Canım dostum mavi bana bir süre önce şu yazısıyla bir mim göndertmişti. Kitaplarla ilgili olan bu mimi geç cevapladığım için kendisinden bizzat özür diler, o güzel yanaklarında kocaman öperim :D
Şimdi mimin konusu kitaplığınızdan rastgele bir kitap seçmek ve 55.sayfasındaki satırları buraya yazmak (50 de olabilir bak emin olamadım şimdi), kitabın elinize geçiş hikayesini de mime eklemektir. Bu mimi alan arkadaşlar genellikle kurallara riayet etse de kural dışına çıkanlarda olmuş. Ki bende bunlardan biri olacağım.
Görsel Kaynak: burada
Kitaplığımda enn sendiğim, okumaktan asla bıkmadığım, benim için 'hala' yazılmış en iyi roman karakterlerini barındıran, okunmaktan içi dışına çıkmış mükkemmel kitabımı seçtim. Yani şahane yazar Judith McNaught'un Düşler Krallığı romanını. Kitabın 55 veya 50. sayfalarını yazmak yerine en sevdiğin sahnelerinden birini yazacağım.
Kızı peçesinden kavradı, başını geriye itti. 'Kımıldama!!' diye kükredi. Sanki doğa bile ona itaat etmişti; tutsakların acı dolu iniltileri kesilmiş, askerlerin çıkardığı metalik sesler durmuş, büyük meydana olağandışı, ürkütücü bir sessizlik çökmüştü. Jenny'nin nabzı çılgın gibi atıyor, saç derisi acıyordu. Gözlerini sımsıkı kapayıp Kurt'tan büyük olasılıkla kendisini öldürecek yumruğun gelmesini bekledi.
Ama yumruk gelmedi. Hem korkudan, hem de yenemediği bir meraktan ilk kez gözlerini açıp baktı ve O'nun yüzünü gerçekten gördü Jenny. Karşısında dikilen bu şeytanın görüntüsü, Jenny'yi dehşet içerisinde bağırttı neredeyse: Adam çok iriydi. Devasaydı. Saçları siyahtı, siyah pelerini arkasında dalgalanıyor, rüzgarda ürkütücü bir şekilde uçuşuyordu. Ateşten yükselen alevler ona gerçek bir şeytan görünümü veren gölgeler düşürerek, onun şahini andıran kara yağız çehresinde raks ediyor, tuhaf gözlerinde alev alev yanıp, bu gözler adamın sakallı, bitkin yüzünde dökme gümüş renginde kömür taneleri gibi parlayana dek onları ısıtıyordu. Geniş omuzları, geniş göğsü ve adaleli kollarıyla Herkül'ü andırıyordu. Jenny bir bakışta bu adamın yapmakla suçlandığı alçakça işleri gerçekten de yapabileceğini anladı.
Cesur bir şekilde ölün! Çabuk ölün! sözleri kulaklarında yankılandı.
Jenny başını çevirip dişlerini adamın kalın bileğine geçirdi.
Kitabın elime geçişi ise zor olmuştu. Kitabın bendeki baskısı Şubat 2007. Ben kitabı çıkar çıkmaz aldım denebilir ama bulmam zor olmuştu hatırlıyorum. Kitabı Bakırköy Carousel Migros'ta bulmuş, zorda olsa almıştım. O gün bugündür kitap onlarca kez tarafımdan bıkmadan, tek bir sayfası bile atlanmadan tekrar tekrar sevilerek okunur.
Judith McNaught daha iyisini yazana kadar bu da böyle sürer gider.. ;)
Mimi isteyen herkes üzerine alıp blogunda yazabilir. Ama adetendir ya illa birine göndermek gereklidir. Eee ebeyi seçtim o zaman mydestiny seni seçtim canım :)