Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Hak ehliyetinin şartlarıyla ilgili bilinmesi gerekenler

Hak ehliyetinin şartlarıyla ilgili bilinmesi gerekenler

HAKKIM VARDI !!!


Hak ehliyeti ne demektir ? Bunu hiç düşündünüz mü ?
Hak ehliyeti , hukuken kişilerin hak ve borçlara sahip olması kudreti demektir . Bu kudret insan olan herkese tanınmıştır . Hukukun süjesi kişilerdir . Kişiler , gerçek kişi ve tüzel kişi olarak ikiye ayrılır . Hukukta gerçek kişi insandır .  Medeni Kanunun 8. maddesine göre “ Her insan hak ehliyetine sahip olabilir . “ Aynı maddede geçen diğer cümleye göre ise “ Bütün insanlar hak ehliyetine sahip olma bakımından eşittirler . “
Gerçek kişilerin insan olduklarını söylemek mümkün . Ancak tüzel kişiler de var . Peki onlar nasıl hak ehliyetine sahip olabiliyorlar ki ? Değil mi ?
Tüzel kişiler kuruldukları andan yani kişilik kazanmalarından itibaren hak ehliyetine sahip olabiliyorlar .
Gerçek kişiler ise sağ ve tam doğumla kişilik kazanmış oluyorlar . Peki sağ doğum ne demek ? Çocuğun anne rahminden çıkarak 20 saniye bile olsa yaşamış olması demek . Tam doğum ne demek ? Çocuğun anne rahminden ayrılmış olması demek .

Medeni Kanunun 8. maddesine göre hak ehliyetinde eşitlik ve genellik ilkeleri vardır . Yani : “ Eşitlik , hak ehliyetine sahip olma bakımından ayrıma tabi tutulmamaktır . Genellik ise insan olmanın , bu ehliyete sahip olmak için yeter şart olmasıdır . “ Eskiden İbranilerde , Hintlilerde , Roma hukukunda insanlar köle ve hür diye ayrılıyor , köleler gerçek kişi olarak sayılmıyorlardı . Ancak hür olanlar bu hakka sahip olabilirdi . Köleler , eşya olarak görülüyor ve alınıp satılıyorlardı . Modern hukuk sistemlerinde gerçek kişi az önce de söylediğim gibi insandır .
Hukukta anne karnında olan ve doğumu beklenen yavruya “ cenin “ denilir . Cenin de sağ doğmak şartıyla hak ehliyetine sahip olabilmektedir . Yalnız benim itiraz ettiğim nokta şudur  : Cenin sağ doğmazsa  o zaman hak ehliyetine sahip olması özelliği Medeni Kanunun ilgili hükmüne göre sağ ve tam doğmak koşuluna aykırı düşmüş olmaz mı ? Bu noktayı tam ayırt edemiyorum .
Hak ehliyetinin süjesi yani sahibi kişilerdir dedim . Bu konuyla ilgili hükümler Medeni Kanun ‘ da açıklanmıştır . Oradan ayrıntılı bilgiyi edinebilirsiniz .
Gerçek kişinin yaşama yeteneğine sahip olmaması hak ehliyetini değiştirmez . Örneğin biri kör ya da sakatsa yine de hak ehliyetine sahiptir demek mümkündür . Hak ehliyetine sahip olmak irade ile ilgili değildir .
Hak ehliyeti hak ve borçlara sahip olma kudretidir dedim . Bunun anlamı şudur ; Medeni Kanundan doğan haklar bakımından bu geçerlidir . Yani kamu hakları ya da siyasi haklar ile hak ehliyeti aynı şey değildir . Örneğin memur olma hakkı , seçme ve seçilme hakkı … Seçme hakkı için öncelikle Türk vatandaşı olmak ve de 18 yaşını doldurmuş olmak lazımdır .  Milletvekili seçilme hakkı için ise en az , kanun değişmiş olabilir , 30 yaşını doldurmuş olmak gereklidir .
Sağ ve tam doğum gerçek kişiliğin başlangıcıdır . Demin söylediğim örnekte çocuk 20 saniye yaşadı da o sırada annesi veya babası öldü ise , çocuğun anne babasını söylüyorum , onların malları , hakları ve borçları da çocuğa geçer . Yani işin içerisinde miras hukuku vardır .
Tüzel kişiler ; belli bir amaç için bir araya gelen insanların oluşturduğu insan toplulukları ya da belli bir iş için malların tahsis edilmesi sonucu oluşan mal topluluklarıdır . Bunların da hak ehliyeti vardır .  Kuruldukları andan itibaren onların da hakları ve borçları olabilmektedir .

