Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

WEHRMACHT: German Soldiers: Part 7

Lieutenant-General Heino von Rantzau sits on an anti-tank gun

Two German parachutist open  the container with weapons during the invasion of Crete.


German paratrooper in Normandy with a MG42 machine gun firing


Paratroopers during the Balkan campaign.


Nursing the wounded


A German is decorated in the Eastern Front, 1944. In the background, a Soviet T-34 tank
Winter 1944. The Russian front

German soldiers with a Panzerschreck

WHAT IS A PANZERSCHRECK?


Panzerschreck was the popular name for the Raketenpanzerbüchse ('rocket armor rifle', abbreviated to RPzB), an 88 mm calibre reusable anti-tank rocket launcher developed by Nazi Germany in World War II. Another popular nickname was Ofenrohr ("stove pipe").

The Panzerschreck was designed as a lightweight infantry anti-tank weapon. The weapon was shoulder-launched and fired a rocket-propelled, fin-stabilized grenade with a shaped charge warhead. It was made in much smaller numbers than the Panzerfaust, which was a disposable recoilless rifle firing an anti-tank warhead.


VIDEO: PANZERSCHRECK



Tankman of the Waffen-SS. North of France, 1944.


German soldiers in Latvia. 1944

Yugoslavia, in 1943 the artillery units of the SS Handcshar

The 13th Waffen Mountain Division of the SS Handschar (1st Croatian) was one of the thirty-eight divisions fielded as part of the Waffen-SS during World War II. Its recruits were composed of Bosniaks and Croats. The Handschar division was a mountain infantry formation, the equivalent of the German "Gebirgsjäger" (Mountain troops) units. It was used to conduct operations against Yugoslav Partisans in the Independent State of Croatia from February to September 1944.


VIDEOS: HANDSCHAR





A Wehrmacht soldier with a dog


600-mm. Self-propelled mortar "Karl"


VIDEO



Coastal Battery Lindemann during commissioning. Atlantic wall / France, 1942

German artillery observation balloon.



The mighty Karl gun







CLICK HERE TO SEE MANY MORE IMAGES OF "WEHRMACHT" 


-- German soldiers: Part 1
-- German soldiers: Part 2
-- Rare Images Of The Wehrmacht: Part 3
-- Wehrmacht: Part 4 
-- Wehrmacht: Part 5 
-- Wehramcht (German Soldiers): Part 6 
-- Wehrmacht: Part 8 

BRIAN YERSKY 01/04


























SELÜLİTİN NEDENLERİ SELÜLİTTEN KURTULMA


selülit kremi
İlk reglden itibaren, her an bu selülit illetiyle karşılaşmak mümkün. İsterseniz çok zayıf olun fark etmez, sütlaç gibi bacaklar sizin de kaderiniz olabilir. Kurtulmak da öyle kolay değil! bir kere bunu baştan kabul edin. İradeli olmak ve kolay vazgeçmemek gerekiyor.
Selülit, özellikle Akdenizliler’de ve sıcak ülke kadınlarında daha fazla görülüyor. Yani biz Türkler buna oldukça yatkınız. E, hamur işini de seviyoruz, malum. Akdenizli Beslenme alışkanlıklarımızsa, hayatımıza hızlıca giren kafe, fast food ve git gide daha fazla kebap kültürüne kayan beslenme eğilimimizle, sekteye uğradı. Böylece bu beslenme zaaflarımız, bizi selülit kurbanı olmaya daha çok yaklaştırdı. Tedavi kısmına geçmeden önce, selülitin sebebinin ne olduğunu bilmekte fayda var…
Selülit neden olur?
Genellikle genetik olsa da, selülite neden olan bazı tetikleyiciler bulunuyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Hareketsizlik, spor yapmamak, ofiste bütün gün oturarak çalışmak
Hipotroidi
Hormonal nedenler
Genetik endenler
Hamilelik
Kronik kabızlık
Yanlış beslenme
Doğum kontrol hapları
Karaciğer disfonksiyonu
Ruhsal problemler ve kullanılan anti depresanlara bağlı kilo alımı
Öncelikle bir dermatolog ve dahiliyeci yardımıyla selülitinizin sebebini öğrenin ondan sonra güzellik salonlarının kapısını çalın. Sebebi bilirseniz, tedavi çok daha kolay olur, inanın.
Peki selülitinizin sebebini öğrendiniz. Hormonal bir durum ya da başka bir hastalığınız varsa, bunun tedavisine başladınız. Şimdi sıra, görüntüyü düzeltmekte. Öyleyse, amacınız doğrultusunda ilerleyin.
Amaç: Selülitleri alt etmek
varis kremi

