Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Denizler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Denizler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kıta sahanlığı en genis olan bölge hangisidir?

Kıta sahanlığı en genis olan bölge Ege Bölgesidir 

Kıyı uzunluğu en fazla olan bölge hangisidir?

Kıyı uzunluğu en fazla olan bölge Ege Bölgesidir 

Deniz turizminin en erken başlayıp en geç bittiği bölge hangisidir?

Deniz turizminin en erken başlayıp en geç bittiği bölgedir. Antalya,Alanya, Kaş, Finike, Lara, Fethiye deniz turizminin geliştiği yerlerdir.

Koy nedir? Kısaca Tanımı



KOY:
Kara kenarlarındaki küçük girintilere  koy adı verilir.   

Kuzey Buz Denizinde Rekor Erime



Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların, geçen yaz rekor seviyede eridigi bildirildi. Buzulların kapladıgı alan 2005’e yüzde 23 azaldı.
Fransız Ulusal Bilim Arastırma Merkezi Arastırma Müdürü Jean-Claude Gascard, düzenledigi basın toplantısında, 2007 yazında Kuzey Buz Denizi’ndeki buzullarda çok büyük erime görüldügünü ve buzullarda bu kadar büyük bir erimeyi beklemediklerini söyledi.
Bunun en önemli nedeninin küresel ısınma oldugunu belirten Gascard’a göre, geçen eylül ayında buzulların Kuzey Buz Denizi’nde kapladıgı alan yaklasık 4.13 milyon kilometre kare oldu. Bu alan 2005’te 5,3 milyon kilometre kareydi. 2005’e göre buzulların kapladıgı alanın yüzde 23 azaldıgını belirten Gascard, buzulların kapladıgı alanın 2 yılda 1 milyon kilometre kareden daha fazla azaldıgını kaydetti.

Gascard, Kuzey Kutbu’ndaki buzulların son 20 yılda yüzde 40 oranında yok oldugunu, ortalama buz kalınlıgının 3 metreden 1,5 metreye düstügünü ve buzların erime döneminin uzadıgını hatırlattı. Buzulların arasından Kuzey Buz Denizi’ni geçen Tara adlı
geminin, yolculugunu 16 aydan biraz uzun sürede tamamladıgını belirten Gascard, Norveçli kasif Fridtjof Nansen’in Fram adlı gemisiyle bu yolculugu 19. yüzyılın sonunda 3 yılda tamamladıgını kaydetti. Gascard, 2008 yılının buzulların erimesi açısından çok önemli oldugunu ve bu yaz 1 milyon kilometre karelik buzulun eriyebilecegini söyledi.

Kuzey Buz Denizi Haritası İndir Bak



Deniz Kirliliğinin Önemli Nedenleri ve Deniz Kazaları



Deniz kirliliğine sebep olan diğer faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Deniz kıyılarında bulunan kent merkezleri ve sanayi tesislerinden çıkan ve arıtılmadan denize boşaltılan atıklar.
  • Tarımsal alanlarda erozyon sonucu akarsularla denize karışan toprak ve diğer kirleticiler. (Tarım alanlarından her yıl önemli miktarlarda toprak, erozyon yoluyla denizlere taşınmaktadır. Denizlere sadece toprak değil, tarımsal faaliyetler sonucu akarsulara karışan pestisit ve gübre gibi kimyasal atıklar da taşınmaktadır.)
  • Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından oluşan sızıntılar.
  • Gemiler ve diğer deniz araçlarından oluşan kirlilik (petrol, yağ atıkları, zehirli sıvılar, pis sular , çöpler vb.)

Deniz kazaları neticesinde önemli miktarlarda petrol döküntüsü suda birikmekte ve canlı ortamını tehdit etmektedir. Özellikle büyük petrol tankerlerinin kazaları sonucunda binlerce ton ham petrol denize dökülmektedir. Ham petrol taşımacılığı, petro-kimya sanayii ve organik kimya sanayiindeki gelişmeler kara, hava ve denizlerdeki kirlilik miktarını artırmıştır. Plastik maddelerin karadan ve gemilerden denize bırakılması, plajlara ve denizin doğal yaşamına ciddi zararlar vermektedir. Denizlerimizdeki kirlilik durumunu daha iyi anlamak için Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’in kirlilik durumlarına kısaca değinmekte fayda vardır.

Karadeniz’de Kirliliğin Sebepleri Nelerdir?