Şunu biliyor muydunuz ? :
2. Dünya Savaşı 1936 – 1945 yılları arasında gerçekleşmiştir .

05.05.2008 23:22

HAC HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

HAC HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

·        Hac , ergen , akıllı , müslüman , zengin kişilerin ömründe bir defa yapmaları gereken bir ibadet şeklidir .
·        Hacda belirli zamanlarda belirli yerler ziyaret edilir .
·        Hac yapmak için zengin olmak gerekir .
·        Ayrıca hac vazifesini yapamayacak kadar kötürüm , kör olmak gibi vasıflara sahip olmamak gerekir .
·        Hac için yol parasını tedarik etmek ve bakım altındaki kişilerin kendilerini idare edecek kadar malca yeterli olmaları da ayrı bir şarttır .
·        Arafat ‘ ta vakfeye durulur .
·        Safa ile Merve tepeleri arasında say edilir .
·        Şeytan taşlanır .
·        Başlar tıraş edilir .
·        İhrama girilir .
            Kocasından ayrılmış olanların iddet sürelerinin bitmiş olması da hac için şarttır .
·        Haccın sünnetleri arasında şeytan taşlamada tertibe riayet etmek , Safa ile Merve tepeleri arasından erkeklerin hızlıca geçmeleri , ..vb. şeyler yer alır .
·        Umre arefe günü ile Kurban bayramı günleri dışında yapılabilen nafile bir ibadettir .
·        Hacca giden kişi haccın yapılması gerekli bir ibadet olduğunu bilmek zorundadır .

07/11/11

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir şahıs .

HACCIN ÇEŞİTLERİ

HACCIN ÇEŞİTLERİ

·         Farz hac : Şartları uyuşan bir müslümanın ömründe bir kereliğine yaptığı hacdır .
·         Farz olmamakla birlikte farz rüknündeki hac : Başlanmış bir nafile haccın bozulması sonucu kaza edilmesi gerekli olan hacdır .
·         Nafile hac : Ergenlik çağına ulaşmamış mükellef olmayanlarla , farz haccı eda etmiş müslümanların Allah rızası için yapacakları hacdır .
·         İfrad hac : Umre olmaksızın yalnız olarak yapılan farz , nafile haclardır . Bu haccı yapanlara “ müfrid “ denilir .
·         Temettü haccı : Umreye girdikten sonra yurda dönmeden usulüne uygun olarak yapılan farz hacdır . İfrad hacca göre daha faziletlidir .
·         Kıran haccı : Hac aylarından önce veya hac ayları içinde iken mikatta iken umre ile hacca aynı niyetle girildikten sonra umreyi yapıp sonra yapılan hacdır . Bu hac temettü haccından daha faziletlidir . Bu haccı yapana “ karin “ denilir .
·         Haccın farz , farz olmamakla birlikte farz rüknünde olan , nafile işlerinden her birine “ nüsük “ denilir . Bunun çoğulu “ menasik “ tir . Bu söz , ibadet ve su ile bir şeyi temizlemeye denilir .
10.01.2012 00:17

Yazan : Tarık Tümlü adında bir cengaver .

Hukuka giriş açık öğretim 6. videosundan edindiğim izlenimler

Hukuka giriş açık öğretim 6. videosundan edindiğim izlenimler

GERÇEKTEN KİŞİ MİYİZ ?

