir Köroğluyum dağda gezerim/ Uçan kuştan hile sezerim” dizeleriyle tanıtıyor. Bâki, “Kanuni Mersiyesi”nde ilkbahar bulutunun kendisi gibi ufukları ağlayarak gezmesini istiyor.

Nedim, sevgilisini Sadabatta gezip eğlenmeye çağırıyor. “Gidelim serv-i revanım yürü Sadabada” dediği gezme, eğlence yerinde bakın neler varmış:

“Gezermiş kasrın etrafında yer yer taze mehrular( ay yüzlü güzeller)

Mükahhal(sürmeli) gözlü Şirin sözlü Leyli yüzlü âhular

Heman alkış sadasın andırırmış çağlayan sular

Ederlermiş duasın padişah-ı madeletkârın( adaletli)”

Bir manide şöyle deniliyor:

“Bülbül taşta ne gezer

Kalem kaşta ne gezer

Yâri güzel olanın

Aklı başta ne gezer”

Bir türküdeki sevgiliye seslenişe bakalım şimdi de:

“Altını bozdurayım

Gerdana dizdireyim

İpek mendil değilsin

Cebimde gezdireyim.”

Yukarıda politikacıların seçim gezilerine, sosyetemizin ve kimi devlet adamlarının bilgi ve görgülerini arttırmak için yaptıkları dış gezilere değindik. İş adamlarının iş bahanesiyle gittikleri geziler vardır bir de. Bu gezilerde işten çok gittikleri yerlerin kadınları, kızlarıyla iş pişirilir ya da sekreter diye sevgililer götürülür, tek bir bavulla gidilip üç bavulla dönülür. Geçim gezisi nedir biliyor musunuz? Dar gelirli kişiler nerede ucuz şey var diye çarşı-Pazar gezerler, ayaklarına karasular iner geze geze ama gene de kazıklanmaktan kurtulamazlar. Yorulmaları yanlarına kâr kalır!

Çayır çimen geze geze

Oldum ben bir geveze

Kızına gönül verdim

Darılma hanım teyze.


Erhan Tığlı

Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli,Okunacaklar, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,