1. ADIM
Selülit probleminizin derecesi ne?
Bunu anlamak için, bir estetiysen ya da dermatoloğa gidebilirsiniz. Ama bir arkadaşınız ya da ayna yardımıyla, çok parlak ışık altında siz de anlayabilirsiniz.
İşte dikkat etmeniz gerekenler:
Ayaktayken görünüyor mu?
Yüzükoyun uzanınca görünüyor mu?
Sıkınca ne kadar belli oluyor ve ağrı var mı?
Ayaktayken görünüyorsa, selülit probleminiz artık gözden kaçmıyor demektir. Yüzükoyun yattığınızda görünmüyor da sadece sıkınca belli oluyorsa, biraz dişinizi sıkmakla halledebilirsiniz. Vücudunuz hangi pozisyonda olursa olsun selülitleriniz iyice görünüyorsa, hiç vakit kaybetmeyin ve hemen mücadeleye başlayın.

Sıra size en uygun tedavi yöntemini belirlemenize geldi. Dermatolog veya tecrübeli bir Estetisyenle birlikte size en uygun tedavi yöntemini seçmelisiniz. Genellikle tek bir tedavi yöntemi uygun değildir. Kombine tedaviler çok daha iyi sonuç veriyor.
Tedavi sırasında yapılması gerekenler:
Hangi tedavi yöntemini seçerseniz seçin, mutlaka uymanız gereken kurallar var. Aksi halde tedaviden medet ummayın ve paranızı da zamanınızı da boşa harcamayın.
Çok bol su içmek. Günde 2 buçuk 3 litre kadar
Çay, kahve ve alkolü minimuma indirmek
Gazlı ve konsantre içeceklerden uzak durmak
Tuz ve karbonhidrat tüketimini sınırlamak
Sebze, meyve, balık ağırlıklı beslenmek
Bol bol bitki çayı içmek
Hareket etmek. Özellikle yürüyüş, bisiklet gibi kardiyo hareketlerine ağırlık vermek
Mutlaka elle ya da aletle, lenf drenaj masajı uygulatmak
Bu öneriler çabuk sonuç almak için birebir. Üstelik birkaç kilo fazlalıktan kurtulmak da işin bonusu.

