Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Royce Westmoreland etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Royce Westmoreland etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Düşler Krallığı... Bu Mim'dur ^_^

Canım dostum mavi bana bir süre önce şu yazısıyla bir mim göndertmişti. Kitaplarla ilgili olan bu mimi geç cevapladığım için kendisinden bizzat özür diler, o güzel yanaklarında kocaman öperim :D

Şimdi mimin konusu kitaplığınızdan rastgele bir kitap seçmek ve 55.sayfasındaki satırları buraya yazmak (50 de olabilir bak emin olamadım şimdi), kitabın elinize geçiş hikayesini de mime eklemektir. Bu mimi alan arkadaşlar genellikle kurallara riayet etse de kural dışına çıkanlarda olmuş. Ki bende bunlardan biri olacağım.

Görsel Kaynak: burada


Kitaplığımda enn sendiğim, okumaktan asla bıkmadığım, benim için 'hala' yazılmış en iyi roman karakterlerini barındıran, okunmaktan içi dışına çıkmış mükkemmel kitabımı seçtim. Yani şahane yazar Judith McNaught'un Düşler Krallığı romanını. Kitabın 55 veya 50. sayfalarını yazmak yerine en sevdiğin sahnelerinden birini yazacağım.


Kızı peçesinden kavradı, başını geriye itti. 'Kımıldama!!' diye kükredi. Sanki doğa bile ona itaat etmişti; tutsakların acı dolu iniltileri kesilmiş, askerlerin çıkardığı metalik sesler durmuş, büyük meydana olağandışı, ürkütücü bir sessizlik çökmüştü. Jenny'nin nabzı çılgın gibi atıyor, saç derisi acıyordu. Gözlerini sımsıkı kapayıp Kurt'tan büyük olasılıkla kendisini öldürecek yumruğun gelmesini bekledi.



Ama yumruk gelmedi. Hem korkudan, hem de yenemediği bir meraktan ilk kez gözlerini açıp baktı ve O'nun yüzünü gerçekten gördü Jenny. Karşısında dikilen bu şeytanın görüntüsü, Jenny'yi dehşet içerisinde bağırttı neredeyse: Adam çok iriydi. Devasaydı. Saçları siyahtı, siyah pelerini arkasında dalgalanıyor, rüzgarda ürkütücü bir şekilde uçuşuyordu. Ateşten yükselen alevler ona gerçek bir şeytan görünümü veren gölgeler düşürerek, onun şahini andıran kara yağız çehresinde raks ediyor, tuhaf gözlerinde alev alev yanıp, bu gözler adamın sakallı, bitkin yüzünde dökme gümüş renginde kömür taneleri gibi parlayana dek onları ısıtıyordu. Geniş omuzları, geniş göğsü ve adaleli kollarıyla Herkül'ü andırıyordu. Jenny bir bakışta bu adamın yapmakla suçlandığı alçakça işleri gerçekten de yapabileceğini anladı.



Cesur bir şekilde ölün! Çabuk ölün! sözleri kulaklarında yankılandı.



Jenny başını çevirip dişlerini adamın kalın bileğine geçirdi.

Kitabın elime geçişi ise zor olmuştu. Kitabın bendeki baskısı Şubat 2007. Ben kitabı çıkar çıkmaz aldım denebilir ama bulmam zor olmuştu hatırlıyorum. Kitabı Bakırköy Carousel Migros'ta bulmuş, zorda olsa almıştım. O gün bugündür kitap onlarca kez tarafımdan bıkmadan, tek bir sayfası bile atlanmadan tekrar tekrar sevilerek okunur.

Judith McNaught daha iyisini yazana kadar bu da böyle sürer gider.. ;)

Mimi isteyen herkes üzerine alıp blogunda yazabilir. Ama adetendir ya illa birine göndermek gereklidir. Eee ebeyi seçtim o zaman mydestiny seni seçtim canım :)

İçinde Aşk Saklı ♥ Whitney, My Love




Dirseğini çimenlere yaslayarak Whitney'in yanına uzandı Clayton. Başparmağıyla Whitney'in yanağına dokundu ve genç kadının elmacık kemiğinin nazik kıvrımını parmak ucunda hissetti. Clayton bu kadının ruhuna, tazeliğine tapıyordu adeta; Whitney'in tutkusu iç yakıcı ve tahrik ediciydi. Bunu düşündüğünde bile Clayton iliklerine yayılan keskin bir acı hissediyordu. Bu kadın tıpkı onun umduğu gibi, hatta umduğundan da öte bir yaratıktı; inatçıydı, tatlıydı, şehvetliydi, küstahtı ve zekiydi. Heyecan verici bütün zıtlıkları içinde barındıran bir hazineydi. Clayton'ın hazinesiydi!
Okumaya başladığımda:
Kitabı geçtiğimiz c.tesi tekrar okudum. Gayet kalın olmakla beraber sayfaların arasına kendinizi kaybettiğiniz için kalınlığı pekte önemli olmuyor. İnanılmaz güzellikle yazılmış. Her an kendinizi kitabın geçtiği 1820 yıllarında bulabilirsiniz.