Eveeeeet ! Karşınızda Ali Tınay …
Ya bu Cem Yılmaz ‘ ın bir tiplemesi değil miydi ?
Neyse … Girelim konumuza artık . Bekletmeyelim sevenlerimizi , değil mi ? …
Mavi bir dekor , siyah bir ceket , bir çubuk ve karşınızda Prof. Dr. Turgut Akıntürk … Şak , şak , şak ….
Hukuka giriş videosunun ilginç bir müziği var . Konumuz gerçek kişilik .
Bu videonun girişinde fırıncıların , çalışan kesimin görüntüleri de yer alıyor .
Konumuzu şöyle anlatalım ; biraz ciddileşelim , değil mi ?
Hukuk dilinde kişi kime denir ? Hak ve borçlara sahip olabilen herkes kanun önünde bir kişidir . Kişiler gerçek ve tüzel kişi olarak ikiye ayrılır . Gerçek kişiler modern devletlerde sadece insanlardır . Tüzel kişiler , belli bir amaç için oluşturulmuş ve gerçek kişilerin ya da malların bir araya getirildiği kişilerdir . Sendikalar , siyasi partiler , dernekler , vakıflar , …vb. örnekler verilebilir . Kişilerin bir araya geldiği tüzel kişilere örnek : Sendikalar , dernekler ,..vb. Malların bir araya getirildiği tüzel kişilere ise vakıflar örnek verilebilir . Tüzel kişiler , haklara ve borçlara organları aracılığıyla sahip olur . Vakıflar bazen öğrencilerin okumalarına yardım ederler . Osmanlı ‘ dan beri yüzlerce vakıf kurulmuştur .
Gerçek kişi olmanın şartı sağ ve tam doğumdur . Bir çocuk , doğduğundan 15 dakika sonra 3000 TL borç altına girebilir . Babası o sırada öldüyse babasının malları ve borçları miras ile çocuğuna ve çocuğun annesine geçer . Kişilik konusuna gelelim . Kişilik üç durumu içerir :
-          Kişilik hakları
-          Kişisel durumlar
-          Hak ve fiil ehliyeti
Açıklayayım .
-          Kişilik hakları : Kişinin maddi , manevi ve ekonomik bütünlüğü üzerindeki haklarıdır . Örneğin sırları , onuru , ekonomik kredisi , vücudu , sağlığı ,…vb. durumlar söylenebilir .
-          Kişisel durumlar : Kişinin , ergin ya da çocuk olması , erkek ya da kadın olması , kısıtlı olması ,..vb. durumlardır . Kişi erginse ya da sağsa hukuki sonuçlar doğuran durumlar oluşacaktır . Bu bakımlardan bu durumlar önemlidir . Örneğin kişi sağsa miras işin içindedir .
-          Hak ve fiil ehliyeti : Bunu birazdan açıklayacağım .
Kişiliğin doğmasını söyledim . Kişiliğin bitmesi de şöyle olur : Kişinin ölümüyle kişilik biter . Bazen kişilerin ölümüyle ilgili farklı durumlar da bulunur :
-          Ölüm karinesi
-          Birlikte ölüm karinesi
-          Gaiplik
Açıklayayım .
-          Ölüm karinesi : Bir kişinin ölüm tehlikesi içinde olduğu bir olayda ölüp ölmediği anlaşılamıyorsa örneğin bir tren kazasında ölenlerin cesetleri bulunamadıysa bu durum o kişinin ölü olduğunu gösterir . Bu duruma  “ Ölüm karinesi “ denir .
-          Birlikte ölüm karinesi : Bir kazada kimin kimden önce öldüğü anlaşılamıyorsa o zaman o kişiler aynı anda ölmüş kabul edilir . Örneğin bir otobüs kazasında baba ve oğul aynı anda öldülerse bu karine geçerli olur . Çünkü miras işin içindedir .
-          Gaiplik : Bir kişi balık avına gitmiş olsun . Yani ölüm tehlikesi içinde olsun . Bu kişiden 1 sene içinde haber alınamazsa bu kişinin yakınları asliye mahkemesine başvururlar . Ya da bir kişi çalışmak için İzmir ‘ e gitsin . Mektup göndermiş olsun . 5 sene içinde bu kişiden haber alınamazsa yine bu kişinin yakınları asliye mahkemesine başvururlar . Hakim 2 kez ilan eder . Eğer yine ses çıkmazsa bu kişiler hükmen ölü sayılırlar . Ölüm tehlikesi içinde olan kişi için yola çıktığı gün , diğer örnek içinse son haber alındığı günden itibaren bu kişiler ölü kabul edilirler .
Hak ehliyeti : Kişilerin medeni kanundan ( özel hukuktan ) doğan haklara ve borçlara sahip olabilme durumudur . Bu , kişi olmayla aynıdır . Bununla ilgili iki durum vardır :
-          Genellik ilkesi
-          Eşitlik ilkesi
Açıklayayım .
-          Genellik ilkesi : Hak ehliyetine ayrım yapılmaksızın herkesin sahip olabilmesidir .
-          Eşitlik ilkesi : Hak ehliyetine herkesin eşit şekilde sahip olabilmesidir .
Fiil ehliyeti : Bir kişinin kendi iradesiyle kendisini haklara ve borçlara sokabilmesidir . 3 şartı vardır :
-          Ayırt etme gücüne sahip olmak
-          Ergin olmak
-          Kısıtlı olmamak
Açıklayayım .
-          Ayırt etme gücüne sahip olmak : Kişinin yaptıklarının nedenlerini ve sonuçlarını bilebilmesi durumudur . Akıl hastası , uyuşturucu bağımlısı , 11 yaşında bir çocuk örnekleri ayırt etme gücünün olmadığı kimselere örnek verilebilir .
-          Ergin olmak : Kişinin , kanunun belirlediği bir yaşın üstünde olması durumudur . Türk Medeni Kanunu ‘ na göre 19 yaşına giren ya da 18 yaşını doldurmuş kimseler ergindir . Bu erginliğe normal erginlik denir . Bir de diğer yollarla ergin olma durumları vardır :
1.        Erken erginlik
2.        Evlenme ile erginlik
Açıklayayım .
1.        Erken erginlik : 15 yaşını bitiren bir çocuk velisinin onayıyla mahkeme kararı ile ergin kılınabilir . Ergin kılınma bu durumun bir diğer adı olabilir .
2.        Evlenme ile erginlik : 17 yaşını bitirenler veli rızasıyla evlendikleri zaman ergin olurlar .
-          Kısıtlı olmamak : Sulh mahkemesi bazı kişilerin haklarını kısmen ya da tamamen elinden alabilir . 1 yıldan fazla hapis cezası alanlar , müsrifler , ..vb. örneklerde kişiler hukuken “ kısıtlı “ adını alırlar . Bu duruma da “ kısıtlama “ denir . Bu kişilerin başlarına getirilen kişilere “ vasi “ denir .
Bu şartlara sahip olanlar “ tam ehliyetli “ dir . Ayırt etme gücü olmayanlar “ tam ehliyetsiz “ dir . Ayırt etme gücü olan , reşit olmayan biri örneğin 15 yaşında bir küçük sınırlı ehliyetlidir . Örneğin taksitle bir bilgisayarı bu çocuk alamaz . Ancak velisi önceden bunu kabul eder ya da sonradan bunu onarsa iş değişir .
Ayırt etme gücü olan , reşit fakat kısıtlı olanlar da sınırlı ehliyetsizdir . Ayırt etme gücüne sahip olmayanların haksız fiillerden sorumlu olma ehliyeti de yoktur . Fakat gerekliyse hakim bu kişiye ceza verebilir . Yine gerekliyse bu kişinin bir sorumlusu varsa ona karşı da bu kişinin haksız fiillerinden ötürü tazminat davası açılabilir .