Karadeniz’de Kirliliğin Sebepleri



Karadeniz’in bazı bölgelerinde yapılan araştırmalar sonucunda; koliform bakteri sayısı, organik madde miktarı, 
bulanıklık gibi kirlilik unsurlarının normal değerlerin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Trabzon’da yapılan bir araştırmaya göre; deniz kirliliğinin sebepleri önem sırasına göre şöyledir;
1. Kanalizasyon,
2. Çöp ve atıklar,
3. Erozyon,
4. Doğu Karadeniz Bölgesinde kara yolu ulaşımının deniz kıyılarından gerçekleştirilmesi,
5. Sanayi kuruluşlarının olumsuz etkisi…

Marmara Denizi’nde Kirliliğin Sebepleri Nelerdir?

Marmara Denizi’nde Kirliliğin Sebepleri:



Marmara Denizi; özellikle Haliç ve İzmit Körfezi başta olmak üzere, fiziksel ve kimyasal kirleticilerin etkisinde 
kalmıştır. Giderek artan kentsel ve endüstriyel faaliyetler sonucu, bazı kirleticiler sınır değerlerin üzerine çıkmıştır. Bunlara ilaveten Haliç’te dere ve yamaçlardan gelen erozyon kalıntıları kirliliği artırmaktadır

Akdeniz’de Kirliliğin Sebepleri Nelerdir?

Akdeniz’de Kirliliğin Sebepleri



Deniz yolu taşımacılığı, Mersin’deki petrol rafinerisi ve İskenderun Körfezindeki iki adet petrol boru hattı terminali önemli 
kirletici unsurlardır. Bununla birlikte Akdeniz’de kirlilik oranı, Marmara ve Ege Deniz’ine göre daha düşüktür.

Deniz Kirliliği - Deniz nasıl kirlenmektedir?

Deniz Kirliliği



Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan deniz kirliliği hayati önem taşımaktadır. Denizlerin taşımacılık ve turizm amacıyla kullanılması, evsel, endüstriyel 
atıkların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak denize verilmesi, deniz kazaları sonucu meydana gelen
petrol akıntıları, akarsulardan denizlere ulaşan tarımsal atıklar, kirlenmeyi meydana getiren başlıca etkenlerdir. Deniz kirliliğine sebep olan atıklar belirli bir zamanda, bir bölgedeki kirlenme yoğunluğuna bağlı olarak insan sağlığına ve çevreye olumsuz yönde etki etmektedir.

Kıtalar Okyanuslar Nasıl Oluştu? Büzülme Teorisi



.BÜZÜLME TEORİSİ:
Güneş’ten kopan Yerküre,Güneş etrafındaki dönmeye bağlı olarak hızla soğumaya başlamış, soğumanın yüzeyden itibaren başlamasından dolayı yüzeyde ince bir tabaka tama­men soğuyup katılaşarak yerkabuğunu oluşturmuştur.Yerkabuğunun altındaki manto da soğumaya devam ettiğinden  katı yerkabuğu parçalanarak birbirinden bloklar halinde ayrılmıştır. Büyük bloklar ara­sındaki çanakların sularla dolması sonucu kara ve denizlerin ilk şekli oluşmuştur.

Kıtalar-Okyanuslar-Göller Hakkında Özet Bilgi



KITALAR VE OKYANUSLAR

Kıta ve okyanusların oluşumu ile ilgili en fazla ilgi gören iki önemli görüş bulunmakta­dır.

Bunlar:

1.Büzülme teorisi 2.Kıtaların Kayması Teorisi 

1.BÜZÜLME TEORİSİ:Güneş’ten kopan Yerküre,Güneş etrafındaki dönmeye bağlı olarak hızla soğumaya başlamış, soğumanın yüzeyden itibaren başlamasından dolayı yüzeyde ince bir tabaka tama­men soğuyup katılaşarak yerkabuğunu oluşturmuştur.Yerkabuğunun altındaki manto da soğumaya devam ettiğinden  katı yerkabuğu parçalanarak birbirinden bloklar halinde ayrılmıştır. Büyük bloklar ara­sındaki çanakların sularla dolması sonucu kara ve denizlerin ilk şekli 