MEZOTERAPİ YÖNTEMİ
Mutlaka bir dermatolog tarafından uygulanmalı. Tedavinin amacı, lenf ve kan dolaşımını düzenlemektir. İğne korkusu olanlara pek uygun bir yöntem değil. Selülitli bölgedeki yağları parçalayıp, vücuttan idrar yoluyla atılmasını sağlayacak olan ilaçlar, mikroenjeksiyon tekniğiyle vücuda enjekte edilir. Haftada bir ya da iki kez uygulanmalıdır. Selülitinizin derecesine göre seans sayısı belirlenir. Minumum 15 seans gerekir. Altıncı seanstan sonra,, sonucu görmeye başlarsınız. Buna paralel, lenf dranaj masajı da yaptırırsanız, sonuç çok daha etkili. Biraz morluk olabiliyor ama çabuk geçiyor. Süreç, biraz da uygulamayı yapan doktora bağlı.
LPG YÖNTEMİ
Çok uzun süredir bilinen ve uygulanan bir yöntem ve selülit tedavisinde hala popüler. Ancak uygulamayı yapacak olan uzman çok önemli. Burada da amaç kan ve lenf dolaşımı düzenlemek ve metabolik atıkların vücuttan uzaklaştırılması sağlamak. Bu yöntemle, cildin mikro dolaşımı yeniden sağlanıyor ve bağ dokusu kendini tamir ediyor. Cildin görünümü, tonu değişiyor; iyileşme gözle görülür hale geliyor. Uygulamada özel bir çorap giyiliyor ve uygulama bu çorap üzerinden yapılıyor. Eğer varise yatkınsanız ve kılcal damar probleminiz varsa LPG yaptırmayın. Vakumlu tüm yöntemlerde varise yatkınlık, risklidir. Yüksek tansiyonunuz varsa da problem yaşayabilirsiniz. Seanslar yaklaşık 35-40 dakika sürüyor. Yöntem selülitli görüntüyü gidermenin yansı sıra, vücudu toparlayıp sıkılaştırma ve inceltmede de etkili. Kolları ve beli inceltmek, göbeği ortadan kaldırmak gibi amaçlar için de uygulanabiliyor. Özellikle ödem giderdiği için çok rahatlatıcı.
HIGH CARE YÖNETMİ
Özellikle varis ve kılcal damar problemi olanların tercih etmesi gereken bir yöntem. Bu, vücuda elektrik akımı ve ısı vermeden uygulanan bir yöntem ki ısı verilen yöntemlerde bazen cilt sarkabilir ve bu varisler için çok sakıncalı. Burada altı farklı alete giriyorsunuz. Tabi bir seferde değil, her seansta bu aletler kombine uygulanıyor. Seanslar bir, bir buçuk saat sürüyor. 15 seanslık paket programlar ve kişiye özel hazırlanıyor. Haftada iki ya da üç kez gidiyorsunuz. Aletler, yağları yakmak, lenf dolaşımını hızlandırmak, ödem atmak ve bölgesel incelme gibi problemleri aynı anda çözüp, gözle görülebilir bir incelme ve düzelme sağlıyor.
EXIMIA KAVITASYON YÖNTEMİ
Selülit ve bölgesel incelmede en son yöntemlerden biri. Sadece bir seansta bile birkaç santim incelebiliyorsunuz. Tabi ki ilk atılan ödem oluyor ve anca birkaç seans sonra yağlardan ve selülitten kurtuluyorsunuz. Sonuç kalıcı. Vücudun neredeyse her bölgesine uygulanabilir. Kavitasyonel; ultrasound, elekroporasyon ve vakum sistemlerini birleştiren, kombine bir tedai yöntemi. Yöntemin etkisi de burada zaten. Farklı farklı yerlere gitmeden ve fazla vakit kaybetmeden, alet değiştirmeden tek aletle ve iyi bir uzmanla çok iyi sonuç alınıyor. Eximia Kavitasyon, ses dalgalarıyla yağları parçalayan, yağ hücrelerini tamamen yok eden bir yöntem. Cilt üzerinden yapılıyor. Bu teknolojiyle 3 c derinlikteki yağ hücreleri bile yok edilebiliyor. Ses dalgalarının meydana getirdiği kavitasyon baloncuklarıyla, yağ hücreleri yok oluyor. Elektroporasyon da yöntemin etkisini arttırıyor ve daha çabuk sonuç alınmasını sağlıyor. Uygulama sonrası aynı aletle yapılan vakum, endormolojik masajla atık yağların vücuttan dışarı atılmasını sağlıyor.

BRİTNEY SPEARS DİYETİ 2 HAFTADA FORMA NASIL GİRDİ

Britney Spears'i 2 haftada forma sokan zayıflama formülü

'Şık' ve 'bakımlı' kelimelerini Britney Spears'ı tanımlamak için çok sık kullanmazdık. Ama iki gün önce küçük seksi şortu ve dolgu topuklarıyla formda olan bacaklarını sergilerken son derece etkileyiciydi.

20187
trans
Daha da şaşırtıcı olan, iki hafta önce objektife yakalandığında, şarkıcının selülitli ve sallanan bacaklarıyla gösterişsiz ve tombul görünmesiydi. Peki, gerçekten bacaklarınızı iki haftada tombuldan mükemmele dönüştürmeniz mümkün mü?