15 May. 09

HİPOFİZ BEZİ VE ENDOKRİN BEZLERİNE BİR SORUN !

Konu :  Endokrin bezler , salgılarını kana verirler . Endokrin bezlerin özelliği tükrük bezleri gibi salgılarını dış ortama vermemesi yani ekzokrin özellikli olmaması ve de sinir uyartılarından daha geç mesaj iletmeleridir . Kan yoluyla taşınması geç iletimin nedenidir . İnsan bedeninde hipofiz bezi gibi çok fonksiyonlu bezler de bulunmaktadır . Hipofiz bezi , en azından 7 adet düzenleyici hormon salgılamaktadır .

HİPOFİZ BEZİ VE ENDOKRİN BEZLERİNE BİR SORUN !

Hipofiz , hipofiz , hipofiz …
Neyi sayıklıyorum ben ya ? !
Evet , onu sayıklıyorum … Neyi ? Onu , hormonların kaynağını …
Hipofiz … Bu bez çok marifetlidir .
Aslında önce endokrin bezlerden başlamak lazım .
Vücudumuzda ekzokrin ve endokrin olmak üzere iki ana türde bez vardır . Ekzokrin , salgılarını dışarıya doğrudan veren bezlerdir . Örneğin derideki ter bezleri ; tükrük bezleri gibi .
Endokrin bezler ise salgılarını kana verirler . Yani dış ortama doğrudan bırakmazlar . Burada şunu ortaya koymak isterim ; hem ekzokrin hem de endokrin özellikli karma bezler de bulunmaktadır vücudumuzda . Örneğin eşey bezleri , pankreas bezleri … Yani endokrin ve ekzokrin ana türlerinde ve de iki tarafa da giren bezler vücudumuzda vardır .
Endokrin bezler , çok farklı türlerde işlevlere sahiptir . Endokrin bezlerin salgılarına hormon denir .