2.KITALARIN KAYMASI TEORİSİ:Bu teoriye göre büyük bir kısmı silisyum ve alüminyumdan oluşan Yerkabuğu; SİAL, kendisinden daha yoğun ve ergimiş halde bulunan,yapısının büyük bir kısmı; silisyum ve magnez­yumdan oluşan SİMA üzerinde yüzer halde bulunmaktadır. Mantonun plastik ve akıcı özellikte bulunan bu en üst kısmı içinde; sıcaklık, basınç ve radyo­aktivite nedeniyle, milyonlarca yıl süren çok yavaş yükselici, alçalıcı ve yatay yönlü akımlar vardır. Bu akımlar manto üzerindeki yüzer du­rumda bulunan büyük kara parçalarını hareket ettirmekte bu nedenle üzerinde yaşadığımız ka­ra parçalarının çok yavaş olsada yatay yönde kaymalarına neden olmaktadır.Böylece bazı kara parçaları birbirine yak­laşmakta bazı kara parçalarıda birbirinden uzaklaşmaktadır. Birbirinden uzaklaşan kara parçalan arasında oluşan çanaklara suların dol­masıyla suküre, oluşmuştur. Birbirlerine doğru hareket eden kara kütleleri ise aralarında kalan tabakaları sıkıştırıp yükselterek dağları oluştur­maktadır.Günümüzde coğrafi olayların büyük bölümü bu te­oriye göre açıklanmaktadır.Kıtaların büyük gi­rinti ve çıkıntılarının birbirleriyle çakışması da bu görüşü doğrulamaktadır.Birinci jeolojik devirde bütün kara parça­ları Pangea adı verilen tek kara parçası halin­de iken, 200-250 milyon yıl önce bu kara parçası parçalanarak, birbirinden uzak­laşmaya başlamıştır. Başlangıçta tek kara par­çası halinde olan Yerkabuğu Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi sonucu ekvatora doğru kaymış, ekvatorda da Dünya’nın batıdan doğuya doğru dönmesine bağlı olarak batıdan doğuya doğru yayılmıştır. Kara parçalarının bir­birinden ayrılması süreci dördüncü zamana ka­dar sürmüştür. Kara parçalarının bu hareketleri­ne bağlı olarak önlerine kattıkları tabakalara yanlardan basınç uygulayarak kıvrılma yada kırılmalarına  neden olmuştur

KITA VE OKYANUSLARIN DAĞILIŞI

510 milyon Km2 alan kap­layan Yerküre’nin 361 milyon Km2 ‘sini okyanuslar ve denizler, 149 milyon Km2‘sini karalar kaplamaktadır. Buna göre karaların yerküreye oranı; % 29, denizler ve okyanusların oranı ise %71 ‘dir.Karalar ve okyanuslar Yarımkürelere  eşit dağılmamışlardır.Kara­ların büyük  kısmı kuzey Yarımkürede toplan­mıştır. Bu nedenle Kuzey Yarımküre’ye “Kara­lar yarımküresi “de denilmektedir.Buna rağmen Kuzey Yarımkürede denizlerin kapladı­ğı alan karalara oranla daha fazladır. Kuzey Yarımkürede karaların ve denizlerin birbirine oranı incelendiğinde  karaların %39 ,denizlerin  %61 orana sahip olduğu görülmektedir. Güney yarımkürede denizlerin hakimiyeti daha fazla olduğundan; bu yarım­küreye de “Denizler yarımküresi” Denilmekte­dir. Güney Yarımküredeki karalar ve denizlerin birbirine oranı incelendiğinde denizlerin %81 karaların 19’luk orana sahip olduğu görülmektedir.*Yeryüzündeki kara parçaları ve okyanuslar farklı büyüklükteki parçalar halinde uzanmakta­dır  *Her iki yarım kürede de karaların kapladığı alan daha azdır.  *Güney Yarım Küre’de hem kara az, hem de karalar birbirine uzaktır.*Dünya nüfusunun büyük kısmı Kuzey Yarım Küre’de toplanmıştır. Kuzey Yarım Küre’de kıtalar    birbirine yakın olduğu için ülkeler arasındaki siyasî, kültürel ve ekonomik ilişkiler daha yoğundur.*Afrika, Asya ve Avrupa gibi eskiden beri bili­nen kara parçalarına; “Eski Dünya Karaları “,     Amerika, Avustralya ve Antarktika gibi sonra­dan keşfedilen kara parçaların ise; ” Yeni Dün­ya    Karaları” denilmektedir


OKYANUSLAR

Okyanuslar üç büyük parça halinde bulunmaktadırlar.

1.Büyük Okyanus (180 milyon Km2)

2.Atlas Okyanusu (106 milyon Km2)

3. Hint Okyanu­su (75 milyon Km2 ) Yeryüzünün 361 milyon km2‘lik kısmını denizler ve okyanuslar kaplamaktadır.

Her üç okyanus Güney Kutbu çevresinde birleşmektedir.