EGZERSİZ
Söylentilere göre Britney, fitness yerine dansı tercih ediyormuş. Bayan vücut geliştirme şirketi Fit For A Princess'in kurucusu ve kişisel spor hocası Janey Holliday'e göre: 'Harika bacakalar için, egzersizinizi iki farklı yoldan yapmalısınız';

1. 'Bacaklarınızın şekillendirmek için dayanıklılık egzersizleri yapmalısınız. Mesela çömelme-kalkma ve arka bacağınızı bükerken öndeki bacağa ağırlık verme egzersizleri yapabilirsiniz ama bütün bu hareketler kaslarınızın üzerindeki yağı eritmediğiniz sürece size ince, biçimli bacaklar sağlamaz.'

2. 'Kalorilerinizi yakmak için de sağlıklı bir diyetle birlikte koşma, aerobik ve kick-box gibi kalp egzersizleri yapmalısınız.'



Yağ yakımında en etkili sonuç için Janey haftada 3 ile 6 saat arası kalp egzersizleri arasından herhangi birini yapmanızı öneriyor.

'Kalp egzersizi günlerinizi belirleyip diğer günlerde de 30 ya da 45 dakika süren dayanıklılık egzersizleri yapmalı, haftada bir günü de dinlenme günü olarak ayırmalısınız. Çalışmalarınız sizi geliştirdikçe kalp ve dayanıklılık egzersizlerinizi aynı gün yapabilecek hale geleceksiniz.'



DİYET
Ne yazık ki vücudunuzun kilo kaybetmesini istediğiniz tek bir bölgesindeki yağı eritmek mümkün değil. Yani eğer bacaklarınız fazla dolgunsa, vücut yağ oranınızı azaltmanız gerekir.
Elle Macpherson'u da egzersiz düzenine sokan ünlülerin spor hocası James Duigan, müşterilerine her zaman kafeini, beyaz şekeri, alkolü ve işlenmiş yiyecekleri bırakmalarını söylüyor. Sonuç, Temiz&İnce adını verdiği diyet oluyor.

James, 'Vücudunuz, toksinleri yağ hücrelerinde depolar.' diyor. 'Diyet yaptığınız zaman yavaşça yağ hücrelerini yakmaya başlarsınız ama böylece toksinler vücudunuza yayılır ve sizi sağlıksız hissettirir.'

'Vücudunuz da bu histen hoşlanmaz, bu yüzden yağ yakışını düşürür ve kilo kaybını yavaşlatır. Ama vücudunuzdaki toksinlerden arındığınız anda harika hissedersiniz ve kilo vermeniz hızlanır ve kolaylaşır.'

Çoğu insan görünüşlerindeki değişimi daha birinci haftada fark eder.

KOZMETİK TEDAVİ
Court House Clinics'in medikal yöneticisi ve kozmetik doktor Dr. Patrick Bowler, selülitlerinizden kurtulmanın en geçerli yolunun Accent XL gibi derinin altındaki tabakaları ışın frekanslarıyla ısıtarak kolajenlerin büyümesini sağlayan ve çukurların kapanmasıyla daha pürüzsüz bir cilt oluşturan tedaviler olduğunu söylüyor.

Hemen sonuç almak için, bir çeşit kil sürülerek bandajlarla mumyalandığınız, uyluk ve dizleriniz de dahil tüm vücudunuzda en az 15 cm incelme garantisi veren Universal Contour Wrap'ı deneyebilirsiniz. Ürünün kullanıcıları da işe yaradığına yemin ediyorlar. Başka bir çabuk çözüm ise bronzlaştırıcı sprey.

Bronz bir ten, sallantıları ve şişkinlikleri daha az belli etmeyi sağlamakla kalmaz, yetenekli bir kozmetik terapist size vücut hatlarınızı belirleyici bir bronzluk yaratabilir, uyluk içi gibi daha koyu yerleri gölgelendirerek bacaklarınızda kas görünümü illüzyonu yaratabilir.