Endokrin bezlerin diğer bir adı da iç salgı bezleridir .

Mesela epinefrin nedir ?

Epinefrin , adrenalin de denilen bir tür hormondur . Heyecan ve korku gibi durumlara uyum sağlamayı işlev edinen bir hormondur . Beynimizde hipofiz denilen bir bez vardır . Bu bez çok farklı işlevlere sahip en az 7 çeşit hormon salgılar .
Mesela oksitosin nedir ?
Oksitosin , doğum sancısını ve annenin süt verebilmesini sağlar . Doğum sancısı , bebeğin kolay bir şekilde doğmasını sağlar .
Endokrin bezler , sinir sisteminden daha geç mesaj iletirler . Çünkü mesajları kan yoluyla iletmektedir bu bezler . Hormonlar , düzenleyici işlevleriyle ön plana çıkarlar .
Parathormon denilen , paratiroid bezinin salgıladığı hormon vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini sağlamada görevlidir mesela .
Hipofiz bezinin hormonları arasında lüteinleştirici hormon , oksitosin , folikül uyarıcı hormon , TSH da denilen tiroid uyarıcı hormon gibi çok çeşitli hormonlar vardır .
İnsan vücudunda hormonlar , kan yoluyla taşınır dedim . Bitkilerde , mesela oksin , etilen gibi hormonlar soymuk ( odun ) borularıyla taşınır . Oksin , yaprak dökümü gibi bitkisel olayları düzenler .
Tükrük bezleri , tükrük salgısını sağlayan bir bez türüdür .
Ekzokrin bezler , endokrin bezlerden daha kısa sürede etkili olurlar . Endokrin bezler ise bu olgudan farklı bir özellik gösterir .
Ve son olarak söyleyeyim ki ekzokrin bezlerin salgılarına hormon adı verilmemektedir .
Şub-09

DÖRTGENLERİN AHI VARDIR !!!

DÖRTGENLERİN AHI VARDIR !!!

Dörtgen , nedir ki ?
Dört köşesi ,
Dört kenarı ,
Dört iç açısı ,
İki köşegeni ,
İç açıları toplamı 360 derece olan
Şekildir işte o !!!
Ama siz inanmayın bana
Kendiniz de düşünün
Hiç dört köşesi olan bir şekil
Dörtgen olur mu bir düşünün ...
Ben inanıyorum buna
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de araştırın
Sevinin , sevindirin !
Hayat böyledir işte !!!
Dörtgenin şekli başkadır !!!
Hele bir paralelkenar görürseniz
Hiç şaşırmayın ...
Dikdörtgenin eğrilmiş halidir diyebilirsiniz mesela .
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de bakın , anlayın
Kare nedir diyenlere !!!
Her kenarı birbirine eşit bir dörtgen çizin
İç açılarının her birini de dik açı yapın
İşte size bir kare !
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de ekleyin
Bir dikdörtgenin iç açıları toplamı da
360 derecedir
Her iç açısı da 90 derecedir
Paralelkenarda durum farklıdır
Birbirine komşu iki iç açının toplamı
180 derecedir
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de tarayın
Her yüzeyi kare olan hacimsel şekle
Ne denir ?
Küp denir
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de inceleyin
Ya da bir noktadan eşit uzaklıktaki
Noktaların kümesine
Ne denir ?
Küre denir
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de yaşayın
Bir uzunluğu ,
Bir eni ,
Bir yüksekliği olan
Hacimsel şekle
Ne denir ?
Dikdörtgenler prizması denir
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de merak edin
Dörtgenlerin hayattaki yeri konusunda
Bilgi almak için
Çevrenize bakın
Kendi hayatınızdan
Canlı örnekler göreceksiniz
Ama siz bana inanmayın
Kendiniz de düşünüp tartın
Şimdi bana inanın
Dörtgenlerin gücü kendi beyninizde saklıdır
Kendi bilgi dağarcığınızı oluşturun
Dörtgenlerin etkisini mutlaka fark edeceksiniz

02 Mayıs 2007 Çarşamba 06:23:20

E - postam : dussunce@yahoo.com


Yazan : Tarık adlı bir gezgin .