İÇ DENİZ: Okyanusların karalar arasına sokulmuş kısımlarına ara deniz veya iç deniz denir. (Akdeniz, Karadeniz)

KENAR DENİZİ: Kıtaların kenarlarında bulunan ve adalarla veya sığ deniz eşikleriyle okyanuslardan ayrılan denizlere kenar denizi adı verilir.(Japon Denizi).

KÖRFEZ:Kara kenarlarındaki büyük girintilere körfez adı verilir.  

KOY:Kara kenarlarındaki küçük girintilere  koy adı verilir.   

BOĞAZ:Karalar arasındaki dar su yollarına  boğaz adı verilir (Çanakkale, İstanbul gibi

GÖLLER

GÖL:Kıvrılma,kırılma,çökme ve erime sonucu oluşan çanaklar ile doğal olarak yada insanlar tarafından oluşturulan  setlerde suların birikmesiyle oluşan durgun su kütlelerine göl denir. 

YERYÜZÜNDE BAŞLICA GÖL BÖLGELERİ 

1. AVRUPA:Finlandiya,Britanya Adaları,Kuzey Almanya ve Alp dağları zengin göllere sahiptir. Bu göllerin büyük bölümü buzulların etkisiyle oluşmuştur. Doğu Avrupa’nın kuzeyinde Ladoga,Onega gölleri,İsveç’te Vener,Vetter,Melar gölleri büyük oranda tektonik göllerdir.Eifel’de maarlar içinde oluşan volkanik goller yer almaktadır.Finlandiya(Göller ülkesi) birbirine küçük akarsularla bağlı olan binlerce gölle kaplıdır.

2.ASYA:Dünyanın en büyük gölü olan Hazar(Hazer)gölü.Aral gölü,Karaboğaz gölü.Hazar ve Aral gölleri daha önce birleşik bir göl durumundayken oluşan tortulanma alanları sonucunda ayrılmışlardır.Baykal gölü(Dağ gölü),Balkaş gölü,Isık gölü(Sıcak göl),Lob-Nor gölü(Bataklık durumundadır),Lut gölü,Urmiye ve Van gölü diğer önemli göllerdir. 

3.KUZEY AMERİKA :

Kuzey Amerika Büyük Göller Bölgesi: Superiyör, Huron, Erie, , Ontario,(Bu göllerin bir kısmı Kanada’da yer alır) Mic­higan(Tamamı Amerika Birleşik Devletleri sınırları içindedir.)Bu göller sığ eşiklerle birbirlerinden ayrılmışlardır.Birbirine boğaz ve kanallarla bağlı durumdadırlar.Kuzey Amerika’nın kuzeydoğusu kısımlarında,Büyük Ayı,Köle ve Vinnipeg gölleri yer almaktadır.Bunlardan Büyük Ayı ve Köle gölleri yılın büyük bölümünde buzlarla kaplıdırlar.Vinnipeg buzul alanlarında bulunan sığ bir set gölüdür.Great Salt Lake (Büyük Tuz Gölü)gölü Kuzey Amerika’da bulunan dışa akışı bulunmayan bir göldür. 

4.ORTA VE GÜNEY AMERİKA:Nikaragua’da Nikaragua ve Managua gölleri çöküntü alanları içinde oluşmuşlardır.Titicaca 3812metre yüksekliğinde bulunur.Poopo gölü ve Arjantin’de bulunan Mar chiguita gölü diğer önemli göllerdir.  

5.AFRİKA:Göllerin büyük bölümü kırılmalar ile oluşan çöküntü alanlarında yada iç bölgelerdeki geniş çanaklar içerisinde meydana gelmişlerdir.Victoria, Kiopa, Rudolf, Nyassa, Tanganika, Kivu, Edwart,Albert,Kioga,Ngami ve Çad gölleri başlıca göllerdir. 

6.AVUSTRALYA:Başlıca gölü olanEyre gölü tuzlu bir bataklık durumundadır.

BAŞLICA GÖLLERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ 

1.Asya Kıtası’nda bulunan Hazar Gölü dünyanın en büyük gölüdür.

2.Kuzey Amerika Kıtası’nda bulunan (ABD-Kanada sınırı),Superior Gölü dünyanın ikinci büyük gölüdür.

