Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Yanlış Bilinen Gerçekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yanlış Bilinen Gerçekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Günümüzün Tarih Cahilleri, Tarihi Nasıl Anlamakta?

Günümüzde insanların büyük bir çoğunluğu; her alanda, hemen hemen her konuda yorum yapar, fikir sunar, bildiklerinin doğruluğundan emin olmadan, savundukları hususlarda ısrar ederler. Spor konusunda, tıp konusunda olduğu gibi tarih ilminde de konuşur, hiç kitap okumadan internetten öğrendiği üç beş bilgi ile tarihi yorumlar, hatta şahsiyetleri yargılamaktan çekinmezler. Tarih cahilleri çoğu kez ezbere konuşur, bilmedikleri konularda ısrar eder, yazılanların gerçek olup olmadığını araştırmadan savunmaya geçerler. İşin en acı ve garip yanı da; bahsi geçen kişiyi sevmiyorlarsa, ya da sevmek işlerine gelmiyorsa; belgeye, kaynağa bakmaksızın hakaret ve iftira dolu cümleleri sıralamakta bir mahsur görmezler.

Bir milletin tarihini, asırlardır savaştığı düşmanı yazdıysa o kaynaklara nasıl güvenebiliriz?

Bir milletin tarihini, asırlardır savaştığı düşmanı yazdıysa o kaynaklara nasıl güvenebiliriz?


Tarih kitaplarını sadece zevk almak için değil, ders almak için de okumamız gerekir.. Tarih bir milletin hafızasıdır. Hafızasını kaybeden bir millet yıkılmaya 

mahkumdur. Geçmişine, özüne sahip çıkmayan milletler, başka milletlerin kölesi olur. Gün gelir, o başka milletler seni; kendi tarihine ve geçmişine de düşman ederler.

Kur’an’ın da işaret buyurduğu gibi öğüt ve ibret alınan bir ilimdir

Tarih şovenist duyguların tatmin edileceği bir saha değildir, 

Kur’an’ın da işaret buyurduğu gibi öğüt ve ibret alınan bir ilimdir

. Dünyaya yeniden tokat vurmak isteyen Türk varsa, cihad nedir, fıkıh nedir, emir nedir bilmek 
mecburiyetindedir. Biraz devrimlerden, biraz evrimlerden, biraz gelenekten, biraz törelerden, biraz modernizmden meydana gelen yamalı bohça ideolojilerden hiçbir halt olmamıştır, olmayacaktır. İslam’ı Türklükle tanımlamak değil, Türklüğü İslam ile tanımlamaktır aslolan.

Dünyaya yeniden tokat vurmak isteyen Türk varsa, cihad nedir, fıkıh nedir, emir nedir bilmek mecburiyetindedir.

Tarih şovenist duyguların tatmin edileceği bir saha değildir, 

Kur’an’ın da işaret buyurduğu gibi öğüt ve ibret alınan bir ilimdir

. Dünyaya yeniden tokat vurmak isteyen Türk varsa, cihad nedir, fıkıh nedir, emir nedir bilmek mecburiyetindedir. 

Biraz devrimlerden, biraz evrimlerden, biraz gelenekten, biraz törelerden, biraz modernizmden meydana gelen yamalı bohça ideolojilerden hiçbir halt olmamıştır, olmayacaktır. İslam’ı Türklükle tanımlamak değil, Türklüğü İslam ile tanımlamaktır aslolan.

Biraz devrimlerden, biraz evrimlerden, biraz gelenekten, biraz törelerden, biraz modernizmden meydana gelen yamalı bohça ideolojilerden hiçbir halt olmamıştır, olmayacaktır.

Tarih şovenist duyguların tatmin edileceği bir saha değildir, 

Kur’an’ın da işaret buyurduğu gibi öğüt ve ibret alınan bir ilimdir

. Dünyaya yeniden tokat vurmak isteyen Türk varsa, cihad nedir, fıkıh nedir, emir nedir bilmek mecburiyetindedir. 

Biraz devrimlerden, biraz evrimlerden, biraz gelenekten, biraz törelerden, biraz modernizmden meydana gelen yamalı bohça ideolojilerden hiçbir halt olmamıştır, olmayacaktır.

 İslam’ı Türklükle tanımlamak değil, Türklüğü İslam ile tanımlamaktır aslolan.