DEMOKRATİK DEVLETLERİN STANDART ÖZELLİKLERİ

DEMOKRATİK DEVLETLERİN STANDART ÖZELLİKLERİ

Demokrasi ; uğrunda savaşlar yapılmış bir hareket biçimidir . Demokrasiyi anlamakla ilgili yazılıp çizilenler aslında demokrasiyi anlatmaya yarıyor fakat yine de üzerine eklenecek bir şeyler olduğuna inanıyorum ben . Evet , demokrasi Yunanca kökenli bir sözcüktür . Bu sözcüğün Yunanca kökenli olmasının bir anlamı vardır : Eski Çağ ‘ da Yunan devletlerinde halk toplanır ve oyları ile yönetime katılırdı . Bu günkü demokrasi işte ta o zamanların anlayışını simgeliyor . Yunanlılar kendilerini rahat ifade edebildikleri ve halk sayıca az olduğu için parlamento kavramı o zaman yoktu . Ne zaman Amerikan ve Fransız devrimleri yapıldı ondan sonra temsili yönetime doğru yavaş yavaş yürünmeye başlandı .
Demokrasinin nimetleri bitmek tükenmez denir . Aslında doğrudur çünkü çoğulcu bir rejimdir demokrasi . Bu gün örneğin DTP gibi partiler eğer meclise girebiliyorlarsa demokrasinin çoğulculuğu iledir bu durum .
Burada demokrasinin tarihini anlatmayacağım size . Demokratik devletlerde neler görülebilir ondan bahsedeceğim . Evet , demokrasi çoğulcu bir rejimdir ; çoğunlukçu değil . Çünkü bir aileye verirseniz yönetimi bunun adı oligarşi olur . Ya da monarşi değildir demokrasi . Monarşi kelimesi , kral ya da padişah gibi bir kişinin elinde olan yönetimler için kullanılır .  Komünizmde bir devlet vardır ama sadece devlet vardır . Yani devlet bütün özel mülkiyeti eline almıştır . Dolayısıyla girişimcilik kavramı terstir komünizm için .  Girişimcilik ; liberalizmde kendisini gösterir . Ekonomik liberalizm , ekonomide özgürlüğü ; siyasal liberalizm ise siyasi alanda devletin kontrolünün olmamasını savunan anlayışlardır .
Demokrat ruhlu olmak bir meseledir aslında . Neden mi ? Şundan ötürü : Her türlü fikre karşı saygıyı , hoşgörüyü sindirebilmek kolay değildir . CHP ‘ nin altı ilkesinden biridir halkçılık . Yani demokrasi . Halkçılık ile demokrasi arasında Kemal Atatürk ‘ ün anlayışı arasında fark yoktur . Burada bir şey ekleyeyim ; Mustafa ismini kullanmadım ama bu durum sanırım bir problem çıkarmayacaktır . Her neyse ! … Atatürk ilkeleri 1937 yılında 1924 anayasamıza girmiştir . Ben burada şunu ekleyeyim ; Atatürk sağ iken Atatürk ilkeleri şeklinde anayasaya girmemiştir bu ilkeler . Bence yine de Atatürk yaşadığı anda da bu ilkeler bu adla anılabilirdi . Ne sakıncası olabilirdi ki ? !...
Demokraside seçim vardır . Demokraside seçimle ulus egemenliği kendisini ortaya koyar . Bu gün dünyadaki hiçbir demokraside seçim olmayan bir şekil yoktur . Yunanlılarda temsili demokrasi yoktu dedim . O zamanların şartları bunu gerektiriyordu çünkü . Demokrasi dünyada bu gün temsili demokrasi olarak kendisini göstermektedir .