3.Bazı göllerin alanları mevsime bağlı olarak büyük değişmeler gösterir.Afrika Kıtası’nda bulunan Çad Gölü (10.000-26.000km2) ve yurdumuzda Tuz Gölü bunların başında gelir.

4.Dünya’nın en derin gölü Baykal Gölü’dür.(1741 m)

5.Dünya’nın en yüksek gölü,Tibet’te bulunan P’u-Mo Ts’o Gölü’dür.(5025m)

6.Bazı göller deniz seviyesinin altında bulunmaktadır.(Lut (394m),Taberiye(210m),Haiti’de bulunan Enriguillo Gölü(48m),Mısır’da bulunan Harun Gölü(44m),Hazar (28m)

7.Tuzluluk oranı çok yüksek olan göllerin başlıcası ABD’de Büyük Tuz Gölü’dür. Bu gölün tuzluluk oranı binde 230 civarındadır.

8.Dünya’nın en önemli volkan krateri gollerinin başında,ABD’de bulunan,Crater Gölü’dür.

9.Dünya’nın en önemli maar göllerinin başında,Laachersee, Pulvermaar, Weinfeldermaar, Meerfeldermaar, Holzmaar ve Ulmenermaar (Almanya-Eifel Bölgesi),Pavin,Chauvet,Issarles gölleri(Fransa güneyi-Masif Santral bölgesi),Viti,Graenavatn,Gestastadavatn(İslanda), Tikitapu(Yeni Zelanda)

10.Dünya’nın en önemli Graben göllerinin başında, Afrika’dabulunanTanganika, Malawi(Nyassa), Edward ve Asya Kıtası’nda bulunan,Baykal ve Lut gölleridir.

11.Buzul aşındırmasına bağlı olarak oluşan en önemli göller,Alp Dağları’nın kuzeyinde bulunan,Boden,Zürih ve Dört Kanton gölleri ile güney yamaçlarda bulunan Garda,Como ve Maggiore gölleridir.

12.Önemli meteorit gölleri,Batlık Denizi’nde Kaalijarv , Arjantin’de bulunan Laguna Negra ve Kanada’da bulunan Ungava gölleridir.

13.Önemli moren set gölleri  Avusturya’da bulunan Ammer,Starnberg ve Atter gölleri,Finlandiya ve Norveç’in güneyinde bulunan Vetter ve Vener gölleri,ABD’de bulunan Superior, Michigan, Huron, Erie, Ontario (ABD- Kanada).

14.Önemli buzul set gölleri, Gapshan(Shyok) gölü (Karakurum Dağları etekleri)

15.Önemli Lagün gölleri Batlık Denizi güneyinde Frisches ve Kuriscches Lagünleri ,Nil Deltası’nda Menzele ve Brullus gölleri,

16.Önemli resif göllerinin başında, Büyük Set Resifi(Great Barrier Reef) (Avustralya) gelmektedir.

17.Önemli traverten set gölleri Korona Nehri boyunca oluşan göllerdir.(Bosna)

18.Relikt Göller:Bunlar geçmiş jeolojik devirlerde oluşan eski iç denizler ve büyük su kütlelerinden günümüze kalmış  olan göllerdir.Asya Kıtası’nda Hazar ve Aral gölleri 

KITA VE OKYANUSLARIN DAĞILIŞI



KITA VE OKYANUSLARIN DAĞILIŞI

510 milyon Km2 alan kap­layan Yerküre’nin 361 milyon Km2 ‘sini okyanuslar ve denizler, 149 milyon Km2‘sini karalar kaplamaktadır. Buna göre 