VÜCUT FIRÇALAMA TEDAVİSİ
Vücut fırçalama kulağa sıkıcı gelebilir ama uzmanlar bu yolun sinir bozucu selülitlerden kurtulmanın en etkili yollarından biri olduğunu söylüyorlar. Her sabah duştan önce, bacaklarınızı parmak uçlarınızdan yukarıya doğru uzun vuruşlar halinde fırçalamak için kuru ve sert bir fırça kullanın.

SPA markası Elemis'in ürün ve tedavi geliştirme müdürü Noella Gabriel, bunun işe yaradığına, hem de bunu hızlıca yaptığına inanıyor: 'Vücut fırçalama dolaşımı tetiklemeye ve lenfatik direnaja yardımcı olur bu da vücutta detoks gerçekleştirir ve selülitlerin dağılmasını sağlar.' diyor.

İyi nemlendirilmiş cilt de bacaklarınızın sağlıklı görünmesini sağlayacaktır. Bunun için düzenli bir şekilde kese yaptıktan sonra nemlendirici kullanın.

Selüliti yok etmeye yardım edeceğini vaat eden çok fazla losyon ve ilaç var. Lotus bitkisi içeriği sayesinde yağ hücrelerini azaltan ve yenilerinin oluşmasını önleyen Nivea'nın Good-bye Cellulite 10 Day Serum'u, denemeye değer.

GİYİM
Her kızın bildiği gibi doğru bir şekilde göstermediğiniz sürece vücudunuzu parlatmanın bir anlamı yok. İşte Britney'nin bu haftaki kıyafet seçiminin de başarılı olduğu nokta bu.
Britney sade beyaz bir üst ve gri bir şort seçmiş. Renkler sadece bronz tenini tamamlamakla kalmamış, aynı zamanda bacaklarının görselliğinden de hiçbir şey eksiltmemiş. Gri şortu bacaklarının uzunluğunu gözler önüne serecek kadar kısa, ama aşırıya kaçıp teşhirciliğe kayacak kadar da kısa değil.

Unutmayın, en ince bacaklar bile eğer kıyafetinizin kesimi yanlışsa tombul gösterilebilir.

Ayakkabı seçiminde bacak boyunuzu uzun gösterecek en iyi sonuç için naturel renkleri tercih edin. Bu, bacakların parmak uçlarına kadar uzandığı hissiyle gözleri yanıltır, sonra da cesaret edebildiğiniz kadar yüksek topuk giyin.

Britney'nin dolgu topukları tam da ideal bir seçim. Boyuna ciddi bir uzunluk katarken ona dengeli ve rahat bir duruş da sağlıyor.

Avoiding the Delhi Belly

Ah, the famous Delhi Belly. You may not know it as such, but you have probably heard that if you go to India, you will most likely end up sitting on the toilet a lot. THIS is the Delhi Belly. Similar in nature to the Montezuma’s revenge, it is usually the result of bad water or food, and can render you incapacitated for days or weeks, ruining your vacation.

So, what is our strategy for this ailment? I have a two fold strategy. First, straight from the beginning, eat as much Indian food as I can. I love Indian food. I am not going to deny myself all the Indian food I can eat just because of some possible ailment. However, I think that if the DB is going to rear its ugly head, we may as well get it out of the way pronto. I am hoping to avoid it, but if it is meant to be, so be it. Secondly, if I do get the DB, I make sure to have a room with a toilet (sometimes you have to pay extra for this, but I would say its TOTALLY worth it) and thanks to my Dr at home, I have antibiotics that are supposed to cure the ailment in three days.

Today is day 9. So, I know you are wondering, “how’s everything going with the DB fight?” Well I will tell you. Not to get too graphic about these kinds of things, but I have to happily admit, so far, all is well. No sign of the beast yet, room with a bathroom just in case and pills at the ready. I am fine. I will be sure to alert you all happily if anything bad happens. I am sure you are very interested.