Halkçılık , demokrasi ile aynı anlama geliyor dedim Kemal Atatürk için . Evet , kendisinin yazdığı ve Milli Eğitim ‘ de okutulması öngörülen “ Medeni Bilgiler “ kitabında Atatürk kendi el yazısıyla bunu belirtmiştir . Demokrasi ile diktatörlük aynı kefeye konulamaz . Çünkü demokraside bir liderin öngördüğü bir anlayış vardır ve bu anlayış faşizm , komünizm gibi tek sesli değildir . Yani koyu bir otorite yoktur . Diktatörlüklerde ise baştaki ,  her şeyi ele geçirmiştir . Bu durumda kimsenin söz hakkı olamaz .
Hitler dönemi içerisinde demokrasi yoktu . Demokraside dediğim dedik bir çaba olamaz . Atatürk dönemindeki demokraside Atatürk ‘ ün cumhurbaşkanlığı seçimle oluşturulmuştur . Yoksa Atatürk “ Her şeyi ben bilirim . “ demedi ki !...
İtalya ‘ da Mussolini , Almanya ‘ da Hitler , Sovyet Rusya ‘ da Stalin , Lenin !.... Hepsi tek sesli insan rejiminin baş aktörleri idiler . Atatürk kimseye “ Ben en üstünüm ! “ demedi ki ! …
Sonuçta Atatürk Türkiyesi ‘ nin demokratik olmadığını söylemenin gereksiz olduğuna inandığımı söylemek istiyorum . Türkiye ; çoğulcu , seçimle işbaşına gelen düşünceyi seçen , farklılıklara uygun hareket etmeyi benimsemiş bir devlettir . Ve bu , anayasada vardır . Türkiye ‘ de bulunan ve yaşayan bazı insanlar bunu benimsememiş olabilirler . Ama toplumun idare şekli ve anlayışı demokrasidir . Türkiye ‘ de demokrasi vardır ve elbette olmaya devam edecektir …
Demokrasiye inanan insanların varlığı bu ilkenin pekişmesine elbette destek olacaktır . Bunun için eğitimde köklü değişimler yapılmalı ve çoğulcu anlayışın yerleşmesine katkıda bulunulmalıdır .
Türkiye ‘ nin kalkınmasında demokrasi en güzel katkıyı yapmaktadır . Ulus egemenliğine dayanmayan ülkeler örneğin Sovyet ülkelerinin dağılması demokrasinin eksikliğinin sonuçlarına örnek oluşturmalıdır .

Şunu biliyor muydunuz ? :

ABD , liberaldir ama üretime kota koyarak bir şekilde devletçiliğini de göstermektedir .

CUMA NAMAZININ SÜNNİ MEZHEPLERE GÖRE YORUMU

CUMA NAMAZININ SÜNNİ MEZHEPLERE GÖRE YORUMU

Cuma namazı sünni mezheplere göre nedir ? : Cuma namazı sünni mezheplere göre ; akıllı , Müslüman , buluğ çağına ermiş belli şartlardaki erkeklerin haftada bir yapacağı bir hareket biçimidir . Bu konudaki şartlar arasında şunlar söylenebilir :
·         Mukim olmak ( Misafir olmamak )
·         Kör olmamak
·         Sakat olmamak ( yürüyebilmek )
·         Cuma namazı kılınan yerin şehir hükmünde olması
·         Cuma namazını kıldıran kişinin devletçe görevlendirilmiş olması
·         Erkek olmak
·         Hür olmak
·         Öğle vaktinin girmiş olması
·         Namazın cuma günü kılınması
·         Namazdan önce hutbe okunması
·    Hanefiye göre cemaat olarak en az üç kişinin bulunması
·    Sünni mezheplere göre Cuma şöyle kılınır :
·         İlk önce öğle ezanı okununca 4 rekat ilk sünnet kılınır .
·         Sonra hutbe okunur .
·         Hutbeden sonra ikamet getirilir ve imama uymak niyet edilerek 2 rekat farz kılınır .
·         Sonra 4 rekat son sünnet kılınır .
·         Daha sonra isteyen zuhri ahir namazını kılar . Bu namaz 4 rekattır . Öğlenin farzı gibi kılınır .
·         Yine isteyen 2 rekat vaktin sünnetini sabah namazının sünneti gibi kılar . Ve namaz biter .
Cumayı kılamayan öğle namazını kılar . Öğle , cumanın yerine geçmiş olur .
06/09/2009
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir devlet adamı J))

