Kitaplarımı kimseye vermeye gönlüm elvermez. Bu konuda direk paranoyaklaşırım, sinirlerim bozulur. Kıyamam vermeye; çünkü geri gelmeyeceğini bilirim. Kitabı ödünç isteyen yüz kere yemin billah etse kitap geri gelmez, gelmedi. Alıştım buna artık; ama yine de anlayamıyorum, verilen söz iki elin kanda olsa yine de tutulmaz mı?
Hele ki kuaföre, üste başa tüm parasını yatıran, ‘yetmezse’ para yaratıp, kredi kartının son limitlerine kadar borçlanıp yine de o saçı sarıya boyayan, Mango’daki o bluzü alanlara hiç vermek istemiyorum; çünkü kitabı hor görmelerini kabul edemiyorum. ‘Ayy, kitapçıda çok pahalı, yere de düşmemiş ki alayım... Seninkini getirir misin, bir okuyayım. Çok istiyorum da okumayı.’
Birincisi, o bluzü ya da onuncu çizmeni de almayıver de o kitabı al, madem o kadar çok istiyorsun okumayı. İçinde koca bir dünyayı barındıran, ayların yılların emeğiyle yazılan bir kitaba bir paçavranın tercih edilmesine kızıyorum. İkincisi, kitabın yere düşmesini beklemek, yazarın emeğine saygısızlıktır; paranın fotokopiciye, matbaaya, yeraltı ekonomisine kaydırılmasıdır, orjinal kitap alanların kitapları daha pahalıya almasına neden olmaktır. Dolayısıyla korsan döngüsünü beslemektir.
Şimdiye kadar okuduğum tüm kitapları yani dünyaları, değerleri, zenginlikleri biriktirip büyük denebilecek bir kütüphane oluşturmaya çalışıyorum senelerdir. Arada bir sevdiğim kitaplara dönüp yeniden, yeniden okumak için. Önceden bulamadıklarımı bulup, daha zenginleşmek, ‘güzelleşmek’ için. Eğer birini zenginleştirmek istersem, kitabın yenisini alır hediye ederim, yine kütüphanemden vermem. Benden sonra çocuğum da bu kütüphaneden yararlansın isterim; çünkü bu kitapların tümüne yakını klasikler, kült kitaplar, önemini belki asırlardır korumuş ve koruyacak eserler... Ve tüm o kitaplar, parayı kuaföre, kıyafete, gezip tozmaya vermekle kitabı almak arasında yaptığım seçimin bir sonucu.
Kitaba değer vermeyen birine onca değerli kitapları geri dönmeyeceğini, belki de hiç okunmadan bir kenara atılacaklarını bile bile vermek içimi acıtıyor. Elimde değil. Bunun maddiyatla ilgisi yok, tam tersi bana bu duyguları yaşatan maneviyatın ta kendisi.
Kitaba para yok diyenlerden olmayın lütfen. Çoğu zaman kendi seçimlerimizdir bize bu talihsiz tümceyi söyleten.
Blog,Blog Milliyet,Alıntı,Bayram Cigerli, bayramcigerli.blogspot.com, Kültür,Sanat,