Ewww, Wetness

Oh the horror. Have you ever lived in a really humid place? I mean, a REALLY humid place. Okay, so you have. Now, think about living there without air conditioning. Or a dryer. Or a car. With mold everywhere. And rain all the time. Now we are getting somewhere. You might understand what it is like in India right now.

I thought New Orleans is bad in the summer time. It rains every day. The temperature is in the 90s and the humidity is also in the 90s. However, I think in India the humidity is in…the 190s! Everything is wet. Everything. The bed is wet; my backpack is wet; any book you read - you guessed it - wet. I am afraid to take anything out of the double wrapped plastic bagging system I have developed. I don’t want to use my iPod or my camera or write in my journal. What if they get wet?

You take a shower, get out, dry yourself and hang up the towel. The next day, my hair is STILL wet, the towel is STILL wet. You never dry. It is so gross. To top it off, it rains every day AND it is hot. We came to the beach to relax but the water is warm and you never really get dry and if you get your clothes (or even your bathing suit) wet THEY never dry so you have to carry them around wet all the time. All our clothes smell moldy, probably because they ARE. There is no end to this insanity.

So, we are going north. We thought it would be a good idea to go where everyone said it was so nice - Goa (south of Mumbai). So we went to Goa. But its too wet and the water is actually dirty, sandy and warm. So we are going north (towards the Himalayas). We have not decided where yet, but I think the desert or the mountains. Anywhere where your feet don’t feel damp all the time and where your blanket on your bed feels dry. I can deal with heat but the wetness is driving me crazy.

Editors note:  I wrote the above a few days ago. Yesterday I found MOLD on my backpack. I am completely grossed out. I was never really a fan of Air Conditioning, but I may have to join the club after all. If only to be dry. I am totally disgusted.

Plans, Schmans (a Small List)

So we made it to India. Hurrah. It is a huge place, with varied climate and scenery. There are the Himalayas, the Thar Desert, jungles, beaches and temples galore. We only have three weeks in India, so the question is: what to do. Here are some of the options we are considering.

Goa: the beaches are supposed to be beautiful and it is a former Portuguese colony, so big K is excited about the prospects of “real meat” (elsewhere in India they are mostly vegetarian due to their beliefs in reincarnation).

Jaisalmer: here there is an old fort, as well as it being close to the desert, where you can do camel treks for a day or overnight. I am excited about that as a camel trek is one of the things on my “to do” list. The stars are supposed to be quite bright there.

Agra: home of the Taj Majal. I have heard countless times this is a must see, although it is crawling with tourists and they just upped the price. I think the tourist price is about 30 dollars; the local price is about 2 dollars, something like that.

Himalayas: we don’t know where yet, but we are considering going to try to see the Dali Lama. It is near impossible, but who knows, we may get lucky. Also there are some really nice small mountain towns which seem worth a look-see, as well as a possible trek or two.

Does anyone have any other suggestions? We are trying to narrow it down, but it seems there is so much to do!!!

Getting From A to B

The worst thing about traveling is getting from point A to point B. If we could just have Scotty “beam me up” to our grandma’s house or Mt. Everest (not to say I wouldn’t hike the mountain, but how about just getting me from Africa to Nepal in 2.54 seconds) it would be a lot easier. In fact, I know many people who don’t go places because of the anxiety of getting there.

My aunt hates to fly; she had a bad experience when her kids were both young and there was a snowstorm, making her miss her connection and she had to spend the night in some god-awful Midwest airport with two small children. She lives on the East Coast. We barely get to see her unless we go there. My mother is the same. She can’t smoke on the plane, she gets airsick and she has a bad back. If only there really was a Scotty, she would be a lot happier. She loves to visit friends and family, but doesn’t love the pain of getting there. And I understand her pain.

I have spent a lot of time on busses and trains, cars and airplanes. Most of the time it is fine (for me) but it is that one time that is not fine that sometimes makes you wonder if it is all worth it. Generally I decide it is, but sometimes….