Yazar her kitabında olduğu gibi o zamanları adeta yaşatır gibi anlatıyor. Kitabı okurken balo salonlarının anlatım atmosferi beni o kadar büyüledi ki bir an kendimi Whitney ile Clayton'u balo salonunun gölgelerle gizlenmiş köşesinden sessizce ama heyecanla izliyormuşum gibi hissettim. Neredeyse oradaydım.

Okuduktan sonra:
Judith McNaught'un bu kitabını tekrar okuyup arşivimin tozlu rafına kaldırmaktan inanılmaz mutluyum. Nihayetinde Epsilon yayınevi Whitney, My Love kitabını çevirirken İçinde Aşk Saklı demekle iyi yapmış. Clayton'un davranışlarının haksızlığı, Whitney'in vurdum duymazlığı ve hoşumuza gitmeyen detaylar arasında aşkı görmek gerçekten çaba gerektiriyor. Sonuçta kitap AŞK ı anlatmıyor, AŞK a giden yoldaki çetinlikleri anlatıyor. Bize de kitabın İÇİNDEKİ AŞK ı bulmak kalıyor.

Kitapta herşeyden çok hoşuma giden Düşler Krallığı kahramanlarımızdan bahsetmesi oldu. Ve daha çok hoşuma giden ise;


Spoiler: 


Düşler Krallığı kahramanımız Royce'un Claymore'a ilk geldiklerinde Jenny'i taktim etme şekli ve bu taktim şeklinin nesilden nesile aktarılışına bayıldım. Ayrıca Jenny'in gelecek nesillerde Westmoreland Düşesleri için hazırladığı kutuda çok değişik bir detay oldu benim için. Kutunun içinden çıkan Royce'un Jenny'in portresi için söyledikleri ve arkasında R&J harflerinin bir kalp içine çakılması bu büyük aşkı adeta özlememe neden oldu. Düşler Krallığı kitabı sonunda doğan erkek bebeklerinin adının William olduğunu öğrenmekte küçük bir detay olarak hafızama yazıldı. Nihayetinde bu güzel bir kitabı bitirip yoluma arşivimden çıkardığım Düşler Krallığı'nı tekrar okuyarak devam ediyorum. Selam size Royce & Jennifer :)


Spoiler Bitti. 


Tavsiyem:
Bu kitapta aşkı nefreti ve daha birçok duyguyu hissedebiliyorsunuz Bu kitap ayrıca Judith Mcnaught'ın ilk yazdığı ödüllü romanlarından biridir.Daha sonra bu kitabın etkisiyle Westmoreland karakterlerine hayat bulacak olan

Düşler Krallığı
Sen Gelmeden Önce

romanlarını yazdı benim tavsiyem ilk önce eğer okumadıysanız Düşler Krallığını ve daha sonra İçinde Aşk Saklı’yı ve en son olarakda yine okumadıysanız Sen Gelmeden Önce‘yi okuyun bu romanlarda hayat bulan karakterler inanın kendi öyküleriyle sizi başka bir zamana ve başka hikayelere taşıyacaklar.

Veee gitmeden kitaptan Clayton'un ağzından şiir gibi bir diyalog ile veda ediyorum:


Bırak da sana karşı işlediğim tüm suçları sayayım, Whitney. Öyle taş kalpli bir adamım ki babanın borçlarını temizleyip onu hapishaneye gitmekten kurtardım. Öyle bencilim ki orada öylece dikildim ve Sevarin’le birbirinize kur yapmanızı izledim. O kadar küstahım ki dudaklarının tadı hala dilimdeyken o lanet olasıca piknikte o adamın yanına oturup bana nispet yapmana katlandım. Ve bunları neden mi yaptım? Çünkü vahşi ve iblis ruhumla dilediğim tek şey sana adımı vermek, sana toplumda erişilemeyecek kadar üst düzeyde bir konum kazandırmak ve sana gücümün erişebildiği bütün güzelliklerle donatılmış zengin bir hayat sunmaktı.
— Clayton Westmoreland, İçinde Aşk Saklı.