E – postam : dussunce@yahoo.com

CENAZE NAMAZI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

CENAZE NAMAZI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

·         Bir ölünün cenaze namazının kılınabilmesi için ölünün müslüman olduğuna delil ve şahit lazımdır . Hayattayken bir kişinin İslam icaplarına uygun hareket ediyor olması durumunda ölünün cenaze namazı kılınır .
·         Ölünün yıkanarak temiz bir kefene sarılı olması da gerekir cenaze namazı için .
·         Ölünün , imamın ve cemaatin önünde duruyor olması da gerekir cenaze namazı için .
·         Cenaze namazı nasıl kılınır ? : Dört tekbir vardır . İlk tekbirden önce “ Allah rızası için meyyit için duaya er ( ya da hatun ) kişi niyetine uydum imama “ diyerek niyet edilir . İlk tekbirde eller kaldırılır ve bağlanır . “ Sübhaneke “ okunur . Daha sonra imam aşikar , cemaat de gizli olarak tekbir getirir . İkinci ve üçüncü tekbirden sonra “ Allahümme iyyake nestainüke “ duası okunur . Dördüncü tekbirden sonra selam verilir ve namazdan çıkılır .
·         Cenaze namazı farz – ı kifaye ( belli müslümanların yapmasıyla yerine getirilen ) bir ibadettir .

7 Kas. 11

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilim okyanusu .

Borçlunun temerrüdü nedir ?

HUKUKA GİRİŞ YARDIMI  ( 1 )

Size hukuka giriş dersiyle ilgili izlenimlerimi ve öğrendiklerimi içeren ilk pdf dosya dizisini yayımlıyorum . Bu ilk dizide on soru halinde anlatacaklarım olacak . Her konuyu değişik bir yazı türüyle yazmayı deneyeceğim . Bu dizinin içerisinde benden şeyler de bulacaksınız . Umarım sizlere faydalı olur …

Konu – 1 : Borçlunun temerrüdü nedir ?

BORÇLUYUM DİYORSAN …


Borçlu olmak ile ilgili bilgilerimi sunuyorum … Dikkat !!!
Temerrüt nedir ?
Bir borç ilişkisi düşünün . Adam balıkçıdan balık alıyor diyelim ki …
Balığı aldık … Fakat parasını ödemedik . Ne olur durum ?
Olan şudur : Vadesi gelmiş bir borç , yani muaccel olmuş bir borç , ödenmesi mümkün iken ödenmiyorsa ve yapılan ihtara karşılık yine de borcun ödenmemesinde ısrar ediliyorsa işte o zaman borçlar kanununa göre kişi temerrüde düşmüştür . Yani direngen hale …
Balıkçıdan balık almış olabiliriz . Ama parasını zamanında , ihtara  karşılık ödemiyorsak bu , borçlunun temerrüdü yani bizim temerrüdümüz demektir .
Borç sadece para olmaz . Hukuki anlamda borç , yüklendiğimiz edimden doğan bir ilişkidir . Yani bir şeyi teslim etmek de , satıcı için , borçtur ; işçinin gereken hizmeti yapması da bir borçtur .
Önemli olan borcun , yüklenilmiş bir edimin neticesinde ortaya çıkmasıdır .
Bakkaldan un aldınız . Parasını ödemediniz . Aldığınız unun karşılığında size bir yük düşmektedir . Onun parasını ödemek … Bunu yerine getirmezseniz ardından  bakkal da size borcunuzu ödeyin diye ihtar eder fakat yine de bu harekette ısrar ederseniz direngen hale girmiş olursunuz .
Yorum : Bu konuda borçlar kanunu gerekli hükümleri içerir . Borçlar kanunu , mesela , 23. maddesinde ahlaka aykırı muamelelerin hükümsüz olduğunu söyler . Borçlar kanunu , medeni kanun gibi bir hukuki düzenlemedir . Bizim gibi yazılı hukuk kuralları ile işleyen hukuk sistemlerinin hükümlerini ancak yazılı kaynaklarda bulabiliriz .
Konuya devam edelim . Borçlar kanununa göre elbette bu temerrüt halinin birtakım sonuçları vardır . Bunları bir başka pdf dosyasında işleyeceğim .
Diyelim ki bir fabrika buğday siparişi verdi . Fakat demin söylediğim sonuç ortaya çıktı . Yani temerrüt oldu . Bu durum da elbette hukuki yaptırıma tabidir .
Size tavsiyem sakın borcunuzu aksatmayın . Bu durum eften püften bir şey değil çünkü .

Bilinmeyenler :

Muaccel borç : Vadesi ya da ödeme zamanı gelmiş olan borç .
İhtar : Halk dilinde protesto çekmek olarak da söylenir . Yani alacaklının sözlü veya yazılı olarak borçluyu uyarması olarak tarif edilebilir  .
Edim : Borç ilişkisinde yapılması konusunda üzerimize düşen eylem biçimi .
02.10.2008 02:32
E postam : dussunce@yahoo.com
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir şahıs …