Getting to India was one of those times. Luckily we are not on a time crunch. Knowing someone is waiting to pick you up and you are already inconveniencing them and now are going to have to do it even more because your flight is delayed sucks. Luckily, we are on our own. However, our flight to India went like this.

We started in South Africa. On a Wednesday. Around 10 am. After turning in our rental car, we learned that the airport did not have a bus into town, which is where we would need to catch another bus. We asked about a shuttle and were told that we could get one but it would be 50 dollars each. Unfortunately, we barely had any SA currency left as we were trying not to have any left at the end (which is another puzzle in itself). We finally found a nice set of businessmen who gave us a ride into town, but this was after quizzing everyone as to where they were going and practically begging for a ride (done by big K, he is much more brave than I). From where they dropped us off, we hiked with our backpacks (mine by the way must weigh about 50 lbs -- how did it get so heavy?) for about 15 minutes to the minibus station.

At the minibus station we found a bus going to Maputo, which is where our flight was (Maputo is in Mozambique). However, it cost more than we had left, so we tried to bargain, but the guy wouldn’t budge, so we worked out a deal. He would take us to the border, then we could use Metacais (Moz money, which I had some of) to get a ride from the border to Maputo. Fine. By this time it was about 1 pm and our flight was not until 11:30 pm, so we had plenty of time, but we were also happy to get our journey started.

All went well until we reached the border. Everyone else passed through like a breeze. Let me preface this by saying that we had been to/through Mozambique twice already: once when we had first arrived, by plane, where we had to pay 27 dollars for a 30 day visa and once when we transited through from Zimbabwe to Malawi, where we had to pay 10 dollars for a transit visa (good for 24 hrs). So, we thought (and why not) we could get another transit visa. Unfortunately, two days after we arrived in Mozambique and bought our original 30 day visa, things changed. So now there is no transit visa. There is only a 60 day, SEVENTY EIGHT dollar (USD) visa. We tried to explain, we are on our way to the airport as soon as we cross the border, but they would not budge. Where was this visa 7 weeks ago!!???? I was not happy. However, we had no other choice. We had a flight to catch.

To top it all off, the process (them typing it up or whatnot) took about 45 minutes and THEN the guy said he didn’t have change for my 80 dollars. Yeah, I know, its only two dollars but I was fuming. You know they could give it to me in Metacais, but by now the WHOLE bus is waiting on us and the driver keeps popping his head around the corner asking if we are almost finished and there is a long line behind us and this guy is speaking Portuguese to me like he doesn’t understand, he is so innocent, even though I heard him speak English a minute ago…..so now I am out 80 bucks and I am going to be in Mozambique for about 8 hours.

We get into town and then have to get a cab to the airport, where we sit and wait for the next 4 hours for our flight. You thought getting there was hard, but the flight is even worse. It is a one hour flight at 11:30 pm, with a  45 minute layover, then another 3 hour flight after that. We arrive in Kenya around 5:30 am with about an hour of sleep under our belts. Next, we have a 13 hour layover before getting back on a plane at 6:45 pm. I thought I would sleep a little in the airport, but it wasn’t possible. Back on the plane at 6:45, and then a 5 hour flight (and another 2 hours of sleep) to Mumbai, where it is 3:30 am.

The good thing is that there are tons of people at the airport and it is no problem getting a taxi. The bad thing is that even though we used points to get a nice hotel near the airport, the driver has no idea where it is, nor does he speak any English. So we spend the next hour or so driving around Mumbai asking anyone who is awake where the hotel is. People keep telling the driver where it is and then he must keep passing it, and then he asks someone else and they tell him where it is and then he passes it… I was so cracked out from being awake so much over the last couple of days that at the time it was actually funny. Really funny. The driver was pissed off at us because we totally were not understanding each other and I was laughing every time he stopped to ask for directions.

The best thing is that when we get to the hotel at 5 am, they let us check in early (normal check in is at 3 pm) and we sleep, finally.

Amateur bodybuilder Srdjan Vukicevic

Mr. Big from Montenegro.









Country: Montenegro 
Birthdate: 1977
Height: ? 
Off season weight: ? 
Competition weight: ?