karaların yerküreye oranı; % 29, denizler ve okyanusların oranı ise %71 ‘dir.Karalar ve okyanuslar Yarımkürelere  eşit dağılmamışlardır.Kara­ların büyük  kısmı kuzey Yarımkürede toplan­mıştır. Bu nedenle Kuzey Yarımküre’ye “Kara­lar yarımküresi “de denilmektedir.Buna rağmen Kuzey Yarımkürede denizlerin kapladı­ğı alan karalara oranla daha fazladır. Kuzey Yarımkürede karaların ve denizlerin birbirine oranı incelendiğinde  karaların %39 ,denizlerin  %61 orana sahip olduğu görülmektedir. Güney yarımkürede denizlerin hakimiyeti daha fazla olduğundan; bu yarım­küreye de “Denizler yarımküresi” Denilmekte­dir. Güney Yarımküredeki karalar ve denizlerin birbirine oranı incelendiğinde denizlerin %81 karaların 19’luk orana sahip olduğu görülmektedir.*Yeryüzündeki kara parçaları ve okyanuslar farklı büyüklükteki parçalar halinde uzanmakta­dır  *Her iki yarım kürede de karaların kapladığı alan daha azdır.  *Güney Yarım Küre’de hem kara az, hem de karalar birbirine uzaktır.*Dünya nüfusunun büyük kısmı Kuzey Yarım Küre’de toplanmıştır. Kuzey Yarım Küre’de kıtalar    birbirine yakın olduğu için ülkeler arasındaki siyasî, kültürel ve ekonomik ilişkiler daha yoğundur.*Afrika, Asya ve Avrupa gibi eskiden beri bili­nen kara parçalarına; “Eski Dünya Karaları “,     Amerika, Avustralya ve Antarktika gibi sonra­dan keşfedilen kara parçaların ise; ” Yeni Dün­ya    Karaları” denilmektedir.

Kıtalar ve Okyanuslar Nasıl Oluştu? Kıtaların Kayması Teorisi



KITALARIN KAYMASI TEORİSİ:
Bu teoriye göre büyük bir kısmı silisyum ve alüminyumdan oluşan Yerkabuğu; SİAL, kendisinden daha yoğun ve ergimiş halde bulunan,yapısının büyük bir kısmı; silisyum ve magnez­yumdan oluşan SİMA üzerinde yüzer halde bulunmaktadır. Mantonun plastik ve akıcı özellikte bulunan bu en üst kısmı içinde; sıcaklık, basınç ve radyo­aktivite nedeniyle, milyonlarca yıl süren çok yavaş yükselici, alçalıcı ve yatay yönlü akımlar vardır. Bu akımlar manto üzerindeki yüzer du­rumda bulunan büyük kara parçalarını hareket ettirmekte bu nedenle üzerinde yaşadığımız ka­ra parçalarının çok yavaş olsada yatay yönde kaymalarına neden olmaktadır.Böylece bazı kara parçaları birbirine yak­laşmakta bazı kara parçalarıda birbirinden uzaklaşmaktadır. Birbirinden uzaklaşan kara parçalan arasında oluşan çanaklara suların dol­masıyla suküre, oluşmuştur. Birbirlerine doğru hareket eden kara kütleleri ise aralarında kalan tabakaları sıkıştırıp yükselterek dağları oluştur­maktadır.Günümüzde coğrafi olayların büyük bölümü bu te­oriye göre açıklanmaktadır.Kıtaların büyük gi­rinti ve çıkıntılarının birbirleriyle çakışması da bu görüşü doğrulamaktadır.Birinci jeolojik devirde bütün kara parça­ları Pangea adı verilen tek kara parçası halin­de iken, 200-250 milyon yıl önce bu kara parçası parçalanarak, birbirinden uzak­laşmaya başlamıştır. Başlangıçta tek kara par­çası halinde olan Yerkabuğu Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi sonucu ekvatora doğru kaymış, ekvatorda da Dünya’nın batıdan doğuya doğru dönmesine bağlı olarak batıdan doğuya doğru yayılmıştır. Kara parçalarının bir­birinden ayrılması süreci dördüncü zamana ka­dar sürmüştür. Kara parçalarının bu hareketleri­ne bağlı olarak önlerine kattıkları tabakalara yanlardan basınç uygulayarak kıvrılma yada kırılmalarına  neden olmuştur 

Kenar Deniz nedir? Kısaca Tanımı



KENAR DENİZİ:
 Kıtaların kenarlarında bulunan ve adalarla veya sığ deniz eşikleriyle okyanuslardan ayrılan denizlere kenar denizi adı verilir.(Japon Denizi).

İç Deniz nedir? Kısaca Tanımı



İÇ DENİZ:
 Okyanusların karalar arasına sokulmuş kısımlarına ara deniz veya iç deniz denir. (Akdeniz, Karadeniz)

Körfez nedir? Kısaca Tanımı



KÖRFEZ:
Kara kenarlarındaki büyük girintilere körfez adı verilir.  

Koy nedir? Kısaca Tanımı



KOY:
Kara kenarlarındaki küçük girintilere  koy adı verilir.   

Koy ve Körfez nedir? Aralarındaki Fark nedir?



KÖRFEZ:Kara kenarlarındaki büyük girintilere körfez adı verilir.  

KOY:Kara kenarlarındaki küçük girintilere  koy adı verilir.