Herkes Tarih Biliyor mu? Tarihi Ne Kadar ve Nasıl Biliyoruz? Türkiye'de Tarih

Çevremizde tarihe ilgi duymayan, tarih hakkında konuşmayan çok nadir insan vardır. Tarih İlminin Önemi ‘ne dair kimileri yazar; kimileri okur, kimileride bulunduğu sohbetlerden üç-beş paragraf bilgi edinir, kimileri de öğrendiği yalan-yanlış bilgilerle çevresine ahkam keser. Kimse; “Ben bilmiyorum” diyerek vebalden kurtulmaya çalışmaz. Aksine, çevremizdeki herkes tarih bilir, tarih konuşur. Tıpkı siyaset ve spor konuştukları gibi… Bu noktadan hareketle, büyük bir çoğunluğun tarihe olan merakı tartışılamaz elbette. Fakat insanların yeterli eğitim alamadığı ve parça parça öğrendiği tarih bilgisi kime yarar

Peki, tarih ilmine vâkıf olmanın yolu nedir? Hangi kaynaklardan gerçeğe ulaşabiliriz?


Peki, tarih ilmine vâkıf olmanın yolu nedir? Hangi kaynaklardan gerçeğe ulaşabiliriz?

İşte bu gibi sorular her zaman kafaları kurcalamış ve doğru bilgiye duyulan açlık, insanların tarih yazarlarına şüpheyle yaklaşmalarına sebep olmuştur. Örnek verecek olursak; Osmanlı tarihi yazan bir şahıs, oryantalist kaynaklardan besleniyorsa? Ya da; Osmanlı’nın son dönemlerinde, sultanlara atılan iftiraların sebeplerini öğrenemeden ve araştırma ihtiyacı hissetmeden o iftiraları bizlere “gerçek” olarak sunduysa? Ne vahim bir tablo! Maalesef elimize aldığımız her tarih kitabı muteber kabul edilemediği gibi her diploma sahibi tarihçi de gerçeği dile getirememektedir…

Tarafsız tarihçilik demek; her yazılanı hiçbir kıyasa başvurmadan ve araştırma yapmadan alıp, nakletmek değildir.Örneğin; Avrupa’da birçok tarihçi, Fatih Sultan Mehmed Han’ın zâlim olduğunu yazar, bizim kaynaklarımıza ve eserlerimize bakarsak; âdil ve âlim yazar. Demek ki; önce tarihçinin kim olduğuna ve ne amaçla tarih yazdığına da bakmalıyız.

Ne gariptir ki; bizi taraf tutmakla suçlayan güruh, kendi ırkına ve inancına saldıran adamların yazdığı tarihe inanıyor

Her Tarih Kitabı Her Tarihçi Gerçek Tarihi Söylemiyor

İşte bu gibi sorular her zaman kafaları kurcalamış ve doğru bilgiye duyulan açlık, insanların tarih yazarlarına şüpheyle yaklaşmalarına sebep olmuştur. Örnek verecek olursak; Osmanlı tarihi yazan bir şahıs, oryantalist kaynaklardan besleniyorsa? Ya da; Osmanlı’nın son dönemlerinde, sultanlara atılan iftiraların sebeplerini öğrenemeden ve araştırma ihtiyacı hissetmeden o iftiraları bizlere “gerçek” olarak sunduysa? Ne vahim bir tablo! Maalesef elimize aldığımız her tarih kitabı muteber kabul edilemediği gibi her diploma sahibi tarihçi de gerçeği dile getirememektedir

Tarafsız Tarihçilik Nedir?

Tarafsız tarihçilik demek; her yazılanı hiçbir kıyasa başvurmadan ve araştırma yapmadan alıp, nakletmek değildir.Örneğin; Avrupa’da birçok tarihçi, Fatih Sultan Mehmed Han’ın zâlim olduğunu yazar, bizim kaynaklarımıza ve eserlerimize bakarsak; âdil ve âlim 

yazar. Demek ki; önce tarihçinin kim olduğuna ve ne amaçla tarih yazdığına da bakmalıyız.

Ne gariptir ki; bizi taraf tutmakla suçlayan güruh, kendi ırkına ve inancına saldıran adamların yazdığı tarihe inanıyor…